• Sonuç bulunamadı

Cumhuriyet rejiminde Çukurova

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Cumhuriyet rejiminde Çukurova"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sayfa : 4 TECİM GAZETESİ

Cumhuriyet

Rejiminde

Ç U K U R O V A

Akbaşlı muht eşem Toroslarla m a ­

vi ve şirin bir denizin arasındaki dü z ­

lüğe “ Altın Ova,,' diyoruz !

Altın san bulunduğundan rnı, yoksa başak altın lenkli olduğundan mı ona bu adı verdiler. Yalnız bütün meziyetleriyle “ Çukurova,, yüce ,ve azgın Toroslarla, uysal ve sıcak bir denizin çiftleşmesinden doğan ve de­ nizi ruhu ile dağ kafasını perçimliyen

bir varlıktır.,

Baharda yeşil, koyu gökten ve durgun denizden daha yeşil olan Çu­ kurova yaz mevsiminde tatlı cıvıltılı

kanarya göğsü gibi sapsarı, sonbahar girerken yurdun hayatını elyafına bağ- lıyan ve insanlarının bahtını tanzim eden bir pamuk aklığına sahiptir.

Bu ülkenin her karış toprağında bereketin ve hayatın sırları saklıdır. Ona, dökülen ulusların kızıl kanları belki özlüğünü ve feyizkârlığmı ver­ mişlerdir. Tarih kadar eski bir düzlük olmasına rağmen her an enerjik bir

varlık gibi gençtir. *

* *

Meşhur “ Pier Loti„ ( Adana Tür- kiyenin kalbidir) demişti.. Ilık seması, göz alıcı yeşilliği ve toprağının fışkı­ ran bereketi ve bol mahsulü ile A d a­ na Türk vatanının özlü bir köşesidir ! Bu vatan parçasının hemen her köşesi feyzin şaha kalkmış bir remzi­ dir ! Onun yoluna hayatını bağlıyan üzerinde yaşıyan insanlar değil İkti­ sadî rüştünü idrak eden bütün bir Türkiyedir.

Devirlerin ve devrimlerin bile bu Ovanın kıymeti üzerinde rolleri var­ dır ! Saltanat devrinin kapitülasyon heyûlâsı Çukurovayı sarstığı kadar hiç bir ülkeyi bu kadar sarsmamış ve öşür belâsı münbit Çukurova çevresi kadar hiç bir köşede bu kadar azra- illeşmemiştir !

V-* * *

Osmanlı imparatorluğunun son

Abidinpaşa Caddesi

TA H A TO R O S

günlerinde Anavatanın parçalanması­ na karar verildiği zaman bütün em­ peryalistlerin kanlı gözü hırs dolu bir bakışla Adana topraklarına çevrilmiş­ ti ! insanı caniliğe sevkeden dünya ğüzeli dilber bir kız ğibi, tamah ve hırsı damarlarında kan olarak gezdi­ ren eli uzun adamların gözüne çarpan mücevher dolu bir hazine gibi düş­ manların gözlerini kana boyuyan A - dana diyarı emperyalist duygulara kolay kolay esir olamazdı. Nitekim bu diyarda Fransızların olduğa gibi Ingilizlerin, Ingilizlerin olduğu kadar Moskofların ve daha birçok devletle­ rin körleşmiş emellerile gömülü idi. Nihayet bir anlaşmadan sonra Fran­ sızların haksız istilâsına uğrıyan Alti­ nova sahihlerinin kendisini kurtarmak için nasıl yurdu terk ederek birer arslan gibi boğuştuğunu az zamanda gördü !

Bu Ovanın her karış toprağı Türk kanlarile yoğrulmuş ve özleşmiştir !

Kuvvetli oluşu, göz ka- maştırışı keskin bir güneşi emdiği kadar Türk kanı­ nı da emmiş olmasındadır! Onun her karışma binlerce insan harcamağı göze alan asil Türk, niha­ yet onun nurlu toprağın­ dan düşman çizmesini bir süprüntü gibi dışarı at­ mıştır !

Tarihte kılıçların kı­ nından çıkmasına milyon­ larca insanın boğazlaşma­ sına hep mümbit toprak­ ların göz alıcı verimi se­ bep olmuştur ! Bunu son defa denemek istiyen em­ peryalizmin zehirli tohum­ larını Türkün gösterdiği yüksek kahramanlık temiz­ lemeğe kâfi gelmiş ve bu toprağı hürriyetine kavuş­ turmuştur...

(2)

TECİM GAZETESİ Sayfa : 5

Tarihe kahramanlığın örneklerini gösteren İstiklâl Savaşından sonra Cumhuriyetin nuruyla bir kat daha ününü ve meziyetini artıran Çukurova Türkün göğsünü kabartacak kadar yüksek bir bereket diyarı olmuştur.

İstiklâl mücadelesinde Adananın kurtuluşu, pamuğun kurtuluşu, porta­ kalın kurtuluşu, buğdayın kurtuluşu i di ! Bugün 15 inci Cumhuriyet yılına girerken o kurtuluştan bu güne kadar feyizli yılların eserine ve hızına hay­ retle dönüp bakıyoruz... V e bu ba­ kıştır ki bize eski devrin ziraî inkişa fı öldüren elemli yıllarını ve bugünkü rejimin nur saçan tekâmül etmiş eser­ lerini mukayeseye sevkediyor ? Böyle az zamanda gözle görülür bir mese­ leyi mukayese bile etmek caiz değil­ dir. Hiç gece ile gündüz mukayeseye sığar mı ?

Adanada Un F a b rik a sı

* * *

Atatürk rejiminin bu mümbit top­ raklarda bir tohum ürer gibi hızla in­ kişafı Çukurovanm kah­

ramanca öğünebileceği bir meziyettir.

İstiklâl ve mücadele fikrini ilk defa bu diyar­ dan aldığını söyliyen o Büyük Başın bu diyarın çocuklarının da ardından nasıl bir çoşkunlukla koş­ tuğunu ve memleketin Kurtuluş Savaşında ve inkılâbın her safhasında her zaman ilk hızıyla yer tutmakta olduğunu hepi­ miz biliyoruz.

A z bir zamanda Türk vatanının her köşesindeki ziraî, sınaî, ve İktisadî kalkınmanın eserlerini doya doya seyrederken yarın için en büyük bir hızın göz bebeklerimiz­ den kalbimize doğru

akın yaptığını hissediyoruz. Ve biliyoruz ki her işaret bir inkılâbın yapılması demektir ! Bu topraklarda üzerine düşen devrim vazifesini her zaman başarmış ve başarmağa hazır bulunmuştur.

“ Mısır „ ın elimizden çıktığına yanmıyalım ! Şimdilik "Çukurova., yı

oraya benzeten garp mütefekkirleri yarın orayı buraya benzetmeğe öze- neceklerdir.

Cunruıriyet rejiminin toprağa verdiği köklü benliğin burada şahlan­ dığını ve muvaffakiyetin ayaklandığım, her an görmek mümkündür !..

Tafra. T o jo e

Atatürk Parkından bir görünüş

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Alper Ak ınoğlu , "Tarımımızın geleceğine yönelik uygun fikirler üretme amacı taşıyan kurultayda, Türk tarımının dünü ve bugünü ele al ınırken,

oluşturulmuştur. 01.01.2006 tarihinde faaliyete geçen Başkanlığımız 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunun 60.maddesi ile 5436 sayılı kanunun

Yükseköğretim kurumları Bilimsel Araştırma Projeleri hakkındaki yönetmeliğin 5.Maddesi gereğince: Çukurova Üniversitesi Senatosunun 30 Ocak 2018 tarih ve

Muhtelif noktalarda çatı tadilatı ve onarım işi, otomotiv Mühendisliği binası ve Abdi Sütcü SHMYO binası tadilat ve onarım işi, Ziraat Fakültesi Gıda

Çukurova Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 2014 Yılı Birim Faaliyet Raporu2.

• Arka dingil etkili Elektro Hidrolik kontrollü %100 diferansiyel kilit sistemi..

[r]

Yeni Adana gazetesi 1951’de tıpkı Türk Sözü gibi Adana’da günlük yaşamın vazgeçilmez kıyafeti olan şalvarı “kıyafet laubaliliği” olarak nitelemekte ve hatta