ROPORTAJ-HABER
T.
M M M M
Yüksel Hanım, Polis, Jandarma, Trafik, Merkez Komutanlık marşlarının bestecisi
"Komutanlıklardan ve ileri gelenlerden aldığım plaketler benim en değerli varlıklarım" diyor Yüksel Melih. Sarı metallerin süslediği duvarın hemen yanıbaşındaki köşede yer alan bir dolu "teşekkür belgesi"sanatçının sadece gurur kaynağı.
•1981 yılında o zamanki komutanı Naci Sekeree- feli'nin ricasıyla yazdığı Merkez Komutanlık Marsı gecen yıl yazdığı,"Polis Marsı", Jandarma Komu tanı Fahrettin Uysalgll'in isteğiyle yazdığı, "Jandar ma Marsı", çocuklar için yazdığı "Trafik Marsı" ve daha niceleri isimsiz sa natçı Yüksel Melih'e ait
Ayşe SAZAK, ANKARA
Bizse milli bayramlarda... Üstelik bilmeden, tanıma dan...
İngilizler, AvusturyalI lar, Almanlar piyanosu ba şında dinlediler Yüksel Me lih Dural’ı... O, onlara Beet hoven, Liszt, Mozart, Cho- pin’le birlikte kendi müzi ğinden Şehnaz Longa’yı, Kaşık Havası’nı çaldı. Be ğendirdi. Onlar her iki Türk eserini Liszt’in unutulmuş bestelerinden sanıp notala rını Yüksel Melih Dural’dan almak için peşinden
koştu-Ülkesi Türkiye’de an cak öğrencilere piyano dersi vererek yaşamını sürdü rebilen Yüksel Melih’e geç tiğimiz Ocak ayı sonunda İngiliz hükümeti uçak bileti göndererek Nottingham Royal Consert Hall’ı kendi sine açtı.
“Piyanosuyla birlikte Türk piyanist her tınıda bi
raz daha yükseliyordu” di yen İngiliz sanat eleştirmen leri, bizim sanatçımızı “Muhteşem” başlığıyla ga zetelerinde tanıttılar.
Bizse bestelenmek için yazdığı şiirlerini, marşlarım ünlü kurnazlığımızla, “çal dık” ucuza kapatmak, kısa yoldan şöhret olmak için. Yüksel Melih Dural, yine de hiç kızgın değil... Yine de daha az kırgın. Çünkü onun parada pulda gözü yok. Y a
şayabileceği kadar geliri ol sun yeter. Ama tek dileği sa natından, piyanosundan ve ülkesinden ayrı kalma mak... Hatırlanmak istiyor, sorulmak istiyor, sahip çı kılmak istiyor belli ki, “Ba kanlıklar, resmi kurumlar Türkiye’yi tanıtmak için be ni görevlendirsinler, yurt dışı festivallerine, sanat etkinlik lerine parasız gitmeye razı yım” derken.
1981 yılında o zamanki
komutanı Naci Şekereefeli’- nin ricasıyla yazdığı Merkez Komutanlık Marşı, geçen yıl yazdığı, “Polis Marşı”, Jandarma Komutanı Fah rettin Lysalgil’in isteğiyle yazdığı, “Jandarma Mar şı”, çocuklar için yazdığı “Trafik Marşı” ve daha ni celeri isimsiz sanatçı Yüksel Melih’e ait.
“Komutanlıklardan ve ileri gelenlerden aldığım pla ketler benim en değerli var
lıklarım” derken, san me tallerin süslediği duvarın hemen yanıbaşındaki köşe de yer alan bir dolu “teşek kür belgesi” de çeşitli ya bancı ülkelerden.
Japonya büyükelçisinin de Avusturya temsilcisinin de şükranlanna, “mazhar” olmuştu ama Yüksel Melih, şimdiye kadar bir Türk ba kanın yetkisiyle yurt dışına, “sanat temsilcisi” olarak ne yazık ki hiç gönderilmemiş ti.
Marşlan radyolarda, düzenlenen özel günlerde çalmıyordu, ama bilmem hangi bankanın “çalıntı” reklam müziğine de dönü şebiliyordu habersizce.
Mahkeme kapılarında yorulmaktan başka henüz hiçbir övgüye mazhar ola mamış olan Yüksel Hamm, yetenekli çocukların piyano sevgisiyle biraz olsun avu nuyor, “N’apalım sanatçı nın kaderi” diyerek bağışla yan bir erdemli kişi olarak yaşayıp gidiyor.
Ülkesinin zengin ailele rinden birinin yoksul üyesi olarak, kendi insanları tara fından yok sayılıp yabancı lar tarafından onurlandırı lan bu yaşı hiç de genç ol mayan sanatçı çalan telefo na uzanırken yüreği hâlâ Julian’sta okuduğu günler deki gibi kıpırtılı, içi hâlâ coşkulu bir Türk olarak ok yanus ötesinden çağrılıyor.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi