SAYFA
I f .
y .
* t &
& t
CUMHURİYETOLAYLAR YE GÖRÜŞLER
Ermeni Düşü ve Akim Sesi
T ev fik Ü N A Y D IN
Emekli Büyükelçi
• •
lkemiziniçin-U
de bulunduğu ekonom ik sı kıntının ve ya şanan siyasalbelirsizliğin yarattığı or tam ve buna bağlı önemli
gelişmeler içerisinde Er- menilerin düşsel amaçla rına ilişkin etkinliklerine duyarlılığımız zayıflamış görüntüsü verdi. Ermeni - ler bu arada boş durmadı lar. Basından, sözlü ve gö rüntülü yayınlardan izleye bildiğimiz kadarıyla söz de Ermeni kıyımına ilişkin gelişm eler çerçevesinde Fransız politikacılar kısa bir süre önce Paris’in or tasına diktikleri Ermeni anıtından sonra bu kez de I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı’ya dikte ettirilen
anlaşm anın im zalandığı Sevr Sarayı’nm önüne bir soykırım anıtı koydular. Öte yandan International Herald Tribüne gazetesin de de güçlü Amerika Er meni A sam blesi’nin bir dalı olan Ermeni Ulusal Enstitüsü tarafından Er meni soykırımını dünyaya tanıtmak amacıyla 50 mil yon dolarlık bir müzenin kurulmakta olduğu habe ri çıktı. Yine basmdan öğ rendiğimize göre, Ermeni- ler, Avrupa ülkelerinde Do
ğu Anadolu ve Doğu Ka radeniz’i Ermeni toprağı olarak gösteren afişler da ğıtmışlar. Afişlerde Hindu- M üslüman çatışmasında ölenler de soykırımın kur banları olarak gösterili- yormuş. Ayrıca basında, bazı Ermeni parlamenter lerin I. Dünya Savaşı son rasında Kars ve Ardahan’ı Türkiye’ye geri veren Tür- kiye-Rusya arasındaki an laşmanın iptali için Rusya Federasyonu nezdinde gi rişim de bulunm ak am a cıyla kampanya başlattığı haberini gördük.
Bu gelişmeler içerisin de bizi biraz olsun sevin diren haber İsviçre’den gel di: Rum asıllı bir İsviçre m illetvekilinin İsviçre M eclisi’ne sunduğu “Er m eni Soykırım ı Tasarısı”,
İsviçre D ışişleri Bakanı
JosephD eiss’in “87 yıl ön ce olduğu iddia edilen, as ta bilinm eyen bir olay için Türkiye’yle olan ilişkileri m izi bozanlayız” şeklin deki akılcı konuşması üze rine reddediliyordu. Bu akılcı davranış, dileriz, öbür ülkelere de örnek olur.
Şunun iyice bilinmesi gerekir ki, Ermeni halkı na tarih boyunca zarar ve ren olayların asıl sorumlu
su, uydurma “Büyük Er m enistan” düşü peşinde koşan Ermenilerin kendi leridir. B u düşü gerçek leştirebilmek amacıyla ba zı ülkelerdeki çoğunluk etkenliğinden de güç ala rak düzmece gerekçelere, hilelere, cinayetlere baş vurmuşlar ve kendilerini kullanan güçlerin oyunla rına alet olmuşlardır. Gi derek zayıflayan Osman
lI Imparatorluğu’nu büsbü tün çökertmek için Erme- niler değişik dönemlerde Rusların, îngilizlerin ve Fransızların maşası olmuş lar, her defasında hüsrana uğrayıp acı çekmişler ve gerçekleştiremeyecekleri düşleri nedeniyle çektikle ri acılar onları akılcı yola yönlendireceğine tam ter sine kinlerini pekiştirmiş tir. Tarihsel olaylar bu ül kelerin kendi çıkarları için Ermenilerin oyununa gel diklerini, sadece taşeron olarak kullanıldıklarını, ancak onların hiçbir za m an ‘E rm eni d ü şleri’ni
gerçekleştirmelerine gö nüllü olmadıklarım gös termiştir. Ermenilerin soy kırım savlannm düzmece verilere dayandığım gös teren çok sayıda Türk ve yabancı kaynaklı belge ve yapıt var. Son zamanlarda
da basınımızda çıkan kimi yazılana yarn sıra emekli büyükelçilerden K âm u- ran Gürün ve Şükrü Elek- dağ’m verdikleri, değerli bilgiler içeren konferans lar, aynca Amerikalı ta rihçi Prof. M cCarthy ile Ingiliz yazar A ndrew M ango’nun birlikte ver dikleri konferansta yap- tıklan ilginç konuşmalar da bizim görüşümüze de ğerli katkılar sağladı. Ne yazık ki bütün bu yapıtlar, yazılar ve konferanslarda ileri sürülen görüşler da ha çok iç tüketime yatı yor, yabancı ülkelerde sı nırlı çevreler dışında pek etkili olamıyor. Bu duru mu değiştirmek ve gerçe ği dünyaya olduğu gibi an latabilmek, benimsetebil m ek için daha geçerli, sü rekli yöntemlere yönel m ek gerekiyor.
Önde gelen tarafsız ta rihçilerin düzmece Erme ni savlarım çürüten görüş lerini burada tekrarlama ya gerek yok. Ben burada sadece gerçeği kanımca en açık bir şekilde ortaya koyan, geçmiş olayların birkaç tanığının sözlerini özetleyerek aktarmak isti yorum. Zamanın içişleri bakanı Talat Paşa anıla rında bu konuda özetle şöyle diyor: “Ermenilerin önde gelen kişilerine,
Er-menilerin ihtilalci hareket lere giriştikleri, ordudan kaçan Erm eni askerlerin m em urian ve halkı öldür dükleri bildirilm iş ve bun lara son verilm esi için ken dilerinin yardım cı olm a ları istenm iştir. Buna kar şın M uş, Bitlis ve Van ille rinde Erm enilerin kışkırt m alarıyla kanlı ayaklan m alar başlam ıştır. B ir sü re sonra Van, R usların hi m ayesindeki Erm eni gö nüllü çeteleri tarafından işgal edilm iş, kaçam ayan M üslüm an halk öldürül m üş, birçok genç kız ve ev li kadın evlerde toplanm ış, bu evler genelev gibi kul lanılm ıştır. Başka veriler de de ayaklanmalar olmuş, M üslümanlara karşı şehir, köy ve yollarda loyım lar yapılm ış, cepheye gönderi len bazı askeri birlikler çe teler tarafından im ha edil miştir. Bu durum karşısın da daha önce çıkarılan, an- cak uygulanm ayan ‘Göç Kanunu ’ nun uygulanm a sına karar verilm iştir. Bu nun üzerine Türk ve Erm e ni kuvvetleri arasında şid d etli çarpışm alar b aşla mıştır. Göç sırasında Türk tarafında ihm ali veya ha taları görülenler, suçlu bu lunanlar şiddetle cezalan dırılmıştır. Göç nedeniyle ve ayaklanm a yüzünden Erm enüer çok kayıp
ver-olay.gorus@cumhuriyet.com.tr
TL
inişlerdir. Bunu itiraf et m ek gerekir. A ncak, doğu illerindeki M üslüm anlar da E rm eniler yüzünden büyük kayıplara uğram ış lardır. Rusların Van, M uş, B itlis ve Erzurum ’u işgali sırasında, R usların da iti raf ettiği gibi, Erm enilerin işlediği zulüm ve cinayetler sonucu M üslüm an halk aç ve çıplak olarak göç etm iş ve göç esnasında600 bin ki şi ölmüştür. Hüküm et, Er m eni göçü sırasında çıkan olayları önlemeye çalışmış tır. Tarafsız b ir m ahkem e kurulduğu takdirde, işle nen cinay etleri savunmak sam b ir gerçek olarak ile ri sürebilirim ki olaylara bizzat Erm enilerin yol aç tığı ortaya çıkacaktır. Ben, gönderilineleri sırasında Erm enilere yapılan işlem leri ve olaylan olduktan gibi aktardım Gerçeği söy lem e cesaretini gösterm ek ve E rm en ilerin M ü slü m anlara yönelik cinayet ve zulüm lerini itiraf etm ek sı rası şim di karşım ızdaki- lerdedir.”
Bu vesile ile Fransız ta rihçi Georges de MalevU-
le’in “1915Erm eni Traje disi” adlı kitabından söz et mek isterim. Yazar bu ya pıtında olaylar için özetle şöyle diyor: “Bd çözüm vardı, biri Erm enileri ile ri gönderm ek (savaş alam yönü); E rm enileriki taraf arasında kalır ve savaş es- nasmda ölürdü, ama Türk- lerin onuru bundan zarar görm ezdi. Türkler bunun yerine en acem ice am a en insanca çözüm ü seçip Er m enileri geri gönderdiler, ancak bunu beceriksizce yaptılar. N e var ki bir yok etm e planı yoktu, soykırım hiç yoktu.”
Yani yazar demek istiyor ki Türkler şimdi o zaman ki iyi niyetlerinin cezasını çekiyorlar.
Ermenileri savaş alanı na sürüp toptan ölümleri ne yol açsalardı bugün baş lan ağnmazdı.
Daha ileriye gidelim : 1918 yılında Erzurum’da ki Rus Kuvvetleri Komu tam Albay Tverdokbelov
26 - 27 Şubat gecesinde 3 bin dolayındaki Türkün Ermeniler tarafından öl dürüldüğünden ve Erme ni kökenli Rus subaylan- m n bu katliama yardımcı olduklanndan yakınm ış ve öldürme, ırza geçme, yağmalama olaylarının art ması ve yakalananların Er meni kökenli subay ve er- lerce serbest bırakılması üzerine bir toplantı yapa rak şunları söylem iştir:
“Biz burada Erm enilerin R us üniform ası altında fe ci cinayetler işlem eleri için değjB, Rusya’ya hizm et için kaldık. Eğer Erm enilerin barbarca ve vahşice davra nışları son bulm azsa, şeh ri teric etm em ize izin ve rilm esinde ısrar edeceğiz. Erm eniler Rus subayları aldatarak kıyım yaptılar. Erm eni ileri gelenleri soy larınım önüne geçebilir di.”
Savaş sonrasında Suri ye’yi işgal eden ve 10 bin kadar Ermeni gönüllü kul
landığı bilinen Fransızla rın Suriye’deki genel ko mutanı General Gourand
da 25 Kasım 1920’de Fran sa’ya gönderdiği ve Ingil tere Dışişleri belgeliğin de (arşivinde) bulunan ra porunda, “ E rm en ilerin Türkleri katlettiğini” bil dirir. İngiliz Dışişleri yet kilisi D.G . O sbom e rapo ra şu notu düşer: “E vet, ancak Erm enüer ve sem patizanlarının yaydıkları hikâyeleri düzeltm ek için artıkçokgeç.” Öte yandan, bütün art niyetlerine kar şın Ingiltere Dışişleri Ba kam Lord Curzon Lordlar Kamarası’nda şöyle diyor du: “Erm enüer bazı kişi ve çevrelerin kabul ettiği gibi m asum birer kuzu de ğillerdir ve şu anda elim de Erm enilerce Türklere karşı girişflen kanlı olayla rı gösteren belgeler bulun maktadır.”
Doğrudan bizimle ilgi si bulunmayan, ancak Er menilerin soykırım savla rının saptırılmış gerçekle re, düzmece belgelere ve yalanlara dayandığı görü şünü destekleyebilecek bir yapıt da Gürcü yazar İlya Ç avçadze’nin 1902 yılın da yayımladığı “Erm eni Bilginleri ve Feryat Eden Taşlar” adlı yapıtıdır. Bu yapıtı konu alan Yrd. Doç. Dr. N esrin Sanahm etoğ-
lu’nun “StratejikA naliz”
dergisinin Aralık 2000 sa yısındaki yazısından öğ rendiğim ize göre, Ilya Çavçadze bu yapıtında, Er menilerin Gürcü varlığını yok saydıklarım, bu amaç la eski Gürcü anıtlarında ki yazılan silip yerlerine Ermenice yazılar yazarak bunların Ermeni yapıtlan olduklarını göstermeye ça- lıştıklannı, Ermeni söy lencelerinde kendilerinin dünyanın en eski halkı ol duklarım, çok eski zaman lardan beri K afkasya’da yaşadıklarım ileri sürdük lerini, bunun doğru olma dığım, Ermeni adının da Kafkasya’da daha önce ya
şamış olan Ermeni adında ki başka bir kavmin adının benimsenmesiyle ortaya çıktığım ileri sürmektedir.
Öyle anlaşılıyor ki Er m enilerin düzm ece düş uğruna amaçladıkları yön deki etkinlikleri sürüp gi decek ve aklı başında, ger çekleri görebilen, hakçıl siyasetçiler var olmadığı sürece Erm eni safsatası bizi rahatsız etmeyi sür dürecek.
Önce Osmanlı’ya sonra Türkiye Cum huriyeti’ne ve özellikle en zayıf za manlarında musallat olan bu illete karşı bizim de ge cikmeksizin ciddi önlem ler almamız gerekiyor.
Geçirmekte olduğumuz bugünkü bunalım lı dö nemde bu konuda henüz kamuoyuna yansıyan so mut bir gelişme olmadı. Ancak duyumlarıma göre, ilgili makamlarımızca ko nu üzerinde ciddiyetle du rulduğu ve gereken ön lemlerin geliştirilmekte ol duğu anlaşılıyor. Bunu se vinçle karşılıyor, destekli yoruz.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi