• Sonuç bulunamadı

Keban Baraj gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti'nin zooplankton faunası ve mevsimsel değişimlerinin incelenmesi / Determination of zooplankton fauna and seasonal changes of Keban Dam lake Yurtbaşi Region, Hazar Lake and Dedeyolu Pond

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Keban Baraj gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti'nin zooplankton faunası ve mevsimsel değişimlerinin incelenmesi / Determination of zooplankton fauna and seasonal changes of Keban Dam lake Yurtbaşi Region, Hazar Lake and Dedeyolu Pond"

Copied!
172
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

KEBAN BARAJ GÖLÜ YURTBAŞI MEVKİİ, HAZAR GÖLÜ VE DEDEYOLU GÖLETİ’NİN ZOOPLANKTON FAUNASI VE

MEVSİMSEL DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ Yük. Müh. Necla İPEK

Doktora Tezi

Su Ürünleri Temel Bilimler Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Serap SALER

(2)

T.C

FIRAT ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

KEBAN BARAJ GÖLÜ YURTBAŞI MEVKİİ, HAZAR GÖLÜ VE DEDEYOLU GÖLETİ’NİN ZOOPLANKTON FAUNASI VE

MEVSİMSEL DEĞİŞİMLERİNİN İNCELENMESİ

DOKTORA TEZİ Yük. Müh. Necla İPEK

Anabilim Dalı: Su Ürünleri Temel Bilimler

Danışman: Doç. Dr. Serap SALER

ELAZIĞ

(3)
(4)

II

ÖNSÖZ

Bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde bilgi ve tecrübesiyle her zaman yanımda olup çalışmam boyunca incelemelerimi yapmamam için bana odasının kapısını açan ve beni destekleyen değerli danışman hocam Doç. Dr. Serap Saler’e, tez çalışmam boyunca yardımlarını ve desteklerini esirgemeyen aileme çok teşekkür ederim.

NECLA İPEK ALIŞ Elazığ - 2015

(5)

III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ ... II İÇİNDEKİLER ... III ÖZET ... VI ABSTRACT ... VII ŞEKİLLER LİSTESİ ... VIII TABLOLAR LİSTESİ ... XI

1.GİRİŞ ... 1

2.MATERYAL VE METOD ... 15

2.1.Çalışma Alanı ... 15

2.1.1.Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii ... 16

2.1.2. Hazar Gölü ... 18

2.1.3.Dedeyolu Göleti ... 20

2.2. Fiziksel ve Kimyasal Parametreler ... 21

2.3. Zooplankton Örneklerinin Alınması ve Saklanması ... 22

2.4. Zooplankton Türlerinin Teşhis Edilmesi ... 22

2.5. Zooplankton Türlerinin Sayımı ... 22

2.6. İndeks Analizleri ... 23

2.7. İstatistiki Analizler ... 25

3. BULGULAR ... 26

3.1. Fiziksel ve Kimyasal Parametreler ... 26

3.1.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Yüzey Suyu Sıcaklığı ... 26

3.1.2. Hazar Gölü Yüzey Suyu Sıcaklığı ... 27

3.1.3. Dedeyolu Göleti Yüzey Suyu Sıcaklığı ... 27

3.1.4. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Aylık pH Değişimi……….28

3.1.5. Hazar Gölü Aylık pH Değişimi ... 29

3.1.6. Dedeyolu Göleti Aylık pH Değişimi ... 29

3.1.7. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Çözünmüş Oksijen Miktarının Değişimi ... 30

3.1.8. Hazar Gölü Çözünmüş Oksijen Miktarının Değişimi ... 31

3.1.9. Dedeyolu Göleti Çözünmüş Oksijen Miktarının Değişimi ... 31

3.2. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Gölet’inden Bulunan Zooplankton Türleri ... 32

(6)

IV

3.2.2. Cladocera Grubu ... 35 3.2.3. Copepoda Grubu ... 36 3.3. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Gölet’in de

Bulunan Zooplankton Türlerinin Mevsimsel Değişimleri ... 37 3.3.1.Keban Barajı Yurtbaşı Mevkii’inde teşhis edilen türlerin istasyonlara göre

mevsimsel ve m3 deki birey sayılarının dağılımları ... 37 3.3.2. Hazar Gölü’nde teşhis edilen türlerin istasyonlara göre mevsimsel ve

m3 deki birey sayılarının dağılımları ... 47 3.3.3. Dedeyolu Göleti’nde teşhis edilen türlerin istasyonlara göre mevsimsel ve

m3 deki birey sayılarının dağılımları ... 57 3.4. Zooplankton Türlerinin Nisbi Yoğunlukları ... 65 3.5. Çalışma Bölgelerindeki Bulunan Organizmaların İstasyonlara

Göre Mevsimsel Dağılımı ... 69 3.5.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii 1. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera

ve Copepoda türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 69 3.5.2. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii 2. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera

ve Copepoda türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 70 3.5.3. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii 3. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera

ve Copepoda türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 71 3.5.4. Hazar Gölü 1. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 72 3.5.5. Hazar Gölü 2. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 73 3.5.6. Hazar Gölü 3. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 74 3.5.7. Dedeyolu Göleti 1. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 75 3.5.8. Dedeyolu Göleti 2. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

türlerinin mevsimsel değişiminin ... 76 3.5.9. Dedeyolu Göleti 3. istasyonda bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

türlerinin mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 77 3.6. Çalışma Bölgelerinde En Fazla Bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda

(7)

V

3.6.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’nde En Fazla Bulunan Rotifera, Cladocera

ve Copepoda Türlerinin İstasyonlara Göre Dağılımları ... 79

3.6.2. Hazar Gölü’nde En Fazla Bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda Türlerinin İstasyonlara Göre Dağılımları ... 81

3.6.3. Dedeyolu Göleti’nde En Fazla Bulunan Rotifera, Cladocera ve Copepoda Türlerinin İstasyonlara Göre Dağılımları ... 84

3.7. Zooplankton Türlerinin Mevsimsel olarak % Dağılımları ... 88

3.8. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti’nde tespit edilen organizmaların Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Margalef indeksi) değerleri ... 97

3.9. Sorenson Benzerlik İndeksine Göre Zooplanktonun Değerlendirilmesi ... 100

3.10. Korelasyon analizlerine Göre Zooplanktonun Değerlendirilmesi ... 103

3.11.Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti’nde Tespit Edilen Zooplankton Türlerinin α, β, γ dağılımı’na Göre Değerlendirilmesi ... 106

4. TARTIŞMA VE SONUÇ ... 108

KAYNAKLAR ... 126

EKLER ... 143

(8)
(9)
(10)

VIII

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 2.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti ... 15

Şekil 2.2. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki örnekleme istasyonları ... 16

Şekil 2.3 Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki’inden görünüm ... 17

Şekil 2.4. Hazar Gölü örnekleme istasyonları ... 18

Şekil 2.5. Hazar Gölü’nden Görünüm ... 19

Şekil 2.6. Dedeyolu Göleti örnekleme istasyonları ... 20

Şekil 2.7. Dedeyolu Göleti’nden görünüm ... 21

Şekil 3.1.Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’ndeSıcaklığın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 26

Şekil 3.2.Hazar Gölü’ndeSıcaklığın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 27

Şekil 3.3.Dedeyolu Göleti’nde Sıcaklığın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 28

Şekil 3.4. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’ndepH’ın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 28

Şekil 3.5. Hazar Gölü’nde pH’ın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 29

Şekil 3.6. Dedeyolu Göleti’ndepH’ın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 30

Şekil 3.7.Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’ndeÇözünmüş Oksijenin İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 30

Şekil 3.8. Hazar Gölü’ndeÇözünmüş Oksijenin İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri ... 31

Şekil 3.9.Dedeyolu Göleti’ndeÇözünmüş Oksijenin İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri .. 32

Şekil 3.10: Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde Bulunan Zooplankton Gruplarının % dağılımı ... 47

Şekil 3.11: Hazar Gölü’ndeBulunan Zooplankton Gruplarının % dağılımı ... 57

Şekil 3.12: Dedeyolu Göleti’nde Bulunan Zooplankton Gruplarının % dağılımı ... 65

Şekil 3.13. Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde 1. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 70

Şekil 3.14. Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde 2. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 71

Şekil 3.15. Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde 3. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 72

Şekil 3.16. Hazar Gölü’nde 1. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 73

(11)

IX

Şekil 3.17. Hazar Gölü’nde 2. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin

birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 74

Şekil 3.18. Hazar Gölü’nde 3. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin

birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 75

Şekil 3.19. Dedeyolu Göleti 1. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin

birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 76

Şekil 3.20. Dedeyolu Göleti 2. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin

birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 77

Şekil 3.21. Dedeyolu Göleti 3. istasyon Rotifera, Cladocera ve Copepoda türlerinin

birey sayıları bakımından mevsimsel değişiminin karşılaştırılması ... 78

Şekil 3.22. Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde 1. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün

birey sayılarının aylara göre dağılımı ... 79

Şekil 3.23. Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde 2. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün

birey sayılarının aylara göre dağılımı ... 80

Şekil 3.24. Keban Barajı Yutrbaşı Mevkii’inde 3. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün

birey sayılarının aylara göre dağılımı ... 81

Şekil 3.25. Hazar Gölü’nde 1. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün birey sayılarının

aylara göre dağılımı ... 82

Şekil 3.26. Hazar Gölü’nde 2. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün birey sayılarının

aylara göre dağılımı ... 83

Şekil 3.27. Hazar Gölü’nde 2. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün birey sayılarının

aylara göre dağılımı ... 84

Şekil 3.28. Dedeyolu Göleti 1. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün birey sayılarının

aylara göre dağılımı ... 85

Şekil 3.29. Dedeyolu Göleti 2. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün birey sayılarının

aylara göre dağılımı ... 86

Şekil 3.30. Dedeyolu Göleti 3. İstasyonda en fazla bulunan 3 türün birey sayılarının

aylara göre dağılımı ... 87

Şekil 3.31. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki 1. istasyon’da kaydedilen

zooplankton türlerinin mevsimsel % dağılımları ... 88

Şekil 3.32. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki 2. istasyon’da kaydedilen

zooplankton türlerinin mevsimsel % dağılımları ... 89

Şekil 3.33. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki 3. istasyon’da kaydedilen

(12)

X

Şekil 3.34. Hazar Gölü 1. istasyon’da kaydedilen zooplankton türlerinin mevsimsel

% dağılımları ... 91

Şekil 3.35. Hazar Gölü 2. istasyon’da kaydedilen zooplankton türlerinin mevsimsel

% dağılımları ... 92

Şekil 3.36. Hazar Gölü 3. istasyon’da kaydedilen zooplankton türlerinin mevsimsel

% dağılımları ... 93

Şekil 3.37. Dedeyolu Göleti 1. istasyon’da kaydedilen zooplankton türlerinin mevsimsel

% dağılımları ... 94

Şekil 3.38. Dedeyolu Göleti 2. istasyon’da kaydedilen zooplankton türlerinin mevsimsel

% dağılımları ... 95

Şekil 3.39. Dedeyolu Göleti 3. istasyon’da kaydedilen zooplankton türlerinin mevsimsel

(13)

XI

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 2.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Çalışma Alanın İstasyon Koordinatları ... 17 Tablo 2.2. Hazar Gölü Çalışma Alanın İstasyon Koordinatları ... 19 Tablo 2.3. Dedeyolu Göleti Çalışma Alanın İstasyon Koordinatları ... 21 Tablo 3.1.Keban Barajı Yurtbaşı Mevkii’indeBulunan Zooplankton Türlerinin

İstasyonlara Göre Dağılımı ... 37

Tablo 3.2. Mayıs 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 38 Tablo 3.3. Haziran 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 39 Tablo 3.4. Temmuz 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 40 Tablo 3.5. Ağustos 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 40 Tablo 3.6. Eylül 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 41 Tablo 3.7. Ekim 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 41 Tablo 3.8. Kasım 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 42 Tablo 3.9. Aralık 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 42 Tablo 3.10. Ocak 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 43 Tablo 3.11. Şubat 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 43 Tablo 3.12. Mart 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 43 Tablo 3.13. Nisan 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 44 Tablo 3.14.Hazar Gölü’nde Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

(14)

XII

Tablo 3.15. Mayıs 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 49 Tablo 3.16. Haziran 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 50 Tablo 3.17. Temmuz 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 50 Tablo 3.18. Ağustos 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 51 Tablo 3.19. Eylül 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 51 Tablo 3.20. Ekim 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 51 Tablo 3.21. Kasım 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 52 Tablo 3.22. Aralık 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 52 Tablo 3.23. Ocak 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 53 Tablo 3.24. Şubat 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 53 Tablo 3.25. Mart 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 53 Tablo 3.26. Nisan 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 54 Tablo 3.27.Dedeyolu Göleti’nde Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ... 57

Tablo 3.28. Mayıs 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 59 Tablo 3.29. Haziran 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 59 Tablo 3.30. Temmuz 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 59 Tablo 3.31. Ağustos 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

(15)

XIII

Tablo 3.32. Eylül 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 60 Tablo 3.33. Ekim 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 60 Tablo 3.34. Kasım 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 61 Tablo 3.35. Aralık 2011’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 61 Tablo 3.36. Ocak 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 61 Tablo 3.37. Şubat 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 62 Tablo 3.38. Mart 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 62 Tablo 3.39. Nisan 2012’de Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara Göre

Dağılımı ( Birey sayısı/ m3) ... 62 Tablo 3.40.Keban Barajı Yurtbaşı Mevkii’inde Bulunan Zooplankton Türlerinin

İstasyonlara Göre Nisbi Yoğunlukları (%) ... 65

Tablo 3.41.Hazar Gölü’nde Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara

Göre Nisbi Yoğunlukları (%) ... 67

Tablo 3.42.Dedeyolu Göleti’nde Bulunan Zooplankton Türlerinin İstasyonlara

Göre Nisbi Yoğunlukları (%) ... 68

Tablo 3.43. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, 1. İstasyon Toplam Birey Sayısı

(birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 97 Tablo 3.44. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, 2. İstasyon Toplam Birey Sayısı

(birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 97

Tablo 3.45. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, 3. İstasyon Toplam Birey Sayısı

(birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 98 Tablo 3.46. Hazar Gölü 1. İstasyon Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği)

ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 98

Tablo 3.47. Hazar Gölü 2. İstasyon Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 98

Tablo 3.48. Hazar Gölü 3. İstasyon Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 99

(16)

XIV

Tablo 3.49. Dedeyolu Göleti 1. İstasyon Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 99

Tablo 3.50. Dedeyolu Göleti 2. İstasyon Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 100

Tablo 3.51. Dedeyolu Göleti 3. İstasyon Toplam Birey Sayısı (birey/m3 ), H’ (Tür çeşitliliği) ve D (Tür zenginliği) değerleri ... 100

Tablo 3.52. Zooplankton Türlerinin Sorenson benzerlik indeksine göre değerlendirilmesi . 101 Tablo 3.53. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti

Sorenson benzerlik indeksi değerleri (%) ... 102

Tablo.3.54. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’nde İstasyonlara Göre Toplam Birey

Sayılarının Bazı Parametrelere Göre Korelasyon Analizi Sonuçları ... 103

Tablo.3.55. Hazar Gölü’nde İstasyonlara Göre Toplam Birey Sayılarının Bazı

Parametrelere Göre Korelasyon Analizi Sonuçları ... 104

Tablo.3.56.Dedeyolu Göleti’nde İstasyonlara Göre Toplam Birey Sayılarının Bazı

Parametrelere Göre Korelasyon Analizi Sonuçları ... 105

(17)

1

1.GİRİŞ

Temiz hava, su ve besin; insanların yaşamları için zorunlu olan temel ihtiyaç maddeleridir. Temiz su ve havanın asıl kaynağı, tahrip edilmemiş ve kirlenmemiş doğal alanlardır. Besinlerin büyük bir bölümü çiftliklerden, tarım alanlarından, geri kalanı ise orman, deniz, göl ve akarsu gibi doğal alanlardan elde edilmektedir. Bu temel ihtiyaçların ana kaynakları bitkiler, hayvanlar, mantarlar ve mikro organizmalardır. Bu canlılar hangi ülkenin topraklarında yaşarlarsa yaşasınlar, tüm insanlığa hizmet eden ortak biyolojik doğal kaynaklar ve biyolojik zenginliklerdir (Apaydın Yağcı, 2012).

Son yıllarda, hızla aratan nüfus karşısında bütün dünyanın dikkatlerinin beslenme sorunları üzerinde toplandığı herkesçe bilinen bir gerçektir. İlk canlı yaşamının kaynağı olarak da kabul edilen su kütleleri üzerindeki gözlem ve araştırmalar her geçen gün çoğalmakta, değişik bilimsel yöntemler kullanılarak yapılan çeşitli çalışmalar sürekli ilerleme kaydetmektedir (Hecky ve Kilham, 1973).

Bilindiği gibi, gerek denizel gerekse karasal su kaynaklarının ileriye dönük projelerle çeşitli özelliklerinin saptanması ve ekonomik planlar çerçevesinde insanların yararlanmasına açık verimli alanlar haline getirilmesi, artık zorunluluk olarak kabul edilmektedir (Mikschi, 1989).

Kaynakların sınırlı oluşu gerçeğini su kaynaklarında açıkça görebiliriz. Dünyamızın yüzölçümü 510x106 km2 olup, 361x106 km2’si hidrosferi, 149x106 km2 ise litosferi oluşturur (Yağcı, 2008). Dünyanın % 71’inin sularla kaplı olmasına rağmen toplam su potansiyelinin ancak % 0.3 kadarı kullanılabilir durumdadır. Su küredeki suyun dağılımına bakılacak olursa % 97,6’sını deniz suyunun, geriye kalan % 2,4’ünü ise tatlı suların oluşturduğu görülmektedir. Bu oranlardan da anlaşılacağı üzere su kaynaklarının oldukça büyük bir bölümü kullanılamaz durumdadır. Diğer taraftan artan nüfusa bağlı olarak su gereksinimi hızla artmaktadır. Ülkemizin akarsu, göl ve yer altı sularından oluşan toplam kullanılabilir su kaynakları yaklaşık 110 milyar m3, kullanılamaz durumdaki su kaynakları da 42.3 milyar m3’tür (Alper 2004).

Sulak alanlar, sahip oldukları özellikleri ve barındırdıkları canlı türlerinin zenginliği yönünden ekolojik açıdan büyük bir öneme sahiptirler. Faunistik, floristik, ekolojik ve ekonomik yönden çok önemli olan bu alanlar, tropikal ormanlardan sonra yeryüzündeki

(18)

2

organik madde ve oksijen üretiminin en yüksek olduğu yerlerdir. Ayrıca bu bölgeler yeraltı sularını da içeren bir depo işlevi gördüğünden, sulama ve içme suyu sağlama açısından da ayrı bir önem taşırlar (Alper, 2004).

Doğal kaynakların su ürünlerinden gereği kadar yararlanılabilmesi için, herşeyden önce suların biyolojik kapasitelerinin, yani doğal olarak barındırdıkları besin stoklarının ve bunların ülke sularındaki dağılımlarının bilinmesi gerekmektedir (Bekleyen, 2001).

Tatlı su kaynaklarının çok kısıtlı olduğu dünyamızda Türkiye, tatlı su kaynaklarının zenginliği ile ayrıcalıklı bir ülke olmasına rağmen sucul ortamlardaki bozulma belirtileri bugün ülkemizdeki göllerin neredeyse tümünde gözlenmektedir (Tüfekçi vd., 2005).

Ülkemiz iç sular bakımından oldukça zengindir (Altunyurt 2006; Tuna 2009). İçsular karalar içinde yer alan, göl, gölcük, akarsu, soğuk-sıcak kaynak, yeraltı suyu lagün ve barajlardan oluşan su topluluklarıdır (Alper, 2004). Ülkemizde her biri 5 km²’nin üzerinde yüzey alanına sahip toplam 48 göl mevcuttur ve bu göller 8,900 km²’lik bir alanı kaplamaktadır.Su canlılar için vazgeçilmez olup, olmazsa olmaz ihtiyaçlardan biridir. Yeryüzündeki su tabakasında oldukça az bir miktarda bulunan tatlı sular gezegenimiz için hayati öneme sahiptir. Tatlısu ekosistemlerinin her yönüyle araştırılması söz konusu kıt kaynakların korunması ve yönetimi için önem arzetmektedir (Gündüz, 1984).

Dünyadaki hızlı nüfus artışına paralel olarak besin ihtiyacını karşılamak ve protein açığını kapatmak için tatlısu balıkçılığı giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle de bir çok balık türünün özellikle genç dönemlerinde besin kaynaklarından birini oluşturan ve sucul ortamda bitkisel besinleri hayvansal proteinlere dönüştürmede besin zincirinin temel halkasını oluşturan zooplanktonik organizmalarla ilgili çalışmalara da hız verilmiştir(Güher, 1999).

Birçok akuatik canlı en azından yaşamlarının belirli bir döneminde zooplanktonik organizmalarla beslenirler. Bu nedenle de akuatik ortamın verimliliği ile zooplanktonik organizmalar arasında sıkı bir ilişki bulunmaktadır (Güher, 2003). Bu organizmaların yoğunluğu, bulunduğu yere ve mevsime göre farklılık gösterir. Zooplankton, sucul ekosistemlerde kurulmuş olan besin zinciri içerisinde, birincil üreticiler ile daha yüksek formlar arasındaki temel besin halkasını oluşturduğundan, büyük öneme sahiptir. Zooplankton, yalnızca planktivor balıkların besinlerini oluşturmakla kalmaz, ekosistemde yer alan tüm balık larvalarına, sucul böceklere, böcek larvalarına ve diğer sucul hayvanlara da

(19)

3

yem olurlar. Zooplanktonik organizmaların miktar ya da çeşit yönünden değişikliğe uğraması besin piramidinin üst basamağındaki canlı gruplarını da etkiler (Emir, 1990). Bu organizmaların bazı cins ve türleri, içinde bulundukları suların, su kalitesi, kirlilik ve trofik durumunu genel olarak belirleyici indikatör özelliği göstermeleri bakımından da önem taşımaktadırlar (Altındağ ve Yiğit, 2004).

Göllerde planktonik organizmalar horizontal ve vertikal yönde düzensiz dağılım gösterirler. Planktonik organizmaların horizontal dağılışı; gölleri besleyen ve göllere akan sular, sahil çizgisinin mevcut durumu ve bazı bölgelerde belli türlerin çok bulunması gibi nedenlerle oldukça düzensizlikler gösterir. Buna karşın vertikal dağılımın biraz daha düzenli olduğu görülmektedir. Fitoplanktonun klorofil içermesi, fotosentezden dolayı ışık faktörü nedeni ile suyun üst katmanlarında bulunmasını sağlar. Başta oksijen ve sıcaklık olmak üzere ışık, besin, vücut ağırlığı ve suda çözünmüş halde bulunan gazlar gibi nedenler zooplankton dağılımını etkilemektedir. Göl ekosistemlerindeki zooplanktonik organizmalar bazı türler hariç gündüzleri derine, geceleri ise yüzeye yakın yerlere giderek günlük göç hareketleri yaparlar (Kumru, 2009). Tüm zooplankton türleri su akıntıları ve türbilans güçlerine maruz kalmasına karşın su sütunu içindeki dikey konumlarını değiştirmek için bazı yapısal araçlar geliştirmişlerdir. Örneğin bazı zooplankton; yağ damlacıkları ile iyon değişimi ile ya da vücut hacimlerindeki değişimlerle özgül kütlelerini ayarlamak suretiyle dikey yönde yer değiştirebilirler. Ayrıca bazı zooplankton, sil ve flagella yapılarıyla değişik şekillerde hareket edebilmektedir (Didinen, 2012).

Her canlı organizma gibi plankton da içinde ile yaşadığı ortamla devamlı ilişki içindedir. Plankton bilindiği üzere suyun pelajik bölgesinde yaşamlarını sürdürür. Sucul ortamlar birçok fiziksel ve kimyasal faktörün etkisi altındadır. Ekolojik faktörler olarak adlandırılan bu etmenler sucul organizmaları doğrudan veya dolaylı olarak etkiler (Cirik, 1999). Su içinde bulunan besinsel maddelere bağlı olarak fitoplankton güneş ışığını kullanmak suretiyle ile tonlarca organik karbon bileşikleri üretir. Fitoplankton ve onların zooplanktonun başlıca besinini oluşturur (Timur, 1992). Bitkisel proteinler, hayvansal organizmalar için amino asit kaynağıdır. Hayvansal organizmalar, bitkisel proteini sindirerek onları hayvansal proteine dönüştürürler. Bu elde edilen protein besin zinciriyle beslenme piramidinin üstünde yer alan organizmalara aktarılır (Timur, 1985). Tatlı su sistemlerinde yaşayan zooplankton başlıca üç gruba ayrılır. Bunlar, Cladocera, Copepoda ve Rotifera

(20)

4

gruplarıdır. Bunlardan başka, Gastrotricha, bazı böcek larvaları, balık larvaları ve birçok Coelenterata türü de zooplankton içerisinde yer alır (Wetzel, 1983).

Rotifera türleri, tatlı su kommunitelerinde birçok predatör omurgasız canlının besinini oluştururlar. Besin zinciri yolu ile balıklara kadar etkileşim devam eder, balıkların erken dönemlerinde besinlerinin önemli bir kısmını oluştururlar. İsrail, Japonya ve Kuveyt’de balık üretimi için Rotifera türleri kullanılmaktadır. Rotifera türleri, diğer zooplankterler ile rekabette daha az başarılıdırlar. Rotifera türlerinin büyük bir kısmı 4-17 μm algler ile beslenirken, Cladocera türleri daha büyük yosun ve bakteriler ile beslenirler, dolayısıyla nişleri de daha geniştir (Gilbert, 1985). Rotifera türleri ve parazitler ile yapılan çalışmalarda, endoparazitik fungusların topraktan geçerek Rotiferleri enfekte ettikleri gözlenmiş, ayrıca Sporozoa’ dan Microspordium (Polsitophora aerospora) planktonik Rotifera türlerini enfekte ettiği kaydedilmiştir (Wallace ve Snell, 1991).

Rotiferler büyük göllerin açık kesiminden geçici su birikintilerine, bataklıklardan tuz göllerine, büyük nehirlerden kayaçlardaki çatlaklar arasından sızan sulara kadar birçok su kütlesinde bulunduklarından önemlidirler. Birkaç türü parazit, bir kısmı sesil, geri kalan türleri serbest yaşayan fitoplanktonla beslenen canlılardır ya da karnivordurlar; birkaç türü de koloni halinde yaşar. Yayılış alanları oldukça geniştir; tatlı sularda büyük miktarlarda bireyle ve aynı yerde çok sayıda türle temsil edilirler. Bazı türler tuzlu ve acı sularda görülürler. Çoğunlukla saydamdırlar, bununla birlikte yeşil, turuncu, kırmızı yada kahverengi olabilirler. Sindirim sistemindeki maddelerin rengi genellikle vücut rengi olarak dışarıya yansımaktadır (Demirsoy, 1999).

Aynı zamanda Rotifera türlerinin büyük bir çoğunluğu, tatlı su sistemlerinin kalitesini, trofik ve kirlilik düzeyini saptamada indikatör olarak kullanılırlar. Yapılan çeşitli araştırmalara göre kirliliğin zooplankton üzerinde olumsuz etkiler yaptığı belirtilmiştir. Örneğin Dumont (1983), ötrofikasyonun ve genel olarak su kirliliğinin zooplanktonik organizmaların tür komposizyonunun değişmesine neden olduğunu, bu nedenle göllerde yapılacak olan zooplankton çalışmalarının çok önem kazandığını bildirmektedir.

Cladocerler ve özellikle büyük Daphnialar, çürümüş bitki materyali ve fitoplanktonun geniş varyetesiyle beslenip, büyük oranlarda fitoplankton popülasyonunu kontrol altına alabilirler (Suthers, 2009). Bunların bulundukları sucul sistemlerde ötrofikasyonun kontrolünde oldukça önemli fonksiyonu bulunduğu Moss vd. (1991), Padisak ve Reynolds

(21)

5

(1998), Annadotter vd. (1999), Carpenter ve Lathrop (1999), Molen ve Boers (1999), Perrow vd. (1999), Phillips vd. (1999), Harris (2000), Sondergaard vd. (2000), Mehner vd. (2001), Bürgi ve Stadelmann (2002), Beklioğlu vd. (2003), Mathes vd. (2003), McComas (2003), O’Sullivan (2004), Scholten (2005), Sigee (2005), Lytras (2007), Moss (2007) ve Suthers (2009) tarafından önemle bildirilmiştir. Tatlı su Copepodaları; Calanoida, Cyclopoida ve Harpacticoida alt ordolarına ayrılmaktadır.

Calanoidalar uzun bir vucut ve uzun bir birinci antene sahipken, Cyclopoidalar kaba, kısa bir vücut ve kısa bir birinci antene sahiptirler. Bu gruplara ek olarak Harpacticoidalar, genellikle bentoz olup bentikte yada bentik üzerinde bulunmaktadır. Calanoidalar 1-2 mm arası uzunluklarda iken Cyclopoidalar ve Harpacticoidalar 1 mm uzunluğun altındadır. Bazı Copepodalar kötü şartlar için resting yumurtaları üretirler. Yapılan çalışmalarda calanoid yumurtaların belirli şartlar altında 400 yıl boyunca canlı kalabileceği ortaya konmuştur. Calanoidalar genellikle çürümüş bitki partikülleri, detritus ve fitoplanktonla beslenirler. Bazı türlerin protozoon ve rotiferle beslendiği de bildirilmiştir. Cyclopoidalar ise, diğer zooplanktonla beslenmektedir. Aynı zamanda bunlar primer predatörlerdir. Copepodlar yavaş akan nehirler, göl ve göletlerde ortalama 5-6 org/L yoğunlukta bulunarak tüm yaşamlarını planktonik formda geçirirler (Suthers, 2009).

Zooplankton; yüksek trofik seviyelerde fotosentez enerjisini aktararak pelajik besin ağında anahtar görevi görmektedir. En başta balık larvalarının ilk beslenme evresi olmak üzere daha sonraki evrelerindeki zooplankton durumu, büyük miktarlardaki ticari balık stoklarının yıllık avlanabilme oranını kontrol edebilir. Burada, zooplankton grazingi ve dikey partikül birleşimi önemli rol oynar. Çevresel koşulların balık stoklarındaki etkisini tahmin etmek ve anlamak için bu konuda yapılmış birçok çalışmanın ışığı altında zooplankton ekolojisi hakkındaki bilgilerin geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun yanı sıra; dünya nüfusunun giderek artması sonucu ortaya çıkan besin açığını kapatmak amacıyla deniz ve tatlı sulardan daha fazla yararlanma yoluna gidilmektedir. Bu amaçla dünyanın birçok yerinde doğal stokların takviyesi ve akuakültür çalışmaları yoğun şekilde sürdürülmektedir. Balık, karides, midye, istiridye gibi su ürünlerinin ilk yaşam evresinin planktonik olması ve ilk besin ihtiyaçlarının fito ve zooplanktonik organizmalar olması yönünden plankton çalışmaları ışığında elde edilen bilgilere gereksinim duyulmaktadır (Özel, 1992).

(22)

6

Tüm ekosistemlerde olduğu gibi, sucul ekosistemlerde de mevcut canlıların birinin diğeri üzerinden beslenmesi ve kendisinden başka bir canlıya besin olması, bu ekosistemin verimliliğini olumlu yönde etkilemektedir. Sucul ekosistemlerde fitoplanktonik organizmalar güneş enerjisini fotosentezde kullanarak organik madde yaparlar ve bu ekosistemlerde besin zincirinin ilk basamağını oluştururlar. Dolayısıyla bunlara üreticiler denilmektedir. Zooplanktonik organizmalar ise sucul ekosistemlerde kurulmuş olan besin zinciri içerisinde fitoplanktonik organizmalar ile daha yüksek formlar arasındaki esas besinsel halkayı oluşturduğundan ayrı bir öneme sahiptirler (Gündüz, 1984) Sucul ekosistemlerde yaşayan canlı gruplarının kendi aralarındaki ve içinde bulundukları ekosistemin fiziksel ve kimyasal özellikleriyle ilişkilerinin belirlenmesi çalışmaları, hem balıkçılık ve su ürünleri bakımından ekosistemden yararlanabilme sınırlarını belirlemede ve hem de sucul ekosistemin temel biyolojik verimliliğinin belirlenebilmesi açısından gereklidir (Kırgız, 1984).

Zooplankton, sadece sucul ekosistemin besin zincirindeki öneminin yanında organik ve inorganik bileşiklerin sedimantasyonunda, atmosfere bırakılan insan kaynaklı karbondioksitin ayrışmasına da katkıda bulunur. Son zamanlarda yapılan çalışmalardan elde edilen bulgulara göre; fitoplankton artışının kontrol altına alınmasında zooplankton beslenmesinin önemli rolü olduğu, herbivor zooplanktonun algler üzerindeki grazing beslenmesinin, ortamdaki yüksek orandaki nutrientleri ve klorofil-a miktarını düşürmesiyle beraber fitoplankton patlamalarının önüne geçtiğini ortaya koymuştur (Harris, 2000). Planktonik organizmalar, besin zinciri ile ilgili çalışmalarda güvenilir biyolojik testlerin yapılmasında deney hayvanı olarak, su kalitesinin, ötrofikasyon ve kirlenmenin indikatörü olarak ve özellikle toksidite testlerinde yoğun olarak kullanılmaktadır (Baudo,1987).

Balıkçılığın yanı sıra, zooplanktonik organizmalardan ötrofikasyon başta olmak üzere çeşitli su kirliliği çalışmalarında da yararlanıldığı bildirilmektedir (Bayly, 1976; Dumont, 1981; Godeanu ve Zinevici, 1983). Özellikle bazı zooplanktonik organizmalar indikatör tür olarak kirlilik çalışmalarında kullanılmaktadır (Kolisko, 1974; Sharma, 1983 ve Saksena, 1987). Sularda kirlilik ve ötrofikasyon üzerinde yapılan araştırmalarda, kirlilik ve ötrofikasyonun en önemli olumsuz etkilerinin fitoplankton ve zooplanktonik organizmalar üzerinde olduğunun ve bu organizmaların tür kompozisyonunu değiştirdiğinin ortaya koyulması göllerde zooplankton çalışmalarının yapılmasını daha önemli hale getirmiştir (Hecky ve Kilham, 1973; Sharma, 1983 ve Dumont, 1983).

(23)

7

Dünyadaki hızlı nüfus artışına paralel olarak ortaya çıkan besin ihtiyacını karşılamak ve protein açığını kapatmak amacıyla tatlı su balıkçılığı giderek önem kazanmaktadır. Bu nedenle de birçok balık türünün özellikle larval dönemlerindeki besin kaynaklarından birini oluşturan ve sucul ortamlarda bitkisel besinleri hayvansal proteinlere dönüştürmede besin zincirinin temel halkası da olan zooplanktonik organizmalar ile ilgili çalışmalara hız verilmiştir. Zooplanktonik organizmaların önem kazanmasıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu organizmaların önemli bir bölümünü oluşturan gruplar ile ilgili araştırmalar yapılmaya başlanmıştır (Güher,1999; Aladağ, 2003).

Sucul ekosistemlerde yaşayan canlı gruplarının kendi aralarındaki ve içinde bulundukları ekosistemin fiziksel ve kimyasal özellikleriyle ilişkilerinin belirlenmesi çalışmaları, hem balıkçılık ve su ürünleri bakımından ekosistemden yararlanabilme sınırlarını belirlemede ve hem de sucul ekosistemin temel biyolojik verimliliğinin belirlenebilmesi açısından gereklidir (Kırgız,1984).

Akuatik ortamlardaki mevcut zooplankton çalışmaları, zooplankton türlerinin yıllık tespiti, ekolojileri, genetik yapıları, taksonomik yönden incelenmesi başlıkları altında yapılmaktadır.

Türkiye’de 700’e yakın baraj, 500’ün üzerinde hidroelektrik santrali kurulmuştur. Yeni oluşan baraj gölleri sonucunda, ekosistem ve iklim gibi çevre faktörleri ve buna bağlı olarak bu alanda yaşayan bazı bitki ve hayvanlarda da bir kısım değişiklikler olmaktadır. Bu değişiklikler sonucu ya bazı hayvan ve bitki türleri ortadan kalkabilmekte ya da populasyonlarında değişiklikler meydana gelebilmektedir. Bu açıdan, böyle alanların sürekli izlenmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi için alan çalısmalarının yapılması gerekmektedir. Fiziksel ve kimyasal değişkenlerin belirlenmesi de bu nedenle büyük önem taşımaktadır (Özhan, 2007).

Türkiye’de zooplankton üzerine yapılmış ilk çalışma, Daday’ın (1903) Apolyont ve İznik Gölleri’nde yapmış olduğu çalışmadır; bunu Vavra (1905) ve Zederbauer and Brehm’in (1907) Sarı Göl’ün zooplanktonu üzerine yapmış oldukları taksonomik çalışmalar izlemiştir. Mann (1940) Türkiye’de tatlı sularda yaşayan Copepoda türlerinin tespitine yönelik incelemelerde bulunmuştur. Birçok bilim adamı daha sonraları Türkiye içsularını çalışmışlardır.

(24)

8

Daha sonra, Mann (1940), Sapanca, İznik, Apolyont, Manyas, Mogan, Çıldır ve Kara Göl gibi göllerin zooplanktonları ve yaygın fitoplanktonları üzerine taksonomik çalışmalar yapmıştır.

Geldiay (1949), Çubuk Baraj Gölü ve Emir Gölü’nün makro ve mikro faunasını karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Muckle (1951), Türkiye tatlı sularındaki Cladoceralar hakkında araştırma yapmıştır.

Kiefer (1952, 1955), Kuzey Anadolu, Trakya, Marmara, Ege bölgesi ve Akdeniz bölgesinde göller yöresinde bulunan birçok gölün Copepoda faunasını sistematik yönden incelenmesi konularında çalışmalar yapmıştır. Lindberg (1953, 1955), Hatay, Gaziantep, Niğde, Malatya, Sivas ve Maraş bölgelerindeki su birikintileri, kaynak suları, mağara içi suları, ırmak vs., gibi yerlerdeki cyclopoida türlerini kaydetmiştir.

Hauer (1957), Van Gölü’nde yapmış olduğu çalışmada Rotifera türlerini araştırmıştır. Gessner (1957), Van Gölü’nde yaptığı çalışmada tespit ettiği cladosera ve Copepoda türlerini bildirmiştir.

Tokat (1972, 1975, 1976), Elazığ'da bulunan Hazar Gölü'nün Copepoda, Cladocera, Rotifera türlerini ve İznik, Sapanca göllerinin Rotifera türlerini tespit etmiştir; Margarittora vd. (1977), Türkiye’nin 25 farklı lokalitesinde zooplankton türlerini tespit etmisler; Dumont (1981, 1987), Konya Krater Gölü ve Türkiye’nin 19 farklı lokalitesinin Rotifera faunasını tespit ederek, 79 tür içeren bir liste verilmiştir.

Emir (1989, 1990 a, 1990 b, 1991), Samsun Bafra Gölü Rotifera faunasını tespit ederek, baskın türlerin mevsimsel dağılımlarını ve Türkiye için 4 yeni tür kaydı vermiştir. Ayrıca 19 farklı lokaliteden 20 Rotifera türü içeren liste vermiştir (Emir, 1994).

Segers vd. (1992), Anadolu’nun kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinden 21 ayrı tatlısu kaynaklarından aldıkları örneklerden Türkiye için 42’si yeni olan toplam 91 rotifer türü tespit etmişlerdir.

Akbay (1993), Keban Baraj Gölü’nün ova kısmında fito ve zooplanktonun horizontal ve vertikal dağılımını araştırırken, rotiferlerden 28 türe rastlamış ve rotiferlerin bu ortamda hem tür hemde birey sayısı bakımından zooplanktonun en önemli grubunu teşkil ettiğini belirtmiştir.

(25)

9

Bekleyen ve Bilgin (1994), "Dicle Üniversitesi kampusu Kabaklı Göleti’nin Rotifera faunasının taksonomik açıdan incelenmesi" adlı çalışmasında, Rotifera sınıfına ait toplam 27 tür saptamıştır. Tespit edilen türlerin, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için yeni kayıt olduğu da belirtilmiştir.

Akıl ve Şen (1995), Cip Baraj Gölü’nün Copepoda ve Cladocera türleri üzerine taksonomik bir araştırma yapmışlardır. Gündüz (1997), Türkiye içsularında yaşayan Cladocera türlerinin listesini bildirmiştir.

Altındağ (1997), Akşehir Gölü zooplankton faunasının kalitatif ve kantitatif olarak mevsimsel değişimini incelemiş ve Rotiferadan 34, kladoceradan 7 ve kopepodadan 2 türteşhis etmiştir.

Bekleyen (1996), Kabaklı Göleti'nin Cladocera ve Copepoda faunası, bazı ekolojik özellikleri üzerine bir çalışma yapmıştır.

Ustaoğlu vd. (1997), Gümüldür Deresi’nin Cladocera ve Copepoda faunasını araştırmışlardır. Bozkurt (1997), Seyhan Baraj Gölü zooplanktonunu araştırmıştır. Toplam 52 zooplankton türünün teşhisi yapılmıştır.

Altındağ ve Özkurt (1998), Kunduzlar ve Çatören Baraj Gölleri’nin zooplankton faunası üzerine bir araştırma yapmışlar ve Rotiferadan 8, Cladocera’dan 5 ve Copepoda’dan 2 tür tespit etmişlerdir.

Kazancı vd. (1999), Eğirdir, Akşehir, Eber, Köyceğiz, Beyşehir, Çorak, Kovada, Yarışlı, Bafa, Salda, Karataş, Çavuşçu Gölleri, Küçük ve Büyük Menderes Deltası, Güllük Sazlığı, Karamuk Bataklığı'nın limnolojisi, çevre kalitesi ve biyolojik çeşitliliği isimli çalışmada adı geçen göllerin zooplanktonunun mevsimsel dağılımını belirlemişlerdir.

Özdemir-Mis (1999), Gölcük Gölü’nün zooplanktonu üzerine araştırma yapmıştır. Rotifera’dan 17, Cladocera’dan 10, Copepoda’dan ise 6 tür saptanmıştır.Yine Demirsoy (1999), Türkiye Göllerindeki Cladocera ve Rotifera türlerinin listesini vermiştir.

Akbulut (2000), Akşehir Gölü zooplanktonik organizmaların mevsimsel dağılımlarını, bolluklarını incelemiş ve aralarında negatif bir korelasyon olduğunu saptamıştır. Toplam zooplanktonun sayısal olarak % 43.3’ünü Copepoda, % 34’ünü Rotifera ve % 26’sını Cladocera’nın oluşturduğunu bildirmiştir.

(26)

10

Saler vd. (2000), Fırat Nehri Kömürhan Bölgesi rotiferlerinin mevsimsel değişimlerini incelemiş, çalışma bölgesindeki rotiferlerin maksimum sayılarına yaz aylarında ulaştıklarını belirtmişlerdir. Keban Baraj Gölü Gülüşkür koyu’ nun Rotifera faunasını inceleyen Saler (2001), bu bölgede Rotifera’ ya ait 18 cins ve 27 tür teşhis etmiş, rotifer birey sayılarının ilkbahar ve yaz aylarında artış gösterdiğini belirtmiştir. Aynı baraj gölünün Çemişgezek Bölgesi rotiferlerini araştıran Saler (2004), bu bölgede ise 17 rotifer türü teşhis etmiştir.

Saler ve Şen (2002), Tadım Göleti’nin Rotifera faunasını araştırmışlardır. Saler ( 2009) Kepektaş Baraj gölü rotiferlerini , Saler ve diğ.(2010) Karakaya Baraj Gölü Battalgazi bölgesinin rotiferlerini , Saler ve Şen (2010) Keban Baraj Gölü Gülüşkür bölgesinde otifer faunasının uzun vadeli değişikliklerini araştırmışlardır.

Tellioğlu ve Şen (2001), Hazar Gölü Cladocera ve Copepoda faunasının mevsimsel dağılımını araştırmışlar ve Copepoda’dan 2, Cladocera’dan 3 tür tespit etmişlerdir. Tellioğlu ve Şen (2002), Hazar Gölü Rotifera faunasını taksonomik yönden incelemişlerdir.

Bekleyen (2003), Nisan 1995-Aralık 1996 tarihleri arasında Göksu Baraj Gölü’nü örneklemiş ve gölden 28 Rotifera türü bildirmiştir. Monommata arndti Türkiye içsuları için yeni olarak kayıt altına alınmıştır.

Bozkurt ve Dural, (2003), Topboğazı Göleti’nde yaptıkları çalışmada Rotifera’ya ait 36 tür, Cladocera’ya ait 6 tür Copepoda’ya ait 4 tür olmak üzere toplam 44 tür teşhis etmişlerdir.

Altındağ ve Yiğit (2004), Beyşehir Gölü zooplankton faunası ve mevsimsel değişimini incelemişler ve Rotiferadan 32, Cladoceradan 9, Copepodadan 2 tür olmak üzere toplam 43 tür tespit etmişlerdir.

Ustaoğlu (2004), Türkiye iç sularındaki zooplanktonun kontrol listesini vermiş olup Rotifera’dan 229, Copepoda’dan 106, Cladocera’dan ise 92 tür bildirmiştir.

Gökot (2004), Gözegöl Göleti ve Karacadağ civarındaki suların zooplankton faunası taksonomik ve ekolojik açıdan incelenmiş ve üç tanesi Turkiye için, 14 tanesi de Güneydoğu Anadolu Bölgesi zooplankton faunası için yeni kayıt olan toplam 81 tür belirlenmiştir. Bu çalışmada tespit edilen türlerden 18 tanesi Cladocera, 8 tanesi Copepoda ve 55 tanesi de Rotifera gruplarına aittir.

(27)

11

Aygen ve Balık (2005), Işıklı Gölü ve kaynaklarının crustacea faunasını araştırmışlardır. Araştırma sonunda Işıklı Gölü ve kaynağında bulunan Crustacea faunasının başlıca Cladoceradan 16 tür, Copepodadan 12 tür, Ostracodadan 1 tür, Amphipodadan 2 tür, isopodadan 1 tür, mysidaceadan 1 tür, Decapodadan 1 tür ve gruplarından oluştuğunu saptamışlardır.

Göksu vd. (2005), Asi Nehri Cladocera ve Copepoda faunasını belirlemişlerdir. Cladocera’ya ait 15 tür ve Copepodaya ait 7 tür olmak üzere toplam 22 tür tespit etmişlerdir

Tellioğlu ve Yılmaztürk (2005), Keban Baraj Gölü Pertek Bölgesi’nin Cladocera ve Copepoda faunasını, Tellioğlu ve Akman (2007) Keban Baraj Gölü Pertek Bölgesi rotiferlerini araştımıştır.

Naz vd. (2006), Gölbaşı Gölü’nün zooplankton tür kompozisyonu ve biomasını incelemişler ve 27 türün dağılım gösterdiğini, zooplanktonik organizmaların mevsimsel dağılımlarından dolayı mezotrofik-ötrofik karakteristiğe sahip olduğunu belirlemişlerdir.

Yiğit (2006), Kesikköprü Baraj Gölü zooplankton topluluğunun Shannon-Weaver indeksi ile analiz çalışmasını yapmıştır. Çalışma sonucunda 11 Rotifera, 9 Cladocera, 8 Copepoda türüyle temsil edilen oligotrofik bir göl olduğunu tespit etmiştir. Göldeki zooplankton topluluğunun alınan verileri Shannon–Weaver indeksine göre analiz etmiş ve indeks değerleri zooplanktonik organizmaların toplam sayısı ile pozitif korelasyon göstermediğini bildirmiştir.

Toroğlu vd. (2006), Sır Baraj Gölü’nü besleyen Aksu Çayı’nda akarsu kirliliğini araştırmışlar.Kaplan (2007), Sır Baraj Gölü’ndeki Ciliata faunasını araştırmıştır.

Kaya ve Altındağ (2007), Gelingüllü Baraj Gölü’nün zooplankton faunasını ve mevsimsel değişimini incelemişlerdir. Göldeki zooplanktonik organizmaların sayısalolarak % 92’sini Rotifera, % 7’sini Cladocera ve % 1’ini Copepoda türlerinin oluşturduğunu ve Rotiferadan 54, Cladoceradan 9, Copepodan 2 tür tespit etmişlerdir.

Didinen ve Boyacı (2007), Eğirdir Gölü Hoyran Bölgesi’nde Nisan 2005-Mart 2006 dönemleri arasında yaptıkları çalışmada, Rotifera’ya ait 35 tür tespit etmişlerdir. Bu türlerden

Lepadella (Heterolepadella) ehrenbergi, Anuraeopsis fissa, Squatinella rostrum ve Lecane ludwigi, Eğirdir Gölü Rotifera faunası için yeni kayıt olarak verilmiştir.

(28)

12

Alper vd. (2007), İkizcetepe Baraj Gölü’nün Cladocera ve Copepoda faunası üzerine araştırma yapmışlardır. Cladocera’ya ait 8 ve Copepoda’ya ait 4 tür olmak üzere toplam 12 tür bulunmuştur.

Bozkurt ve Sagat (2008), Birecik Baraj Gölü zooplanktonunun vertikal dağılımını incelemişlerdir. Çalışma sonucunda Rotiferadan 21, Cladoceradan 11 ve Copepodadan 7 olmak üzere toplam 39 tür tespit edilmiştir.

Ülgü (2008), Tahtaköprü Baraj Gölü (Gaziantep)’nün zooplankton yoğunluğunu ve araştırmıştır. Araştırma sonucunda Rotifera’dan 26, Cladocera’dan 10 ve Copepoda’dan 8 olmak üzere toplam 44 tür belirlemiştir.

Bekleyen ve Taş (2008), Çernek Gölü (Samsun)’nün zooplanktonunu incelemiş ve teşhis edilen toplam 31 türden 18 inin Rotifera’ya ait olduğunu bildirmişlerdir.

Kaya vd. (2008), Bismil’den Batman’a 22. km’deki bir gölcükten (Çeltikli Köyü, Bismil-Diyarbakır) toplanan Rotifera türlerini taksonomik olarak incelemiş ve 18 Rotifera türü tespit etmişlerdir. Bu türlerden ikisi Türkiye Rotifera faunası için yeni kayıttır.

Aygen vd. (2009), Eğrigöl Gölü’nün zooplankton kompozisyonu ve bolluğunu araştırmışlar ve Rotiferadan 30, Cladocer’dan 8 ve Copepodadan 3 olmak üzere toplam 41 tür tespit etmişlerdir.

Altındağ vd. (2009), ışık ve taramalı elektron mikroskobu kullanarak Türkiye’de kaydedilen bazı rotifer türleri üzerine çalışmalar yapmıştır

Kaya vd. (2009) Kayseri’de bulunan 6 farklı su kaynağından 20 cinse ait 37 rotifer türü kaydetmiş ve en fazla türün (19 tür) Şeker Göleti’nde olduğu tespit edilmiştir. Rotifer bolluğu bakımından diğer sucul alanların durumu ise şu şekilde belirlenmiştir; Reşadiye Göleti’nden 11 tür, Hisarcık Çayı’ndan 5 tür, Kumalı Parkı havuzundan 4 tür, Mimarsinan Parkı havuzundan üç tür ve Zincidere Göleti’nden üç tür kaydedilmiştir.

Buyurgan vd. (2010), Asartepe Baraj Gölü (Ankara)’nün zooplankton faunasının mevsimsel değişimini ve yoğunluğunu araştırmıştır. Çalışma sonucunda Rotifera’dan 43, Cladocera’dan 3 ve Copepoda’dan 2 olmak üzere toplam 48 tür tespit edilmiştir. Rotifera’dan

(29)

13

bir tür (Encentrum felis) Türkiye için ve ayrıca tespit edilen türlerin tamamı Asartepe Baraj Gölü için yeni kayıt olarak verilmiştir.

Bekleyen ve İpek (2010), Balıklıgöl’de yaptıkları çalışmada 29 Rotifera, 3 Cladocera, 2 Copepoda olmak üzere toplam 34 tür teşhis etmişlerdir.

Saler (2011), Munzur Nehri’nde yaptığı çalışmada toplam 11 zooplankton türü kaydetmiştir. Bu türlerden 8 tanesi Rotifera, 2 tanesi Cladocera, 1 tanesi ise Copepoda’ya ait olduğu saptanmıştır.

Saler ve Haykır (2011), Pülümür Çayı’nda yaptığı çalışmada toplam 21 zooplankton türü kaydetmiştir. Bu türlerden 15 tanesi Rotifera, 4 tanesi Cladocera, 2 tanesi ise Copepoda’ya ait olduğu saptanmıştır.

Saler vd. (2011), Peri Çayı’nda yaptıkları çalışmada Rotifera’ya ait 10 tür, Cladocera’ya ait 3 tür ve Copepoda’ya ait 2 tür olmak üzere toplam 15 tür teşhis edilmiştir.

Baysal (2011), Çalgan Deresi’nde yaptığı çalışmada toplam 27 zooplankton türü teşhis etmiştir.

Apaydın Yağcı (2012), Karataş Gölü Zooplanktonu mevsimsel dağılımını araştırmıştır. Rotifera’dan 19, Cladocera’dan 16, Copepoda’dan 7 tür teşhis etmiştir.

İpek ve Saler ( 2012), Görgüşan ve Geban Deresi (Elazığ- Türkiye) Zooplanktonu incelemişler ve çalışma sonucunda Rotifera grubuna ait toplam 36 tür tesbit etmişlerdir.

İpek Alış ve Saler (2013), Sürgü Barajı’nın zooplankton kompozisyonu incelemişler ve Rotiferanın daha baskın olduğunu saptamışlardır.

Saler ve İpek Alış ( 2014), Gaziantep il sınırları içersindeki Hancağız Baraj Gölü’nü çalışmışlar ve uygun sıcaklık değerlerinde zooplankton saysısında belirgin bir artış olurken kış aylarında bu sayıda azalmalar olduğunu tesbit etmişlerdir.

Dünya genelinde yapılan bazı çalışmalara birkaç örnek ise şöyle sıralanabilir; Awaiss ve diğ. (1992), Gulati vd (1993), Fernandezreiriz vd. 1993), Caris vd. (1993), rotiferlerin beslenme alışkanlıklarını ve besin olarak değerlerini; Walsh (1993), Walsh ve Starkweather (1993), Pagani ve diğ. (1993), rotiferlerin genetik yapılarını; Wallace (1993), Markevich

(30)

14

(1993), Clement (1993), bazı taksonomik ve filogenetik özelliklerini; Aparici ve diğ. (1996), rotiferlerin büyüme ve üreme özelliklerini; Pejler ve Berzins (1993,1994), May ve diğ.. (1993) ise çeşitli rotifer türlerinin ekolojik özelliklerini araştırmışlardır.

Emir Akbulut (2000), Avusturya’nın üç farklı habitatındaki crustacea ve Rotifera türlerinin kısa dönem populasyon dinamikleri ve sekonder prodüksiyonlarını çalışmıştır. Araştırıcı, çalışmasında Diaphanasoma mongolianum, Arctodiaptomus spinosus,

Filinialongiseta, Hexartra mira, Brachionus angularis ve Polyarthra vulgaris’in popülasyon

dinamiği parametreleri ve sekonder prodüksiyonlarını hesaplamıştır.

Poltorak vd. (2001), Tharthar, Habbanıya ve Razzazah Göllerindeki zooplanktonun yatay dağılımını çalışmışlardır. Riccardi vd. (2004), Candia gölü’ndeki Daphnia parvula’nın popülasyon dinamiğini araştırmışlardır.

İçsularımızdaki en önemli hayvansal protein kaynağını teşkil eden balıkların doğal besinlerinden birisini oluşturan zooplanktonik organizmaların , ortamın çevresel faktörleri ile olan ilişkileriyle, nitelik ve niceliklerinin belirlenmesi ve yıl içinde meydana gelen değişimlerinin saptanması limnolojik çalışmalar için önemlidir. Bizde bu tez çalışmasında belirtilen kaynaklar ve yapılacak arazi çalışmaları sonucunda elde edilecek olan bulgulara dayanarak Keban Baraj Gölü Yurtbaşı mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Gölet’inin zooplankton faunası ve mevsimsel değişimlerinin tespit edilmesini amaçlıyoruz.

(31)

15

2. MATERYAL VE METOT 2.1.Çalışma Alanı

Çalışma alanını Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki, Hazar Gölü ve Dedeyolu Göleti’nin harita üzerindeki yeri Şekil 2.1. de verilmiştir.

(32)

16

2.1.1.Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki

Hazar Gölü ile birlikte ilin en önemli yüzey su kaynağı olan Keban Baraj Gölü Elazığ ilinin 45 km kuzey batısında ve Malatya ilinin 45 km kuzey doğusunda Keban ilçesi civarında yer alır. Yüzey alanı bakımından yurdumuzun en büyük ikinci baraj gölüdür. Alanı 645 km2 dir (URL 2, 2014). Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii örnekleme istasyonları Şekil 2.2 de verilmiştir.

(33)

17

Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’nden bir görünüm Şekil 2.3 de verilmiştir.

Şekil 2.3 Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevki’inden görünüm

Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii çalışma alanının istasyon koordinatları Tablo 2.1 de verilmiştir.

Tablo 2.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Çalışma Alanın İstasyon Koordinatları

Çalışma Bölgesi 1.İstasyon 2.İstasyon 3.İstasyon

Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii 38036′58.8′′K 39022′0.3′′D 38037′59.2′′K 39023′32.6′′D 38038′17.09′′K 39024′0.4.7′′D

(34)

18

2.1.2. Hazar Gölü

Hazar Gölü Elazığ'a 22 km uzaklıkta, Elazığ - Diyarbakır karayolunun güneyinde, Hazarbaba ve Mastar dağları arasına sıkışmış tektonik bir göldür. Uzunluğu 22 km, genişliği 5-6 km dir.Doğal bir göldür ve suyu sodalıdır (URL 3, 2014). Hazar Gölü örnekleme istasyonları Şekil 2.4 de verilmiştir.

(35)

19 Hazar Gölü ‘nden bir görünüm Şekil 2.5 de verilmiştir.

Şekil 2.5. Hazar Gölü’nden Görünüm

Hazar Gölü çalışma alanının istasyon koordinatları Tablo 2.2 de verilmiştir.

Tablo 2.2. Hazar Gölü Çalışma Alanın İstasyon Koordinatları

Çalışma Bölgesi 1.İstasyon 2.İstasyon 3.İstasyon

Hazar Gölü 38028′17.5′′K 39017′54′′D 38028′24.5′′K 39018′23′′D 38028′56′′K 39019′0.1.6′′D

(36)

20

2.1.3.Dedeyolu Göleti

Dedeyolu Göleti Elazığ iline 28 km güneyinde olup, Sivrice ilçesine 22 km uzaklıktadır. 408 hektarlık sulama alanına sahip olup sulama amacıyla kullanılmaktadır. Yapay bir gölettir (URL 1, 2013). Dedeyolu Göleti örnekleme istasyonları Şekil 2.6 da verilmiştir.

(37)

21

Dedeyolu Göleti‘nden bir görünüm Şekil 2.7 de verilmiştir.

Şekil 2.7. Dedeyolu Göleti’nden görünüm

Dedeyolu Göleti‘nin çalışma alanının istasyon koordinatları Tablo 2.3 de verilmiştir.

Tablo 2.3. Dedeyolu Göleti Çalışma Alanın İstasyon Koordinatları

Çalışma Bölgesi 1.İstasyon 2.İstasyon 3.İstasyon

Dedeyolu Göleti 38027′57′′K 39013′10′′D 38029′02′′K 39013′08′′D 38029′12′′K 39013′12′′D

2.2. Fiziksel ve Kimyasal Parametreler

Araştırma süresince her numune alımında istasyonlardaki sıcaklık, çözünmüş oksijen ve pH değerleri anında arazide ölçülmüştür. Su sıcaklığı ve çözünmüş oksijen Oxi 315i/SET marka, pH değeri ise Lamotte (pH 5-WC) marka dijital aletlerle ölçülmüştür.

(38)

22

2.3. Zooplankton Örneklerinin Alınması ve Saklanması

Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Gölet’in de zooplankton faunasını tespit etmek amacıyla Mayıs 2011 – Nisan 2012 tarihleri arasında aylık örnekler alınmıştır. Örneklerin alınması için çalışma bölgelerini en iyi temsil ettiği düşünülen 3’er istasyon seçilmiştir (Şekil 2.2-2.3-2.4).

Her bir istasyondan göz açıklığı 55 µ olan plankton ağıyla 5’er defa numune alınıp 250 ml’lik kavanozlara konularak en kısa zamanda laboratuara getirilmiştir. Örnekler % 4’lük formaldehite konulup muhafaza edilmiştir.

2.4. Zooplankton Türlerinin Teşhis Edilmesi

Su numuneleri Leitz marka inverted mikroskop altında incelenerek ve ilgili kaynaklardan (Edmondson, 1959; Grasse 1965; Kolisko, 1974; Koste, 1978 a, b; Dumont ve De Ridder 1987 ,Segers (1995), Flössner (1972), Negrea (1983) Einsle (1996), Dussart ve Defaye (2001) faydalanılarak zooplanktonların tür teşhisi yapılıp oküler metre ile de ölçümleri yapılmıştır. Zooplanktonların resimleri Clemex İmage Analyser bilgisayarlı mikroskop sistemi ile çekilmiştir.

Zooplankton türlerinin teşhis edilebilmesi için kalıcı preparatlar da zooplankton türlerinde herhangi bir deformasyon olabileceği ihtimaline karşı geçici preparatlar yapılmıştır. Geçici preparatlar lam üzerine alınan örneklerin üzerine lamel kapatılarak yada doğrudan incelenmesiyle elde edilmiştir.

2.5. Zooplankton Türlerinin Sayımı

Örneklerde birim hacimdeki zooplankton sayısını belirtmek için sayım lamı ve Leitz marka inverted mikroskop kullanılmıştır. Sayım için her defasında kavanoz hafifçe çalkalamış ve pipet yardımıyla 1 ml alınarak zooplankton türlerine göre bu işlem 10 kez tekrarlanmıştır. Bulunan sonuçlar önce kavanoz hacmine, daha sonra plankton kepçesinden süzülen su miktarına oranlanarak m3’deki organizma sayısı hesaplanmıştır. Organizmaların ayrıntılı teşhisi için Nikon marka raştırma mikroskobu kullanılmıştır.

(39)

23

2.6. İndeks Analizleri

Bir istasyonda tespit edilen türler arasında benzerlik olup olmadığını anlamak için Shannon-Weiner çeşitlilik indeksi hesaplanmıştır. İndeks değeri 0 -5 arasında değişmektedir. Türler eşit olarak dağıldığı zaman indeksin yüksek değerlerde, eğer türlerin birkaç familya içerisinde yoğunlaştığı görülürse indeksin düşük değerlerde olacağı gözlenmektedir. Shannon-Weiner çeşitlilik indeksi aşağıdaki formülle hesaplanmıştır (Washington, 1984).

H: Shannon çeşitlilik indeksi S: Komünitedeki toplam tür sayısı pi: n.inci türün S ile oranı ln: logaritma

Baskınlık hesaplamasında, bir türün birey sayısı ve bütün türlerin birey sayıları kullanılır. Baskınlık aşağıdaki formülle hesaplanmıştır (Kazancı ve Dügel., 2000).

D=(NA/ Nn)*100 D: Baskınlık değeri, NA: A türünün birey sayısı

Nn: Bütün türlerin birey sayısı

İki örnek arasında % benzerliği ifade etmek için Sorensen Benzerlik İndeksi kullanılmıştır. Bu indeks aşağıdaki formülle hesaplanmıştır.

Q/S = 2j / a +b Q/S: İndeks

(40)

24

b: İkinci örnekteki toplam tür sayısı

j: Her iki örnekteki ortak olan tür sayısı (Kazancı ve Dügel, 2000).

Margalef Tür Zenginliği İndeksi, daha çok tür adedine bağımlı bir değişim gösterdiği ve belirli limit değeri olmaması nedeniyle daha çok bağıl karşılaştırmalar yapılmasını sağlamakta ve çoğunlukla tür zenginliği indeksi olarak tanımlanır (Kazancı ve Dügel, 2000). Aşağıdaki formülle hesaplanmıştır.

D= S -1 / Log N D: İndeks S:Tür sayısı N:Birey sayısı

Yapılan diğer istatistik yöntemler ise Alfa ,Beta, Gama çeşitlilik indexleri olup yaptığımız çalışmamız da bu analizlerede çeşitliği belirlememizde yardımcı olması bakımından yer verilmiştir.Çünkü Alpha (α) Dağılımı (Tür Zenginliği), belirli bir bölgedeki aileleri yada birey sayılarını hesaplamak ve biyoçeşitliliği belirtmek için kullanılır. Ekosistem içerisindeki türlerin sayısını hesaplamanın da bir ölçüsüdür (Whittaker, 1972).

α: S1+ S2+ S3

S1: 1. Bölgedeki toplam tür sayısı S2: 2. Bölgedeki toplam tür sayısı S3: 3. Bölgedeki toplam tür sayısı

β (Beta ) Dağılımı (Ekosistem Çeşitliliği), bölgeler arasında birbirine benzemeyen türlerin toplam sayısını ifade etmek için kullanılır (Lande, 1996).

β= (S1-c)+( S2-c)

S1: 1. Bölgedeki toplam tür sayısı S2: 2. Bölgedeki toplam tür sayısı c: Her iki bölgedeki ortak türlerin sayısı

(41)

25

γ Dağılımı, çeşitli ekosistemler ile bir bölgenin taksonomik dağılımı için kullanılır. Başka bir ifadeyle γ Dağılımı, kommunitelerin tür zenginliği olarakta ifade edilir ve aşağıdaki formül kullanılır (Whittaker, 1972).

γ: (S1+ S2+ S3) - (c1+c2+c3)

S1: 1. Bölgedeki toplam tür sayısı S2: 2. Bölgedeki toplam tür sayısı c: Her iki bölgedeki ortak türlerin sayısı 2.7. İstatistiki Analizler

İstatistik analizleri için SPSS 12,0® bilgisayar paket programı kullanılmıştır. Fiziksel ve kimyasal parametrelerin istasyonlarda tespit edilen birey sayıları üzerine etkisini belirlemek amacı ile korelasyon analizi yapılmıştır. Bu amaçla Pearson korelasyon analizi kullanılmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir (Fowler ve Cohen, 1992; Sümbüloğlu ve Sümbüloğlu, 1997).

Fiziksel ve kimyasal parametreler ile toplam tür sayısı arasında ilişki olup olmadığını anlamak için korelasyon analizi yapıldı. Bu analiz sonuçları Fowler ve Cohen (1992)’nin verileri doğrultusunda yorumlandı. Bunun için aşağıdaki değerler esas alındı.

r = 0,00-0,19 çok zayıf r= 0,20-0,39 zayıf

r= 0,40-0,69 orta düzeyde r= 0,70-0,89 kuvvetli r= 0,90-1 çok kuvvetli

(42)

26

3. BULGULAR

3.1.Fiziksel ve Kimyasal Parametreler

Araştırmanın gerçekleştirildiği Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii, Hazar Gölü ve Dedeyolu Gölet’in de sudaki fiziksel ve kimyasal parametreleri ile ilgili veriler her istasyon için Mayıs 2011 - Nisan 2012 tarihleri arasında her ay düzenli olarak ayrı ayrı ölçüldükten sonra grafikler halinde verilmiştir.

3.1.1. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Yüzey Suyu Sıcaklığı

Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’nde yüzey suyu sıcaklığının kaydedilen değerleri Şekil 3.1’ de verildi. Çalışma alanında yıllık peryotta görülen en yüksek sıcaklıklar mayıs- kasım ayları arasında, en düşük sıcaklıklar ise ocak- mart arasında kaydedildi. Ağustos ayından itibaren sıcaklıklar kademeli olarak azalmakta ocak ayında minimum değere düşmekte, şubat ayından itibaren sıcaklıklar artmaya başlamakta ağustos ayında maksimum değere erişmektedir. En yüksek su sıcaklığı ağustos ayında 25,2 0C olarak kaydedilirken, en düşük su sıcaklığı ise ocak ayında 4,6 0C olarak kaydedildi.

Şekil 3.1.Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’ndeSıcaklığın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri

0 5 10 15 20 25 30 Sıcaklık 0 C 1.ist. 2.ist. 3.ist

(43)

27

3.1.2. Hazar Gölü Yüzey Suyu Sıcaklığı

Hazar Gölü’nde kaydedilen sıcaklık değerleri (Şekil 3.2.)’de verildi. Çalışma alanında yıllık peryotta görülen en yüksek sıcaklıklar nisan-kasım ayları arasında, en düşük sıcaklıklar ise aralık-mart arasında kaydedildi. Ağustos ayından itibaren sıcaklıklar kademeli olarak azalmakta ocak ayında minimum değere düşmekte, şubat ayından itibaren sıcaklıklar artmaya başlamakta ve ağustos ayında maksimum değere erişmektedir. En yüksek su sıcaklığı ağustos ayında 26,7 0C olarak kaydedilirken, en düşük su sıcaklığı ise ocak ayında 4,4 0C olarak kaydedildi.

Şekil 3.2.Hazar Gölü’ndeSıcaklığın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri 3.1.3. Dedeyolu Göleti Yüzey Suyu Sıcaklığı

Dedeyolu Göleti’nde kaydedilen bu sıcaklık değerleri (Şekil 3.3)’ de verildi. Çalışma alanında yıllık peryotta görülen en yüksek sıcaklıklar mayıs- kasım ayları arasında, en düşük sıcaklıklar ise ocak- mart arasında kaydedildi. Ağustos ayından itibaren sıcaklıklar kademeli olarak azalmakta ocak ve şubat aylarında minimum değere düşmekte, şubat ayından itibaren sıcaklıklar artmaya başlamakta ağustos ayında maksimum değere erişmektedir. En yüksek su sıcaklığı ağustos ayında 26 0C olarak kaydedilirken, en düşük su sıcaklığı ise şubat ayında 4,60C olarak kaydedildi. 0 5 10 15 20 25 30 Sıcaklık 0 C 1.ist. 2.ist. 3.ist

(44)

28

Şekil 3.3.Dedeyolu Göleti’nde Sıcaklığın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri

3.1.4. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii Aylık pH Değişimi

Araştırmanın yapıldığı süre içinde Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’nde en yüksek Ph değeri 3. istasyonda ağustos ayında 8,5 olarak bulunmuştur. En düşük pH değer ise 2.istasyonda şubat ayında 5,4 olarak kaydedilmiştir ( Şekil 3.4).

Şekil 3.4. Keban Baraj Gölü Yurtbaşı Mevkii’ndepH’ın İstasyonlara Göre Aylık Değişimleri

0 5 10 15 20 25 30 Sıcaklık 0 C 1.ist. 2.ist. 3.ist 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 Ph 1.ist. 2.ist. 3.ist

Referanslar

Benzer Belgeler

Dolayısı ile irritabl barsak sendromunda hastanın yarar gördüğü tedavilere şikayetleri kontrol altına alınsa bile 3-6 ay gibi sürelerde devam edil- melidir,

Yavaş transitli kabızlık ve dissinerjik defekasyon ayrımı; kolon transit zamanı, balon atma testi ve balon atma testini doğ- rulamak için uygulanan anorektal manometri

Bu araştırma ile Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ile Eğitim Fakültesi Resim-iş Eğitimi Anabilim Dalı öğrencilerinin katıldıkları ulusal resim

Abstract: In this study, the accumulation of some heavy metals in spiny eel (Mastacembelus mastacembelus Banks and Solander, 1794) living in Karakaya Dam Lake was determined and

The mechanical and self-healing performance of Stone Mastic Asphalt (SMA) mixtures with encapsulated rejuvenators were evaluated. With this purpose, calcium-alginate capsules

Eğitimde bilgisayar kullanımı ile ilgili yeni teknolojiler ise bilgisayar destekli eğitim ve bilgisayar destekli öğretim içine yapay zekâ kavramının girmesiyle

Does an association between angiotensin I converting enzyme gene polymorphism and the prevalence of diabetic nephropathy in patients with diabetes type II exist. Pol Arch Med

● Gabapentin ve LEV’in nöropatik ağrı üzerine etkileri karşılaştırıldığında; yüksek doz (100 mg⁄kg) gabapentin uygulanan grupta ağrı eşiğinin,