• Sonuç bulunamadı

Kentsel tasarım aracılığı ile suçun önlemesine yönelik bir araştırma;sahibata mahallesi (Konya) örneği

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Kentsel tasarım aracılığı ile suçun önlemesine yönelik bir araştırma;sahibata mahallesi (Konya) örneği"

Copied!
129
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ

KENTSEL TASARIM ARACILIĞI ĠLE SUÇUN ÖNLEMESĠNE YÖNELĠK BĠR ARAġTIRMA; SAHĠBATA MAHALLESĠ (KONYA) ÖRNEĞĠ

Matiullah FAIZY YÜKSEK LĠSANS

ġehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı

Kasım-2019 KONYA Her Hakkı Saklıdır

(2)
(3)
(4)

i ÖZET

YÜKSEK LİSANS

KENTSEL TASARIM ARACILIĞI İLE SUÇUN ÖNLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA; SAHİBATA MAHALLESİ (KONYA) ÖRNEĞİ

Matiullah FAIZY Selçuk üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Şehir ve Bölge Planlama Anabilim Dalı

Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Kadriye (DENİZ) TOPÇU 2019, 111 Sayfa

İnsanların yaşamak, çalışmak, sosyal yaşamlarını geçirmek için her şeyden önce en temel sosyal ihtiyacı olan güvenli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Suç ve suç korkusu, son dönemde kentli insanın kentsel mekânda karşı karşıya kaldığı, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen en önemli problemlerinden biridir. Konunun biyolojik, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, kriminolojik ve bunun gibi pek çok farklı boyutları olmasına karşın, bu tez çalışması konuyu yoğunluklu olarak mekânsal, kısmen de sosyolojik perspektiften değerlendirmektedir. Yaşam kalitesini etkileyen böylesine önemli bir problemden hareketle çalışmanın amacı, kentsel yaşam alanlarında suç riskini azaltmada kentsel tasarımın etkili olup olmadığını, etkili ise hangi kentsel tasarım kriterlerinin etkili olduğunu araştırmaktadır. Bir başka deyişle, kentsel mekânlarda meydana gelen suçu aza indirgemek için fiziksel/mekânsal/tasarım açısından neler yapılabiliri tartışmaktır.

Bu amaca yönelik olarak, geniş bir literatür araştırması sonucunda, kentsel mekanla ilişkili suç teorileri araştırılmış ve daha güvenli, yaşanabilir, kaliteli mekânların üretilmesinde etkili toplam 20 fiziksel özellik ortaya konulmuştur. Çalışmanın bir sonraki aşamasında örnek alan olarak seçilen, Konya kenti genelinde suç oranının en yüksek seviyede olduğu Sahibata Mahallesi’nde bu fiziksel özellikler hem yazarın kendi gözlemleri, görüşmeleri, hem de alandaki toplam 109 kullanıcı ile rastgele örnekleme tekniği kullanılarak gerçekleştirilen anket uygulamaları ile test edilmiştir. Anket uygulaması değerlendirmeleri frekans ve ilişkililik analizleri yardımı ile çözümlenmiş, yazarın kendi gözlemleri ise alanda yapılan görsel analizler ile yorumlanmıştır. Çalışma sonucunda, kentsel tasarımın suçun aza indirgenmesinde kesinlikle etkili olduğu, fakat tek bir çözüm yolu olamayacağı, konunun diğer tüm boyutları ile birlikte bütüncül olarak uzun vadede değerlendirilmesinin gerekliliği vurgulanmıştır.

(5)

ii ABSTRACT MSc THESIS

A RESEARCH ON CRIME PREVENTION THROUGH URBAN DESIGN; THE CASE OF SAHIBATA NEIGHBOURHOOD (KONYA)

Matiullah FAIZY Selcuk University

The Graduate School of Natural and Applied Science Department of City and Regional Planning Advisor: Asst. Prof. Dr. Kadriye (DENİZ) TOPÇU

2019, 111 Pages

People have the right to live in a safe environment with the most basic social needs in order to live, work and spend their lives. Crime and fear of crime is one of the most important problems that people face in urban space, which affects the quality of life negatively. Although the subject has many different dimensions such as biological, psychological, sociological, economic and criminological, this study evaluates the subject from the spatial and partly sociological perspective. The main aim of this study is to determine whether urban design is effective in reducing crime and fear of crime in urban spaces, if so, which urban design criteria are effective in this process. Additionally, this thesis aims to discuss what can be done in terms of urban design in order to minimize the crime and fear of crime occurring in urban spaces. For this purpose, firstly, crime theories related to urban space were investigated and a total of 20 physical effective factors in producing safer, livable spaces were revealed as the results of the literature research. Secondly, these effective physical characteristics were tested by author's own observations at the sample area, interviews with the authorized people and a total of 109 questionnaire application with the users. While author's own observations were interpreted by using visual analysis technique, the derived data of questionnaire application were interpreted by using some statistical analysis. Questionnaire application were made by using random sampling technique. In conclusion, some spatial design strategies were produced related to the sample area and it was emphasized that urban design is effective in minimizing crime and fear of crime, but it cannot be a single tool and it is necessary to evaluate the issue in the long term with all other dimensions.

Keywords: Crime, Fear of crime, Urban Crime, Urban Design, Crime Prevention through Urban Design

(6)

iii ÖNSÖZ

ÇalıĢma boyunca rehberlik, öneri, eleĢtiri, yorum, teĢvik ve desteklerinden dolayı danıĢmanım Dr. Öğr. Üyesi Kadriye (DENĠZ) TOPÇU'ya en derin Ģükranlarımı sunmak isterim. Ayrıca, lisans eğitimim boyunca en güzel bilgileri benimle paylaĢan, çalıĢmalarımda ve Türkiye'deki yaĢamımın diğer alanlarında bana rehberlik eden tüm bölüm hocalarıma da teĢekkür ediyorum.

Aileme ülkemden uzaklarda verdikleri destek ve sevgi için teĢekkür ederim. Özellikle öğrenim hayatım boyunca bana dua eden anneme ve kendi tecrübe ve bilgisini benimle paylaĢan babama da çok teĢekkür ederim.

Matiullah FAIZY KONYA-2019

(7)

iv ĠÇĠNDEKĠLER ÖZET ... i ABSTRACT ... ii ÖNSÖZ ... iii ĠÇĠNDEKĠLER ... iv TABLO LĠSTESĠ ... vi

ġEKĠL LĠSTESĠ ... vii

FOTOĞRAF LĠSTESĠ ... viii

1. GĠRĠġ ... 1

1.1. Konuya YaklaĢım ... 1

1.2. ÇalıĢmanın Amacı ... 4

1.3. ÇalıĢmanın Kapsamı-Sınırlılıkları ... 5

1.4. ÇalıĢmanın Yöntem ve Metodolojisi ... 6

1.5. Kaynak AraĢtırması ... 8

2. KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE ... 10

2.1. Suç Kavramı ve Kentsel Suç ... 10

2.1.1. Kentsel Suçun Nedenleri ... 13

2.2. Suçun Önlenmesi ve Suç Teorileri ... 16

2.2.1. Geleneksel Ekolojik Suç Teorileri ... 17

2.2.1.1. ġikago Okulu ... 18

2.2.2. „Yer-Mekân‟a Dayalı Suç Teorileri ... 20

2.2.2.1. Çevresel Kriminoloji ... 20

2.2.2.2. Rasyonel Seçim Teorisi ... 21

(8)

v

2.2.2.4. Durumsal Suç Önleme Teorisi ... 23

2.2.3. Kentsel Tasarım ile Suç ĠliĢkisini Açıklayan Teoriler ... 24

2.2.3.1. Savunabilir Mekân (Defensible Space) ... 25

2.2.3.2. Mekân Dizin Analizi ... 28

2.2.3.3. Çevresel Tasarım Yoluyla Suç Önleme (CPTED) ... 29

2.2.3.4. Kırık Camlar Teorisi ... 33

2.2.3.5. Ġz Teorisi ... 34

2.3. Suç Önleme ve Kentsel Tasarım ĠliĢkisi ve Kentsel Tasarım Yoluyla Suç Önleme Kriterleri ... 35

3. ALAN ÇALIġMASI: SAHĠBATA MAHALLESĠ ... 49

3.1. ÇalıĢma Alanının Seçimi ... 49

3.2. ÇalıĢma Alanının Tanıtımı ... 51

3.3. ÇalıĢma Alanının Sosyol ve Fiziksel Yapısı ... 61

3.4. ÇalıĢmanın Yöntemi ... 64

3.5. Bulgular ... 65

3.5.1. ÇalıĢma Alanına ĠliĢkin Yapılan Gözlem, GörüĢme ve Analizlerin Sonuçları 65 3.5.1.1. Sosyal Çevre Açısından Yapılan Gözlem, GörüĢmelerin Değerlendirilmesi ve Anket Sonuçları ... 65

3.5.1.2. Fiziksel Çevre Açısından Yapılan Gözlem ve Analizlerin Değerlendirilmesi ... 78

3.5.1.3. Kentsel Tasarım Kriterleri Aracılığı ile Fiziksel Çevrenin Analizi .. 79

4. GENEL DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ ... 100

KAYNAKÇA ... 107

EKLER ... 112

(9)

vi

TABLO LĠSTESĠ

Tablo ‎2.1. Suç teorileri ... 17

Tablo ‎2.2. Tez çalıĢması kapsamında kullanılan tasarım kriterleri ... 36

Tablo ‎3.1. ÇalıĢma Alanının yıllara göre nüfus değiĢimi ... 61

Tablo ‎3.2. Ankete katılan kullanıcı profili ... 69

Tablo ‎3.3 Kullanıcıların memleketlerine göre dağılımı. ... 70

Tablo ‎3.4. Kullanıcıların mahallede yaĢama süresi ... 71

Tablo ‎3.5. Kullanıcıların mahallede yaĢama nedeni ... 71

Tablo ‎3.6 Kullanıcıların mahallenin beğenilen ve beğenilmeyen özellikleri ... 72

Tablo ‎3.7. Kullanıcı ifadeleriyle mahallede iĢlenen suç türleri dağılımı. ... 73

Tablo ‎3.8. ÇalıĢma alanında kullanıcıların gece ve gündüz güvenlik hissi - suç korkusu ... 74

Tablo ‎3.9. Katılımcıların suça maruz kalma durumu ... 74

Tablo ‎3.10.Kullanıcıların maruz kaldıkları suç çeĢitleri ... 75

Tablo ‎3.11. Sahibata mahallesinde son yıllardaki suç oranları hakkındaki yorumlar ... 75

Tablo ‎3.12. Gece-gündüz evde güvende hissetme ile cinsiyet iliĢkililiği ... 76

Tablo ‎3.13. Gece-gündüz sokakta güvende hissetme ile cinsiyet iliĢkililiği... 76

Tablo ‎3.14 Mahallede yaĢama süresi ile son yıllardaki duruma yönelik değerlendirmelerin iliĢkililiği ... 77

Tablo ‎3.15. YaĢ ile mahalleye ait hissetme iliĢkililiği ... 77

(10)

vii

ġEKĠL LĠSTESĠ

ġekil ‎1.1. ÇalıĢmanın Metodolojisi ... 7

ġekil ‎2.1. ġikago Okulu basitlestirilmis kent modeli ... 19

ġekil ‎2.2. Cohen ve Felson‟un problem çözüm üçgeni. ... 23

ġekil ‎2.3. Yatay HiyerarĢi-Savunulabilir Mekân ... 27

ġekil ‎2.4. DüĢey HiyerarĢi-Savunulabilir Mekân ... 27

ġekil ‎2.5. Farklı sokak düzenleri ... 42

ġekil ‎2.6 Güvenli otobüs durağı tasarımı için bir örnek tasarım. ... 43

ġekil ‎3.1. Konya geneli suç dağılım haritası ... 50

ġekil ‎3.2 ÇalıĢma alanının kent merkezi içerisindeki konumu ... 51

ġekil ‎3.3 III. Derece Arkeolojik Sit Alanı Sınırı ... 53

ġekil ‎3.4 Tarihsel geliĢim dönemlerine ait kentsel geliĢme alanları ve çalıĢma alanı sınırı .... 54

ġekil ‎3.5. ÇalıĢma alanı içerisindeki tescilli yapıların dağılımları ... 57

ġekil ‎3.6. ÇalıĢma alanının arazi kullanımı ... 62

ġekil ‎3.7. ÇalıĢma alanının doluluk-boĢluk oranı ... 62

ġekil ‎3.8. ÇalıĢma alanındaki yapı durumları. ... 63

ġekil ‎3.9. ÇalıĢma alanının kat yüksekliği. ... 63

ġekil ‎3.10. ÇalıĢma alanının aydınlatma durumu ... 80

ġekil ‎3.11. ÇalıĢma alanındaki geniĢliği-yapı yüksekliği oranı ... 82

ġekil ‎3.12. ÇalıĢma alamı içerisindeki asayıĢ Ģubenin konumu ... 86

ġekil ‎3.13. ÇalıĢma alanı içerisinde yer alan kayıp mekanlar ve boĢ alanlar... 88

(11)

viii

FOTOĞRAF LĠSTESĠ

Fotoğraf ‎3.1. ÇalıĢma alanının kuĢbakıĢı görünümü ... 52

Fotoğraf ‎3.2. Alanın Bakımsız, ihmal edilmiĢ ve çöküntü bölgesi haline gelmeye baĢladığını gösterir görseller ... 56

Fotoğraf 3.3. Konutlar( Mimar Muzaffer Caddesi) ... 57

Fotoğraf ‎3.4. Tahir PaĢa(Dursunoğlu) Cami, Nasuh Bey Darulhüffazı ... 57

Fotoğraf 3.5. Abdülmümin Mescidi, Konut-Mimarlar Odası(Atatürk Cad.) ... 58

Fotoğraf 3.6. ġereficeli ġirin Hanim ÇeĢmesi, Konut(Atatürk Cad.) ... 58

Fotoğraf 3.7. Abdülaziz Mescidi, YıkılmıĢ konut(Yıkılmadan önceki durumu) (ġair Fahri Sokak) ... 58

Fotoğraf 3.8. Konut(Nasreddin Hoca Sokak), Konut(Abdülmümin Sokak) ... 59

Fotoğraf 3.9. Konut(Yunus Emre Sokak), Konut(ġimĢir Sokak) ... 59

Fotoğraf 3.10. Konut(Denizciler Sokak) ... 59

Fotoğraf 3.11. Konut(Çaldıran Sokak), Devlet Tiyatrolari Binasi ... 60

Fotoğraf ‎3.12. FeritpaĢa ÇeĢmesi ... 60

Fotoğraf ‎3.13. ÇalıĢma alanının gece saatlerindeki aydınlatma düzeyini gösterir görseller .... 81

Fotoğraf ‎3.14. BitiĢik nizamda konumlanmıĢ sokak dokusundan örnekler. ... 83

Fotoğraf ‎3.15. Alanın saydamlılığı, doğal gözetim imkanı. ... 84

Fotoğraf ‎3.16. Çıkmaz Sokak örneği ... 85

Fotoğraf ‎3.17. Ayırıcı niteliği olmayan yüksek duvarlar ... 86

Fotoğraf ‎3.18. ÇalıĢma alanı içerisinde yer alan kayıp mekanlar. ... 88

Fotoğraf ‎3.19. Ġnsanların yoğun olarak kullandığı alanlar ... 89

Fotoğraf ‎3.20. ÇalıĢma alanı içerisindeki karma kullanıma örnekler ... 91

Fotoğraf ‎3.21. ÇalıĢma alanı içerisinde depo olarak kullanılan ticari birimler ... 91

Fotoğraf ‎3.22. Yaya ve taĢıt ayrımının sağlanamadığını gösterir görseller ... 92

Fotoğraf ‎3.23. Sokaklara atılan çöpleri gösterir örnekler ... 92

Fotoğraf ‎3.24. Kamusal alanların özel alanların içinde kaybolduğunu ve kamusal ile ev arasındaki sınırların çok açık olmadığı örnekler ... 95

Fotoğraf ‎3.25 Adres gösteren levhalardan örnekler ... 95

(12)

ix

Fotoğraf ‎3.27. ÇalıĢma alanı içerisindeki vandal hareketlere örnekler ... 97 Fotoğraf ‎3.28. Sokak üzerinde park eden araçları ve boĢ parsellerin otopark olarak

kullanıldığını gösteren örnekler ... 98 Fotoğraf ‎3.29. Görsel anlamda çevreye katkısı olmayan, herhangi bir çekiciliği olmayan

(13)

1. GĠRĠġ

1.1. Konuya YaklaĢım

Hızlı kentleĢmenin olduğu bir dünyada yaĢamaktayız. BirleĢmiĢ Milletler, 2050 yılına kadar geliĢmiĢ dünyanın %86'sının kentleĢeceğini, yani kent nüfusunun bugünkü dünya nüfusundan daha büyük olacağı tahmininde bulunmuĢtur (Zhao ve Tang, 2018). Özellikle büyük kentlerdeki nüfus yoğunluğunun hızlı artıĢına paralel olarak, hızlı kentleĢme, küreselleĢme, çevresel bozulma, gelir eĢitsizliği ve bunun gibi sosyal, fiziksel ve çevresel etkiler ile birlikte kentler, suç faaliyetlerine karĢı savunmasız ve güvensiz hale gelmiĢtir. Dünyanın birçok kentinde kentsel alanlardaki suç oranı her geçen gün artmakta, bu durum da insanların sağlığını, yaĢam biçimlerini ve kentlerin yaĢam kalitesini olumsuz yönde etkilemektedir (Moser, 2004). Kentlerde yaĢanan sosyal çatıĢmalar da güvenliği tehdit etmektedir (Banerjee, 2016). Örneğin, 1980‟de her 100.000 kiĢide suç kaydı 2300 iken 2000 yılında bu sayı 3000 kiĢiye yükselmiĢtir (Zhao ve Tang, 2018). Bu nedenle, kentin güvenliğini tehdit eden her türlü sosyal, ekonomik ve politik söylemler, suç, suç korkusu, kentin güvenliği gibi kavramlar, kentsel ve sosyal problemler, tüm dünyanın yaygın olarak üzerinde düĢündüğü, eğildiği konular arasındadır (Frevel ve Rogers, 2016). Kent büyüdükçe ya da nüfus arttıkça, kentin ekonomik, sosyal ve fiziksel iĢlevlerine bağlı olarak, suç oranları, yoksulluk ve iĢsizlik artmakta, güvenlik azalmaktadır.

Günümüzde kentsel alanlarda yaĢayan küresel nüfusun yarısından fazlası ile kamu güvenliği, dünya genelinde devletler için önemli bir fonksiyon olarak ortaya çıkmıĢtır. Ġnsanların, kuruluĢların ve kurumların refahlarına yönelik tehditlere karĢı güvenliği sağlamak devletin görev ve iĢlevini ifade ettiğinden, Ģehirlerde güvenlik, güvenli yaĢam, refahın sağlanmasında giderek daha çok önem kazanmaktadır (Banerjee, 2016).

Suç, suç korkusu ve sosyal hayata karĢı davranıĢları insanların yaĢam kalitesini etkilemektedir. Ġnsanlar, çalıĢmak ve sosyal yaĢamını geçirmek için kaliteli ve güvenli yer aramaktadır (Colquhoun, 2004). Güvenlik, insanların en temel sosyal ihtiyaçlarından biridir. Bunu Maslow‟un ihtiyaçlar hiyerarĢisinden de görebilmekteyiz. Maslow‟a göre insanın yeme, içme vb. fizyolojik ihtiyaçlarının akabinde gelen en temel ihtiyacı güvenliktir. Ġnsanın bu en temel ihtiyacı karĢılanmadan kiĢi hiyerarĢide bir sonraki ihtiyacını düĢünemeyecektir Benzer Ģekilde, Avrupa Kentli Hakları Deklarasyonu'nda da günümüzde suçun önlenmesi bir gereksinimin ötesinde, kentte yaĢayanların bir hakkı olarak görülmektedir (Colquhoun, 2004).

(14)

Bu deklarasyona göre, Avrupa yerleĢimlerinde yaĢayan kent sakinleri çeĢitli haklara sahiptir. Bunlardan birincisi “güvenlik” hakkıdır. Buna göre kentliler suç, Ģiddet ve yasa dıĢı olaylardan mümkün olduğunca arındırılmıĢ emin ve güvenli bir kentte yaĢama hakkına sahiptirler (Düzgün, 2007). Dolayısıyla, sürdürülebilir kentsel geliĢim, ancak kent çapında, güvenli, toplum temelli, iyi planlanmıĢ ve kapsamlı bir Ģehir suçu önleme ve güvenlik stratejileri uygulandığında gerçekleĢtirilebilecektir (Zhao ve Tang, 2018).

Suç, suç korkusu ve kentin güvenliği ile ilgili konuların elbette biyolojik, psikolojik, sosyolojik, ekonomik, mekânsal ve kriminolojik boyutları bulunmaktadır. Bu bilimsel alanların her biri suçu kendi perspektiflerinden farklı tanımlamaktadır. Suça biyolojik tanımlayıcı açıklamalar getiren araĢtırmacılara göre suç; genel nüfusla kıyaslandığında az sayıdaki kiĢide meydana gelen biyolojik ve genetik davranıĢsal bir bozukluktur. Psikolojik tanımlamalara göre suç; kiĢinin yaĢadığı çevre ile ilgili olup, o çevrenin kiĢide oluĢturduğu psikolojik etkileĢimle ilgilidir. Sosyo-kültürel açıdan tanımlandığında suç; toplum içindeki kriminal davranıĢ sapmalarıdır. Kriminoloji bilimine göre ise kasti olarak gerçekleĢtirilen bireysel bir eylemdir. Bu tür tanımlamalar herbir bilim alanı için arttırılabilir (Erdoğan, 2007). Bu çalıĢma ise konunun sadece ağırlıklı olarak mekânsal ve kısmen de sosyolojik boyutlarına odaklanmaktadır. Yukarıda bahsedilen diğer araĢtırma alanlarını çalıĢma kapsamı dıĢında bırakmaktadır.

Genel anlamda kentsel alanlarda suçların dağılımına baktığımız zaman, suçların kent içinde yaygın bir Ģekilde eĢit, rastgele olarak dağılmadığını görmekteyiz. Kentin bazı bölgelerinde suçlar daha yoğun olmakta, bazı bölgelerde ise çok daha az iĢlenmektedir. Böylelikle, kentin belli alanlarında sıcak noktalar oluĢabilmektedir (Zhao ve Tang, 2018). Bu çalıĢmanın da ağırlıklı olarak mekânsal, kısmen de sosyolojik boyuta ağırlık vermesinin çıkıĢ noktasını bu durum oluĢturmaktadır. Neden kentin sadece belli alanlarında sıcak noktalar oluĢmaktadır? Mekânsal boyutun sıcak nokta oluĢumundaki etkisi nedir? Mekânsal tasarımın doğru kullanılması ile sıcak alanların oluĢması önlenebilir mi? ÇalıĢmanın hareket noktasını oluĢturan bu araĢtırma soruları çalıĢma kapsamında cevaplanmaya çalıĢılmıĢtır.

Konuya mekânsal açılımlar getiren birçok araĢtırmacı, fiziksel çevre tasarımının suç fırsatlarını azaltmak için planlama ve tasarım yoluyla değiĢtirilebileceğini belirtmektedirler. Fiziksel yerleĢim, konut tipolojisi ve çevrede varolan unsurlar, suçun ortaya çıkmasında temel kriterlerdir. Bu nedenle, fiziksel çevre tasarımının zayıf olmasının suç oluĢumuna katkıda bulunduğunu söylenebilir (Sakip ve Abdullah, 2010).

(15)

Literatür araĢtırması sonucunda, bu konuya yönelik olarak çok sayıda teorinin geliĢtirildiği görülmektedir. Jane Jacobs‟un 1961 yılında yayımladığı „The Death and the Life

of the Great American Cities” baĢlıklı kitabının yayımlanmasıyla baĢlayan farkındalık,

günümüze değin farklı eklemlemelerle, farklı bakıĢ açılarıyla konuya farklı açılımlar getirerek geniĢlemiĢtir. Bir kırılma noktası niteliğindeki çalıĢmasıyla Jane Jacobs‟un (Jacobs) aktif sokak yaĢamının güvenliği „eyes on the street” yoluyla sağlayabileceği önerisi ile baĢlayan süreç, Oscar Newman‟ın (1972) „Savunulabilir Mekan (Defensible Space)‟ önermesiyle devam etmiĢtir. “Mekan Dizin Analizi” (Hillier ve Hanson, 1984),“Kentsel Tasarım Yoluyla Suç Önleme (CPTED)” (Jeffery, 1977), “Durumsal Suç Önleme”(Clarke, 1980), “Kırık Camlar Teorisi” (Wilson ve Kelling, 1989) ve bunun gibi teoriler de konuyu farklı açıdan ele alan teoriler olmuĢtur. Daha ayrıntılı açıklamalar çalıĢmanın kavramsal ve kuramsal çerçevesi içerisinde verilmiĢtir. Her bir teorinin kendine has bileĢenleri olmakla birlikte, genellikle araĢtırmaların referans noktası olarak kullandığı teori; “Savunabilir Mekân” ve “Kentsel Tasarım Yoluyla Suç Önleme (CPTED)” teorileri olmaktadır (Sakip ve Abdullah, 2010). Bu çalıĢma kapsamında belirlenen kentsel tasarım kriterleri, ağırlıklı olarak „Kentsel Tasarım Yoluyla Suç Önleme Teorisi‟ne dayansa da kentsel mekânla ilgili olan diğer teorilerden de destek almıĢtır.

Brantingham‟a (Brantingham and Brantingham) göre her suç, aynı anda meydana gelen üç faktörün varlığıyla kolay iĢlenir olmaktadır: (1) hedeflenen mağdur, birey, bir grup veya mülk, (2) suç iĢlemek için suçlu ve (3) suç iĢleme fırsatının varlığı. Bunlardan birinin yokluğu, suçun iĢlenmesini zorlaĢtırmaktadır veya önlemektedir. Bu çalıĢma, suç iĢleme fırsatını sağlayan çevreye odaklanmaktadır. Dolayısıyla örnek alan olarak seçilen alanın (Sahibata Mahallesi-Konya) mevcut sosyal ve fiziksel durumunu incelemek kaçınılmaz olmaktadır.

Bu çalıĢmanın, „suç‟un yaĢam kalitesini ve kentlerin sürdürülebilirliğini etkilemesi nedeniyle kuramsal açıdan önemli bir çalıĢma olduğu kanaatindeyiz. ġöyle ki; suç oranının düĢük olması, kentlerin daha yüksek yaĢam kalitesine sahip olması anlamına gelmektedir. Bu çalıĢma kapsamında da suç oranlarının azaltılabilmesi için kullanılabilecek mekânsal kriterler belirlenmekte, çalıĢma sonucunda ise birtakım öneri mekânsal stratejiler ve fiziksel çözümler sunulmaktadır.

Literatür araĢtırması sonucunda, suçun önlenmesi, insanlara güvenli mekânlar sağlanması için kullanılan bazı yöntemlerin olduğu görülmektedir (Suç haritaları, kentsel

(16)

güvenlik programları vb.). Bu çalıĢma yöntem olarak, örnek alan olarak seçilen mahalle sakinlerinin istek, beklenti, taleplerini içermesi nedeniyle, katılımcı bir yaklaĢımla konuyu irdelemesi açısından metodolojik anlamda da önemli görünmektedir. Seçilen alanı yakından tanıyan mahalle sakinlerinin düĢüncelerine dayanarak bilgi üretilmekte ve konuya daha gerçekçi yaklaĢılmıĢ olmaktadır.

Örnek alan olarak seçilen mahallenin fiziksel yapısının suç oranları ve suç korkusu üzerinde etkisi olduğu varsayımından hareket alan bu çalıĢma, daha yaĢanabilir mekânlar üretmek amacıyla kentsel tasarım kriterlerinin suç önleme noktasındaki önemine değinmekte ve bunu seçilen örnek alan üzerinde test etmektedir.

1.2. ÇalıĢmanın Amacı

Yukarıda aktarılan konuya yaklaĢımdan hareketle, bu çalıĢmanın temel amacı, bir kentsel mekânda hem gerçek suç hem de algılanan suç (suç korkusu) oranının kentsel tasarım araç ve ilkeleri kullanılarak azaltılıp-azaltılamayacağını irdelemektir.

Kentsel güvenliğin korunmasında, kentsel tasarım kriterlerinin nasıl yardımcı olabileceğini tartıĢmayı amaçlayan bu çalıĢmanın, amaca ulaĢmak için yola çıktığı temel araĢtırma soruları ise aĢağıdaki gibidir:

 Kentsel alanlarda suç riskini azaltmada kentsel tasarım etkili midir?

 Etkili ise hangi kentsel tasarım kriterleri etkilidir? Bir baĢka deyiĢle suçu aza indirgemek için kentsel mekânın baĢarısındaki etkili fiziksel özellikler nelerdir?

(17)

1.3. ÇalıĢmanın Kapsamı-Sınırlılıkları

ÇalıĢmanın birinci bölümünü oluĢturan giriĢ kısmında, konuya yaklaĢım kısaca değerlendirildikten sonra, konunun önemi, temel amacı, kapsamı, sınırlılıkları, yöntem ve metodolojisi aktarılmıĢtır.

ÇalıĢmanın ikinci bölümü; konuyla ilgili bugüne kadar yapılan çalıĢmaların yer aldığı, ilgili teorilerin ve kentsel tasarım kriterlerinin anlatıldığı, kapsamlı bir literatür taramasının sonucunda oluĢturulmuĢ bir kavramsal ve kuramsal çerçeve ile devam etmektedir. Bu bölüm, hem araĢtırmacıların bu alandaki görüĢlerini, hem de dünyada daha güvenli yerler oluĢturmayı hedefleyen müdahaleleri ortaya koymaktadır.

ÇalıĢmanın üçüncü bölümü; kavramsal ve kuramsal yaklaĢımlar sonucunda elde edilen kentsel tasarım kriterlerinin seçilen örnek alanda test edildiği, gözlemlendiği saha araĢtırmasının bulgularına odaklanmaktadır. Bu kapsamda öncelikle örnek alanın seçim nedeni, örnek alanın sosyo-demografik ve fiziksel yapısı ile birlikte tanıtımı yapılmıĢ, daha sonra çalıĢmada kullanılan yöntem daha detaylı bir Ģekilde anlatılmıĢtır. Bir sonraki aĢamada, çalıĢma alanına iliĢkin yapılan sosyal ve fiziksel analizlerin sonuçları verilmiĢtir. Ayrıca, bu aĢamada hem gerçek suç hem de algılanan suç konusunda, mahallenin mevcut sosyal ve fiziksel özellikleri hakkında kullanıcıların görüĢlerini alan anket uygulaması sonuçları da verilmektedir. Yapılan analiz ve anket uygulaması sonuçları ile kentsel tasarım keriterlerinin suç oranını azaltma noktasındaki etkisi tartıĢılmıĢtır.

ÇalıĢmanın genel değerlendirme ve sonuç bölümünü oluĢturan dördüncü bölümünde ise kavramsal ve kuramsal bilgiler ıĢığında yapılan saha çalıĢmasından elde edilen veriler değerlendirilmiĢ ve sonuçta suçun ve suç korkusunun önlenebilmesi noktasında fiziksel mekâna yönelik birtakım tasarım stratejileri ortaya konmuĢtur.

ÇalıĢmanın sınırlılıkları konusuna değinecek olursak, konuya yaklaĢım bölümünde de aktarıldığı üzere, çalıĢma, konunun ağırlıklı olarak fiziksel ve kısmen sosyolojik boyutuyla ilgilidir. Bir kentsel mekânda suçun ve suç algısının önlenmesi elbette sadece fiziksel mekânın tasarım özelliklerinin doğru kullanılması ile olmayacaktır. Konunun fiziksel mekânın tasarımı dıĢında politik, sosyolojik, psikolojik temellerinin olduğu da yadsınamaz bir gerçektir. Bu çalıĢma sadece fiziksel mekânın etkisine odaklanmakta ve diğer alanları kapsam dıĢı bırakmaktadır. Bu nedenle; çalıĢmanın kavramsal çerçevesinde, kent suçlarının oluĢum

(18)

nedenlerinin açıklandığı kısımda, suçun oluĢum nedenleri arasında iĢsizlik, yoksulluk, kültür farkı, sınıfsal ayrım, siyasi faktörler ve bunun gibi konulara kısmen yer verilmiĢ, detaylarına inilmemiĢtir. Kuramsal anlamdaki kısıtlılığını yine kentsel mekanla ilintili olan teorik yaklaĢımlar belirlemektedir. Dolayısıyla bu konuya yönelik tez çalıĢması kapsamında ayrı bir baĢlık açılmıĢ ve bu teoriler daha detaylı bir Ģekilde aktarılmıĢtır.

ÇalıĢmanın yöntem kısmındaki sınırlılığını ise maalesef veri alma noktasındaki zorluklar oluĢturmuĢtur. Birtakım güvenlik tedbirleri nedeniyle resmi kurumlardan resmi kanallarla istenilen verilere bile olumsuz cevap alınmıĢtır. Dolayısıyla örnek alanının seçimi noktasında mahalle muhtarlarıyla yapılan görüĢmelerin sonucu belirleyici olmuĢtur. Bunun dıĢında, gerçekleĢtirilen anket uygulamasının SPSS programına girilmesi ve yapılan çapraz iliĢkililik analizleri sonuçlarında p değerinin 0.05 den büyük olması halinde iliĢki olmadığı kabul edilerek, bu analizler tez çalıĢması kapsamında verilmemiĢ, çalıĢmanın ekine konulmuĢtur.

1.4. ÇalıĢmanın Yöntem ve Metodolojisi

Konu ile ilgili yapılan kaynak taraması, seçilen alana yönelik ilgili kurumlardan elde edilen harita, bilgiler, fotoğraflar, alanda yapılan gözlemler, görüĢmeler ve anket uygulaması çalıĢmanın yöntemini oluĢturmaktadır.

Yetkili kurumlardan alınan örnek alana iliĢkin haritalar üzerinde suç yoğunluğu, çeĢitleri iĢlenerek alandaki sıcak bölgeler tespit edilmiĢtir. Tez çalıĢmasının kavramsal ve kuramsal yaklaĢım bölümünde ortaya konan kentsel tasarım ilkeleri kullanılarak, çalıĢma alanı hem yazarın gözlemleri hem de kullanıcılarının bu konudaki görüĢleri dikkate alınarak değerlendirimiĢtir. Toplam 109 kiĢi ile rastgele örnekleme tekniği kullanılarak bir anket uygulaması gerçekleĢtirilmiĢtir. Anket uygulamasından elde edilen veriler, SPSS programı aracılığı ile sisteme girilmiĢ, frekans ve çapraz iliĢkililik (Crosstabs) analizleri yardımı ile yorumlanmıĢtır.

ÇalıĢmanın saha araĢtırması bölümünde, konunun daha iyi anlaĢılması amacıyla sıklıkla fotoğraflardan yararlanılmıĢtır. ÇalıĢmanın metodolojisi ise aĢağıdaki Ģekilde görülmektedir (ġekil 1.1).

(19)

ġekil 1.1. ÇalıĢmanın Metodolojisi

RUTĠN AKTĠVĠTE TEORĠSĠ

VARSAYIM

AMACIN BELĠRLENMESĠ

SUÇ-KENTSEL SUÇ VE OLUġUM NEDENLERĠ

SUÇUN ÖNLENMESĠ VE SUÇ TEORĠLERĠ GELENEKSEL EKOLOJĠK SUÇ TEORĠLERĠ YER-MEKÂN‟A DAYALI SUÇ TEORĠLERĠ ġĠKAGO OKULU ÇEVRESEL KRĠMĠNOLOJĠ

RASYONEL SEÇĠM TEORĠSĠ

DURUMSAL SUÇ ÖNLEME TEORĠSĠ KENTSEL TASARIMLA SUÇ ĠLĠġKĠSĠNĠ AÇIKLAYAN TEORĠLER SAVUNABĠLĠR MEKAN MEKAN DĠZĠN ANALĠZĠ ÇEVRE TASARIM YOLUYLA SUÇ ÖNLEME KIRIK CAMLAR TEORĠSĠ ĠZ TEORĠSĠ ÇALIġMADA KULLANILAN KRĠTERLERĠN BELĠRLENMESĠ

1.Aydınlatma düzeyi (lambaların sayısı ve kalitesi) 2.Görmeye ve görünmeye engel ağaçlar ve çalılıklar 3.Yol geniĢliği-yapı yüksekliği oranı

4.Saydamlık

5.Ayırıcıların Ģeffaflığı

6.KomĢuluk iliĢkileri (sosyal boyut)

7. Görülebilir güvenlik personelinin, birimlerin, sistemlerin varlığı 8. Kayıp mekânların varlığı

9. Karma kullanım

10. Yaya-taĢıt iliĢkisi, hareket güvenliği ve sokak tasarımı 11. Mekânın algılanabilirliği, okunabilirliği, imajı

12. Aktivite destekleyici kamusal mekânların varlığı ve bakım düzeyi 13. Aidiyet, sahiplilik hissinin mekândaki temsillerinin varlığı-„Yer‟in ruhu 14. Kamu-özel-yarı kamusal-yarı özel alanlar ve sınırlarının açıklığı 15. Adresler ve numaralandırma

16. Hedeflerin zorlaĢtırılması

17. YeĢil alan ve oyun alanlarının varlığı ve bakımı 18. Vandal hareketler 19. Otopark durumu 20. Çekicilik ÖRNEK ALAN TANITIMI FOTOĞRAF GÖRÜġME HARĠTALAR ANKET UYGULAMASI BULGULAR SONUÇ VE DEĞERLENDĠRME

K

A

V

R

A

M

SA

L

K

U

R

A

MS

A

L

ÇE

RÇE

V

E

ÖRNEK ALAN SEÇĠMĠ ANKET ÇALIġMASI, GÖZLEM VE GÖRSEL ANALĠZLER ĠLĠġKĠLĠLĠK ANALĠZĠ FREKANS

(20)

1.5. Kaynak AraĢtırması

Ela Ataç (2008) “Kent Güvenlik ve Güvenli Kent Planlaması: Bursa Örneği” baĢlıklı tez çalıĢmasında, suç ve mekan arasındaki iliĢkiyi araĢtırmıĢ ve kentsel planlama disiplini bağlamında kentsel suçun azaltılması için alanın örgütlenmesinin öneminden bahsetmiĢtir. ÇalıĢma kapsamında, kentsel mekan ve suç arasındaki iliĢkilerin kurulmasında kullanılacak yöntem ve analizleri belirlemiĢtir.

Bahar Turan, (2014) “ġehir ve Suç” baĢlıklı araĢtırmasında, farklı insan toplulukları ve farklı yaĢam tarzları arasında suç iĢleme nedenlerini araĢtırmıĢtır. ÇalıĢmasının sonucunda, psikolojik, ekonomik, kültürel farklılıkların suç iĢlemede etkin olduğu anlaĢılmıĢtır.

AyĢe Belkıs Kubilay (2009) “Kentsel Tasarım Yoluyla Suç Önleme: Ġstiklal Mahallesi Ankara Örneği” baĢlıklı çalıĢmasında ortaya çıkardığı fiziksel kriterler aracılığı ile gerçek suç ve suç korkusu arasındaki iliĢkiyi irdelemiĢtir. ÇalıĢma kapsamında, Ġstiklal Mahallesi'nde riskli ve güvenli olmayan alanları, suça teĢvik eden alanları ve suç potansiyeli olan yerleri tespit etmiĢtir. ÇalıĢmasının sonucunda, suç önlemeye yönelik birtakım kentsel tasarım araçları ortaya koymuĢ ve önerilerde bulunmuĢtur.

Murray Lee ve Daren Fisher, (2006) “Çevre Tasarımla Suç Önleme (CPTED) ve Yeni Güney Galler Suç Riski Değerlendirme Kılavuzları” baĢlıklı araĢtırmalarında, eleĢtirel bir inceleme yaparak CPTED rehberlerini tartıĢmıĢ ve bir revizyona gidilmesi gerektiğini önermiĢ ve çalıĢması kapsamında potansiyel bir model sunmuĢtur.

Baasanbat Yanjinlkham, (2011) “ġehir Güvenliği ve Suç Önleme: Magholistan KentleĢmesi Ġçin Suç Önleme Önerileri” baĢlıklı çalıĢmasında, suç, suçluluk ve kentleĢme kavramlarına değinmiĢ ve suç önleme için atılması gereken adımları açıklamıĢtır.

M. Akif Çukurçayır (2007) “Konya Kentinde Kentsel Suç ve Kentsel Ġyilik” baĢlıklı araĢtırmasında suçun yaygınlığını kentsel yaĢam ile açıklamıĢtır. ÇalıĢmasının kapsamında, göçmenler, konut sorunları, gecekondu, toplumun normları, kentsel demokrasi, kentsel planlama ve kentsel rantın paylaĢılması gibi nedenler suçun yaygınlaĢmasında önemli etkenler olarak belirlenmiĢtir. Bu etkenlerin giderilmesine yönelik çözüm önerileri sunmuĢtur. Örnek alan olarak seçtiği Konya kentinde kentsel suç düzeyini ortaya koymuĢ ve yukarıda sıralanan nedenlerle suç düzeyini açıklamaya çalıĢmıĢtır.

(21)

P. Cozens, (2008) “Batı Avustralya'da Çevre Tasarımla Suç Önleme: Sürdürülebilir Gelecek Kentsel Ġçin Planlama” baĢlıklı bir araĢtırma yapmıĢtır. AraĢtırmasında, “kentin yeniden tasarlanması” modeli çerçevesinde, suç ve suç korkusunun, çevre tasarımı yoluyla suçun önlenmesinin (CPTED) yoluyla nasıl giderilebileceğini planlama aracılığıyla açıklamaya çalıĢmıĢtır. Böylelikle kentsel sürdürülebilirlik sağlanabilecektir. ÇalıĢmasının sonucunda, CPTED‟nin 21. y.y. planlama gündemine rehberlik etmesi gerektiğini vurgulamıĢtır.

Massoomeh Hedayati Marzbali (2012) ve arkadaĢlarının “Çevre Tasarım Yoluyla Suçun Önlenmesinin Mağduriyet ve Suç Korkusu Üzerindeki Etkisi” baĢlıklı çalıĢmalarında kentsel tasarım ve suç iliĢkisi araĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma kapsamında CPTED‟nin bilinen 4 kriteri toplam 164 katılımcı ile gerçekleĢttirilen anket uygulaması ve yapısal eĢitlik modelleri ile irdelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda, mağduriyetin suç korkusu üzerinde önemli ve doğrudan bir iliĢkisinin olduğu belirtilmiĢtir.

Rachel Armitage (2014), kentsel alanlarda suç önleme ilkelerini açıklayan “Çevresel Tasarım Yoluyla Suç Önleme” baĢlıklı çalıĢmasında, suçun azaltılması noktasında etkili olabilecek sorumlu birimleri araĢtırmıĢ ve suçun sadece ceza sistemleri aracılığı ile azaltılamayacağı sonucuna ulaĢmıĢtır. Bu süreçte, plancılar, mimarlar, geliĢtiriciler ve kamusal alan yöneticileri de oldukça etkili birimlerdir.

Singapur Ulusal Suç Önleme Konseyi (2003), Singapur'da suçun önlenmesi için “Kentsel alanda suç önleme ilkelerini açıklayan Çevre Tasarımı Kılavuzu aracılığıyla Suç Önleme” (Crime Prevention Through Envirnoment Design Guidbook) baĢlıklı bir rehber yayınlamıĢtır. Rehberin amacı, ev sahibi, geliĢtirici, mimar ve Ģehir plancılarında CPTED'in kavramları ve ilkeleri konusunda farkındalık yaratmaktır. Aynı zamanda nasıl uygulanacağına dair de açıklama ve öneriler çalıĢma kapsamında verilmiĢtir.

Paul Cozens ve Terence Love (2015) “Çevresel Tasarım Yoluyla Suç Önleme ÇalıĢmasının Ġncelenmesi ve Mevcut Durumu” baĢlıklı makalelerinde, konunun genel bir geliĢim sürecini vermektedirler ve konunun yerel değil küresel bir kavram olduğuna iĢaret etmektedirler. Çünkü, CPTED, Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın yanı sıra Asya ve Güney Afrika'da hükümetler tarafından desteklenen, giderek yaygınlaĢan bir suç önleme stratejisidir.

(22)

2. KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE

2.1. Suç Kavramı ve Kentsel Suç

Suç, tüm geliĢmekte olan ülkelerin toplumları için kaçınılmaz bir yaĢam gerçeğidir (Lab, 2000). Tarihi çok eski dönemlere dayanan suç, günümüzde tüm toplumların sorunu olan, insanların korku ile yaĢadıkları, sebeplerini araĢtırıp üzerinde durdukları ve önlemler almaya çalıĢtıkları toplumsal problem haline gelmiĢtir. Suç olgusu, iki nedenden dolayı artmıĢtır. Bunun birinci nedeni, teknolojideki değiĢimler ve maddiyata dayalı yaĢam tarzı, diğeri ise yoksul sosyal, politik, ekonomik ve çevresel koĢulların yaygınlığıdır. Bunun yanı sıra, suçun coğrafi dağılımını etkileyen ve bir suçlunun suç iĢlemeyi seçtiği yeri etkileyen potansiyel hedefler ve coğrafi kolaylık gibi çeĢitli faktörler de bulunmaktadır (Akpınar, 2005).

Toplumlar suç sorunuyla mücadele etmek için adalet, ceza sistemini kurmuĢtur, ancak, adalet sisteminin varlığına rağmen suç oranlarındaki artıĢa engel olunamamaktadır. (Lab, 2000). Bu durum alternatif yolların denenmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır. Buna yönelik olarak öncelikle „suç‟un tanımı, nedenleri, suç önleme kuram ve yaklaĢımlarının ortaya konulması gerekmektedir.

Suç:

Suç kavramı, düzen ve nizamın zıttı olarak ortaya çıkmıĢ bir kavramdır. Bu nedenle suçun varoluĢu o toplumun düzeninin, sosyal normlarının zayıf olduğu, problemlerin de çoğunlukta olduğunun bir göstergesidir. Ġlgili yazında farklı birçok noktadan hareket alan suç tanımlamaları yer almaktadır. Suç; „ahlâk düzenini ağır bir şekilde bozan ve bu nedenle

Devlet'in hoş görmeyeceği bir fiil‟ olarak tanımlanabilirken, „her zaman ve her yerde ortalama bir dürüstlük ve merhamet duygularına saldırıyı ifade eden bir hareket‟ olarak da

tanımlanabilmektedir (Alacakaptan, 1975). Farklı bir tanım olarak suç, toplum içindeki sosyal durumların bir ürünüdür ve yasa ile çatıĢmanın yaĢanması olasılığı, çoğu zaman kiĢinin sosyal durumuyla ters orantılıdır (Rosiers ve Bittle, 2004).

Çevre kriminologlarına göre, suç dört unsurdan oluĢmaktadır; (1) YasadıĢı eylem tanımlayan bir yasa, (2) Yasayı ihlal edecek Ģekilde davranan bir suçlu, (3) Bir mülk veya

(23)

zarar gören kiĢi olabilecek bir hedef ve (4) Suç faaliyetinin gerçekleĢtiği „yer‟dir (Brantingham ve Brantingham, 1991). Bu unsurlardan da anlaĢılacağı üzere, suç aynı zamanda sosyo-mekansal bir olgudur (Erdoğan, 2007). BaĢka bir deyiĢle, suç, doğrudan coğrafya ile ilgilidir, yani bir olay meydana geldiğinde, olayın yaĢandığı coğrafi bir yer ve zaman vardır. “Mekan” suçu öğrenmek ve suçun nasıl gerçekleĢtiğini anlamak için hayati öneme sahiptir. Henry ve Lanier'e (2001) göre, bir suç, herhangi bir yerde veya zamanda suç olarak sayılabilirken, bir baĢka yer ve zamanda, aynı durum suç olarak sayılmayabilir.

ġehir planlama ve özellikle kentsel tasarımda, suç kavramı, belli bir alanda veya mekanda suçun gerçekleĢtiği varsayımına dayanmaktadır. Bu nedenle, Ģehir planlama ve kentsel tasarım suçu önlemek için mekanlar tasarlamayı hedef edinmelidir. Suçun mekandan bağımsız olmadığını bilerek, suçu engelleyici mekanların tasarlanması günümüzde çok büyük bir önem arzetmektedir. Güvenli bir kentsel alan oluĢturmak için, suçun gerçekliliğini ve önlemek için yapılan çalıĢmaları doğru olarak düĢünmesi gerekmektedir (Düzgün, 2007).

Kriminoloji bilim dallarının yanı sıra sosyoloji, psikoloji ve Ģehir planlaması baĢta olmak üzere bu alanlarda uzman akademisyenler, suçun çeĢitli yönlerini anlamak için çaba sarf etmiĢlerdir (Düzgün, 2007). Sosyoloji bilimi „suç‟un toplumla iliĢkisini, sonuçlarını, sosyal nedenlerini açıklamakla ilgilenirken (Erdoğan, 2007), psikoloji suç iĢleyen bireyin davranıĢ ve düĢüncelerine odaklanmaktadır ve bireylerin bu tür eylemleri gerçekleĢtirme sürecini açıklamaktadır (Crowe, 2000; Erdoğan, 2007). Psikoloji bilimi, insan davranıĢları ile ilgilenir ve insanların neden saldırgan ve Ģiddetli davranıĢ sergiledikleri, “suçlu” kiĢilik gibi bir Ģey olup olmadığı ve çocukluk deneyimlerinin yetiĢkin suçluların davranıĢ üzerinde etkili olup olmadığı gibi sorulara verilen yanıtı bulmaya çalıĢır (Düzgün, 2007).

Suç, ilgili yazında „objektif suç‟ve „algısal suç’ olmak üzere iki alanda incelenmektedir (Brantingham ve Brantingham, 1981). Objektif suç, gerçek suç olaylarının,

polis kayıtlarının ve suç haritalarının analizi iken, algısal suç; suç algısı ve suç korkusunun

olduğu yerleri incelemektedir.

Kentsel Suç:

Son yirmi yılda, dünyanın birçok yerinde uzmanların gözlemlediğine göre, kentsel suç oranında hızlı bir artıĢ görülmektedir. Günümüzde yüksek düzeydeki kentsel suç faaliyetleri daha da endiĢe verici hale gelmekte, sosyo-ekonomik ve yaĢam kalitesinde ise belirgin bir düĢme eğilimi görülmektedir (Badiora ve Afon, 2013). Birçok çalıĢmada, kentsel suç

(24)

faaliyetlerinin kentsel alanlarda tekdüze bir Ģekilde gerçekleĢmediği görülmektedir. Suç, herhangi bir yere yayılabilir, ancak bazı alanlar, yoğunluğuna ve yerine göre diğerlerinden daha yüksek suç oranına (sıcak noktalar) maruz kalmaktadır (Ghani, 2017). Birçok araĢtırmacının çalıĢmalarından elde edilen bilgilere göre bunun nedeni bir suçun niteliğinin bir coğrafi bölgeden diğerine farklılık göstermesidir.

Her türlü suç aslında kentsel alanlarda iĢlenmektedir fakat suçların çekiciliğinin yoğun olduğu alanlar “sıcak noktalar” olarak adlandırılmakta ve bu alanlar orada bulunan faaliyetlerle ve özelliklerle de bağlantılı olmaktadır (Tabangin, Flores ve ark. 2008). Bu yoğunluk; yerin konumu, hareket kalıpları, coğrafi alanlardaki sosyo-ekonomik, politik ve demografik özellikler ve potansiyel hedefleri ile ilgili de olabilmektedir. Kısacası suç davranıĢlarının ya da faaliyetlerinin, toplumlar arasında ya da coğrafi konumlar arasında eĢit olarak dağılmadığı düĢünülmektedir. Bir toplumda, bazı bölgeler, bazı bölgelere göre daha yüksek suç oranına sahip olabilmektedir. Bunun yanı sıra suç; ırk, din, cinsiyet ve gelir düzeylerinden dolayı herkesi etkileyen bir durum olduğundan, halkın güvenliği ve halkın yaĢam kalitesini de etkilemekte ve tüm toplumlarda ciddi sosyal bir sorun haline gelmektedir (Ghani, 2017).

Nüfusun hızla artması sonucunda kentsel mekânların fiziksel anlamda yayılması, kentlerde ekonomik, sosyal ve yapısal değiĢimlere neden olduğundan, mevcut kent merkezlerinin de olumsuz yönde etkilenmesine neden olmaktadır. Suçlar eğilim olarak, kentsel merkezlerinde ve faaliyetlerin yoğun olduğu alanlarda oldukça fazladır. Merkezi ĠĢ Alanı (MĠA), özellikle ticari alanlarda daha yüksek nüfus yoğunluğuna bağlı olarak, suç oranlarının daha fazla olduğu söylenebilir. Kent merkezleri, bölgesel alıĢveriĢ merkezleri ve büyük pazar alanları, ana ulaĢım noktaları, uyuĢturucu-alkolün satıldığı ve kullanıldığı alanlar genellikle yüksek suç oranlarının varlığına iĢaret etmektedir (Ghani, 2017). Hızlı kentleĢme ve aĢırı kalabalıklaĢma; iĢsizlik, yoksulluk, kirlilik, kültürel farklılaĢma, çocuk istihdamı, ailelerin kent yaĢamına adapte olamaması, gecekondulaĢma, estetikten yoksun kalitesiz konut yapımı, trafik problemleri, gelecekle ilgili kaygılar ve bunun gibi birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Kentle ilgili iĢlenen suçların birçoğu bahsedilen bu tür sorunların ortaya çıkarmıĢ olduğu sonuçlardır diyebiliriz.

Ġnsan davranıĢlarının farklı ve karmaĢık olması nedeniyle, suç davranıĢının nedeni olabilecek tek bir faktör yoktur. Farklı türlerde, farklı zamanlarda, farklı yerlerde ve farklı

(25)

koĢullarda farklı suç türleri iĢlenebilmektedir (Dambazau, 2007). Ancak, birçok araĢtırmacı iĢsizlik ve yoksulluğun suç davranıĢlarının temel nedenleri olduğunu vurgulamaktadır.

2.1.1. Kentsel Suçun Nedenleri

Kentte yaĢayan ve yaĢam üzerinde önemli etkisi olan kentsel suça etki edebilecek sorunların bilinmesi, kent plancıları için politikaların belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. AĢağıdaki bölümde kentsel suç olgusunun nedeni olabilecek faktörler kısaca aktarılmaya çalıĢılmıĢtır.

İşsizlik

ĠĢsizlik, baĢta geliĢmekte olan ülkeler olmak üzere pek çok ülkeyi zedeleyen ve kentsel suçlarla çok yakından bağlantılı olan bir sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır. ĠĢsiz kiĢiler, psikolojik olarak temel ihtiyaçlarını karĢılayamadıkları için bu kiĢilerde suç faaliyetlerine karıĢma isteği, yasaları ihlal etme gibi eğilimler daha baskın olarak gerçekleĢir. Ekonomik koĢullar ve yoksulluk nedeniyle, bazı iĢsiz kiĢilerin ihtiyaçlarını giderememesinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle, kendilerini suçlara dahil etme düĢüncesine kapılırlar. Bu durum, bir toplumda ya da ülkede iĢsizlik, ekonomik durum ve iĢlenen suçlar arasında bir iliĢki olduğunu göstermektedir. Birçok çalıĢma, farklı toplumlarda bulunan suç artıĢının iĢsizlikten kaynaklandığını belirtmektedir. Ġstihdam edilemeyen genç nüfus için „boĢ ellerin ordusu‟ tanımını kullanmaktadır. Bir ülkedeki toplumsal problemlerin baĢını çeken konulardan biri özellikle genç nüfusun istihdam edilemeyiĢidir. Belirsizlik içerisinde hayatına yön verme noktasında, hayal kırıklıkları yaĢayan genç, kolaylıkla suça dahil olabilmektedir (Ajaegbu, 2012).

Yoksulluk

Yoksulluk, bir bireyin veya ailenin yaĢamını devam ettirebilmesi için gerekli olan temel ihtiyaçlarını karĢılayamaması ve asgari gelir seviyesi veya bu seviyenin altında bulunmasıdır. Yoksulluğun coğrafi sınırlara, ırka ve cinsiyete karĢı bir ayrımı yoktur, aynı Ģekilde ırk, din, cinsiyet veya gelir düzeylerine bakılmaksızın suç kavramı tümünü etkiler. Yoksulluk, pek çok ülkede suç davranıĢlarını tetikleyen ciddi bir sosyo-ekonomik sorundur. Pek çok bilim adamı yoksulluğu birçok toplumda suçun ana sebebi olarak görmektedir. Bu

(26)

nedenle yoksulluğun zirvede yaĢandığı toplumlarda, maddi sıkıntılar, sağlık sorunları, konut yetersizliği gibi sorunlar daha çok görülebilmektedir (Yüceyılmaz, 2007).

Yoksulluk, bir bireye veya aileye özgü olmasına rağmen, çoğunlukla kentsel bir sorun biçiminde de algılanma eğilimindedir. Bunun sebebi, kentsel olarak düĢünülen herĢeyin nüfus artıĢıyla yakından iliĢkili olmasından kaynaklanmaktadır. Farklı bölgelere dağılmıĢ yoksul aileler yardıma muhtaç olmakta, barınma ve konut ihtiyaçlarının karĢılanmasını beklemektedirler. Yoksulluklarının büyüklüğü onu daha görünür hale getirir ve yoksulluğun belli alanlarda toplanmıĢ olması suç gibi büyük problemlere neden olmaktadır. Sonuç olarak yoksulluk suç kabul edilen davranıĢların artmasını teĢvik etmektedir(Yüceyılmaz, 2007).

Bir ülkede yoksulluk durumu ve yaĢanmakta olan zorluklar, suç faaliyetlerinin gerçek nedenleri arasında sıralanabilir. ĠĢlenen suçların artıĢının yoksullukla paralel olarak arttığı birçok araĢtırmanın sonucunu oluĢturmaktadır. Ekonomik sıkıntı, yoksulluk ve kötüleĢen yaĢam koĢulları nedeniyle suç oranının „yoksul mahallelerde' önemli ölçüde arttığı gözlemlenmektedir. Yoksul insanlar, yüksek yaĢam maliyeti, istikrarsız iĢler, sınırlı fırsatlar ve yoksunluklar gibi sorunlarla karĢılaĢtıkları için büyük suçların iĢlenmesine daha meyilli olmaktadırlar. Bilinmelidir ki yoksulluk seviyesinde azalma görülen bölgelerin suç oranlarında da azalma görülmektedir (Ghani, 2017).

Kültür Farkı ve Sınıfsal Ayrımı

Modernizmle ve küreselleĢme ile Ģekillenen kentsel toplumları, davranıĢ ve homojen formların önceden tahmin edilebildiği kültürel bütün içinde tanımlamak imkansızdır. Aksine, kentlerde gözlemlenen; farklı kimliklerden oluĢan, heterojen toplum yapısı bulunmaktadır (Ataç, 2008). ġehir hayatına göç edenlerin kente uyum süreçlerinde yaĢadıkları sorunlar, modernizmle yaĢanan gelir durumlarındaki adaletsizlik ve buna karĢı oluĢan tepkiler, farklı sınıf ayrımlarının oluĢumu ve Ģehrin heterojen yapısından dolayı kentsel gerilim ve suç olaylarını zamanla arttırmaktadır (Moser, 2004). EndüstrileĢen toplumlarda yeni grup ve sınıfların doğması, birbirleri arasında kentsel suça, Ģiddete ve çatıĢmalara neden olmaktadır (Ataç, 2008).

Tüm dünyadaki sosyal, ekonomik ve teknolojik degiĢmeler özellikle büyük Ģehirlerde yönetimlerin topluma olan desteğinin yeterli olamaması, güvenlik güçlerinin tüm suçlara yetiĢememesi, açlık, yoksunluğun, yoksulluk ve evsizlerin çoğalmasına sebep olmaktadır. Bu durum, hayattan hiç birĢey istemeyen, beklemeyen, kendini toplumda yabancı gibi hisseden

(27)

bireylerin oluĢmasına neden olmaktadır. Bu insanlar toplumda farklı bir Ģekilde kendilerini belli etmek isteyip suça yönelmektedirler. Suçtan en çok etkilenen alt ve orta gelir seviyesine sahip bireyler ise kendince önlem almakta ancak sınıfsal ayrılmaları, kentsel Ģiddetin artmasına, huzursuzluğun oluĢmasına neden olmaktadır (Wekerle ve Whitzman, 1995; Ataç, 2008). Sınıf farklılıkları, oluĢan kültür değiĢkenlikleri nedeniyle suçların oluĢması, elbette yalnızca orta ve alt gelir grubunu değil, her kesimi etkilemektedir.

Siyasi Faktörler

Siyasi veya kurumsal faktörler, kasıtlı hükümet politikaları, liderlik, kötü yönetimin baĢarısızlığı, zayıf kolluk ve ceza adaleti sistemlerini içermektedir. Bütün bunlar toplumun belirli kesimlerinin haklarının çiğnenmesine yol açabilmektedir. Bu tür sorunlar, kentsel suçları farklı Ģekillerde doğrudan etkileyebilmektedir. Örneğin, kötü yönetim ya da liderliğin baĢarısızlığı, birçok açıdan zayıf olmaya, adaletsiz durumların yaĢanmasına ve bunun sonucunda da toplumda iĢsizlik ve eĢitsizlik yaĢanmasına neden olabilmektedir. Bu da kentsel sorunların oluĢumunda önemli bir rol oynayabilmektedir (Banerjee, 2016).

Kolluk kuvvetlerinin veya suç kontrolünün zayıflığı

Yasa uygulama veya suç kontrol organlarındaki zayıflıkların ortaya çıktığı herhangi bir ülke ya da toplumda, daha fazla suçlu, çete ve organize suç grubunun çoğalıp avantajlı hale geldiği görülebilir (Ghani, 2017).

Suç tek bir nedene indirgenemeyecek kadar karmaĢıktır. Suçu sadece durumsal bir olgu olarak ele alarak, onu belirli bir nedenler üzerinden bağdaĢtırmak gerektirmektedir. Suç, toplumsal yapıya aykırı davranma ve toplumsal normlardan sapma olarak değerlendirilmektedir. Bu durum da çeĢitli nedenlerden oluĢmaktadır. Bu nedenlerle kentleĢme sürecinde, neden olduğu toplumsal ve mekansal değiĢimler ile suç ve suçluluğun nedeni olarak görülmektedir (Ghani, 2017).

Yukarıda belirtildiği üzere görülmektedir ki, kentsel alanlarda gerçekleĢen suçlar, tek bir nedene bağlı olarak değil, daha karmaĢık birçok nedene bağlı olarak gerçekleĢebilmektedir. ÇalıĢmanın bir sonraki aĢamasında, birçok nedene bağlı olarak gerçekleĢen suçların nasıl önlenebileceği aktarılmaya çalıĢılacaktır. AĢağıda suçun önlenmesi ve buna bağlı olarak günümüze kadar geliĢtirilen kuramlar, hem mekandan bağımsız, hem de kentsel mekanla ilintili olmak üzere ikiye ayrılarak anlatılmıĢtır. Tez çalıĢmasının odağını

(28)

„mekan-yer‟ temelli suçun önlenmesi oluĢturduğundan, kentsel mekanla iliĢkili kuramlara daha fazla yer verilmiĢtir.

2.2. Suçun Önlenmesi ve Suç Teorileri

Suç önleme, suç oluĢturan faktörleri belirlemeyi, suç fırsatlarını, kullanıcılar arasında suç korkusunu azaltmayı, güvenlik düzeyini geliĢtirmeyi ve suç olaylarından sonra suçluları yakalamayı amaçlamaktadır (Bese ve Geleri, 2013). Temelde üç farklı suç önleme yaklaĢımı bulunmaktadır; geleneksel, liberal ve radikal yaklaşımlar. Geleneksel yaklaĢıma göre; potansiyel suçlu, kararını vermeden önce suç riskini analiz etmektedir. Bu nedenle, ceza sistemi, bireylerin suç iĢlemeye yönelik kararlarını etkileyebilmektedir. Liberal yaklaĢıma göre suç, suçluların koĢulları, suçun ana faktörlerini içeren sosyal bir sorundur. Bu yaklaĢım, suç iĢlemeye eğilimli olabilecek gruplara odaklanmaktadır. Radikal yaklaĢımda ise suç insanlar arasındaki eĢitsizlikleri, ekonomik eĢitsizlikleri azaltarak ve herkesin yaĢam kalitesini ve toplumdaki haklarını iyileĢtirerek suç ve suçun önlenmesine odaklanmaktadır (White, 1996).

Kronolojik olarak bakıldığında, ilk suç teorileri ġikago Okulu ve sosyal düzensizlik kuramcıları tarafından geliĢtirilmiĢtir. Kuramcılar suçlunun sosyal koĢullarını analiz ederek, bir kiĢinin suçlu olmasına neden olan sebeplere odaklanmıĢlardır. ÇalıĢma kapsamında konu ile ilgili günümüze değin geliĢtirilen teori ve yaklaĢımlar, geleneksel ekolojik ve yer-mekân‟a suç teorileri (1970 sonrası) olmak üzere iki kısımda incelenmiĢtir (Tablo 2.1). AĢağıdaki bölümde bu teoriler anlatılmaktadır.

(29)

Tablo ‎2.1. Suç teorileri (Yavuzer 2013)

Yıl YaklaĢım Teorinin Adı

Geleneksel Ekolojik Suç Teorileri

1830 Suçluya odaklanan yaklaĢımlar ġikago Okulu 1920

„Yer-Mekân‟a Dayalı Suç Teorileri

1970 sonu

„Yer-mekân‟a dayalı yaklaĢımlar

Çevresel Kriminoloji Rasyonel Seçim Teorisi Rutin Aktiviteler Teorisi Durumsal Suç Teorisi Savunabilir Mekân Mekân Dizin Analizi Çevresel Tasarım

Yoluyla Suçun

Önlenmesi (CPTED) Kırık Camlar Teorisi Ġz Teorisi

2.2.1. Geleneksel Ekolojik Suç Teorileri

En önemli suç teorilerinden olan „Ekolojik Yaklaşım‟ yerleĢim yerlerinin, fiziksel ve sosyal özelliklerinin bilinmesinin, suçun nedenlerinin bilinmesi için önemli olduğu düĢüncesine dayanarak kurulmuĢtur (Yüceyılmaz, 2007). Ekolojik teoriler, insanların neden suç iĢlediğini ve ana amacının ne olduğunu araĢtırır (Eck ve Weisburd, 1995). Mekânsal olarak tanımlanmıĢ alanlarla, suç haritalarının mekânsal dağılımını analiz etmek ve kartografik teknikleri uyguladıktan sonra istatistiksel veriler elde etmek gibi analitik yöntemler kullanırlar. Bu alanların farklı sosyal ve çevresel koĢullara sahip olduğunu varsayarlar (Whitt, 2001). Geleneksel ekolojinin analizi, suç olayları veya suç oranları gibi bağımlı değiĢkenleri inceler. Bu teori, yaĢ, cinsiyet, suçlunun sosyo-ekonomik durumu, eğitim düzeyi, bebek ölümleri, ruhsal bozukluklar, iĢsizlik, etnik azınlık, konut kalitesi, bina kalitesi, çevresel değiĢkenler, fiziksel bozulmalar ve bunun gibi konu baĢlıklarını içermektedir (Yavuzer, 2013).

1830'larda, önemli bazı araĢtırmacılar, suç oranlarının Fransa'nın kentsel ve kırsal alanlarında eĢit dağılmadığını öne sürmüĢler, suç oranlarının farklı yer ve alanlarda değiĢkenlik gösterdiğini tespit etmiĢlerdir (Whitt, 2001; Erdoğan, 2007). Amerikan sosyolojisinin kurucu kurumlarından ve en önemli yaklaĢımlarından biri olan ġikago

(30)

Okulu‟nun kent üzerindeki çalıĢmaları, sosyolojideki mekân tartıĢmalarının baĢlaması açısından önemli bir geliĢme olarak bilinmektedir (Köksal, 2013).

2.2.1.1. ġikago Okulu

Chicago Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nde 1. Dünya SavaĢı‟ndan 1930'ların ortasına kadar akademisyenler ve öğrenciler tarafından yapılmıĢ kente iliĢkin çalıĢmalar bütünü, yaygın olarak "ġikago Okulu" adıyla anılmaktadır. Okul'un kurucuları olarak kabul edilen Robert E. Park, Ernest Burgess ve daha sonra Louis Wirth, uzun yıllar boyunca kent sosyolojisindeki araĢtırmaların ve teorilerin ana temellerini teĢkil eden fikirleri geliĢtirmiĢlerdir. Kent sosyolojisi literatüründe "insan çevrebilimi" olarak da tanımlanan ġikago Okulu'nun çalıĢmaları, kentin yaĢadığı problemler üzerine olmuĢtur. Dolayısıyla, kent çalıĢmaları baĢlığı altında esas olarak yoğunlaĢtıkları konu, ġikago‟nun problemleridir. Bu dönemde çok yoğun bir Ģekilde göç alan ġikago çok ciddi toplumsal sorunlarla karĢı karĢıya kalmıĢtır. Tüm bu problemlere çözüm aramak adına da ġikago Okulu öncülüğünde birtakım teoriler geliĢtirilmiĢtir.

1920'lerde ġikago Okulu tarafından yürütülen bazı çalıĢmalar, suç oranlarının, merkezi iĢ bölgesinden uzaklaĢtıkça azaldığını ileri sürmüĢtür. Merkezi iĢ bölgesi, fiziksel bozulma, etnik heterojenlik, konut hareketliliği ve bunun gibi yaĢamak için en az arzu edilen yer olarak tanımlanmaktadır (Yüceyılmaz, 2007; Yavuzer, 2013).

ġikago Okulu ile yapılan uygulamalarda, bölgelerin sosyal hayat üzerindeki olumlu olumsuz etkileri anlaĢılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu teori, Ģehirlerdeki yaĢam tarzının, köylerden daha farklı olduğu, Ģehirdeki yaĢamda insanların birbirlerine yabancı olduğu, bireylerin birbirlerini pek tanımadığı, iliĢkilerin, dostluk, arkadaĢlık bağlarının kuvvetli olmadığını savunmaktadır. Buna göre, bireysel iliĢkilerin Ģehirlerde kuvvetli olmaması, sosyal iliĢkilerin zayıf olmasına neden olmaktadır. Bu da suçluluk duygusunun oluĢmasına neden olan önemli unsurlardan sayılmaktadır (Candemir, 2002). Kenti sadece fiziki yönden değil toplumsal ve kültürel yönden de ele alan okul, mekansal organizasyonun kültürel bir mesele olduğu, belli bir hayat tarzından kaynaklandığı meselesinin üzerinde durmaktadır. Örneğin; Park, Sennett‟in, deyimiyle, „haritadaki herhangi bir yer‟ olan kentle bir „ahlaksal düzen’ olan kent arasındaki, yani urbsun ve civitas arasındaki iliĢkiyi anlamaya çalıĢmıĢtır (Köksal, 2013).

(31)

Mekan toplumsal yapıyı, toplumsal değiĢimi gösteren bir iĢaret sistemidir, bir aynadır. Her toplum kendi kültürüne ve yaĢam tarzına göre mekan üretmekte, mekanları kullanmaktadır. Böylelikle mekan toplumsal olarak üretilir, yeniden üretilir ve bu nedenleri ile de bir mücadele alanını temsil etmektedir(Lefebvre, 1905).Bu mücadele içerisinde kentin fiziksel geliĢimi de süreç içerisinde durağan olmayacak, sürekli dinamik bir yapıda kendini yenileyecektir.

Park ve Burgess, ekolojik teorilerinde Ģehrin çekirdeğinden çevresine yayılan mekanların halkalar halinde farklılıklar gösterdiğini belirtmiĢ, ġikago‟da yapmıĢ oldukları teorilere dayanarak, Ģehrin merkezinden (iĢ merkezi) çevresine doğru uzanan daireler halinde büyüdüğünü ileri sürmüĢlerdir. Bu daireler hem mekanın yayılıĢını, hem de zaman içerisinde geliĢimini ifade etmektedir. Merkezi iĢ bölgesi faaliyetlerinin çevreye taĢınmasından sonra, en çok arzu edilen konutları barındıran bir merkez iken, bu durum zamanla değiĢmektedir. Yoksul olarak nitelendirdiğimiz dar gelirli aileler genellikle yüksek arazi ve düĢük bina değerlerine sahip veya gecekondular ile karakterize olan bu merkez bölgede yaĢamayı tercih etmektedirler (Boğa gözü modeli-ġekil 2.1).

ġekil ‎2.1. ġikago Okulu basitlestirilmis kent modeli (Candemir, 2002)

(32)

2.2.2. ‘Yer-Mekân’a Dayalı Suç Teorileri

„Yer-Mekân‟a Dayalı Suç teorisyenleri, 1970'lerin sonlarında farklı bir bakıĢ açısıyla yeni suç analizi ve suç önleme teorilerini geliĢtirmiĢlerdir. Bu teoriler bireylere ve sosyal çevreye odaklanan ve fiziksel çevreyi göz ardı eden önceki kuramları eleĢtirmektedir (Erdoğan, 2007). Bu teorilerin en önemli yönü, “mekân” ve „zaman‟ anlamına gelen „yer‟dir. Çünkü toplumsal olan mekândan ayrılamaz, tek baĢına kurgulanamaz, anlam bulamaz (Köksal, 2013). Bu yeni teorilerin çoğu, alandaki suç olaylarını açıklamak ve tahmin etmek için geliĢtirilmiĢtir.

Konu ile ilgili yazında birçok teori bulunmaktadır. Tez çalıĢması kapsamında konu bütünlüğünü bozmamak için, Rasyonel Seçim Teorisi, Rutin Aktivite Teorisi, Çevresel Kriminoloji ve Durumsal Suç Önleme teorisi olmak üzere 4 ana baĢlık altında bu teoriler aktarılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu yeni kuramlar, suçlu için fırsatlar sunan çevresel koĢullara odaklanmakta ve bu özel ortamda suçun neden ortaya çıktığı ile ilgili açıklamalar yapmaktadır (Erdoğan, 2007).

2.2.2.1. Çevresel Kriminoloji

Çevresel kriminoloji çalıĢmalarında, bireylerin faaliyetlerini mekânsal olarak Ģekillendirdiği varsayılarak, suçun yeri ile birlikte düĢünülmesi gerektiği fikri desteklenmektedir (Bottoms, 2007). Çevresel kriminoloji, suç unsurlarının mekânla nasıl bağlantılı olduğunu, insanların davranıĢları ve faaliyetlerinin mekânla nasıl ilgili olduğunu incelemektedir. Gündelik olaylar ve etkinlikler, suçluların ve mağdurların etkinlik ve farkındalık alanlarını yaratmakta ve suçluların hedeflerine yönelik arama alanlarını belirtmektedir. Suç mağdurları günlük rutinlerini yaĢarken, aslında bir hareket modeli yaratırlar. Bu örüntü, suç mağdurlarının nerede olacağını ve faillerin seçtiği suç mahallinin kendi mekânı veya baĢka yerler olabileceğini tahmin etmelerine yardımcı olur (Brantingham, Glösser ve ark.. 2005). Örneğin, alıĢveriĢe giden bir kadın alıĢveriĢ merkezinin otoparkında arabasını park edip de arabasının içerisinde bıraktığı cüzdanından parası çalınırsa, çevresel kriminoloji, o gün orada neden paranın çalındığını ya da çalan insanın parayı neden çaldığını araĢtırmak yerine, çantayı bir alıĢveriĢ merkezi otoparkında bırakmanın suç için nasıl bir fırsat

(33)

yarattığını ve bireylerin gündelik aktivitelerinin suçu nasıl teĢvik ettiğini araĢtırır. Dolayısı ile benzer olaylar için Ģu sorular gündeme gelir:

 Aynı yerde benzer suçlar iĢleniyor mu?

 Sorun bireylerin davranıĢ biçimlerinden mi kaynaklanıyor?

 Problem suç iĢlenen yerde mi? (Eksik ıĢıklandırma, anayola yakın olma vb.) (Düzgün, 2007).

Kısacası, çevresel kriminoloji suçların ne zaman ve nerede olduğuna odaklanmakta ve mekansal dağılımını incelemektedir (Bottoms, 2007). Buna yönelik olarak suç olayları kümelerinden oluĢan haritalar, coğrafi bilgi sistemleri yardımı ile ortaya konan desen analizleri de genellikle bu sorunları çözmeye yöneliktir. Arazi kullanımı, trafik modelleri ve sokak tasarımı ile mağdurların, suçluların günlük faaliyetleri ve hareketleri ile ilgilenirler (Verma ve Lodha, 2002).

2.2.2.2. Rasyonel Seçim Teorisi

Ronald V. Clarke tarafından ortaya konan rasyonel yer seçim teorisi (rational choice theory) en genel anlamda, suçlunun gözünden suçun islenecegi mekânın yer seçiminin belirlenmesi, yani suçlunun yer seçim kriterleri üzerinde durmaktadır. Bu nedenle, suçlunun suç olayını gerçeklestirdigi mekânı nasıl gördügü, mekânın hangi özelliklerinin suç islemeye tesvik ettigi teori için önem taĢımaktadır (Ataç, 2008).

Rasyonel teorisyenlerin düĢüncesine göre davranıĢ, iki temel bileĢenin sonucunda ortaya çıkmaktadır. Birincisi, kiĢisel karar verme süreci, ikincisi ise durumsal faktörlerdir (Lersch, 2004). Teorisyenlere göre de, suçluluk duygusu kiĢisel durumlarda (paraya ihtiyaç duyma, kiĢisel değerler, suçlu deneyimlerini öğrenme) ve durumsal/ortamsal faktörlerin etkin olduğu (hedefin ne derece korunduğu, insanların evde olup olmadığı ve suç iĢlenecek mekânların/semtlerin refah seviyesi veya elveriĢlilik düzeyi baĢta olmak üzere) durumlarda bir eylem haline gelebilmektedir (Ataç, 2008). Rasyonel kuramlar, daha çok suçun engellenmesi yönünde politikaların oluĢturulması ya da önlemler alınması konusunda içerikler üretebilmektedir. Dolayısıyla, rasyonel yaklaĢımlarda, suçun engellenmesi yönünde

(34)

etkili bir adalet sisteminin oluĢturulması (cezaevi yapılması, sokaklarda daha fazla polisin bulunması gibi) etkili olabilir (Ataç, 2008).

2.2.2.3. Rutin Aktiviteler Teorisi

Rutin Aktiviteler Teorisi, Cohen ve Felson tarafından ortaya atılmıĢtır. Bu teori, suçun bileĢenlerinden olan mekansal ve zamansal kavramları birarada inceler. Aynı zamanda teori suçun oluĢumunda üç temel unsurun varlığını savunmaktadır. Bunlar; 1) Motive olmuĢ suçlu 2) Hedef uygunluğu. 3) Eksik Koruyucular‟dır. Bu teoriye göre üç unsurdan biri olmazsa suçun varlığından söz edilemez (Dolu, 2012). Rutin Aktiviteler Teorisi‟ndeki yaklaĢımlara bakıldığında suçlu her daim bulunmaktadır. Bu suçlu kiĢi her zaman fırsat kullanmanın peĢindedir ve karĢısına çıkan fırsatları değerlendirmeyi amaçlar (Kubilay, 2009).

Rutin Aktiviteler Teorisi, ABD„de 1972-1980 yılları arasında Stahura ve Sloan tarafından test edilmiĢtir. Test sonuçlarına göre; mala zarar veren ya da mal kaybına uğramıĢ hırsızlık ve benzeri suçlar, Rutin Aktiviteler Teorisinin öne sürdüğü birtakım stratejiler ile önlenebilmektedir (Dolu, 2012).

Rutin Aktiviteler Teorisine göre suçun meydana gelmesinde etkili olan üç belirleyici Ģu Ģekildedir:

1. KiĢilerin günlük eylemleri ile iliĢkilendirilmekte olan suç olayları,

2. Hedef olarak belirlenen kiĢilerin (alıĢveriĢ, eğitim, eğlence) rutin aktivitelerini gerçekleĢtirdikleri mekan,

3. Kontrol mekanizmasının eksikliği ve motivasyonlu bir suçlunun var olması halinde meydana gelen suçlar (Brantingham ve Brantingham, 1991).

Rutin aktiviteler teorisinde aktarılması gereken bir diğer konu ise problem analiz üçgenidir (problem analysis triangle) (ġekil 2.2) (Clarke ve Eck, 2005). ġekil 2.2‟den de anlaĢılacağı üzere;

1. Suçu iĢleyen suçlu (ĠĢleyen),

2. Mekanın özellikleri ile suçluyu teĢvik etmesi ile oluĢan, suçu yöneten olay yerinin tanımlanması (Yöneten)

(35)

3. Hedef ya da mağdur, suç üçgeninin temel ögelerini oluĢturmaktadır (Clarke ve Eck, 2005).

Suç üçgenine göre bir suç gerçekleĢtiğinde, suç üçgenin bütün ögeleri aynı anda meydana gelmektedir. Bu ögelerin hepsinin aynı anda gerçekleĢmesi, uygun olması durumunda suç olgusu gerçekleĢir. Bu durumda bilinmelidir ki, resmi ya da gayri resmi kanallardan bir gözetleyici eksiktir (Clarke ve Eck, 2005).

ġekil ‎2.2. Cohen ve Felson‟un problem çözüm üçgeni (Clarke ve Eck, 2005).

2.2.2.4. Durumsal Suç Önleme Teorisi

Schneider (2007) durumsal suç önleme temel unsurunu „fırsat‟ olarak açıklamaktadır. Teori rasyonel seçim teorisinden geliĢtirilmiĢtir. Bu yüzden temel olarak, suçluları bir suç iĢlemekten korumak için risklerin artırılması ve suçtan elde edilen kazancın azaltılması gerektiği fikrini desteklemektedir. Suçluların risklerini arttırmak için durumsal suç önleme stratejileri geliĢtirilmiĢtir. Ġlk strateji için, hedeflenen bir hedefe ulaĢmayı önlemek için alarmlar ve kilitler kullanılmıĢtır. Ġkinci strateji, polisin ya da özel güvenlik tarafından doğal gözetleme ya da resmi gözetleme biçiminde yaĢayanlar tarafından gerçekleĢtirilebilen yöntemlerdir. Diğer bir strateji ise, nüfusun yaĢ ve eğitim düzeyinin suç oranlarını etkilediği

Şekil

ġekil 1.1. ÇalıĢmanın Metodolojisi
Tablo  ‎ 2.1.  Suç teorileri (Yavuzer 2013)
ġekil  ‎ 2.1. ġikago Okulu basitlestirilmis kent modeli (Candemir, 2002) BANLĠYÖ
ġekil  ‎ 2.2. Cohen ve Felson‟un problem çözüm üçgeni (Clarke ve Eck, 2005).
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Yetkecilik, algılanan kontrol, dindarlık, adil dünya inancı, muhafazakârlık, ideoloji, sosyal baskınlık yönelimi, sistemi meşrulaştırma eğilimi, vatanseverlik gibi çok

[r]

Ölçme araçlarında gösterilen kütleyi örnekteki gibi noktalı alanlara yazınız.. TARTMA ETKİNLİKLERİ

Bundan dolayı, mala karşı işlenen suçlar ile uyuşturucu suçları erken yaşlarda, kötü evlilikler ve aile içi şiddete bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar

1. Bankacılık Kanunu’nda Düzenlenen Suçlar ... Genel Olarak ... Ekonomik Sistem ... Bankacılık Suçları ... 5411 sayılı Bankacılık Kanununda Düzenlenen Suçlar... Genel

Örneklem kitlenin yaptığı ortalama puanlamalar incelendiğinde 18-25 yaş aralığındaki kişileri ile 25-30 yaş aralığındaki kişilerin diğer yaş gruplarına

Ebeveynlerin büyük kısmı (% 72,7) çocuk oyun alanı çevresinde yaşanmış/yaşanmakta olan hırsızlık, çocuk tacizi ve gasp gibi suç olayları; çevredeki

Okula tek başına ya da arkadaşlarıyla ebeveynden bağımsız gitmeye izin vermemenin nedenlerini öğrenmeye yönelik soruya verilen ebeveyn cevaplarının