• Sonuç bulunamadı

Sarayda bir naif ressam

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sarayda bir naif ressam"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

19

Emin

Başaranbilek

Cankurtaran,

Sultanahmet,

Haliç, Boğaz...

konulu

resimleriyle,

yaşamım

sürdürmekte

olduğu

İstanbul’a

borcunu ödüyor.

Sarayda bir naif ressam

Türk ve İslam Eserleri M üzesi

Kırmızı A t (detay)

Tiyatroda

Y IL M A Z M IZR A K

P Ş llIlk izim çocukluğumuz Ö dem iş’ in iç avlulu evlerinde geçti. Sokak kapı- ' ; sından girince önce çiçek kokusu S H £ karşılardı bizi. Sonra, tenekelerde­ ki, toprak saksılardaki, yerlerdeki rengârenk çiçeklerin arasından kayarak taşlı avlunun çeşmesine koşar; borudaki ılık suyu akıttık­ tan sonra ağzımızı musluğa dayar, kana kana su içer tekrar sokağa koşardık.

Top oynarken y a da çel ik-çomak oynarken en dikkat ettiğimiz yerler, pencerelerdi. Attı­ ğım ız çomakların ya da vurduğumuz topla­ rın pencerelerin camlarını kırmasından kor­ kardık.

Evlerin, genellikle, hem avluyahem soka­ ğa bakan pencereleri olurdu. Sokağa bakan pencereler, konuşan pencerelerdi. Kepenk- ler kapalıysa ya da cama kalın perde çekil­ mişse evdekiler gezmeye gitmiş anlamına gelirdi. Tığperdeler görünüyorsa evde misa­ fir var demekti.

Evler, odalarıyla; odalar, pencereleriyle konuşur. Eşyanın insanı anlatm asıdır bu. Emin Başaranbilek öyle yapmış “ Pencere­ ler” serisinde; eşyaya insanı anlattırmış. Bu resimlerde Başaranbilek’in çocukluk yılla­ rını “anı”şım görüyoruz.

İlk, orta ve lise Ödemiş’te geçi yor; üniver- siteyılları Ankara ve İstanbul’da. Arkeoloji öğrenimi görmüş. Ardından müzecilik yılla­ rı başlıyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi, onun, yaşamında en yoğun etki leşimi yaşadığı me­ kan oluyor. “N aif ” bir kişilik, eski sanat ya- pıt! arıyla haşır neşir oluyor. Gördükleri, düş gücü, bilgi birikimi, gözlem lem e becerisi, sanatçı duyarlılığı; Emin’i yaşadığı topluma borçlu kılıyor.

Bir şeyler biliyor olmak, bir şeyler ya­ pıyor olmak, insanı borçlandırıyor. Emin Başaranbilek deböyleceborçlanm ış ya­ şadığı dünyaya. Kanada’ ya gidiyor, orayı anlatıyor; Viyana’ya gidiyor...Tarihsel değerlerimiz söz konusu olduğunda, ya­ zılar yazıyor gazetelere, dergilere.

Victor Hugo, düzyazı türleriyle anlata­ madığı şeyleri, şiirle; sözcüklere sığdıra- m ayacak, şiirle anlatamayacak yoğun­ luktaki duygularını resimle anlatırmış. Emin de öyle yapmış. Resmi, boş zaman­ larını değerlendirdiği am atör bir uğraş olarak görmemiş; bu sanatı iş edinerek

“ Ressam Emin” olmak istemiş. Yaşamının önemli bir dilimini müzecilik alınca, o da işi­ ni resimlemiş. “M üzeler”indeki renk cüm ­ büşü, onun bu mekanlara ne gözle baktığını yansıtıyor. Nedense, soğuk ve “uzak” tasar­ la n a n mekanları; cana yakın, sıcak ve cıvıl

cıvıl yerler olarak algılaması işini ne denli sevdiğinin göstergesi.

Cankurtaran, Sultanahmet, Haliç, Bo­ ğaz... konuİu resimleriyle, yaşamını sürdür­ mekte olduğu İstanbul ’a olan borcunu ödü­ yor.

Doğup büyüdüğü yöreye uzanmış zaman zaman. Birgi’yi Birgi evlerini, tütün tarlala­ rını, tütün kırarken kullanılan feneri, çocuk­ luğumuz boyunca -elektriğe rağmen-kullan- dığım ızgaz lambasını, uyurken örtündüğü­ m üz kırk yamalı yorganı, izlediği deve gü­ reşlerini, horoz dövüşlerini, pehlivan güreş­ lerini... anlatmış, ustalıkla.

Ve E m in’in “ Düşler”i soyutun somutla- ması olur mu, demeyin. Olmuş bile. Başa­ ranbilek, naif resmin, konuda “sınırtanımaz- lığı”nı ispatlamak istemiş.

DYO’dan,Talens’ten, Tekel’d e n ... ödüller almış; uluslararası TaborÖdülü’ne layık gö­ rülmüş; UNICEF, onun resimlerinden birini kartpostal yapmış.

Resim, “çizgi ve renklerin uyumuyla bir şeyler anlatma sanatı” olarak tanımlanabili- y o rsa v e b u “resim”ler, bir “ressam ”ın elin­ den iğneoyası gibi incebirişçilikleçıkıyorsa “N aif Resim”lere şapkaçıkanlır. Naifresme dudak bükenler özellikle görm eliler.-^

Sultanahmet, Tü rk ve İslam Eserleri M ü­ zesi (İbrahim Paşa Sarayt) 14 Nisan-11 M a­ yıs 1997 (Pazartesi hariç 10.00-17.00)

İstanbul Arkeoloji Müzesi

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

temel yükleme hatası sebebini bilmeksi- zin, karşıdaki kişinin davranışlarını kişilik özelliklerine bağlamak iken, aynı davranı- şı çoğulcu kültürlerdeki

Son beş yılda Ankara üniversitesi Tıp Fakültesi K.B.B kliniğinde opere ettiğimiz 493 boyunda kitle olgu- sunda preoperatif tanı için yaklaşımlarımızı

Gruplarda sağa doğru yapılan göz hareketi hız orta- lama değerlerinde kontrol grubu ile tenis ve voleybol grupları arasında, sedanter grup ile tenis ve voleybol grupları

Bu sıra- da katılımcıların yalnızca bir kısmından, kaydı dinlerken kâğıt üzerine belli şekiller çizmeleri, ardından da kayıtta geçen kişi ve mekân

E ğer Vedanta şirketinin Hindistan’ın doğusunda Orissa’daki Niyamgiri Tepeleri’ndeki boksit madenciliği planlarına devam etmesine izin verilirse, bu durum bütün bir

üzere alanın büyüklüğü ve özelliğine göre Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili kuruluşlar tarafından, üniversitelerin konuyla ilgili öğretim üyelerinin

Yoktur, hiçbir şiir dünyada okuyucu için yazılmamıştır çünkü.. Nereden bakarsak bakalım: Ebemkuşağ- dırşiir, ebemkuşağı -o tansık- ne işeyararsa, şiir de o

Sosyal medya kullanımı ve etkinlik pazarlaması üzerinde hangi bütünleşik pazarlama iletişim çabalarının ağırlık kazandığı değerlendirildiğinde müşteri