• Sonuç bulunamadı

Değirmentepe (Kalkolitik Çağ) Bebeklerinde İlginç Bir Adet: Baş Dağlaması

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Değirmentepe (Kalkolitik Çağ) Bebeklerinde İlginç Bir Adet: Baş Dağlaması"

Copied!
18
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK T A R ~~ H KURUMU

BELLET EN

Cilt: LXVII

A~ustos 2003

Say~: 249

DE~~RMENTEPE (KALKOL~T~K ÇA~) BEBEKLER~NDE

~LG~NÇ B~R ADET: BA~~

DA~LAMASI

MET~N ÖZBEK

De~irmentepe köy yerle~mesi Do~u Anadolu'da, Malatya'n~n 24 km ku-zey-do~usunda ve F~rat nehrinin 50 m uza~~nda yer almaktad~r. Höyük, F~rat ta~k~nlar~mn olu~turdu~u konglomeratik bir do~al yükseltinin üstünde, za-manla geli~mi~tir. De~irmentepe, do~u-bat~~ yönünde 200 m, kuzey-güney yönünde ise 125 m kadar bir alan~~ kaplar.

Orta-Do~u Teknik Üniversitesi A~a~~~ F~rat Projesi Kurtarma Kaz~lar~~ çer-çevesinde yürütülen çal~~malara De~irmentepe'de 1978 y~l~nda ba~lanm~~~ ve 1986 y~l~nda Höyü~ün Karakaya baraj gölü sular~~ alt~nda kalmas~~ nedeniyle son verilmi~tir. De~irmentepe'deki arkeolojik kaz~lar ~stanbul Üniversitesi Prehistorya bölümünden Prof. Ufuk Esin ba~kanl~~~nda bir ekip taraf~ndan yürütülmü~tür°. De~irmentepe 'de 1981-1986 kaz~~ y~llar~~ aras~nda Kalkolitik yerle~mesine ait 6's~~ fötus olmak üzere toplam 31 bebek iskeleti gün ~~~~~na ç~kar~lm~~~ ve bunlar Hacettepe Üniversitesi Antropoloji laboratuvar~na teslim edilmi~tir. Bu çal~~man~ n konusunu te~kil eden bebek ve çocuklara ait bilgiler Tablo 1 'de verilmi~tir. De~irmentepe Kalkolitik Ubaid Kültürü C-14 tarihlemelerine (kalibre edilmi~) göre, Z.Ö. 7. binin sonu ve 6. binin ba~~~ ile ya~land~r~lm~~t~r. Ubeyd kültürünün ayr~~ bir özelli~i de Sümer uygarl~~~n~n esasm~~ olu~turan Uruk Kültürü'nün kökenini te~kil etmesidir2,3,4.

Esin, U. : De~irmentepe (Malatya) Kaz~s~~ 1981 Y~l~~ Sonuçlar~. 1983. IV. Kaz~~ Sonuçlar~~ Toplant~s~. Ankara. T.C. An~tlar ve Müzeler Genel Müdürlü~ü. S. 39-48.

2 Esin, U. : a.g.e. 1983.

3 Esin, U. : De~irmentepe Kaz~lar~~ Arkeolojik Ara~t~rmalar~na Toplu Bir Bak~~. TÜB~TAK Arkeometri Ünitesi Bilimsel Toplant~~ Bildirileri. VI. 1986. s. 131-153.

4 Esin, U. : De~irmentepe (Malatya) Kurtarma Kaz~lar~. In: Türkiye Arkeolojisi ve ~stanbul Üniversitesi (Editör: Oktay Belli). ~stanbul Üniversitesi Yay~nlar~. 2000. s. 80-86.

(2)

370 MET~N ÖZBEK

De~irmentepe'de bebekler ve çocuklar evlerin taban altlar~nda ana top-ra~~n içine aç~lm~~~ çukurlara, ya da duvar içindeki ni~lere çömelmi~~ (hocker) pozisyonda konularak gömülmü~lerdir. De~irmentepeliler bebekleri kilden yap~lm~~~ petek ad~~ verilen silindirik kaplara, büyük çocuklar~~ ise çömlek bi-çimindeki kaplara koyarak gömmü~lerdir. De~irmentepe'de Kalkolitik taba-kaya ait hiçbir eri~kin iskelete rasdan~lmam~~ur. Bunun nedeni de, ya yer-le~me d~~~~ (extramural) gömülmü~, ya da zaman zaman F~rat nehrinin ta~-mas~~ s~ras~nda büyük bir olas~l~kla F~rat'~n sular~na kap~l~p gitmi~~ olmalar~-d~r 5.

De~irmentepe Kalkolitik serisi içerisindeki 6 fötusun geli~me ya~~~ Kosa' - n~n önerdi~i kriterler ~~~~~ nda°, bebek ve çocuklar~n ölüm ya~lar~~ da, di~ler korunmu~sa taç k~s~mlar~ndaki kalkerle~me derecesine ve köklerin geli~me durumlar~na7,8,9, sadece uzun kemikler korunmu~sa bunlar~n diyaf~z uzunluk-lar~na göre '° belirlendi.

Bu ara~urmam~z~n temel amac~, Anadolu'da ve Yak~n-Do~u'nun di~er bölgelerinde tarihöncesi ça~lara ait iskelet serilerinde hiç rastlan~lmayan il-ginç ve t~p tarihi aç~s~ndan oldu~u kadar tarihi ve kültürel aç~dan da önemli say~lan ba~~ da~lama adetinin De~irmentepe bebelderinde kafatas~~ üzerinde yol açt~~~~ lezyonlar~~ tan~mlamak ve olas~~ baz~~ patolojik rahats~zl~klarla arala-r~ndaki farkl~l~klar~~ ortaya koymakt~r. Ayr~ca, günümüzde ayn~~ bölgelerde benzer adetlerin hala varl~~~n~~ sürdürüp sürdürmedi~ini etnograf~k verilere dayanarak ara~t~rmay~, De~irmentepe halk~n~n ba~~ da~lamay~~ hangi durum-larda uygulam~~~ olabilece~i konusunda varsay~mdurum-larda bulunmay~~ amaçl~yo-ruz. Kalkolitik ça~a ait son derece güzel kültürel deformasyon örnekleri su-nan ~~~ De~irmentepe Kalkolitik serisini bu kez de ba~ka bir yönüyle, yani ba~~ da~lama gibi ilginç bir adetle de tan~maya çal~~aca~~z.

5 Erol, O. : Paleoekolojik Ara~t~rmalarda Jeomorfolojinin önemi. 1983. Anitob. III. Ankara. Tübitak Yay~nlar~.. s. 13-29.

6 Kosa, F.: Age estimation from the fetal skeleton. In: Age markers in the human skeleton. (Ed. M. Ya~ar ~~can). 1989. Springf~eld: Charles C. Thomas Publisher. s. 21-54.

7 Ubelaker, D.H.: Human skeletal remains. Manuals on Archaeology 2. 1989. Washington, DC: Smithsonian Institution.

Bass,W.M. : Human osteology. 1987. Third edition. Missouri Arcaeological Society. 9 Brothwell, D.R.: Digging up bones. 1981. London: Natural History of British Museum. i° Ubelaker, DH.: a.g.e. 1989.

II Özbek, M.: Cranial deformation in a subadult sample from De~irmentepe (Malatya, Turkey). Am. J. Physical Anthrop. 2001. 115: 238-244.

(3)

DE~~RMENTEPE BEBEKLER~NDE ILGINÇ B~R ADET 371 Gözlemler

6 fötus d~~~nda kalan 25 De~irmentepeli bebek ve çocuktan 3'ünde (%12) ba~~ da~lama adetinin, kafatas~nda b~rakt~~~~ ç~plak gözle görülebilecek kadar net izlere rastland~. Bu izler, Manouvrier'nin Seine ve Oise nehirleri aras~ndaki dolmenlerde bulunan neolitik dönemle ya~~t kafataslannda göz-lemledi~i da~lama ile ilgili tan~mlamaya uygundur". De~irmen tepe iskelet serisinde geri kalan 22 bebek ve çocu~un kafatas~nda böyle bir uygulaman~n izlerinin görülmemesi iki nedenden kaynaklanm~~~ olabilir; ya bu bireylerde gerçekten da~lama hiç yap~lmad~, ya da da~lama hafif uyguland~~~~ için ke-mi~e kadar i~lemedi.

A~a~~da De~irmentepeli üç bebekte gözlemledi~imiz yara izleriyle ilgili ayr~nt~l~~ bilgiler yer almaktad~r.

D'84. 18H EK No64: Petek biçiminde bir toprak kap içinde bulundu.

2-2,5 ayl~k bebek. Ba~~~ da~lanan bebeklerin en küçü~üdür. Al~n bölgesinde sa~~ ve sol tarafta al~n tümsekleri üzerinde ç~plak gözle görülebilecek kadar ve her biri yakla~~k 11x14 mm çap~nda oval çöküntüler bulunur". Sa~daki daha belirgindir. Yaran~n bulundu~u bölgeyi çevreleyen k~s~mlardaki kemik doku normal bir görünüme sahiptir. Da~lamadan kaynaklanan yaralar~n kemik yüzeyinde b~rakt~~~~ izlerin görünümüne bak~l~rsa bebek hayatta iken yap~lan bir uygulaman~n söz konusu oldu~u anla~~l~r. Kafatas~~ kemi~i yara-n~n oldu~u yerde çok incelmi~tir. Gerçekten de, al~n bölgesine ~~~kta bak~l-d~~~nda ~effaf bir görünüm arz eder.

D'81. 17F226 AD: Petek biçimindeki kap içinde bulundu. 4-5 ayl~k.

Al~n bölgesinde, sa~~ tarafta al~n tümsekli~i hizas~nda yakla~~k 7,5x6,3 mm boyutlar~nda oval bir iz vard~r". Elle dokunuldu~unda yaran~n çukurlu~u rahatça hissedilir. Da~lanan k~s~mda, deriyle beraber kemi~i besleyen kan damarlar~~ da yanm~~~ oldu~undan kemik doku ölmü~~ ve lokal bir tahribat meydana gelmi~tir. ilgili noktada kemik duvar~~ o kadar incelmi~tir ki, ~~~kta bak~ld~~~nda o bölge ~effaf bir görünüm verir. Aln~n sol taraf~nda ise da~la-may~~ ça~n~uracak hiç bir iz bulunmaz. Belki da~lama sadece sa~~ tarafta ya-

12 Manouvrier, M.L.: Les marques sincipitales des cranes neolithiques considerees comme reliant la chirurgie classique ancienne a la chirurgie prehistorique. 1903. Bul!. Mem. Soc. Anthrop. de Paris. s . 495-499.

13 Resim 1 : D'86 18H EK No.64 kaz~~ referansl~~ De~irmentepeli bebekte sa~~ ve sol ahn tümsekleri üzerindeki da~lama.

(4)

372 MET~N ÖZBEK

p~lm~~, belki de sol tarafta yap~lan da~lama kemi~e kadar i~lememi~tir. Bu konuda kesin bir görü~~ ileri süremeyiz. Yara izinin oldu~u bölgedeki kemik necrosis'i ve reaksiyonu, da~laman~ n bebek hayatta iken yap~ld~~~n~~ akla ge-tiriyor.

D'84. No17F 286.3: Çömlek içinde bulundu. 1,5-2 ya~lar~nda ölmü~.

Ol-dukça iyi korunmu~~ bir kafatas~~ söz konusu. Bir önceki bebekte oldu~u gibi

al~ n bölgesinde sa~~ ve sol tarafta hemen hemen ayn~~ hizada oval biçimde

yara izi vard~r. Sa~daki 19,40x22,6 mm, soldaki ise 8,5x8,5 mm çap~ndad~r 15.

