• Sonuç bulunamadı

Azra Erhat

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Azra Erhat"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

11 EYLÜL 1982 £

Azra Erhat

Azra Erhat’ı 1950’Ierde Yeni İstanbul Gaze- tesi’nde çalışırken tanıdım. O sıralar Ayşe Nur tak­ ma adıyla gazeteye yazılar yazıyor, çoğu zaman Türkçesi tekliyordu.

Bu tekleme doğaldı; çünkü Azra dışarda bü­ yümüş, okumuş, yetişmişti; yabancı dilleri önce, Türkçeyi sonra öğrenmişti. Böyle bir insanın gele­ cekte güzelim bir Türkçeyle Anadolu uygarlığına sahip çıkacağım kim söyleyebilirdi? Ben bu geliş­ meye hep şaşmış, Erhat’m olağanüstü bir yetene­ ği olduğuna inanmışımdır.

Azra Erhat, yaşlanmayan kadınlardandı. Bir insanın (yaşı ne olursa olsun) genç ölmesi güzeldir. Bu güzellik içinde öteki dünyaya göçen Azra’nm kolay anlaşılmaz bir kişiliği vardı. Tanı­ dığım insanlardan çok azında böyle bir kişilik gör­ düm. Politikadan pek anlamıyan; ama uygarlığı benimseyen tiplerdir bunlar; saflıkları ölçüsünde sağlamlıkları, doğaya ve topluma bu tür yakla­ şımlarından ileri gelir.

Azra, politikadan uzaktı; eski ve yeni çağ uy­ garlıklarına vurgundu; bu kişiliği, 12 Mart döne­ minde gizli komünist partisi üyesi olmak suçla­ masıyla yargılanmasına ve aylarca tutuklu kalma­ sına engel olamadı.

Unutamadığım bu olay, kimi zaman Türkiye’ de uygarlığın kovuşturması ve suçlanması, anla­ mına gelir.

Azra Erhat eski dilleri iyi bilirdi. Ancak salt bilgi ne anlam taşır? Bilginin bilinçli bir eylemle ürünler vermekte itici güç sağlaması gerekir. Azra Erhat, Eski Yunan ve Anadolu uygarlığının klasik ürünlerini Türkçe söyleyerek büyük iş yaptı. Eski uygarlıkların kökenlerine inebilmek, çağdaşlaşmak için temel koşuldur. Öteki yapıtlarını bir yana bı­ rakalım, Azra ile A. Kadir’ın Homeros’tan ortak­ laşa çevirdikleri îlyada, Türkçemizin başucu ki- taplarındandır. Şimdi bu kitabı açıp bakıyorum; birinci sayfasında şu yazıyı okuyorum:

«— İlhan Selçuk’a sevgiyle... 28.6.1967.> Demek aradan onbeş yıl geçmiş. Anılarım da­ ha öteye uzanıyor. Bir Çanakkale gezisinde Azra gözlerimin önüne geliyor. Troya’da eski ve koca duvarlardan fışkırmış ilkyazın yeşil bitkileri ye binlerce yılın kemirdiği toprak sarısı taşların ara­ sında hepimize Akha’lıların. savaşını anlatan coş­ kulu kadını görüyorum. Bu kadının Sabahattin Eyüboğiu’ndan bilgeliği, Halikarnas balıkçısından tarih coşkusunu, A. Kadir’den Türkçemizin ince­ liklerini, Batı’daki yaşamından «Uyanış Çağı»nın hoşgörüsünü aldığını düşünüyorum.

Anadolu eski uygarlığının Ege’nin öteki yaka­ sından değişik bir özü olduğunu savunan tarihsel görüşün başını, sanırım engin sezgisi ve coşkusuy­ la Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir çekmiştir. Azra Erhat, bu görüşü paylaşıyordu. Eski Yunanca’yı iyi bilmesi, böylesine özgün bir yaklaşımla geçmişin gerçeklerine ve söylencelerine eğilmesi, yurtsever­ liğine duyarlı bir anlam vermişti.

Bir kez demiştim ki;

— Anadolu’nun altındaki kalıntılar, petrolle­ rimiz ve madenlerimiz gibi bizimdir. Onları kim­ seye bırakmayız; bizimdir Anadolu toprağındaki kat kat tüm uygarlıklar...

Gözleri ışıh ışıl ışımıştı.

ölüm bir süreden beri Türkiye’de herkese çok uzaktır; ya da çok yakındır; ama, artık ölüm diye bir sorunumuz yok; ölüm için ağlamamız, yakın­ mamız da yok.

Azra Erhat’a güle güle...

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Kâtip bir fikri bu tarza uyarak ifade etmek için cümleleri birbirine «olduğu, bulun­ duğu, olahğuudan, buiîunüiığ undan» gibi rabıtalarla bağlıyarak

The differential diagnosis of hypodense multiple hepatic nodules includes tuberculosis, metastatic disease, fas- cioliasis, candidiasis, Langerhans’ cell histiocytosis (LCH),

Elektron al›c› olarak Fe(III) kullan›m›, bafl- ka bir al›c›y› kabul etmeyen Tür 121’in yal›t›lmas›nda çok önemli rol oynam›fl.. Arafl- t›rmac›lar,

Dün akşam haber aldığımıza göre üniversite emini Neşet Ömer ve edebiyat fakültesi reisi Köprü­ lüzade Fuat beyler istifa etmiş­ lerdir. Neşet Ömer ve Fuat

Ziya Taneri'nin halaları, Selma Sarı'nın teyzesi, Gönül Kaynak'ın görümcesi, merhum Yekta Işıtan'ın zevcesi, Yekta Restoran'ın sahibesi,.. eski

gayrimenkul en çok arttıranın üstüne bırakılacaktır Hakları tapu sicilleriyle sâbit olmayan alâkadarlar ve irtifak hakkı sahiplerimi bu paklarını hususiyle

İşte o gün bugün Abdülhamid Han’ın di­ linde Canan Kadmefendi’nin adı Nona idi; ve karşılaştığı bütün güçlüklerin çözümünü Nona’sm- dan

— “ Bunu söylemek için daha çok erken, isterse­ niz bir 10 yıl sonra tekrar buluşup konuşalım.”. —“ Büyükbabanızdan sizi en fazla etkileyen han­ gi nasihati