7 7 & U ı k l 9
YAVUZ VARDI..
YAVUZ'dur bu sevgilinin adı. Yıllarve yıllar boyu şanlı donanmamızın gözbebeği olan, milletçe övündüğü müz ve güvendiğimiz YAVUZ'dur bu. Onda askerlik vazifelerini yapan Karadeniz'in, İstanbul'un, İzmir'in ve her ilin en yaman yiğit delikanlıları bütün bir ömür boyu bunun gururu içinde yaşamış ve bununla övün- müşlerdir. Nice ve nice genç kızlar YAVUZ'da askerlik yapan yiğitler de başka bir meziyet aramayı dü şünmemişlerdir dahi.
İşte bütün bu duyguların tesiri altın da millet onu yalnız kendi adıyla an mayarak ŞANLI YAVUZ demiştir ona. Böylelikle nâmına lâyık bir şan eklenmiştir adına.
Bizim ŞANLI YAVUZ'umuz böyle bir yavuzdur işte.
Ve artık adını tarihe veren ŞANLI YAVUZ, cismiyle de tarihe karışmak üzere bulunuyor. Makine Kimya Endüstrisi Kurumu tarafından 19,5 milyon liraya satın alınan ŞANLI YAVUZ parçalanacak ve o heybetli gövdesiyle Türk sanayiinin hizme tine minik parçacıklar halinde gi recek.
BU MİLLETİN, YEDİSİNDEN YETMİŞİNE K A D / R HERKESİN GÖNLÜNDE YAŞAYAN YARIM
YÜZYILLIK BİRİ SEVGİLİSİ VARDIR. ONUN R[ SİMLERİ, ANADOLU'NUN EN ÜCRA KÖYLE
RİNDE DAHİ KAHVEHANELERİN DUVARLAR Nl SÜSLER. HAKKINDA YAZILAN TÜRKÜLER,
DİZİLEN BEYİTLER VE EFSANELEŞEN HİKİYELER NESİLLER BOYU DİLLERDEN DİLE DOLAŞIR.
YA VU Z YARIM YOLLA SEYİR HALİNDE.
YA VU Z'U N KÜNYESİ
Önce ŞANLI YAVUZ'umuzun kün yesini verelim, sonra dillere destan olmuş hikâyesini anlatırız:
İnşa tarihi: 1911 Asıl adı: GOEBEN
İnşa yeri: Blum und Fusse Tezgâh ları (Almanya)
Uzunluğu: 186 metre
Genişliği: 29 metre 50 santim Tonajı: 22.734 ton
Sürati: 28,6 mil (Azamî hız) Uskurları: 4 adet
Kazanları: 24 adet
Yakıtı: Saatte 30 ton kömür Zırhları: Teknede çelik kalınlığı 25
santim
Topları: 10 adet 25'lik, 4 adet 28'lik Zincirleri: Beher baklası 36 kilo Personeli: 1500 subay, astsubay ve
er.
HAYAT HİKÂYESİ
1911 yılında Almanya'nın Blum und Fusse Tezgâhlarında inşa edilip de nize indirilen 22.734 tonluk GOEBEN zırhlısı, devrinin en kudretli ve sü ratli muharebe kruvazörü sıfatını ta şıyordu. Bir savaşın eşiğinde ve ha zırlığında bulunan Almanya, inşa et
tiği bu muazzam kruvazörle deniz lerde hâkimiyeti eline geçirmiş olu yordu.
29 Temmuz 1914 günü Alman Bah riye Nâzırlığından ilk görev emrini alan GOEBEN kruvazörü Flamburg limanından yola çıkarak Brendizi'ye gitti. Dünya siyaseti en gergin gün lerini yaşamaktaydı. Nitekim GOE BEN, İtalya'nın Brendizi limanında yine kendi bandırasını taşıyan BRESLAV zırhlısıyla buluştuktan pek kısa bir süre sonra Birinci Ci han Harbi patladı.
Alman Donanmasının en güvendiği iki büyük harp gemisi; GOEBEN ile BRESLAV, Ingiliz donanmasının hâ kimiyeti altında bulunan Akdeniz'de kalıvermişti. Ingilizlerin tam bir kontrolü altında bulunan Cebelütta- rık'tan çıkıp Alman limanlarına dön melerine ise imkân yoktu. Ingilizler, büyük savaş gücünü gayet iyi bil dikleri GOEBEN'i hazır sıkıştırmış iken ortadan kaldırmak için olanca dikkatlerini GOEBEN'in üzerine çe virmişlerdi.
Ancak ne var ki Harp ilânı haberi, Ingilizlerden önce GOEBEN'in ku mandanı tarafından öğrenilmiş ve BRESLAV ile birlikte derhal Bren- dizi’den Akdeniz'e açılarak izlerini düşmandan kaybettirmeye muvaf fak olmuşlardı.
GOEBEN ile BRESLAV, Alman Do nanmasına mensup olmalarına rağ men ondan tamamen uzak iki gemi olarak ortada kalmışlardı. Doğru dü rüst ikmal yapabilmek şans ve im kânına dahi malik değillerdi. Korsan gemi hüviyetine büründüler. 4 Ağustos 1914 günü GOEBEN, Ku zey Afrika sahillerindeki Philippevil- le'e baskın vererek şehri topa tuttu ve burasını hallaç pamuğu gibi attı. Bu konuda BRESLAV da ona yar dımcı olmuş ve müttefiklerin en önemli ikmal merkezlerinden biri olan liman ağır surette tahrip edil mişti. İngiliz ve Fransız donanmaları bu iki Alman korsan zırhlısının peşi ne düştüler. Ancak ne var ki 29 mile yakın sürat yapan bu iki dev gemiyi değil yakalamak, onlara ye tişmek dahi mümkün olamadı. 15 Ağustos 1914 günü Alman Bah riye Nâzırlığından GOEBEN ile BRESLAV’a yeni bir emir daha gel di. Nezaret, iki geminin derhal İs tanbul Limanına gitmeleri emrini ve riyordu. İki yaman gemi rotalarını
soen ım Bosporus.
i-ıT c*
Üzerinde «Sabık Göben Boğaziçinde» ibaresi bulunan ve Almanya'da basılmış kartpostal. (Kartpostalın köşesin de Sivastopol'ü bombardıman eden Amiral Souchon)
«Yavuz» harp gemisinde bir bayrak çekme töreni...
Türkiye'ye çevirdiler. Hedefleri, son hızla İstanbul idi...
Gemiler daha Türkiye karasularına girmeden Osmanlı İmparatorluğu bir tebliğ yayınlayarak GOEBEN ve BRESLAV zırhlılarını Almanya Hü kümetinden satın aldığını bildirmiş ti. Almanlar bu konuda poletik bir kurnazlık göstermişler ve Osmanlı Hükümetini ikna etmeye muvaffak olmuşlardı. GOEBEN ile BRESLAV böylelikle Ingiliz ve Fransız donan malarının takibinden kurtulmuş olu yordu. Zira Osmanlı İmparatorluğu Ingiltere ve Fransa ile harp halinde bulunmuyordu. Gemiler Osmanlı İm paratorluğunun malı olduğuna göre GOEBEN .ile BRESLAV paçalarını kurtarmışlardı. Büyük bir rahatlık içinde Ege denizini geçip Çanakka le'den içeri girdiler.
Haydarpaşa açıklarına gelip demir leyen gemiler, burada parlak bir tö ren yapıldı. Adı «YA VUZ SULTAN SELİM»e çevrilen GOEBEN ile « M İ DİLLİ» adını alan BRESLAV'a Türk bayrakları çekildi ve tamamen Al man denizcilerinin idaresindeki bu iki muhteşem harp gemisi bir süre Marmara'nın sakin sularında yattılar. Kumandanından dümen neferine ka dar bütün personeli Almanlardan ibaret olan Y A V U Z SULTAN SE LİM ile MİDİLLİ bir geceyarısı ses sizce Marmara'dan demir alıp Bo- ğaz'dan çıkarak Karadenize açıldı lar.
29 Ekim 1914 günü Sivastopol önü ne gelen Y A V U Z, heybetli toplarıy la şehri bombardımana tuttu. Bir
Rus şehrinin bombardıman edilmesi sonucu Osmanlı İmparatorluğu Al manya ile aynı safta Birinci Cihan Harbi'ne dahil olmuştu.
Artık Türkiye'de de harp havası es meye başlamıştı...
10 Kasım 1914 günü Karadeniz'de karşılaştığı Rus filosuyla savaşa tu tuşan YAVU Z, Rusların ünlü LEUV- STAFI zırhlısına ağır hasar verdir
miş, bu arada yine Rus bandıralı PRUTH mayin gemisini de Karade niz'in lâcivert suları arasına göm müştü. Aynı gün Batum'a varan YAVUZ 28'lik toplarıyla şehre ateş kusmaya başlamış ve onun aman
sız salvosu karşısında Batum şehri de yanıp yıkılmıştı.
Osmanlı İmparatorluğu için pek pa halıya mal olacak bu seferden sonra Y A V U Z ile MİDİLLİ tekrar İstan bul'a döndüler. Türkiye artık harbin ta içinde idi...
9 Nisan 1915 günü Y A V U Z tekrar Sivastopol açıklarında görüldü. An cak bu kez Ruslar gafil avlanmamış- tı. Sivastopol açıklarında büyük bir
Rus filosu ile karşılaşan YAVU Z, uzaktan gemileri topa tuttuktan son ra selâmeti oradan uzaklaşmakta buldu. Bu çekiliş sırasında YAVUZ'a refakat etmekte olan MECİDİYE kru vazörümüz bir Rus mayinine çarpa
rak sulara gömülmüştü. Ancak Y A VU Z, büyük sürati ile oradan ka zasız belâsız uzaklaşmayı başarmış tı.
Bundan sonra YAVUZ'a yeni bir gö rev verildi. Bu görev, Karadeniz li manlarına gidecek ticaret gemileri ne muhafızlık etmekti.
14 Nisan 1916 günü Rusların Trab zon şehrimizi bombardıman etmeleri
karşısında tekrar vurucu bir görevle Karadenize açılan Y A V U Z bu kez TAUPESE şehrini ağır toplarıyla ya kıp yıktı ve ağır bir mukabelede bu lundu.
24 Ağustos 1917 günü, Osmanlı Do nanması emrinde vazifeli olarak YA- VUZ'un kumandanlığını yapmakta olan Amiral SOUCHON bu görevin den alınıp terfian Almanya'nın Ak deniz filosu kumandanlığına tâyin edilirken yerine Amiral VON REU- BER PASCHVVITZ getirildi.
Türk adını ve bayrağını taşıyan ge mi bir türlü Almanların idaresinden kurtulamamıştı.
20 Ocak 1918 günü İmroz'u bom bardımana giden Y A V U Z burada müttefiklerin oldukça kalabalık ge miden ibaret bir filosuyla karşılaştı. Tutuşulan amansız savaş sırasında onun heybetli toplarından yağmur gibi yağan mermiler müttefiklerin bir çok gemisini hasara uğrattığı gibi KEFALO koyunda bulunan bir Ingiliz monitörünü da batırdı. An cak bu harekât pek pahalıya mal olmuş ve YAVUZ'a refakat etmekte olan, yine Alman kumandanların ida resi altındaki MİDİLLİ zırhlımız bir mayin tarlasına düşerek batmıştı. Onu kurtarmaya çalışan Y A V U Z da etrafında patlayan mayinlerden ağır yaralar almıştı. Ancak öylesine bir dip bölme teşkilâtına sahipti ki, al dığı ağır yaralara rağmen bu bâdi- reden sıyrılıp İstanbul.a dönmeyi başardı.
2 kasım 1918 günü Mütarekenin Mânim müteakip Ingilizler tarafından silâhlarından tecrit edilen Y AVU Z zırhlısı İzmit'e getirildi ve burada ya ralı bir arslan gibi uzun bir süre yat tı.
Milletin başına açtığı bunca derde rağmen Y AVU Z halkın nazarında ef saneleşmiş bir sevgili olmuştu. Bun da, onun o güzelim tekne biçiminin de heybetli toplarının da, amansız süratinin de pek önemli rolü vardı, şüphesiz ki...
Bir tatbikat anında «Yavuz»un taretleri ortahğı birbirine katarken...
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi