• Sonuç bulunamadı

Çanakkale'nin Yenice ilçesi evlerinde bulunan geleneksel Türk kadın kıyafetleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Çanakkale'nin Yenice ilçesi evlerinde bulunan geleneksel Türk kadın kıyafetleri"

Copied!
295
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ ANABİLİM DALI GİYİM SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇANAKKALE’ NİN YENİCE İLÇESİ

EVLERİNDE BULUNAN GELENEKSEL TÜRK

KADIN KIYAFETLERİ

DANIŞMAN

Yrd. Doç. Şerife MIZRAK

HAZIRLAYAN Esra YAVAŞ 074240011002

(2)
(3)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

BİLİMSEL ETİK SAYFASI

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(4)
(5)
(6)
(7)

Geleneksel giysilerimiz, Türk kültürünün ve büyük medeniyetlere beşiklik etmiş Anadolu’ nun zengin tarihi geçmişinde, bizlere bıraktığı önemli eserlerdir. Geçmişimizin izlerini taşıyan bu eserleri belirlemek ve yok olmalarını engellemek bizim milli görevlerimizdendir.

Türk kültürü içinde büyük önem taşıyan giyim, ilden ile hatta ilçeden ilçeye faklılık göstermektedir. Çanakkale ilinin Yenice ilçesi, Çanakkale’nin diğer ilçelerine göre farklı bir giyim tarzı oluşturmuştur. Çanakkale’ nin Yenice ilçesi evlerinde tarihi eser niteliği taşıyan ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen birçok eser bulunmaktadır. Buradan yola çıkarak Çanakkale’ nin Yenice ilçesi evlerinde bulanan geleneksel Türk kadın kıyafetlerinin incelenmesi tezin konusu olmuştur. Bu giysilerin kesim, dikim, model, malzeme ve süsleme özellikleri yönünden incelenerek değerlendirilmeye, fotoğraflanarak belgelendirilmeye ve böylece gerçekleri yansıtacak düzeyde kaynak oluşturması amaçlanmıştır.

Bu araştırmanın hazırlanmasında beni yönlendiren, bilgilerini ve yardımlarını her zaman paylaşan danışmanın Sayın Hocam Yrd. Doç. Şerife MIZRAK’ a teşekkürü bir borç bilirim.

Yenice ilçesi kadın giyimlerini incelememe fırsat sunarak, bana her daim evlerini açan ve bilgilerini esirgemeyen Yenicedeki bayanlara, özellikle Hatice Yılmaz ’ a, araştırmanın her aşamasında maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen, her zaman yanımda olan canım aileme özellikle annem Şerife Yavaş’ a ve tüm dostlarıma teşekkürlerimi sunarım.

(8)

ÖZET

ÇANAKKALE YENİCE İLÇESİ EVLERİNDE BULUNAN GELENEKSEL TÜRK KADIN KIYAFELERİ

Geleneksel giysilerimiz, geçmişteki giyim kültürümüzü tanıtan ve Türk kültürü içinde önemli bir yer teşkil eden giyim parçalarıdır. Giyim kültürümüzün örneklerini evde sandıklarda, müzelerde, antikacılarda bulmak mümkündür. Çanakkale Yenice ilçesinin geleneksel Türk kadın kıyafetlerine ulaşmak için evlerde bulunan sandıklar açılmış, Yenice kadınlarının el emeği, göz nuru ile ortaya çıkardığı giysiler incelenerek, yüzyıla yakın bir geçmiş belgelenmeye çalışılmıştır.

Araştırmada, Çanakkale Yenice ilçesi evlerinde bulunan geleneksel Türk kadın kıyafetleri çeşitlerinden uzun gömlek, don, üçetek ve cepken örnekleri; malzeme, renk, kesim, dikim, süsleme tekniği ve süsleme konusu yönünden incelenerek, bu giysileri gün yüzüne çıkarmak ve giyim tarihine ışık tutacak kaynak oluşturarak, kültür mirasımıza sahip çıkmak amaçlanmıştır.

Araştırmanın giriş bölümündeki literatür taramalarında; Yenice ilçesinin coğrafi durumuna, Yenice yöresi geleneksel Türk kadın giyimleri arasında yer alan, içe giyilenlerde don ve uzun gömlek, üste giyilenlerde cepken, üçetek ve ferace, başa giyilenlerde günlük ve özel gün baş giyimleri, ayağa giyilenler, tamamlayıcı aksesuarlarda çendil, çevre ve takı, özel gün giyimlerinde bindallı ve libade (yörede ilbade olarak bilinmektedir.) tanım ve özelliklerine yer verilmiştir.

Verilerin toplanmasında, Yenice evleri sandıklarından yirmi yedi adet giysi örneği seçilmiştir. Bunlar; dokuz’ ar adet uzun gömlek ve don, beş adet üçetek, dört adet cepkenden oluşmaktadır. Örnekler gözlem fişleri doğrultusunda malzeme, renk, kesim, dikim, süsleme tekniği ve süsleme konusu yönünden incelenerek tablolar oluşturulmuştur. Tablolardan yola çıkarak değerlendirmeler yapılmış ve sonuca ulaşılmıştır.

(9)

ABSTRACT

TRADITIONAL TURKISH WOMEN COSTUMES WHICH ARE AVAILABLE IN THE HOUSES OF YENİCE COUNTY OF ÇANAKKALE

Our traditional costumes are the parts of the clothing which introduce our clothing culture in the past and compromising a significant place within the Turkish culture. It is possible to find the samples of our clothing culture in the chests in the houses, in the museums, and in the antique shops. The chests in the houses are opened so as to come at the traditional Turkish women costumes of the Yenice county of Çanakkale and a history of about a century has been tried to be documented by researching the costumes the women of Yenice women made with manual labor and eye-straining work.

In this study, it is intended for claiming to be the owner of our cultur inheritance by researching samples of long shirt, pants, three-skirts and vests out of the traditional Turkish women costume varieties which are available in the houses of Yenice of Çanakkale in terms of material, color, cutting, sewing, decorating technique and decoration issue, bringing these costumes to light and making up a source to throw a light to the clothing history.

In the literature reviews in the preface section of the Study take place the geographic position of the Yenice county and the definition and features of pants and long shirts which are underwear, vest, three-skirts and mantle which are worn outwear, daily and special worn head covers which are worn on the head, the ones worn on the foot, cendil, kerchief and jewelry with the complementary accessories, bindalli and libade (it is known as ilbade in the region) as the special occasion clothes.

Twenty-seven pieces of costume samples have been selected from the chests of the Yenice houses in the collection of the data. They are consisted of pants and shirts of nine from each, five pieces of three-skirts, and four pieces of vests. The tables have been formed in accordance with samples observation form and examining in terms of material, color, cutting, decorating technique and decoration issues. The assessments have been made starting from the tables and the results have been achieved.

(10)

İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ ... i ÖZET ... ii ABSTRACT... iii İÇİNDEKİLER ... iv KISALTMALAR... vii

TABLOLAR LİSTESİ... viii

ÇİZİMLER LİSTESİ ... ix

ŞEKİLLER LİSTESİ ... x

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ... xi

GİRİŞ ... 1

BİRİNCİ BÖLÜM - ÇANAKKALE YENİCE İLÇESİNİN COĞRAFİ DURUMU ... 4

1.1. Özel Konum... 4

1.2. Coğrafi Konum ... 5

1.3. Tarihi... 5

1.3.1. İliada Destanı... 7

1.3.2. Kazdağı- Sarıkız Efsanesi ... 8

1.4. İklimi... 8

1.5. Sosyal Yapı ve Geçim Kaynakları... 9

1.6. İnanç, Örf ve Adetleri ... 9

1.7. El Sanatları... 9

İKİNCİ BÖLÜM - YENİCE YÖRESİ GELENEKSEL KADIN GİYİMLERİ 10 2.1. İçe Giyilenler ... 10

2.1.1. Don ... 11

2.1.2. Uzun Gömlek ... 13

2.2. Üste Giyilenler... 15

(11)

2.2.2. Üç Etek ... 16

2.2.3. Ferace ... 19

2.3. Başa Giyilenler ... 20

2.3.1. Günlük Başa Giyilenler ... 20

2.3.2. Özel Günlerde Başa Giyilenler... 22

2. 3. 2.1. Kadın ve Genç Kızların Baş Giysileri ... 22

2.3.2.2. Gelin Baş Giysileri... 24

2.4. Ayağa Giyilenler... 25 2.5. Tamamlayıcı Aksesuarlar ... 25 2.5.1. Çendil ... 26 2.5.2. Çevre ... 26 2.5.3. Takı... 27 2.5.3.1. Dizi Altın ... 28 2.5.3.2. Kemer... 28 2.6. Özel Gün Giysileri ... 29 2.6.1. Bindallı ... 29 2.6.2. Libâde... 31

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM - ÇANAKKALE YENİCE İLÇESİ EVLERİNDE BULUNAN GELENEKSEL TÜRK KADIN KIYAFETLERİ ... 33

3.1. Problem Cümlesi... 33

3.2. Araştırmanın Amacı... 33

3.3. Araştırmanın Önemi ... 34

3.4. Konu İle İlgili Araştırmalar ... 35

3.5. Tanımlar... 37

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM - YÖNTEM... 40

4.1. Araştırmanın Yöntemi ... 40

(12)

4.3. Sayıltılar... 41

4.4. Sınırlılıklar ... 41

4.5. Veri Toplama Tekniği... 41

BEŞİNCİ BÖLÜM - ÇANAKKALE YENİCE İLÇESİ EVLERİNDE BULUNAN GELENEKSEL TÜRK KADIN KIYAFETLERİNDEN ÖRNEKLER... 43

5.1. Gözlem Fişleri... 43

5.2. Değerlendirme Ve Bulgular... 208

5.3. Çanakkale Yenice Yöresi Kadın Kıyafetleri Örneklerinde Kullanılan Dikiş Teknikleri... 260

5.4. Çanakkale Yenice Yöresi Kadın Kıyafetleri Örneklerinde Kullanılan Süsleme Teknikleri ... 262 SONUÇ VE ÖNERİLER... 263 Sonuç ... 263 Öneriler ... 266 KAYNAKÇA... 267 EKLER: ... 274

EK 1: Gözlem Fişi Örneği ... 274

(13)

KISALTMALAR

A.O. : Arka Ortası Ö.O. : Ön Ortası D.B.İ. : Düz Boy İpliği K.K. : Kumaş Katı Cm : Santimetre Dik. : Dikiş Genş. : Genişlik No : Numara Ort. : Orta vd. : Ve Diğerleri y.y. : Yüzyıl

(14)

TABLOLAR LİSTESİ

Sayfa No

Tablo- 1.A: Uzun Gömleklerde Kullanılan Malzeme Döküm Tablosu...209

Tablo- 1.B: Donlarda Kullanılan Malzeme Döküm Tablosu ...211

Tablo- 1.C: Üçeteklerde Kullanılan Malzeme Döküm Tablosu ...213

Tablo- 1.D: Cepkenlerde Kullanılan Malzeme Döküm Tablosu...215

Tablo- 2.A: Uzun Gömleklerde Kullanılan Renkler Döküm Tablosu...217

Tablo- 2.B: Donlarda Kullanılan Renkler Döküm Tablosu...219

Tablo- 2.C: Üçeteklerde Kullanılan Renkler Döküm Tablosu ...222

Tablo- 2.D: Cepkenlerde Kullanılan Renkler Döküm Tablosu ...225

Tablo- 3.A: Uzun Gömleklerde Kullanılan Kesim Teknikleri Döküm Tablosu ...227

Tablo- 3.B: Donlarda Kullanılan Kesim Teknikleri Döküm Tablosu ...229

Tablo- 3.C: Üçeteklerde Kullanılan Kesim Teknikleri Döküm Tablosu...231

Tablo- 3.D: Cepkenlerde Kullanılan Kesim Teknikleri Döküm Tablosu...233

Tablo- 4.A: Uzun Gömleklerde Kullanılan Dikim Teknikleri Döküm Tablosu...235

Tablo- 4.B: Donlarda Kullanılan Dikim Teknikleri Döküm Tablosu ...237

Tablo- 4.C: Üçeteklerde Kullanılan Dikim Teknikleri Döküm Tablosu ...239

Tablo- 4.D: Cepkenlerde Kullanılan Dikim Teknikleri Döküm Tablosu...241

Tablo- 5.A: Uzun Gömleklerde Kullanılan Süsleme Teknikleri Döküm Tablosu ...243

Tablo- 5.B: Donlarda Kullanılan Süsleme Teknikleri Döküm Tablosu ...245

Tablo- 5.C: Üçeteklerde Kullanılan Süsleme Teknikleri Döküm Tablosu...247

Tablo- 5.D: Cepkenlerde Kullanılan Süsleme Teknikleri Döküm Tablosu...249

Tablo- 6.A: Uzun Gömleklerde Kullanılan Süsleme Konuları Döküm Tablosu...251

Tablo- 6.B: Donlarda Kullanılan Süsleme Konuları Döküm Tablosu...255

Tablo- 6.C: Üçeteklerde Kullanılan Süsleme Konuları Döküm Tablosu ...257

(15)

ÇİZİMLER LİSTESİ

Çizim No Sayfa No

1 No’ lu Uzun Gömlek ...48

1 No’ lu Don...54

1 No’ lu Üçetek ...60

2 No’ lu Uzun Gömlek ...66

2 No’ lu Don...71

2 No’ lu Üçetek ...77

3 No’ lu Uzun Gömlek ...84

3 No’ lu Don...89

3 No’ lu Üçetek ...95

4 No’ lu Uzun Gömlek ...101

4 No’ lu Don...106

4 No’ lu Üçetek ...112

5 No’ lu Uzun Gömlek ...119

5 No’ lu Don...125

5 No’ lu Üçetek ...131

6 No’ lu Uzun Gömlek ...138

6 No’ lu Don...144

6 No’ lu Cepken ...150

7 No’ lu Uzun Gömlek ...156

7 No’ lu Don...161

7 No’ lu Cepken ...167

8 No’ lu Uzun Gömlek ...174

8 No’ lu Don...180

8 No’ lu Cepken ...186

9 No’ lu Uzun Gömlek ...193

9 No’ lu Don...199

(16)

ŞEKİLLER LİSTESİ

Sayfa No

Şekil- 1 A: Uzun Gömleğin Kol Ucundaki Bordür Motif Örneği ... 49

Şekil- 1 B: Uzun Gömleğin Etek Ucu ve Arka Ortasındaki Bordür Motif Örneği ... 49

Şekil- 1 C: Donun Paçasındaki Gelin Mumu Motifinin Örneği ... 55

Şekil- 2 A: Donun Paçasındaki Telli Don Motif Örneği ... 72

Şekil- 3 A: Donun Paçasındaki Göz Açan Örneği... 90

Şekil- 4 A: Donun Paçasındaki Balle Tefeli Lale Örneği... 107

Şekil- 5 A: Etek Ucu ve Arka Ortası Bitkisel Motif Örneği... 120

Şekil- 5 B: Donun Paçasındaki Çifte Paye Örneği ... 126

Şekil- 6 A: Etek Ucu ve Arka Ortası Bitkisel Motif Örneği... 139

Şekil- 6 B: Donun Paçasındaki Gelin Mumu Örneği ... 145

Şekil- 7 A: Donun Paçasındaki Kızıl Elma Örneği ... 162

Şekil- 8 A: Kol Ucu Karanfil Motif Örneği... 175

Şekil- 8 B: Etek Ucu ve Arka Ortası Bitkisel Motif Örneği... 175

Şekil- 8 C: Donun Paçasındaki Yarım Göz Açan Örneği... 181

Şekil- 9 A: Kol Ucu Zikzak Motif Örneği... 194

Şekil- 9 B: Etek Ucu ve Arka Ortası Motif Örneği ... 194

(17)

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ

Fotoğraf No Sayfa No

Fotoğraf No- 1. Çanakkale Yenice İlçesi Haritası... 4

Fotoğraf No- 2: Yenice Yöresi Geleneksel Kadın Donu ve Motif Örneği... 12

Fotoğraf No- 3: Uzun Gömleğin Ön ve Arka Görümü... 15

Fotoğraf No- 4: Cepken Örneğinin Ön ve Arka Görümü... 16

Fotoğraf No- 5: Üçetek Örneğinin Ön ve Arka Görümü... 18

Fotoğraf No- 6: Ferace Örneğinin Ön ve Arka Görünümü. ... 20

Fotoğraf No- 7: Yemeni Oyalarından Örnekler... 21

Fotoğraf No- 8: Yenice Yöresi Kadın Baş Bağlaması Genel Görünümü... 21

Fotoğraf No- 9: Çanakkale Yöresi Geleneksel Baş Süslemesi... 22

Fotoğraf No- 10: Mahrema’ nın Genel Görünümü... 23

Fotoğraf No- 11: Yenice Yöresi Gelin Baş Süslemesi. ... 24

Fotoğraf No- 12: Yenice Yöresi Kadınlarının Ayak Giyimlerinden Örnekler... 25

Fotoğraf No- 13: Yenice Yöresi Çendil’ in Genel Görünümü. ... 26

Fotoğraf No- 14: Yenice Yöresinde Kullanılan Çevrelerden Örnekler... 27

Fotoğraf No- 15: Yörede Kullanılan Dizi Altını. ... 28

Fotoğraf No- 16: Yörede Kullanılan Tokalı Kemer. ... 29

Fotoğraf No- 17: Yörede Giyilen Üçetek Bindallı ve Şalvar Takımları... 31

Fotoğraf No- 18: Yörede Kullanılan Libâde Ön-Arka-Detay Görünümü. ... 32

Örnek:1 Fotoğraf No- 19. 1: Önden Genel Görünüş. ... 44

Fotoğraf No- 19. 2: Arkadan Genel Görünüş. ... 44

Fotoğraf No- 19 A: Uzun Gömleğin Etek Ucu ve Arka Ortasındaki Bordürün Yakından Görünümü. ... 49

Fotoğraf No- 19 B: Uzun Gömleğin Önden Görünümü. ... 50

Fotoğraf No- 19 C: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 50

Fotoğraf No- 19 D: Gelin Mumu Donu Motifinin Yakından Görünümü... 55

Fotoğraf No- 19 E: Gelin Mumu Donun Önden Görünümü ... 56

Fotoğraf No- 19 F: Gelin Mumu Donun Arkadan Görünümü... 56

Fotoğraf No- 19 G: Karalı Kumaş Üç Eteğin Önden Görünümü. ... 61

(18)

Örnek:2

Fotoğraf No- 20. 1: Önden Genel Görünüş. ... 63

Fotoğraf No- 20. 2: Arkadan Genel Görünüş. ... 63

Fotoğraf No- 20 A: Uzun Gömleğin Önden Görünümü... 67

Fotoğraf No- 20 B: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 67

Fotoğraf No- 20 C: Telli Donun Yakından Görünümü. ... 72

Fotoğraf No- 20 D: Telli Donun Önden Görünümü. ... 73

Fotoğraf No- 20 E: Telli Donun Arkadan Görünümü. ... 73

Fotoğraf No- 20 F: Renkli Kumaş Üç Eteğin Önden Görünümü. ... 78

Fotoğraf No- 20 G: Renkli Kumaş Üç Eteğin Önden Görünümü. ... 78

Örnek:3 Fotoğraf No- 21. 1: Önden Genel Görünüş. ... 80

Fotoğraf No- 21. 2: Arkadan Genel Görünüş. ... 80

Fotoğraf No- 21 A: Uzun Gömleğin Önden Görünümü... 85

Fotoğraf No- 21 B: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 85

Fotoğraf No- 21 C: Göz Açan Donun Yakından Görünümü... 90

Fotoğraf No- 21 D: Göz Açan Donun Önden Görünümü. ... 91

Fotoğraf No- 21 E: Göz Açan Donun Arkadan Görünümü... 91

Fotoğraf No- 21 F: Aklı Gülmez Üç Eteğin Önden Görünümü. ... 96

Fotoğraf No- 21 G: Aklı Gülmez Üç Eteğin Arkadan Görünümü. ... 96

Örnek:4 Fotoğraf No- 22. 1: Önden Genel Görünüş. ... 98

Fotoğraf No- 22. 2: Arkadan Genel Görünüş. ... 98

Fotoğraf No- 22 A : Uzun Gömleğin Önden Görünümü... 102

Fotoğraf No- 22 B: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 102

Fotoğraf No- 22 C: Balle Tefeli Lale Örneğinin Yakından Görünümü. ... 107

Fotoğraf No- 22 D: Balle Tefeli Lale Donun Önden Görünümü. ... 108

Fotoğraf No- 22 E: Balle Tefeli Lale Donun Arkadan Görünümü... 108

Fotoğraf No- 22 F: Tefârik Entari Üç Eteğin Önden Görünümü. ... 113

(19)

Örnek:5

Fotoğraf No- 23. 1: Önden Genel Görünüş. ... 115

Fotoğraf No- 23. 2: Arkadan Genel Görünüş. ... 115

Fotoğraf No- 23 A: Uzun Gömlek Motifinin Yakından Görünümü... 120

Fotoğraf No- 23 B: Uzun Gömleğin Önden Görünümü. ... 121

Fotoğraf No- 23 C: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 121

Fotoğraf No- 23 D: Çifte Paye Örneğinin Yakından Görünümü... 126

Fotoğraf No- 23 E: Çifte Paye Donun Önden Görünümü. ... 127

Fotoğraf No- 23 F: Çifte Paye Donun Arkadan Görünümü. ... 127

Fotoğraf No- 23 G: Damalı Üç Eteğin Önden Görünümü... 132

Fotoğraf No- 23 H: Damalı Üç Eteğin Arkadan Görünümü. ... 132

Örnek:6 Fotoğraf No- 24. 1: Önden Genel Görünüş. ... 134

Fotoğraf No- 24. 2: Arkadan Genel Görünüş. ... 134

Fotoğraf No- 24 A: Uzun Gömlek Motifinin Yakından Görünümü... 139

Fotoğraf No- 24 B: Uzun Gömleğin Önden Görünümü. ... 140

Fotoğraf No- 24 C: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 140

Fotoğraf No- 24 D: Gelin Mumu Örneğinin Yakından Görünümü... 145

Fotoğraf No- 24 E: Gelin Mumu Donun Önden Görünümü. ... 146

Fotoğraf No- 24 F: Gelin Mumu Donun Arkadan Görünümü... 146

Fotoğraf No- 24 G: Altıparmak Cepkenin Önden Görünümü... 151

Fotoğraf No- 24 H: Altıparmak Cepkenin Arkadan Görünümü... 151

Örnek:7 Fotoğraf No- 25. 1: Önden Genel Görünüş ... 153

Fotoğraf No- 25. 2: Arkadan Genel Görünüş ... 153

Fotoğraf No- 25 A: Uzun Gömleğin Önden Görünümü... 157

Fotoğraf No- 25 B: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 157

Fotoğraf No- 25 C: Kızıl Elma Örneğinin Yakından Görünümü. ... 162

Fotoğraf No- 25 D: Kızıl Elma Donun Önden Görünümü ... 163

(20)

Fotoğraf No- 25 F: İpek Yolu Cepkenin Önden Görünümü... 168

Fotoğraf No- 25 G: İpek Yolu Cepkenin Arkadan Görünümü... 168

Örnek:8 Fotoğraf No- 26. 1: Önden Genel Görünüş ... 170

Fotoğraf No- 26. 2: Arkadan Genel Görünüş ... 170

Fotoğraf No- 26 A: Uzun Gömlek Motifinin Yakından Görünümü... 175

Fotoğraf No- 26 B: Uzun Gömleğin Önden Görünümü. ... 176

Fotoğraf No- 26 C: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 176

Fotoğraf No- 26 D: Yarım Göz Açan Donun Yakından Görünümü. ... 181

Fotoğraf No- 26 E: Yarım Göz Açan Donun Önden Görünümü... 182

Fotoğraf No- 26 F: Yarım Göz Açan Donun Arkadan Görünümü... 182

Fotoğraf No- 26 G: Balkaymak Cepkenin Önden Görünümü... 187

Fotoğraf No- 26 H: Balkaymak Cepkenin Arkadan Görünümü... 187

Örnek:9 Fotoğraf No- 27. 1: Önden Genel Görünüş ... 189

Fotoğraf No- 27. 2: Arkadan Genel Görünüş ... 189

Fotoğraf No- 27 A: Uzun Gömlek Motifinin Yakından Görünümü... 194

Fotoğraf No- 27 B: Uzun Gömleğin Önden Görünümü. ... 195

Fotoğraf No- 27 C: Uzun Gömleğin Arkadan Görünümü... 195

Fotoğraf No- 27 D: Çifte Paye Örneğinin Yakından Görünümü... 200

Fotoğraf No- 27 E: Çifte Paye Donun Önden Görünümü. ... 201

Fotoğraf No- 27 F: Çifte Paye Donun Arkadan Görünümü. ... 201

Fotoğraf No- 27 G: Tefarik Cepkenin Önden Görünümü. ... 206

(21)

biri olup, zamanla birçok etkileşimden geçerek, insanlar arasında farklılık kazanmıştır ( Mızrak ve Yavaş, 2008: 781-790).

Önceleri tabiat şartlarından korunmak amacıyla ortaya çıkan giyim, daha sonrasında insanların toplu halde yaşamasından dolayı sosyal bir ihtiyaç halini almış ve bu ihtiyaç zamanla birçok şeyden etkilenerek değişip gelişmiş ve giyinmek bir gelenek haline gelmiştir (Kılınç, 2008: 1; Tizer, 1974: 7167-7169).

Günümüzde geleneksel folklorik kıyafetler olarak adlandırdığımız kıyafetler Türk kültürünün en zengin ve gösterişli dallarından birini oluşturmuştur. Bunda en önemli unsuru, tarihinde göçebe bir yaşantıya sahip olan Türk milletinin Orta Asya’dan, Anadolu’ya gelene kadar farklı toplumların yasam biçimlerinin, farklı coğrafyaların ve değişik iklim şartlarının giyinme seklini, giysi süslemelerinin etkilemesi oluşturmuştur. Bugün bir giysi üzerindeki nakıslardan, süslemelerden, renk ve malzeme seçiminden onun hangi bölgeye yada hangi topluluğa ait olduğunu söyleyebilmemiz, o topluluğun geçmişteki yasam biçimini ve yasadığı yer ile ilgili bilgilere sahip olabilmemiz bu konuyla ilgili ne kadar köklü bir tarihe ve kültüre sahip olduğumuza bağlıdır (Ercan, 2007: 2).

Toplum hayatının göstermiş olduğu büyük değişiklik karşısında direnen geleneksel giysilerimiz, kırsal kesimlerde geleneksel giyim ve kuşama verilen önemden dolayı bu giysileri evlerin sandıklarında bulmak mümkündür.

Çanakkale Yenice ilçesi giyimleri arasında yer alan kadın giyimleri, civar il ve ilçelerden etkilenmiş, Yörük ve Türkmen giyimine benzer özellikte, kendine has bir giyim şekli oluşturmuştur. Önceleri Yörük köyü olarak bilinen Yenice ilçesinin kadınlarının en verimli uğraşı ilkel bir tezgah yardımıyla halı dokumaktır. Yılın her günü halı dokuyan kadınlar, giysilerinde kullanacakları kumaşları da kendileri dokuyup, kendileri dikmişlerdir. Dokuma sırasında giysilerine yaptıkları süslemeler ile Türk kadınının estetik anlayışını ve zevkini ortaya çıkaran kadınlar, neredeyse

(22)

tüm ihtiyaçlarını kendi el emekleriyle ortaya çıkarmışlardır. Oldukça zaman ve emek isteyen bu giysileri, kadınlar evliyken giymişler ve anneler kızlarının çeyiz sandığına hatıra olarak koymuşlardır. Baba evinden yadigar olarak özenle hazırlanan bu giysiler yıllardan beri yörede hiç kimse tarafından devam ettirilmemiş, üretilen eski örnekler ise ya sandıklara saklanmış yada değerinin altında satılmıştır. Saklanan örneklerin birçoğu da, 1953 yılında yerle bir olan Yenice ilçesinde göçük altında yok olup gitmiştir. Geride kalan örnekler, kıymet bilen kadınlar tarafından sandıkta saklanmaya devam etmiştir.

Tarihi eser niteliği taşıyan Çanakkale Yenice ilçesinin, evlerinde bulunan geleneksel Türk kadın kıyafetleri, malzeme, renk, kesim, dikim, süsleme tekniği ve konusu yönünden incelenmeye değer kültürel bir mirastır.

Yıllardır sandıklarda saklanan ve zamanla eskiyen geleneksel kadın kıyafetleri içerisinde uzun gömlek, don, üçetek ve cepken örnekleri çizim ve fotoğraflarla belgelenip gün ışığına çıkmasını hedef alan araştırmada örnekler, malzeme, renk, kesim, dikim, süsleme tekniği ve konusu yönünden değerlendirilip, gözlem fişleri doğrultusunda incelenmiştir. Giysilerin ölçüleri alınıp 2/10 ölçekle kalıpları çizilmiştir. Giysi üzerinde yer alan süslemeler, bilgisayar ortamında dokuma tekniğine göre, süslemenin renk ve desenlerine uygun olarak birebir motifleri çıkarılmıştır.

Araştırmanın birinci bölümünde; Çanakkale Yenice ilçesinin coğrafi durumu başlığı altında, Yenicenin özel konumu, coğrafi konumu, tarihi, İliada ve Sarıkız efsanesi, iklimi, sosyal yapı ve geçim kaynakları, inançları ve el sanatları incelenmeye çalışılmıştır.

Araştırmanın ikinci bölümünde ise; Yenice yöresi geleneksel kadın giyimleri, giyiniş şekillerine göre gruplar halinde ele alınmıştır. İçe giyilenler, üste giyilenler, başa giyilenler, ayağa giyilenler, tamamlayıcı aksesuarlar ve özel gün giysileri, yörede yapılan röportajlar ve çekilen resimler ile giysi özellikleri anlatılmaya çalışılmıştır.

(23)

Araştırmanın üçüncü bölümünde; konu ile ilgili araştırmalar, problem cümlesi, alt problemler, araştırmanın önemi açıklanmıştır. Dördüncü bölümde ise; araştırmanın yöntemi, evren ve örneklem, sayıltılar, sınırlılıklar ve veri toplama tekniği ile ilgili bilgiler verilmiştir.

Araştırmanın beşinci bölümünde; gözlem fişleri doğrultusunda incelenen uzun gömlek, don, üçetek ve cepken örneklerinin bulgularına yer verilmiştir. Bu bulgular sonucunda uzun gömlek, don, üçetek ve cepken örneklerinin malzeme, renk, kesim, dikim, süsleme tekniği ve konusu ile ilgili döküm tabloları oluşturularak bir değerlendirme yapılmıştır. Araştırmanın son bölümünde ise; elde edilen bulgular ışığında sonuçlara ulaşılmış olup, bu sonuçlar doğrultusunda bazı önerilerde bulunulmuştur.

(24)

1.1. Özel Konum

Marmara bölgesinin Güney Marmara bölümünde, Biga yarım adasının iç kesimlerinde yer alan Yenice ilçesi, Çanakkale ilinin güney doğusunda yer almaktadır (Ulu ve Keleş, 1998: 43). Yenice ve çevresi; Agonya (halk arasında Avunya) olarak bilinen biri büyük, biri küçük iki vadinin arasında yer almakta ve Kaz Dağlarının kuzeybatı eteklerinde bulunmaktadır (Özen, 2008: 221- 250).

Kaz Dağı, Biga Yarımadasının en yüksek kütlesidir. Dağın zirvelerinde; Baba Dağı, Kartalpınar ve Sarıkız tepeleri vardır (Acar, 2008: 1- 7). Bu dağlık alanlar, Antik çağlardan kalma kent izleri taşıyan ve tabiat güzellikleri olan, güzel bir bölgemizdir (Ulu ve Keleş,1998: 39).

Fotoğraf No- 1. Çanakkale Yenice İlçesi Haritası.

(25)

1.2. Coğrafi Konum

Çanakkale, Türkiye’ nin kuzey yönüne düşen, Gelibolu Yarımadası ile Anadolu’ nun uzantısı olan Biga Yarımadası üzerinde toprakları bulunan bir ilimizdir (Özsoy, 1998: 15). 25°-35’, 27°-45’ doğu boylamları ile 39°-30’, 40°-45’ kuzey enlemleri arasında yer alan Çanakkale, 10.347 km²lik bir alanı kapsar (Eren, 1983:3).

Yenice ilçesi ise Çanakkale il merkezine 100 km. , Balıkesir iline 113 km. uzaklıkta olan, şirin bir ilçedir (Çelik vd., 2008: 46- 67).

Rakımı 273 m., yüzölçümü ise 1. 367 km². olan Yenice ilçesinin köyleriyle birlikte toplam 37.827 nüfusu bulmaktadır (İldirir, 2008: 9-26; Çelik vd., 2008: 46- 67). Çanakkale ilinin en büyük ilçesi konumundadır.

Yenice ilçesinin doğu ve güneyinde Balıkesir, güneybatısında Bayramiç, batı ve kuzeybatısında Çan, kuzey sınırlarında ise Biga ilçesi yer almaktadır (Berber vd., 2008: 125- 138).

1.3. Tarihi

Kazdağları, dünyada başka örneği olmayan, tarihsel, kültürel ve doğal güzelliklere sahip, yaklaşık 5000 senedir insan yaşadığı sanılan bir yerimizdir. Tarih boyunca hep uygarlığın içinde yer almıştır. İliada ve Odyseus destanlarına ev sahipliği yapmış, Aristo’ nun “Felsefe Okulunun” merkezi olmuş, Athena tapınağının hammadde kaynağını sağlamıştır. Eski Yunan Tanrısı Zeus karısı ile burada evlenmiş ve ilk güzellik yarışması Kaz dağlarında yapılmıştır. Truva savaşlarında adı geçen ünlü tahta atın buradaki Göknarından yapıldığı söylenmektedir (Erdim, 2008: 171-198). Fatih Sultan Mehmet’ in İstanbul’ u fethinde gemileri indirmek için kızak olarak kullandığı keresteler, Kazdağlarının Köknarından yapılmıştır (Acar, 2008: 1- 7). Sarıkız ve Paris efsanesi de Kazdağlarının ününe ün katmıştır.

“ Kazdağları İda’ dır, mitolojidir, kültürdür, uygarlığın beşiğidir, tanrıların- tanrıçaların evidir, Hemoros’ a göre ”bin pınarlı, çok pınarlı, hayvanı ve bitkisi bol olan yerdir.” Troas bölgesinin zirvesidir, efsanedir, folklordur. Tarihsel, kültürel, ekolojik ve toplumsal mirastır, oksijen üretim merkezidir, yaban hayatın barınağıdır,

(26)

kutsal ağaçların (zeytin) yurdudur, halk tababetinin ilaç deposudur, gen kaynağıdır.” (Erdim, 2008: 171-198).

Kazdağlarının tarihini anlatırken Yeniceden bahsetmemek mümkün değildir. Çünkü batıdan doğuya kadar uzanan dağlar silsilesi olan Kazdağlarının en büyük orman yüzölçümü Yenice’ dedir.

Yenice’de yapılan arkeolojik kazılar sonucunda yaşamın, cilalı taş devrine uzandığı tespit edilmiş ve MÖ Truvalılar, Hitler, Bergama Krallığı ve Roma İmparatorluğunun parçalanmasıyla Bizans imparatorluğuna ait kalıntılara rastlanmıştır. İlçenin belli başlı analitik yerleşim yerleri; Asar Kale (Hadrianus Kalesi), Küçük Hisarlık, Baba Kale (Taban Kale), Çal Kale, Üvecik Tepesi, Kabalı Hisar Tepe, Kabalı Kilise Patlağı, Çırpılar Hisartepe, Çınar ve Seyvan Köyü, Issız Cumadır (Acar, 2008: 1- 7).

Yenice, tarih içinde önce Perslerin ve İskender’ in Roma ve Bizans imparatorluklarının hakimiyetinde kalmıştır. 1071 Malazgirt zaferinden sonra kısa bir süre Türklerin eline geçse de, tüm bölgenin Türklerin hakimiyetine girmesi yaklaşık 1300 yıllarında gerçekleşmiştir (Eren, 1990: 111-152).

İlçe, 19. Y.Y. başlarında, Asar Dağının kuzeyine bakan yamacında ince köy adıyla kurulmuş olup daha sonraları Yenice köy adını almıştır (İldirir, 2008: 9-26).

1936 yılına kadar Gönen ilçesine bağlı bir köy olan Yenice, 1936 yılında Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün isteğiyle ilçe statüsünde, Çanakkale’ nin ilçeleri arasına girmiştir (Altın, 2008: ix- xi).

18 Mart 1953 yılında deprem felaketi yaşayan Yenice tamamıyla yerle bir olmuştur. İlçede sadece bir ev ayakta kalmıştır (Eren, 1994: 97). Resmi verilere göre 7,4 büyüklüğünde olan Yenice depremi, 265 can almış ve 366 kişi de yaralanmıştır (Erdim, 2008: 81-112; Özen, 2008: 221-250).

(27)

1.3.1. İliada Destanı

Mitolojiye konu olmuş, İliada destanı ve Truva savaşı, Yenice’ nin güneyinde yer alan İda Dağı, şimdiki adıyla Kazdağları çevresinde meydana gelmiştir (Ulu ve Keleş,1998: 51).

İsa’ dan önce 10. ve 11. yüzyıllarda, yeryüzünün en zengin ve en ünlü şehri, küçük Asya’ nın kuzeybatısında yer alan Truva şehri idi. Adı günümüze kadar gelen bu şehir, ününü Truva şavaşını anlatan İliada Destanına borçludur (Acar, 2008: 1- 7; Ören, 1993: 35-36).

“Olymposlar, Kavga Tanrıçası Eris’ den hiç hoşlanmazlar ve düzenledikleri şölenlere onu hiç çağırmamışlardır. Bu duruma çok içerleyen Eris, öç alacağına ant içmiş ve o gün sonunda gelmiştir. Kral Peleus ve Tretis evleniyorlardı, bütün ölümsüzler çağırılmıştı fakat her zaman olduğu gibi Kavga Tanrıçası Eris, törene davet edilmemiştir. Eris eline altından bir elma aldı, üzerine “en güzel kadına” yazarak masanın üzerine koydu. İlk olarak bütün Tanrıçalar elmaya sahip çıktı. Elemeler sonucunda, Hera, Athena ve Afrodit bu elmanın sahibi olacaktır. Kararı Zeus’ un vermesini istediler, o da; ”İda Dağında çobanlık yapan Paris var, güzellikten onun kadar anlayanı yoktur, kararı o versin” demiştir” (Ulu ve Keleş,1998: 51).

Paris’ e, Hera ; Avrupa’ yla Asya’ nın tek kralını, Athena; Yunanlıları yerle bir etmeyi, Afrodit ise dünyanın en güzel kadını Helena’yı vaat eder ve altın elma Afrodit’in olur.(Akşit, 1979: 45)

Paris, Truva kralının oğludur. Büyücüler ve bakıcılar, Paris’ in ileride Truva şehrinin yıkılmasına sebep olacağını söylemesi üzerine Paris, İda Dağına çobancılık yapmaya gönderilmiştir (Ulu ve Keleş,1998: 52).

Paris hemen Sparta’ ya gidip, Helena’ yı kocası Menelaos’ tan kaçırır ve Truva şehrine götürür. Ünlü Truva Savaşı’ da başlamış olur. Truva’ lılar ile tam dokuz yıl çarpışan Yunan’ lılar sonuç alınamayınca kurnaz bir plan yaparlar ve gemilerini arka koya saklayıp, savaştan çekilmiş izlenimi vererek, Truva’ lılara hediye amaçlı

(28)

tahtadan bir at bırakırlar. Paris bu atın bir tuzak olduğunu söylese de, Tanrılar, Yunan’ lıların barış teklifine kanarak tahtadan yapılmış dev atı Truva şehrinin içine alırlar. Atın içine gizlenmiş Yunan askerleri, gece yarısı atın içinden çıkarak Truva şehrinin kapılarını içeriden açarlar ve Yunanlılar o gece Truva şehrini yerle bir ederler. Paris öldürülüp, Helena Menelaos’ a geri verilir ve yeniden evlenirler (Acar, 2008: 1-7).

1.3.2. Kazdağı- Sarıkız Efsanesi

Kazdağlarının en yüksek tepesi olan Sarıkız Tepesi, adı hakkında birçok efsaneye konu olmuştur. Güzelliği nedeniyle iftiraya uğrayan, babası tarafından kaz sürüsüyle dağa bırakılan ve orada ermiş olan bir genç kızın öyküsüdür (Yörükan, 1998: 265-267). Sarıkız Efsanesi, Osmanlı Padişahı II. Abdülhamit zamanında geçmiştir (Ulu ve Keleş,1998: 52).

“Güre köyünde çok güzel bir kız vardır. Köyün bütün erkekleri Sarıkız’ a aşıktır fakat babası kızını hiç kimseye vermek istememiştir. Bir gün köyün erkekleri Sarıkız’ a iftira ederler ve kızın kötü yola düştüğünü, öldürülmesini veya bu diyardan gönderilmesini söylerler. Baba, kızına kıyamaz ve onu Kaz Dağlarının zirvesine, kazları ile birlikte bırakarak köyüne geri döner. Baba “Kurt kuş yerse de gözüm görmesin, yaşarsa da herkesten gizli yaşasın” der. Yıllar sonra baba, kızının yaşadığını öğrenince onu görmeye Kazdağlarına çıkar ve kız babasını görünce çok sevinip ona yemek ikram eder. Yemek sırasında babası kızından su ister ve Sarıkız da elini, kilometrelerce aşağıda akan çaya uzatarak, bir tas su alır. Babası kızının ermiş olduğunu görünce çok sevinir. Sarıkız’ ın öldüğü ve bugün kabrinin bulunduğu yere Sarıkız Tepesi, babasının öldüğü yere ise Babatepe veya Kartaltepe adı verilmiştir” (Acar, 2008: 1- 7).

1.4. İklimi

Agonya bölgesinde Akdeniz iklimi görülürken, iç kesimlerde karasal iklim görülmüştür. Yenice’ nin yıllık yağış miktarı 600-700 mm. civarındadır. En fazla yağış Aralık ayında görülürken, en az yağış Ağustos ayındadır ( İldirir, 2008: 9-26).

(29)

Yenice ilçesinin en dikkat çeken özelliği bitki örtüsüdür. Yenice, geniş ormanlık alana ve birçok ağaç türüne ev sahipliği yapmıştır. Dünyada sadece Kazdağlarında yetişen Köknarının en yoğun bulunduğu yer, Yenice ormanlarıdır (Acar, 2008: 1-7; Erdim, 2008: 171-198).

1.5. Sosyal Yapı ve Geçim Kaynakları

Yenice ilçe merkezi ve köylerinde yaşayanların büyük çoğunluğu yörüktür (İldirir, 2008: 9-26). Yörük kelimesi “yürüyen” anlamındadır (Kezer, 1995: 137). Konar-göçer halinde yaşayan Türklere “Yörük” denir (Seyirci, 2000: 3). Yenice’ de yaşayan Yörük halkı ise yerleşik hayatı benimsemiştir (Özen, 2008: 221-250).

Yöre halkının geçim kaynakları; tarım, hayvan ve ormancılıktır. Önceleri Yörük kadınının en verimli uğraşı, ilkel bir tezgah yardımıyla halı vb. dokumak iken şimdi bu, önemini yitirmiş ve geçim kaynağı olmaktan çıkmıştır (Hamdibey, 1873: 175).

1.6. İnanç, Örf ve Adetleri

Yenice halkı, gelenek ve göreneklerine çok bağlıdır. Köy hayırları, hatim cemiyetleri, sünnet hayırı adı altında dualı yemekler ile birlikte halk birlik ve beraberliği sağlanmıştır (Ulu ve Keleş,1998: 207). Yörenin en meşhur yemeği; tarhana çorbası ve keşkek’ tir (Eren,1994: 101).

1.7. El Sanatları

Yörede halı, kilim, çul, heybe, torba ve dokuma sanatında ustalaşan Yenice halkı, eski zaman insanlarıyla birlikte, bu sanatsal çalışmaları da toprağa gömmüştür. Bu dokumalar günümüzde dokunmamakta ve öncekilerde hatıra olarak saklanmaktadır (Yanar, 2009: xvi).

Yörük halkı, dokuma sanatında motif ve süslemede çok ilerlemiştir. Yörede birçok motifin kendine ait yöresel ismi bulunmaktadır. El sanatlarında dokuma haricin, tığ, şiş oyası, mekik oyası, kazak örgüsü, dantel, kanaviçe, çorap ve patik örgüleri de yörede yapılmıştır (Eren, 1994: 102).

(30)

Giyim, tabiatın etkilerinden korunmak, örtünmek amacı ve süslenme duygusu ile yörelere, medeniyetin ilerlemesine ve günün modası ile insan vücuduna göre değişik şekiller alabilen giysilerin tümüdür (Bayraktar, 1988: 1).

İnsanlar, grup ve bireysel ayırımı yapmak için de giyinmişlerdir (Bush, 1960: 360). Güzel görünme ve giyinme arzusu kadınlarda erkeklere nazaran daha fazla olması, kadın giyimlerini daha zengin ve daha detaylı yapmıştır (Aktaran: Kılınç, 2008: 19). Bunun yanında sosyal statü yönünden bakıldığında, evli kadınların gösterişli giysi ve takıları seçtikleri, genç kızların sade ve dul kadınlarında gösterişsiz ve koyu renk giysi tercih ettikleri görülmüştür (Sevim, 1999: 32).

Yenice yöresi geleneksel Türk kadın giyimleri incelendiğinde, bunların sandık veya özel dolaplarda saklanmış olduğunu, fakat 1953 yılında yaşanan deprem nedeniyle geçmişe ait çok fazla eserin günümüze kalmadığı görülmüştür.

Yenice’ de ulaşılabilen 19. ve 20 y.y. örneklerinden oluşan giysiler ve bu alandaki literatür bilgilerden yola çıkarak oluşturulan, geleneksel Yenice Türk kadın giysilerinin özellikleri ve giyiniş şekilleri dikkate alınarak; içe giyilenler, üste giyilenler, başa giyilenler, ayağa giyilenler, tamamlayıcı aksesuarlar ve özel gün giysileri olmak üzere altı seksiyonda incelenmiştir.

2.1. İçe Giyilenler

İç giyim, vücudu dış etkilerden koruyan, dış görünümlere estetik görünüm kazandıran ve dış giysilerin altına giyilen giysilerdir (Çağdaş, 1996: 5).

(31)

2.1.1. Don

Uzun gömlek altına giyilen don, bazı yörelere göre, paça don veya iç don, könçek ve şalvar olarak da adlandırılmıştır (Altuntaş, 2000: 3; Sürür a, 1983: 40).

Paça don veya iç don, pamuklu dokumadan ve ketenden dikilmiştir. Bunların en büyük özelliği, kalçadan diz altına kadar düz keten ve dizden aşağısı mavi-kırmızı çubuklu dokumadan yapılmış olmasıdır. Ağ kısmı muska denilen ek parça ile genişletilmiş, boyu dize kadar ve beli uçkurludur. Bazı Yörük köylerinde şalvarın paçalarının üzerine, “yanış” denilen işlemeler yapılmıştır (Altuntaş, 2000: 3). İç don genelde Balıkesir yörelerinde görülmüştür.

Könçek, gömlek altına giyilen ve topuklara kadar uzun, paçaları büzmeli bol bir don ‘dur. Bir nevi şalvardır. Beyaz pamuklu dokumadan yapılan, paçaları el işiyle süslenmiş bir alt giysidir. “Paçalık” adı verilen işleme, mavi ve kırmızı renklidir. Ağ kısmı çok kısadır. Bir nevi üstten bikinidir. Kalça üzerinde uçkurla bağlanarak giyilir (Tansu, 1977: 107-110; Sürür a, 1983: 40).

Şalvar, boyu ayak bileğine kadar, eni oldukça geniş, ağ uzunluğu şalvar boyunda veya yöreye göre değişen, yalnızca ayak yerleri açık dökümlü bir dondur (Önder, 1961: 30; Elibol, 1992: 9).

Çanakkale yöresi kadınları tarafından giyilen, paçaları işlemeli, ağı kısa ve kuşlu, beli uçkurlu, boyu diz altında olan don, komşu illerin giyimlerinden etkilenmiş ve Ege bölgesi illerinin giyimlerine yakın bir tarzda yapılmıştır. Hatta bu don özelliğine Türkmen ve Yörük kıyafetleri arasında da rastlanmıştır. El dokuması kumaştan yapılan paçaları işlemeli donun işlemelerine verilen isimler; kırmızı yanış, gül, öreke, kıvrım, çay taşı vs. dir.(Erden, 1999: 119).

Çanakkale Yenice ilçesinde giyilen, bez dokumadan yapılan kadın donu, çulfallık denilen tezgahlarda yapılmıştır. Yöreye ait pamuklu dokuma ipliği (yörede kız ipliği olarak bilinmektedir)nden yapılan bez dokuma, bez ayağı dokuma tekniği ile dokunmuştur (Yanar, 2009: 46). Dokunan kumaşın eni 40 cm kadardır. Donun yan parçalarının kumaşı dokunurken, renkli kalın nakış ipinden, paça kısmına 20-35

(32)

cm arasında süsleme yapılmıştır. Bu süsleme motifleri yörede “yanış” veya “örnek” olarak bilinmektedir. Bu süsleme dokuma esnasında ilmek sayarak işlenmiştir. Donun gerek kumaşında gerekse işlemesinde kullanılan ipler yörede yapılmıştır. Renkli kalın nakış ipleri yine halkın kendi imkanlarıyla ve doğal boya yöntemleriyle evlerde boyanmıştır. Dokuma sırasında yapılan süslemeler geometrik, bitkisel, nesnesel ve hayvansal bezemelerden yapılmış, bu bezemelere yöreye ait isimler verilmiştir: Gelin mumu, çifte paye, göz açan, yarım göz açan, efe yolu, telli, gelin yanağı, kavgacı, kızıl elma, balle tefeli lale vb. motiflere verilen isimler arasındadır. Fotoğraf No- 2: Yenice Yöresi Geleneksel Kadın Donu ve Motif Örneği.

Kaynak: Elif Güngör.

Organik bitkisel motifler sıkça görüldüğü halde, bu motif örnekleri geometrik tarzda üsluplaştırılarak kullanılmıştır (Uğurlu, 1999: 283-285).

Yenice kadınlarının giydiği don, genelde derin ağ oyuntulu ve dikdörtgen ağ/kuş eklidir. Model boyu diz altındadır. Donun yanları yanış işlemeli ve paçaları, ayak geçecek kadar kırmalar ile bir kordona sabitlenmiştir. Beli oldukça bol olup, uçkur veya lastikle toplanmıştır.

(33)

2.1.2. Uzun Gömlek

Genellikle evlerde el dokuması bezden yapılan yaşa, mevkiye ve mevsime göre değişiklik gösteren, bugünün fanilası yerine tene giyilen, iç gömleği olarak da bilinen uzun gömlek; içlik, göynek, gömlek, köynek olarak da isimlendirilmiştir (Tizer, 1974: 7169; Çağdaş, 1996: 32).

Gömlek; vücudun üst kısmına, tene giyilen iç çamaşır veya ceket altına giyilen dış çamaşırdır (Aktaran: Çağdaş, 1996:33).

Gömleğin aslı gönlek’ tir. Gön, deri üstüne giyilen ve vücudun dizlere kadar olan bölümünü örten bez libas’ tır. Buna iç gömleği de denir (Arsever, 1983: 665).

Göynek; kadın ve erkeklerin fanila yerine giydikleri iç çamaşırdır. Gecelikte denilen gömlek, bezden veya çizgili kumaştan bedene göre uzun boyda yapılmıştır (Altuntaş, 2000 b: 2).

Bir başka tanımda göynek; yakasız, önden açık, boyu diz altında ve tenin üzerine giyilen gömlektir (Özgündüz, 1991: 121).

İç gömlek; genellikle oyuntulu yakalı, ön ortası yırtmaçlı yada yarım patlı, uzun yada kısa kollu, boyu diz altı yada diz üstü, pamuklu keten yada ipekli el dokuması kumaşından yapılan geleneksel kadın ve erkek iç giyimidir (Çağdaş, 1996: 35).

Çanakkale yöresi gömleğinin boyu, Yörük ve Türkmenlerde diz altına kadar inmiş ve şalvarın üzerindedir. 4-5 metre el dokuması kumaştan dikilen gömleğin yakası yuvarlak kesimli olup, ön kısmına göğse kadar yırtmaç çalışılmıştır (Altuntaş, 1995: 2). Kadın her yerde bebesini kolaylıkla emzirebilsin diye gömleklerin yakaları göğüs altına kadar açık yapılmıştır (Tansuğ, 1984: 536–537). Eteklerin çepeçevre ön, arka ve yanları “yanış” denilen bir işleme ile süslenmiştir. Ön yanları arkaya göre daha fazla işlenmiştir. Arkalar daha kısadır. İşleniş örneklerine göre: Çınar yaprağı, Ali başı, kıvrım, kocakulak, zavrak, yazma, ikizebe, yanağı güllü, al ısırganlı, kırmızı yanış gibi isimler verilmiştir (Erden, 1999: 199).

(34)

Çanakkale Yenice yöresinde giyilen uzun gömlek, Çanakkale merkezde giyilen uzun gömleğe benzemekle birlikte farklılık göstermiştir. Yenice’ de giyilen uzun gömleğin yanları yırtmaçlı değil, birleşiktir. Ön ve arka etek boyları aynı hizada ve süslemeleri, arka etek ucunda öne kıyasla daha fazladır. Uzun gömlek yörede pamuklu dokuma ipliği (yörede kız ipliği olarak bilinmektedir) ile çulfallık tezgahında dokunan, bez dokuma olarak bilinen kumaştan yapılmıştır. Kumaşın eni 40 cm’ dir. Kenarlarına isteğe göre mavi (yörede gök mavi olarak bilinmekte) veya kırmızı çizgiler yapılmıştır.

Yenice kadınlarının giydiği uzun gömleğin ön ve arka bedeni birlikte kesilmiştir. Kumaş eni dar olduğu için bir en sağ, bir en sol tarafa ek yapılmıştır. Bu ek parçalara “köynek yanı/ peş” denmiştir. Kol altında dar, etek ucunda dokumanın yarısı genişliğindedir. Ön ortası göğse kadar yırtmaçlıdır. Yakası “0” yaka kesimli olup, genelde dik yakalıdır. Yaka düğme ile veya iplerle bağlanarak kullanılmıştır. İsteğe göre oyada yapılmıştır. Kol boyu uzun ve kuşludur. İsteğe göre kol ucu yanış işlemelidir. Kol ucu ve etek ucundaki yanış işleme, aynı donda olduğu gibi, kumaşın dokunması sırasında ilmek sayarak yapılmıştır.

Yenice yöresinde görülen süslemenin işleniş örneklerine göre uzun gömleklere: karanfilli ve karanfil çiçeği gibi isimler verilmiştir (Altuntaş, 2000 a: 2).

Birçok yörede olduğu gibi Yenice yöresinde de evlilik öncesi hazırlanan kadın ve erkek gömleklerin bir diğer özelliği yakalarının kapalı olmasıdır. Bu gömleklerin yakaları evliliğin ilk gecesi kadın tarafından oyularak oyalanmıştır (Bilgen, 1999:39).

Yenice kadınları, uzun gömlek hakkında şunları söylemiştir: “Burada genç kızlara evlenmeden önce uzun gömlek, don vb. giydirilmezdi. Bu tür özenle hazırlanmış giysiler evliliğin bir simgesi olduğundan, yeni gelinler düğün gecesinden sonra bu giysileri gerek günlük olarak gerekse de özel günlerde giyerlerdi ”.

(35)

Fotoğraf No- 3: Uzun Gömleğin Ön ve Arka Görümü.

Kaynak: Elif Güngör.

2.2. Üste Giyilenler

İç giyimler arasında yer alan don ve uzun gömleğin üzerine giyilen ve dış giyim olarak adlandırılan giyim parçaları cepken, üç etek ve feracedir. Cepken ve üç etek yöresel kıyafeti tamamlayan dış giyimler arasında yer alırken, ferace Yenice kadınları tarafından giyilen günlük dış giyim arasında yer almıştır.

2.2.1. Cepken

Cepken, Türk giyim kuşamı içinde önemli bir yere sahip olup, erkek ve kadınlar tarafından uzun yıllar kullanılmıştır. Cepken kelimesi sözlük ve giyim kitaplarındaki tanımı birbirine benzer olarak karşımıza çıkmıştır (Küçükosmanoğlu, 1992: 9).

Cepken, boyu belde biten kısa bir cekettir (Esirgenler ve Yavaş, 2008: 171-179). Türkiye genelinde yaygın olarak kullanılmıştır (Demirbağ, 2003: 17). Günümüzde kırsal kesimlerdeki yelek alışkanlığı, cepken giyiminin çağdaş uzantısıdır (Kırtunç, 1989:83-85).

Cepken, zamanın ceketi yerine, askere, esnafa ve rençpere mahsus üste giyilen bir giysidir. En makbul cepken çuha kumaşından yapılanıdır. Gömlek üzerine giyilen ve giyenin yaşına, içtimai mevkiine, mesleğine göre altına uzun paçalı çakşır, diz

(36)

çakşırı, potur, şalvar hatta kara don giyilen cepken, bir üst giyimdir (Koçu, 1967: 51).

Cepken, önü açık veya çapraz, yakasız düz kesimli ve kolları uzundur. Kol uçları yırtmaçlı olup, etek uçları düz ve göğüs altında biten bir model özelliğine sahiptir (Tegiz, 2002: 16-19; Küçükosmanoğlu, 1992: 10).

Çanakkale Yenice yöresi kadınların giymiş olduğu cepken, “0” yaka üzerine dik yakalı, önü açık, boyu bele kadar, kol boyu uzun ve yırtmaçlı bir modeldir. Kol uçları yörede cami oyması diye bilinen, yarım daire ve üçgen geometrik şekillerle oymalıdır. Bir başka kol ucu oyması ise yörede balık ağzı olarak bilinen geometrik kesimli oymadır.

Yenice’ deki cepken kumaşları genelde çizgili atlas kumaşından veya desenli kutnu kumaşından yapılmıştır. Astarla çalışılan bu giysi bedene göre dikilmiş, kenarları pamuklu veya metal, kaytan ve kordon ile süslenmiştir.

Yenice’ deki kadınlar cepkenleri, şalvar ve uzun gömleğin üzerine giymişlerdir. Bazen üç eteklerin içine veya üstüne de giydikleri olmuştur.

Fotoğraf No- 4: Cepken Örneğinin Ön ve Arka Görümü.

Kaynak: Fatma Kurt. 2.2.2. Üç Etek

En eski kadın kıyafeti olan üçetek, ayak bileğine kadar uzanan tam boyda bir entaridir (Tizer,1974:7169). Yelek ve şalvarın üzerine giyilen ve önü boydan boya

(37)

açık olan geleneksel Anadolu giysisidir (Sevim, 1999: 67). Giysilerin ön boylarının açık olması, aslında bir Orta Asya özelliğidir (Türkoğlu, 1994: 50).

Telli, kutnu, altıparmak, basma benzeri kumaşlardan ve düz dokumalardan dikilen üçetek, gömleğin üzerine giyilen, yuvarlak yaka kesimli, dik yakalı, yaka etrafı ve etek çevreleri dilimli/ kertikli özelliğe sahip bir üst giysidir (Altuntaş, 2000 a: 4).

Üç etek, boyu yere kadar olan, yanları peşli, peşleri yırtmaçlı ve oymalı olan, uzun kollu ve kolları yırtmaçlı, yakalı yada yakasız giyilen ve astarlı dikilen kadın üst giyimlerindendir.

Üç etek tabiri, elbisenin belden aşağı kısmının üç ayrı dilim halinde yapılmasından gelir (Altuntaş, 1993: 6). Ön iki parça, arka tek parçadan oluşmuş ve toplam üç parça eteği olduğundan üçetek denmiştir. Öndeki iki parça etek serbest bırakıldığı gibi, bele de toplanmıştır. Bunun amacı hem model de değişiklik hem de ön eteklerin yere değmemesi ve rahat hareket edilmesidir.

Üç etek dokuma kumaşları dar enli olduğundan ön ortasına, ön ve arka yanlarına verev kesimli peşler eklenmiştir. Kumaşın akmaması ve daha dik durması için de amerikan bezi ile astarlanmıştır. Normal genişlikteki kolun altına üçgen kuşlar eklenmiştir. Üçeteğin peş ve kuş parçaları giysiye rahat hareket imkanı sağlamıştır. Üçeteğin yaka, kol ve giysi kenarına sim sırma yada kaytan ile süsleme yapılmıştır (Altuntaş, 1993: 6).

Yenice yöresi kadınlarının giydiği üçetek kumaşları yörenin kendine has dokumasından olmayıp, Gaziantep yöresinde dokunan kutnu ve altıparmak dokumasından yapılmıştır.

Yöredeki kadınlar bu dokuma kumaşların çizgilerindeki renklere göre isimleri olduğunu, bunların: “Yeşil ve mavi çizgili kutnu dokumaya aklı gülmez; bordo ve krem ince çizgili dokumaya tefarik; bordo, lacivert ve beyaz çizgili dokumaya karalı kumaş; birçok renkli çizgili dokumaya renkli kumaş; kırmızı ve sarı kareli dokumaya

(38)

damalı kumaş; beş veya altı renkli çizgili dokumaya da altıparmak kumaşı olarak isimlendiğini söylemişlerdir ”.

Yenice üçeteği omuzu kumaş katı ve ön-arka bedeni birlikte kesilmiştir. Belden etek ucuna kadar, ön ortasına ve yanlara verev peşler eklenerek giysi genişletilmiştir. Kollar normal genişlikte olup, kol altına kuş parçası eklenmiştir.Kollar gayet uzun ve bileğe kadar yırtmaçlı yapılmıştır. Genelde kollardaki yırtmaç, kolun üzerine geri kıvrılarak kullanılmıştır. Kol yırtmacının içine farklı renkte astar kullanılmıştır. Bu gibi üçeteklerde, kolun geri kıvırmasında giysiye farklı özellik katması amaçlanmıştır. Yaka, boyna paralel kesilmiş ve 2cm genişliğinde dik yaka dikilmiştir. Giysi yakasından başlanarak giysi çevresine ve kol yırtmacı çevrelerine oymalar yapılmıştır. Bu oymalar giysiye astarlama tekniği ile yapılmıştır. Bazı üçeteklerin göğüs hizasına hilal biçimli cep yapılmış ve bu cep süsleme amaçlı kullanılmıştır.

Üçetek kenarına yapılan oymalar yörede tek çeşittir. Yarım daire ve üçgen geometrik desenin sıralanmasıyla oluşan desene yörede, cami oyması denmiştir. Cami oyması kenarlarına, giysi kenarını belirginleştirmek ve süsleme amaçlı kaytan dikilmiştir. Kaytanın 0,5 cm içerisine süslemeyi zenginleştirmek için ince kordon monte edilmiştir.

Fotoğraf No- 5: Üçetek Örneğinin Ön ve Arka Görünümü.

(39)

2.2.3. Ferace

Ferace kelimesi, Türkçe’ ye Arapça’ dan gelen, açmak, yarmak ve ferahlamak manasındaki “ferc” mastırından gelen kelimenin aslı “fereciyye” olan, önü açık ferah bir elbise anlamındadır (Aktaran: Sarıtaş vd., 2007: 196).

Ferace, eskiden Türk kadınlarının sokakta giydikleri manto gibi uzun libas bir giysidir (Arsever, 1983: 582). Ferace ve çarşaf, sokağa çıkarken giyilen ve örtünme amaçlı kullanılan en eski giysi çeşididir (Aktaran: Kılınç, 2008: 55).

Ayten Sürür, Ege Bölgesi Kadın Kıyafetleri adlı kitabında feraceyi: “ İki parçadan oluşan, bir parçası çenenin altından tutturulan ve kadının başını örten, ikinci parçası ile yüzü ve burnu örtüp gözleri açıkta bırakan, beyaz örtü ile giyilen bir sokak giysisi” olarak tanımlamıştır (Sürür a, 1983: 16).

Sevgi Gürtuna, Osmanlı Kadın Giysisi adlı kitabında feraceyi: “Önden açık, bedeni ve kolları bol, eteği yere kadar uzun, yaka çeşitliliği dönemlere göre V yakalı, yuvarlak, dikey yırtmaçlı gibi modellere giren, sokağa çıkarken giyilen bir dış giyim çeşididir, şeklinde tanımlamıştır (Gürtuna, 1999: 5). Osmanlı kadınları ev kıyafetleri ile dışarıya çıkmamışlar, üzerlerine mutlaka bir dış giysisi giyerlerdir. Sokakta giyinilen kadın kıyafetlerine baktığımızda ferace, yaşmak, çarşaf, maşlah peçe ve yeldirmeden oluşmuştur (Özcan, 2009: 14).

Ferace, kadınların sokağa çıkarken giydikleri, yazın ipekli, kışın yünlü kumaşlardan yapılan genelde düz ve koyu renk olan, bol, yere kadar uzun ve uzun kollu bir üst giysisidir.

Yenice yöresindeki kadınlar dışarıya çıkarken ferace giymişlerdir. Yörede feraceye “ferece” veya “kıvrak” denmiştir. Siyah parlak astarsız kumaştan yapılan, yuvarlak yakalı, bedenden çıkan takma kollu, bedene oturan özellikte olan ferace, şimdilerde sadece orta yaş giyimleri arasındadır (Eren, 1994: 101).

Yenice kadınlarının giydiği ferace, 0 yakalı, diz altı bir boyda, omuzu dikişsiz, ön ve arka göğüs altından robalı, omuzdan ön-arka ortasına kadar verev kesikli, ön

(40)

ortası ve yanları peşli, uzun kollu ve kol altı kuşlu bir model özelliğine sahiptir. Ferace, baş ve saçı örten bir yaşmak ile kullanılmıştır.

Fotoğraf No- 6: Ferace Örneğinin Ön ve Arka Görünümü.

Kaynak: Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.3. Başa Giyilenler

Kadınların çeşitli takılar takarak süslenmeleri, insanlık tarihi kadar eski bir olaydır. Türklerde takı takma ve başlık giyme geleneği, doğumla başlayıp ömür boyu süre gelmiştir. Baş giysilerinin güncel hayatta ve özel törenlerde önemli yeri olmuştur. Anadolu kadınının daha çok Yörük ve Türkmenlerin hala geçmişteki başlık ve süslemelerini kullandıkları, gelenek ve göreneklerine sahip çıktıkları görülmüştür (Tansuğ, 1986: 12-17).

2.3.1. Günlük Başa Giyilenler

Anadolu Türk kadınının geçmişine baktığımızda, gelenek, görenek ve dinsel inanışlarından dolayı başlarını dışarıdaki insanlara karşı hep bir araçla örttükleri görülmüştür. Bu örtünme yöreden yöreye ve bulundukları yerin konumuna göre farklılık göstermiştir. Türk kadınının örtünme ile süse olan düşkünlüğünü ve güzelliğine verdiği önemi, kullandıkları baş giyimlerinin özenle hazırlanmasından anlaşılmıştır.

(41)

Hatice Yılmaz Yenice yöresi Yörük kadınının günlük kullandığı baş giyimini şu şekilde anlatmıştır: “Yemeni, üçgen katlanıp başa örtülür, uçları çene altından geçirilerek arka tepede bağlanır. Yemeninin oyaları yüz çevresine getirilir. İkinci bir yemeni, oyanın güzel olmasına ve oyalar üst üste gelmesine dikkat edilerek, üçgen katlanır ve önü bir kat elde burularak alna önden sarılarak arkaya dolandırılır. Yemeninin sağ ve sol tarafı düğüme benzer bir teknikle arkada başa sabitlenir. Baş sıkıca bağlanmış olur. Evli olan yeni gelin ve kadınlar, mevsimine göre birkaç çiçeği, yemenilerinin arasına sıkıştırırlar ve evliliğinin güzel olduğunu süslemesiyle ifade ederler” (Kaynak Kişi: Hatice Yılmaz ).

Yörede yemenilerin oyalanmasına önem verilmiştir. Oyaların asıl amacı “süs” ve “süslenmek” tir. Ve her bir oya simgesel anlam ve mesajlarla doludur (Sürür b, 1983:11-13). Oyalar, işlendikleri aletlere, malzeme ve işleme tekniklerine göre; iğne oyası, mekik oyası, tığ oyası, boncuk oyası, firkete oyası, koza oyası vb şekilde ayrılmıştır (Özbel, 1949 b, 3). Yörede de bu tür oyalara rastlanmıştır.

Fotoğraf No- 7: Yemeni Oyalarından Örnekler.

Kaynak: Şerife Yavaş.

Fotoğraf No- 8: Yenice Yöresi Kadın Baş Bağlaması Genel Görünümü.

(42)

2.3.2. Özel Günlerde Başa Giyilenler

Yörede giyimin tamamlayıcı aksesuarı olan baş süslemesine büyük önem verilmiştir. Bir bakıma kadının toplumdaki yeri; yeni gelin, genç kız veya dul olduğu baş bağlama biçiminden anlaşılmıştır.

2. 3. 2.1. Kadın ve Genç Kızların Baş Giysileri

Bilge Erden, Çanakkale yöresi kadınlarının özel günlerinde başa giydikleri geleneksel giysileri şu şekilde sıralamıştır: Takke, altınlı başlık, oyalı çember, al pullu grep, ak pürkeçli (ak oyalı) çember (Erden, 1999: 118). Bu baş süslemesi Çanakkale’ nin bazı ilçe ve köylerinde de kullanılmıştır. Yenice yöresi kadın ve genç kız baş süslemesi, Çanakkale merkeze yakın bir tarzda başlarını süslemiş fakat, yörede örneklerine rastlanmamıştır.

Fotoğraf No- 9: Çanakkale Yöresi Geleneksel Baş Süslemesi.

Kaynak: Anonim b. 2009.

Baş giyimlerinin tanımlarını yaparken Bilge Erden ve Anonim b’ nin kaynaklarından yararlanılmıştır:

Altınlı Başlık: Başa bağlanan, üzerinde altınların ak oyalı çemberin ve al pullu grebin bulunduğu kısımdır.

Takke: Başa giyilen, üzerine altınların ve çemberin bağlandığı kumaşın bir özelliği olmayan ve içte kalan kısım.

(43)

Kat Altın: Takkenin önüne iki sıra halinde takılır. Altın sıraları arasında ve üzerinde renkli ince boncuklar bulunur. Altınlar sıra halinde kumaşın üzerine dizilmiştir. Kenarlarında başa bağlanan bir ip bulunur.

Kaş Bastı (Şıngırdaklı Altın): Kat altının üstüne takılan üzeri büyük mavi boncuklarla işlenmiş bir sıra altındır. Bu altınlar ve boncuklar altıparmak kumaş üzerine işlenmiştir. Kenarında başa bağlamak için ipi vardır.

Al Dimi: Kat altın ile kaş bastı arasına konulan kırmızı bir banttır.

Ak Pürkeçli (Ak Oyalı): Başa takkenin üzerine bağlanan, kenarları pulatla yapılmış, firkete oyası denilen bir oya ile işlenmiş, 90x90 ebadında beyaz bir çemberdir.

Al Pullu: Ak pürkeçlinin üzerine konan, üzeri pullarla sık bir şekilde işlenmiş üç köşesine ve ortasına çiçek deseni konmuş, kenarlarının uçlarına yeşil oya takılmış, bir ucu arkaya sarkan, 90x90 ölçüsünde bir kreptir (Yörede grep olarak da isimlendirilmiştir).

Yenice yöresinde, gelin baba evinden çıkarken, yengeler tarafından kullanılan, baş giyimi “mahrema” dır. Mahrema’ yı, gelin alıcısında bulunan yengeler, diğer baş giyimlerinin üzerlerine örterek kullanmışlardır (Yörede bu örtmeye “artmak” veya “dartmak” denmiştir). 135x135 ölçülerinde, yağ rengi ve ipekli dokuma özelliğine sahip bu mahrema, yörenin çok eskilere dayanan geleneğini, anlamıyla beraber günümüze taşımıştır.

Fotoğraf No- 10: Mahrema’ nın Genel Görünümü.

(44)

2.3.2.2. Gelin Baş Giysileri

Gelin baş süslemesi Çanakkale ilçeleri hatta köyleri arasında çok faklı şekillerde görülmüştür. Her yörenin kendine ait gelenek ve göreneğine göre şekillenen gelin baş giyimleri, Yenice ilçesinde de, Yörük gelin özelliği taşımıştır.

Fatma Kurt, Yenice yöresi gelin baş giyimini şu şekilde anlatmıştır: “Gelinin başına ilk olarak tas konur. Yörede bu tas “çekki” olarak bilinmektedir. Çekinin üzeri baş altınlarıyla sıralıdır ve kenarlarından sarkan altınları vardır. Sarkan altınlar da yörede “perşem” olarak bilinir. Tasın düşmemesi için bir çemberle tas, çene altından bağlanır. Dikdörtgen pamuklu bir kumaştan hazırlanmış kırmızı ve yeşil duvak çekinin üzerine örtülür. En alta kırmızı duvak omuzlara doğru örtülürken, yeşil duvak önden arkaya örtülür. Duvakların üzerine rengi isteğe göre değişen iki adet oyalı çember, yemeni örtülür. Düz renk oyalı krep üçgen yapılarak, üçgen kısmı öne gelecek şekilde çekkinin etrafına bağlanır ve arkada düğümlenir. Bu krep etrafına yani başın üzerine rengarenk büyük güller sıralanır ve gelin baba evinden duvağıyla çıkmaya hazırdır” (Kaynak Kişi: Fatma Kurt).

Gelin başında kullanılan kırmızı duvak muradına ermiş olduğunu, yeşil duvak ise soyunun devam edeceği anlamında kullanılmıştır (Altınışık, 1982: 135-139). Fotoğraf No- 11: Yenice Yöresi Gelin Baş Süslemesi.

(45)

2.4. Ayağa Giyilenler

Ayağa giyilen giysiler, Anadolu insanının güncel yaşamında önemli bir yere sahiptir (Tansuğ, 1989: 38-41). Çanakkale yöresi kadınları da ayağa çorap, çizme ve kundura giymişlerdir (Erden, 1999: 120).

Anadolu da çorap örme işi, köylerde yalnız ziraat yapılmayan kış günlerinde değil, her fırsatta kolaylıkla yapılmış ve çoraplar renk, motif ve malzeme bakımından her bölgede kendine ait bir özellikte olduğu görülmüştür (Özbel, 1949 a: 8).

Yörede kullanılan çorap, beş şişle örülmüştür (Başaran, 2000: 92-98). Kırmızı, mavi, beyaz, siyah, renklerle yün ipinden örülen, uzun konçlu el örgüsü özelliğine sahiptir. Üzerindeki motif ve desenlere göre: göklü bacak, bacak çakmak isimleri almıştır.

Fotoğraf No- 12: Yenice Yöresi Kadınlarının Ayak Giyimlerinden Örnekler.

Kaynak: Elif Güngör ve Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi.

Çanakkale yöresinde giyilen çizme, deriden yapılmış, konç kısmı altıparmak kumaşla kaplanmış, ön kısmında ponponları olan yarım bir çizmedir (Erden, 1999: 120).

Yöredeki kundura az topuklu sivri burunlu ve siyah renktedir. Ayağa kundura yerine deriden yapılmış çarıkta giyilmiştir (Erden, 1999: 120).

2.5. Tamamlayıcı Aksesuarlar

Tamamlayıcı aksesuarlar, giysinin süslemesini tamamlayan ve giysiye özellik katan, giysi üzerine yada içerisine giyilen, giyim parçalarıdır. Yenice yöresi kadın kıyafetlerini tamamlayan aksesuarlarda çendil, çevre ve takılardır.

(46)

2.5.1. Çendil

Çendil, yörelere göre farklılık göstermiş ve farklı isimler almıştır. Bunlar: Ön gergi, öncek, ömcek, ön çeki, önlük vb.

Yörede çendil olarak bilinen ön gergi, üç eteğin üzerine öne bağlanan, önlük olarak kullanılan bir giysi tamamlayıcısıdır.

Yöre kadınları tarafından yün ipinden el tezgahlarında dokunan çendil, siyah üzerine bordo işlemelidir. Nadiren siyah üzerine beyaz işlemede görülmüştür. Geometrik ve bitkisel bezeme ile yapılan çendil, 45 cm eninde, 80 cm boyundadır. Etek ucunda püskülleri vardır. Beline, beli 2-3 kez dolanacak uzunlukta uçkur/ip yapılmıştır. İplerin uçlarında rengarenk yün ipinden ponponlar yer almıştır. Ponponlar arkada kalacak şekilde bağlama uygulanmıştır.

Yenicede kullanılan çendil, aynı desenlerden iki parça olarak dokunmuş ve daha sonra bu parçalar özenli bir şekilde birleştirilmiştir (Yanar, 2009: 42). Bu birleştirilen yer, çendil’ in orta kısmını oluşturmuş ve üzeri minik ponponlar ile süslenmiştir.

Fotoğraf No- 13: Yenice Yöresi Çendil’ in Genel Görünümü.

Kaynak Kişi: Hatice Yılmaz ve Emine Durmaz. 2.5.2. Çevre

Çevre, etraf veya kenar manasındadır. Kenarları çepeçevre kıvrılmış, oya veya işleme nakışlarıyla süslenmiş tülbent, yemeni bezdir. Yazma çevre, sırmalı çevre de denir (Arsever, 1983: 391).

(47)

Çevrede çendil gibi, bele bağlanan aksesuarlardandır. Yörede, çendil öne, çevre arkaya bağlanarak kullanılmıştır. Bazı yörelerde kullanılan “arkalaç” ile aynı işlevdedir (Sevim, 1999: 69).

Taciser Onuk, geçmişten günümüzde çevreler adı çalışmasında, çevreyi şöyle tanımlamıştır: “Çevre, sakangur ve salaşpur adı da verilen çok ince ve sık dokunuşlu organze, keten, tülbent gibi dokumalardan yapılmış, mendilden daha büyük kare biçiminde, dört kenarı ibrişim ve sırma nakış ile süslü bir bordür; köşelerde ise daha büyük motifleri olan, etrafı oya ve nakışlarla işli parçadır” (Onuk, 1997: 42-47).

Yenice yöresi çevreleri genelde 90x90 boyutlarında yapılmıştır. Çevrelerin yapımında birçok işleme tekniği kullanılmıştır. Hesap işi, sarma, tel kırma, balık kılçığı vb. teknikler yenice yöresinde de görülmüştür.

Fotoğraf No- 14: Yenice Yöresinde Kullanılan Çevrelerden Örnekler.

Kaynak: Ayşe Baytekin, Fatma Kurt, Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.5.3. Takı

Kadınların çeşitli takılar takarak süslenmeleri insanlık tarihi kadar eski bir olaydır. Türklerde takı takma doğum ile başlamış ömür boyu devam ede gelmiştir. Hatta bazı takılar, ölenle birlikte gömülmüştür (Tansuğ, 1986: 12).

(48)

2.5.3.1. Dizi Altın

Kadınlarda baş süslenmesinden sonra gerdanlar; inci, top altun, broş vb kıymetli eşyalarla süslenmiştir. Göğüslere beşibiryerde, hamaylı, muska ve muhtelif cinste kıymetli boncuklar takılmıştır. Altun dizelerin bazı bölgelerde başlardan göğse veya bele kadar hatta dize kadar uzandığı ve elbiselerin güzellikleri örtüldüğü görülmüştür (Özbel, 1949 d: 8).

Yenice yöresi kadınlarının gerdanlarına taktıkları takılar arasında “dizi altın” veya “gerdanlık” yer almıştır. Bu gerdanlık kalınca bir ipe, iki sıra halinde dizilmiş küçük altınlardan meydana gelmiştir. Gerdanlık, her sırada 38 adet küçük altın ile toplam da 76 tane altından oluşmuştur. Dizi altının boyu yörede, göğüs üzerine kadar inmiştir. Bu altınlar gerçek yada sahte altından da yapılmıştır.

Fotoğraf No- 15: Yörede Kullanılan Dizi Altını.

Kaynak: Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.5.3.2. Kemer

Kadın giyimini tamamlayan parçalardan biride kemerdir. Türkler, sosyal seviyelerine, özel zevklerine ve varlık derecelerine göre, çeşitli maddelerden kemer ve tokalar kullanmışlardır. Tokalı kemerler genelde altın, gümüş tunç ve yeşim taşından yapılmıştır (Süslü, 2007: 154).

Yörede, gelinler tarafından dallı üzerine takılarak kullanılan tokalı kemer, iki yuvarlak tokadan oluşan bir bel aksesuarıdır. Tokaların kenarları ve ortaları kabartma ile süslenmiştir. İki toka ortada bir çengel ile birbirine tutturulmuştur.

(49)

Hatice Yılmaz yörede kullanılan kemer için şunları söylemiştir: “Bu kemeri düğünde erkek evi kız evine gönderir. Gelinin evden çıkacağı gün, bu kemer babası tarafından kıza bağlanır. Bu kemerin anlamı, karı-koca bağlılığını simgeler. Erkeğin şerefini temsil eden kadın, erkeğe namusunu teslim ettiğinden bu kemer gelinin belini tuttuğu anlamını taşır”.

Fotoğraf No- 16: Yörede Kullanılan Tokalı Kemer.

Kaynak: Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.6. Özel Gün Giysileri

Geçmişten günümüze özel günlerde giyilen giysiler, hep özenle hazırlanmıştır. Gelenek ve göreneklerimizde daha çok gelin kız için hazırlanan bu özel giysiler, bir ömür boyu hatıra olarak saklanmıştır.

Yenice yöresi kadınlarının gelin olurken giydikleri özel gün giysileri araştırıldığında bunların; üç etek bindallı ve şalvar, nadiren de salta kullanıldığı gözlenmiştir.

2.6.1. Bindallı

Bindallı, kadife üzerine sırma ile dallar işlenmiş gelin elbisesi veya kadife üzerine sırma ile kabartma dal, yaprak, çiçek işlenmiş kadın elbisesidir (Aktaran: Bedük, 1992: 11).

(50)

Bindallı daha çok nişan, düğün, kına gecesi gibi özel günlerde genç kız ve gelinler tarafından kullanılan özel bir giysidir. Günümüzde kına gecelerinde hala giyilmektedir.

Bütün yörelerimizde kullanılan bindallı elbiseleri, yörelere göre farklı isimlendirilmiştir. Konya’ da “Mıhlama”, Ankara’ da “Kutu içi entariler”, diğer yörelerde de “bindallı” olarak da bilinmiştir (Bedük, 1992: 11).

Çanakkale’ de dallı, gömleğin üzerine giyilen bir bindallı üçetektir. Kadife kumaştan yapılmıştır. Gelinler ve yeni gelinler giymişlerdir (Erden, 1999: 119).

Çanakkale Yenice yöresinde bindallı, üç etekli ve şalvarlı bindallı olarak kullanılmıştır. Kadife üzeri sarı metal ipliklerle işlemeli şalvar ve üç etek bindallı, ilk olarak gelinler tarafından, evden gelin çıkarken kullanılmıştır.

Fatma Kurt, gelin giyimi olarak şunları söylemiştir: “Bir genç kız, gelin olana kadar pek bir şey giymez, basma elbiselerle idare ederdi. Hatta gelin kız, kendi kına gecesinde de basmadan elbise giyerdi. Ne zamanki babasının evinden gelin çıkar, ondan sonra güzel giyinmeye başlardı. Giyinmek evliliğin bir simgesi gibiydi. O zamanlar beyaz gelinlik yerine bindallı giyilirdi. Gelin evden çıkarken bindallısını giyerdi. Ve yeni gelinler 3-4 sene kadar, yakın çevre düğünlerinde bu özel giysileri giyerlerdi ”.

Yenice kadınlarının kullandığı üç etek bindallı; önü boydan boya açık, etekleri üç parçadan oluşan, bele kadar yırtmaçlı ve yırtmaçları oymasız, boyu yere kadar uzun, uzun kollu ve yırtmaçlı, 0 yaka kesimli, dik yakalı yada yakasız bir özelliğe sahip olup astarlıdır. Üzeri bitkisel nakış bezemeleriyle işlemelidir.

Üçetek bindallının altına giyilen şalvar, bindallı ile aynı renkte olduğu gibi farklı renkte de yapılmıştır. Beli oldukça bol, ağı çok uzun olmayan ve sadece yan kısımları işlemeli olan şalvarın süslemeleri, üçetekten farklı olarak ta tasarlanmıştır. Şalvarın beli ve paçaları lastik ile toplanmıştır.

Referanslar

Benzer Belgeler

• Pamuk veya keten bez, yıkamada silinmeyen kalem, el veya daktilo yazımı. • Asitsiz

İnce, pürüzsüz, sıkı ve düz dokunmuş bu kumaş genelde çocuk ve bebek giysileri, bluz ve mendil yapımında

İpekli jorjet taklidi, çok yüksek bükümlü atkı ve çözgü ipliklerden bezayağı örgüde dokunmuş, ince bir pamuklu kumaştır. İyi bir pamuklu jorjet Ne 70/2 iplikten cm'de

PS0:received saline and fed AIN93G diet;PS0.5:received saline and fed AIN93G diet containing 0.5% saponins ; DSO : received 1,2-dimethylhydrazine (DMH) and fed

Incubation of CECs in the absence of external Ca(2+) led to a significant attenuation of the IP accumulation induced by BK. These results demonstrate that BK directly

Sanal Gerçeklik ile Lezzet Özlem Ak Ulusal Singapur Üniversitesi’nden araştırmacılar yılda bir düzenlenen Kullanıcı Arayüz Yazılımı ve Teknolojisi Sempozyumu’nda

Kompozit malzemeler tanım olarak bir çok farklı şekilde ifade edilebilir ancak en gelen tanımı ile kompozit malzeme; iki veya daha fazla malzemenin farklı iki

Daha ileri de gidilebilir: Bohemliğin de deliliğin de sınırlarım zorlamış bir sanatçı Fikret Mualla; yıllarca birkaç kadeh şarap parasma resim yapmış, borçlarım bu