• Sonuç bulunamadı

Takip Hukukunda zaman aşımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Takip Hukukunda zaman aşımı"

Copied!
133
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TC

KOCAELĠ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TAKĠP HUKUKUNDA ZAMANAġIMI

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Tezi Hazırlayan: MEHMET SARI

Tezin Kabul Edildiği Enstitü Kurulu Tarihi ve No:

04.07.2007-2007/18

Prof. Dr. Zehra Gönül Balkır

Doç. Dr. Seyithan DELĠDUMAN

Yrd. Doç. Dr. Yusuf ÇalıĢkan

(2)

ÖNSÖZ

Zaman hukukta önemli etkilere sahip olan bir kavramdır. Hakların kazanılması ve kaybedilmesi ile yaptırımların uygulanması hep belirli sürelerle bağlanmıĢtır. Bir hakkın kazanılması veya kaybedilmesinde öngörülen sürenin tükenmesi anlamına gelen zamanaĢımı birçok çalıĢmaya konu olmuĢtur. Ancak zamanaĢımı kurallarının takip yolları içindeki anlamı ve etkileri bir bütün halinde bugüne kadar incelenmemiĢtir. Hâlbuki bu belirleme yapılmadan değiĢik yasalara dağılmıĢ zamanaĢımına iliĢkin hükümlerin anlamı tam olarak anlaĢılamaz.

Bu amaçla çalıĢmamızda zamanaĢımının takip yolları içindeki anlamı ve etkileri ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır. Bu doğrultuda icra ve iflas terimlerini birlikte karĢılaması sebebiyle TAKĠP HUKUKU kavramı tercih edilmiĢ ve zamanaĢımı kurumunun TAKĠP HUKUKU içindeki yansıması bütün boyutlarıyla gözler önüne serilmeye çalıĢılmıĢtır.

Buna göre önce takip hukukuna yönelik açıklamalarımıza da temel teĢkil edecek zamanaĢımı ile ilgili genel bilgilere kısaca yer verilmiĢ, sonra zamanaĢımının farklı takip yollarına göre ileri sürülme Ģekilleri, Ģartları ve sonuçları üzerinde durulmuĢ ve neticede de takip hukukunda zamanaĢımına bağlı hüküm ve sonuçlar anlatılmıĢtır.

Bu çalıĢmada konunun seçiminde ve sonrasında bilgisi, desteği ve çalıĢmanın bölümlerine iliĢkin görüĢ, öneri ve eleĢtirileri ile hep yanımda olan Doç. Dr. Seyithan Deliduman‟a ve eğitim hayatım boyunca desteklerini sürekli hissettiğim aileme teĢekkürü bir borç bilirim.

(3)

ĠÇĠNDEKĠLER

I. GENEL OLARAK ZAMANAġIMI

A. ZAMANAġIMI KAVRAMI………12

B. ZAMANAġIMININ ĠġLEVĠ………14

C. ZAMANAġIMI SAVUNMASI………...16

1. ZamanaĢımı Def‟i………..16

2. ZamanaĢımı Def‟i ve Ġlk Ġtirazlar……….17

3. ZamanaĢımı ve Islah………18

D. ZamanaĢımının Durması ve Kesilmesi……….20

1. ZamanaĢımının Durması……….20

2. ZamanaĢımının Kesilmesi………...21

E. HAK DÜġÜRÜCÜ SÜRELER VE ZAMANAġIMI………22

1. Hak DüĢürücü Sürenin Tanımı ve Önemi……….22

2. Hak DüĢürücü Süre ile ZamanaĢımı Arasındaki Farklar………23

3. Kanunlardaki Hak DüĢürücü Süreler……….23

F. GENEL OLARAK ZAMANAġIMI SÜRELERĠ ……….26

1. Borçlar Kanunu 125. maddesindeki On Yıllık Süre………26

2. Borçlar Kanunu 126. maddesindeki BeĢ Yıllık Süre………..27

3. Borçlar Kanunu 60. maddesindeki Süreler………..28

4. Borçlar Kanunu 66. maddesindeki Süreler………..28

5. Özel Kanunlardaki Süreler………..29

G. TAKĠP HUKUKU VE ZAMANAġIMI ĠLĠġKĠSĠ………..31

1. Takip Hukuku Kavramı………..31

2. Takip Hukukunun Konusu……….32

3. Takip Hukuku ZamanaĢımı ĠliĢkisi……….32

a. Takip Talebi ve ZamanaĢımı………..32

b. Yetkisiz Ġcra Dairesine Ġtiraz ve ZamanaĢımı………..34

c. Müteselsil Borçlular ve ZamanaĢımı ………35

d. ĠĢlemden Kalkan Dosyanın Yenilenmesi ve ZamanaĢımı………….35

II. TAKĠP HUKUKUNDA ZAMANAġIMI A. ĠCRA HUKUKUNDA ZAMANAġIMI……….36

(4)

1. ĠLAMA DAYALI TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI……….36

a.Ġlama dayalı Takiplerde ZamanaĢımı……….36

aa. Ġcra Emrinin Tebliğinden Önceki Dönemde………...36

bb. Ġcra Emrinin Tebliğinden Sonraki Dönemde………..38

b.Ġlam Mahiyetini Haiz Belgelerde ZamanaĢımı………..39

2. ADĠ (GENEL HACĠZ YOLU ĠLE) TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI…………41

a. Takip Talebinden Önce GerçekleĢen ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………..42

aa. Borçlu Süresi Ġçerisinde Ödeme Emrine Ġtiraz Etmezse..42

bb. Borçlu Süresi Ġçerisinde Ödeme Emrine Ġtiraz Ederse....42

aaa. Borçlu Borca Ġtiraz Ederse………..44

bbb. Borçlu Ġmzaya Ġtiraz Ederse.………..47

b. Takip Talebi Ġle Takibin KesinleĢmesi Arasında GerçekleĢen ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi……….48

c. Takip Talebinden Sonra ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………..50

aa. Alacağın Takibin KesinleĢmesinden Sonra ZamanaĢımına Uğraması…...50

bb. ZamanaĢımı Nedeniyle Ġcranın Geri Bırakılması………..51

3. KAMBĠYO SENEDĠNE DAYALI TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI………….53

a. Genel Olarak……….53

b. Kambiyo Senetlerinde ZamanaĢımı Süreleri………55

aa. Poliçede ZamanaĢımı Süreleri ………55

bb. Bonoda ZamanaĢımı Süreleri………...57

cc. Çekte ZamanaĢımı Süresi ………58

c. Takip Talebinden Önce GerçekleĢen ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi……….59

aa. Borçlu Süresi Ġçerisinde Ödeme Emrine Ġtiraz Etmezse…60 bb. Borçlu Süresi Ġçerisinde Ödeme Emrine Ġtiraz Ederse…...60

aaa. Borçlu Borca Ġtiraz Ederse……….61

(5)

d. Takip Talebi Ġle Takibin KesinleĢmesi Arasında

GerçekleĢen ZamanaĢımının Ġleri SürülmesĠ………...64

e. Takip Talebinden Sonra ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………65

aa. Alacağın Takibin KesinleĢmesinden Sonra ZamanaĢımına Uğraması………...65

bb. ZamanaĢımı Nedeniyle Ġcranın Geri Bırakılması………68

4. REHNĠN PARAYA ÇEVRĠLMESĠ YOLU ĠLE TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI...70

a. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu ile Ġlamsız Takiplerde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………..70

aa. TaĢınır Rehninin Paraya Çevrilmesi Yolu Ġle Ġlamsız Takiplerde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………...71

bb. Ġpoteğin Paraya Çevrilmesi Yolu Ġle Ġlamsız Takiplerde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi ………..71

b. Rehnin Paraya Çevrilmesi Yolu Ġle Ġlamlı Takiplerde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi……….………..74

c. Rehnin Paraya Çevrilmesi Ġle Ġlgili MüĢterek Hükümler………..75

5. ĠHTĠYATĠ HACĠZDE ZAMANAġIMI………..76

a. Ġhtiyati Haczin ZamanaĢımına Etkisi………..76

b. Ġhtiyati Hacizde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………..……….78

B. ĠFLAS YOLU ĠLE TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI……….81

1. ADĠ (GENEL) ĠFLAS YOLU ĠLE TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI…………81

a. Borçlunun Ödeme Emrine Ġtiraz EtmiĢ Olması Halinde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………...82

b. Borçlunun Ödeme Emrine Ġtiraz EtmemiĢ Olması Halinde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………83

c. Borçlunun Ödeme Emrine Kısmen Ġtiraz Etmesi Halinde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………..84

(6)

2. KAMBĠYO SENETLERĠNE MAHSUS ĠFLAS YOLU ĠLE

TAKĠPLERDE ZAMANAġIMI………..85

a. Borçlunun Ödeme Emrine Ġtiraz veya ġikâyet EtmiĢ Olması Halinde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………86

b. Borçlunun Ödeme Emrine Ġtiraz veya ġikâyet EtmemiĢ Olması Halinde ZamanaĢımının Ġleri Sürülmesi………87

3. ĠFLASIN ERTELENMESĠ VE ZAMANAġIMI……….88

a. Ġflasın Ertelenmesi Kararı………...88

b. Ġflasın Ertelenmesi Kararının ZamanaĢımına Etkisi……….89

C. KONKORDATO VE ZAMANAġIMI……….93

1. Konkordatonun Tanımı ve ÇeĢitleri……….93

2. Ġflas DıĢı Konkordato ve ZamanaĢımı……….95

a. Konkordato Mühlet Talebi ve ZamanaĢımı ………95

b. Konkordato Mühlet Talebinin Reddi Kararı ve ZamanaĢımı………97

c. Konkordato Mühlet Kararı ve ZamanaĢımı……….98

d. Konkordato Mühlet Kararının Kaldırılması ve ZamanaĢımı ……..100

e. Konkordatonun Tasdiki Kararı ve ZamanaĢımı ………..101

f. Konkordato Talebinin Reddi Kararı ve ZamanaĢımı………101

g. Konkordatonun Feshi Kararı ve ZamanaĢımı ……….102

3. Ġflas Ġçi Konkordato ve ZamanaĢımı………..103

a. Ġflas Ödeme Emrine Ġtiraz Süresi Ġçinde Konkordato Teklif Edilmesi Halinde ZamanaĢımı………..103

b. Ġflastan Sonra Konkordato ve ZamanaĢımı………...105

4. Malvarlığının Terki Suretiyle Konkordato ve ZamanaĢımı ………105

D. UZLAġMA YOLUYLA YENĠDEN YAPILANDIRMA VE ZAMANAġIMI…106 III. TAKĠP HUKUKUNDA ZAMANAġIMINA BAĞLI HÜKÜM VE SONUÇLAR A. TAKĠP TALEBĠNDEN ÖNCE GERÇEKLEġEN ZAMANAġIMINA BAĞLI HÜKÜM VE SONUÇLAR……….109

(7)

a. Borçlu Ġtiraz Etmezse………..109

b. Borçlu itiraz Ederse……….110

2. Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yolunda ……….114

a. Borçlu Ġtiraz Etmezse ………..114

b. Borçlu Ġtiraz Ederse ……….115

B. TAKĠP TALEBĠ ĠLE TAKĠBĠN KESĠNLEġMESĠ ARASINDA GERÇEKLEġEN ZAMANAġIMINA BAĞLI HÜKÜM VE SONUÇLAR……..118

C. TAKĠBĠN KESĠNLEġMESĠNDEN SONRA GERÇEKLEġEN ZAMANAġIMINA BAĞLI HÜKÜM VE SONUÇLAR ………119

1. Alacağın Takibin KesinleĢmesinden Sonra ZamanaĢımına Uğraması………...119

2. ZamanaĢımı Nedeniyle Ġcranın Geri Bırakılması ………120

D. ZAMANAġIMININ HÜKÜM VE SONUÇLARI ARASINDAKĠ FARKLAR……….121

1.Alacak ve Alacaklı Açısından………. 121

a. Alacak Açısından……….121

b. Alacaklı Bakımından………122

2.Fer‟i Haklar Açısından………..122

3.Müteselsil Borçluların Durumu………123

SONUÇ………..124

KAYNAKLAR………126

(8)

ÖZET

ZamanaĢımı bir hakkın kazanılması veya kaybedilmesinde yasanın öngördüğü sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir. Bu çalıĢmada ise düĢürücü zamanaĢımı araĢtırmaya konu edilmiĢtir.

Belli bir süre kullanılmayan alacağın dava edilebilme niteliği zayıflamaktadır. Bir baĢka deyiĢle yasada öngörülen sürenin geçmesiyle borçlunun zamanaĢımını ileri sürmesine imkan tanınmıĢtır. O halde zamanaĢımı savunmasının hukukumuzda önemli bir yer iĢgal ettiği yadsınamaz. Buna bağlı olarak zamanaĢımının durması veya kesilmesi ile hak düĢürücü süreden farkları gibi konular güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyecek gibi gözükmektedir. Ayrıca ihtilafa konu alacağın bağlı olduğu zamanaĢımı süresinin tespiti de birinci derecede önemlidir.

Takip talebinden önce zamanaĢımı gerçekleĢmiĢse borçlu alacağın zamanaĢımına uğradığını borca itiraz yoluyla ileri sürebilir. Genel haciz yolu ile takipte ve kambiyo senetlerine dayalı takipte ödeme emrine itiraz yoluyla zamanaĢımı ileri sürülmemiĢse artık takip talebinden önce gerçekleĢmiĢ zamanaĢımı için icranın geri bırakılması istenemez.

Takip talebinden sonra ödeme emri borçluya geç tebliğ edilirse ve takip talebi tarihi ile ödeme emrinin borçluya tebliği arasında zamanaĢımı gerçekleĢmiĢ ise borçlu ödeme emrine karĢı borca itiraz ederek zamanaĢımını ileri sürebilir.

Alacağın takibin kesinleĢmesinden sonra zamanaĢımına uğraması halinde bunun ödeme emrine itiraz yoluyla ileri sürülmesine olanak yoktur. Bu halde borçlu her zaman icra mahkemesinden zamanaĢımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını talep edebilir.

(9)

Gerek genel iflas yolu ile takibe gerekse de kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takibe maruz kalan borçlu, ödeme emrine itiraz etmesi halinde; iflas davasında zamanaĢımını ileri sürebilecektir. Borçlunun sadece itiraz etmesi yeterlidir. Ġtirazında borcun zamanaĢımına uğradığını belirtmese dahi borçlu iflas davasında gene zamanaĢımı savunması yapabilecektir. Kısacası borçlu ticaret mahkemesindeki savunmasında ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Ancak borçlu ödeme emrine itiraz etmezse iflas davasında borçlu olmadığına dair hiçbir defi ve itirazda bulunamaz; dolayısıyla borçlunun zamanaĢımını da ileri sürme imkânı olmaz.

Ġflasın ertelenmesi kararıyla zamanaĢımı durur. Konkordato mühlet ve ek mühlet süreleri içinde de zamanaĢımı süreleri duracaktır. Ancak kanımızca icra mahkemesi talep olması halinde ve Ģartlarını da yeterli bulursa mühlet talebi ile birlikte derhal konkordato mühleti talebinde bulunan aleyhine haciz ve takip yasağını da kapsar bir Ģekilde tedbir kararı verebilmelidir. Aksi takdirde konkordatonun baĢarı imkânı neredeyse imkânsız gibidir. Ġcra mahkemesinin tedbir kararı vermesi halinde zamanaĢımının mühlet tedbir tarihinden itibaren durduğunu kabul etmek gerekir.

UzlaĢma yoluyla yeniden yapılandırma talebini değerlendiren ticaret mahkemesi bu talebi kabul etmesi halinde zamanaĢımı süreleri iĢlemeyecektir. Ticaret mahkemesi baĢvuru hakkında nihai kararını verene kadar borçlunun mallarını korumaya yönelik tedbirler de alabilir. Bu halde eğer mahkeme borçlu lehine dava ve takiplerin durmasını da kapsar bir Ģekilde tedbir kararı verirse bu ara dönem içinde de zamanaĢımı sürelerinin durduğunun kabulü gerekir.

(10)

ABSTRACT

The prescription means a legally prescribed period of time by lapse of which a right is either acquired or lost. Negative prescription, which is defined as a statutory period upon expiration of which a right or title is lost under certain conditions, is investigated in this study.

The possibility of a litigation of a cretid is decreased when it is not put in requsition for a particular time period. In other words, when the said time period provisioned by a particular statute comes to an end, the debtor is authorised to allege the prescription. Therefore, it is undeniable that the defence of prescription always takes a considerable place in our law system. In connection with, the differences between suspension or vacation of the prescription and strict time limit will always be the order of the day. In addition, determining the time period of a prescription of the debt subject to a claim is important at first degree.

If a determined time period for a prescription is completed before the enforcement by writ, the debtor may claim his rights emerged from prescription by contesting to an enforcement court. If the prescription was not alleged contrary to the order of the payment in either enforcement of common way or exchange way, the debtor may not claim prescription hereafter.

If the order of the payment is notified later and the determined time period for prescription is completed the date of application and notification, the debtor may claim prescription by contesting to enforcement court after the enforcement by writ.

If the determined time period for prescription is completed after the claim becomes definite, the debtor may not claim prescription by alleging contrary to the order of the payment hereinafter. In this case, the debtor may always claim prescription by contesting to the enforceement court via enforcement by writ.

(11)

When the debtor is subject to a common way or exchange way of bankruptcy application, it is obligatory to contest contrary to the order of payment. Otherwise, it is impossible to allege prescription in a bankruptcy. It is sufficient to object contrary to the order of the payment. The debtor may contend prescription objection in a bankruptcy whenever prescription objection does not exist in his appeal of description. In brief, the debtor‟s right of reply does not depend on his former appeal contrary to the order of the payment. But, if the debtor does not appeal contrary to the order of the payment, he may not defence himself by no means. In connection with the lack of objection the debtor may not allege prescription defence in a bankruptcy.

If the execution court confirms a judgement as an adjournment of a petition in a bankruptcy, the time period for the prescription comes to a rest. Also, at the time of arrangement of the bankruptcy and additional arrangement of bankruptcy, the time period for prescription comes to a standstill. In may opinion, the execution court shouıld award an ex parte injunction upon the debtor that propose for a composition directly. In addition, this ex parte injunction should inclose the prohibiton of attachment. In the contrary scheme of the arrangement and composition will easily come to e grief. If the execution court award an ex parte injunction upon the debtor, we have to accept that the time period for prescription comes to an end at the same date.

When the commercial court accedes the restructure applicaiton, the time period for prescription also comes to a rest at the same time. Meanwhile, when the commercial court may award an ex parte injunction upon the restructure applicant and not get off the merhandise unlesss passing a final decision. If the commercial court‟s interlocutory injunction incloses all the cases, the time period for the prescription will come to a rest at the same date.

(12)

KISALTMALAR

a.g.e. : adı geçen eser

a.g.m. : adı geçen makale

AATUHK : Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun

BK : Borçlar Kanunu

Bkz : bakınız

c. : cümle

HUMK : Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu

ĠĠK : Ġcra ve Ġflas Kanunu

KOOP. Kan. : Kooperatifler Kanunu

KTK : Karayolları Trafik Kanunu

m. : madde

MK : Türk Medeni Kanunu

s. : sayfa

S. : sayı

SSK : Sosyal Sigortalar Kanunu

T. : tarih

TC : Türkiye Cumhuriyeti

TCK : Türk Ceza Kanunu

Teb. Kan. : Tebligat Kanunu

TKK : Tüketiciyi Koruma Kanunu

TMK : Türk Medeni Kanunu

TTK : Türk Ticaret Kanunu

Tüz. : Tüzük

vd. : ve diğerleri

vs. : vesaire

YKD : Yargıtay Kararları Dergisi

YTTK : Yeni Türk Ticaret Kanunu Yasa Tasarısı

(13)

I. GENEL OLARAK ZAMANAġIMI

A. ZAMANAġIMI KAVRAMI

Zaman sözlükte “Bir iĢ veya oluĢun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit” olarak tanımlanmaktadır.1 Kelimenin diğer anlamlarında ise baĢlangıcı ve sonu belirli bir kesit vurgusu öne çıkmaktadır.2 O halde zamanaĢımı belirli bu sürenin dolduğu anlamına gelmelidir.

Zaman hukukta önemli etkilere sahip olan bir kavramdır. Hakların kazanılması ve kaybedilmesi ile yaptırımların uygulanması hep belirli sürelerle bağlanmıĢtır. Hukukun her dalında düzenlenmiĢ bu sürelerin türleri ve nitelikleri farklı olduğu gibi doğurdukları sonuçlar da değiĢiktir.3

Özel hukukta teknik bir kavram olan zamanaĢımı bir hakkın kazanılması ve kaybedilmesinde yasanın öngördüğü sürenin tükenmesi anlamına gelmektedir.4 Genel olarak iki tür zamanaĢımı vardır. Biri Medeni Hukuk‟un EĢya Hukuku bölümünde yer alan kazandırıcı zamanaĢımı, diğeri ise araĢtırmamıza konu düĢürücü zamanaĢımı.

Kazandırıcı zamanaĢımı, yasalarda belirlenen sürelerin dolmasıyla zaman içinde bazı hakların kazanılması ya da hukuka uygun bir biçime

1

http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul

2 “Bir sürenin belirli bir parçası, belirlenmiĢ olan an, bir iĢe ayrılmıĢ veya bir iĢ için alıĢılmıĢ

saatler”

3 Hukukun çeĢitli dallarındaki süreler için bkz. Mehmet Akif Tutumlu, Türk Borçlar Hukukunda

ZamanaĢımı ve Uygulaması, Ankara 2001; Nami Çağan, Vergi Hukukunda Süreler Ankara 1975; Baki Kuru, Ġcra ve Ġflas Hukukunda Müddetler (Süreler), (Prof. Dr. H. Cahit Oğuzoğlu‟na Armağan, Ankara, 1972, sh 621-638); Talih Uyar, Takip Hukukunda Süreler (ABD., 1981, S.3, sh 367 vd); Lütfi Dalamanlı, Kanunlarda Süreler ve Mahkemelerin Görevleri, Ġstanbul 1984; N Kunter, Ceza Hukukunda ZamanaĢımının Kesilmesi, Adalet Dergisi, 1946, No.1, s.1-17

4 H. Veldet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, C.1, Cüz I, Umumi Esaslar, B.6, Ġstanbul

1959, s.274, ReĢat Kaynar, Borçlar Hukuku Dersleri, Genel Hükümleri, Ġstanbul 1982, s.258‟den Tutumlu, a.g.e, s.25

(14)

bürünmesi sonucunu doğuran bir düzenlemedir.5 TaĢınmaz mülkiyeti kazandıran olağan on yıllık (TMK m. 712) ve olağanüstü yirmi yıllık (TMK m.713) süreler, baĢkasının taĢınır malını uzun süre elinde bulundurana yasal haklar veren beĢ yıllık (TMK m. 777) süre, irtifak hakkına iliĢkin (TMK m. 780) süre kazandırıcı zamanaĢımı süreleridir.

AraĢtırmamıza konu olarak seçilen düĢürücü zamanaĢımı ise öğretide genellikle alacak hakkının belli bir süre içinde kullanılmaması yüzünden dava ve talep edilebilme niteliğinin kaybedilmesi6

veya zayıflaması7 Ģeklinde tanımlanmaktadır.

Bir Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında ise; “ZamanaĢımı, en basit anlatımla, yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulunmasına olanak veren bir hukuki müessesedir. Borçtan kurtulma olanağı tanıyan yönüyle, zamanaĢımı, maddi hukuka iliĢkin bir müessese değildir; borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak savunma vasıtalarını sunarsa da, gerçekte bizatihi kendisi borcu ortadan kaldırmaz; sadece, alacağın istenebilmesi hakkını zaman itibariyle sınırlar. Borç varlığını sürdürdüğü halde, borçlu, zamanaĢımı müessesesine dayanarak, artık o borcun kendisinden istenilemeyeceğini savunabilir; yargılama usulüne iliĢkin kurallar kendisine böyle bir def'ide (zamanaĢımı def'inde) bulunma olanağı tanır.8

Öğreti ve uygulamadaki tanımlamalardan anlaĢılacağı üzere zamanaĢımı bir borcu değiĢtiren veya ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuĢ ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaĢımı alacağın varlığına değil, sadece istenebilirliğine etki eder. ġu durumda zamanaĢımı alacak hakkına son vermemekte sadece onu eksik borç haline düĢürmektedir.

5 Çelik Ahmet Çelik, Tazminat ve Alacaklarda ZamanaĢımı, Ġstanbul 2004, Legal Yayıncılık,

s.44

6 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, Tekinay Borçlar Hukuku, Ġstanbul, 1988, Filiz Kitabevi,

s.1382

7 Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 7. bası, Ġstanbul 2001, Beta Kitabevi, s.1269

(15)

ZamanaĢımına uğramıĢ alacakların sona ermediğini gösteren yasal deliller de vardır:

- ZamanaĢımına uğramıĢ bir alacak için, kanunun tayin ettiği Ģart gerçekleĢmiĢse takas dermeyan edilebilir (BK m. 118/3).

- Alacak zamanaĢımına uğramıĢ olsa da alacaklı kendisine rehin olarak verilmiĢ Ģeyi paraya çevirip hakkını alabilir (BK m. 138).

- Borçlu zamanaĢımı definde bulunmazsa hâkim kendiliğinden nazara alamaz. (BK m. 140).

Buna rağmen zamanaĢımı yasada borcu sona erdiren sebeplerden biri olarak yer almıĢ (BK m. 125-140) ve bu husus öğretide haklı olarak eleĢtirilmiĢtir.9 Ancak söz konusu müessesenin alacağı geniĢ ölçüde etkisiz bırakma niteliği10 ve borçlunun rızası dıĢında tahsil edilemediği için borç sona ermiĢ gibi sonuç doğurması11 yasal düzenlemede tercih sebebi olmuĢtur.

O halde yasalardaki hak arama süreleri geçirilmiĢ ve borçlu zamanaĢımı savunmasına dayanmıĢ ise artık davacı bu hakkını elde edemez. Ancak davalı zamanaĢımı definde bulunmadıkça hâkim bunu kendiliğinden nazara alamaz. Yani süre geçmiĢ dahi olsa zamanaĢımı ileri sürülmedikçe hâkim davayı sürdürmek ve sonuçlandırmak zorundadır.

B. ZAMANAġIMININ ĠġLEVĠ

Belli bir süre kullanılmayan alacağın dava edilebilme niteliğini kaybetmesi çeĢitli sebeplerle savunulmuĢtur12

. ZamanaĢımı lehine görüĢler alacağın aradan uzun bir zaman sonra ileri sürülmesini alacaklı, borçlu ve kamu düzeni açısından değerlendirmiĢlerdir.

9 Zahid Çandarlı, Borçlar Hukuku‟nda Müruruzaman ve buna Mütedair Temyiz Mahkemesi

Kararları, Ankara, 1943, s.12‟den, Tutumlu a.g.e., s.26

10 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, age., s.1382 11

Tutumlu, a.g.e., s. 26

12 ZamanaĢımı lehine görüĢler için bkz. Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, age., s.1382,

(16)

Uzun süre kullanılmayan alacak onun ya sona erdiği veya hiç bir zaman mevcut olmadığı yönünde kuvvetli bir ihtimali ifade eder. Zaten alacağına karĢı uzun süre ilgisiz kalan kimse hakkının korunmaya layık olmadığını kabul etmiĢ sayılmalıdır. O halde uzun süre geçmesi sebebiyle alacağın zamanaĢımına uğraması adalet duygusunu örselemez.

Birçok halde borçlu veya özellikle mirasçıları borçların ifa edildiğine dair delilleri uzun süre saklamaz. Geçen zaman içinde belgeler kaybolduğu, tanıklar öldüğü, ticari defterler imha edildiği veya artık keĢif yapılamadığı vs gibi normal olaylardan borçlu zarar görmemelidir. ġu halde bu tür bir iddiayla karĢılaĢan kiĢiyi korumak gereklidir. Çünkü bir kiĢinin ispat güçlüğünden dolayı bir borcu iki kez ödemek zorunda bırakılması adalet duygumuzu incitir.

Ayrıca ispatı imkânsız hale gelmiĢ zamanın derinliklerinde kalmıĢ olgularla mahkemelerin uğraĢmak zorunda bırakılması hukuk güvenliğini ve kamu düzenini zedeleyen bir durumdur. Bunun yanında mahkemenin iĢlerini eski çekiĢmeler yüzünden artırmamak da gerekir. Zamanın fizikî, sosyal ve psikolojik etkisi maddî bir gerçeklik kabul edilmelidir.13 ZamanaĢımının kabulü ile zamana iyileĢtirici, düzeltici bir rol atfedilmiĢ olmaktadır.14

Kısaca zamanaĢımı toplum barıĢı için gerekli ve yargılamada kanıtların zaman içinde kaybolmadan sağlıklı biçimde değerlendirilmesi yönünden zorunlu görülmüĢtür. 15

Bunun yanında zamanaĢımı aleyhine görüĢler de ileri sürülmüĢtür. Ağır iĢleyen yargı düzeninde hakların zamanaĢımı sebebiyle yitirilmesi, suçların cezasız kalması, sorumluların tazminat ödemekten kurtulması toplumun adalete olan güvenini sarsmaktadır.16

13 Zekeriye Yılmaz, www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale/106.doc 14

Eren, a.g.e., s.1269

15 Çelik, a.g.e., s. 39 16 Çelik, a.g.e., s. 39

(17)

Ayrıca kabul edilen kısa zamanaĢımı süreleri teknolojik geliĢmelerin meydana getirdiği tehlikelerin önceden kestirilememesi ve bazı zararlı sonuçların uzun yıllar sonra ortaya çıkması karĢısında haksızlıklara yol açmaktadır.17

ZamanaĢımı lehine ileri sürülen görüĢleri yok saymak mümkün değildir. AnlaĢmazlıkların kısa sürede sonuçlanması elbette sağlanmalıdır. Ancak alacaklı da en az borçlu kadar korunmalıdır. Özellikle ağır iĢleyen yargı sistemi ve alacak miktarının belirlenmesinde güçlükler alacağın tahsilini geciktirmektedir. Hal böyle iken zamanın sadece alacağını tahsil edememenin mağduriyetini yaĢayan alacaklı aleyhine geçtiğinin kabul edilmesi adalet duygusunu zedelemektedir. “Borcum var, ancak süre geçtiği için ödemiyorum” savunmasının ahlaki olduğu hiçbir Ģekilde kabul edilemez. Özellikle altı ay - bir yıl gibi kısa süreli zamanaĢımı sürelerinin konuluĢ amacıyla ne kadar bağdaĢtığı da tartıĢmalıdır. Katı ve Ģekilci yaklaĢımlarla sebep olunan hak kayıplarının toplumun adalete olan güvenini sarstığı da unutulmamalıdır.18

C. ZAMANAġIMI SAVUNMASI

1. ZamanaĢımı Def’i

Usul hukukunda davalının baĢvurabileceği çeĢitli savunma araçları vardır. Bunlardan biri de def‟ilerdir. Def‟i ile davalıya borçlu bulunduğu edimi özel bir sebebe dayanarak kaçınma imkânı sağlanmaktadır.

ZamanaĢımı defini ileri süren, davacının alacak hakkının doğmuĢ olduğunu, ancak zamanaĢımına uğradığı için edimi ifa etmek zorunda olmadığını bildirmektedir. Böylece davalı davanın reddini sağlayabilecektir.

17 Çelik, a.g.e., s.40

18 Haksız fiillerdeki zamanaĢımı sürelerine ve kısmi davada zarar belli olduktan sonra ıslah

yoluyla ileri sürülen artırma talebine karĢı zamanaĢımı savunma imkanı verilmesine yöneltilen ağır eleĢtiriler için bkz. Çelik, a.g.e., 40,41,42

(18)

Ancak yukarıda da beyan edildiği zamanaĢımını davalı ileri sürmedikçe hâkim kendiliğinden dikkate alamaz(BK m. 140).

Taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür hükmü (MK m. 6) uyarınca zamanaĢımını ileri süren borçlu sürenin dolduğunu ispat yükü altındadır. Aynı Ģekilde alacaklı da sürenin durduğunu veya kesildiğini ileri sürüyorsa ispat etmelidir.

2. ZamanaĢımı Def’i ve Ġlk Ġtirazlar

Ġlk itirazlar kapalı adetler (numerus clausus) ilkesine göre yasada sayılmıĢtır(HUMK m. 187) Ġlk itirazların dava dilekçesinin tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde veya hakim tarafından bir süre tayin edilmiĢ ise o süre içinde yapılması öngörülmüĢtür(HUMK m. 195). ZamanaĢımı defi ilk itirazlardan olmaması itibari ile her zaman ileri sürülebilir. Ancak, davacının esasa cevap verildikten sonra davalı tarafça ileri sürülen bu savunmaya karĢı savunmanın geniĢletilmesine muvafakat etmediğini derhal belirtmesi halinde dikkate alınamaz(HUMK. m. 202/2). Aksi halde savunmanın geniĢletilmesine davacı muvafakat etmiĢ sayılır ve bu kez zamanaĢımı defi incelenir.

Yargıtay “zamanaĢımı defini kabul etmiyorum”19, "zamanaĢımı itirazını kabul etmiyorum"20 ve "zamanaĢımını kabul etmiyorum"21 Ģeklindeki beyanların savunmanın geniĢletilmesine karĢı çıkma anlamında değil, zamanaĢımı itirazının esasına cevap niteliğinde olduğunu bunun dahi savunmanın geniĢletilmesini zımni olarak kabul etme anlamına geldiğini, bu sebeple de zamanaĢımı savunmasının incelenmesi gerektiğini kabul etmiĢtir.

19 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 10/05/1983 tarih 2631 esas, 4244 sayılı kararı 20 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 03/04/1979 gün 1978/9276–4512 sayılı kararı 21 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 09/10/1963 tarih 2/34 esas, 73 karar sayılı kararı

(19)

3. ZamanaĢımı ve Islah

Öğretideki hâkim görüĢe ıslah, taraflardan birinin yapmıĢ olduğu bir usul iĢleminin tamamen veya kısmen düzeltilmesidir.22

Benimsenen bu tanım Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83. maddesinde anlamını bulan tanıma en yakın tanımdır. Bir baĢka tanıma göre ise; ıslah iddia ve savunmanın değiĢtirilmesi ve geniĢletilmesi yasağını ortadan kaldıran bir imkândır.23 Usule iliĢkin iĢlemlerden kabul edilen ıslahla iddia ve savunmaların değiĢtirilebilmesine usulde yer verilmesi, davaların çabukluğu ve ekonomikliği nedenlerinden kaynaklanmaktadır.

Davalı cevap dilekçesi ile karĢılık dava dâhil olmak üzere tüm iddia ve savunmalarını ve savunma nedenlerini birlikte bildirmek üzere cevap dilekçesini davacıya tebliğ ettirdikten sonra onun onayı olmadan savunma nedenlerini geniĢletemez, değiĢtiremez. Islah, bu kuralların istisnasıdır. (HUMK m. 202/1,2,3) Öğretide asıl tartıĢılan konu ıslahın (m. 202/son) süreli usul iĢlemlerini kapsayıp kapsamayacağıdır.

Öğretide baskın görüĢ ıslah yoluyla zamanaĢımı definde bulunulabileceği yönündedir.24 Buna karĢılık Üstündağ süresinde cevap layihası vermemiĢ olan davalının sonradan davacının muvafakatiyle veya ıslah suretiyle cevap layihası veremeyeceği dolayısıyla inkâr savunmasını geniĢletemeyeceği kanısındadır. Postacıoğlu süresinde cevap layihası vermemiĢ olan davalının davacının muvafakatiyle savunmasını geniĢletebileceği (zamanaĢımı defini ileri sürebileceği) fakat ıslah yolu ile bunu yapamayacağı görüĢündedir.25 Kuru ise her iki görüĢün aksine

22 Kuru Usul s. 608; Postacıoğlu Usul s. 453; Berkin Usul sayı 145 Bilge Önem s. 358;

Karafakih, Ġsmail Hakkı: Hukuk Muhakemeleri Usulü Esasları, Ankara, 1952, s. 236; Üstündağ Usul s. 454; Yılmaz Islah 1982 s. 26

23 Üstündağ Medeni Yargılama Hukuku 1989 4. bası Sh. 454

24 Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, Ġstanbul, 1975, 6. bası; Ejder Yılmaz, Medeni

Yargılama Hukuku‟nda Islah, Ġstanbul 1982, s.218–219; Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, 2001, 6. bası, C. IV, s. 3471

(20)

davalının cevap layihasını ıslah ederek zamanaĢımı definde bulunabileceğini düĢünmektedir.26

Yargılama bitene yargılama bitene kadar ıslah suretiyle zamanaĢımı savunmasının yapılmasının imkân dâhilinde gören27 Yargıtay kararları nadiren olsa dahi; yerleĢik kararlar sonradan cevap dilekçesinin ıslah edilmesi suretiyle ileri sürülen zamanaĢımı savunmasının kazanılmıĢ hakları ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu ve yasaya göre buna imkân olmadığı yönündedir.28

Kanımızca HUMK m. 83 taraflardan birinin usüle iliĢkin iĢleminin ıslah yolu ile düzeltilmesini mümkün kıldığından davaya cevap vermemiĢ veya verdiği cevap verilmemiĢ hükmünde kabul görmüĢ davalı açısından ortada yapılmıĢ bir iĢlem olmadığından, o iĢlemin düzeltilmesi de söz konusu edilemez. ZamanaĢımı itirazının on günlük cevap süresi içinde yapılması gerektiğinde ihtilaf yoktur. O halde cevap süresi içinde yapılmamıĢ olan zamanaĢımı itirazının dikkate alınması davacının karĢı çıkmaması ile olasıdır(m.202/2). Diğer taraf onay vermemiĢ ise zamanaĢımı itirazı hiç yapılmamıĢ gibidir. YapılmamıĢ hukuki bir iĢlemin ıslahla düzeltilmesi ise düĢünülemez. Süresinde yapılmayan zamanaĢımına karĢı çıkılmakla karĢı koyan taraf için yasadan kaynaklanan kazanılmıĢ hak doğmuĢ olur. KazanılmıĢ bir hak ıslahla ortadan kaldırılamaz. Zira bir tarafa hak tanınırken, diğer tarafın hakkı ortadan kaldırılmakla Anayasal eĢitlik hakkı zedelenmektedir(Anayasa Md.10). Anılan sebeplerle ıslah yoluyla zamanaĢımı definin ileri sürülmesini mümkün görmemekteyiz.

26

Kuru, s. 3967 vd.

27 Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 19.01.1996 Tarih, 1995/13659 E ve 1996/537 K sayılı kararı 28 Yargıtay 4. Hukuk Dairesi‟nin 30.09.2002 Tarih, 2002/5913 E. ve 2002/10502 K.,

10.05.1983 Tarih, 1983/4160 E. ve 1983/5059 K., 11.01.1988 Tarih, 1988/5186 E. ve 1988/8535 K., Yargıtay 3. Hukuk Dairesi‟nin 30.11.1987 Tarih, 1987/2621 E. ve 1987/11529 K. sayılı kararları

(21)

D. ZamanaĢımının Durması ve Kesilmesi

1. ZamanaĢımının Durması

Bazı iliĢkilerin veya durumların varlığına rağmen zamanaĢımı sürelerinin geçtiğinin kabul edilmesi haksız sonuçlar doğurur. Bu sebeple zamanaĢımı sürelerinin hiç baĢlamadığı veya baĢlamıĢ ise durduğu haller kabul edilmiĢtir;

a. Velayet devam ettiği müddetçe çocukların baba ve annelerine karĢı olan alacakları(BK. m. 132/1)

b. Vesayet devam ettiği müddetçe vesayet altında bulunanların vasi, sulh hakimi veya asliye hakimi zimmetinde olan alacakları(BK. m. 132/2), c. Nikâh devam ettiği müddetçe karı kocadan birinin, diğeri zimmetinde

olan alacakları(BK. m. 132/3),

d. Hizmet mukavelesinin devam ettiği müddetçe hizmetçilerin, istihdam edenlere karĢı olan alacakları(BK. m. 132/4),

e. Borçlunun üzerinde intifa hakkı olduğu alacakları(BK. m. 132/5), f. Bir Türk mahkemesi önünde iddia edilmesi mümkün olmayan

alacaklar(BK. m. 132/6).

g. Resmi defter tutulması devam ettiği sürece mirasbırakanın borçları için zamanaĢımı iĢlemez(MK m. 625).

h. Müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonrasına kadar durur. Bu sürede zamanaĢımı iĢlemez(ĠĠK m. 194).

i. Konkordato mühleti içinde borçlu aleyhine hiçbir takip yapılamaz, evvelce baĢlamıĢ takipler durur ve bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaĢımı iĢlemez.(ĠĠK m. 289)

Birçok Yargıtay kararında taĢınmaz satıĢ vaadine dayanarak taĢınmazın zilyetliğini elde etmiĢ kimsenin tescile zorlama davasını uzun süre açmaması durumunda ona karĢı zamanaĢımı savunmasının ileri

(22)

sürülemeyeceği belirtilmiĢtir.29 Bunun yanında temyiz kudretine sahip olamayan ve kanuni mümesili de bulunmayan alacaklının alacağı hakkında veya uzatma anlaĢmasıyla borcun ertelenmesi halinde zamanaĢımın duracağı ileri sürülmüĢtür.30 Ayrıca borçlunun kötü niyetli davranıĢlarının zamanaĢımın durduran bir sebep sayılabileceği; eğer borçlunun davranıĢları alacaklının dava açmasını engellemiĢ veya gecikmesine sebep olmuĢ ise zamanaĢımı savunmasının reddedilmesi gerektiği ileri sürülmüĢtür.31

2. ZamanaĢımının Kesilmesi

ĠĢlemeye baĢlamıĢ zamanaĢımı süresi ortaya çıkan bir sebeple son bulabilir. Bu sebebin ortadan kalkması ile birlikte süre en baĢtan yeniden baĢlar. ZamanaĢımının kesilmesiyle daha önce iĢlemiĢ olan süre tamamen ortadan kalkar, sanki hiç iĢlememiĢ gibi sonuç doğurur. Yeni süre kesilmeden sonra yeniden iĢlemeye baĢlar. Bu ilk süre kadardır(BK m. 135/1). Ancak borç bir senetle ikrar edilmiĢ veya bir hüküm ile sübut bulmuĢ ise, yeni süre daima on senedir(BK m. 135/b.2).

Borçlunun borcu ikrar emesi, borcuna sayılmak üzere bir miktar para veya faiz ödemesi; kefil göstermesi veya rehin vermesi borçlunun davranıĢları sebebiyle zamanaĢımın kesen sebepler olarak sayılmıĢtır (BK m. 133/b.1). Alacaklının dava veya defi yoluyla mahkemeye veya hakeme baĢvurması, icra takibi yapması, iflas masasına baĢvurması alacaklının davranıĢları sebebiyle zamanaĢımın kesen sebepler olarak sayılmıĢtır(BK m. 135/b.2)

Bir dava veya defi yoluyla kesilmiĢ olan zamanaĢımı dava süresince iki tarafın yargılamaya iliĢkin her iĢleminden ve yargıcın her emir ve kararından sonra yeniden iĢlemeye baĢlar(BK m. 136/1). Kısmi dava kısmi kesmeye sebep olur. ZamanaĢımı icra takibi ile kesilmiĢ ise takibe iliĢkin her

29 Yargıtay 14. Hukuk Dairesi‟nin 25.02.1991 tarih, 1991/1416 E., 1991/1911 K. sayılı kararı;

1. Hukuk Dairesi‟nin 10.09.1980, 1980/10089 E., 1980/10516 K. sayılı kararı

30

Eren, s. 1279

(23)

iĢlemden sonra yeniden iĢlemeye baĢlar(BK m. 136/2). ZamanaĢımı borçlunun iflasa katılmasından kesilmiĢse iflasa iliĢkin hükümlere göre, alacağı yeniden isteme imkanı doğduğu günden baĢlayarak yeniden iĢlemeye baĢlar(BK m. 136/3).

Sonuç olarak zamanaĢımı süresinin durması ile kesilmesi birbirinden farklı olgulardır. ZamanaĢımının durması halinde, durma nedeni ortadan kalkınca zamanaĢımı kaldığı noktadan iĢlemeye devam eder, zamanaĢımının kesilmesi halinde Borçlar Yasasının 135. maddesi gereğince zamanaĢımı yeni baĢtan iĢlemeye baĢlar.

E. HAK DÜġÜRÜCÜ SÜRELER VE ZAMANAġIMI

1. Hak DüĢürücü Sürenin Tanımı ve Önemi

ZamanaĢımına uğramıĢ bir alacak sona ermemiĢtir. ZamanaĢımı süresi dolmasına rağmen alacak devam eder. Yani borçlu zamanaĢımına uğramıĢ bir borcunu ifa ederse bu geçerli bir ifadır. ZamanaĢımına uğramıĢ borcu ödeyen borçlu bunu geri isteyemez(BK m. 62). Daha önce de değindiğimiz gibi zamanaĢımı süresinin dolması hakka değil onun dava edilebilme niteliğine etki yapmaktadır. Kısaca zamanaĢımına rağmen geride eksik bir borç kalmaktadır.

Buna karĢın doğrudan doğruya hakkı ortadan kaldıran süreler de vardır. Kanunda veya sözleĢmede hakkın korunması için alacaklının belli bir süre içinde belli bir davranıĢta bulunması öngörülüyorsa bu süre hak düĢümü süresidir.32

Hak düĢürücü süre içinde alacaklı söz konusu davranıĢta bulunmazsa hak artık sona erecektir. Bu sürenin geçmesiyle hak tamamen ortadan kalktığı için eksik bir borç kaldığından bahse imkân olamaz.

(24)

2. Hak DüĢürücü Süre ile ZamanaĢımı Arasındaki Farklar

Kanunda zamanaĢımı ile hak düĢürücü süreler özenli bir Ģekilde düzenlenmemiĢtir. Bazı maddelerde biri diğerinin yerine kullanıldığı gibi bazı maddelerde de hangisinin söz konusu edildiği tartıĢmalı duruma sokulmuĢtur. Öğretide yasa koyucunun o süreyi koymadaki amacının hakkın kendisinin

yok etmek mi; yoksa hakkın dava edilebilirliğini zayıflatmak mı olduğunun

araĢtırılması gerektiği ölçütünü ileri sürmüĢlerdir.33

ZamanaĢımı ile hak düĢürücü süreler arasında çok önemli farklar vardır. Öncelikle zamanaĢımı bir defi olmasına karĢın, hak düĢürücü süreler “itiraz” niteliğindedir. Defi borçluya tanınmıĢ bir haktır, hak sahibi kullanılmasından vazgeçebilir. Ancak itiraz bir hakkın doğumuna engel olan veya doğmuĢ bir hakkı sona erdiren bir sonuç oluĢturduğundan borçlu bundan vazgeçemez.

Bunun yanında zamanaĢımı borçlu tarafından iĢleri sürülmedikçe hiçbir sonuç yaratmaz ve hakim kendiliğinden zamanaĢımını göz önüne alamaz. Hak düĢürücü süreler hakim tarafından kendiliğinden göz önüne alınır.

Ayrıca hak düĢürücü sürelerde zamanaĢımı sürelerinde olduğu gibi durma ve kesilme olmaz.

3. Kanunlardaki Hak DüĢürücü Süreler

Yeni Medeni Kanunda “zamanaĢımı” ve hak düĢürücü süre ayrımına özen gösterilmiĢtir. MK m. 152‟deki batıl evlenmelerin iptaline iliĢkin altı aylık ve beĢ yıllık, m. 289‟daki ve m. 300‟deki soy bağının reddine ve iptaline iliĢkin bir ve beĢ yıllık, m. 303‟deki babalık davasına iliĢkin bir yıllık, m. 319‟daki evlatlık iliĢkisinin kaldırılmasına iliĢkin öğrenmeden baĢlayarak bir yıllık ve

33 Çelik, s. 46‟dan S. Resioğlu, 1983 s. 275, Feyzioğlu, Borçlar H. 1976, s.524, Tekinay,

s.832, K. OĞuzman, Medeni Hukuk Dersleri, 1978, s.154, F. Eren,CI, s.75 -T. Doğangün, Yargıtay Dergisi, 1992, sayı: 1-2, sf. 188-216

(25)

evlat edinmeden sonraki beĢ yıllık, m. 571‟deki tenkis davasına iliĢkin bir ve on yıllık, vasiyetnamenin açılması ve mirasın geçmesi gününden baĢlayarak on yıllık, iyiniyetli olmayan davalılara karĢı yirmi yıllık, m.733‟daki önalım hakkının kullanılmasına iliĢkin üç aylık ve iki yıllık süreler hak düĢürücü sürelerdir.

Borçlar Kanunu henüz değiĢtirilmediğinden kavram kargaĢası devam etmektedir. BK m. 21‟deki gabin sonucunu doğuran sözleĢmeyi bozma süresi, m. 31‟deki hata ve hile nedeniyle ya da korkutma etkisiyle yapılan sözleĢmeleri bozma ve verileni geri isteme süreleri, m. 198‟deki ve m. 199‟daki alıcının satılandaki sakatlığı bildirme süreleri nitelikleri belirtilmemiĢse de hak düĢürücü sürelerdir. Ancak m. 207‟nin baĢlığı zamanaĢımı olmasına karĢın madde metnindeki sakıt olur anlamını vermekte ise de, burada söz konusu olan zamanaĢımıdır.

Ġcra ve Ġflas kanunu‟nda ilgililer ve cebri icra organları için bazı süreler öngörülmüĢtür. Kural olarak ilgililer için konulmuĢ süreler hak düĢürücü niteliktedir.34 Örneğin alacaklı süresi (m. 106) içinde hacizli malların satıĢını istemezse, o mal üzerindeki haciz kalkar (m. 110) ; borçlu yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmezse icra takibi kesinleĢir ve alacaklı borçlunun mallarının haczini isteyebilir (m. 78).

ĠĠK m. 67‟deki itirazın iptali davasının, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıl içinde açılması gerekir. Bu süre hak düĢürücü süre olduğundan sürenin geçmiĢ olması halinde davanın reddine karar verilmesi zorunludur. Süre geçtikten sonra açılmıĢ bir davanın alacak davasına dönüĢtürülerek devam edilmesi mümkün değildir.35

34 ĠĠK‟nun sadece m. 7 ve m. 39‟da koymuĢ olduğu süreler zamanaĢımı süresidir.

35 Hukuk Genel Kurulu 01.07.1998 Tarih, 1998/19-544 E., 1998/554 K., “…Hemen belirtelim

ki, ĠĠK.nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davası, açılıĢ ekil ve süresi ile doğurduğu hukuki sonuçlar bakımından alacak (tahsil) davasından farklılıklar içermektedir. En önemlisi itirazın iptali davası Ġcra Ġflas Hukukunun kendine özgü kuralları içerisinde açılır, özellikle icra takip hukuku ile sıkısıkıya bağlantılıdır. O nedenle, ĠĠK.nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası açılabilmesi için … itirazın alacaklıya (davacıya) tebliğinden itibaren 1 yıl içinde mahkemeye baĢvurmuĢ olması, Ģeklinde yasal koĢulların gerçekleĢmesi gerekir. Hemen belirtelim ki, bu süre hakim tarafından doğruca araĢtırılır. Ġtirazın iptali davası bu bir yıllık

(26)

ĠĠK m. 134‟teki ihalenin feshini isteme süresi olarak düzenlenen yedi günlük ve bir yılık süreler hak düĢürücü niteliktedir. Ġhalenin feshi ihale tarihinden baĢlayan bu hak düĢürücü sürelerin geçmesinden sonra istenirse, talep reddedilir.36

3402 sayılı Kadastro Kanunu m. 12‟deki on yıllık süre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu m. 79/8‟deki hizmet tespit davaları için öngörülen 5 yıllık süre, 3201 sayılı Yurt DıĢında Bulunan Türk VatandaĢlarının Yurt DıĢında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun m. 3‟teki iki yıllık süre, Bütün vergi yasalarındaki süreler hak düĢürücü sürelerdir.

556 sayılı Markaların Korunması Hakkındaki KHK m. 42/1-a maddesindeki hükümsüzlük davası açılması için öngörülen 5 yıllık süre tartıĢmalıdır. Tekinalp KHK m. 70‟te yer alan zamanaĢımı süresinin hükümsüzlük ve terkin davalarında da uygulanması gerektiğini savunmuĢtur.37 Karahan‟a göre ise hükümsüzlük davalarında tıpkı haksız rekabet davalarındaki gibi devam eden bir hukuka aykırılık vardır. Dolayısıyla

süre içinde açılmamıĢ ise sürenin geçmiĢ olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi zorunludur. Görüldüğü üzere davanın açılabilmesi koĢulu süreye bağlanmıĢ olup Hakim, süre geçtikten sonra açılmıĢ bir itirazın iptali davasını tahsil davasına dönüĢtürülüp görmesi hukuken kabul edilemez (HUMK. Md. 74) Ayrıca böyle bir kabul, açılmıĢ bir davada korunması gereken "menfaatler dengesi" kuralın ada aykırılık oluĢturacağında duraksama olmamalıdır. Öte yandan her dava, açıldığı tarihte tesbit edilen durum ve koĢullar esas alınarak hüküm kurulur (28/11/1956 T. 1956/15 E.-15 K. Sayılı Yargıtay Tevhidi Ġçtihat). Davacı dava dilekçesinde açıkça istemini "itirazın iptali" davası olarak belirtmiĢ bu hukuksal nedene dayanmıĢtır. Hal böyle olunca, açılan tipik itirazın iptali davasının dava ekonomisi kuralları gözetilerek alacak davası hükümleri altında görülüp sonuçlandırılması mümkün değildir.

36 Hukuk Genel Kurulu 05.04.2000 Tarih, 2000/12-738 E., 2000/000730 K. sayılı kararı, “ĠĠK.

nun 134/2. maddesinde ihalenin feshi için 7 günlük Ģikayet süresi tanınmıĢ olup, aynı maddenin 4. fıkrasında satıĢ ilanı tebliğ edilmemiĢ veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hataya veya ihaledeki fesada bilahare vakıf olunmuĢ ise Ģikayet müddetinin ıttıla tarihinden baĢlayacağı Ģu kadar ki, bu müddetin ihaleden itibaren 1 seneyi geçemeyeceği" öngörülmüĢtür. Somut olayda ihale 25.11.1996 tarihinde yapılmıĢ olup, Ģikayet 1 yıllık hak düĢürücü süre geçtikten sonra 6.7.1998 tarihinde yapıldığından istemin süre aĢımı nedeniyle reddine karar vermek gerekirken, iĢin esasının incelenerek Ģikayetin kabulüne karar verilmesi doğru değildir.”, Yargıtay 12 Hukuk Dairesi‟nin 04.02.2002 Tarih, 2002/1287 E, 2002/2201 K., “…1 yıllık hak düĢürücü sürenin geçmesinden sonra açılan ihalenin feshi davasının reddine karar vermek gerekir….”

(27)

zamanaĢımı iĢlemeye baĢlamaz.38 Yasaman‟a göre ise hükümsüzlük davasında ne zamanaĢımı veya ne de hak düĢürücü süre söz konusudur.39

Yargıtay‟ın yerleĢik içtihatlarında KHK m. 42/1-a‟da öngörülen beĢ yıllık süre hak düĢürücü süre olarak kabul edilmiĢtir.40

F. GENEL OLARAK ZAMANAġIMI SÜRELERĠ

Mevzuatımızda zamanaĢımı süreleri belirli bir sistem halinde düzenlenmiĢ değildir. Her türlü sorumluluklara ve zararı gidermekle yükümlü kimselere karĢı açılacak maddi ve manevi tazminat davalarının zamanaĢımı sürelerinin önemlileri Ģunlardır.

1. Borçlar Kanunu 125. maddesindeki On Yıllık Süre

“Bu kanunda baĢka suretle hüküm mevcut olmadığı takdirde, her dava on senelik müruru zamana tabidir(BK m. 125).” Öğretide kaynak Ġsviçre Kanunu‟ndaki ifade tarzından yola çıkarak “bu kanunda” ibaresinin “bütün Medeni Kanunda” ve “her dava” ibaresinin de “her alacak hakkı” Ģeklinde anlaĢılması gerektiği savunulmuĢtur.41

Kural olarak nisbi haklar ve özellikle alacak hakları zamanaĢımına uğrar. “Alacak hakkı alacaklının, borçludan borçlanılan edimini talep etme hakkıdır”42

Her alacak ilke olarak zamanaĢımına tabidir. Bu alacak hukuki muameleden doğabileceği gibi; haksız fiilden, sebepsiz zenginleĢmeden, aile ve miras hukukundan da doğabilir.

38 Sami Karahan, Marka Hukukunda Hükümsüzlük Davaları, Konya 2002, s. 147-148 39 Hamdi Yasaman, Marka Hukuku, Ġstanbul 2004, s.853 vd.

40 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi‟nin 25.12.1997 tarih 1997/5417 E., ve 1997/9676 K., sayılı;

11.09.2000 Tarih 2000/5607 E. ve 2000/66034 K. sayılı; 8.4.2002 Tarih, 2002/10860 E. ve 2000/23275 K. sayılı kararı

41 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, age.,s. 1388, Çelik, a.g.e., s. 50, Tutumlu, a.g.e., s.31 42 Alacak hakları hakkında geniĢ açıklama için bkz. Erem, a.g.e., s. 73-79

(28)

Buna göre iĢ kazaları ve meslek hastalıkları ile sosyal güvenlik kurumlarının geri alma (rücu) davalarına, Türk Ticaret Kanunu m. 806 ve m. 767/5 gereği ölüm ve bedensel zararlar sebebiyle yolcuların taĢıyıcılara karĢı açacakları davalara, Borçlar kanunu m. 100‟ deki yardımcı kiĢilerin borca aykırı eylemlerinden doğan sorumluluklara, hile ve ağır kusuru ispatlanan satıcı, yapımcı (imalatçı), yapı yapan (yüklenici, mimar, mühendis) ve benzerlerinin sorumluluklarına, sözleĢme iliĢkileri içinde doğan tüm maddi ve manevi zarar sorumlularına karĢı uygulanır. Kısaca Medeni Kanun, Borçlar Kanunu ve özel kanunlarda ayrıca hüküm yoksa tüm alacak haklarına on yıllık zamanaĢımı süresi uygulanır.

2. Borçlar Kanunu 126. maddesindeki BeĢ Yıllık Süre

AĢağıdaki alacak veya davalar beĢ yıllık zamanaĢımına tabidir.

1-Tüm kira alacakları, sermaye faizleri, belirli sürelerde ödenmesi gerekli edimler hakkında,

2- Erzak bedeli ve nafaka ve otel ve lokanta masraflarına iliĢkin davalar. 3- Sanatkârların veya esnafın emeklerinin karĢılığı, perakendecilerin sattıkları malların parası, noterlerin mesleki hizmetleri karĢılığı, baĢkalarının maiyetinde çalıĢan veya müstahdemi olan kimselerin, hizmetçilerin, yevmiyecilerin ve iĢçilerin ücretleri hakkındaki davalar;

4- Ticari olsun olmasın bir Ģirket akdine dayanan ve ortaklar arasında veya Ģirketle ortaklar arasında açılmıĢ bulunan bütün davalar ile bir Ģirketin müdürleri, temsilcileri, denetçileriyle Ģirket veya ortaklar arasındaki davalar, vekalet, komisyon, acentelik, ticari tellallık hariç, tellallık sözleĢmelerinden doğan bütün davalar, yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmemiĢ ve bilhassa ayıplı malzeme kullanmıĢ veya ayıplı bir iĢ meydana getirmiĢ olması sebebiyle açılacak davalar hariç olmak üzere eser sözleĢmelerinden doğan bütün davalar.

(29)

3. Borçlar Kanunu 60. maddesindeki Süreler

Borçlar Kanunu m. 60 üç tür zamanaĢımı süresi düzenlemiĢtir. Bu süreler zarar görenin zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık nisbi süre, her halde zararın olmasından itibaren on yıllık mutlak süre(BK. m. 60/1) ve fiilin suç niteliği taĢıması durumunda (uzamıĢ) ceza zamanaĢımı süreleridir(BK. m.60/2).

Buna göre Borçlar Kanunu m. 41 ve sonraki maddelerinde haksız fiil olarak nitelendirilen olaylardan doğan bütün davalara ve hiç kusuru bulunmasa bile haksız fiillerin doğurduğu sonuçların aynını doğuran zararları giderme yükümlülerine ve ayrıca zorda kalma durumundan doğan zararın giderimi davalarına BK m. 60 uygulanır. Ayrıca bir hüküm bulunmadıkça m.60 Borçlar Kanunu‟nun öteki fasıllarında ve özel yasalarda yer alan haksız fiillerden doğan zararlar için de geçerlidir.

4. Borçlar Kanunu 66. maddesindeki Süreler

Sebepsiz zenginleĢmeden doğan alacak hakkı zarar görenin verdiğini geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği günden baĢlayarak bir yıl ve herhalde bu hakkın doğumundan itibaren on yıllık zamanaĢımı sürelerine tabidir(BK. m.66).

Bazı durumlarda geri verme yükümlülüğü sebepsiz zenginleĢmeye değil, özel bir hukuk kuralına dayanıyorsa artık zamanaĢımı bir ve on yıl değil, BK. m. 125‟e göre olacaktır. Sonradan geçersiz hale gelen sözleĢme, istihkak davası, haksız inĢaat nedeniyle tazminat davası, sözleĢmenin yerine getirilme davası, sözleĢmeden dönme sebebiyle geri verme davası, vekâletsiz iĢ görmeye dayanan geri verme davası örnek olarak gösterilebilir.43

43 Bir görüĢe göre sebepsiz zenginleĢme ile diğer isteklerin yarıĢması, diğer görüĢe göre ise

aynı olayda ayni haktan (istihkak davası), zilyetlik hükümlerinden, sözleĢmeden, sözleĢme benzeri hukuki iliĢkiden haksız fiilden kaynaklanan bir talep olarak ileri sürülme imkânı varsa sebepsiz zenginleĢmeye dayanılamaz. (M. Kemal Oğuzman/ Turgut Öz, Borçlar Hukuku

(30)

5. Özel Kanunlardaki Süreler

Özel kanunlarda düzenlenmiĢ zamanaĢımı sürelerine örnek vermek gerekirse;

a. Türk Ticaret Kanunu m. 661‟e göre kambiyo senetleri için üç yıl, bir yıl ve altı aylık süreler öngörülmüĢtür.

b. Türk Ticaret Kanunu m. 1259‟a göre gemi alacaklısı hakkı veren alacaklar için bir yıllık zamanaĢımı süresi öngörülmüĢtür.

c. Türk Ticaret Kanunu m. 1268‟e göre sigorta sözleĢmelerinden doğan bütün hak istekleri ile gereksiz yere ödenmiĢ bulunan prim veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları iki yılda zamanaĢımına uğrar. Ancak Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortalarında 2918 sayılı KTK m. 109 ile Genel ġartlar m. 17/2 uygulanır. Bu sebeple maddi hasarlarda süre iki yıl; ölüm ve yaralanmalar ölüm tek ise beĢ, birden fazla ise on yıldır.

d. Türk Ticaret Kanunu m. 767‟ye göre taĢıyıcının mal sorumluluğuna iliĢkin, eĢya taĢımada bir yıllık süre ve m. 806‟da taĢıyıcının yolculara karĢı sorumluluğu sebebiyle m. 767/5‟ teki BK. m. 125‟ e yapılan yollama sebebiyle on yıllık zamanaĢımı süreleri.

e. Sigorta Murakaba Kanunu m. 19 uyarınca hayat sigortalarında ödenmesi gereken paralar; on yıl içinde hak sahiplerince aranmazsa, hak sahipleri adına ve hazine MüsteĢarlığı emrine olarak TC. Merkez bankasına yatırılır.

Genel Hükümler, s. 712); Bir baĢka görüĢe göre de tam iki tarafa borç yükleyen sözleĢmeden borçlunun temerrüdü sebebiyle dönülmesi halinde geri verme yükümlülüğü sözleĢemeye dayanacak ve sonuçta BK m. 66 değil, m. 125‟e göre on yıl olacaktır. (Çelik, a.g.e., s. 55‟ten Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hülümler, 2. Bası, 2002, s.345)

(31)

f. 4077 sayılı Tüketiciyi Koruma Kanunu‟nun m. 4/4‟teki iki yıllık ve üç yıllık süreler ile satıcı alıcıyı aldatmıĢ, maldaki bozukluğu hile ile gizlemiĢ veya ağır kusuru ile zarar vermiĢ ise, tüketicinin açacağı davaya uygulanacak olan BK. m. 207/3 ile birlikte TKK m. 4/4‟ e göre on yıllık zamanaĢımı süresi

g. 2918 sayılı KTK m. 109‟daki (sürücü, iĢleten, araç sahibi, sigortacı ve motorlu araçlarla ilgili tüm sorumlulara uygulanan) maddi hasarlarda iki yıllık, bir kiĢinin ölümü veya bir kiĢinin yaralanması durumunda beĢ yıllık, birden fazla kiĢinin ölümü veya biden fazla kiĢinin yaralanması durumunda on yıllık uzamıĢ ceza zamanaĢımı süreleri,

h. Türk Sivil Havacılık Kanunu m. 131‟deki iki yıllık süre.

i. 506 sayılı SSK m. 99 uyarınca “iĢ kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından, hastalık ve analık sigortalarından, ödenek ve aylıklardan kazanılan hakların istenmemesi durumunda beĢ yılda zamanaĢımına uğrayacağına iliĢkin hükümler.

j. 1479 sayılı Bağ-Kur Kanunu m. 70 uyarınca, Kurumca açılacak tazminat ve rücu davaları ile prim alacağı davalarına uygulanan on yıllık süre.

(32)

G. TAKĠP HUKUKU VE ZAMANAġIMI ĠLĠġKĠSĠ

1. Takip Hukuku Kavramı

Toplumu oluĢturan bireyler birçok hukuki iliĢkiye girerler. Hukuki iliĢkilerden doğan borçlar zamanında ve tam olarak yerine getirilirse sorun olmaz. Çoğu zaman borçlar borçluların ihtiyarı ile ifa edilir. Bu durum kanunlara saygı gösterilmesi ve sözleĢmelere uyulması gerektiği hakkındaki genel düĢüncenin bir sonucudur.44

Bunun yanında her toplumda borcunu isteği ile yerine getirmeyecek olan borçlular da bulunacaktır. ĠĢte bu gibi borçlulara karĢı alacaklıları korumak için devlet yardımı isteme hakkı tanınmıĢtır. Borçların yerine getirilmemesi halinde toplumsal barıĢı korumayı üzerine almıĢ devletin yetkili organları ortaya çıkar.45

Ġlkel toplumlarda kendiliğinden hak alma normal bir yol idi. Fakat kendiliğinden hakkını alan kimsenin ölçüyü kaçırması çoğu zaman görülen hallerden olduğundan bu durum sosyal karıĢıklıklara sebep olmuĢtur. 46

Modern hukuk sistemleri kendiliğinden hak almayı yasak etmiĢler ve bunu suç kabul etmiĢlerdir. Aynı Ģekilde 5237 sayılı ceza kanunumuzda da

hukukî bir ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla yapılan hırsızlık (TCK m.

144), dolandırıcılık (TCK m.159) ve cebir veya tehdit (TCK m.150) suç olarak düzenlenmiĢtir. Ancak bu yasak da mutlak değildir. Hukukumuzda devlet gücünün zamanında yetiĢemeyeceği çok istisnai bazı durumlarda kendiliğinden hak alma kabul edilmiĢtir(MK. m.981, BK. m. 52).

44 Üstündağ, Saim, Ġcra Hukuku‟nun Esasları, 8. Baskı, Ġstanbul, 2004, s.1, Kuru Baki, Ġcra

ve iflas Hukuk El Kitabı, Ġstanbul, 2004, s.59

45 Nilüfer Boran, Ġcra Takibinin Ġptali ve Taliki, Ġzmir, 2006, s. 13 46

(33)

ĠĢte alacaklının devlet yardımı ile alacağına nasıl kavuĢacağını düzenleyen hukuk dalına icra-iflas hukuku, cebri icra hukuku veya takip hukuku denmiĢtir.47

2. Takip Hukukunun Konusu

Takip hukukunda sık olarak kullanılan borç teriminin anlamı borçlar hukukunda olduğundan çok geniĢtir. Bu terimle ilk kastedilen borçlar hukuku anlamında borç ise de; bundan baĢka ayni haklar anlamında yükümlülükler de kastedilmektedir.48 Buna göre mesela çocuk teslimi de takip hukukunun konusu olabilmektedir(ĠĠK m. 25).

Tarihi seyir içerisinde borçlunun borcu için hapsedildiği dönemler olmuĢ ise de günümüzde bu sistem terk edilmiĢtir. Artık takip hukukunun konusu kısaca borçlunun malvarlığıdır. Böylece borçlunun sadece malvarlığı ile sorumluluğu kabul edilmiĢtir. Yani Ģahıs üzerine cebri icra yerine mal üzerine cebri icra getirilmiĢtir.49 Ancak alacağa kavuĢmak için borçlunun malvarlığına el konulması da mutlak değildir. Kamu düzeni ve insanlık düĢünceleri ile borçlunun bazı mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği kabul edilmiĢtir(ĠĠK m. 82–83). Ayrıca bir menkul malın teslimi, bir yerin tahliyesi ve teslimi gibi nadiren borçlunun belirli bir malı da cebri icranın konusu olabilir.

3. Takip Hukuku ZamanaĢımı ĠliĢkisi

a.Takip Talebi ve ZamanaĢımı

Alacaklının peĢin harcını ödeyerek icra dairesine bildirdiği takip talebi zamanaĢımını kendiliğinden keser. Takip talebi icra dairesinin bir ödeme emri düzenleyerek borçluya göndermesini gerektirir(ĠĠK m. 60/1; m.

47 Kuru, s. 59, Diğer tanımlar için bakınız; Boran, s. 14, Timuçin MuĢul, Ġcra ve Ġflas Hukuku

1, 2001, Ġstanbul, s.7, Üstündağ, s.3

48

Kuru, s. 59

(34)

61/1) ise de yalnız takip talebinde bulunulması ile zamanaĢımı kesilir bunun için ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi gerekli değildir.50 ZamanaĢımı kesildiğinde ise süresi aynı olan yeni bir zamanaĢımı iĢlemeye baĢlar.

Bunun yanında takip talebi üzerine gönderilen ödeme emrinin Ģikâyet yolu ile icra mahkemesi tarafından iptal edilmiĢ olmasının, takip talebiyle zamanaĢımının kesilmiĢ sayılmasına bir etkisi yoktur. Aynı Ģekilde icra mahkemesinin borçlunun itirazını haklı bulması ve bu nedenle alacaklının itirazın kaldırılması talebini reddetmesinin (ĠĠK m. 68/3) de takip talebi ile zamanaĢımının kesilmiĢ sayılmasına etkisi yoktur.51

Buna karĢın Ģikayet üzerine icra takibi iptal edilirse; iptal edilen böyle bir takip talebi ile zamanaĢımı kesilmiĢ olmaz.52

Alacağın yalnızca bir bölümü için takip yapılması için kısmi takip yapılması halinde, zamanaĢımı sadece alacağın takip konusu yapılmıĢ bölümü için kesilmiĢ olur, alacağın takıp dıĢında kalmıĢ bölümü için zamanaĢımı iĢlemeye devam eder.

ZamanaĢımı, icra dosyasına yapılan her iĢlemle yeniden iĢlemeye baĢlar(TTK m. 663/2; BK m. 136/2).53 Cereyan eden zamanaĢımı da icra takip iĢlemleri ile yeniden kesilir. ZamanaĢımını kesen nitelikteki icra takip iĢlemleri doktrinde icra organlarınca (icra daireleri, icra mahkemeleri, mahkemeler) borçlu aleyhine cebri icranın ilerlemesini sağlayıcı nitelikte gerçekleĢtirilen iĢlemler Ģeklinde tarif edilmiĢtir.54 Bu nedenle alacaklının (mesela takip talebi), borçlunun (mesela itiraz) ve üçüncü kiĢilerin (mesela istihkak iddiası) takibe iliĢkin yapmıĢ oldukları iĢlemler icra takip iĢlemi değildir. Aynı Ģekilde icra organlarının alacaklıya veya üçüncü kiĢilere karĢı

50 Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 16.12.1985, 5510–11090 (YKD. 1986/12–1797), Yargıtay 12.

Hukuk Dairesi 20.09.1988,87/9098–88/9957 (YKD. 1989/9–1286), Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 24.02.1975, 74/4888–75/1242 (YKD. 1977/8–1111)

51

Kuru, s. 180

52 Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 01.12.1989, 8429–9819 (YKD. 1984/8–1401) 53 Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 08.02.1999, 2723–6408 (ĠKĠD. 2000/2–14691) 54 Kuru, s. 130, Üstündağ, s. 39,40;

(35)

yapmıĢ oldukları iĢlemler de icra takip iĢlemi kavramına dâhil olamaz. Buna göre ödeme emri ve icra emri tebliği, itirazın kaldırılması bütün haciz iĢlemleri bütün paraya çevirme iĢlemleri, borçluya süre verilmesi ve depo kararları icra takip iĢlemi iken; alacaklının takip talebinde, haciz talebinde ve satıĢ talebinde bulunması ve icra dairesinin bu talepleri alması icra takip iĢlemi değildir.55

b. Yetkisiz Ġcra Dairesine Ġtiraz ve ZamanaĢımı

Yetkisiz icra dairesine yapılan takip talebi ile de zamanaĢımı kesilir.56 Borçlu yedi günlük itiraz süresi içinde yetki itirazını bildirirse icra takibi kendiliğinden durur(ĠĠK m. 66/1). Alacaklı borçlunun yetki itirazını kabul ederse, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep eder. Dosyayı alan icra dairesi, borçluya yeni bir ödeme emri gönderir. Alacaklı borçlunun yetki itirazını kabul etmezse, Ġcra Hukuk Mahkemesi‟ne baĢvurarak itirazın kaldırılmasını talep eder.

Borçlunun yetki itirazına rağmen alacaklı on günlük süre içinde (HUMK m. 193/3) dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmezse takip yapılmamıĢ sayılır(ĠĠK m. 50/1; HUMK m. 193/4) Bu halde takibin yapılması ile kesilen zamanaĢımı takibin yapılmamıĢ sayılması ile doğal olarak hükümsüz hale gelir.

55

Kuru, s. 130

56 “… Kural olarak, baĢvurma ve peĢin harç ödenmek kaydıyla icra harçlarının ödendiği

tarihte yapılan takip talebi, Borçlar Hukuku bakımından (alacağın sadece takip konusu yapılan kısmı için) zamanaĢımını kesen nedenlerdendir. (Borçlar Kanunu 133/2, 136 Türk Ticaret Kanunu 662). Bunun için ödeme emrinin düzenlenip borçluya tebliğ edilmiĢ olmasına dahi lüzum yoktur. Hatta yetkisiz icra dairesine yapılan takip talebinin ve ayrıca borçlunun Ģikayeti üzerine dairesine yapılan takip talebinin ve ayrıca borçlunun Ģikayeti üzerine ödeme emri iptal edilse dahi böyle bir takip isteğinin aynı kural uyarınca zamanaĢımını keseceği doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir. (Baki Kuru - Ġcra ve Ġflas Hukuku - Cilt: I - Ġcra Hukuku - Ankara 1965 - Sayfa 103 vd.) Yeter ki, takip talebinin hangi alacağına iliĢkin olduğu ve borcun sebebi hakkında kuĢkuya yer olmasın ve takip, diğer sıhhat Ģartlarını ihtiva etsin (Ġ. Postacıoğlu - Ġcra Hukuku Esasları - Ġstanbul 1958 - Sayfa 105 vd.) (Kuru - age - 105 vd., 109 vd). Bu Ģartların tümüne uyulmak suretiyle takip talebinde bulunulduğu anlaĢılmaktadır. …” Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 29.06.1976 tarih, 1976/2723 E. ve 1976/6408 K. sayılı kararı

(36)

Alacaklı borçlunun yetki itirazını kabul etmez ve Ġcra Hukuk Mahkemesi‟ne baĢvurursa mahkemenin hükmüne göre sonuç değiĢecektir. Alacaklının itirazın kaldırılması talebi mahkeme tarafından kabul edilirse icra takibi kesinleĢir. Mahkeme borçlunu yetki itirazının doğru olduğu sonucuna varırsa ödeme emrinin iptaline karar verir. Mahkemenin itirazın kaldırılması talebinin reddi kararına karĢı temyiz süresinin sona erdiği veya onama kararının tebliğ edildiği tarihten (HUMK 442/A-2) baĢlayarak alacaklı on gün içinde yetkisiz icra dairesine baĢvurup dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini isterse (ĠĠK m. 50/1; HUMK m. 27 ve m. 193/3) dosya yetkili icra dairesine gönderilir ve borçluya yeni bir ödeme emri tebliğ edilir. Bu durumda yetkili icra dairesindeki iĢlemler yetkisiz icra dairesinde baĢlatılan takibin devamı sayılacağından zamanaĢımı yetkisiz icra dairesinden baĢlatılan takiple kesilmiĢ olur.57

c. Müteselsil Borçlular ve ZamanaĢımı

Alacaklının, müteselsil borçlulardan (BK m. 141 vd.) biri aleyhine yapmıĢ olduğu icra takibi ile takipte yer almayan diğer müteselsil borçlular hakkında da zamanaĢımı kesilmiĢ olur(BK m. 134/1).

Keza asıl borçluya kesilmiĢ olan zamanaĢımı kefile karĢı da kesilmiĢ olur(BK m. 134/2). Ancak kefil hakkında kesilen zamanaĢımı borçlu için kesilmiĢ olmaz(BK m. 134/3).

d. ĠĢlemden Kalkan Dosyanın Yenilenmesi ve ZamanaĢımı

Ödeme emrinin tebliği tarihinden baĢlayarak, alacaklı, bir yıl içinde haciz istemezse, dosya iĢlemden kaldırılır(ĠĠK m. 78/2 ve 4). Bu halde sadece haciz isteme hakkı düĢmüĢtür. Yoksa takip devam etmektedir.

Ödeme emrine itiraz edilmiĢ olmasının bu bir yıllık sürenin cereyanına etkisi yoktur. Ancak alacaklı itirazın kaldırılması için Ġcra

57

Referanslar

Benzer Belgeler

SWL : Short Wave Listening = Kısa Dalga Dinleyicisi.. 28) Yürürlükteki yönetmeliğe göre, A sınıfı amatör telsizcilik belgesine sahip sorumlu operatörü bulunmak kaydıyla

Yatırım hizmetleri ve faaliyetleri veya yan hizmetlerden kaynaklanan her türlü emanet ve alacaklar ile bunlara bağlı faiz, kar payı ve diğer getiriler, hesap sahibinin

Personele yeni bir avans vermek veya kesinti yapmak için ilk olarak pencerenin alt tarafındaki (Ekle) butonuna basarız. Bu butona bastığımızda listede boş bir satır

Bu görüşe göre üç yıllık zamanaşımı süresinin bittiği andan itibaren poliçedeki hak, hem kabul edene karşı hem de müracaat borçlularına karşı

 Bu yaklaşımda hermeneutik sadece kurallar bütünü olarak algılanmasından öteye giderek onu sistematik olarak tutarlı, diyalogların anlaşılmasında gerekli

Özellikle  ilim  ve  edebiyat  dilinde  Arapça  ve  Farsça  kelimeler  rağbet  görmeye  başlamıştır.  Bu  hareket,  Türk  aydınlarının  Arap  ve 

• Ulusal ve Avrupa düzeyinde kamusal finansmanların canlandırılmasına yönelik acil ihtiyaç AB’nin yoksullara yardım edecek acil durum fonuna dönüşecek kademeli

maddesinde yürürlük tarihi olarak belirtilen 01/01/2019 tarihinden sonra açıldığı, davanın menfi tespit davası olduğu, yürütülecek yargılama sonucunda verilecek kararın