• Sonuç bulunamadı

Pembe Papuçlar:Türkiye'de ilk bale okulunu 31 yıl önce açan Yıldız Alpar:"Bale ruh ve beden sağlığı isteyen her yaşta insana açıktır."

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Pembe Papuçlar:Türkiye'de ilk bale okulunu 31 yıl önce açan Yıldız Alpar:"Bale ruh ve beden sağlığı isteyen her yaşta insana açıktır.""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

M tâ yt

l .

9 J SV&

SANAT

Y ıld ız A lpar, A ta tü rk 'ü yüreğinde ve evinin bir köşesinde canlı tutu yo r....

YULAR ÖNCE FRANSA'DAN TÜRKİYE'YE DÖNMESE, BEIKİ D Ü N YA N IN EN USTA

BALERİNLERİNDİN BİRİ OLACAKTI YILDIZ ALPAR. AM A O N U N İÇİN MİNİK

ÖĞRENCİLER YETİŞTİRMEK, ONLARA BALE SEVGİSİ ASMAMAK H IRSIYI B ED II.

BU ÇAIIŞMAI ARIN KARŞILIĞI YIIDI7 ALPAR'A GECEN YIL DÜN YADA İKİ KİŞİYE VERİLEN "THE ROYAI ACADEMY OF D A N C IN G " ÖDÜLÜNÜ KAZANDIRDI.

PEM BE PAPUCLAR

Tü rk iye 'd e ilk bale okulunu 31 yıl önce açan Y ıld ız A lpar:

"B a le ruh ve beden sağlığı İsteyen her yaşta insana aşıktır."

B

azı güzellikler yalnızca uzaktan sey­redilir, kayıtsızca... Bale, bu yalnız­ lık içinde, “bir kuğu zerafetiyle” yi­ ne de kendini hissettirir, sanat aşığı “ta­ raftarlar” bulur...

Yıldız Alpar, Türkiye’de belli bir kesi­ min ilgi odağı olan baleye sevdalı bir sa­ natçı. Nerdeyse yarım asırdır, baleyle ha­ şır neşir. Türkiye’nin ilk bale okulunu de 31 yıl önce açmayı başarabilmiş, “özel bir

yetenek”...Geçen yıl dünyada iki kişiye

verilen “The Royal Academy Of Dan-

cing Ödülü” nün de sahibi...

BUGÜN 62 YAŞINDA

olan Yıldız Al­ par, sahnede bir kuğu gibi dansetmeyi kü­ çük bir kızken aklına koymuştu. Pembe pabuçlarını giyerek, “point”e kalkmak onun en büyük düşüydü. Fakat o tarihler­ de Türkiye’de henüz Konservatuarın bale bölümü açılmadığı için, piyano bölümüne kayıt oldu. Ardından 1943’te bale bölümü açılınca, eğitimine 1949 yılına kadar bura­ da devam etti.

ÜSTÜN YETENEĞİ,

Fransız Konsolos­ luğu Kültür Ateşeliğince değerlendirilen sanatçı, özel bir bursla Fransa’ya gitti . Paris’te öğretmen olmayı aklına koydu. 1952 yılında Taksim Sıraselviler’de ülke­ mizin ilk bale okulunu açtı. O günkü duy­ gularını hala anım sıyor Yıldız Alpar: “Türk gençliğine baleyi sevdirmenin ve öğ­ retmenin benim için bir kutsal misyon ol­ duğunu duyumsadığımda, bu görevi üst­ lenmek üzere Paris’ten İstanbul’a dön­ düm. Dönmeseydim ne olurdu? Hocaları­ mın dedikleri gibi, olağanüstü bir dans ka­ riyerim mi olurdu? Evet, belki de önemli bir balerin olurdum. Ama bizden işaret bekleyen sanatçı adayları ne olurdu?

YILDIZ ALPAR,

hayatı boyunca en bü­ yük desteği eşi, Yalçın Emiroğlu’nun ver­ diğini söylüyor büyük bir mutlulukla. Uğurlu saydığı Atatürk büstü ve posterini ise hiçbir zaman ayırmamış yanından.

Balenin günümüzde özellikle çocuklar arasında bir tutku halini aldığım belirten Yıldız Alpar’a göre her yaşta bale yapılabi­ lir. “Bale, dans etmek ve vücudun klasik eğitimle devinimini sağlamak isteyen her­ kese açıktır. Bale, mutlaka balerin olmak amacıyla yapılmaz. Otokontrol, ruh ve be­ den sağlığı açısından da çok yararlıdır. İs­ teyen herkes bale yapabilir.”

-THE İLLUSTRATEö

mm:

La

1 A Ğ U S T O S 19 9 3 - FİESTA SAYFA 13

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a To ro s Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Duru- ma olumlu yönden bakacak olursak, bu tak›my›l- d›z gökyüzüne en çok bakt›¤›m›z, havalar›n en çok aç›k oldu¤u yaz aylar›nda gökyüzünde yer al›r..

Çalışma sonunda, değişik nedenlerle genel anestezi uygulanan hastalarda, perop I, III, V dalga latansla- rında ve III-V, I-V, I-III interpik latanslarında istatis- tiksel

ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, Cilt: l Sayı: 2, 1993 maksiller fiksasyon ile tedavi edilemeyen açık redüksiyon ve interösseöz fiksasyon gerektiren durumlar ise; 1.. Displase

1942 yılında Ulvi Cemal Erkinin eşi Ferhunde Erkin için bestelediği piyano konçertosunun ilk çalmışını dinleyenler... Haşan Ali Yücel, başbakanın eşi

İşin ilginç yanı, 12 Eylüfden sonra Basın Kanunu'na eklenen antidem okratik maddeler, yalnız bun­ dan ibaret değil; daha da korkuncu, anayasa metninde, bütün

B ir yandan 'gazeteci­ lik hayatına devam ederken yabancı liselerde 32 yıl ede­ biyat öğretmenliği yapmış, di lim ize de Fransızca’dan bir çok eser

«Hayatımızda bütün faaliyetimiz, memleket işle­ rinde keyfî, müstebitçe hareket edenlere karşı mü­ cadele ile geçmiştir» diyen Atatürk, en kutsal

Tatlı Sır adlı oyunda oynarken tiyatroyu po­ lis basıyor, Afife arka bahçeden kaçıyor?. Odalık’ta oynarken po­ lis daha usta davranıyor, tiyatronun çevresini