• Sonuç bulunamadı

Namık Kemal 1840-1888

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Namık Kemal 1840-1888"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Namık Kemal

ŞAİR, romancı, tiyatro yazarı, gazeteci ve idare

adamı. Tekirdağ’da doğdu. Dedesinin terbiyesi al­

tında özel eğitimle yetişti. Tercüme Odası’nda çalı­

şırken Şinasi ile tanıştı. Küçük yaşta şiire başla­

mıştı. Şinasi’nin Tasvir-i Efkâr adiyle çıkardığı

gazetede yazarlığa başladı. Yeni OsmanlIlar gizli

cemiyetine girdi. 1867’de Paris’e, oradan Londra’ya

kaçtı. 1870’ten sonra İstanbul’a dönerek Gelibolu

Mutasarrıfı oldu. Sakız Mutasarrıfayken vefat etti.

.L—

lı Tiyatrosu, fe vkalâd e zam anlara v e rg i bir heyecan içinde ka y n a şıy o rd u . Bir yıl önce G e lib o lu 'd a m uta­ sarrıf b u lu n d u ğ u sırada Kem al B e y 'in y a z d ığ ı «dram », «V atan -yahu t-Silistre » ilk defa temsil o lu ­ nacaktı. G e d ik p a şa T iy a tro su 'n u n beş kat locasında saray m ensupları, hatırlı, tanınm ış kim seler y e r yer gö ze çarpm aktaydı. N azırlardan, vezirlerden bazıları da gelm işti.

Beş yıld an beri G ü llü A g o p 'u n metne d a y a n a ­ rak eser oynatm a tekelini padişahtan alm ası üzerine, İsta n b u l'd a başka tiyatro kalm a dığın da n, V atan p i­ yesi, bu sa h n e d e oynanacaktı. Salon, at nalı şe k lin ­ de, kırm ızı kad ife koltuklar ve ayn ı renkte kadife kaplı localarla kat kat y ü k se liyo rd u . Her yer tıklım tıklım d o lu y d u . O sırada İbret gazotesini çıkaran Kem al B e y 'in şöhreti ise h e rke sin b ild iği bir şeydi.

D aha perde açılıp da İslâm B e y ve Z e k iy e Ha- n ım 'ın vatanı yücelten sözleri, sa h n e ye y a k ışır bir yiğitçe tavırla sö y le n m e ğ e başlar başlamaz, se yirci­ lerde c o şk u n lu k alâmetleri belirmişti. Z e k iy e 'y i Y e- ranuhi K ara ka şya n o y n u y o rd u . Halk k e n d in i u n u t­ muş, «Aferin!.» d iye takdirini belirtiyor, « Eksik o l­ ma Kem al!» d iye y ü k se k sesle sah n e ye b ağırıyordu , ikinci ve üçüncü perdelerde c o şk u n lu k daha da art­ tı. T iyatronun içinden y ü kse le n sesler, «Yaşa K e ­ mal... V a ro lsu n milletin Kem al'i.. M u ra t'ım ız ı iste­ riz.. » haykırışları sokaktan geçenlerce bile işitilir oldu. Sultan A b d ü lâ z iz y ö n e tim in d e n bezm iş olan halk, Şehzad e M u ra t'ın tahta çıkarılm ası için V atan p iy e sin i vesile y ap m ak istiyordu.

Temsil, co şk u n alkışlar, dakikalarca süren h a y ­ kırışlar arasında sona e rd iği zam an halk, tiyatroyu terketm ek istemedi. Kem al B e y 'in sa h n e ye çıkm ası arzu o lu n u y o rd u . N e d e n sonra k e n d isin in tiyatro­ da b u lu n m a d ığ ı anlaşılınca, İbret gazetesi id a reh a­ nesine g id ilm e ğ e karar verildi. Elliden fazla itibarlı kimse, o zam anlar h e n ü z İstanbul sokakları a y d ın la ­ tılm adığı için, ellerinde fenerler ve m eşalelerle bir fener alayı ihtişam ı içinde ve yollarda y ü k se k se s­ le « V a ro lsu n Kem al!» d iy e haykıra rak G e d ik p a şa 'd a n G ala tasa ray'd ak i H açop u lo Pasajı'na, İbret ga ze te si­

ne geldiler. G aze te n in sahibi A le k sa n E fe n d i'y i u y ­ ku d a n uyandırdılar. M e ra m ların ı anlattılar. Kem al

B e y orada yoktu. B u n u n üzerine ö v g ü d o lu bir tez­ kere bırakarak ayrıldılar.

Ertesi g ü n ü , İbret ga ze te sin d e ola ylar anlatılı­ y o r ve bu tezkeıe de y a y ın la n ıy o rd u . H a lkın arzu su üzerine tiyatro idaresi, 2 nisan akşam ı da p iye si o y ­ natma iznini kopardı. Bu d efa ki temsil, Z e k iy e 'y i canlandıran K ara ka şya n yararına verilecekti.

4 nisan akşam ı ise, tiyatroda, Teodor K a sa p 'ın «Pinti Hamit» adlı a d a p ta syo n u oynanacaktı. Tiyat­ ron u n e d e b î he ye tin d e b u lu n a n N a m ık Kem al ve M u sta fa Nuri, idare o d asın d a oturm uş, olayları g ö ­ rü şü yo rlard ı. İbret, bir g ü n önce sü resiz o lşra k k a ­ patılmıştı. Sebep, olayları anlatış tarzıydı. Halkı, p a­ d işaha karşı isyan a kışkırtır gö rü lm ü ştü . O sırada k a ­ pı açıldı, içeriye bir yab an cı girdi. Kem al B e y 'in o ra ­ da olu p o lm a d ığ ın ı sordu. K e n d isin i Z ap tiye M ü ş ir i Paşa istiyordu. K e m a l'i alıp gitti. A z sonra bir z a p ­ tiye (a ske rî p olis) b in b aşısı geldi. M u sta fa N u r i'y i alıp götürdü. O gece, temsil sırasında A h m e t M it ­ hat E fe n d i'y i de aldılar. Eb ü ziy ya T evfîk ve d iğ e rle ­ ri birer birer toplandı. N a m ık Kemal, K ıb rıs'a, M a g o - sa zind anına gö nd e rild i. M em lekette vatan bilincini u y a n d ırm a k için tiyatrodan yararlanan ilk adam, böylece, A b d ü lâ z iz 'in Tanzim at Fe rm an ı'n a aykırı d ü şe n em riyle, m ükâfatını g ö rm ü ş ve sü rg ü n e d il­ miş oldu. D iğe rle ri de, «H ü rriyet taraflısı» olm ak suçlarıyle, çeşitli yerlere sürüldüler, hapsedildiler.

N a m ık Kemal, en b ü y ü k eserlerini M a g o s a 'd a yazdı. 1 8 7 6 'd a Sultan V. M u ra t'ın tahta çıkm asıyla affedilerek İsta n b u l'a d ö n d ü . Ç o k geçm eden, Sultan II. A b d ü lâ z iz 'in tahta çıkm asıyle, y e n id e n tevkif edildi. M a h k e m e y e sevkedildi. Beraat etti. Fakat y i­ ne de İstan b u l'd a kalm ası önlendi. Bu y ü zd e n çe­ şitli m utasarrıflıklara tâyin edildi. En son Sak ız M u ­ tasarrıfayken, 2 A ra lık 1888'de, tu tu ld u ğ u zatürree­ d en kurtulam ıyarak, hayata gö zle rin i y u m d u . R u m e ­ li Fatihi Şeh zad e S ü le ym a n P a şa 'n ın B o la y ır'd a k i türbesi yan ınd a toprağa verildi.

N a m ık Kemal, birçok önem li ye teneklere sa­ hipti. M e se lâ birkaç kişiye, birkaç ayrı m etni ayn ı anda y a z d ırd ığ ın ı o ğ lu A li Ekrem Bolayır, «R u h -u Kem al» adlı eserinde yazar. Keza, işittiğini hem en h afızasın da tutm ak g ib i üstünlükleri, o n u n ge n ç yaşta ge lişm e sin e yard ım etmiştir.

M ^ ı S c i A t Ş ı v ı e ı u c u t â l l ü v J t D e n e y .

Referanslar

Benzer Belgeler

Yerden kendi motorlar› yard›m›yla havalan›p uzaya gidebilen ve görevi bitti¤inde ayn› flekilde dönüfl yapabilen uzay araçlar› ya- p›m› için X-33 projesi ortaya

“Ayasofya Hamamı, büyük şehri tezyin eden İstanbul’umuzun üzerinde milli imar damga­ larımızdan biri olan eşsiz kıymette bir yapı­ dır ki yalnız hamam olarak

Bu ki­ tapta toplanan öykülerde belirgin­ leşen özelliklerden biri, yazarın pek çok yerde savaşın acı gerçek­ lerini tüm çıplaklığıyla gözler önü­ ne

Primer sürrenal malignite olarak yorumlanan retroperitoneal lezyonu olan hastalarda ayırıcı tanıda germ hücre tümörleri akılda tutulmalı ve ameliyat öncesi dönemde buna yönelik

309-320; Ahmet Karataş, Türk-İslâm Edebiyatında Manzum Menâsik-i Haclar ve Nâlî Mehmed Efendi'ye Atfedilen Menâsik-i Hac (Edisyon Kritik) yüksek lisans tezi, 2003,

Parçalanmış ailelerde aile bütünlüğünün olmaması, aile içi sorunlar ve ekonomik yetersizlik gibi nedenlerden dolayı bu ailelerden gelen çocukların

(Kadın Şair ve Muharirlerimiz, 1941) M urat Uraz, Suat Derviş’in çalışarak ‘edebiyatımızın en işlek’ öğelerinden biri durumuna geldiği­ ni,

Hilâfetin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının kadınlardan, damadlardan ve sultanlardan doğanlar dahil hepsinin genç Türkiye Cumhuriyeti’nin hudutlarından