• Sonuç bulunamadı

Halkla İlişkiler Uzmanı Betül Mardin:"Dünyaya kendimizi anlatamıyoruz":'Siyasetçi güven vermeli'

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Halkla İlişkiler Uzmanı Betül Mardin:"Dünyaya kendimizi anlatamıyoruz":'Siyasetçi güven vermeli'"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

pazar sohbeti

N I L G Ü N C E R

AYNANIN İÇİNDEKİLER

G L U

nilcer®turk. net

*>*>

Halkla ilişkiler Uzmanı Betül Mardin: 'Dünyaya kendimizi anlatamıyoruz

‘Siyasetçi güven vermeli’

B

atı ’da siyaset ve imaj konusu her seçimde gündem oluşturu­ yor. Bizde bu konu hala arka planda. Siyasetçiye imaj yap­ mayı hiç düşündünüz mü?

- Yıllar öncesinden bende siyasi kişilere

karşı bir alerji başladı ve bu konuya girme­ meye yeminliyim. Ne yaparsan, ne dersen de dinlemiyor çünkü. Senden iyi biliyor ve bildi­ ğini okuyor... Dolayısıyla başarılı olmak çok zor. Şöyle konuşmayın diyorsun. Hay hay di­ yor. Gidip tersini yapıyor. Üzülüyorsun. Ar­ dından, “Ben danışmanımın sözünden çık­ mam” gibi bir laf ediyor. Müşkül durumda kalıyorsun.

Diyaloğa “hayır”

Bizde seçim kampanyaları reklam şirke­ tiyle yürütülüyor. Neden?

- Daha pahalı olduğu için. Reklamlar ga­ zetede olduğu gibi çıkıyor. Halkla ilişkilerci- ninki habere dönüşüyor. Haber daha çok o- kunuyor ama değişiyor. Halkla ilişkilerde di­ yalog var; interaktif bir şey. Siyasetçi o riske girmiyor. Söylediği değişmesin istiyor. Para­ mı bastırırım, reklamcı aynen çıkartır diye düşünüyor.

Reklam aynı ölçüde etkili mi?

- Halkla ilişkilerci dinliyor. Projeden hoş­ lanıyor. Ona göre basın bülteni hazırlıyor; gazetelere gönderiyor. Ama o gün Koso- va’ya asker gitmişse; haber kesiliyor. “H a­ ber az çıkmış” diye müşteri gelip sonra seni suçluyor. “Ama Kosova var ve Kosova hak­ kında siz de bir söz söyleseniz, mesajınız daha da etkili olur” diyorsun. Adamın ka­ fası işlemiyor ki Kosova üzerinde laf etsin. Böyle bir olay yok Türkiye’de. Bunu yapa­ bilmesi için özgüveni olması gerek...

Özgüven öğrenilir mi?

- “Image making” - imaj yaratma - de

nilen işte, tümüyle kişilik değiştirme im­ kanı var; değil özgüven. Şahsiyetini öyle iken böyle yapabiliyorsun...

Karizma affettirir

İm aj ne, dış görünüş, karakter, kişi­ lik, mizaç mı? Hepsi mi?

- Karşındaki sana bakıyor ve imajını görü­

yor. Bu yalnız üzerindeki ceket olmuyor. Tüm geçmişini aynı anda hatırlıyor. Beğen­ diği, beğenmediği taraflarını; neler yapıp, yapmadığını hatırlıyor. Hepsini bir kül edi­

yor. Karizman varsa, seni affediyor. ^

İmaj eğitici

İmaj nasd kişiliği değiştirebilir?

- Eğitiyorsun karşındakini. Egzersiz yapa­ caksın. Bazı insan çok konuşur; dinlemez. Ona diyorsun ki: Konuşma, dinle! Sen mese­ la ellerini kullanıyorsun. Sana bir daha el kullanma diyor...

Siyasetçi farklı bir kimlik imajının arka­ sında durmak zorunda. Arkası olmayan imaj dağılmaz mı?

- Siyaset bu ayol, adam politika yapacak.

Benim için her numara mübah diyor. Bir za­ man sonra imajındaki insana dönüşüyor. Ü- mid ediyoruz ki biz, bu arada milletimize de yararı dokunsun.

İyi imaj için siyasetçinin önceliği ne olma­ lı?

- Güven vermesi lazım. Memleketini, şeh­ rini, sokaklarını veriyorsun adamın eline.

İmaj çağını TV mi yarattı?

- İmaj her zaman önemliydi. Ama şimdi bir de TV’de kendini ispat meselesi başladı.

TV’de iyi imajın sim ne?

“Bu işe başlayalı 30 yıl oldu. 30 yıldır siyasetçi ile çalışmamaya yeminliyim" diyor Betül Mardin. Sebebi siyasetçilerimizin “interaktif” olmaması, kampanyalarım üstlenen kişilerle dahi diyaloğa gitmekten kaçınmalan. Halkla olduğu gibi tıpkı. Seçim kampanyalannda kullanılan tarz ve üslup bile; bizde geçerli olan siyaset anlayışını betimlemeye yetiyor. Türkiye'yi 2000e taşıyacak seçimlerde, imajları yıllardır değişmeyen liderlerle bir kez daha sandığa gidiyonız bugün. İmajları ve içerikleri değişmeyen liderler; Türkiye’nin dış dünyadaki imajını da değiştiremiyorlar bir türlü. Ağırlaşan imaj sorunumuz ve 75. yıl, 700. yıl ve 2000gibi ard arda kaçırılan tanıtım

fırsatlarını konuştuk Türkiye’nin halkla ilişkiler “gıırusu” ile...

"Siyasetçi bizde diyalog riskine girmek

istemiyor. Paramı bastırırım, reklamcı söylediğimi aynen çıkartır diye düşünüyor. Reklamcı bu yüzden tercih ediliyor..."

T

- Siyasetçiler bunun eğitimini görüyor. Ni­ xon, Kennedy’ye karşı seçimi, bir tartışma programında dudağınm kenarında biriken tükürük nedeniyle kaybetmiş­

ti. Seyretmiştik o tartışmayı ve inanamamıştık. Vücut dili çok önemli. ABD’de tetkik etmiş­ ler, yalan söylerken kulağıyla oynuyor erkekler. O zaman derhal yakın plana giriyor TV kameraları. El, dudak, konuş­ ma tarzı, duraklama, kelimele­ rin bazılarını büyütmek ya da küçültmek; arada bir nefes al­ mak veya durmak. Duruyor­ sun ve daha iyi anlıyor karşı ta­ raf. Bizde yok ama Batı’da bu­ nun eğitimi var.

Deneyimli anchormen, politikacılar bile TV’de ruhlarım ele veriyor. Neden?

- Yakın detay alıyor TV. Gözünüzün içine giriyor. En tehlikeli yanı bu.

Türkiye’nin imajı sorunlu. Bu konuda ne­ reden başlardınız?

- Türkiye denince insanların aklına ne ge­ liyor? Bunu araştırırdım. 4 pilot ülke seçer; İspanya, Portekiz, Fransa, İtalya örneğin a- raştırmam yaparsın. Üstüne stratejini kurar­ sın. Tabii bir bütçe ayırman lazım. Ve bunun o ülkelerdeki halkla ilişkiler şirketlerinden biriyle, interaktif bir şekilde yürütülmesi çok önemli. Ortaya ortak bir program çıkması

ürkiye kendini dış dünyaya anlatamıyor.

Bıııın beceremiyor, altından kalkamıyorlar. Tam

kalkacakları sırada telefon çalıyor: başka kriz

çıkıyor. Onun üstüne gidiyorlar. Sonra dönerken

yolda geyik muhabbetine yakalanıyorlar...”

lazım.

Stratejiyle kasdettiğiniz ne?

- Diyelim o ülkede sana karşı belirgin bir tepki yok. Hatta bir iki konuda da bir ilgi, bir saygı var. Bunun halka inmesi için o konu­ nun altını çizen bir çalışma yapıyorsun. Han­

gi TV kanallarında Türkiye’ye karşı kam­ panya varsa - sanki hiç o onu söylememiş gi­ bi - aynı kanallardan pozitif bir kampanyay­ la cevap veriyorsun. Türkiye güvenilir ülke i- majı işliyorsun.

İmaj sorunu turizm için ciddi tehdit. Nasd bir atılım yapılabilir?

- Onbeş günde yapılacak iş değil. Mevsim başlangıcından çok önce hazırlanması gere­ kir. Büyük bombardıman ister. Senelerdir söylüyorum. Burada film çektirmiyorlar a- yol; şarkı söyletmiyorlar.

700. yıl için ne yapılabilir?

- 700. yılın ortasındayız artık, iyi bir fırsat­ tı bu ve kaçırıldı. Dışarda böyle bir kampanya büyük ihtişam istiyor. Ver- sailles’a giden sergiden ümitliyim. Niye Almanya değil de Fransa, o meçhul. Ankara’daki uzmanlar demek Fransa’yı seçti.

Strateji yoksunluğu. Almanya, Türk i- nıajının en sorunlu olduğu ülke...

- Halkla ilişkilerde bir açı ararız biz. Cumhuriyet’in 75. yılı deniyor: Bir açı ve­ riliyor. Arkadan 700. deniyor o da başka bir açı; ama bir daha yok böyle bir rande­ vu. Bir de 2000’de din var bundan sonra. Onu da kaçırırlarsa; 2001’de ne var bilmi­ yorum?

Üst üste 3 randevu kaçırılmış olacak. 75. yıl içe dönüktü; 700. yıl dışa dönük kampanya için fırsattı. Neden kaçırıldı?

- İhtişamlı bir geçmişimiz var deniyor ama

bu anlatılamıyor. Beceremiyor, altından kal­ kamıyorlar. Tam kalkacakları sırada telefon çalıyor; başka kriz çıkıyor. O krizin üstüne gidiyorlar. Sonra dönerken öteki toplantı da bir geyik muhabbeti oluyor...

Dünyanın gerisiyle bir iletişim sorunu var...

- Türklükte bir şey var. Kendini anlatamı­

yor. Yapamıyor, yapamadığı için üzgün as­ lında. Ama konuşamıyor, yazamıyor, anlata­ mıyor, utanıyor... “Kendimi methetmiş gibi olmayayım” diyor. Sonra gidiyor siyaseten en olmayacak şeyleri “ben yaptım” diyor. Biz bize olduğumuz zaman mangalda kül bı­ rakmıyoruz da; hadi gel dışardakine söyle deyince mum kesiliyor.

Ama dış dünyadaki imaj düzelmediği sü­ rece krizler bitmeyecek. Bu bağlantı kurulamı­ yor mu? Tanıtımın önemi anlaşılmadı mı?

- Bunun önemini biliyorlar da tam karar veremediler aslında. Çünkü bu alanda he­ nüz bir büyük başarı yakalamış değiller. Bu iş iyi yapıldığı zaman ne kadar hoş geri gel­ diğini görseler; belki tiryakisi olacaklar.

Anadolu ve göç

Peki 2000 için bir hazırlık var mı?

- 2000 için “Anadolu ve din” ilk akla gelen konu. Ama ben göçe taktım kafamı. Göçle

uğraşıyorum.

Neden göç?

- Ademle Havva cennetten dünyaya göç etmiş. Peygamber efendimiz Mekke’den Medi­ ne’ye göç etmiş, insanlığın te­ melindeki olgu göç. Çok ö- nemli. Şimdi Kosova var. En güncel sorun. Diyorum ki Tür­ kiye göç konusunda en tecrü­ beli ülke.

Bir göç koridoru olmuşuz biz. Türklerin cömertliği ve bu olguyla nasıl iç içe yaşadığı­ nı ortaya koyması bakımından göç konusu 2000’de çok yararlı olurdu bize. Anadolu böyle bir yer demek adına...

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Android tabanlı tablet üreticilerinin genel yakla- şımı, iPad üzerindeki sınırlamaları kaldıracak ve tek- nik özellikleriyle üstünlük sağlayacak farklı ürün- ler

Bu çalışmamızda meddahlık geleneğinden beslenen ve tek kişilik gösteriler sunan Ata Demirer, Cem Yılmaz ve Atalay Demirci'nin bazı gösterilerinde kullandıkları argo dili

O sırada Tanin gazetesinde yayınladığı düzyazıları, küçük hikâyeleri de iki yıl sonra kısmen Harap Mabetler (1911-1924) adlı kitabında topladı.. Mektup

Yapılan Bağımlı Gruplar t-testi sonucu, kontrol grubundaki öğrencilerin ilk ölçüm Algı Ölçeği puanları arasında cinsiyet faktörü açısından istatistiki olarak

1.Etkinlik: Aşağıdaki cümlelerde fiziksel özellik olanlara ‘’F’’, kişisel özellik olanlara ‘’K’’ yazalım.. ( ) Sevda’nın upuzun ve simsiyah

Bunun için, doktor muayenehanelerinde, eczanelerde veya test merkezlerinde (örneğin daha önce yapılan bir hızlı test sonucunun pozitif çıktığı durumlarda) eğitimli

 Dünyanın hareketlerinin canlılara etkisi IB Öğrenen Profili Özellikleri: Araştıran Sorgulayan, Bilgili, Dönüşümlü Düşünen Öğrenme Yaklaşımları:.

İstanbul Aydın Üniversitesi, Türkiye’nin uygulamalı eği- tim yapan ilk üniversitesi olma özelliği ve ayrıca dünya- ca tanınmış 350’nin üzerinde uluslararası