Ünlü halk ozanımız Aşık Veysel, «Benim sadık yârim » dediği kara toprağa kavuşalı bir yıl oluyor. Ge çen yıl bugünlerde, 21 Mart 1973 günü hayata gözlerini yumdu koca Veysel. Aşık Veysel'i sevenler, A - şık Veysel'in de bildiği bir durumu yaşamak düşüncesindeydiler: « — 21 Mart'ta mevsim değişir. Kış geçer, bahar başlar...»
Veysel'in pek sevdiği «bahar» mev siminin ilk saatları alıp da gitmişti Veysel'i... Mevsimle birlikte V e y sel'in dünyası da değişmişti, ölü m lü dünyadan ölümsüzlüğe geçmiş ti...
i ;i kapılı bir han idi Veysel için dünya. Birinden girilip ötekinden çı kılıyordu. Şöyle diyordu:
«U zu n ince bir yoldayım Gidiyorum gündüz gece Bilmiyorum ne haldeyim Gidiyorum gündüz gece Dünyaya geldiğim anda Yürüdüm aynı zamanda
iki kapılı bir handa Gidiyorum gündüz gece.» ACILI G ERÇEK
Gitmişti ve varmıştı işte, insanlığın kaderi bu idi. Ortak kaderi yaşamak taydık, «acılı gerçek»i de yaşaya caktık. Ve «s o n »a boyun eğecektik. Bunu biliyordu ve kabul ediyordu: «N e bankeri kalır ne de bir fakir Herkes kazancını sana bırakır Beş arşın bez ilen yolcu eden ahir Eline geçeni yutarsın d ü n y a ...» Fani dünyanın, insanlığın kaderinin bir noktaya dayanıp duracağını bili yordu. Bir nice ıstırabın yoğurduğu Aşık Veysel «kademe boyun eğmiş ti. Serzenişte bulunuyordu kadere ama boyun eğiyordu:
«Zaman bir saniye, yıl yetmişyedi Kahbe felek hiç yüzüme gülmedi Geldin bu dünyaya gülmezsin dedi Beni kabdan kaba kovdu bu kader.» K A H IR LA G ECE N BİR Ö M Ü R Gerçekten, Veysel'in «kahbe felek» dediği, büyük halk ozanımızın yüzü ne hiç gülmemişti. Bir koca ömrü çeşitli acılarla geçmişti. 7 yaşında C'cek hastalığına yaklanmış, hasta lık, gözlerini alıp gitmişti. Konuşma larına «renk olarak yalnız bir kır mızı hatırlıyorum» derdi. Küçükken, tam nözleri kapanmak üzere iken düşmüştü, kanamıştı bir yerleri, o kank'rm'zısı rengi hatırlıvordu. Gözlerinin nice güzelliklerle dolu dünyayı görememesi acısına bir baş ka acılar katmıştı. Kan kırmızısı hayrak uğruna çarpışmayışı, akran ları savaşa giderken onun yaşlılar ve kadınlar ve çocuklarla birlikte kövde, Şarkışla’nın Sivralan köyün de kalması ilk gençlik yıllarının en
büyük acısı olmuştu. İkinci acı dar beyi ilk hanımından yemişti. Terke- dilmek acısını yaşamıştı Veysel: «Derdim i dökersem derin dereye Doldurur dereyi düz olur gider Rakipler geldi de girdi araya Korkarım yar benden yoz olur gider» « G E N Ç Y A Ş IM D A FELEK V U R D U B A Ş IM A »
Bahar başlangıcında aramızdan ayrı lan Veysel'in «baharı, ya zı» kaybol muştu:
«G e n ç yaşımda felek vurdu başıma Aldırdım elimden iki gözümü Yeni değmiş idim yedi yaşıma Kayıbettim baharımı, y a z ım ı...» Çocuk yaşında dünyası kararan Veysel, yaşadığı sürece, başkaları nın dünyasını şiir iklimine götüre rek aydınlatmaya çalışmıştı. Baba sı, «o yalan» diyerek bir saz alıver mişti. Molla Hüseyin ile Kangal'ın Şamşıhı köyünden Ali Ağa kendisi ne «saz çalmasını» öğretmişti. Ve Aşık Veysel, kendisinden önce gelip gecen halk ozanlarına kulak vermiş ti. Derdini, dâvasını sazına döker ol muştu. Cumhuriyet Türkiyesinin ge lişmesini ağızdan kulağa duyuyor zamana uyuyordu. Duygu ve düşün celerini dile getirişi, halkın içinde, halkın sözcüsü olarak, halkın dili ve kulağı olarak çalıp söyleyişi hayatı boyunca sürmüştü .. Dertlenmişti, söylemişti. Coşmuştu konuşmuştu, sevinmişti, sazını sevince ayar et
mişti. Kahretmişti, saza kahır üze rine yol verm işti... Zaman olmuştu ki gözyaşları Veysel'in ses olarak ta uzaklardan bütün yurda yayılmıştı: «Kim ine saz vermiş çalar eğlenir Kimi zevk içinde güler eğlenir Veysel göz yaşların siler eğlenir
Yeter gayrı yumma gözün kör gibi.» S O N U G E LM E Y E N G U R B E T Y O L U Veysel, yaşadığı sürece kendini «g urbette» saymıştı. «M e n ta se nin yanında dahi hasretem sana» di yen şair gibi A şık Veysel'in hayatı «g urbette» geçmişti. En yakınında bulunanlara dahi özlem çekmişti bir ömür boyu. Dünya gözü ile göreme- nrsti sevdiklerini. Okullarda «folklor öğretmenliği» yapmış dolaşmış, kö yünde kabına sığamamış dolaşmış, Sivralan'dan, yurdun çeşitli bölge lerine selâm götürme görevi almış dolaşmıştı. Köyüne çağrılmıştı çok zaman. Çağrıya uymuştu:
«Y eni mektup aldım gül yüzlü yârdan Gözletme yolları gel deyi yazmış SVralan köyünden, bizim diyardan Dağlar mor menekşe gül deyi
y a z m ış ...» Şarkışla'nın Sivralan köyünde Aşık Veysel'in sevdikleri. Eşi Gülizar ana ve altı çocuğu... Sivralan köyünde yahut gönlünde Veysel'in değer ver diği güzel; sözünü ettiği güzel: «B ir kökte uzanmış sarmaşık gibi Dökülmüş gerdana saçların güzel Gözlerin ufukta bir ışık gibi Kara bulut gibi kaşların g ü z e l...» Bütün güzellikler gönlündeydi onun. Gör.lündeydi köşkü. Gönlündeydi
eğlenecek yeri... Ve sevdiklerine güzelliği onun yüce yüreği, cömert yüreği veriyordu:
«Güzelliğin on para etmez 3u bendeki aşk olmasa Eğlenecek yer bulamam Gönlümdeki köşk o lm asa...»
Ölümünün birinci yıldönümünde A - şık Veysel gönlümüzdedir. Içimizde- dir. Türkülerde sestir Veysel, saz larda tel, şiirlerde mısradır...
A Ş IK V E Y S E L'İN EN Ü N L Ü ESERİ
K A R A
H IH
T O P R A K
Dost dost diye nicesine sarıldım Benim sadık yarim kara topraktır Beyhude dolandım, boşa yoruldum Benim sadık yarim kar atopraktır Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm, fayda buldum Her türlü isteğim topraktan aldım Benim sadık yarim kara topraktır Koyun verdi, kuzu verdi süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi K -^m a ile dövmeyince kıt verdi Benim sadık yarim kara topraktır. Adem'den bu deme neslim getirdi Bana türlü türlü meyve bitirdi Hergün beni tepesinde götürdü Benim sadık yarim kara topraktır Karnın yardım kazmayınan, belinen Yüzün yırttım tırnağman, elinen Yine beni karşıladı gülünen Benim sadık yarim kara topraktır işkence yaptıkça bana gülerdi Bunda yalan yoktur herkes de gördü Bir çekirdek verdim, dört bostan
verd: Benim sadık yarim kara topraktır Havava bakarsam hava alınm Toprağa bakarsam dua alırım Topraktan ayrılsam nerde kalırım Benim sadık yarim kara topraktır B !r dileğin varsa iste Allah'tan A'm ak için uzak gitme topraktan Cömertlik toprağa verilmiş Hak'tan Benim sadık yarim kara topraktır Hakikat istersen ao k bir nokta Allah kula yakın, kul da Allah'a '-•ak'k'n gizli hâzinesi toprakta Benim sadık yarim kara topraktır Bütün kusurumu toprak gizlivor Melhem calip yaralanırı düzlüvor Kolun acnvs vollanmı göz'üvor Benim sadık yarim kara topraktır Her kim ki olursa bu sırra mazhar Dünyada bırakır ölmez bir eser Gün gelir Veysel’i bağrına basar Benim sadık yarim kara topraktır Ünlü halk ozanı Aşık Veysel, Yıldız Tezcan ile...
T a h a Toros Arşivi
* 0 0 1 5 1 5 9 9 5 0 0 6 *