• Sonuç bulunamadı

Neveser'i doğa, Nevbahar'ı ise çelişkiler etkiliyor:Paris Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun ilk Türkler iki kız kardeş...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Neveser'i doğa, Nevbahar'ı ise çelişkiler etkiliyor:Paris Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun ilk Türkler iki kız kardeş..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

0 Paris Güzel Sanatlar Akademisi resim

bölümünden mezun ilk Türkler iki kız kardeş...

0

Neveseri doğa, Nevbahar'ı

ise çelişkiler etkiliyor

Neveser Aksoy

Birlikte çalışıyorlar,

fakat birbirlerinden

çok değişik yapıtlar

ortaya koyuyorlar.

Paris'teki sergilerini

kapattıkları gibi

İstanbul'a geldiler

şimdi...

MT EVESER

ve

Nevbahar

iki kızkardeş.

Neveser

küçüğü,

Nev-

w baharbiryaş büyüğü. İkisinin de gözleri pırıl pırıl. Biraraya

11 geldiler mi cıvıl cıvıl konuşuyorlar, gülüyorlar, söylüyorlar.

Söyledikleri ise günümüzde genellikle 20 yaşındaki genç kız­

ların söylediklerinden oldukça farklı.

Neveser

ve

Nevbahar,

gü­

müş kupalardan, altın madalyalardan, finallerden, ödüllerden,

diplomalardan söz ediyorlar. Konuları sanat, uğraşıları resim. Şu

günlerde ise sonsuz bir heyecan içindeler. Binbir ressamın birbi­

rini ezdiği Paris’te ayrı ayrı açtıkları kişisel resim sergilerini

kapadıkları gibi İstanbul’a gelmişler.

Nevser'in doğa etikisi ile yaptığı tablolardan biri

Çelişkilerden esinlenen Nevbahar'ın yapıtlarından biri

Geçmişlerine, yetişmelerine baktığımızda ikisinin de yaklaşık olarak ayni çizgiyi sürdürdükleri­ ni görüyoruz. Sekiz yaşlarında ilk sergiler. Doğan Kardeş Resim Y arışm alarında birincilikler: Nevbahar’ın 1963'de Shankar ve Daily VVorker Uluslararası Çocuk Resim Yarışmalarında birincilik kazanması; 1962'de ikisinin de " h a rik a çocuklar" kanununu kapsamına alınmaları; Güzel Sa­ natlar Akademisinde Prof: Zeki Faik tzer veCevat Dereli’de sekiz yıl süren resim dersleri; 1970’de “Harika Çocuk” kapsamında Pa­ ris'e gönderilmeleri... Ve Neve- ser’le Nevbahar, Paris Güzel Sa­ natlar Akademisi, resim bölü­ münü bitiren ilk Türkler oluyor­ lar. Üstelik de 19 yaşında . Bun­ dan sonra iki kardeşi çeşitli ulus­ lararası sergilerde ve çeşitli ödül­ leri paylaşırken görüyoruz: Ne­ veser 1972 ve 1973'de üstüste iki yıl "Salon de» Artiste* França- le"de şeref ödüllerini alıyor, son­ ra yine 1973 de her ikisi Cannes- ’daki uluslararası bir yarışmada “final diploması" alıyorlar. Tür­ kiye’deki birkaç sergiyi ise geçti­ ğimiz ay Paris’de Galeri Jean Ca- mion'da açtıkları ve tablolarının hemen hemen hepsini »attıkları sergi izliyor.

Nevbahar, Neveser in; Neveser Nevbabar'ın başarılarını anlatır­ ken bir de bakıyoruz ki yaptıklan resimlerin birbirine benzer hiç bir tarafı yok. "Desteğimizi ayni yerden, resim yapan annemizden aldık ama sonra her birimiz, ken­ di sanatını kişiliğine göre geliş­ tirdi. Kişiliklerimiz çok farklı ol­ duğu için resmimiz de çok farklı oldu.” diyorlar. Neveseri etkile­ yen doğaysa, Nevbahar'ı etkile­ yen çevresindeki çelişkiler. Ve henüz son Paris sergisinin coşku­ sunu tüketmeden İstanbul ve Ankara 'da açacakları yeni sergi­ ye hazırlanıyorlar. Bu arada "So­ nuna dek birbirimizi desteküye- cegiz” demekten geri kalmıyor­ lar.

mmhhmmmmmi

Referanslar

Benzer Belgeler

of mechanical properties of re-sintered UO 2 pellets using micro hardness test method1. UO 2

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha

Medarı Maişet Motoru, Havada Bulut, Kayıp Aranıyor isimli roman, Şimdi Sevişme Vakti adlı şiir kitapları ile röportaj (Mahkeme Kapısı) türünde de yapıtları

Türk sanatında, Cumhuriyet'in ilk yılları olan ve 1923-38 olarak dönemlendirdiğim sürece verdiğim özel önem ve duyduğum ilgiyi kişisel bir takıntı olarak ele

Şizofreni Tanılı Bir Hastada Elektrokonvülsif Tedavi ve Paliperidon ile Başarılı Bir Şekilde Tedavi Edilen Cotard Sendromu:.. Bir Olgu Sunumu Mehmet Hamdi ÖRÜM 1,a ,

Nevin Menemencioğlu’ da oradaydı, ikisi de Paris’teyken Fikret Mualla’ya tutkundular ve ona çok yardımları dokunmuştu.. Menemencioğlu

Avrupa’dan «hukuk doktoru» ünvanıyle dö­ nüp İstanbul Hukuk Faküitesi’nde doçent olduk­ tan sonra artık benim için gazetecilik mesleğine atılma olanağı

Türbe'de, şimdi konservatuvar’m oturdu­ ğu eski Belediye binasının karşısında, dört tarafından yol geçen büyük bir arsa vardı.. İşte bu arsa üstüne