• Sonuç bulunamadı

Ayağa giyilen giysiler, Anadolu insanının güncel yaşamında önemli bir yere sahiptir (Tansuğ, 1989: 38-41). Çanakkale yöresi kadınları da ayağa çorap, çizme ve kundura giymişlerdir (Erden, 1999: 120).

Anadolu da çorap örme işi, köylerde yalnız ziraat yapılmayan kış günlerinde değil, her fırsatta kolaylıkla yapılmış ve çoraplar renk, motif ve malzeme bakımından her bölgede kendine ait bir özellikte olduğu görülmüştür (Özbel, 1949 a: 8).

Yörede kullanılan çorap, beş şişle örülmüştür (Başaran, 2000: 92-98). Kırmızı, mavi, beyaz, siyah, renklerle yün ipinden örülen, uzun konçlu el örgüsü özelliğine sahiptir. Üzerindeki motif ve desenlere göre: göklü bacak, bacak çakmak isimleri almıştır.

Fotoğraf No- 12: Yenice Yöresi Kadınlarının Ayak Giyimlerinden Örnekler.

Kaynak: Elif Güngör ve Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi.

Çanakkale yöresinde giyilen çizme, deriden yapılmış, konç kısmı altıparmak kumaşla kaplanmış, ön kısmında ponponları olan yarım bir çizmedir (Erden, 1999: 120).

Yöredeki kundura az topuklu sivri burunlu ve siyah renktedir. Ayağa kundura yerine deriden yapılmış çarıkta giyilmiştir (Erden, 1999: 120).

2.5. Tamamlayıcı Aksesuarlar

Tamamlayıcı aksesuarlar, giysinin süslemesini tamamlayan ve giysiye özellik katan, giysi üzerine yada içerisine giyilen, giyim parçalarıdır. Yenice yöresi kadın kıyafetlerini tamamlayan aksesuarlarda çendil, çevre ve takılardır.

2.5.1. Çendil

Çendil, yörelere göre farklılık göstermiş ve farklı isimler almıştır. Bunlar: Ön gergi, öncek, ömcek, ön çeki, önlük vb.

Yörede çendil olarak bilinen ön gergi, üç eteğin üzerine öne bağlanan, önlük olarak kullanılan bir giysi tamamlayıcısıdır.

Yöre kadınları tarafından yün ipinden el tezgahlarında dokunan çendil, siyah üzerine bordo işlemelidir. Nadiren siyah üzerine beyaz işlemede görülmüştür. Geometrik ve bitkisel bezeme ile yapılan çendil, 45 cm eninde, 80 cm boyundadır. Etek ucunda püskülleri vardır. Beline, beli 2-3 kez dolanacak uzunlukta uçkur/ip yapılmıştır. İplerin uçlarında rengarenk yün ipinden ponponlar yer almıştır. Ponponlar arkada kalacak şekilde bağlama uygulanmıştır.

Yenicede kullanılan çendil, aynı desenlerden iki parça olarak dokunmuş ve daha sonra bu parçalar özenli bir şekilde birleştirilmiştir (Yanar, 2009: 42). Bu birleştirilen yer, çendil’ in orta kısmını oluşturmuş ve üzeri minik ponponlar ile süslenmiştir.

Fotoğraf No- 13: Yenice Yöresi Çendil’ in Genel Görünümü.

Kaynak Kişi: Hatice Yılmaz ve Emine Durmaz. 2.5.2. Çevre

Çevre, etraf veya kenar manasındadır. Kenarları çepeçevre kıvrılmış, oya veya işleme nakışlarıyla süslenmiş tülbent, yemeni bezdir. Yazma çevre, sırmalı çevre de denir (Arsever, 1983: 391).

Çevrede çendil gibi, bele bağlanan aksesuarlardandır. Yörede, çendil öne, çevre arkaya bağlanarak kullanılmıştır. Bazı yörelerde kullanılan “arkalaç” ile aynı işlevdedir (Sevim, 1999: 69).

Taciser Onuk, geçmişten günümüzde çevreler adı çalışmasında, çevreyi şöyle tanımlamıştır: “Çevre, sakangur ve salaşpur adı da verilen çok ince ve sık dokunuşlu organze, keten, tülbent gibi dokumalardan yapılmış, mendilden daha büyük kare biçiminde, dört kenarı ibrişim ve sırma nakış ile süslü bir bordür; köşelerde ise daha büyük motifleri olan, etrafı oya ve nakışlarla işli parçadır” (Onuk, 1997: 42-47).

Yenice yöresi çevreleri genelde 90x90 boyutlarında yapılmıştır. Çevrelerin yapımında birçok işleme tekniği kullanılmıştır. Hesap işi, sarma, tel kırma, balık kılçığı vb. teknikler yenice yöresinde de görülmüştür.

Fotoğraf No- 14: Yenice Yöresinde Kullanılan Çevrelerden Örnekler.

Kaynak: Ayşe Baytekin, Fatma Kurt, Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.5.3. Takı

Kadınların çeşitli takılar takarak süslenmeleri insanlık tarihi kadar eski bir olaydır. Türklerde takı takma doğum ile başlamış ömür boyu devam ede gelmiştir. Hatta bazı takılar, ölenle birlikte gömülmüştür (Tansuğ, 1986: 12).

2.5.3.1. Dizi Altın

Kadınlarda baş süslenmesinden sonra gerdanlar; inci, top altun, broş vb kıymetli eşyalarla süslenmiştir. Göğüslere beşibiryerde, hamaylı, muska ve muhtelif cinste kıymetli boncuklar takılmıştır. Altun dizelerin bazı bölgelerde başlardan göğse veya bele kadar hatta dize kadar uzandığı ve elbiselerin güzellikleri örtüldüğü görülmüştür (Özbel, 1949 d: 8).

Yenice yöresi kadınlarının gerdanlarına taktıkları takılar arasında “dizi altın” veya “gerdanlık” yer almıştır. Bu gerdanlık kalınca bir ipe, iki sıra halinde dizilmiş küçük altınlardan meydana gelmiştir. Gerdanlık, her sırada 38 adet küçük altın ile toplam da 76 tane altından oluşmuştur. Dizi altının boyu yörede, göğüs üzerine kadar inmiştir. Bu altınlar gerçek yada sahte altından da yapılmıştır.

Fotoğraf No- 15: Yörede Kullanılan Dizi Altını.

Kaynak: Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.5.3.2. Kemer

Kadın giyimini tamamlayan parçalardan biride kemerdir. Türkler, sosyal seviyelerine, özel zevklerine ve varlık derecelerine göre, çeşitli maddelerden kemer ve tokalar kullanmışlardır. Tokalı kemerler genelde altın, gümüş tunç ve yeşim taşından yapılmıştır (Süslü, 2007: 154).

Yörede, gelinler tarafından dallı üzerine takılarak kullanılan tokalı kemer, iki yuvarlak tokadan oluşan bir bel aksesuarıdır. Tokaların kenarları ve ortaları kabartma ile süslenmiştir. İki toka ortada bir çengel ile birbirine tutturulmuştur.

Hatice Yılmaz yörede kullanılan kemer için şunları söylemiştir: “Bu kemeri düğünde erkek evi kız evine gönderir. Gelinin evden çıkacağı gün, bu kemer babası tarafından kıza bağlanır. Bu kemerin anlamı, karı-koca bağlılığını simgeler. Erkeğin şerefini temsil eden kadın, erkeğe namusunu teslim ettiğinden bu kemer gelinin belini tuttuğu anlamını taşır”.

Fotoğraf No- 16: Yörede Kullanılan Tokalı Kemer.

Kaynak: Yenice Belediyesi Türk Evi Özel Etnografya Müzesi. 2.6. Özel Gün Giysileri

Geçmişten günümüze özel günlerde giyilen giysiler, hep özenle hazırlanmıştır. Gelenek ve göreneklerimizde daha çok gelin kız için hazırlanan bu özel giysiler, bir ömür boyu hatıra olarak saklanmıştır.

Yenice yöresi kadınlarının gelin olurken giydikleri özel gün giysileri araştırıldığında bunların; üç etek bindallı ve şalvar, nadiren de salta kullanıldığı gözlenmiştir.

2.6.1. Bindallı

Bindallı, kadife üzerine sırma ile dallar işlenmiş gelin elbisesi veya kadife üzerine sırma ile kabartma dal, yaprak, çiçek işlenmiş kadın elbisesidir (Aktaran: Bedük, 1992: 11).

Bindallı daha çok nişan, düğün, kına gecesi gibi özel günlerde genç kız ve gelinler tarafından kullanılan özel bir giysidir. Günümüzde kına gecelerinde hala giyilmektedir.

Bütün yörelerimizde kullanılan bindallı elbiseleri, yörelere göre farklı isimlendirilmiştir. Konya’ da “Mıhlama”, Ankara’ da “Kutu içi entariler”, diğer yörelerde de “bindallı” olarak da bilinmiştir (Bedük, 1992: 11).

Çanakkale’ de dallı, gömleğin üzerine giyilen bir bindallı üçetektir. Kadife kumaştan yapılmıştır. Gelinler ve yeni gelinler giymişlerdir (Erden, 1999: 119).

Çanakkale Yenice yöresinde bindallı, üç etekli ve şalvarlı bindallı olarak kullanılmıştır. Kadife üzeri sarı metal ipliklerle işlemeli şalvar ve üç etek bindallı, ilk olarak gelinler tarafından, evden gelin çıkarken kullanılmıştır.

Fatma Kurt, gelin giyimi olarak şunları söylemiştir: “Bir genç kız, gelin olana kadar pek bir şey giymez, basma elbiselerle idare ederdi. Hatta gelin kız, kendi kına gecesinde de basmadan elbise giyerdi. Ne zamanki babasının evinden gelin çıkar, ondan sonra güzel giyinmeye başlardı. Giyinmek evliliğin bir simgesi gibiydi. O zamanlar beyaz gelinlik yerine bindallı giyilirdi. Gelin evden çıkarken bindallısını giyerdi. Ve yeni gelinler 3-4 sene kadar, yakın çevre düğünlerinde bu özel giysileri giyerlerdi ”.

Yenice kadınlarının kullandığı üç etek bindallı; önü boydan boya açık, etekleri üç parçadan oluşan, bele kadar yırtmaçlı ve yırtmaçları oymasız, boyu yere kadar uzun, uzun kollu ve yırtmaçlı, 0 yaka kesimli, dik yakalı yada yakasız bir özelliğe sahip olup astarlıdır. Üzeri bitkisel nakış bezemeleriyle işlemelidir.

Üçetek bindallının altına giyilen şalvar, bindallı ile aynı renkte olduğu gibi farklı renkte de yapılmıştır. Beli oldukça bol, ağı çok uzun olmayan ve sadece yan kısımları işlemeli olan şalvarın süslemeleri, üçetekten farklı olarak ta tasarlanmıştır. Şalvarın beli ve paçaları lastik ile toplanmıştır.

Fotoğraf No- 17: Yörede Giyilen Üçetek Bindallı ve Şalvar Takımları.

Kaynak: Fatma İçen, Hatice Yılmaz . 2.6.2. Libâde

Yörede, üçetek bindallı üzerine libâde giyildiğine de rastlanmıştır. Libâde, 0 yaka üzerine dik yakalı, önü açık, boyu bele kadar, kol boyu uzun, üzeri tamamen işlemeli astarlı bir özelliğe sahiptir.

Erkan Kırtunç, cepken dediklerimiz adlı çalışmasında libâde’ yi şöyle anlatmıştır: “Libâde, cepkenin kadınlar tarafından giyilen türüdür. 19.yüzyılda çok yaygın olarak kullanılan libâde, kollu ve astarlıdır. Yüzüyle astarı arasında pamuk doldurulup kışın soğuktan korunması sağlandı. Kış mevsiminde kullanılmasına rağmen önü kapatılmadan kullanılırdı. Üzeri kumaş görünmeyecek kadar çok

işlemelidir. Varlıklı kişiler giysilerinde kullandıkları altın, gümüş, sırma ve pullarla “fermene” denen bu işlemeleri daha da zenginleştirirlerdi. Fermene ise ipek ve sırma kaytanlarla yapılan bir işleme çeşididir ” (Kırtunç, 1989: 84).

Çanakkale yöresinde libâde’ ye, salta veya ilbade denmiştir. Dallı üçeteğin üzerine giyilen, bindallı bir cepkendir (Erden, 1999: 119).

Yenice yöresindeki ilbadenin model boyu bele kadardır. “0” yaka kesimli, dik yakalı, uzun kollu ve astarlı bir model özelliğine sahiptir. Bindallı cepkenin yanı sıra, kordon tutturma tekniğiyle tüm yüzeyi bezeme olan örnekleri de görülmüştür. Altın rengi sim sırma tel ile tüm yüzeyin işlendiği görüşmüştür. Saltanın işlemesi bindallı üçeteğin işlemesi ile aynı örnek değildir. Kadife kumaştan yapılan ilbade, gelin ve yeni gelin giysisi olarak kullanılmıştır.

Fotoğraf No- 18: Yörede Kullanılan Libâde Ön-Arka-Detay Görünümü.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÇANAKKALE’ NİN YENİCE İLÇESİ EVLERİNDE BULUNAN GELENEKSEL TÜRK KADIN KIYAFETLERİ

Benzer Belgeler