TURK TİYATROSUNDAN PORTRELER
• • •MUAMME R K A R A C A
M
uammer Karaca yalnız Türk Tiyatrosunda nevî şahsına münhasır bir zirve değildir. Türk temâşa aleminde de apayrı bir yeri olan bir sanatçıdır. Ata yadigârı tulûatçılığı modern ti yatro anlayışına adapte ederek ba şarıya ulaşmasını bilen kişidir o... Belediyenin finansmanında olan Şe hir Komedi ve Dram Tiyatrolarının doğru dürüst seyirci bulamadığı bir devirde (1941-1942), özel bir ti yatro kurarak perdelerini açan Mu ammer, tiyatrosunu «Kapalı gişe» oynayan kişi olmuştu.Devrin en gözde ses sanatçısı Safi ye Ayla ile birlikte oynadıkları «A- labanda» isimli rövü, onun özel ti yatrosunun geleceğini emniyete a- lan pek sağlam bir temel olmuştu şüphesiz ki. «Alabanda» ile tutunan Muammer Karaca, operet türündeki diğer oyunları ile durumunu perçin- lemişti.
Canı eğlenmek, gülmek, bir kaç hoşça saat geçirmek istiyenler için «Muammer'e gidelim» en kestirme düstur olmuştu. Ve otuz yıldanberi de bu düsturu yürütmektedir o. Sahip olduğu aşırı sahne sempatisi onun için bir «şeytan tüyü» idi. Günün olaylarını engin espri kabi liyeti içinde sıcağı sıcağına dile ge tirmesi ise onun büyük başarısının ayrı bir sırrıdır. En katı esprileri da hi en yumuşak ifadesiyle kulaklara duyurmak ise onun «Allah vergisi» özelliğidir.
,
Telsiz telgraf mütehassısı Suat Be- | yin oğlu olan Muammer Karaca, 8 Kasım 1906 günü İstanbul'da, Üs küdar semtinde dünyaya geldi. Tah silini «Menba-i irfan» idadisinde yaptı-. Daha sonraları ailesinin İsrarı ile Veteriner Okuluna girdi ise de sahne hayatına karşı olan büyük zaafı yüzünden bu işi yarıda bırakıp soluğu tiyatro dünyasında aldı. 1923yılında Celâl Sâhir Operetinde figü ran olarak sahneye çıktı, ertesi yıl Darülbedayi topluluğuna katıldı. Bir ara buradan ayrılıp Süreyya Opere- ti'ne geçti ise de 1931 yılında tek rar eski ocağına döndü. Bir çok ope ret ve komedilerde rol aldıktan son ra 1942 yılında özel bir tiyatro kur du. Önce Kristal gazinosunda, daha
sonra da Maksim'de faaliyet gös- ;erdi. 1955 yılında bugünkü modern tiyatro binasını yaptırıp oraya geçti. Adını taşıyan tiyatroda unutulmaz oyunlar verdi. Bunların arasında en ünlüsü hiç şüphesiz ki yalnız Tür kiye değil dünya temsil rekorlarını dahi çoktan kırmış bulunan «Cibali Karakolu» oldu. On yıldanberi oy
nadığı bu oyunun en büyük özelli ği ise sadece konusunun sabit ka lışıdır. «Cibali Karako!u»nu belki 10 bin kez oynayan Muammer Kara ca, her temsilde ayrı diyologlar ile Emniyet Amiri Cebbar'ı canlandırdı. O eşsiz espri kabiliyeti içinde her devri en zarif şekilde hicvetmesini bildi. «Etnan bey duymasın» ile «Demirel'e söylerim» bu hicivlerinin afişlere kadar akseden yönleri oldu. Ve tatlı esprileri içinde hicvettiği kimseler, bu oyunlarda en çok gü len seyirciler oldular ki, bu da onun ne yaman bir sahne sempatisi ve espri kabiliyetine sahip bulunduğu nun ifadesidir.
1933 yılında «Karım beni aldatırsa» filmiyle beyaz perdeye çıkan Muam mer Karaca bundan sonra «Söz bir Allah bir», «Cici Berber», «Milyon Avcıları», «Allahın Cenneti», «Leble bici Horhor», «İstanbul Yıldızları» ve nihayet «Cibali Karakolu» ile «Demi- rele söylerim» ile de beyaz perde yaşantısını devam ettirdi.
«Terry Moor'un resmi», «ökse ile Sükse», «Masif İskemle», «Lâhma- cun Cumhuriyeti», «Hoş Geldin», «Lüküs Hayat», «Etnan Bey Duy masın», «Demirel'e Söylerim» ve her yılın değişmez oyunu «Cibali Karakolu» ise onun son on yıl için deki en unutulmaz oyunları arasın da yer almaktadır.
Muammer Karaca bugün adını taşı yan tiyatrosunun yöneticisi, rejisö rü, dramaturgu ve baş oyuncusudur. Ve her gece efkâr dağıtmak, gül mek, hoşça birkaç saat geçirmek için «Muammer'e gidelim» düsturu nu yerine getirenlere bol bol kah kaha saçmakta devam etmektedir.
21
Türk temaşa aleminde apayrı bir yeri bulunan ünlü sanatçı Muammer Karaca'nın üç ayrı pozu...
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi