• Sonuç bulunamadı

Eski Tarabya

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eski Tarabya"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

<İ0İİ.U<»

ı )

<r

1

T A R İ H T E N

S A H İ F E L E R j

I

I

İSİ

k i

1

Para!bya

Y a z a n : H a îû k Y . Ş e h s ü v a r o ğ t u

^ ^ b fi İ K İ £ S

•V.

i

1 IIM I3 I

ı

L-u-ırif.ifcitMun v R |v - j L v u I.

İlil!

Eski Tarabyada bir kır kahvesi Çok eski çağlarda Argoslar (Ar­

go) gemisile Boğaziçinden geçip Kafkasya sahillerine gitmişlerdi. Yunan mitolojisinin bazı meşhur ilâhlarını taşıyan gemi yolcuların­ dan Jason (Kolkida) hükümdarı­ nın kızı Medea’ya âşık olmuş ve onun yardımı ile hükümdar hâzi­ nesini bekleyen ejderler bir takım zehirlerle öldürülüp hazineler yağ­ ma edilmiş ve (altın yapağı) alın­ mıştı. Jasonla Medea ve diğer yol­ cular tekrar (Argo) gemisile dön­ müşler ve Boğaziçinde bugün Ta- “rabya dediğimiz mevkie çıkmış­

lardı.

Medea burada kutularını açıp geri kalan zehirleri denize dökmüş, bu sebeble, semte zehir manasına Pharmacis ismi verilmişti. Bizans­ lIlar zamanında burada harb esir­ lerinin kapatıldığı bir hapisane bu­ lunuyordu. Fakat Tarabyanm Bo- gaziçinde iyi bir liman olarak da şöhreti vardı. 1325 te Venediklilerle Cenevizlilerin yaptığı muharebede Venedik amirali gemilerde buraya çekilmişti.

BizanslIlar zamanmda semtin asıl ehemmiyeti hasta bir patriğin tedavi için buraya gelnıesile başladı. He­ kimler patrik oraya giderse hava­

sının sağlamlığı ve güzelliği ile kı­ sa zamanda iyileşir demişlerdi.

Patrik az zamanda şifa buldu ve semte bu münasebetle Therapia is­ mi verildi. O tarihten sonra da, îs- tanbulun kibar hastalan Tarabyaya nakledilip tedavi olunmaya başla­ dılar.

Istanbulun fethinde Tarabya Bo- ğaziçinin metrûk ve sakin olmıyan köylerinden birisi idi. Bu semtin güzelliği evvelâ II. Selimin dikka­ tini çekti. Padişah bir deniz gezin­ tisi esnasında önünde bir balık dalyanı bulunan servilikll Trab- yaya çıktı ve burada taze balıklan pişirterek serviler altında musa- hiblerile beraber zevkle yedi. Son­ ra Sokullu Mehmed Paşaya bura­ da bir kasaba kurulmasını ve ken­ disine mahsus da bir köşk inşasını emretti.

17. asırda Tarabyanm sekiz yüz evi vardı. Semtin yegâne büyük ve güzel binası da Gümrük Emini Ali Ağanın yalısı idi. Köyün asıl şöh­ reti on sekizinci asırda başladı. Yerli Rum zenginleri, Istanbula ge­ len yabancılar yaz mevsimlerini Ta rabyada geçiriyorlardı.

Bir çok garb âdetleri, usulleri Tarabyadaki yabancılar vasıtasile leketlerine aid esaslı malûmat mev-

cud olduğu gibi oralarda Amerika­ lılar aleyhinde yapılmakta olan propagandalara karşı ne suretle ha­ reket olunmak icab ettiği hususun­ da da ayrıca talimat vardır. Bu su­ retle Eskidünya halkı ile Amerika­ lılar arasında yaratılmak istenilen soğukluğu ortadan kaldırarak de­ rin bir samimiyet havası estirmek yolunda her Amerikalı turistin tıp­ kı bir diplomat gibi hareket etmesi tavsiye olunmaktadır.

Bunlardan maada hususî yayın evleri tarafından geçen sene A v- rupada görülecek şeyler, ziyaret edilecek yerleri tarif ve tasvir e- den 200 e yakm risale de basılıp satışa çıkarılmıştır. Onlar da Flo­ ransa müzeleri gibi en ciddî mev­ zulardan tutun da Parisin Follies- Bergeres’i gibi eğlence mahallerine varıncıya kadar bir çok meseleler hakkında izahat vardır. Amerikalı turistin Avrupada maruz kalmaktan

en fazla korktuğu şey -şimdiye ka­ dar bir çok vatandaşlarının başına gelmiş olduğuuu dinlediği- aldatıl­ maktır. Onun için kendiler ine d a ğ ı­

tılan broşürlerde emniyetle alış ve­ riş edebilecekleri mağazaların liste­ si ve bütün Avrupa memleketlerin­ de yerli para ile doların kıymet vaziyeti gösterilmektedir. Hattâ bu hususta yarı ciddî yan şaka nasi­ hatler bile vardır: Meselâ «falan memlekette Amerikalılara yemek­ leri. yanm porsiyon verirler, dikkat edin!» kabilinden..

Turistler için hususî bir üniversite

Avrupaya gidecek turistleri ay­ dınlatmak için broşürlerin ve se­ yahat rehberlerinin kâfi gelmedi­ ğini gören Amerikalılar bu mesele­ ler hakkında arzu eden arkadaşlara icab eden malûmatı daha geniş bir çapta verebilmek için küçük mik- — Arkası Sa. 6, Sü. 4 te —

şehre yayılıyor, Rum zenginleri ya­ bancı sefaretlerdeki davetlere gidi­ yorlar ve öğrenilen yeni şeyleri kendi evlerinde tatbik etmeye öze­ niyorlardı.

Tarabya, Boğaziçinin Avrupa m u- sikisile, danslarile en hareketli köy lerinden biri olmuştu. Bu eğlenceli ve hoş semtte 19. aar başında bazı Rum aileleri Osmanlı imparatorlu­ ğunun aleyhine gizli müzakerelere girişmişlerdi. Rum ihtilâli Tarab- yadan idare edilmişti. Fesad hare­ ketlerinin elebaşılarından Ippsi - lanti’lerin Tarabyadaki büyük yalı­ ları III. Selim tarafından müsadere olunarak sefarethane yapılmak ü - zere Fransızlara verilmişti.

Tarabyadaki İsveç ve Napoli yaz­ lık sefaretlerinden sonra III. Selim zamanmda Danimarka, Fransız se­ faretleri, II. Mahmud zamanmda Ingiliz sefareti, H. Abdülhamid za­ manmda Almanya sefareti de tesis olunmuştu.

1828-29 Türk - Rus harbi sıra­ larında II. Mahmud yaz mevsim­ lerinde karargâhını Tarabyada kur muş ve Sancak Şerifi de Kalender kasrında muhafaza altına aldırt­ mıştı.

Padişahm maiyet kıt’aları kasrın üst tarafındaki alçak tepelere ku­ rulmuş beyaz ve yeşil çadırlarda yerleşmişlerdi.

ilk defa bir Osmanlı Padişahı Bo- ğjuiın bu uzak Köyünde maiyet haı- kile beraber devamlı bir şekilde oturuyordu. Büyükdereye kadar göze çarpan bir hareket ve canlılık vardı. •

Kasrın önündeki rıhtım üstünde n. Mahmudun on beş yaşından o - tuz yaşma kadar olan maiyet halkı balık tutmakla, dolaşmakla vakit geçiriyorlardı. Akşam üzerleri En- derunlulardan kurulmuş bir mızıka takımı Italyan sanatkâr Donizetti- ni’nin idaresinde garb musikisinin en müşkül parçalarım muvaffaki­ yetle çalıyorlardı. Bazı akşamlar da köy Rum balıkçıların şen şarkıla- rile dolardı.

Harbe rağmen herkesin hayatın­ dan memnun bir hali vardı. Yalnız Fenerli Rum beyleri eski günlerini hatırladıkça yaşadıkları hayatı sö­ nük bulurlar ve geçmişi hasretle anarlardı.

Bir seyyah Rum zenginlerde yap tığı görüşmeyi şöyle naklediyor; (Tarabya, Büyükdere, Yunan isya­ nından önce Istanbulun Rum bey­ lerinin, kişi zadelerinin, zenginle­ rinin güzel bir sayfiyesi halinde idi. Fenerli denilen bu Rum beyleri heyecanla bize şöyle diyorlardı:

«Ah o zamanlar ne kadar rahat, mesud olduğumuzu siz bizi görmüş olsaydınız, anlardınız. Her zaman verdiğimiz parlak balolar, o güzel tatlı yaz gecelerinde yaptığımız eğ­ lenceler ve gezintiler...»

Rumların bu sözlerine karşı pek tabiî olarak şu sual soruluyordu: «Pek iyi, lâkin bu saadete karşı niçin isyan ettiniz?»

Rumların yaşadıkları lüks ve debdebeli hayatın bir örneği Tarab­ yada pek iyi görülür. Buradaki Rum büyüklerinin sarayları, lokan talan, bahçeleri, hattâ Padişahınki- ler bile dahil olmak üzere, Boğaz- içindeki bütün köşk, konak, yalı ve bahçelerden üstündür diyebi­ liriz. Bunlardan biri bugünkü Fran sız büyük elçiliiğ binası ile bahçe­ leridir.)

Tarabya 19. asrm ikinci yansın­ da da mamur manzarasını ve can­ lılığını muhafaza etti. Tarabyada 1865 tarihinde belediye dairesi k t- rulmuş ve köyün belediye işleri tanzim olunmaya başlanmıştı. Aynı yıl içinde Ingiltere sefareti önün­ den itibaren yukarı doğru rıhtım inşa edildi. Köyün gerek deniz üs­ tündeki, gerekse Maslak tarafına olan şoseleri de tamir görmüştü. Boğazın ilk büyük otelleri de Ta­ rabyada inşa olunmuştu.

II. Abdülhamid devrinde de Ta- rabyanm yakınında bulunan Ka­ lender, Boğaziçinin güzel mesire­ lerinden biri olmak imtiyazını mu­ hafaza ediyordu.

Kalender kasrından Boğaza doğ­ ru sedler üstünde ilk ahşab bina güzel bir gazino idi. Cadde üstüne büyük bir kameriye yapılmış, bina ve bahçesinin devamınca birinci sed fenerlerle süslenmişti.

II. Abdülhamid zamanmda Tâ- rabyanm diğer Boğaziçi köylerinde göriilmiyen hususiyetlerinden biri de yabancı sefaretlerin millî gün­ lerinde yaptıkları donanmalar ve şenlikler teşkil ederdi. Padişah, Kraliçe Viktoryanın senei devri- yelerinde bahriye bandosunu In­ giltere sefaretine gönderirdi.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ders kitaplarında bazı eksiklikler, sınırlılıklar ve özensizlikler olmakla birlikte, 2004 yılı öğrenme programlarına göre yazılmış Hayat Bilgisi ve Sosyal

adamın çok önemli biri olduğunu dile getirse de bu öne- min gazetecilik kariyeri için mi yoksa bir kadın olarak kendisi için mi olduğunu belirtmemiş.. Polis

Rieux ses tonunu yükseltmeden o konuda hiçbir şey bilmediğini, bunun yaşadığı dünyadan bıkmış ancak yine de benzerleriyle aynı zevklere sahip olan ve kendi adına

Bodrum’da Ramazan Bayramı’nda yaşanan zehirlenme vakalarında 50’yi aşkın kişinin hastanelik olması sonucunda jandarma ekipleri, Milas’ın turizm bölgelerinde

Gruplar aras› plevral s›v›da tespit edilen düzeyler karfl›laflt›r›ld›¤›nda ise: IL-18, IFN- gama ve ADA düzeyleri tüberküloz plörezi grubu olgular›nda malign

Kronik HCV infeksiyonu olan ve HBV/HCV koinfeksiyonu bulunan olgu gruplar› erken vi- rolojik yan›t oluflup oluflmamas›, yafl, cinsiyet, VK‹, karaci- ¤er biyopsisinde Knodell

Özet olarak çalışmada tasarlanan sistem ile GY girişine gelmesi muhtemel P giriş ’e göre GY P çıkış , G ve verim.. davranışını kontrol eden, adaptif V DC

Seraskerlik tarafından gönderilen bir tezkereye göre Jandarma Mektebi Muallimi BinbaĢı Saadeddin Efendi, zabit, 60 çavuĢ ve onbaĢı ile mektebe alınacak talebelere