• Sonuç bulunamadı

Düşündüğüm gibi:Yusuf Ziya Ortaç

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Düşündüğüm gibi:Yusuf Ziya Ortaç"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T l -

o / é

l ° f t

D ü ş ü n d ü ğ iim

Q i b i :

Y U S U F

Z İ Y A O R T A Ç

M U N İ S

F A İ K O Z A N S O Y

Y

etmiş yaş ölüme bir cinayet görünüşü verecek yaş değildir. Hele, ölümün çeşitli adlarla sokaklarında kol gezdiği memleketimizde mikrobun, açlığın, soğuğun ve kazanın elinden kendini kurtararak insanın bu yaşa kadar gele­ bilmiş olması gıpta edilecek bir istisna sayılır. O halde, yetmiş bir yaşındaki Yusul Ziya Ortaç’ın ölümü de pek tabii, olağan görünmeli; ağlatmalı fakat şaşırtmamalı idi. Hiç de öyle olıpadı. 11 Mart Cumartesi günü Radyo’nun öğle yayınını dinle­ yenler, üstadın ölüm haberi karşısında, üzüntüden önce şaşkınlık duydular. Bu acı olayı başkalarına naklettikleri zaman da aldıkları ilk cevap, hiç şüphe yok ki, «Vah, vah!...» değil «Olamaz! Nasıl olur?...» şeklinde olmuştur.

İhtiyarlığın son sınırında yaşlı bir yazarın tabii ölümünü bu kadar şaşırtıcı, beklenilmez bir hadise yapan acaba nedir? Bence Akbaba yazarının yıllar ve sa­ yılarla da alay eden, onlara meydan okuyan gençliği, zamanın dokunmaya kıya­ madığı, ihtiyarlatamadığı vücudu ve zekâsı... Gerçekten üstadın ölümünden son­ ra yayınlanan son fıkrası nasıl mesleğe yeni giren genç bir yazarın kaleminden çıkmış gibi ışıklı ise, bir ahbap toplantısından dönüşünde sabaha karşı uzamver- diği ölüm döşeğinde de geniş alm o kadar çizgisiz, güleç yüzü o kadar kırışıksızdı.

Cenap Şahabettin, istihza zekânın tabii hakkıdır, demişti. Edebiyat-ı Cedide’nin en zeki yazarının bu sözü kendi için söylenmiş bir savunma sayılmıştı. Eğer Ce­ nap yaşayıp ta Ortaç’ın Akbaba’daki başyazılarını okuyabilmiş olsa idi, ben emi­ nim ki bu geniş yargıyı daraltarak «istihza yalnız Ortaç’ın hakkıdır.» demek lü­ zumunu duyardı. Gerçekten Yusuf Ziya Ortaç edebiyatımızda Süleyman Nazif, Cenap Şahabettin ve Fazıl Ahmet’in teşkil ettikleri zeki yazarlar zincirine zamanı­ mızda son halkayı güçlü şahsiyetiyle eklemiş ve hatta onun aşılmaz zirvesine ulaşmıştır. Nükte ve karikatür, edebiyatımızda ancak onun kaleminin ucu dokun­ duktan sonra başlıbaşına bir sanat olmak değerini kazanmıştır, dersem beni aşırı bir yargıda bulunmakla suçlandırmazsınız sanırım.

Yusuf Ziya yazı hayatına Hece’nin beş şairinden biri olarak, şiirle girmişti. Manzum eserleri o devrin sanat ölçüsü ile kendisine genç yaşta haklı bir şöhret kazandırmıştır. O derecede ki şiiri elli yılın gerisinde bıraktığı ve nesri ile elli yı­ lın ötesine seslendiği halde bugün bile adı Şair Yusuf Ziya diye anılmaktadır. Bun­ da bir kere verilen hükmü bir türlü düzeltemeyen edebi tenkit ortamımızın fahiş bir hatasını görmemek mümkün değildir.

Yusuf Ziya Ortaç şairlerden biri olarak başladığı edebi hayatını çağının en seçkin nâsir’i olarak tamamladı. Türk dilini hiç bir yazar ondan daha şahsiyetli, daha temiz, daha güzel ve bilhassa daha ışıklı kullanmamıştır. Özleştirme akımı­ nın sağ ve sol yalpalan içinde de onun kalemi en doğru orta yolu bulmuştu. Fık­ ralarının her biri istisnasız en güzel edebi nesir örneği olarak gelecek kuşaklara gösterilebilir.

Ortaç, kaleminin haysiyetini her düşüncenin üstünde tutan soylu yazarlardan­ dı. Bu vasfı ile çağımızın seçkin simalarından biri olarak edebiyatımızda daima yaşamaya hak kazanmıştır.

3

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yaşa bağlı dejenerasyonla oluşan ektatik, tortoz veya anevrizmatik aortanın özefagusa dışarıdan basısı disfaji aor- tika olarak tanımlanır.. Barium swallow

F akat kitabın sonuna eklediği bir kaç nesir parçası, hikâye kahram anlarının ağzına ko yam ad ığı bir ihtirasla

Ancak yine de grupların bu boyut bağlamında toplandıkları ortalama değerler ele alındığında, Riya Odaklı İGA boyutunu iş yaşamında en çok temsil eden

Bu inceleme, demokratik eksiklik konusunda teorik 235 tartışmalara girmeden, konunun daha ziyade siyasi saiklerini ele almakta ve Ortak Dış ve Güvenlik Politikası (ODGP) ile

Bunu müteakıb, pro­ fesörler kurulu, meseleyi yeni baş­ tan tetkik etmiş ve Hukuk fakül­ tesi profesörler kurulunun profe­ sör Kübalının raporunu tasvib edip

Ancak Lebon müessesesi 1940’ta, Litopulos ailesinin karşı köşedeki binasına taşınıp orada bu adla, ailenin da­ madı Yanna tarafından açılınca, burası bo­ şalmış

Ama artık bu göç durdu, onarı­ lan, tertemiz olan hatta sabahları sokakları yı­ kanan Beyoğlu gittikçe daha güzelleşiyor!.. Ama bu, iş bitti

Brucella orflitinin medikal tedaviye vermifl ol- du¤u yan›t göz önüne al›nacak olursa, testis büyümelerinin ve/ve- ya orflitin ay›r›c› tan›s›nda Brucella infeksiyonu