• Sonuç bulunamadı

Topkapı Sarayındaki halı seccadeler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Topkapı Sarayındaki halı seccadeler"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TOPKAPI

SARAYINDAKİ H A U

C T

h

A

| 1 i I H I

HÜLYA TEZCAN

t i l . . i V J \ J i m M W m. * M » Topkapı Sarayı Mü;

Kanuni Sultan Süleyman'ın post seccadesi, XVI. yy. Türk işi. - Prayer-rug of animal skin belonging to Sü­ leyman the Magnificent, Turkish work, 16th century.

Koleksiyonumuzda halı seccadelerden oluşan ve sayıları yaklaşık 60’ı bulan bir grup vardır. 40 tanesi Hırka-i Saadet Dairesi nde bulun­ muştur. Diğer halı seccadeler ise, Anadolunun çeşitli halı merkezlerinden gelmiş olup, ait ol­ dukları yerlerin karakteristik özelliklerini ta­ şırlar. Konumuz; bir çok kereler ele alınan halı seccadeler dışında, post ve tekstil sana­ tının değişik cinsteki örneklerinden derlenmiş­ tir.

Seccadeler, üzerinde namaz kılmaya mah­ sus örtülerdir. Yaygın olarak halıdan doku­ nur. Kilim ve kumaştan olanları da vardır. En karakteristik özellikleri camilerde kıbleyi gös­ teren mihrap nişinin dokumaya geçirilmesidir. Dış görünüş olarak ayakların konmasına mah­ sus «tabanlık», «Mihrap» ve mihrabın üst kıs­ mındaki «Ayetlik» kısımlarından meydana ge­ lir. Genellikle tek kişilik dokunurlar. Fakat ca­ milerde toplu ibadet söz konusu olduğunda; birden çok insanın namaz kılmasına imkân ve­ recek şekilde pek çok mihrap nişinin kullanıl­ dığı seccadeler de vardır. Seccadelerin bu tü­ rüne «saf seccadesi» denir. Koleksiyonumuzda

«Sakız» damgası ve 18. yy. sonuna ait, tarihli,

kumaştan bir grup saf seccadesi vardır ki ayrı bir inceleme konusu olan bu grubu bu çalışma­ nın dışında bıraktık.

Seccadeler, ibadetten hemen önce yayılır ve namaz biter bitmez toplanır. Serili duran seccadelerde şeytanın namaz kılacağı inancı vardır. Bu toplama işi tek kişilik olanlarda rulo yaparak kıvırmak yerine, dörde katlayarak kal­ dırma şeklinde olur. Bu da kumaşın kat yer­ lerinde kırılma ve zamanla ayrılmalara yol aç­ mıştır.

Müslümanlığın ilk ortaya çıkışında seccade görülmez. Hazreti Muhammed’in de seccade üzerinde namaz kıldığına dair bir bilgi

(2)

yok-Serâser seccade, XVIII. yy. Türk işi. - Brocade prayer-rug, 18th century, Turkish work.

tur (1). Bu bakımdan Arap âlemi seccadeye fazla önem vermemiştir. İstanbul'da ve Anado­ lu’da seccade Türkler tarafından 15. yy.dan itibaren dokunmaya başlamış ve giderek en güzel örneklerini 16.-17. yy.da vermiştir. Hiç bir ulus bu konuda Türkler kadar yaratıcı ve başarılı olamamıştır. Bu konuda ele aldıkları­ mız, halı seccadelerin tekstile geçirilmiş ör­ nekleridir. Bunların çoğu saray için yapılmış olduğundan son derece önemli ve kıymetli eserlerdir. Bazıları savaş ganimetiyle, bazıları elçi heyetleriyle hediye olarak gelmiş olup, yabancı kaynaklıdır. Bu koleksiyondan seçti­ ğimiz örnekleri kronolojik bir sıraya göre ta­ nıtmaya çalışacağız.

En eski örnek; Şah İsmail yazılı, «Çatma» (2) İran seccadesidir. (1502-1524) yılları ara­ sında saltanat süren Şah İsmail, Safevî hane- danındandır. Sarayın Cumhuriyet idaresine ge­ çişinden sonra yapılan ilk tesbitlere göre eser, Emanet Hâzinesine kayıtlıdır ve Kutsal Emanet­ ler Dairesinde yere serili olarak bulunmuştur. 1.90X1.40 m. ölçüsünde, krem renkli, gümüş telli zemin üzerine siyah kadife kabartmalı ya­ zı ve çiçek desenlidir. Mihraplı ve üç bordürlü- dür. Yazıları siyah kadifeden olup, Kur’andan alınmış ayetlerdir. Mihrap nişi muntazam, kü­ çük dilimli bir kemerdir. Kemerin içi krem renk zemin üzerine sarı, kadife kabartma, kadife ya­ zılıdır. Sadece ortadaki üç kelime kırmızı ka­ dife harfli olup «el sultan İsmail Şah» adını

Dokuma saray seccadesi, XVII. yy. Türk işi. - Woven palace prayer-rug, 17th century, Turkish work.

(3)
(4)

vermektedir. Mihrap nişinin zemini siyah kadi­ fe üzerine krem renk rumî ve hataîlerle son­ suza giden bir desenle doldurulmuştur. Zama­ nımıza kadar iyi durumda kalabilmiştir. Bu çok önemli eser ile defa fotoğrafiyle bu makale ile tanıtılmaktadır.

İkinci örnek; bir post seccadedir. Böyle hay­ van postlarının bir kumaşa tesbitiyle yapılmış seccade örnekleri koleksiyonumuzda bulun­ maktadır. Biz Kanunî Sultan Süleyman’a (1520- 1566) ait olanı seçtik. 1.96X1.10 m. ölçüsün­ de, pembe arakiye (keçe) üzerine kaplan pos­ tu dikilmiştir. Kuyruğu iki yana kıvrık, başı üzerine bej rengi kürkten iki göz ilâvelidir. Ay­ nı kürk postun etrafını da çevirir. Kürk; krem renk zemin üzerine kahverengi beneklidir.

Post seccadeler daha çok tarikatlar tarafın­ dan kullanılmıştır. Tarikat inancına göre pos­ tun 5 köşesi 5 vakit namazı ifade eder ve her köşenin ayrı bir mânası vardır. Baş tarafa mih­ rap denir. Mihrabın sağındaki köşede (bab-ı şe­

riat), solundaki köşeye (bab-ı tarikat), ayak ta­

rafındaki sağ köşe (bab-ı marifet), sol köşe

(bab-ı hakikat)tir. Şeriat; dinin dış pratiği, Ha­

kikat; içidir. Tarikat; şeriatten hakikate va­ ran manevî yol, Marifet; hakikate ulaştıktan sonra taşkınlık etmeyip sırrı gizlemek ve ede­ be riayet etmektir (3).

17. yy. dan itibaren hayvan postları halı sa­ natına da geçerek post biçimli seccadeler do­ kunmuştur. Ayrı bir grup oluşturan bu halıla­ rın deseni, gerilmiş bir hayvan postunun mih­ rap biçiminde üslûplanmasından meydana gel­ miştir. Gerek tarikat içinde, gerekse halı ve tekstil sanatında hayvanın başı daima mihrap yerine geçmiştir.

Üçüncü örnek; kumaş dokumadan, 2.00 X 1.20 m ölçüsünde 17. yy.la ait bir seccadedir. Saray için yapıldığı kuşkusuz olan eser, ko­ leksiyonumuza dışardan katılmıştır. Önce Ye- nicami mahfilinde bulunurken, Süleymaniye Camiine taşınmış, oradan saraya gelmiştir. Eser son derece güzel ve önemlidir. Önemi; Osmanlı Saray Seccadeleri (4) ve saray ki­ limleri (5) olarak tanınan grupların desenleri­ nin beraberce tekstil sanatına geçirilmesin­ den gelmektedir. Kullanılan malzeme en iyi cins olup, kalitesi yüksektir. Kırmızı zemin üzerine sarı (altın) ve beyaz (gümüş) telle işlenmiş, ipekten, düz dokuma ile yapılmış

nadir örneklerden biridir. Mihrap nişi küçük, muntazam dilimlerden meydana gelmiştir. Ze­ mini kırmızı olup, içi kaydırılmış eksen üze­ rinde sonsuza giden sümbül dallarıyla doldu­ rulmuştur. Mihrabın köşe dolguları içinde süm­ büller aynı diziyi devam ettirirler. 17. yy. Iın çini, taş, ahşap işçiliği gibi diğer sanat kol­ larında da rastlanan bu desen Osmanlı saray kilimlerinde zemin süslemesinde kullanılmak­ tadır. Seccade bu özelliği ile saray kilim leri­ ne bağlanırken, bordürleri ile saray halıları grubunun özelliklerini aksettirir. Yedi bordür- lüdür. Ortadaki geniş olup, yeşil zemin üzeri­ ne kırmızı hançer yapraklı ve kırmızı, mavi, beyaz renklerden oluşan iri çiçek motiflidir. Bu geniş bordürü içten ve dıştan daha dar bir bordür ayırır ki bu da karakteristiktir. Beyaz telli zemin üzerine, küçük kırmızı renk çiçekli ve araları yeşil yapraklıdır. Üçüncü bordürler; geniş ve dar olanları ayıran ince şeritlerdir. Sarı telli zemin üzerine zikzaklı bir desen gös­ terirler.

Kemha seccade, XVII. yy. Türk işi. - Silk velvet prayer- rug, 17th century, Turkish work.

(5)

Şal seccade, XVIII.-XIX. yy. Hint ve (yanda) Çatma secca­ de, XVIII.-X1X. yy. Türk (Batı etkili). - Woven prayer rug. XVIII th and XIX th century (right, prayer rug, XVIII th and XIX th century, Turkish work.

(6)

Eser; altın ve gümüş telin birlikte kullanıl­ dığı düz dokuma kilim tekniğinde yapılmış na­ dir örneklerden biridir.

Dördüncü örnek; 1.40X2.50 m. ölçüsünde, müzehhep kemha’dan (6) yapılmış bir secca­ dedir. İlk tesbitler eseri «Elçi Hazinesi»nde göstermektedir. Bundan eserin, gelen elçi he­ yetleriyle saraya hediye olarak verildiği an­ laşılıyor. Eser; koyu kırmızı atlas zemin üzeri­ ne, altın telle dokunmuş, çiçek desenlidir. Mih­ rap kemeri, dilimli ve hareketlidir. Kemer kon- turunu sarı telli zemin üzerine, birbirine bağlı rumîlerden oluşan bir su teşkil eder. Mihrabın zemini, mavi konturlu, birbirine paralel dalgalı hatlar ve bunlara bağlı bir sağa bir sola dönük karanfiller ile doldurulmuştur. Mihrabın orta­ sından sarkan kandil bu dizileri bozmaktadır. Seccadenin etrafını üç sıra bordür çevirir. Or­ tadaki geniş olup, üçlü süsen buketleriyle süs­ lüdür. İnce bordür; mihrap konturuyla aynı de­ sendedir.

Beşinci örnek; 2.13X1.14 m. ölçüsünde, gül­ kurusu renginde seraserden (7) 18. yy.la ait bir örnektir. Kumaşın dokumasında gümüş tel kullanılmıştır. Kenarlarda ve mihrabın kö­ şe dolgularında sarı ipek üzerine tel sarılmış klaptanla stilize yaprak ve çiçek motifleri iş­ lenmiştir. Mihrap nişi, sade, küçük yaprakların teşkil ettiği düz kemerlidir. Bu yapraklardan çıkan altnı telle işlenmiş çiçek motifleri mih­ rabın köşelerini" doldurur. Mihrap nişini, sade­ ce tepeden bir zincirle sarkan sarı telle dokun­ muş stilize bir kandil süslemektedir. Seccade­ yi çepeçevre grup halinde yaprak ve çiçekle­ rin oluşturduğu, serbest, sivri dilimli bir ke­ nar suyu dolaşır.

Altıncı örnek; 1.40X0.66 m. ölçülerinde, 18.19. yy.la ait, batı etkili, çatma seccadedir. İlk tesbitlerde saraydaki I. Ahmet (1603-1610) kütüphanesinde serili olduğu yazılıdır. Fıstık yeşili kadife zemin üzerine, koyu kırmızı kadife desenlidir. Mihrap kemeri; dilimli, sivri ve de­ rindir. Konturu, beyaz telli zemin üzerine koyu kırmızı kadife hatlı yapraklar meydana getirir. Mihrabın köşe dolguları ince katlı kırmızı ka­ difeden yaprak ve çiçek desenlidir. Mihrap nişinin içini tepeden bir zincirle sarkan kırmızı kadife konturlu bir kandil süsler. Seccadenin uzun kenarları bordürsüzdür. Kısa kenarların­ da 3 bordür vardır. Ortadaki geniş olup, mavi

kadife zemin üzerine, kırmızı kadifeden s tili­ ze yapraklıdır. Aralarında taç'a benzer şekiller vardır ki batı etkisini aksettirirler, ince bor- dürlerde mihrap nişinin konturu tekrarlanmış^ tır.

Yedinci örnek; 1.90X 1.20 m. ölçüsünde, 18.-19. yy.la ait olup, şal kumaştan yapılmıştır. Şal kumaşın kullanma alanı çoktur. Kuşak, ceket, örtü, v.s. gibi. En meşhur cinsi Hindistanda dokunmuş olup, Lâhur, Keşmir olarak bilinir. Kirman, Horasan, Trablusgrapda dokunduğu gi­ bi Bursa ve Ankara'da da dokunmuştur. Elimiz­ deki örnek, Hint şalıdır. Seccadenin mihrap ni­ şi dolgusu, beyaz zemin üzerine kırmızı, mavi küçük çiçek ve ince dal desenlidir. Mihrabın ve tabanlık kısmının köşe dolguları kırmızı ze­ min üzerine desenlidir. Böylece beyaz ve kır­ mızının sağladığı kontrastla mihrap içi daha iyi belirmiştir. Etrafını üç sıra bordür çevirir. Ortadaki geniş olup, mavi zemin üzerine ba­ dem motiflidir. Köşelerine mihrap içi dolgu­ sundan kare şeklinde parçalar aplike edilmiş­ tir. Etrafı, kırmızı, mavi, beyaz kısa ipek püs­ küllüdür. Arkası mavi renkli canfes kumaşla kaplıdır.

Sekizinci örnek; 2.05X1.40 ölçüsünde, 19.-20. yy.la ait, pamuklu cins bildiğimiz basma kumuştandır. Dokunması ve malzemesi bakı­ mından diğerlerine nazaran bir hayli sönük kalan bu seccadeyi halı ve tekstil sanatının birbirine etk:sini gösteren değişik bir örnek olduğu için seçtik. Seccade koleksiyonumuza son yıllarda satın alma yoluyla katılmıştır. Kır­ mızı zemin üzerine renkli küçük çiçek, bü­ yük selvi ve tavus kuşu motiflidir. Kenarlarda­ ki geniş bordürlerde yer alan küçüklü, büyüklü badem motiflerinden ilk bakışta Hint şalı tak­ lidi izlenimi veriyor. Fakat ortada yüksek bir kürsüye oturan ve mihrap nişi kemerinin tepe noktasına kadar uzanan selvi ağacı ve kürsü­ nün iki yanındaki tavus kuşu kompozisyonuy­ la, İranın Kirman hah seccadeleriyle büyük benzerlik göstermektedir (8). Burada fazladan selvinin tepesinde iki yanda iki tavus kuşu daha vardır. Son derece hareketli, küçük çi­ çekli zemin üzerinde mihrap nişinin dilimli, sivri konturunu bulmak çok güçtür. Kısa ke­ narlardaki bordürlerde yedişer selvi, uzun ke­ narlarda ise kıvrılarak dalgalı hat çizen ince dallardan çıkan badem motifleri görülmekte­

(7)

dir. Seccadenin arkası gene basma ile astarlı­ dır. Bu defa kumaş, pembe zemin üzerine, in­ ce dal ve yaprak desenli olup, aralarında yeşil, sarı, kırmızı, küçük badem motifleri ile son­ suza uzanır.

16. yy. başlarından başlayarak 20. yy.la ka­ dar çıkan tekstil sanatının Topkapı Sarayı Ko­ leksiyonundaki seccade örneklerini tanıtmaya çalıştık. Bu örneklerde aynen halı ve kilim dokuma seccade geleneğinin devam ettiği ve saray için yapılanlarda en üst kalitede malze­ menin kullanılarak seçkin eserler yaratıldığı görülmüştür.

NOTLAR :

(1) Oktay Aslanapa, Seccade Mad., İslâm Ansiklopedi­ si. İst., 1966, C. IX, say. 302-306.

(2) Çatma; kadife türünde bir kumaştır. Kadifeden far­ kı, zemine nisbetle desenlerin havının daha yüksek oluşudur. Çift zeminli bir kumaştır.

(3) Mehmet Önder, «Mevleviliği temsil eden eşyalar»,

Türk Etnografya Dergisi 2 (1957) Ankara, say. 61- 64, Lev. 37-39.

(4) Saray halıları grubunu temsil eden bir örnek ko­

leksiyonumuza 13/2037 numarayla kayıtlıdır. 1610 tarihini taşıyan ve Berlin Müzesindeki benzeri için bak: Turkische Kunst Historische Teppiche und Keramik, München 1965, say. 87, Res. 20.