Her ikisi de ç~plak gözle görülebilecek kadar belirgin olan yaralar~n genel görünümleri, da~laman~n bebek hayatta iken yap~ld~~~n~~ ve bebe~in bir süre ya~ad~~~n~~ ça~r~~t~rmaktad~r. Yaralar~n s~n~rlar~~ oldukça belirgindir. Kafatas~-n~n d~~~ yüzeyinde net biçimde izlenen yaralar~n iç yüzeyde b~rakt~~~~ herhangi bir iz bulunmamaktad~r. Çekilen röntgende ilgili bölgede ortaya ç~kan kemik duvardaki incelme farkl~~ bir yo~unlukta ay~rt edilmektedir. Ayn~~ bebe~in ense k~sm~ nda sol tarafta, daha do~rusu occipital bölgede ve lambda di-ki~inden 16 mm uzakta oluk biçiminde derin bir yara izi görülmektedir. 13 mm geni~li~inde ve 55 mm uzunlu~undaki yara izinin ortas~nda da 6x4,5 mm boyutlar~nda düzensiz kenarl~~ bir delik bulunmaktad~r. Bu yara izinin da~lamadan kaynaklamp kaynaklanmad~~~~ hususunda kesin bir ~ey söylemek çok zor.

Tart~~ma

De~irmentepeli üç bebekte al~n bölgesinde ç~plak gözle görülebilecek kadar net olan yara izlerinin da~lama d~~~nda bir nedenden kaynaklanmas~~ söz konusu olabilir mi? Örne~in çarpma ya da vurma gibi travmatik bir ne-dene ba~lanmas~~ son derece zay~f bir olas~l~kur. Her ~eyden önce, bu yara iz-leri iki bebe~in al~n bölgesinde belirli bir hizada ve iki bebekte simetrik ola-rak görülmektedir. Dolay~s~yla, bu yara izleri bilinçli bir uygulamay~~ ça~r~~-urmaktad~r. Ayr~ca, kafatas~~ kemi~inin son derece ince oldu~u dü~ünülürse, travmadan kaynaklanan tahribaun en az~ndan kafatas~n~n iç yüzeyinde de bir tümseklik ~eklinde kendini göstermesi beklenir'''. Anadolu eski insan toplu-luklar~na ait laboratuvar~m~zda var olan yeti~kin ve çocuk kafataslar~ndaki iyi-le~mi~~ travma örnekleriyle kar~~la~t~r~ld~~~nda bu yara izlerinin travma ile hiçbir benzerli~inin olmad~~~~ kolayca anla~~l~r.

15 Resim 3a,b,c,d : D'84 17F 286.3 kaz~~ referansl~~ bebekte sa~~ ve sol al~n tümsekleri üzerindeki da~lama.

16 Dastugue, J. ve V. Gervais : Paleopathologie du squelette humain.. 1992 . Boubee Yay~nevi. Paris.

(5)

DE~IRMENTEPE BEBEKLERINDE ILGINÇ B~R ADET 373

~ nceledi~imiz De~irmentepeli bebeklerin ba~lar~ ndaki yara izleri do-~umsal sifilisten kaynaklanan yara izleri olabilir mi? Bu hastal~~~ n iskeletin gövde ve kafatas~nda neden oldu~u tahribata ili~kin çok say~da yay~ n bulun-maktad~r17, 18, 19, 20. Bilindi~i gibi, do~u~tan sifilisli bebeklerin kafatas~~ ve gövde kemikleri yan~~ s~ra, özellikle di~lerinin taç k~s~mlar~nda baz~~ spesifik tahribatlar vard~r. Sifilisli çocuklarda kafatas~n~n d~~~ yüzeyinde yer yer, ol-dukça lokal türde lezyonlar olu~ur. ~znik geç Bizans dönemiyle ya~~t bir ço-cukta do~umsal sifilisin en ay~rt edici patolojik tahribau bu aç~dan önemli bir referans olarak kabul edilebilir (Özbek ve Erdal, yarmlanmam~~). De-~irmentepeli bebeklerin yara izleri sifilisin yapt~~~~ tahribata uymamaktad~ r. Üstelik di~lerde de do~umsal sifilisi akla getirebilecek en ufak bir mine lez-yonu olu~mam~~ur. Sonuç olarak, do~umsal sifilis olas~l~~~~ da göz ard~~ edile-bilir.

~yile~mi~~ bir trepanasyon ya da sembolik trepanasyon olas~ l~ klar~ na ge-lince, ne ~imdiye kadar ki~isel olarak yapt~~~m~z ara~urmalarda21, ne Anadolu eski insan toplumlannda22 ve ne de bu konuda gerçekle~tirilmi~~ yabanc~~ ara~t~rmalarda", 24' 26' 26 ' 27 bebeklere de yönelik herhangi bir trepanasyon

uy-gulamas~na tan~k olundu. Kald~~ ki, iyile~mi~~ ya da sembolik kökenlik trepa-nasyon örneklerinde müdahale edilen bölgenin kenarlar~ nda, kullan~lan kesme ya da kaz~ma aletinin (trepan) b~rakt~~~~ izler ay~rt edilir. Ayr~ca, tre-panasyon gerçekle~tirilmi~~ bölgede kenarlardan ortaya do~ru huniyi ça~n~u-

17 Dastugue, J. ve V. Gervais : a.g.e. 1992.

18 Palfi, G. : Maladies dans l'antiquite et au Moyen-Age. Bull. Mem. Soc. Anthrop. Paris. 1997. Tome 9. No.1- 2. özel say~.

19 Steinbock, R. Ted. : Paleopathological diagnosis and interpretation. 1976. Springf~eld,

IL: Charles C. Thomas.

20 Ortner, D.J. ve Walter G.J. Putschar : Identification of pathological conditions in human

skeletal remains. 1985. Smithsonian Institution Press.

21 Özbek, M. : Çayönü'nde Kafatas~~ Delgi Operasyonu. 1998. H.Ü. Edebiyat Fakültesi Dergisi. Cumhuriyetimizin 75. Y~l~~ özel Say~s~.s. 109-126.

22 Güleç, E.: Eski Anadolu Toplumlar~nda Beyin Ameliyat~. 1995. Popüler Bilim. Say~~ 17. S. 44-47.

23 Campillo, D. : Pakopatologia. Los primeros vestigios de la enfermedad. Primera parte. 1993. Fundacion Uriach 1838. No.4. Barcelona.

24 Dastug-ue, J.'ve V. Gervais : a.g.e. 1992.

23 Boev, P. : Symbolitchni trepatzli ot Bulgaria. 1964. Bull. Inst. Morph. IX-X. S. 289-298.

26 Lisowski, F.P. : Prehistoric and early historic trepanation. 1967. In Diseascs in Antiquity (Editörler: D.Brothwell ve A.T. Sandison). Springf~eld. IL: Charles C. Thomas. 651-672.

27 Aufderheide, A.C. ve C. Rodriguez -Martin: The Cambridge encyclopedia of Human paleopathology. 1998. Cambridge University Press.

(6)

374 METIN ÖZBEK

racak bir daralma kendini gösterir. Bu tür örneklerle kar~~la~t~r~ld~~~nda De-~irmentepeli bebeklerdeki yara izleri görünüm aç~s~ ndan çok farkl~d~ r. Do-lay~s~yla, trepanasyon olas~l~~~~ da De~irmentepe için söz konusu edilemez.

Osteopenia ya da osteomyelitis olas~l~klar~na gelince, bu patolojik olu~umlar~n kemikte b~ rakt~~~~ lokal izler inceledi~imiz örneklerle kar~~ la~t~ r~ld~ -~~nda hiçbir benzerlik göstermemektedir 28,23,30. Kald~~ ki, De~irmentepeli be-beklerde yara izleri al~n bölgesinde simetrik olarak görülür.

Sonuç olarak, yukar~da tan~ mlamaya çal~~t~~~m~z patolojik ya da travma-tik olu~umlar~n hiç biri De~irmentepeli bebeklerin al~n bölgelerindeki yara izlerinin nedeni olarak gösterilemez. Bu durumda akla getirilebilecek en güçlü olas~l~k, da~lama uygulamas~d~r.

Da~lama nedir?

Da~lama, t~p dilinde cauterisation olarak bilinir ve bir canl~~ dokunun k~zg~n bir cisimle (ta~, demir, kül vb.) yak~lmas~~ demektir. Terim, eski Yu-nanca'dan kökenini alm~~t~r. Da~lama amac~yla kullan~lan alete cau ter ad~~ verilir. Gerekçesi ne olursa olsun, da~laman~n da trepanasyon gibi bir tür cerrahi müdahale oldu~u kabul edilir31,32,33. Ancak, ne günümüzde ne de geçmi~te trepanasyon kadar yayg~n olmam~~nr". Ba~a uygulanan da~lamada kimi zaman ba~~n tepesi, arkas~~ (enseye yak~n olan bölge), kimi zaman da al~n bölgesi hedef al~nm~~t~r. Saç, ba~~ derisi, kafatas~n~n d~~~ yüzeyini kaplayan kemik zar~~ (periosteum) da~laman~n yol açt~~~~ yüksek ~s~dan dolay~~ yanar. Bu arada ilgili bölgedeki kemik dokuyu besleyen kan damarlar~~ da yand~~~~ için sonuçta lokal bir kemik dokusu ölümü (ischemic necrosis) ortaya ç~kar. Bu bölge ç~plak gözle görülecek kadar ve yaraya benzeyen bir tahribatla kendini gösterir. Bu tahribat~n kemik üzerindeki derinli~i, büyüklü~ü ve ~ekli yakma ~iddetine, da~lamada kullan~ lan aletin biçimine ve yapt~~~~ bas-k~ya göre de~i~iklik gösterir. Yanmadan kaynaklanan lezyonun olu~tu~u yer-deki kemik dokusu hayatiyetini kaybetti~i için, kemi~in kal~nlamas~na yapt~~~~

28 Steinbock, R. Ted: a.g.e. 1976.

29 Ortner, D.J. ve Walter G.J. Putschar: a.g.e. 1985. 3° Aufderheide, A.C. ve C.Rodriguez-Martin: a.g.e. 1998.

31 Manouvrier, M.L. : Notes sur un cas de T sincipital incomplet et sur une autre lesion enigmatique du crane. 1902. Bul!. Mem. Soc. Anthrop. Paris. S. 601-604.

32 Manouvrier, M.L. a.g.e. 1903.

33 Manouvrier, M.L. : Incisiions, cauterisations et trepanations craniennes de l'epoque neolithique. 1904. Bu!!. Mem. Soc. Anthrop. Paris. s. 67-124.

(7)

DE~~RMENTEPE BEBEKLER~NDE ILGINÇ B~R ADET 375 normal geli~me durur; oysa da~lama d~~~nda kalan k~s~mda kal~nl~~~na ge-li~me devam eder. Böylece, da~laman~ n oldu~u yer ince kal~ r; bir ba~ka de-yi~le da~lama yap~ lan yer çevredeki normal k~s~ mlara oranla çöküntü ~ek-linde olur. Öyle ki, bebek ve çocuklar~n kafatas~~ söz konusu ise ilgili bölge ~effaf bir görünüm al~ r. Çekilen filmlerde de da~lanan bölgenin yo~unlu~u normal olan çevredeki kemik dokudan farkl~d~ r. Da~lama sonucu olu~an yara çok ender de olsa dura mater'e kadar ula~~r, ki bu da hastan~n ölümüne yol açar35.

Kafatas~nda da~lamadan ötürü kemik dokusunun hayatiyetini kaybetti~i bölgede ço~u kez osteitis komplikasyonu görülür. Kemikteki yara izi osteom-yelitise benzer. Campillo36, da~lama yoluyla meydana gelen lezyonu di~er pa-tolojik lezyonlardan ay~ rt etmek gerekir, diyor. Özellikle osteopenia (senil atrofi) ve sifilisin kafatas~nda yol açt~~~~ tahribat da~lamamnkine çok benzer.

Ba~~ derisine ve kafatas~n~n d~~~ yüzeyine uygulanan da~lama adeti çe~itli biçimlerde kar~~m~za ç~kar ve bir kültürden di~erine çe~itlilik gösterir".

Ba-~~ n k~ zg~ n bir nesne ile da~lanarak hastan~ n sa~lBa-~~~ na kavu~acaBa-~~~ inanc~ mn

en eski izleri bugünkü bilgilerimizin ~~~~~ nda neolitik ça~a kadar iner. Ger-çekten de, Fransa'n~ n kuzey-bat~s~nda Seine ve Oise (Paris bölgesinde) ne-hirleri k~y~s~nda bulunan neolitik ça~la ya~~ t dolmenler içerisinde ele geçen 8 kafatas~nda da~lama izlerine rastland~. Da~lanm~~~ kafataslar~ n~n hepsi de kad~nlara aittir. Da~lama T ~eklindedir". Söz konusu ara~t~r~c~~ bu da~lama biçimine T sincipital koterizasyon ad~ n~~ vermi~tir. Ba~~ da~lama adetinin bili-nen bir ba~ka eski örne~i Orta-Asya'da neolitik ça~la ya~~t topluluklarda gö-rülmü~tür. Günümüzde ya~ayan baz~~ Okyanus yerlilerinde de da~lama ade-tinin oldu~u bilinmektedir39. Peru, Kanarya, Afrika ve Orta Asya'da bulunan tüm da~lama örnekleri kad~n kafataslar~d~ r40. Bartucz (Bkz. Lisowski) 41 tari-hini belirtmemekle beraber Macaristan'da bir da~lama örne~inden söz eder. Zaborowski (Bkz. Lisowski) 42 Hazar Denizi'nin bat~s~nda ya~ayan Da~~stanl~ -larda ba~~ da~lama adetinin bilindi~ini belirtir.

35 Manotwrier, M.L. a.g.e. 1904. 3(3 Campillo, D. A.g.c. 1993.

37 Aufderheide, A.C. ve C. Rodriguez-Martin: a.g.e. 1998. 38 Manotwrier, M.L. a.g.e. 1903.

Lisowski, F.P. : a.g.e. 1967. 4° Steinbock, R.Ted a.g.e. 1976. 41 Lisowski,F.P. :a.g.e.1967. 42 LiSOWSki. F.P. :a.g.e. 1967.

(8)

376 MET~N ÖZBEK

Roma dönemi, da~lama uygulamas~na ili~kin bize t~p tarihi aç~s~ndan son derece ilginç veriler kazand~rm~~t~r. Plinius, yeni ortaya ç~kan bir deri hastal~~~~ olan mentagra'n~n, Anadolu'dan kaynakland~~~n~~ ve Roma'ya dö-nen bir devlet memuru taraf~ndan getirildi~ini yazm~~ur43. Bu hastal~~~n te-davisinde da~lama uygulamas~na gidiliyordu. Tabii ortaya ç~kan yüksek ~s~ya dayanmalar~~ ko~ulu ile. Ancak da~lama sonucu yanan derinin geriye b~rak-t~~~~ iz, bazen hastal~~~n deride yol açb~rak-t~~~~ yaradan daha çirkindir. Hastal~~~n kökünden tedavisi için yanman~n eti de geçip kemi~e kadar i~lemesi gereki-yordu. Yoksa hastal~k yeniden nüksedebiligereki-yordu. Yunan t~bb~~ da da~lama uy-gulamas~na yabanc~~ de~ildi. Hippocrates'in Corpus adl~~ eserinde bu konuda detayl~~ bilgiler vard~r". Osmanl~~ döneminde de ba~~ ya da vücudun de~i~ik bölgelerine sa~alt~c~~ amaçla da~lama yap~ld~~~~ bilinmektedir (Prof. Dr. ~lter Uzel ile yap~lan ki~isel görü~me).

Yak~n geçmi~te ve günümüzde ya~ayan baz~~ geleneksel topluluklarda ba~~ da~lamamn nas~l yap~ld~~~~ ve da~lama s~ras~nda nelerin kullan~ld~~~na dair bilgiler bulmaktarz. Örne~in Kanada topraklar~nda ya~ayan Kwakiutl yerli-lerinde ba~ta da~lanacak yere k~zg~n kül bast~r~l~rd~. Sibirya'da ya~ayan Ya-kutlarda amber ate~te iyice k~zd~r~l~r ve da~lama yap~lacak yere konurdu. Kanada'n~n merkezi bölgesinde ya~ayan Inuitlerde ise yanan bir lamba fitili bu amaçla kullan~l~yordu; Kuzey Amerika Osage K~z~lderililerinde görüldü~ü gibi yanan bir odun parças~, Kanarya adalar~n~n sakinleri olan Guan~~ yerlilerinde oldu~u gibi iyice k~zd~r~larak kor haline getirilmi~~ olan bir ta~~ ya da ate~te kaynat~lm~~~ hayvan ya~~~ k~zg~n halde ba~ta a~r~n~n (ac~n~n) oldu~u bölgeye konuyordu. Eski M~s~rl~larda ate~te k~zd~r~lan bir demir yaran~n ol-du~u yere bast~r~larak hasta tedavi ediliyordu45.Yüksek ~s~, iyile~me sürecini h~zland~rmak için geleneksel topluluklarda yayg~n ölçüde uygulanmaktad~r.

Baz~~ ara~t~r~c~lar~n bu tuhaf adete ili~kin görü~lerine yer verirken, bu arada etnografik verilerin de bize yard~mc~~ olabilece~ine inan~yoruz. Mano-uvrier'ye göre46, tarihöncesi ça~larda nevralji ve migren hallerinde hastan~n ba~~na ate~te k~zd~r~lm~~~ odun parças~, çakmakta~~~ gibi nesneler bast~rd~-yordu. Manouvrier, Avrupa'da neolitik ça~da rastlan~lan da~lama adetinin

43 Jackson, R.: Roma ~mparatorlu~unda Doktorlar ve Hastaliklar.1999.(Çev. ~enol Mumcu). Homer Kitabevi. ~stanbul.

44 Jackson, R. : a.g.e. 1999.

45 Roberts, C. Ve K. Manchester: The archaeology of Disease. 1995. Ithaca, NY: Cornell University Press.

(9)

DE~~RMENTEPE BEBEKLER~NDE ILGINÇ B~R ADET 377

do~u uygarl~klar~ndan ithal edilmi~~ bir tedavi ~ekli oldu~unu ileri sürmekte-dir. Bugüne kadar korunan medical kay~ tlardan anla~~ld~~~~ üzere, ortaça~~ Avrupas~'nda kimyasal ya da termal da~lama delilik ve epilepsi gibi hallerde hastaya tatbik edilirdi47.

Frans~z Dr. Leclerc 1861'de 48 kaleme ald~~~~ makalesinde, ba~~ da~lama adetini ayr~nt~l~~ biçimde anlat~r; nem ve so~uk beyinde a~~r~~ dereceye geldi-~inde da~lama faydal~ d~ r, der. Ona göre, bu sayede ba~~ n da~lama yap~ lan noktas~nda beyin içinde olu~an buhar (nem) d~~ar~~ ç~kar, böylece hasta ra-hatlar. Nem ve so~uk, Dr. Leclerc'in dü~üncesine göre, ba~taki a~r~n~ n (sefalalji) nedenini olu~turur. Dr. Leclerc, melankolinin tedavisinde ba~~ da~lanmas~n~~ öneriyor, da~lama aletini bu tür rahats~zl~~~~ olan hastalarda kullanabilirsiniz, diyor. Ba~~n çe~itli k~s~mlarm~~ fazla bast~rmadan da~lamakla a~~ r~~ melankoli durumlar~ n~n tedavi edilebilece~inden söz ediyor. Bu da~laman~n beyne normal nemini geri getirece~ini savunuyor. Epilepsi du-rumunda da hastan~ n ba~~~ t~ra~~ ediliyor, sonra ba~~ n tepesi, arkas~~ ve al~n tümsekleri da~lan~yor. Tüm bu tedavi türlerini Abukasis'in Cerrahisi adl~~ eserde buluyoruz49. Öte yandan, Klasik Antikite'nin cerrahlar~~ hastalar~~ te-davi etmek için da~lama yöntemini uyguluyorlard~~ ve bu da~lama biçimleri Fransa'da bulunan kafataslar~ndaki da~lama örneklerini hat~rlat~r. Bu dö-nemin cerrahlar~~ manidepresif melankoli, sara ve benzeri di~er rahats~zl~k-lar~, özellikle say~klama, ç~rp~nma, titreme nöbetleri ve baz~~ ba~~ a~r~lar~~ kar-~~s~ nda ba~~ derisi üzerine çizgiler çizerek ya da da~layarak tedavi etme yoluna gidiyorlard~. T~ pk~~ trepanasyonda oldu~u gibi, bu yolla hastan~n ba~~ndaki a~r~y~~ çekip ald~klar~~ inanc~n~~ ta~~yorlard~. Yaz~l~~ Yunan ve Roma kaynakla-r~na göre, da~lama i~levini gören demirden yap~lm~~~ cauter çok yayg~ n bi-çimde kullan~llyordus°. Romal~~ Tarihçi Celsus, cauter'in bir çok tedavide kul-lan~ld~~~ndan söz eder. Hastal~kl~~ kemi~in da~lanmas~, kangren olan doku-nun tedavisi bunlar aras~nda say~labilir. Celsus, koterizasyonu son çare olarak öngörüyordu. Örne~in bir kanaman~n durdurulmas~nda öncelikle bir seri kökten uygulamalara gidiliyor, sonuç al~nmazsa koterizasyona ba~v~~rulu-yordu. Kans~z b~çak olarak bilinen cauter, Roma ve ortaça~~ cerrahlar~n~n vazgeçilmez t~bbi aletiydisl, Cauter'in ba~ar~s~, büyük ölçüde, verdi~i ~s~~ saye-

47 Lisowski, F.P. : a.g.e. 1967.

48 Manouvrier, M.L. :a.g.e. 1904. Manouvrier, M.L. :a.g.c. 1903. Jackson, R.: a.g.e. 1999.

(10)

378 MET~N ÖZBEK

sinde enfeksiyonu azaltmas~na ve de iyile~tirme sürecini h~zland~rmas~na ba~l~yd~. Hastal~~a yol açan kötü ruhun bedenden uzalda~mas~~ için deri üze-rinde yava~~ yava~~ yanarak ~s~~ olu~turan bir madde kullan~l~rd~. Herodot52, Libyal~larda çocuklar 4 ya~lar~na geldiklerinde ba~lar~n~n da~land~~~n~; bu i~-lemin de öldükten sonraki hayatta ba~tan kaynaklanabilecek nezle illetinden bu çocuklar~~ korumak amac~yla yap~ld~~~n~~ belirtir. E~er uygulama esnas~nda ~iddetli bir sars~ nt~~ ve titreme görülürse, çocuklar~ n üstüne keçi sidi~i serpi-lirdi. Yukar~daki örneklerden anla~~laca~~~ üzere, ba~~ da~lama adeti çe~itli ça~da~~ geleneksel topluluklarda de~i~ik nedenlerle ve yöntemlerle yap~lmak-tad~r.

Sonuç

Bize ula~an herhangi bir yaz~l~~ belge olmad~~~~ için tarihöncesi De~ir-mentepe bebeklerinde ba~~ da~lamas~n~n hangi amaçla yap~ld~~~n~~ bilmemiz tabii ki olanaks~z. Yukar~da verdi~imiz tüm bu örneklerin ~~~~~nda De~irmen-tepe Kalkolitik dönem halk~nda ba~~ da~lama adetinin ne amaçla uyguland~~~~ konusunda ne tür bir varsapmda bulunabiliriz? Benzer davran~~~n ilgili yöre-lerde günümüzde de varl~~~n~~ sürdürüp sürdürmedi~ini ara~t~rmak ama-c~yla, çe~itli uzmanlar~n bilgilerine ba~vurduk. Diyarbak~r T~p Fakültesi Halk Sa~l~~~~ Anabilim Dal~'ndan Prof. Nuran Elmac~~ bize bu konuda oldukça il-ginç bilgiler kazand~rd~. Ona göre (ara~t~r~c~~ ile yap~lan ki~isel görü~me), Güney Do~u Anadolu'da Diyarbak~r bölgesinde çe~itli hastal~klarda bebek ve çocuklar~n viicudunda çe~itli bölgelere da~lama, çizme ya da is (tencere di-binde alevin yol açt~~~~ siyah ince tabaka) sürme gibi uygulamalar yap~lmak-tad~r. Örne~in uzun süren haz~ms~zl~k, kar~n ~i~kinli~i gibi durumlarda be-be~in karn~~ ate~te kad~r~lm~~~ ~i~~ ile da~lanmaktad~r. Sar~l~k ve ate~li hastal~k-larda kar~ n bölgesi ve kulak arkas~~ çizilerek kan ak~t~lmaktad~r. Çok a~layan bebeklerin de ba~lar~n~n tepesi sert bir cisimle çizilmektedir. Diyarbak~r yö-resinde görülen bir ba~ka adet ise bebeklerin aln~na is sürülmesidir. Halk aras~ndaki yayg~n inan~~a göre, çocuklar aydan korkarlar. Hilal ~eklinde yeni do~an ay~~ gördüklerinde çocuk ate~lenir, terler ve ishal olur. Bu belirtilerin görülmesi ay dü~mesi olarak adland~r~l~r. Bu yüzden, çocuklar~~ ay dü~mesin-den kurtarmak için al~nlarma tencere alt~ndan al~nan is sürülür. Amaç ço-cuklar~~ çirkinle~tirmektir; zira do~aüstü güçler güzel ve sa~l~kl~~ çoço-cuklar~~ se-ver ve onlar~~ yanlar~na al~r. Bu inan~~~n Anadolu'da islamiyet öncesi döneme ait oldu~u san~lmaktad~r. Demek ki, mikrobik ishale yakalanan ve ate~i ç~kan,

(11)

DE~1RMENTEPE BEBEKLER~NDE ILGINÇ B~R ADET 379

terleyen çocuklar~n hastal~~~~ ile ay~n h~lal ~ekli aras~nda bir ili~ki kurul makta, ama sürülen is ile de hastal~~~n tedavi edilece~ine inan~lmaktad~r. Sinop yöresinde ise hastalanan çocuk ve eri~kinlerin vücutlarma da~lama yap~larak iyile~eceklerine inan~hr53. Anadolu'nun çe~itli yörelerinde ba~~ a~r~s~~ çeken çocuklar~n al~nlarma ate~te luzd~nlm~~~ bir i~nenin basunlmas~~ ya da ba~~n ~akak k~s~ mlar~ mn hoca taraf~ ndan okunmu~~ bir b~çakla çizilmesi yayg~n bir uygulamad~r". Sivas'a ba~l~~ Ula~~ bölgesinde nazar de~di~ine inan~lan veya korkan çocuklar~n ba~~~ k~zg~n bir cisimle yak~l~r; kimi zaman yaralar~n oldu~u k~sma k~zg~n kül basur~hr55. Kayseri yöresinde de zatürre olan bebek ve çocuklar~n ba~lar~na ate~te k~zd~nlm~~~ tu~la sar~l~r; ba~~ a~r~s~~ çekenlerin ise al~nlar~~ çizilerek bir miktar kan alut~l~r55. Istanbul'da Ermenice yay~mla-nan bir ansiklopedide ba~~ da~lamas~~ ile ilgili bilgiler bulunmaktad~ r (Diyarbak~r Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nden sa~lanan bilgi). ~öyle ki, Ermeni Ortodokslar~~ eski inançlanna geri dönenleri, yani güne~e tapanlar~~ al~nlar~ndan da~layarak cezaland~nyorlarm~~. Böylece kendilerinden olma-yanlar' damgalayarak izole ediyorlarm~~.

Gerek Anadolu'da, gerekse dünyan~n de~i~ik bölgelerinde halk aras~nda varl~~~n~~ sürdüren birçok inan~~~n kökü tarihe, hatta tarihöncesine kadar uzanmaktad~r. Yüzy~llar, bin y~llar geçse de yok olmadan ufak tefek baz~~ de-~i~ikliklere ra~men devam edebilmektedir. Kafa deformasyonu ve trepanas-yonu bunun en güzel kan~ud~r37. Anadolu'nun farkl~~ bölgelerinden elde et-ti~imiz etnografik veriler ba~~ da~lamas~~ ya da benzeri uygulamalar~n genel-likle hasta bebek ve çocuklar~n sa~alulmas~~ amac~yla yap~ld~~~n~~ göstermek-tedir. De~irmentepe Kalkolitik ça~~ toplulu~unda bebeklerde belirledi~imiz ve ba~~ da~lamas~~ olarak tan~mlad~~~m~z uygulama ile ayn~~ yörelerde bugün yayg~n biçimde uygulanan benzer adetler aras~nda ku~kusuz birebir ili~ki kurmam~z beklenmemeli. Ancak, Anadolu'nun çe~itli bölgelerinden bize ula~an halk sa~l~~~yla ilgili verilerin ~~~~~nda ~unu söyleyebiliriz ki, De~irmen-tepe Kalkolitik ça~~ bebeklerinde ortaya ç~kan ruhsal ya da bedensel rahats~z-

Ac~payamh, O.: Türkiye Folkloründe Halk Hekimli~i ve özellikleri. 1969. A.Ü. D.T.C.F. Dergisi. Cilt.XXVI. say~. 1-2. s. 7.

" Ac~payamh, O. : a.g.e. 1969.

55 Polat, H. Hüseyin : Sivas-Ula~~ B(51gesinde Halk hekimli~i Uygulamalar~. 1995. ürün

yay~nlar~. Ankara.

56 Aydemir, O. S~radan'da Hastal~klar~n Tedavi Yollar~. 1963. Türk Folklor Ara~t~rmalar~~

Dergisi. Ankara. Cilt 8. s. 1.

57 Özbek, M. Cranial deformation in a subadult sample from De~irmentepe (Malatya).

(12)

380 MET~N ÖZBEK

l~klar~~ gidermek amac~yla da~lama gibi baz~~ ilginç sa~altma yollar~na ba~vu-rulmu~~ olabilece~i güçlü bir olas~l~k olarak görülmektedir.

De~irmentepe'de da~lama adetinin cinsiyetle bir ili~kisi olabilir mi? Bi-lindi~i gibi bu döneme ait eri~kin iskeletlere rastlanmad~. Günümüzde bebek ve çocuk iskeletleri için herkes taraf~ndan kabul görmü~~ güvenilir bir cinsiyet belirleme kriteri de bulunmamaktad~ r. O nedenle, bu konuda De-~irmentepe iskelet serisi için herhangi bir de~erlendirme yapam~yoruz. Ba-~~ nda da~lama olan bebek ve çocuklar aynBa-~~ zamanda kültürel deformasyon izi de gösterirler". Dolay~s~yla, da~laman~n bu etnik adetle herhangi bir ili~-kisinin bulunup bulunamayaca~~~ da sorgulanabilir. Görüldü~ü gibi yaz~s~z ça~lar~n toplululdarma ait davran~~~ tiplerini iskelet kal~nt~lar~ndan hareket ederek yorumlarken kesin bir belirlemede bulunam~yor, sadece çe~itli olas~-l~klar~~ gündeme getiriyoruz. Ne yaz~k ki eski ça~lar~n nice topluluklar~~ bu dünyadan göçüp giderken birçok s~rlar~n~~ da beraberlerinde götürdüler.

Tablo 1. De~irmentepe Kalkolitik Ça~~ Bebek ve Çocuklar~n~n Listesi

Kan referans~~ YA~~ Da~lama Bölge

D'81 17F 228.1AD Fötus

D.81 17F 228.2AD Fötus

D'81 17F 229.1R Fötus

D'81 17F 229 2R Fötus

D'84 ICM No.2 Fötus

D'86 17 JEC No.20 Fötus

D'81 17F 227 AD Yeni do~mu~~ yok

D'81 17G 45.1 AY Yeni do~mu~~ yok

D'81 17G 45.2 AY Yeni do~mu~~ yok

D'84 15K DO No.31 Yeni do~mu~~ yok

D'81 18F 85 I 1 ay yok

D'84 17F DE No.13 1-2 ay yok

D'81 17F 225 2 ay yok

D'82 17H 19 2-2,5 ay yok

D'86 18H EK No.64 2-2,5 ay var al~n

(13)

DE~1RMENTEPE BEBEKLER~ NDE ILGINÇ B~R ADET 381 D'84 17F BD 292 2-3 ay yok D'81 17F 234 AD 3-4 ay yok D'81 17F 226 AD 4-5 ay var al~n D'82 16J 22 6-7 ay yok D'81 17G 22 AU 1 y~l yok D'81 17G21 AU 1-5 y~l yok D'82 15K19.1 1,5 y~l yok

D'84 17F 286-3 1,5-2 y~l var al~n

D'81 18F76 B~~ 2-2,5 y~l yok

D'81 17G 41 AZ 3 y~l yok

D'84 17J DF No.24 2-3 y~l yok

D'81 17G 49 AY 6-7 y~l yok

D'82 17H 18 9-10 y~l yok

D'81 17G 47 1 AY 9-10 y~l yok

D'81 17G 23 BB 13-14 y~l yok

(14)

F

(15)

Metin Özbek

t

(16)

Metin Özbek

E

cr~~ E •

(17)

Metin Özbek

Resim 3c

(18)

Referanslar

Benzer Belgeler

ilkeler do¤rultusunda çevre ve kültür de¤erlerini yaflatmak, gelifltirmek ve en önemlisi bu de¤erlerle buluflmak için ÇEKÜL ve Tarihi Kentler Birli¤i, Anadolu’da

Histopatolojik de¤erlendirme: Dördüncü haftada kontrol grubunda yer yer k›k›rdak adac›klar›, a¤›r- l›kl› olarak reaktif kemik oluflumu, az miktarda im- matür

Bu bölge bizden ›fl›k h›z›- na göre daha h›zl› uzaklaflt›¤› için, kay- naktan bize do¤ru gelmeye çal›flan ›fl›k, hiçbir zaman bize ulaflamayacakt›r.. Bu, yürüyen

Mitolojide kimera, tek bedende çok kimlikli yarat›k, a¤z›ndan alevler püskürten bir aslana benzeyen yarat›¤›n bafl› aslan, gövdesi keçi ve kuyru¤u y›lan fleklinde

Çal›flmam›zda, endometrial biyopsi sonucu endometrial hiperplazi gelen 8 hastada sonohisterografi de polip ya da submukoz myom izlenmedi.. Buradan

Pay¬ve paydas¬ayn¬anda s¬f¬ra veya sonsuza yakla¸ san kesirlerin limit- lerinin hesaplanmas¬için Bernoulli taraf¬ndan bir yöntem geli¸ stirilmi¸ stir.. Baz¬durumlarda

Allerjik rinit, bir veya birkaç allerjen duyarl›l›¤›n›n neden oldu¤u burun mukozas›n›n inflamasyonu ile karakterize, nazal konjesyon, burun ak›nt›s›, aks›r›k

GENÇ GÖÇMENLER VE BATI AVRUPA’DA ÇOCUK SUÇLULAR Yukar›da söz etti¤imiz görüntü, bafllarda tan›mlad›¤›m›z d›fllanma kavram›n›n tam tersi olan yeterli sosyal