• Sonuç bulunamadı

Hitit kültüründe yer alan taş kabartmaların günümüz Türk yağlı boya resmine yansımaları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hitit kültüründe yer alan taş kabartmaların günümüz Türk yağlı boya resmine yansımaları"

Copied!
126
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANADİLİM DALI

RESİM - İŞ ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

HİTİT KÜLTÜRÜNDE YER ALAN TAŞ

KABARTMALARIN GÜNÜMÜZ TÜRK YAĞLI

BOYA RESMİNE YANSIMALARI

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Dr. Nihat ŞİRİN

HAZIRLAYAN

Fatma TEKKE

074217021002

(2)
(3)
(4)

ÖNSÖZ

Anadolu'da hüküm sürmüş tarihe ışık tutan Hitit kültürünün sanatsal bir anlayışla incelenip sunulmasında bilgi ve tecrübesiyle beni aydınlatan ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Alaybey Karaoğlu'na teşekkürlerimi sunarım.

Araştırmamın planlaması, uygulanması, değerlendirilmesi ve bitiş aşamalarında desteği ile bana yol gösteren, Danışmanım Yrd. Doç. Dr. Nihat Şirin'e teşekkürü bir borç bilirim.

Fatma TEKKE Konya/Mayıs-2011

(5)

ÖZET

M.Ö 2000-1800 yıllarında Orta Anadolu'ya yerleşen Hititler 1100 yıl Anadolu'da Hüküm sürmüşler ve kendilerinden önceki Anadolu kültürlerinin mirasçısı olmuşlardır. (Şahin, 2002:23)

Hitit sanatı diğer tüm Eski çağ doğu toplumlarında olduğu gibi dini nitelik taşır. Hititler çok tanrılı bir dine inanmışlar ve tanrılarını insan gibi tasvir etmişlerdir. Bu nedenle yapılan kazılarda ele geçen heykel ve taş kabartmalarda tanrı figürlerine sıkça rastlanmaktadır.

Hititler çağdaş Mısır ve Mezopotamya da olduğu gibi kabarmalardaki insan figürlerini gözleri ile gördükleri gibi değil kafalarında düşledikleri gibi tasvir etmişlerdir.

Hitit kültüründe önemli bir yere sahip olan, Hitit sanatının bir anlamda anlaşılmasını sağlayan günümüzde inceleme fırsatı bulduğumuz heykel ve taş kabartmalardaki insan şekilleri tasvir edilen tanrı figürleri birçok alanda kullanılmış ve etkisini göstermişti. Özellikle günümüz resim ve heykel sanatçılarına Hitit kültürü esin kaynağı olmuştur.

(6)

SUMMARY

Hittite civilizations established in Middle Anatolia between B.C 2000-1800 years reigned during 1100 years and they became heir of Anatolia culture preceeding them.

Hittite art has göt religious characteristic like in the other East community of old Age. Hittites belief in religion has many deities and they depicted their deities like human. So, deity figures are usually found at sculptures and stone reliefs which were götten at digs.

Hittites portrayed human figures at reliefs as they imagined in their mind, not as they saw.

Deity figures which is portrayed as human on the structures and stone reliefs examined by us in today's life-that has an important position in Hittite culture and provides understanding of Hittite art-are used in many sreas and they influenced. Especially Hittite art inspired to artists of picture and structure of today.

(7)

İÇİNDEKİLER

Bilimsel Etik Sayfası... i

Tez Kabul Formu ... ii

ÖNSÖZ...iii ÖZET ...iv SUMMARY ...v İÇİNDEKİLER ... vi RESİMLER LİSTESİ ... ix I. BÖLÜM l. GÎRÎŞ... l 1.1. Araştırmanın Konusu ... 3 1.2. Araştırmanın Amacı ... 3 1.3. Araştırmanın Sınırı...3 1.4. Araştırmanın Yöntemi ...4 1.5. Önem ... 4 1.6. Varsayımlar (sayıtlılar) ...4 1.7. Tanımlar... 5 II. BÖLÜM 2.1.Hititlerin Keşfi ... 7 2.2. Atatürk ve Hitit Kültürü...8 2.3. Hitit Kültürünün Doğuşu...10

2.3.1. Hitit Tarihine Yön Veren Önemli Krallar...14

(8)

III. BÖLÜM

3.1. Hitit Sembolleri ... 18

3.1.1. Güneş Sembolü ...18

3.1.2. Boğa Sembolü...18

3.1.3. Arslan Sembolü...19

3.1.4. Çift Başlı Kartal Sembolü...20

3.2. Hitit Tanrıları ...20

3.3. Hitit Heykel ve Kabartmaları ... 21

3.4. Hitit Heykel ve Kabartma Örnekleri...24

3.5.Anadolu’da Tanrı ve Tanrıça Anlayışı……….53

3.5.1. Tanrıça ...55

3.6. Türk Yağlı Boya Resim Sanatında Yer Alan Hitit Figürleri ...56

3.7. Konuyla İlgili Örnek Ressamlar...57

3.7.1. Cemal TOLLU...57 3.7.2. İhsan ÇAKICI ... 64 3.7.3.Hülya KAROĞLU ... 66 3.7.4.Aygün ARSLAN... 67 3.7.5. İbrahim BALABAN ... 68 3.7.6. Nurullah BERK... 69 3.7.7. Can GÖKNİL... 71 3.7.8. Tomur ATAGÖK... 73

3.7.9. Süleyman Saim TEKCAN ... 75

3.7.10. Nevra BOZOK... 76

3.7.11. Berna TÜREMEN... 77

3.7.12. Zühtü MÜRİDOĞLU ... 78

3.7.13. İlhan KOMAN ... 80

3.7.14. Hüseyin Anka ÖZKAN ... 82

3.7.15. Nuri ABAÇ ... 83

3.7.16. Nusret SUMAN ... 83

3.7.17. Mevlüt AKYILDIZ... 84

(9)

3.7.19. Mustafa PİLEVNELİ...88

3.7.20. Bedri Rahmi EYÜBOĞLU... 92

3.7.21. Eren EYÜBOĞLU... 93 3.7.22. Maide AREL... 94 3.7.23. Halil DİKMEN ... 95 3.7.24. Mustafa ASLIER ... 97 3.7.25. Nuri İYEM... 99 3.7.26.Erdinç BAKLA……….100 3.7.27.Mehmet AKSOY………..101 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ...102 KAYNAKÇA ... 103 ÖZGEÇMİŞ ... 108

(10)

RESİMLER LİSTESİ

Resim:1 (http://img209.imageshack.us/img209/9850/hititleras4.jpg)...7

Resim:2 Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal,Milli Eğitim Bakanı Dr. Reşit Galip ile Ankara Ahlatlıbel’de arkeoloji çalışmalarını izlerken(5 Mayıs 1993) ...8

Resim:3 Atatürk, İstanbul Arkeoloji Müzesi Merdivenlerinde ...9

Resim:4 (http://www.novohatti.com/images/mapTudhaliyaII.jpg)...10

Resim:5 Hititlerin ilk başkenti Kussava idi. Hattuşaş’ın başkent oluşu İ.Ö. 1600 yıllarına rastlar(Turani, Adnan, 2003,109-114)...12

Resim:6 Ramses II. Mumyası Kahire Müzesi (Güner, 1995)...15

Resim:7 Kadeş Andlaşması Eski Şark Eserleri Müzesi İstanbul (Güner, 1995) ...15

Resim:8 http://www.arleolojidunyasi.com/Anadolu_uygarliklari/hititler_3.html...15

Resim:9 Çocuklu Ana Tanrıça Heykelciği. Pişmiş Toprak Yük. 8.3 cm. Hacılar İ.Ö.6. binyıl ortaları (A. M. Müzesi, 1921: 32)...16

Resim:10 http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931)...18

Resim:11 Büyükkale’de bulunmuş iki kült kabı. Olasılıkla Hava Tanrısı Teşub’un boğaları. Huri ve Şerri (M.Ö. 14. yy. Seeher; 2001: 177) ...18

Resim:12 (Seeher, 2001: 52) ...19

Resim:13 (http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931, 2010) ...20

Resim:14 İvriz Kabartmaları Konya (Ereğli) Yöresindedir. Genç Hitit dönemine (M.Ö. XII-VII yy.) aittir. Alçak kabartma olarak işlenmiştir (ŞAHİN, 2002: s.28) ...20

Resim:15 Tanrıça heykelciliği Siyah taş Çatalhöyük İ.Ö. 6. binyıl ilk yarısı (A.M.Müzesi; 1921:30)yarısı ...21

(11)

Resim:16 İkiz tanrıça heykelciliği mermer Çatalhöyük İ.Ö. 6. binyıl ilk

A.M.Müzesi; 1921:30)...21 Resim:17 Kral Sulumeli’nin Büyük Tanrı önünde ibadeti Malatya İ.Ö.

10 - 9. yy A.M.M;1921: 146) ...24 Resim:18 Aslan avı kabartması Malatya İ.Ö. 9-8. yy (A.M.M; 1921: 146)...24 Resim:19 Aslanlı Kapı Hattuşa (SEEHER, 2001:50)...25 Resim:20 Çocuğunu emziren bir kaya kabartması Karatepe (Akurgal,

1997:237). ...25 Resim:21 Zincirli. Aramlaşmış Geç Hitit Geleneksel Akım I. Kral Kilamuva

dönemi(Akurgal,1997. s.222). ...26 Resim:22 Zincirli. Kral Barrakab. Bazalt, aramlaşmış Geç Hitit Akımı

II. M.Ö. 730 (Akurgal,1997:223)...26 Resim:23 Zincirli-Yemek görüntülemesi (sahnesi)(Akurgal,1997:224) ...27 Resim:24 Kargamış Savaş Kabartması. Savaşta öldürülen düşmanların kafaları

ve elleri zafer nişanesi olarak teşhir ediliyor.(Akurgal,1997:225)...27 Resim:25 Kargamış, İki savaşçı bir tutsağı öldürüyor.(Akurgal,1997:225 ...28 Resim:26 Kargamış. İki müzik sahnesi(Akurgal,1997:227) ...28 Resim:27 İvriz. Kaya kabartması. Kral Varpalavas buğday başağı ve üzüm

salkımı ile simgelenen Bereket Tanrısı’na yumruk biçiminde kapalı

iki eli ile saygı ve teşekkürlerini sunuyor.(Akurgal,1997:231) ...29 Resim:28 Karatepe. Baş sahnenin baş yerinde Kral Asitavata’yı görüyoruz

(Akurgal,1997:235)...30 Resim:29 Kargamış savaş arabası, MÖ. 8.yy’ın ikinci yarısı Ankara

A.M.M.(Akurgal, 1997:226) ...30 Resim:30 Karatepe. Kral Asitavata’ya ait yazlık sarayın kapısındaki sfenks

(12)

Resim:31 Maraş. Karı – koca gömütaşı(Akurgal,1997:242)...31 Resim:32 Maraş. Gömü taşı. Adam arkalıklı iskemlede oturuyor, karşısındaki

iskemlede oturan karısı ve ayakta duran kızı saygı sunuyorlar

(Akurgal,1997:243)...32 Resim:33 Gömütaşı. Oturan kadın ve kucağında ayakta duran oğlu

(Akurgal,1997:244)...32 Resim:34 Maraş. Gömü taşı. Terazili adam.(Akurgal,1997:245)...33 Resim:35 Bu kabartmalarda dini tören tasvir edilmektedir. Geyik üzerinde kırların

koruyucu tanrısı “LAMMA” yer almaktadır(Alp,2005:10). ...33 Resim:36 Çorum Yeniköyde bulunmuş olan ve geyik üzerindeki tanrıyı gösteren

kabartma(Alp,2005:11)...34 Resim:37 Fraktin anıtında III. Hattuşili. Savaş giysisiyle tanrıya içki

sunarken(Alp,2005:21). ...34 Resim:38 Fraktin Anıtı’nın sağ yanındaki kabartmada Kraliçe Puduhepa Tanrıça

Hepatu’ya içki sunarken görülmektedir(Alp,2005:21)...35 Resim:39 Tell Halaf, Tanrı Heykeli(Akurgal,1997:238)...35 Resim:40 Boğazköy’de “Kral Kapısı” denilen kapıdaki kısa etekli tanrı

kabartması(Alp,2005:22) ...36 Resim:41 Güneş Tanrıçası “ARİNNA”(Alp,2005:35) ...36 Resim:42 Hitit Kralı III. Hattusili’yi koruması altına alan ve III. Hattusili’nin

hakimesi kabul ettiği Aşk ve Savaş Tanrıçası Istar’ın Konya-Karahöyük’te bulunan kanatlı ve bikinili kurşundan heykeli.(Alp,2005:39) ...37 Resim:43 Miğferli askerler Kargamış İ.Ö. 8. yy’ın ikinci yarısı (A.M.M.;

1921: 148) ...37 Resim:44 Saraylılar Kargamış İ.Ö. 8. yy’ın ikinci yarısı (A.M.M.; 1921: 149) ...38 Resim:45 İnsan başlı boğa gövdeli cinlerle aslan başlı insan gövdeli cinler

(13)

Resim:46 Tanrıça Kubaba Kargamış İ.Ö. 9.yy geleneksel stilde yapılmış olup elindeki nar ve boynuzları onun tanrıça Kubaba olduğunu kanıtlar (A.M.M.;

1921:150) ...39

Resim:47 Aslan üzerindeki yüksek tahtta oturan tanrıça Kubaba ve törene katılan kadınlar. Kargamış İ.Ö.9. yy (A.M.M.; 1921:151)...40

Resim:48 Omuzları üzerinde kurban taşıyan insanlar. Kargamış İ.Ö. 9.yy (A.M.M.; 1921: 151) ...40

Resim:49 İnsan ve aslan başlı sfenks. Kargamış İ.Ö. 9. yy. Çok iyi korunmuş bir kabartmadır. Burnu özgün Hitit ve Luvi tipindedir. (A.M.M.; 1921:153) ...41

Resim:50 İnsan başlı boğa gövdeli cinlerle aslan başlı insan gövdeli cinler kabartması (A.M.M.; 1921:156) ...41

Resim:51 Aslan Avı Kabartması (A.M.M; 2001:157 ) ...42

Resim:52 İki kuş adam kabartması. Kargamış İ.Ö. 9. yy (A.M.M.; 1921:157) ...42

Resim:53 Hayvanları zapteden kahraman kabartması. Kargamış İ.Ö. 9. yy. (A.M.M. 1921:156)...43

Resim:54 Güneş Tanrısı kabartması (SEEHER, 2001:102) ...43

Resim:55 Büyük kral II. Şupiluliuma kılıç, yay ve mızrağıyla savaşçı olarak betimlenmiştir. (SEEHER, 2001:103) ...44

Resim:56 Kral Kapı’daki kılıç ve balta taşıyan tanrı kabartması (SEEHER, 2001:90) ...44

Resim:57 Yazılıkaya tanrıçalar dizisi (SEEHER, 2001: 144) ...45

Resim:58Yazılıkaya anasahne (SEEHER, 2001:145) ...45

Resim:59 (Özgüç, 1921:52)...46

Resim:60 (Özgüç, 1921:53)...46

Resim:61(Özgüç, 1921:53)...47

Resim:62 (Özgüç, 1921:55)...47

(14)

Resim:64 (Özgüç, 1921:58)...49

Resim:65 (Özgüç, 1921:60)...50

Resim:66 Savaş Arabası, Kadeş Savaşındaki Savaşçılar(Akurgal, 2001:91)...51

Resim:67 Muvatalli Kralının Mührü Hattuşaş(Akurgal, 2001:91)...51

Resim:68 Hititlerin Mısır Arşivlerinde Temsili (Gurney, 1961:3)...52

Resim:69 Mısır Anıtları Üzerindeki Hitit Mahkumları (Gurney, 1961:2) ...52

Resim:70 Büyük Kral Tudhaliya betimlenmiştir. (Seeher; 2001:87) ...54

Resim:71Ana Tanrıça Heykelciği Çatalhöyük İÖ 5750 Ana Tanrıça tahtta oturmakta ve doğum yapan bir kadını betimlemekte, tahtının iki yanında kutsal hayvanlar yer almaktadır (Anadolu Medeniyetler Müzesi; 1921: 27)...55

Resim:72 Toprak Ana, C. Tollu, 1956(Tollu,2005:131) ...57

Resim:73 Karatepe, Çocuğunu emziren kadın(Akurgal,1997:237)...58

Resim:74 TOLLU, Cemal, Çoban ve Tiftik Keçileri, 1955(Tollu,2005:129)...59

Resim:75 TOLLU, Cemal, Anadolu Çobanları, 1963(Tollu,2005:133)...59

Resim:76 Tollu, Cemal, 140 Ekin, 1966(Tollu,2005:134) ...60

Resim:77 Tollu, Cemal, Hatayda Portakal Bahçesi, 1958 (Füzen)(Tollu,2005:137).62 Resim:78 Tollu, Cemal, Hatayda Portakal Bahçesi, 1958 (Yağlıboya)(Tollu,2005:137)...61

Resim:79Tollu, Cemal, Muğla Pazarı, 1958(Tollu,2005:138) ...62

Resim:80 TOLLU, Cemal, Pancar Tarlası, 1963(Tollu,2005:140) ...62

Resim:81TOLLU, Cemal, İhtiyar Zeytin Ağacı, 1962(Tollu,2005:141) ...63

Resim:82 Cemal Tollu Eti Fırtına Tanrısı, 1955 (Düben, 2007:110)...63

Resim:83 (http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/a..)...64

Resim:84 (http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/a..)...65

Resim:85 (http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/a..)...65

(15)

Resim:87 Dağlar Dağlar 50 x 70, 2005(S.Ü.Öğretim Elemanları Resim ve Heykel

Sergisi) ...66

Resim:88 (http://www.mavimelek.com/aygun_arslan.html)...67

Resim:89 (http://www.samatmüzesi.hacettepe.edu.tr/koleksiyon1.html, 2010: 17:00) ...68

Resim:90 Karatepe, Çocuğunu emziren kadın(Akurgal,1997:237)...68

Resim:91 (http://turkresmi.com/pdf_dosyalari/nurullah_berk.pdf: 2010, 18:29 ) ...69

Resim:92(http://turkresmi.com/pdf_dosyalari/nurullah_berk.pdf: 2010, 18:29 ) ...69

Resim:93 Köylü Kadın (T.C.K.B., 1999:84)...70

Resim:94 (http://www.cangoknil.com/turkce/index.html) ...71

Resim:95 (http://www.cangoknil.com/turkce/index.html) ...72

Resim:96 Ana Tanrıça (http://www.minesanat.com/cagdas13/atagok.html) ...73

Resim:97(http://kanalkultur.com/de/images/stories/sanat/sergi/guzkarmasi/tomur_ata gok_tanrica.jpg) ...73

Resim:98 Ana Tanrıça, 1996 ...74

Resim:99 Ana Tanrıça, 1996 ...74

Resim:100 http://www.sanatmuzesi.hacettepe.edu.tr/koleksiyon1.html 2010, 17:10 ...75

Resim:101 http://www.sanatmuzesi.hacettepe.edu.tr/koleksiyon1.html 2010, 17:10 ...75

Resim:102 Kybele’ye Mektuplar http://www.korehost.net/eskisehir/nb3.html)...76

Resim:103 Çiçekci Kadın ...77

Resim:104 İri ...77

(16)

Resim:106 Zühtü Müridoğlu, Başkomutanlık Meydan Savaşı: Savaşan Asker

Figürleri yer

alır.(http://www.pcteknik.net/heykeltras/34690-anitkabir8217de-yeralan-heykel-ve-kabartmalar.html) ...79

Resim:107 İlhan Koman, Sakarya Meydan Savaşı...80

Resim:108 İlhan Koman Sakarya Meydan Savaşı...81

Resim:109 Hüseyin Anka ÖZKAN Aslan Heykeli (http://www.sanalmuze.org/images/zan06.jpg) ...82

Resim:110 Aslan Heykeli Resim:...82

Resim:111 (http://www.muze.gazi.edu.tr/buyukyagli/36.jpg ) ...83

Resim:112 http://www.cakinberk.com/resimler/Nuri%20Abac-Trenli-web.jpg...83

Resim:113 Sıhhiye alanına inşa edilen ve Ankara halkına Hitit Güneşi diye sunulan anıt (Alp, 2002:3) ...84

Resim:114 Zafer Tanrıçası, 1987...84

Resim:115 Tanrıların Tanrısı, 1987...85

Resim:116 Ay Tanrısı, 1987...85

Resim:117 Linol Baskı(Sanat Sayı6/1994:42) ...86

Resim:118 Turgut Zaim Doğu ve Batı Halklarının Atatürk’e Arz-ı Şükranı (Sanat Sayı6/1994:61)...87

Resim:119 Kibele Ana Tanrıça(Özsezgin, 1997, 95) ...89

Resim:120 Ana(Özsezgin, 1997:98)...89

Resim:121 Peri (Özsezgin, 1997:96) ...90

Resim:122 Kibele (Özsezgin, 1997:97) ...90

Resim:123 Toprakana (Özsezgin:1997:97) ...91

Resim:124 Kompozisyon(Özsezgin, 1997:97) Resim:125 Kibele (Özsezgin, 1997:97)...91

(17)

Resim:127 Serigrafi(Pera Müzesi Yayını, 2006:39)...92

Resim:128 Köylü Kadın(Pera Müzesi Yayını, 2006:131)...93

Resim:129 Saz Çalan Kadın(Pera Müzesi Yayını, 2006:177)...94

Resim:130 Gergef İşleyen Kız (T.C.K.B., 1999:47) ...95

Resim:131 Kurtuluş Savaşı, (T.C.K.B., 1999:51) ...96

Resim:132 Portakal Bahçesi, (T.C.K.B., 1999:95)...96

Resim:133 Taş Basma (T.C.K.B., 1999:43) ...97

Resim:134 Tahta Baskı(T.C.K.B., 1999:45) ...98

Resim:135 Metal Gravür (T.C.K.B., 1999:46) ...98

Resim:136 (Tansuğ, s.73) ...99 Resim:137(http://www.lebriz.com/pages/)...100 Resim:138(http://www.lebriz.com/pages/)...100 Resim:139(http://www.mehmetaksoy.com)...101 Resim:140(http://www.mehmetaksoy.com)...101 Resim:141(http://www.mehmetaksoy.com)...101 Resim:142(http://www.mehmetaksoy.com)...101

(18)

I.BÖLÜM 1. GİRİŞ

İnsanın dünyada ilk ne zaman var olduğu her zaman tartışılmıştır. Konu ile ilgili bir sürü tez ileri sürülmektedir. Esasında insanın ne zaman var olduğu değil varlığını ilk ne zaman hissettirdiği daha da önemlidir. Bu nedenle geçmişe yapılan yolculuklarda arkeoloji ve sanat tarihi bize rehberlik etmektedir.

Geçmişle ilgili yapılan araştırmalarda insanların çeşitli toplumsal organizasyonlar içinde yaşadıkları görülmektedir. Bu yapılanmaya devlet denir. Bu devletler çeşitli klanların ya da gurupların önderliği ile kurulmuştur. Kimi zaman şehir devletleri şeklinde olup ömürleri idarecilerinin ömürleri ile sınırlı kalmıştır. Kimi zamanda çok uzun yılları kapsayan ve kuralları olan büyük devletler kurmuşlardır. Yaşadıkları süre içinde her devlet kendi kültürlerini oluşturmuş ve bu güne kendileri ile ilgili çeşitli veriler bırakmışlardır. Bu veriler bünyelerinde birden çok şey barındırmaktadırlar.

Geçmişe ait kültürler incelendiğinde savaşlara, yaşamı kolaylaştıran teknolojilere, inançları ile ilgili bilgilere, çeşitli mimari yapılara ve el sanatlarına rastlanmaktadır. Bu kalıntılar bize içinde yaşadıkları kültürün büyüklüğü ve önemi hakkında çeşitli bilgiler vermektedir.

Üzerinde yaşadığımız Anadolu coğrafyası bünyesinde geçmişe ait bir sürü medeniyetin izlerini barındırmaktadır. Bu medeniyetlerden birçoğu dünyaya hükmedecek büyüklükte devletler kumuşlardır. Bunlardan biride Hatti-Hitit kültürüdür.

“Anadolu yarımadasının bugün için bilinen en eski adı Hatti Ülkesidir. İlk defa mezepotamya yazılı kaynaklarında Akkad sülalesi döneminde (M.Ö. 2350-2150) kullanılan bu adlandırma, Ö.Ö. 7. yy yıllıklarında görüldüğü üzere. M.Ö. 630 tarihlerine değin süregelmiştir”(Akurgal, 1997: 15). “Hititler Anadolu’ya sonradan gelip yerleşmişlerdir. Hattilerle dil benzerliğinden dolayı çoğunlukla aynı topluluk gibi algılanır. Kesin olarak nereden geldikleri konusunda bir bilgi mevcut

(19)

değildir”(Memiş, 2005: 37). Tarih uzmanlarının bir bölümü Hititlerin, Hint – Avrupalı kavimleri gibi batıdan, Boğazlar, üzerinden Anadolu’ya geldiklerini ileri sürerler. (Tarık Dursun K. 1983: s.13) Ancak M.Ö. 2000’li yıllarda çok güçlü bir devlet oldukları tarihi kaynaklarda mevcuttur. Hititlerden kalan yazılı vesikalar üzerinde yapılan filolojik tetkikler onların Hint-Avrupai bir kavim olduklarını ortaya çıkarmıştır”(Aktaran Ekrem Memiş, 2005: 38). M.Ö 2000-1800 yıllarında Orta Anadolu’ya yerleşen Hititler, Hattuşaş’ı (Boğazköy) başkent yaparak bir devlet kurmuşlar, zamanla ön Asya’nın en güçlü devletlerinden biri olmuşlardır(Şahin, İstanbul 2002:23).

Hitit araştırmaları Hattuşaş harabelerinde başlamıştır. Kil tabletlerin okunmasından anlaşıldı ki, imparatorluğun doğuşu da Hattuşaş’da olmuştur. (C.W CERAM, 1999:84-85).

Hatti (Khotti) adı, bu halkın kendi dilinden gelmiştir. Anlamı net olmamakla birlikte “gümüş” ile bağlantılı olabileceği üzerinde durulmaktadır(Umar, t.y.:24).

Hititler kendilerine ve devletlerine Hatti, başkentlerine Hattuşa derlerdi. Bu ulusun adı İbrani kaynaklarında Hittim, Mısır yazılarında ise Heta Şeklinde geçer. Sözcükbilim diline Hitit olarak yerleşmiştir. Türkçe’de bu ulusa bir zamanlar etiler denmesinin nedeni Heta ve Heti sözcüklerinin Fransızca’da “h”siz okunmasıdır. Artık Türkçe de de Hitit adı benimsenmiştir(JEUNES, 1993: s.1836).

Hititlerde kültür büyük bir çeşitlilik göstermiştir. Bu durum imparatorluğun çeşitli halklarından ve o halklarında birbirinden farklı dilleri konuşmasından ileri gelmiştir.

Hitit tarihi M.Ö 1650-M.Ö 1450 Eski Krallık Devri ve M.Ö. 1200 İmparatorluk Devri olmak üzere iki safhada incelenmiştir. Hitit devletinin kuruluşundan itibaren Anadolu’da çeşitli alanlarda Hitit kültürünün izlerine rastlanmaktadır. Büyük boy kabartmalar, heykeller ve orthostatlar Anadolu’da ilk defa bu dönemde görülür. Aynı üslûba göre yapılmış altın, fildişi, tunç ve taştan yapılmış tanrı heykelcikleri ve kabartmaları da önemli bir yer tutarlar (SALTUK, 1993: s.228-229).

(20)

Hitit kültürünün bir parçası olan inanç sisteminde pek çok değişik öğenin birleşmesinden oluşmuştur. Hititler çok tanrılı bir dine inanmışlardır. Tanrılarını kendileri gibi düşünmüşler ve tasvir etmişlerdir. Özellikle başkent Hattuşaş’ta bulunan taş kabartmalar da tanrı figürlerine oldukça yer verilmiştir.

Hititlerin yaşamları, inançları, diğer kültürlerle ilişkileri içeren taş kabartmalarda yer alan tanrı figürleri günümüz görsel sanatlarda da etkisini göstermiştir. Özellikle Türk yağlıboya resim ve heykel sanatında Hitit kültürüne ait izlere rastlamak mümkündür

1.1 Araştırmanın Konusu

Sanatın gelişmesi, içinde yaşadığı dinamiklerin geçmişten günümüze devamlılığı ile de doğru orantılıdır. Çünkü sanat gelişmeye ve buna bağlı olarak değişmeye de açık bir alandır. Yaratıcı ya bir oluşuma katkı yapacak ya da karşı duracaktır. Bunun için geçmişle ilgili kaynaklara ihtiyaç duyar. Üzerimizde yaşadığımız Anadolu yarımadası çeşitli kültürlerin geçiş alanı olduğu kadar tarihteki en eski yerleşim yerlerindendir. Hititler de bu kültürlerin en önemlilerindendir. Araştırmamızın konusunu Hitit kültüründe yer alan taş kabartmalarındaki tanrı figürlerinin günümüz Türk yağlıboya resim sanatına yansıması oluşturmaktadır.

1.2. Araştırmanın Amacı

Bu araştırmanın amacı, Cumhuriyetin başlangıcından bu yana plastik sanatlarda ve resim sanatında Hitit kültürünün izlerini aramaktır. Bu izlerin Türk yağlıboya resim sanatına ve heykel sanatına nasıl yansıdığını ortaya koymaktır.

1.3. Araştırmanın Sınırı

Araştırmanın temel noktası Hitit kültüründe var olan taş kabartmalardaki tanrı figürlerinin incelenmesidir. Hitit tanrı figürlerinin yağlıboya resim sanatı ile

(21)

birlikte heykel sanatında eser veren sanatçılar ve eserlerin incelenmesi ile sınırlandırılmıştır.

1.4.Araştırmanın Yöntemi

Bu araştırmamızda nitel araştırma yönteminden faydalanılmıştır. Konu ile ilgili yapılmış araştırmalar, kataloglar, uzmanların çalışmaları, Sanat Tarihi kaynakları, sanat dergileri tez ve makaleler incelenerek literatür araştırmaları yapılmıştır. Ayrıca internetten konuyla ilgili yapılmıştır. Bunların yanında Ankara arkeoloji müzesinde inceleme yapılmış fotoğraf, gözlem ve fotokopi tekniklerinden faydalanılmıştır.

1.5.Önem

Anadolu'da MÖ 2000-1800 yılları arasında medeniyet kumuş olan Hitit kültürüne ait birçok eser günümüze kadar ulaşmıştır Bu eserler arasında kaya kabartmaları Önemli bir yer teşkil eder. Tarihin MÖ. ki dönemlerine ışık tutan kaya kabartmaları, o dönemde Anadolu'da yaşayan insan topluluklarının yaşam şekilleri, kültürel yapıları, sanatla olan ilişkileri gibi konularda bize bilgi vermektedir Mevcut eserlerin anlaşılmasıyla geçmiş kültürlerle bir bağ kurulması sağlanmıştır Bu bağ sanat eserlerinde açık bir şekilde ortaya konmuştur. Yapılan resimler ve anıtsal heykellerle bu kültürün tanıtılmasında önemli katkılarda bulunulmuştur

1.6.Varsayımlar (Sayıtlılar)

1: Hitit kültürünün uzun yıllar Anadolu'da var olması ve birçok eserin günümüze kadar deforme olmadan ulaşması, Hitit kültürüne ait birçok sembolün sanat eserlerine yansımasına neden olmuştur.

2: Dönemin diğer medeniyetleri Anadolu'nun bir bölümüne hâkimken, Hititler Anadolu'nun neredeyse tamamına yakın bir bölümüne hâkim olmuşlar Uzun

(22)

yıllar varlık sürdüren Hitit kültürü başta Orta Anadolu olmak üzere tüm Anadolu' da etkisini göstermiştir Bu etki sanat alanında, özellikle yağlıboya resim sanatında da devam etmiştir.

3:Hititlerin en önemli özelliklerinden biri de insan hayatına değer vermeleriydi. Ayrıca diğer toplumların aksine Hititler de kadına verilen değer yüksekti Çok kadınla evlilik yoktu, Bütün bu üstün özellikler sanatın da Hitit kültürü üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur

4:Hitit kültüründe Türk yağlıboya resim sanatını etkileyen diğer bir unsur da farklı toplumların bir araya gelerek oluşturdukları ve diğer toplumlarda az rastlanan şekilde ortaya çıkan tanrı figürleridir Bu figürler kendilerine özgü olmaları ve etnik bir yapı oluşturmaları sebebiyle Önem arz etmektedir.

1.7.Tanımlar

HİTİT: MÖ XX-XII yy arasında Anadolu'da XII-VII arasında Hatay ve

kuzey Suriye' devletler kurmuş olan eski bir ulus

KABARTMA: Üzeri işlenebilir malzemeleri şekillendirme İşidir Kil, alçı,

taş vb işlenebilir malzemelerin yüzeyinde alçaklı yüksekli şekiller meydana getirmektir.

ORTOSTAD: Duvarların ön yüzünde, alışılmışın üstünde büyük

boyutlarda ve dik duran tasvirli taşlardır.

SFENKS: Kafası koç, kuş veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan şeklini

alan heykeldir

TAWANANNA: Hititlerde kral eşlerine verilen unvandır Türkçe karşılığı

'anne kraliçe'dir,

(23)

TASVİR: Herhangi bir varlığın rengini, kokusunu, tadını, görünüşünü,

özelliklerini vb anlatma ve canlandırma demektir.

FRONTAL DURUŞ: Figürlerin genel olarak durgun ve hareketsiz

ifadesidir.. Ayakta duran figürlerde vücut ağırlığı iki bacağa eşit olarak dağıtılır. Heykelin ortasından bir çizgi çekilirse iki eşit parça elde edilir Kollar vücuda yapışık şekilde aşağıya sarkar, eller yumruk şeklindedir

(24)

II. BÖLÜM 2.1. Hititlerin Keşfi

Resim:1 (http://img209.imageshack.us/img209/9850/hititleras4.jpg)

İsa’dan Önce 2 bin yıllarında Anadolu’daki genel görüntü merkezi otoriteden yoksun, bağımsız, ekonomik durumları iyi olmayan küçük krallıklar, kent beylikleri şekillerindeydi. Bunlardan Hatti’ler Kızılırmak’in geniş deltası içerisinde yaşıyorlardı. Hitit’ler ya da ö dönemdeki isimleriyle Neşalılar bu Hatti’lerin oturduğu bölgeye geldilerBu bölgeye yerleşmelerinin hemen ardından Anadolu Birliği için çaba göstermeye başladılar. Neşa Kralı Pithana ve Oğlu Kuşara Kralı Anitta bazı bağımsız beylikleri bir araya geitrme çabasını başlattılar. Hitit çivi yazısı belgelerinde geçen Neşa ve Kuşara’nın tam olarak neresi olduğu konusunda bilim adamları kesin karara varamadılar. Ancak, Neşa’nın Kayseri yakınlarındaki Kültepe ya da Kaneş, Kuşara’nın ise Alişar olduğu yolunda önemli bulgular söz konusudur. (Arolat, 2006:31-32)

Hititler M.Ö.2.binli yıllarda göç yoluyla Anadolu’ya gelmişler ve buradaki yerli halk olan Hattilerle kaynaşarak bir imparatorluk kurmuşlardır. Hitit İmparatorluğun başkenti Hattuşaştır..Hattuşaş bugün Çorum kenti yakınındaki

(25)

Boğazköy dolaylarındadır. ( YAZIR, 1983: s.304).Hitit Medeniyetinin varlığını ilk olarak İngiliz bilgin A.H.Sayce,1808’de Anadolu’daki hiyeroglifli kaya kabartmalarıyla ilgili yapmış olduğu çalışma sonucunda keşfetmiştir. Daha sonraki yıllarda Alman bilim adamı ve arkeolog Dr. Hugo Winekler 1906’da Boğazköy’de kazı çalışmaları yapmış ve 10 yıl süren kazılar sonucunda binden fazla çivi yazılı tablet bulunmuştur. Bulunan bu tabletlerin arasında dünyanın ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması yeralıyordu. Ayrıca bu tabletlerde Hattuşaş’ın başkent olduğu anlaşıldı.

(http://www.arkeolojidunyasi.com/Anadolu_uygarliklari/hititler_3.html)

2.2. Atatürk ve Hitit Kültürü

Resim:2 Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal,Milli Eğitim Bakanı Dr.

Reşit Galip ile Ankara Ahlatlıbel’de arkeoloji çalışmalarını izlerken(5 Mayıs 1993) (http://site.mynet.com/arkeojidunyasi/arkeoloji/idi8.htm: 2010: 14:44) “ Bir vatanın sahibi olmanın yolu, o topraklarda yaşanmış tarihi olayları bilmek, doğmuş uygarlıkları tanıma ve sahip olmaktan geçer”.

(26)

M.K.Atatürk bu topraklarda varlık göstermiş eski medeniyetlerin araştırılmasını ve toplumun bu medeniyetlerden haberdar olmasını istemiştir.Bu amaçla 15 Nisan 1931’de ‘’Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti!nin’’kurulmasını sağlamıştır.Daha sonra kurumun adı 3 Ekim 1935’te Türk Tarih Kurumu olarak değiştirilmiştir.Atatürk Türk ulusunun büyüklüğüne ve üstün uygarlık yeteneklerine inanmış,Türk ulusunu en uygar medeniyetler düzeyine çıkarmak için önce tarihin bilinmesini ve ilk kaynaklardan öğrenilmesini amaç edinmiştir.Bu amaçla Atatürk ‘ün emriyle ve T.T.K’nun desteğiyle Ankara civarındaki uygarlık merkezlerinde kazı ve araştırmalar yapılmıştır.Bu araştırmalar sonunda tarihe ışık tutan önemli bulgular elde edilmiştir.(http://site.mynet.com/arkeojidunyasi/arkeoloji/idi8.htm, 2010: 11:11)

.

Resim:3 Atatürk, İstanbul Arkeoloji Müzesi Merdivenlerinde

(27)

2.3. Hitit Kültürünün Doğuşu

Resim:4 (http://www.novohatti.com/images/mapTudhaliyaII.jpg)

Anadolu’ya gelen Hititleri incelediğimizde, değişik bir uygarlığın bu ülkede doğup geliştiğine tanık oluyoruz. Etiler diye adlandırdığımız Hititler, ülkelerine “Hatti ülkesi” diyorlardı. Anadolu’da, Hititler gelmeden önce Hattiler yaşıyordu. Hititler geldikten sonra ülkenin adını değiştirmemişler ve Hattilerle kaynaşmışlardır. Hatti dili, o zamana kadar Anadolu’da konuşulan dillerden farklıydı. Hattilerin Hititler üzerine olan etkileri büyüktür. Hitit tanrılarından Güneş tanrısı Arinna’nın kocası Hava tanrısı, Hatti asıllıdır. Hititlerde saray seremonileri ve efsaneler, Hattilerden alınmışlardır(Turani, Adnan, 2003,109-110).

Hititler ile ilgili incelemeleri yapanlar, bu halkın Hint-Avrupa kavimlerinden olduğunu tahmin ediyorlar. Hititlerin İ.Ö. 2000 yıllarında Güney ve Orta Anadolu’ya yerleştiklerini doğrulayan izler mevcuttur. İ.Ö. 2000 yıllarında Anadolu’da yarım düzine kadar kent devletleri vardı. Bunlar zamanla Hititlerin yönetimine girmişlerdir. Kent devletleri, Hattilerin kurdukları devletlerdi. Buradan bu iki halkın uzun zaman birlikte yaşadıklarını anlıyoruz. İ.Ö. 1700 yılında Hatti kenti olan Hatus’a, Hititçe Hattusa deniliyordu. Anlaşıldığına göre Hattilerle Hititler kaynaşmışlardır. Hititler yerli halkın gelenek ve göreneklerine saygı göstermişler ve

(28)

üstelik aldıkları kentlerin adlarını bile aynen bırakmışlardır(Turani, Adnan, 2003,109-112).

Hititler birçok bakımdan Avrupa ülkelerine örnek olmuş bir uygarlık yaratmışlardır. Örneğin insan haklarının öncüleri Hititlerdir. O dönemin iki süper gücü arasından gerçekleştirilen ve ilk uluslar arası antlaşma olan Kadeş Barış Antlaşması Hitit kültürünün anlaşılmasında önemli bir belgedir. Hitit-Mısır antlaşmasına ait olan tabletin büyük boyda, bakırdan kopyası günümüzde Birleşmiş Milletlerde sergilenmektedir (Alp, 2002:63).

Hititlerin en önemli özelliklerinden biri, insan hayatına insanda kişiliğe büyük değer vermeleriydi. Bu belirgin karakterleriyle komşularından ayrılıyorlardı. Şeref ve onur kırıcı cezalardan hoşlanmıyor, esirlerine eziyet etmiyorlardı. Bildiğimiz gibi Asurluların düşmanlarına işkence etmek, sakat bırakmak gibi insanı dehşete düşüren yöntemleri vardı. Asurlularda katliam yapmak, düşman kafalarından piramitler meydana getirmek, kazığa oturtmak gibi işkenceler olağandı. Bu âdetlerini gösteren çeşitli rölyef tasvirleri de vardır. İşte bütün bu kötü alışkanlıkların hiçbiri yoktur. Hitit kanunları bakımlarından gayet insancıl ölçülerde cezalar kabul etmiştir. Kardeşin kardeşle evlenmesi ya da akraba ile evlenme ölüm cezasıyla karşılanıyordu. Oysa bu alışkanlıklar doğu ülkelerinde sık sık görülüyordu. Hititlerde kadına verilen yer yüksekti; aile ataerkildi. Çok kadınla evlilik yoktu(Turani, Adnan, 2003,117).

‘’Anadolu’ya İÖ yaklaşık 2000 yılında küçük topluluklar halinde gelerek Kızılırmak’ın çizdiği yay içine yerleşen ve büyük imparatorluk kuran Hititler Hint-Avrupa kökenli bir kavimdir. 20. yüzyıla kadar bu halka ilişkin pek az bilgi vardı. Ama arkeologların sabırlı çalışmaları sonucunda Babil ve Asur uygarlıklarının en parlak dönemleri öncesinde Hititler’in büyük bir uygarlık kurduğu ortaya çıktı. Hititlerin hangi yolla Anadolu’ya geldikleri bilinmemektedir. O çağlarda Hatti ülkesi olarak anılan bu topraklarda Hattiler yaşamaktaydı.’’ (TEMEL BRITANNICA, 1993: s.185).

(29)

Küçük gruplar halinde Anadolu’ya gelen Hititler yerli hatti halkıyla kaynaşmıştır ve Anadolu’da büyük bir medeniyet kurmuşlardır. (Büyük Larouss e Sözlük ve Ansiklopedisi,5330)

(SEEHER, 2001: 52)

Resim:5 Hititlerin ilk başkenti Kussava idi. Hattuşaş’ın başkent oluşu İ.Ö.

1600 yıllarına rastlar(Turani, Adnan, 2003,109-114).

Hitit imparatorluğunun kurucusu I.Hattuşilidir. Bilinen ilk Hitit Kralı ise Anitta’dır. Hitit Devleti’nin gerçek kurucusu olarak I. Hattuşili kabul edilir(YAZIR, 1990: s.1759).I. Hattuşili Hititleri gerçek anlamda devlet kimliğine kavuşturan kraldır. Asıl adı: Labarna ya da Tabarna’dır. Kral olur olmaz Hattuşa Kentini kendine başkent yapmıştır ve adını da Hattuşalı anlamına gelen Hattuşili koymuştur. (YAZIR, 1990: s.1719).

Yeni Hitit Devleti zamanında, idarî teşkilâtın başında “Büyük Kral” denilen Hitit Kralları vardı. Hitit krallarını Mısır ve Mezopotamya krallarından ayıran birtakım özellikler görülmektedir. Örneğin Hitit kralları hiçbir zaman tanrı-kral olmak temayülünü göstermemişlerdir. Onların ancak öldükten sonra tanrı olduklarına inanılıyordu. Bir diğer özellik de Hitit krallarının Mısır ve Mezopotamya kralları gibi sürek avı yapmamalarıdır. Birde Büyük Hitit kralları hiçbir zaman inşaat kitabesi bırakmamışlardır.

(30)

Büyük Hitit krallarının görev ve yetkileri hakkına talimat metinlerinden bigi edinilmektedir. Buna göre, Hitit krallarının başlıca görevleri; başrahiplik, başkumandanlık ve baş yargıçlık idi. Baş rahiplik görevi gereğince kral, bayram ve dua günlerinde tanrılara yapılan ayinlere başkanlık etmek ve onlara kurban takdim etmekle mükellefti.

Diğer taraftan Hitit kralları, başkumandan sıfatı ile Hitit ordusunun başında her yıl sefere çıkmak zorunda idiler. Bunda devletin siyasî güvenliğinin etkisi olduğu gibi, bu seferlerin memlekete sağladığı ekonomik menfaatlerin de rolü vardı. Çünkü bu harp seferleri neticesinde, devlet hazinesine büyük miktarlarda ganimet girmekteydi.

Hitit kralları baş yargıç olarak, hakimlerin halledemedikleri önemli ve zor davalara bakarlardı. Kralın başkanlık ettiği büyük yüksek mahkeme, yeminlerini bozan visallerin durumu, asiller arasındaki davalar, vasal beylikleri arasındaki anlaşmazlıklar ve ölüm cezaları hakkında hüküm verme yetkisine sahipti(Memiş, 1999:200-201).

Hitit toprakları genişledikçe, kralın omuzlarına binen yük de artmaktaydı. Tanrıların en önemli hizmetkârı olarak ülkesindeki tüm tanrıları gözetmekle sorumluydu, dolayısıyla da imparatorluğu bir bütün olarak tutma konusunda kilit öneme sahipti. Din kralın öncelikli görevi tanrıları hoş tutmaktı; bu amaçla şenlik zamanı gelen tanrının tapınağı ziyaret etmek ve erdemli bir kişiliğe sahip olmak zorundaydı (Macqueen, 1996:100).

Kralın aynı zamanda başrahip görevini de yürüttüğü Hitit dini çok tanrılı bir dindi. Ülkenin en büyük tanrıları Hava/Fırtına Tanrısı ile Güneş Tanrıçasıydı. Ancak, metinlerde Hatti ülkesinin bin tanrısından kaynaklanıyordu: Hititler, yendikleri komşularının tanrılarını kızdırıp gazaplarına uğramaktansa, armağan ve dualarla onlara saygılarını dile getirip kendi tanrıları arası katarlardı. Ayrıca her şehrin kendine özgü bir koruyucu tanrısı vardı. Bugüne kadar kazılarak gün ışığına çıkarılan tapınak sayısının otuz biri bulduğu başkent Hattuşa’da, imparatorluğun bürün tanrıların toplandığı bir kült merkezi oluşturulmuştur. Yazılıkaya açık hava

(31)

tapınağında tanrıların bir kısmı kaya kabartmaları olarak günümüze erişmiştir(Boğazköy’den Karatepe’ye, 2001:17).

2.3.1. Hitit Tarihine Yön Veren Önemli Krallar II. Tuthaliya (1460-1440)

Büyük Krallığın kurucusudur. Yazılı kaynaklara göre, I. Hattuşili, I. Murşili ve I. Şuppiluliuma ile birlikte Hititlerin dört büyük kralından biridir(http://www.arleolojidunyasi.com/Anadolu_uygarliklari/hititler_3.html,

15:44).

I. Şippiluliuma (1380-1345)

Şippiluliuma idaresinde Hititler en parlak dönemlerini yaşadılar. Babil ve Mısır'la birlikte döneminin üç büyük devletinden biri oldular. http://www.arleolojidunyasi.com/Anadolu_uygarliklari/hititler_3.html, 15.44).

Mutavalli (1315-1282)

Hitit İmparatorluğunun en büyük ve en başarılı krallarından biridir. II. Ramses'in krallığı döneminde Mısır’la savaşmıştır. Bu savaşın sonunda dünyanın ilk yazılı antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması imzalanmıştır.

(32)

III. Hattuşili (1275-1250) , Kadeş Barış Antlaşması

Resim:6 Ramses II. Mumyası Kahire Müzesi Resim:7 Kadeş Andlaşması Eski Şark Eserleri (Güner, 1995:) Müzesi İstanbul (Güner, 1995)

Kadeş Barış Antlaşması sırasında orduda çıkan bir isyanda Muvattalli öldürülmüştür. Antlaşma, onun yerine geçen III.Hattuşili tarafından imzalanmıştır.Bu antlaşma dünya tarihinde eşitlik ilkesine dayanan en eski antlaşmadır.

Resim:8 http://www.arleolojidunyasi.com/Anadolu_uygarliklari/hititler_3.html

IV. Tuthaliya (1250-1220)

Parlak bir dönem geçirmiştir. Kendini "Evrenin Kralı" olarak anan ilk Hitit hükümdarıdır.

II. Şuppiluliuma (1200-1190)

(33)

2.3.2. Hititlerde Kraliçe

Resim:9 Çocuklu Ana Tanrıça Heykelciği. Pişmiş Toprak Yük. 8.3 cm.

Hacılar İ.Ö.6. binyıl ortaları (A. M. Müzesi, 1921: 32)

Hititlerde kraliçelerin özel bir yeri vardı. İlk Kral Labarna’nın eşinin adı olan Tavananna kraliçe için özel bir unvan şeklinde kullanılmıştır. Ana kraliçe hayatta ise oğlunun karısı bu unvanı alamazdı, ona yalnız “kralın karısı” denilirdi. Törenlere, özellikle dinsel törenlere kraliçe, kralla birlikte gidiyordu(Çığ, Muazzez İlmiye, 2002, 130).

Devlet idaresinde kraldan sonra kraliçe (kralın ilk karısı) gelirdi. Kraliçe önemli gün ve törenlerde kralın yanında bulunur, kral savaşa gittiğinde törenleri yönetir, kralın küçük yaşta olması hâlinde ona naiblik ederdi. Hatta kralın dış politika ile ilgili mektuplarında aynı metni yazarak imzasını atardı. Dolayısıyla kraldan sonra gelen ikinci yetkiliydi ve unvanı da Tavananna idi (Özçelik, Nazmi, 2002, 87).

Hititler ana kraliçelerini Hattice bir sözcük olan Tavananna olarak anıyorlardı. Yerli halk olan Hattilerden alınıp uygulanan Tavananna müessesesi ataerkil bir toplum yapısına alışık olan Hitit toplumunca alınıp uygulanması kolay olmamıştır. (Ünal, 2005: 108).

Sarayda Büyük Kral’dan sonra en nüfuzlu şahsiyet, kralın annesi idi. Metinlerde ana kraliçelere “Tavananna” yaşayan kralın zevcesine ise “Şakuvaşşar” denilmektedir.

(34)

Bundan başka devletin resmî evrakı ve antlaşmalar üzerinde kralla beraber kraliçenin mührü de görülmektedir. Özellikle III. Hattuşili’nin zevcesi kraliçe Puda-Hepa’nın komşu Büyük Krallarla bağımsız olarak haberleştiğini gösteren mektuplar bulunmuştur. Hattâ Mısır’la yapılan meşhur Kadeş Barış Antlaşması üzerine bu kraliçeninde mührü basılmıştır(Memiş, 1999:200-201).

Kral öldükten sonra da kraliçe hüküm sürmekte devam eder, ancak kraliçenin ölümünden sonradır ki yeni kralın karısı olan prenses, tavannanna mertebesine yükselirdi. Kraliçe günlük hayatında en çok din işleriyle uğraşırdı (Atsız, Oran, 1956: 54).

Hitit kralının, halkın rahatlık ve selametini düşünmek, savaşları yönetmek ve dinsel ibadet yaptırmak görevi vardı. Hayattayken tanrı olarak kendilerini göstermek Hitit krallarının âdeti değildi. Yalnız Büyük İmparatorluğun son krallarından IV. Tutalya kendini tanrı olarak ilan etmişti.

‘’Boğazköy de bulunan Hitit çivi yazısı tabletleri Hititlerin siyasal örgütlenmesi, toplumsal yapısı, ekonomik düzeni ve dinsel inançları konusunda önemli bilgiler elde edilmesini sağlamıştır. Hitit kralları fırtına tanrısının yeryüzündeki temsilcisi sayılırdı. Öldüklerinde de tanrı katına yükselirlerdi’’(Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, cilt11, 124)Hitit toplumunun ayırıcı en önemli özelliklerinden biri de insan hayatına değer vermeleriydi. Kardeşin kardeşle evlenmesi ya da akrabayla evlilik ölüm cezasıyla sonuçlanıyordu. Ayrıca Hitit toplumunda kadına verilen değer yüksekti. Çok kadınla evlilik yoktu. (‘Turanî’,1992:).

(35)

III. BÖLÜM 3.1. Hitit Sembolleri

3.1.1.Güneş Sembolü:

Resim:10 http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931)

Hititler çok tanrılı dinlere inanmışlardır. Güneş Tanrıçası bu tanrılardandır. Güneş yeryüzüne bolluk ve bereket getirir. Cömertliğin, bereketin sembolüdür. Bu yüzden Hititlerde Güneş kutsaldır. Hititlerde bu simgenin üzerine çeşitli hayvan resimleri konulmuştur. Bu sembollerden geyik figürü barışı, kuş ve ağaç figürleri ise üremeyi sembolize eder .Ankara’nın amblemi olan ve Hitit Güneşi olarak adlandırılan eserde de yarım daire şeklinde iki boynuzun arasında ortada bir geyik, iki tarafında iki boğa figürü bulunuyor. Ayrıca Anadolu’da bazı evlerin, camilerin kapıları üstüne geyik ve karaca boynuzları nazarlık olarak kullanılmıştır.(Çığ, Muazzez İlmiye, 2002, 140).

3.1.2.Boğa Sembolü:

Resim:11 Büyükkale’de bulunmuş iki kült kabı. Olasılıkla Hava Tanrısı

(36)

‘’Hititlerde kadınlar için boğa sembolü kullanılmıştır. Boğa aynı zamanda türeyişin sembolüdür. Hitit kadınları türeyişi simgelerler. Türün devamını anlatmak için boğa sembolü seçilmiştir. Aynı zamanda aslan sembolü gibi boğa da gücü simgeler. Bin tanrılı halk olan Hititlerin en önemli tanrılarından birisi de Fırtına Tanrısı Teşup’tur. Fırtına tanrısının kutsal hayvanı Boğa’dır. Resimde görülen boğalar Hurri ve Şerridir. Hurri gündüzü, şerri ise geceyi temsil eder. Bu boğalar dinsel törenlerde kullanılmaktadır.’’

(http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931, 2010) Boğalar gerek Mezopotamya’da gerek en eski Anadolu uygarlığında kutsal hayvan olarak kabul ediliyor. Hititlerde boğa Fırtına Tanrısının, geyik koruyucu Tanrı’nın simgesi. Orta Asya’da boğa da, geyik, kartal gibi kabilelerin ataları sayıldığından kutsal. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde boğa ve koçbaşları korunur (Çığ, Muazzez İlmiye, 2002, 140).

3.1.3.Aslan Sembolü:

Resim:12 (Seeher, 2001: 52)

‘’Hititlerde güç, cesaret, güven ve liderliğin sembolüdür. Kralların kapı girişlerinde bu taş heykeller kapı koruyucu olarak yapılmıştır. Bu da kralın güç sahibi olduğunu anlatmak içindir. Türk kültüründe aslana ayrı bir önem verilmiştir. Burada daha çok gücün sembolüdür. Anıtkabir yolunun sağ ve sol tarafında 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Bunlar 24 Türk boyunu simgelemektedir. Yatan aslan sembolü barışı

(37)

temsil etmektedir’’(http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931, 2010).

3.1.4.Çift Başlı Kartal Sembolü:

Resim:13 (http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931,2010)

‘’Hititlerde kadın ve erkek eşitliğinin, gücün, ayrıca mitolojide yeniden doğuşun sembolüdür. Bugün bu sembol Selçuk Üniversitesi'nin ve Konya Büyükşehir Belediyesi'nin de sembolüdür. Çift baş yerine tek başlı kartal sembolleri Anadolu'da bazı kurum ve kuruluşlarda hâlâ kullanılmaktadır’’. (http://www.siirakademisi.com/forum/showthread.php?p=54931, 2010).

3.2. Hitit Tanrıları

Resim:14 İvriz Kabartmaları Konya (Ereğli) Yöresindedir. Genç Hitit

(38)

‘’Hititler çok tanrılı bir dine inanmışlardır. Ele geçen bir metindeki “bin tanrı” sözü bu durumu ispatlamaktadır. Hititler yalnız kendi tanrılarına değil, Anadolu’daki diğer kavimlerin tanrılarına da tapınmışlardır.’’ (Yeni Rehber Ansiklopedisi,9.cilt,133)’’Yazılıkaya açık hava mabedindeki tasvirlerde Hurri kökenli Teşup, Hititlerin baş tanrısı olarak gösterilmektedir. Teşup ‘tan sonra ise onun eşi olan tanrıça Hepat gelmektedir. Hitit metinlerinde en çok zikredilen tanrılardan biri de güneş tanrılarıdır’’(Memiş,2007:269)’’.Hititler’de üç güneş tanrısı vardı. Yerin Güneş Tanrısı, Göğün Güneş Tanrısı, Arinna şehrinin Güneş Tanrısı’’.(Memiş,2005,26).

3.3. Hitit Heykel ve Kabartmaları

Resim:15 Tanrıça heykelciliği Siyah taş Resim:16 İkiz tanrıça heykelciliği

Çatalhöyük İ.Ö. 6. binyıl ilk yarısı mermer Çatalhöyük İ.Ö. 6. binyıl (A.M.Müzesi; 1921:30)yarısı ilk A.M.Müzesi; 1921:30)

Hitit sanatında heykelin büyük anlam ve önemi vardır. Heykel sanatında yurtlarının kutsal simgeleri tasvir edilmiştir.

Birinci özeliliği: Tanrılar tasvirlerde, genellikle sağ elde bir silah ya da

başka bir araç tutmalarıyla, kutsal bir hayvanın üzerinde durmalarıyla ya da kanat gibi ek organlar taşımalarıyla ayırt edilirler.

(39)

Üçüncü özelliği: Tanrıça ve kraliçelerde kollar bir tam öne veya yukarıya

kıvrılmıştır. Bütün figürlerde eller yumruk biçiminde sıkılmış haldedir. Göz, kulak, burun ve sakal unsur ayrıntıları hep aynıdır.

Dördüncü özelliği: Hititlerde, insan figürleri gözleri ile görülen biçimde

değil,kafalarında düşündükleri biçimde tasvir edilmiştir, bu özellikleriyle diğer medeniyetlerden çok net bir biçimde ayırt edilirler. (http://www.definegizemi.com/antik-eser/hitit/heykeller.html,2010).“Hititler’den

günümüze anıtsal mimari ürünler, seramik, heykel ve bazı maden işleri kalmıştır” (SÖZEN, TANYELİ, 2005: s.105).

Heykel kabartmalarda üç değişik insan tipi vardır: 1-Tanrı ve krallar düzgün burunlu ve güzel yüzlüdür. 2-Hitit asker figürlerinde arkaya meyilli bir alın gözükür. 3- Görüldüğü şekilde değil, düşündükleri gibi tasvir etmişlerdir.

Hitit heykellerinde kimi adamların başlarında boynuzlar görülmektedir. Bu boynuzlar tanrılık işaretleridir. Eğer bir tanrının başındaki boynuz, miğferinin üzerindeyse tanrının derecesi düşüktür. Başında miğferi, önünde kısa bir önlüğü tutan kemeri, belinin solunda yay biçiminde bir saldırması varsa, bu savaş tanrısıdır. Böyle bir tanrı kalenin kapısına resmedilir, böylece kale kapısının korunacağına inanılırdı.

Tanrılar, tasvirlerde boynuzlu külahlarıyla görülmektedirler. Büyük İmparatorluk devrinde bu külahların ucu sivridir. Ancak bunların uçları yuvarlak olanlarına da rastlanır. Hava tanrılarının külahları öne doğru eğiktir ve özel bir biçimi vardır. Külahların ön ve arkasında gösterilen boynuz sayısı tanrının derecesini göstermektedir. Boynuzlu külah mezopotamya’dan Hititlere geçmiştir. Fakat külah, Büyük İmparatorluk zamanına özgü bir buluştur. Birde külahların üzerinde ortadan kesilmiş elips işareti vardır ki, bu büyük tanrılar özgü bir işarettir.

(40)

Krallar ölmüş ya da tanrılaşmış ise, boynuzlu külah giymiş olarak resmedilirler(Turani, Adnan, 2003, 120-121)

Hitit kabartmalarında insan, tanrısal güçlerle donatılmış bir varlık olarak yerini alır(Eyüboğlu,y.t:11,243). Orta Anadolu’da Kızılırmak’ın bir kıvrımı içindeki Boğazköy ile Alişar’da, Alacahöyük’te Hititlere ait pek çok eser bulunmuştur. Batı Anadolu’da Hitit medeniyeti geniş ölçüde temsil edilmemiştir. Bulunan eserlerin başlıcaları ‘Kemal Paşa’daki savaşçı tanrı kabartması ile Manisa dağlarında yontulmuş Ana Tanrıça anıtıdır(Toprak,1960:52).

(41)

3.4. Hitit Heykel ve Kabartma Örnekleri

Resim:17 Kral Sulumeli’nin Büyük Tanrı önünde ibadeti Malatya İ.Ö. 10 -

9. yy A.M.M;1921: 146)

(42)

Resim:19 Aslanlı Kapı Hattuşa (SEEHER, 2001:50)

Resim:20 Çocuğunu emziren bir kaya kabartması Karatepe (Akurgal,

(43)

Resim:21 Zincirli. Aramlaşmış Geç Hitit Geleneksel Akım I. Kral

Kilamuva dönemi(Akurgal,1997. s.222).

(44)

Resim:23 Zincirli-Yemek görüntülemesi (sahnesi)(Akurgal,1997:224)

Resim:24 Kargamış Savaş Kabartması. Savaşta öldürülen düşmanların

(45)

Resim:25 Kargamış, İki savaşçı bir tutsağı öldürüyor.(Akurgal,1997:225)

(46)

Resim:27 İvriz. Kaya kabartması. Kral Varpalavas buğday başağı ve üzüm salkımı

ile simgelenen Bereket Tanrısı’na yumruk biçiminde kapalı iki eli ile saygı ve teşekkürlerini sunuyor.(Akurgal,1997:231)

(47)

Resim:28 Karatepe. Baş sahnenin baş yerinde Kral Asitavata’yı görüyoruz

(Akurgal,1997:235).

Resim:29 Kargamış savaş arabası, MÖ. 8.yy’ın ikinci yarısı Ankara

(48)

Resim:30 Karatepe. Kral Asitavata’ya ait yazlık sarayın kapısındaki sfenks

heykeli.(Akurgal,1997:236)

(49)

Resim:32 Maraş. Gömü taşı. Adam arkalıklı iskemlede oturuyor,

karşısındaki iskemlede oturan karısı ve ayakta duran kızı saygı sunuyorlar (Akurgal,1997:243).

Resim:33 Gömütaşı. Oturan kadın ve kucağında ayakta duran oğlu

(50)

Resim:34 Maraş. Gömü taşı. Terazili adam.(Akurgal,1997:245)

Resim:35 Bu kabartmalarda dini tören tasvir edilmektedir. Geyik üzerinde

(51)

Resim:36 Çorum Yeniköyde bulunmuş olan ve geyik üzerindeki tanrıyı gösteren

kabartma(Alp,2005:11).

Resim:37 Fraktin anıtında III. Hattuşili. Savaş giysisiyle tanrıya içki

(52)

Resim:38 Fraktin Anıtı’nın sağ yanındaki kabartmada Kraliçe Puduhepa

Tanrıça Hepatu’ya içki sunarken görülmektedir(Alp,2005:21).

(53)

Resim:40 Boğazköy’de “Kral Kapısı” denilen kapıdaki kısa etekli tanrı

kabartması(Alp,2005:22)

(54)

Resim:42 Hitit Kralı III. Hattusili’yi koruması altına alan ve III.

Hattusili’nin hakimesi kabul ettiği Aşk ve Savaş Tanrıçası Istar’ın Konya-Karahöyük’te bulunan kanatlı ve bikinili kurşundan heykeli.(Alp,2005:39)

Resim:43 Miğferli askerler Kargamış İ.Ö. 8. yy’ın ikinci yarısı (A.M.M.;

(55)

Resim:44 Saraylılar Kargamış İ.Ö. 8. yy’ın ikinci yarısı (A.M.M.; 1921:

149)

Resim:45 İnsan başlı boğa gövdeli cinlerle aslan başlı insan gövdeli cinler

(56)

Resim:46 Tanrıça Kubaba Kargamış İ.Ö. 9.yy geleneksel stilde yapılmış

olup elindeki nar ve boynuzları onun tanrıça Kubaba olduğunu kanıtlar (A.M.M.; 1921:150)

(57)

Resim:47 Aslan üzerindeki yüksek tahtta oturan tanrıça Kubaba ve törene

katılan kadınlar. Kargamış İ.Ö.9. yy (A.M.M.; 1921:151)

Resim:48 Omuzları üzerinde kurban taşıyan insanlar. Kargamış İ.Ö. 9.yy (A.M.M.;

(58)

Resim:49 İnsan ve aslan başlı sfenks. Kargamış İ.Ö. 9. yy. Çok iyi

korunmuş bir kabartmadır. Burnu özgün Hitit ve Luvi tipindedir. (A.M.M.; 1921:153)

Resim:50 İnsan başlı boğa gövdeli cinlerle aslan başlı insan gövdeli cinler

(59)

Resim:51 Aslan Avı Kabartması (A.M.M; 2001:157 )

Resim:52İki kuş adam kabartması. Kargamış İ.Ö. 9. yy (A.M.M.;

(60)

Resim:53 Hayvanları zapteden kahraman kabartması. Kargamış İ.Ö. 9. yy.

(A.M.M. 1921:156)

(61)

Resim:55 Büyük kral II. Şupiluliuma kılıç, yay ve mızrağıyla savaşçı

olarak betimlenmiştir. (SEEHER, 2001:103)

Resim:56 Kral Kapı’daki kılıç ve balta taşıyan tanrı kabartması (SEEHER,

(62)

Resim:57 Yazılıkaya tanrıçalar dizisi (SEEHER, 2001: 144)

(63)

Resim:59 (Özgüç, 1921:52)

(64)

Resim:61(Özgüç, 1921:53)

(65)
(66)
(67)
(68)

Resim:66 Savaş Arabası, Kadeş Savaşındaki Savaşçılar(Akurgal, 2001:91)

(69)

Resim:68 Hititlerin Mısır Arşivlerinde Temsili (Gurney, 1961:3)

(70)

3.5. Anadolu’da Tanrı ve Tanrıça Anlayışı

Hititler’den kalan yazılı belgelerin çoğu dinî metinler olunca Hititler’in dine verdikleri önem de ortaya çıkar. Hititler sadece kendi tanrılarına değil temas kurdukları her ülke ve uygarlığın (Sümer, Akad, Huri, Luwi, Mitanni gibi) tanrılarını da kabullenip tapınınca farklı kökenden gelen ve birçok tanrıdan oluşan bir Hitit tanrılar dünyası (pantheon) oluşur. Bu tanrıların başında Hattiler’den kalma Güneş Tanrısı İstanu gelir. Bundan sonra Huri kökenli gök ve fırtına tanrısı Teşup ile onun karısı ve güneş tanrıçası Hepat ile oğulları Şarruma geliyordu(Özçelik, Nazmi, 2002, 90-91).

Hititlerin rölyef ve heykellerini anlamak için onların dinlerini bilmek gerekir. Din anlayışları çoktanrıcılığa dayanır. Tanrılarının uzun bir listesi vardır. Dinlerinin hoşgörü ve gerçeklik yönünden tarihte eşine rastlanmaz yanları vardır. Hititlerin yönetimleri federatif bir sisteme dayanıyor ve dinleri bölgelere göre değişiyordu. İmparatorluk kendi yönetimi altında bulunan bölgelerin dinlerini hoşgörüyle karşılıyordu.

Hititlerin asıl tanrısı Hava tanrısıdır. Bunun yanında bir de tanrıça vardır. Fakat esas Hava tanrısı yanında düzinelerle hava tanrıları yer alır. Örneğin Hattışaş Hava tamroso, sarayın Hava tanrısı ordunun hava tanrısı gibi. Bütün bu tanrılar yazıularda ve resimlerde özel işaretlerle özellikle yer alırlar. Yazılarda, Hava tanrısı daima dağların üzerinde gösterilmektedir. Hitit yazılarından anlaşıldığına göre, dağlar tapılacak şeydir, kutsaldır. Bunun içindir ki, Anadolu ve Suriye’de kimi dağlar kutsal olarak kabul edilmektedir.

Hava tanrısının asıl sembolü “boğa”dır. tanrılara, hayvan şekilleri altında tapınma, Büyük İmparatorluk zamanında çok yaygındır. Ancak daha Hattiler zamanında da tanrılara hayvan şekilleri altında tapıldığını görüyoruz. Fakat Büyük İmparatorluk zamanında, Hayvan şeklindeki tanrıların, insan şekillerindeki tanrılara eşlik ettikleri görülüyor. Hitit tanrıları, daima kutsal olan hayvanların sırtlarında gösterilmiştir. Bu biçimde anlatım, Kuzey Mezopotamya tasavvurudur. Büyük İmparatorluk zamanının esaslı bir özelliği, Hava tanrısının ifade edilmemiş

(71)

olmasıdır. Bunun nedeni, boğanın Hititlerde hâla kutsal addedilmesidir. Yazılarda, tanrı yalnız olarak gösterilmekteydi. Dişi tanrı, Hititlerde en büyük önemi kazanmıştır. Dişi tanrı, en yüksek devlet tanrısıdır. Kültepe’deki ilk tarih katmanlarında tanrıça, tanrıdan daha aşağı gösterilmesine karşın, Hititlerin zamanında tanrıça, tanrıdan daha önemli bir yer kazanmıştır(Turani, Adnan, 2003,116-117).

Eskiçağ Anadolusunda, bütün doğa olaylarının birer tanrı, ya da tanrıça olarak değerlendirildiğini, Hititlerin binbir tanrısının, tanrıçasının olduğunu, bunlara ayrı ayrı saygı gösterildiğini ilgili bölümlerde gördüğümüz için şöyle böyle biliyoruz(Eyuboğlu, İsmet Zeki, 1990, 266).

‘’.Hitit dini Anadolu’nun tarihöncesi zamanları geleneğine dayanan hayvan biçimsel öğeler içerir. Nitekim çok sayıda tanrı hayvan biçimi altında temsil edilmiştir’’.(‘Martıno,2006:91).

Resim:70 Büyük Kral Tudhaliya betimlenmiştir. (Seeher; 2001:87)

‘’Hitit dini her şeyden önce çok tanrılı bir dindir. Ele geçen bir metindeki “bin tanrı” sözü bu durumu ispatlamaktadır.’’. (‘Yeni Rehber Ansiklopedisi,9. cilt,133).Hititler tanrılarını insanlar gibi düşünmüşler ve tasvir etmişlerdir.. (Martıno2006:91)’’. Hitit dinlerinde ve tapınma şekillerinde ziraatın çok büyük

(72)

önemi vardır.’’(Mansel,1945:112)’’Hititler tabiat olaylarının birer tanrı tarafından yönetildiklerini düşünürlerdi.. Tanrılarının en önemlileri Gök ve Yer tanrıları idi .Bunlar kadın ve erkek olmak üzere iki kısma ayrılırlardı.En büyük tanrıları bir kadın şeklinde gösterilen Güneş Tanrıçası idi.Bu tanrıçanın tapınağı Arinna şehrinde bulunurdu.Hititlerin Yer Tanrısı bir bereket tanrısı sayılırdı.Bu tanrının bir elinde bir başak demeti ,diğer elinde üzüm salkımları bulunurdu..Hititlerin bir elinde bir balta ,diğer elinin parmaklarından şimşekler çakan bir de Gök Tanrıları vardı.Adı Teşup olan bu tanrıya bütün Anadolu şehirlerinde saygı gösterilirdi.Bunun Hepat adında bir karısı vardı.Oda bir yer tanrıçası idi.Bu karı koca tanrılar her yıl mayıs başlarında birleşirlerdi. Bütün dünya bunları şereflerine yeşillenir ve çeşitli ürünler meydana gelirdi. Fakat kasım ayında karı koca birbirinden ayrılırlardı. İşte o zaman da bu ayrılıktan ötürü tabiat yas tutar, ortalık soğurdu’’. (Oktay,1993,80-81).

3.5.1. Tanrıça

‘’Hititlerde Tanrı kadar Tanrıça da önemlidir. Hitit toplumunda kadın erkeğe eş değer konumdadır.’’ (http://hermetics.org/hititler.html, 2010: 15:48.

Resim:71Ana Tanrıça Heykelciği Çatalhöyük İÖ 5750 Ana Tanrıça tahtta

oturmakta ve doğum yapan bir kadını betimlemekte, tahtının iki yanında kutsal hayvanlar yer almaktadır (Anadolu Medeniyetler Müzesi; 1921: 27).

‘’Konya Çatalhöyük ve Burdur Hacılarda yapılan kazılar sonunda Ana Tanrıça’yı simgeleyen heykelcikler bulunmuştur. Hepsi de iri karınlı, iri göğüslüdür.

(73)

İri karın ve gelişmiş bir karın altı, Ana Tanrıça’nın doğurganlık görevini her zaman sürdürmeye hazır olduğunun simgesidir’’(Bayladı,1996:126). Kadın tanrı Kibele, Anadolu’daki ana besin kaynağının buğday olması nedeniyle bayağı şişmandır. Heykeldeki figürün şişman olmasının bir diğer nedeni ise doğurganlık göstergesidir. Kadının iki tarafındaki leoparlar gücü sembolize etmektedir.

3.6. Türk Yağlıboya Resim Sanatında Yer Alan Hitit Figürleri

1950'lere doğru, Türk resim sanatı, kavramsal çizgide ve pratikte "evrensel" anlamlı çıkışlarla, "yöresel" ya da "ulusal" nitelikli anlayışların bir arada yürüdüğü bir döneme girdi.Bu dönemde Türk resmine katkıda bulunan, kendi kişilikleri doğrultusunda bu katkıyı sürdürmekte olan sanatçılar, genellikle iki kavrama bağlı görünüyorlar. Yöresellik ve Özgünlük.

Bu dönemdeki Türk resmindeki başlıca yönelişler:

1. Genellikle izlenimci bir anlayış doğrultusunda, kazanılmış deneylere bağlı kalarak, çalışmalarını kararlı bir çizgi üzerinde sürdürenler. 2. Eski deneyleri, yeni anlayışlara doğru geliştirenler, biçimci ve inşacı

eğilimde yapıt verenler.

3. Yöresel görünümleri ve bizim insanımızı çağdaş anlayışla yorumlayanlar, geleneksel kültürümüzden ve sanatımızdan yararlanma çabası gösterenler. 4. "Naif' ressamlar, ya da resimlerinde belirli ölçülerde "naif öğelere yer

verenler.

5. Eleştirel, toplumsal ya da toplumcu gerçekçiler.

6. Fantastik gerçekçiler, Türk resmine özgün bir kişilik katmak isteyenler. 7. Soyutçular.

(74)

Bu sanatçılar bir yandan yerel olgulara yer vermeye çalışırken, diğer yandan da çağdaş anlamda batıdan alınan üsluplara da yabancı kalmamaya özen gösteriyorlardı. Fakat 1940'lara kadar gelen sanat kuşakları özgünlüğü, genellikle batı akımları paralelinde bir duyarlılığın Türkiye'ye aktarılması biçiminde algılamış ve yansıtmışlardır

http://www.turkresmi.com/kiasorler/vonelisler/index.htm

3.7.Konuyla İlgili Örnek Ressamlar 3.7.1. Cemal TOLLU (1899-1968)

1927’de Akademi’den mezun olduktan sonra, 1929-1932 yılları arasında Almanya’da Hoffman, Fransa’da Andre Lhote, Gromaire, Fernand Leger Atölyelerinde çalıştı. 1935-1937 yılları arasında Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görev aldıktan sonra Hitit kabartmalarından çok etkilendi ve bu kabartmalarda yer alan figürlerin desen çalışmalarına yöneldi(Elmas,2000:62).

(75)

Cemal Tollu’nun 1950 sonrası yapıtlarında Hitit kültüründen etkilenmeler görülmüştür. Cemal Tollu bu resmi kübist bir anlayışla ele almıştır. Kartepede bulunan Hitit kaya kabartmasında “çocuğunu emzire kadın” figürü konu olarak birebir kullanılmıştır. Hitit kabartmalarında figürler birbirinden rölyef tarzıyla ayrılırken Cemal Tollu’nun bu eserinde figürler birbirinden çizgilerle ayrılmıştır.

Ayrıca Cemal Tollu’nun bu eserinde frontal duruşa ait özellikler görülmektedir. Hitit kabartmaları Cemal Tollu’nun 1955’ten sonraki resimlerinin başlıca esin kaynağıdır.Cemal Tollu resimsel biçimleri oluşturmada Anadolu Hitit sanatından esinlenerek kendine özgü bir sentez ortaya koymuştur.(Tansuğ, 2005:189-190)

(76)

Resim:74 TOLLU, Cemal, Çoban ve Tiftik Keçileri, 1955(Tollu,2005:129)

(77)

Cemal Tollu, Anadolu’nun yöresel özelliklerini yansıttığı bu resimlerde Hitit kabartmalarından etkilendiğini görmekteyiz. Resimlerde kompozisyona yerleştirilen insan ve hayvan figürlerinin özelliklerine baktığımızda hem biçimsel hem de figürlerin karakteristik tarzı birebir örtüşmektedir.

(78)

Resim:77 Tollu, Cemal, Hatayda Portakal Bahçesi, 1958 (Füzen)(Tollu,2005:137)

Resim:78 Tollu, Cemal, Hatayda Portakal Bahçesi, 1958

(79)

Resim:79Tollu, Cemal, Muğla Pazarı, 1958(Tollu,2005:138)

(80)

Resim:81TOLLU, Cemal, İhtiyar Zeytin Ağacı, 1962(Tollu,2005:141)

(81)

3.7.2. İhsan ÇAKICI

Akşehir’de doğan İhsan Çakıcı, ilk ve orta öğretimini burada tamamladıktan sonra, 1969 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden mezun oldu Halen G.Ü. Gazi Eğitim Fakültesi Resim-İş Eğitimi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.

Yapıtlarındaki biçim ve kurgu başarısı renk olarak ulaştığı duyarlılık düzeyi, anlatımı, karışık malzeme ile oluşturduğu yapıtlarında; ilkçağ kültür ve sanatını, özellikle kaya ve metal üzerindeki kabartmaları, kendisine kaynak olarak seçmektedir .(GÜLTEKİN, 1992: S.192, 120, 192)

(82)

Resim:84 (http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/a..)

Resim:85 (http://www.aso.org.tr/kurumsal/media/kaynak/TUR/a..)

İhsan ÇAKICI yapıtlarında daha çok mühürlerden yola çıkarak stilize örnekler vermiştir. Hitit tabletlerinden etkilenmiştir. Hitit kabartmalarında ki

(83)

yuvarlak kompozisyon özelliği İhsan Çakıcının baskı tekniğindeki çalışmalarına konu olmuştur. Ayrıca yapıtlarında insan başlı kartal sfenks sembolü kullanmıştır.

Araştırma ve yönelimlerinde sürekli yenilenen bir devamlılığının ve değişkenliğin kendini gösterdiği İhsan Çakıcı, resimleri konu repertuarı açısından da aynı değişkenliği ve farklılığı ortaya koyar (Başkan, 1991:118)

3.7.3. Hülya KAROĞLU

Resim:86 Devri Alem 50 x 70, 2005

(84)

Hitit güneş kursunda yer alan geyik sembolünü Hülya Karoğlu yapıtlarında çokça kullanmıştır. Resimlerde yer alan geyik sembolü Hitit kültüründe kadını temsil eder. Ayrıca Hitit kültüründe kadın türeyişi simgeler.

3.7.4. Aygün ARSLAN

Aygün Arslan, son dönem tablolarında, Anadolu'da derin izler bırakmış olan Hitit uygarlığını konu edinmiş. Hitit savaşçıları, kanun düzenleyiciler, resmi törenler, dini ayinler, tüccarlar, gündelik yaşamdan pasajlarla, belki de tarih kitaplarının yapamadığını yaparak izleyiciyi o uygarlığın içine çekmeye çalışmıştır. (http://www.mavimelek.com/aygun_arslan.html).

(85)

3.7.5. İbrahim BALABAN

Resim:89 (http://www.samatmüzesi.hacettepe.edu.tr/koleksiyon1.html, 2010: 17:00)

Resim:90 Karatepe, Çocuğunu emziren kadın(Akurgal,1997:237)

(86)

3.7.6. Nurullah BERK

“İlk dönem resimleri açısından cemal tollu ile benzer özellik gösteren Nurullah berk konstrüktivist ve kübist eğilimli resimler yapar”( Elmas, 200: 62). Anadolu kültüründen etkilenen Nurullah Berk Anadolu insanını renk, biçim ve kompozisyon olarak kendi resim anlayışına göre ifade etmiştir.

Resim:91(htpp://turkresmi.com/pdf_dosyaları/Nurullah_berk.pdf:

2010, 18:29 )

Resim:92(http://turkresmi.com/pdf_dosyalari/nurullah_berk.pdf: 2010,

(87)
(88)

3.7.7. Can GÖKNİL

Resim:94 (http://www.cangoknil.com/turkce/index.html)

“Ana Tanrıça ve aslanları” betimleyen Can GÖKNİL’de aslanlı tahtında oturarak doğum yapan ana tanrıça yorumlarına rastlanır.

(89)
(90)

3.7.8. Tomur ATAGÖK

Resim:96 Ana Tanrıça (http://www.minesanat.com/cagdas13/atagok.html)

Resim:97(http://kanalkultur.com/de/images/stories/sanat/sergi/guzkarmasi/t

(91)

Tomur ATAGÖK çok büyük tuvaller üzerine geniş renklerle küçük ana tanrıça heykelcikleri yapmıştır.

Resim:98 Ana Tanrıça, 1996

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna göre sınıf değişkeni ve Program İle İlgili Eğitim Gereksinimi boyutundan elde edilen değerlerin farklılığı istatistiksel açıdan anlamlı

Genital yerleĢimli SK ile verruka anogenitalis grupları arasında düĢük riskli HPV varlığı açısından istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p>0.05)... HPV

Kavramsal bozuklu¤u olan hastalar, gündelik hayatlar›n› ba¤›ms›z olarak sürdürebilmek için. yak›nda teknolojiden

Bu derste öğrencinin, Hitit Devleti kurulmadan önce Anadolu’nun siyasi ve kültürel yapısı, Anadolu’da var olan yerel krallıkların birbiriyle olan münasebetleri ve Asur

yarıyıldaki ‘Hitit Çiviyazısına Giriş’ dersinin devamı niteliğindeki bu derste, çeşitli metinlerin yardımıyla çiviyazısı işaretlerinin

Dersin Amacı Hitit çiviyazılı belgeler arasından mitolojik metinler kültür yönünden ele alınarak değerlendirilir. Dersin Süresi

Ritüelin geçtiği KBo VI = Bo 2001 no’lu metinde Hitit kadınlarının doğumu gerçekleştirmek için gittikleri bir nevi doğum evinde doğum sandalyesine oturdukları