(5) Şerare Yetkin, «Türk kilim sanatından yeni bir grup, saray Kilimleri», Belleten 35 (1971), sayı 1. 138, say. 217-227; aynı yazarın, «The Kilims in Ottoman Court Style discovered in Divriği Ulu Mosque», V. Inter­ national Congress of Turkish Art Budapest 1975, Budapest 1978, say. 907-921. Aynı yazarın, «Os­ manlI Saray Sanatı üslûbundaki Kilimlerden yeni bir örnek», Vakıflar Dergisi 13 (1981) Ankara (ayrı basım), say. 375-386.

(6) Kemba; çözgüsü ve atkısı ipek, üst sıra atkısı ayrı­ ca altın veya gümüş telle (klaptan) takviyeli, çift zeminli bir kumaştır. Havsız kadife olarak da tarif edilebilir.

(7) Şeraser; çözgüsü ipek, atkısında altın alaşımlı gü­ müş tel veya doğrudan doğruya gümüş tel kulla­ nılarak dokunan kumaştır. Çok ağır, pahalı ve kıy­ metlidir.

(8) Çok benzer Kirman halı seccade için bk: Sotheby's Catologue of English oak furniture, Textiles and Costume, Transfer engravings Paintings on glass, Works of art and Rugs and Carpets», 22 Haziran 1977 London, say. 8, No. 10.

Halı, dokuma tekniğile ilgili, seccade ise onun fonksiyoniyle ilgili iki ayrı kelimedir. Onun için, doğru olarak, halk arasın­ da «halı seccade» tabiri vardır. Seccade, secde edilen, yüz sü­ rülen yer olduğundan bunun halı veya kilim, hattâ kumaş ol­ masında hiçbir sakınca yoktur. Belki, fiyat farkı vardır. Bir de, ne cins dokumadan yapılırsa yapılsın mutlaka temiz ol­ ması şarttır. Bunun için, yazıda da pek güzel izah edildiği gibi, namazda/n sonra seccadeler daima katlanarak kaldırılır. Tâ öbür namaz vaktine kadar.

Bizim eski evlerimizde, hattâ çadırlarımızda esasen « ayak çıkarılır»dı. Yani dışarıda giyilen ayakkabı ile içeri girilmez­ di. Bunun için ayağa giyilen her cins nesneye -yine fonksiyo­ nel olarak- ayak-kabı denilmiştir. İster pabuç ( pâ -bû s) olsun, ister çedik, mest veya iskarpin, fotin (b o ttin ) farketmezdi.

(8)

‘-fnir

SEM ”

rupiffi. V

Şah İsmail’in çatma seccadesi, XVI. yy. ran. - Silk brocade prayer-rug belong to Shah İsmail, 16th century, Iran. 45

Referanslar

Benzer Belgeler

¾ Kakması yapılacak takının desenine karar veriniz. ¾ Modelin şekline göre kalıbı tek veya birden fazla parça halinde tasarlayınız. ¾ Desen eskiz çalışmasını

Dokümanın doğrulama kodu : 1Z1AxZmxXS3k0S3k0Q3NRZmxXSHY3 Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır..

Öğrencilerin örnek klinik durumlardaki hem- şirelik tanılarını etiyolojik faktörlerle birlikte belirleme düzeyleri ile okudukları okul (Ege Üniversitesi Hemşirelik

Elle est tellement riche qu’elle ne perdra rien pour attendre encore quelque temps.. Où trouver ces soixante dollars qui représentaient alors de quoi acheter une

11 Bkz.;Alime Şahin, İstanbul’daki Osmanlı Dönemi Kütüphaneleri Üzerine Bir Araştırma ve Hacı Beşir Ağa kütüphanesi, (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi),Yıldız

- FERRUM HAUSMANN yetişkinlerde yemeklerle birlikte veya yemeklerden sonra, günde 2-3 defa 1 ölçek (5 ml) kullanılır.. - Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye

Mehmet Gün konuşmasında, siyaset dünyasının zıt kutupları arasındaki hükümet sistemi tartışmalarının ve her iki kutbun da diğeri ile uzlaşmak zorunda

Özellikle uzun süreli kullanımda deride atrofi, telanjiektazi ve deride çatlaklar, folikülit, hipertrikoz, perioral dermatit, alerjik kontakt dermatit, depigmentasyon,