*
oğrudan lokanta dan başlamayalım da lokantanın yolu nu tarif ederken, si- biraz gezdire yim..
Ancak anlatacağım yerlere öyle otomobil ile gitmenin im kanı yok.. Zevk ile yürüyüp
Cağaloğlu’na çıkacaksınız. Vi layet Binasını geçeceksiniz.
Sonra sağ koldaki trafiğe ka palı Nuruosmaniye Caddesi
ne giriniz.
Şööööyyyleee kendinizi rahat bırakınız. Sallana saha na yürümeye başlayınız. Sol kolda 42 numaralı dükkanın vitrinine bakınız. Bu dükka nın adı Sofa’dır. Hacer ismin de cici bir hanım ile ağabeyi
Kaşif Gündoğdu isimli kap
kara sakallı dev gibi, şirin bir delikanlının dükkanıdır. “En-
tel” antikal, orijinal takılar, es
ki başka haritalar satarlar., il gi duyarsanız giriniz.. Etrafı seyreder, Hacer ile Keşif i ta nırsınız. Sohbetlerine doyum olmaz.. Size kahve de ısmar larlar..
Oradan yürümeye devam ediniz. 54 numaralı binanın is mi “Bazaar 54”tür. Besim Tü- bikoğlu’nun Net Holding’inin bu “department mağazasın
da” turistler için Türkiye’nin
dört yanından derlenmiş,
se-Ü nlü Subaşı Lokantası'rıın içi ve p e rso n e ld e n bir kısm ı.. yi paylaşıyor ve müşteriye sahip çıkıyorlar. “ B u y r u n efendim. Sizi şöööyyleee sa ğa alalım. Par don beyim. Yol veriniz. Evet efendim. Palto nuzu alalım.. Rahat m ısınız efendim. İsterse niz size yukarı da alabiliriz efen dininim. Paça çor bamız bitmek üzere, size paça mı yoksa mer cimek mi getireyim efen dim. Siz hele çorbayı içiniz, sonra yem ekleri sayarım efendim...”
Sizin anlayacağınız, gar sonların kontroluna giriyorsu nuz ve herşey belli usul ve çizgide sürüp gidiyor. Garson lar “nev-i şahsına münhasır” kişiler. Ne alaturka, ne alaf ranga.. Kibar, ilgili, lokantaya ve müşteriye sahip çıkan ev sahibi tipi temiz giyimli, güjer yüzlü ateş gibi kişiler. De vamlı koşuşturup, konuşu yorlar..
Mehmet Karanfil lokan
tanın hakimi... Subaşı Lokan
tasında “Bilcümle Türk ye m ekleri” mevcut. Hem de
lezzetli mi lezzetli. Fiyatlar da Subaşı fiyatı. Ne yerseniz por siyonu 15 ile 20 bin lira ara sında..
Paça, işkembe, sebze, pi rinç çorbaları, kuzu tandır, kapama, kağıt kebap, patlı canlı hünkar beğendi, kuzu başı tandır, piliç dolma, fırın köfte, sulu köfte, kuzu ciğer yahni, enginar, oturtma, kuzu elbasan tava, çiftlik köfte, her türlü mevsim sebzeleri, sade
Gûferyuzlu
personel™
preña ■
B
ugün size, Nuruosmaniye’de Kapalı Çarşı’nın kapılarından birinin hemen karşısındaki güzel bir Türk Lokantası’nı anlatacağım... Hem de çorbasıyla, tuzlusuyla, tatlısıyla 40 bin liraya karnınızı “tıka basa, nefis yemeklerle doyurabileceğiniz bir lokanta” bu...K a lfa K a d ir P arm a k sız çırağ ı ile..
(Fotoğraflar: Şerif ERCAN)
çilmiş, halı, kilim, deri eşya ve mücevherat satılır. Bu mağa za turistlere satış yapar ama, siz herhangi bir parçaya ilgi duyarsanız ve de yöneticiye
“benden selam söylersiniz”
özel fiyat ile istediğinizi alabi lirsiniz. Alacağınız şeyin kali tesinden de emin olabilirsiniz.
Yürümeye devam ediniz. Karşınıza Nur-u Osmaniye
Camii’nin avlu kapısı çıkar..
Bu avluya geçerseniz, avlu nun öbür kapısından çıkar, sokağın hemen öte tarafında ki Kapalıçarşı’nın Nuruos
maniye Kapısı’ndan içeri gi
rersiniz.
Nuruosmaniye’nin yapı
mına 1748 yılında Mahmut I başlamış tamamlatmak 1755 yılında Osman ill e nasip ol muştur. Mimarı Mustafa Ağa ile Simon Kalfa’dır. Barok üs lubundaki cami, iki kapılı
ge-medrese, kütüphane, imaret, sebil, türbe, çeşme ile akar olarak planlanan çepçevre dükkan ve handan ibaret bir külliyedir.
Oturduğu yerin altında su kaynağı bulunduğundan ca miin tabanı kemerlerle des teklenen bir bodrum katma oturtulmuştur.
Vaktiniz var ise içeri girip iki rekat namaz kılınız.. Se vaptır..
Camiiye girmeyecek ise niz avlu kapısından sağa dö nünüz... Külliyetlin duvarı di binden etrafınıza baka baka ilerleyiniz.. Karşınıza çıkacak camiin adı Mahmut Paşa Ca- m ii’dir. Fatih’in Sadrazamı
Mahmud Paşa tarafından
1464 yılında bir külliye olarak yaptırılmıştır.
Zamanla külliye “külli-
yen” yağmaya uğradığından
bugün ortada birşey kalma mıştır. Nuruosmaniye Camii külliyesinin duvarını izleye rek köşeden bu kere sola dö nünüz. O sokağın adı Kılıççı
lar Sokağı’dır. Sağda, solda sı
ralanan dükkanlarda çoğu gayrimüslim olan sanatkarlar üretim yapar (idi!..) Şimdi bu d ükkanların çoğu Anado lu’dan İstanbul’a ekmek para sı için göçen hemşerilerimizin işyeridirf Bizimkiler üretim yerine ticareti tercih ettikle rinden ve de en kolay ticaret gıda maddesi satmak oldu ğundan, bu küçük d ü k kanların bü yük kısm ı sandviççi, dö- nerci, lahma cuncu olmuş tur. Faaliyet lerini sürdü rebilen gayri m üslim sa natkarlar ile
onların yanında ça lışan müslüman çı rakların karınları nı doyuruyorlar.. Bu sandviççi d ü k k a n l a r ı n ın arasında faaliyeti ni sürdüren ve de henüz dönerci dükkanına dönme yen bir sanat ocağı olan Atam Usta’nm antika zevkini, eski eşyanın değerini tattı ran bir usta idi Anado
lu kökenli Ermeni asıllı
bu Türk vatandaşım ız dört yıl önce öldü. Şimdi sa natını oğlu Arto Kaşkar sür dürüyor. Antika eşya ile ilgili hertürlü sorunu çözen, onarı- mı yapa cin gibi, güler yüzlü, yardımsever bir de ustası var dır. Kadir Parmaksız. Rah
metli Atam Usta’nm dükka
nına uğrayınız.. Arto ve Kadir ile tanışınız.
Atam Usta’nın dükkanın
dan çıktıktan sonra yola de vam ediniz. Karşınıza kemerli bir kapı çıkacaktır. Bu kemer li kapı Kapalıçarşı’nm Kılıç
çılar Kapısı’dır. Kapının karşı
köşesinde kapı numarası 48 olan dükkan Subaşı Lokanta- sı’dır...
Subaşı Lokantası
Lokantaya yıllar önce be ni, Hürriyet Gazetesi Başya
zarı Oktay Ekşi kadeşim gö
türm üştü. Buranın devamlı müşterisi imiş. Subaşı Lokan
tası 33 yıllık bir semt lokanta
sı. Beşyüz yıllık bir yapının, sokak seviyesindeki dükka nında faaliyetini sürdürüyor. Sahibi Teoman Görür.
11.00’de kapıyı açıyor ve saat 15.30 dolayında tüm yemekle ri tükenince, kapıyı kapatıyor.
Dükkan kapısından doğrudan lokntaya giriyorsunuz.
Ben diyeyim 3x3, siz deyin 4x4 metrelik küçücük bir me kan.. Yan yana sıralınmış altı masa. Her masada dört iskem le. Tavanı alçaltıp ahşap bir asma kat yapmışlar. Dar ve dik bir merdivenle üst kata çı kılıyor. Orada da aşağıdaki kadar oturma yeri var. Girişin sağında, yarı açık, yarı camlı bir bölmenin arkasında mut fağı görüyorsunuz. Camın önünde yemekler dizili.
M utfakta aşçıbaşı Meh
met Tosuner koşuşturuyor. Mehmet Tosuner 25 yıldır bu
lokantanın aşçılığını yapıyor muş. Subaşı Lokantası’nın özelliği garsonları. Garsonlar kapıdan girer girmez müşteri
K irk o r usta ile görülen A rto K a ş k a r b a b a m esleğ in i sürd ürm ekten
yağlı, zeytinyağlı dolmalar, bakla, patlıcan, biber, kabak ta va, tatlı olarak zerde, irmik, Kemalpaşa tatlısı, revani, ek mek kadayıfı, komposto.
Bütün bunların yazılı oldu ğu listeler de var ama, lokanta nın “raconu” Mehmet Karan- fil’in tavsiyelerine göre seçim yapmak... Pilav üstü nohutun salçası nasıl olacak? Pilav üstü fasülyenin eti bol mu olacak? Onları konuşarak belirleyecek siniz...
Lokantaya gitm eden ye meklerinin tadı hakkında fikir sahibi olunamaz... En iyisi siz (fazla kalabalık olmamak şartı ile) yanınıza karınızı, çocuğu nuzu veya arkadaşınızı alarak gidiniz... Hanımların çekinme sine hiç gerek yok... Tek başla rına da gidebilirler, hanım ha nıma da... Ancaaaaakkkk... Za manı iyi ayarlamak gerekir... Çünkü öğle saatlerinde, lokan tanın devamlı müşterileri lo kantayı doldurur... Yer bulmak zor olur. Yemeklerin zevkini alamazsınız... Ya saat 12.00’dan önce, ya da 13.30’dan sonra gi deceksiniz... Ya da cumartesi günü... En iyisi cumartesi gü nü, çevrede daha az kim se olur. Yazma
ya gerek yok... Subaşı
Lokantası iç
kisiz bir lo kanta... Çok lezzetli ye meklerle ka rın doyurma nın faturası da kişi başına 40 bin lira dır... Bileme diniz 43 bin li ra ödersiniz... ( S u b a ş ı L o k a n t a s ı , N u r u o s m a n iy e , K ı l ı ç ç ı l a r Sokak, 48, Çarşıkapı, Telefon: 522 47 62) Kılıççılar Kapısı’nın önü
ne kadar gitmişken, bir şey da ha yapınız... Lokanta çıkışında
Kılıççılar Kapısı yazılı kemer
den geçiniz... O dapdaracık so
kak, Türkiye’de döviz ve al tın piyasasının kalbinin attı ğı yerdir... Hemen kapının civarında, dükkan önlerinde, ellerinde kordonsuz telefon lar bekleşen kişiler görecek siniz... İşte Türkiye’de döviz ve altın fiyatlarını onlar be lirler.
Bülent Yardımcı ekono
mi m uhabiri iken (şim di önemli kişi oldu, m uhabir değil) bu sokağı “Ağa So
kak” diye o meşhur etmişti.
Döviz büroları açılmadan, bankalar döviz satmadan ön ce tüm döviz alım satımı bu rada yapılırdı... B ugün İş hacmi daraldı ama fiyat be lirleme fonksiyonu sürüyor...
B urada da alım satım yapmanın “raconu” vardır. Örneğin Dolar mı alacaksı nız.. “Tam kaça?” diye sora caksınız... Cevap “Tam 20”. Siz bileceksiniz ki burada Dolar’a “Tam” derler. Siz bi leceksiniz ki, o gün piyasada Dolar 9 bin 100 liranın üze rinde satılıyor... Satıcı size
“Tam 20” demekle, Dolar’m
9.120 lira olduğunu bildiri yor... Ağa Sokak lügatm da P a u n d ’u n adı “K raliçe”, Mark’m adı “Çeyrek”. Hal- landa F lo rin i’nin adı “Lale”dir.
Bu sokakta ayakta gezinen beş altı kişi her akşam üzeri Londra ve Zü-
rih piyasalarını öğ
rendikten sonra al tın fiyatlarını belir ler. Kapalıçarşı ve tü m A nadolu k u yumcuları ertesi gü nü bu belirlenen fi yatlardan altını alıp satar...
B unları bir gi dişte öğrenm ek mümkün değil ama, gidece ğiniz, göreceğiniz sokağın ne önemli bir yer olduğu hak kında sizi uyarıyorum...
Ben burada size hikaye anlatıyorum... Hikaye sizin ilginizi çekti ise “aslını” gö rü n ü z ...Subaşı Lokanta sında 40 bin liraya karnınızı doyurunuz. İstan
b ul’u yaşayınız...
Hoşunuza gidecek...
m
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi