• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Sultan Murad'ın baş kadını Mevhibe Hanım'ın anlattıkları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Sultan Murad'ın baş kadını Mevhibe Hanım'ın anlattıkları"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahife 10 A K Ş A M

S m yedi padişah (ikinci Mahmut, Abdtilmccit, Abdttlâtiı, Murat, Abdttlhamit, Reşat, Vahideddin) dcfi^erind«

Yazan : SÜLEYM AN KANI — Tarcüme, iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika n o. 24 S

Sultan Muradın baş kadını Mevhibe

hanımın anlattıkları

P

Abdülhamit Sultan Muradın bir suretle Çırağandan kaçırılmasın« dan daima korkardı. Çırağanda bir harem ağası vefat etmişti. Pa­ dişah tabutun içine biraderinin konulup kaçırılması mümkün ola­ bileceğini düşünür; naşı sarayına getirtir; görür; ondan sonra ta­ buta koydurur!

* * #

Bir defa Sultan Muradın oda­ sının kilidini tamir iktiza eder. Beşiktaş muhafızı Haşan paşa bir çok ihtiyatî tedbirlerle daireye bir çilingir ithal eder; fakat Ha­ şan paşanın adamları çilingir Sul­ tan Muradı görmesin diye kalın perde tutarlar. Çilingir perdenin öbür tarafından gelen iniltiler du­ yar. (Acaba Sultan Murat hasta mıydı?)

Bu çilingir bir daha dükkânına avdet etmez. (Bittabi bir tarafa nefyedilmiştir).

Sultan Muradın taht üstündeki biraderini (sultan) ünvanile ya- detmediği, ismini ağza almak is­ temediği, mecbur kalınca hakkın­ da daima şehzadeliğinde olduğu gibi (efendi) tabirini kullanmak­ ta devam ettiği rivayet olunur.

Sultan Muradın kızları da ba­ balarının vefatına kadar Abdül- hamİt için (Hamit efendi) der­ lerdi. Bazan bunu sarayda bile tekrar etmekten çekinmezlerdi. Abdülhamit te buna tahammül gösterirdi!

Sultan Muradın validesi Şev- kevfza kadına Abdülhamit zama­ nında katiyen (valide sultan) de­ nilemezdi.

¥ V *

Abdülâzizin veliahti iken ismi geçtikçe (sarhoş!) diye yadeyle- mesine rağmen terbiye ve irfan itı- barile sarayca Murat efendi bütün şehzadelere faik addolunurdu. Bu faikiyet Murat efendinin veliahtli- ğinde bir milyon liraya yakın borç etmesine mani olmamıştı!

Bu borcun bir kısmı siyasî emel­ ler uğurunda sarfedilmiş olsa bile çoğu evvelce de gösterdiğimiz üze­ re israf ve safahat yoluna git­ mişti.

Abdülâzizin hal’ inde haneda­ nından müsadere olunan elmaslar kâmilen Sultan Muradın sarrafı Hiristakiye rehin edilmiş, bundan maada gene Hiristaki namına vi­ lâyetlere yüz bin liralık havale tevzi olunmuştu.

Abdülâzizden sarayda kalmış ve bulunmuş olan 85,000 liradan başka muhtelif ihtiyaçlara sarfe- dilmek üzere gene bu Hiristaki- den istikraz yapılmıştı.

Bütün bu elmaslardan, paralar­ dan hazine namına bir fayda ha­ sıl olmamış, bunlar Sultan Mura­ dın kısa saltanat zamanında mü-teneffizlerin ellerinde erimiş, g it­ miştir!

Abdülhamit Abdülâziz ile Sul­ tan Muradın borçlarını tetkik için Namık paşa riyasetinde bir ko­ misyon teşkil etti. Bu komisyon tetkikat ve tahkikatını bir mazba-

t. ile r>adi*aha arzevledı.

Abdülâzizin binalara yaptığı maarif haricinde müteferrik borçlan iki yüz bin, Sultan Mura- dınki ise sekiz yüz bin liraya ba­ liğ olduğu anlaşıldı.

Sultan Murat borcunun beş yüz bin lirası ermeni muteberamndan Köçe oğullarına idi.

Sultan Murattan alacağı olan­ lardan hiç biri Abdülhamit zama­ nında iyi nazarla görülememiştir. Bu yüzden bir de aşağıda izah edeceğimiz Lorando - Tubini me­ selesi çıkmıştır.

* * *

r Sultan Murat kızı Hatice sulta­ nın annesi Şayan kadmefendiyi çok severdi. Şayan kadın on beş, on altı yaşlarında kibar ulemadan Sıddık Molla konağından Sultan Muraf dairesine alınmıştı.

Sultan Muradın gösterdiği te­ veccüh ve muhabbeti kıskanan di­ ğer kadınlar Şayan kadın:

(Şehirli, çok bilm iş!) diye çe- kiştirirlerdi.

Şayan kadın Sultan Muradın vefatından sonra:

— Kocamın öldüğü yerde öle­ ceğim!

Diye Çırağan sarayının pek ba­ kımsız kalmış bir odasında haya­ tının sonuna kadar kalmağı ihti­ yar eylemiş, Abdülhamit te buna dokunmamıştır.

Şayan kadın umumî harp mü­ tarekesine kadar yaşamış, İstan- bulun işgali günlerinde vefat et­ miştir.

Sultan Muradın baş, kadını Mev­ hibe - saray harem ağaları Muhi- be derlerdi - kadın efendi koca- sile kendisine müteallik ahval hakkında şu malûmatı veriyor:

(Beni Gürcü Hayrettin paşa Sultan Murat sünnet olduğu sıra­ da Trabzondan saraya gönderdi.

Sarayda Kınm muharebesinde kur’an okunurken küçük kızlar bir ağızdan «â m in !» derlerdi. Ben de o zaman bu dualara iştirak et­ miştim.

Sultan Murat musiki ile eğle­ nirdi. Validesi Sultan Mecidin ikinci kadım Şevkefza kadın kız­ lardan sekiz kişilik bir musiki ve oyun takımı teşkil etmişti. Ben de bu takımda idim. Fakat Sultan Murat o vakit böyle takımlarla pek meşgul olmazdı. Ben 12 ya­ şımda iken Sultan Murat dairesi­ ne girmiştim. Çocuğum olmadı. Şehzade Saîâhattin efendinin va­ lidesi Reftaridil kadın ile Hatice sultanın validesi Şayan kadın on­ dan sonra bu daireye alınmışlar­ dır. Benim ismim o zaman Eleru

(Âlru yahut Alrüh?) idi. Bu ismi hiç beğenmezdim.

1292 de bir gün Murat efendiye: — Valideniz imlâ ( ! ) bilmez­ miş! Bana neden ermeni adı koy­ muş?

Diye söylendi. O da gülümsedi: — Şimden sonra adın Mevhibe olsun!

Dedi. Lâlaya (M evhibe) mühü- rünün ~ kazdırılmasın! emretti. Bundan sonra sarayda daima

(Mevhibe) diye çağırıldııri.

Abdülmecit ölüm hastalığında iken Abdülâzizden Murat efendi­ ye kâtibe Rayetkeşan kalfa ile şu haber geldi:

(Birader fena halde; kendisi de yanında. Bir şeyler yapmağa kalkmasın! Sonra bozuşuruz!)

[Bu haber Abdülâzizin birade­ rinin vefatı günlrinde Murat efen­ dinin cülûs için bir teşebbüste bu­ lunmasından şüphelendiğini, kork tuğunu gösteriyor.]

Murat efendi Abdülâzizle A v- rupaya gidip İstanbula avdet edin< ce bana yemin ederek:

— Avrupada iki ay kaldık. Beri tek bir kadına bile bakmadım!

Diye teminat verdi!

Abdülâziz hal’inden 25 gün ev­ vel bir müsahip harem ağası ile efendime şu haberi göndermişti:

(Dışarıda karışıklık var. On beş gün kadar çifliklerine gitme­ sinler!)

[Hususî diğer bir istitlâıma gö­ re bu noktaya şu kaydı da ilâve edebilirim:

Abdülâzizin hal’inden iki haf­ ta kadar evvel Murat efendi sıkı göz hapsine alınmıştı. Zaptiye ta­ bur ağası Haşan ağa - Beşiktaş muhafızı Haşan paşa - ile silâhşör- lerden Kalkandelenli A ziz beyin veliahti tarassut için Beşiktaş ve Feriye saraylarının civarında sa­ bahlara kadar dolaşmakta olduk­ ları eczacı Pavlâki ve doktor Ka- poleon tarafından Namık Kemal beye söylemişti. Fakat bir kaç gece devam eden bu tarassuda sonra nedense devam edilme­ miştir.]

Sultan Muradın (âlâsı Süley­ man ağa hariçle gizli muhabere­ lere tavassut ederdi.

Sultan Murat direşince daima yalnız Kemal bey diye yadedilen Namık Kemal bey hayli zamanlar efendiye gelmemiştir.

Bir defa Murat efendi (şifreli) bir kâğıt okuyordu. Mevhibe ka­ dın efendiye:

— Bir tebeddül olacak amma, bakalım!

Dedi. Bir gece Sultan Murat ha­ remde uyumakta idi.

Bir harem ağası geldi.

— Bir adam geldi. Efendimizi görmek istiyor!

Diye haber verdi. Sonra anla­ dık, ki gelen adam Süleyman pa­ şa imiş. Bize:

— Efendimizi uyandırın! Dediler. Ben de uyandırdım. Sultan Murat duş yaptı; aptest aldı. Sonra eski bir paltosu var idi, onu giydi ve çıktı.

[Sultan Reşat Sultan Muradın cünüp olduğunu söylerdi!]

Üç gün kendisini görmedim. Hattı hümayunu kendi yazdı. Biraderi Kemaleddin efendinin validesi akıllı kadındı; o da ya­ nında idi.

Cülusunun dokuzuncu yahut onuncu günü Yıldıza çıktık.

(Arkası var)

Referanslar

Benzer Belgeler

#more 超級電腦教父陳世卿博士訪北醫大,闊談醫療雲端願景 -TMU Today:

精神分裂症病患飲食攝取及血液脂肪酸組成之評估 黃士懿 Abstract

Sentezlenen polimer P(OGP) filminin spektroelektrokimyasal çalışmaları kapsamında Iviumstat potensiyostat-galvanostat ve Agilent 8453 UV görünür bölge spektrofotometresi

On the closed set speech recognition tests, all of them had dramatically good performances with varying degrees.The results were comparable to the results of

Mehmet Akif’in biyografisi gözden geçirilirse, yaşadığı devrin siyasî ve sosyal hayatını, dönemindeki olayları son derece dikkatli bir şekilde gözlemlediğini ve

Kendi Gök Kub­ bemiz, senin kaybından iki yıl sonra basıldı.. Bu kitap, şimdi seni seven bütün Türklerin evinde en kıym etli şiir

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha