M illiy e tin « ^ C u m a rte si2 6 Ekim 1 9 9 6
Ali ESİN
İS T A N B U L Çok Bit 9 / 1 5 S A M S U N Yğm 1 0 / 1 5 İZ M İR Bit 1 0 / 2 0 E R Z U R U M Yğm +Kar 2 / 1 0 A D A N A Çok Bit 1 2 / 1 8 D .B A K IR Yğm 9 / 1 6 A N K A R A Yğm 5 / 1 0 G İR N E Yğm 1 4 /2 1
* & £ •
Açık Stsfi Az Bit. k . M
Buluttu Par.Bul. Çok Bit.
Karlı Sulu Kar Yağmur
Londra P a r i s Roma Berlin Zürih Madrid Sofya Moskova 16 16 20 13 18 22 Í4 6
Hekim gözüyle
Hukukçu gözüyle
Faili psikopat
Leyla ATAMANPSİKOLOGLAR Zincirlikuyu aile kabrista nındaki mezarından Vehbi Koç’un naaşım ça lanların ruhsal sapkınlık içinde olduğunu belirt ti. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı, Prof. Dr. Sedat Özkan, bu işi ya panların normal ruh halinde olamayacağını, psikopatolojik sapkm kişiler olduğunu belirtti.
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastane sinden Psikiyatr Ümit Yazman da şu görüşle ri dile getirdi:
“Bu, çok ciddi, ağır derecede sapkm davranış bozukluğu, halk arasında psikopat olarak adlandı rılan psikopatolojik bir durum dur. Merhum Vehbi Koç’a bu davranışı yapan, maddi çıkarlar i- çin başkaları tarafından yaptırtüı- yor, maşa olarak kullanılıyor da hi olsa ağır derecede ruh hali bo zulmuştur.”
Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta lıkları Hastanesi Başhekimi Arif
Verimli ise bu işi yapanların ancak akıl hastası olabileceğini vurgulayarak şöyle devam etti:
“Vehbi Koç’la ilgili hezeyanı, yani asılsız fi kir geliştirmişler. Bu beklenmedik ve tuhaf bir durumdur ya da siyasi anlamda, herhangi bir şekilde zenginlik, kapitalizm gibi rejimlere kar şıt olan insanlar da bu işi yapmış olabilir. Top lumlunuzda ekonomik sıkıntılar, bunalımlar ne deniyle şiddet olayları her geçen gün artıyor.”
Dr. Verimli
Ceza tartışmalı
Önay YILMAZ - İSTANBUL
ZÎNCİRLİKUYU Mezarlığımdaki aüe kabris tanından İşadamı Vehbi Koç’un naaşım çalan lar yakalanırsa nasfi cezalandırılacağı da tar tışma konusu oldu.
Ceza hukukçuları, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) mezar açarak ölüyü almanın suç olarak düzenlendiğini, ancak kabristanı bozma ve me zarı tahrip etmenin ölünün kemiklerini çal maktan daha ağır ceza gerektirdiğine dikkat çekti.
Ceza avukatları Prof. Dr. Koksal Bayrak tar, Nurcan Çalışkan ve Şehnaz Yüzer, kab ristanı bozma ve mezarı tahrip etmenin TCK’nm 177. maddesine girdiğini, bu suçun bir yıldan üç yıla kadar hapis, 630 bin liraya kadar ağır parayla cezalandırüdığmı kaydetti.
TCK’nm 178. maddesine göre, bir kimse ölü nün naaşmı alırsa, kemiklerini çıkarırsa, ölü lere saldırıda bulunursa üç aydan bir yıla ka dar hapis, 420 bin liraya kadar ağır parayla ce zalandırılıyor. Eğer bu suç kabristanda ölü gömmeye görevli kişilerce işlenirse, ceza iki misli arttırılıyor.
TCK’nın fidye istemeyi içeren “korkutarak faydalanma” suçuna verilecek cezayı düzenle yen 98. Maddesi’ne göre, bu suçu işleyenler 15 yıldan 20 yıla kadar ağır hapisle cezalandırılı yor. Avukatların bu maddenin Koç olayıyla il gili bağlantısı üzerine yorumu şöyle:
“Bir kimse bir başka kimseyi hayat, ırz, ma lı hakkında büyük bir zararla korkutarak para veya değerli bir şey vermeye, kendi eline geç meye mecbur kılarsa bunun cezası 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyor. Koç ha yatta değil. Bir ölü mal kapsamına da girmez.”
Mezarlık teröründeki sır perdesi aralanmadı
İŞADAMI Vehbi Koç’un naaşı- nm çalınmasındaki sır perdesi he nüz aralanmadı. Polis, mezarlıkta görevli yedi kişiyle Koç Ailesi’nin görevlendirdiği iki kişinin ifadesi ne başvurdu, ancak herhangi bir i- pucu elde edemedi.
Emniyet Genel Müdürü Alaad- din Yüksel, cesedin bulunabilmesi için İstanbul polisinde özel ekip o- luşturulduğunu açıkladı. Saat başı İstanbul Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğlu’yla görüştüğünü kayde den Yüksel, “Bugüne kadar Türki ye’de böyle bir olay yaşanmadı. Türk halkını ve Müslümanları ren
cide eden bir olay” dedi.
Asayişten Sorumlu İstanbul Em niyet Müdür Yardımcısı Bilgi Ü- nal, olayla ilgili henüz somut bir gelişme sağlanamadığını açıkladı. İki ihtimal üzerinde durduklarını kaydeden Ünal, eylemin reklam peşinde koşan bir örgütün işi ya da fidye için gerçĞkleştirilmiş olabile ceğini bildirdi.
Polis, olayın açığa çıkmasıyla i- fadesi alman Beyoğlu Bölgesi Me zarlıklar Müdür Yardımcısı İzzet tin Öztosun ve mezarlık görevlile ri Ramazan Sümer, Cuma Çavga, Satılmış Bora, Memduh Durmaz,
Tahsin Erler, Mehmet Tosun’la Koç Ailesi’nin görevlendirdiği Ka zım Çimen ve Bora Ulusoy’u dün serbest bıraktı.
Polisin dün Zincirlikuyu Mezar lığında yaptığı araştırmalarda Vehbi Koç’un mezarından çıktığı sanılan çürümeye yüz tutmuş bez parçaları bulundu. Mezarlığın arka çıkış kapısı yakınında bulunan bez parçaları incelenmek üzere labora- tuvarı gönderildi.
Mezarlık terörüne sert tepki gösteren İşadamı Sakıp Sabancı, olayı inanılmaz olarak değerlendi rerek, “Allah onlara akıl fikir ver
sin” dedi. Teröre kurban giden kar deşi Özdemir Sabancı’nın katille rinin hala bulunamadığını da a- nımsatan Sabancı, “Resimleri, fo toğrafları belirlendi, ancak onlar uçtu, kayboldu. Şimdi Vehbi Bey olayının failleri de bulunamazsa kötü olur. Üzüntülüyüm” diye ko nuştu.
Cumhurbaşkanı Süleyman De- mirel, Moskova’da gazetecilerin, “Vehbi Koç’un naaşınm çalınma olayı nasıl olmuş?” sorusuna şu ya nıtı verdi: “Fevkalade canım sıkıl dı. İstanbul Emniyet Müdürü ile konuştum, içişleri Bakanı Anka
ra ’ya gitmiş. Nasıl olduğunun bir- şeyi yok ki. Olmuş. Böyle birşey Türkiye’de hiç olmamıştır. Fevka lade ayıp.”
Diyanet işleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz, “Ölü için bir sıkıntı yok. Ruhu için muazzib (eziyet) o- lur diye bir şey yok. Cenazelere hep saygılı olduk. Bu saygısızlığı onay lamamız mümkün değil” diye ko nuştu. Diyanet işleri Başkanlığı Fetva Kurulu üyeleri, Vehbi Koç’un mezarını açarak naaşmı ça lanların hem bu dünyada, hem de öbür dünyada dinen “lanetlenmek- le” cezalandırıldıklarım belirtti. SAVAŞ fakiri Türkiye’nin
toplu iğneyi bile bulamadığı yıllar. Bozkır kasabası görünümündeki Ankara. Bir ufacık dükkan. Sabah alacalıkla rında açfian tahta kapmm ardın da bir inançlı adam.
Bir azim fabrikası önce, sonra gönüllerdeki hasretlere dönen çarklar. Cumhuriyetin varoluşundan gelen çizgi üstünde ezberlenen bir amblem. Ve sonunda üretim dünyasının üzerine kurulan
imparatorluk tahtından, ilahi emirle inen Vehbi Koç’un, selviler altındaki dünyasına uzanan çirkin eller.
Bunlar nerelere geldiğimiz gösteren belge seller. Mezarlık önünden geçerken dualar e- den bir nesil ve şimdi ceset çalan tipler. Aca ba, kimler? Tutumluluğunu, üretim dünya sında unutan ve önceki gün “naaşım” bile
veren bir cömert adam. Kimsiniz siz, nerden geldiniz? Evdeki buzdolabından utanır
in-I
talya da Mussolini fanatikleri
“anıt mezar” istedi, cesedi c
“anıt mezar” istedi, cesedi çaldı.
İsviçre’de “Şarlo” fidyecilerin
kurbanı oldu. Bu kez çirkin eller
Türkiye’de iş dünyasının
duayeni Vehbi Koç’a uzandı
san.Sağlığında öğütlerini dinleyenler, iki gün dür onun ölüm ötesi dünyasına giren çirkin mahlukları konuşuyor. Manyak mı, sapık mi, fidyeci mi? Yoksa terör örgütleri mi, ya da imparatorluğa duyulan bir kin mi? Acaba hangisi?
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Ol maz böyle şey” diyor. Mezarlık bekçileri, “ne olmuş” der gibi sırıtıyor. Canlılar sokakta, ö- lüler mezarla rında korku yor. Yıllardır mezar talanla rından söz edi liyor. Taşlar kı rılıyor, altın diş avcıları kol geziyor. Türki ye’ye ne oldu,
açlar bu kadar mı çok, yaşa
yanlara artık ölüler bakıyor.
T arih yapraklarını karıştırıyoruz. İtal ya’nın diktatörü Benito Mussolini’nin sev gilisi C laretta Patacci’yle Almanya’ya ka çarken Kuzey İtalya’da Komünist Partisi yanlılarınca tanınıp yakalandığını, 28 Nisan 1945’te kurşuna dizildiğini yazıyor resmi ta rih. Zaman geçiyor, savaşm izleri yavaş ya vaş silmiyor. Sonra Mussolini’nin gençler ordusu “kara gömlekli” fanatikleri bir gün mezarını açıyor. On lara göre bu mezar Duçe’ye yakışmıyor. Ceset kaçırılıyor. I- talya’da şok yaşanı yor. Fanatikler ona bir anıt mezar yakış- tınyor.’'Başka bir yere gömülsün” pa zarlıkları yapılıyor. Sonunda Benito’nun kemikleri bulunu
yor. Dünya bir dönem Charlie Chaplin’i ko nuşuyor. Sinema tarihinin en büyük yönet menlerinden, Şarlo karakterinin yaratıcısı Chaplin, 1977 Noeli’nde 86 yaşmda göçüyor. Kendine özgü bıyığı, melon şapkası, bastonu, dar ceketi, bol pantolonu, kocaman postalla rıyla Şarlo artık yok. “Yaşam öyküm” adlı kitabında kendini anlatıyor:
“Pandomimci idim. Bu alanda tektim. Hatta tevazu bir yana doruğa yükselmiştim.”
Doruğa yükselenlerin naaşlarmm da düş manı oluyor. Milyonların sevgilisinin iki ay sonra mezarı açılıyor, tabutu çalmıyor. İste nen fidye. Sonra tabut bulunuyor.
Tarihin sayfalarına bir çirkinlik de İstan bul’dan katılıyor. Türk sanayiinin duayeni i- ki gündür mezarında da yok. Aile şokta, se venleri yasta. Sevinç gözyaşlarıyla direksiyo nuna geçtiği ilk otomobilinin üretildiği fabri kadaysa “bedelsiz ithalatın” korkusunu ko nuşuyor işçiler kendi arasında:
“Mezarında olsaydı keşke..”
Altan DELER, Mustafa BAKACAK, Atilla DİŞBUDAK, Serhat OĞUZ, Efe ERDEM, Süleyman İNCE, Ertuğrul ERBAŞ - İSTANBUL / Tolga SARDAN ANKARA
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi