I
«i
I>
Yaşar Nabî
M igrosrıııııı B oru su
M
ÎGROS’NUN borusu öttü. İnşallah hiç değilse onun sat tığı maddelerde ihtikârın çanına ot tıkanır!Halkımız, hayatı ucuzlatıcı her teşebbüsü candan al kışlamağa hazırdır. Onun için Migros kamyonlarını büyük bir ilgi ile karşıladı, fşimdilik ondan tek şikâyeti sıra beklemek, biraz geç kalınca da aradığı mallardan çoğunu bulamamaktan ibaret.
Hayat zaten pahalı. Ama bu pahalılıkta, yapanla alan ara şma giren mutavassıtların rolü de oldukça ağır basıyor. Son zamanlarda birçok meslekdaşlar bakkal kârlarının fazlalığı üzerinde durdular. Birkaç yıl içinde sıra sıra apartmanlar di- zebilen bakkallardan söz açtılar ve bu gidişi tabii bulmadıkla rım belirttiler.
Gerçekten de öyle. Bakıyorsunuz, bakkaliye işi yapan bir mağazanın vitrinine bir kangal sucuk asmışlar. Üzerinde eti keti de var. Alış 750, satış 1000 diye yazılı. Satan bu fahiş kârı herkesin gözü önüne koymaktan çekinnüyor. Nasıl olur bu? Su cuğun kilosunda iki buçuk liralık bir kâr. Bakkal dediğiniz buz dolabı satıcısına benzemez. Yani dükkânına giren bir mal öyle aylarca değil hattâ haftalarca bile beklemez. Malların ço ğu her hafta yenilenir. Vasati yüzde 25 lik bir kâr düşünün ve o malın her hafta yenilendiğini kabul edin. Bu demektir ki o mala yatırılan sermaye yılda yüzde binden fazla bir kâr geti riyor. Gerçek olan da budur. Bugün müşterisi bol bazı dük kânlarda sermayenin yılda yüzde iki yüz getirmesi tabii sayılır hallerden olmuştur.
Eskiden bakkallar mallara yiizde ondan fazla kâr koymaz lardı. Bugünse bu yüzde 25 leri de az görüp kârlarını arttırmak için türlü yollara baş vuruyorlar. Meselâ makarna, bisküi, çi kolata, baharat, konserve gibi fiatları maktu malları bile zamlı fiatlarla satmakla kalmayıp satıcıya en çok kâr bırakan ima lâtçıya rağbet etmek suretiyle kalitenin durmadan düşmesine sebep oluyorlar. İmalâtçı rekabetin yolunu daha ucuza mal edip satıcının gözünü doyurmakta buluyor. Ama kalite düşer miş, ne zararı var! Bakkallar daha iyi malı satmaktan kaçı nıp onun kötü malına rağbet ettikten sonra korkacak bir şey kalmaz tabii. Bu yüzden meselâ baharat gibi ufacık paketler içinde satılan maddelerin toptan fiatının tam on misline elimi
ze geçtiği oluyor.
Bütün bunlar ticaret âlemimizde bozulmuş bir düzene de lâlet eder. Bu dereceye varan bir kazanç hırsı nasıl olmuş da ticaret hayatımızı bugün karşılaştığımız hale düşürmüş? Bu nun çaresini bulmak, hayatı müstehlik lehine ucuzlatmanın yol larım aramak gerek.
İşte bu düşüncelerledir ki bu yolda atılmış müsbet bir adım olan Migros teşkilâtını ümitle selâmlıyor ve müstehlik lehine mücadelede devam edilmesini temenni ediyoruz.