edebi
sohbetler
- r r -
Ç Ç S
% B ¡,
t %. t e & j /
rg>
■«-,
-j
istiklâl Marşının Mânâsı
S
ÖZE. m erhum Süleym an N a zif'in bir m akalesini h atırla - yarak bavlıyacağım. Millî iftihar ve ızU raplarm nzla yuğrulm uş, canlı ve ateşli nesirleriyle Süley - m an Nazif, devrinin türkçesiııe göğüs kab artacak sayfalar kazan dıran bir san atk ârd ı. Divan edebi yatına ileri bir vukufu vardı. Ha tırladığım m akalesinde B ak în in Kanuni S ultan Süleym an Mersiye- si'ııi ele alıyor; Türkiyede bu m er siyenin birinci kısmını yanlışsız ve eksiksiz açıklayacak bir insan arıyordu.M ersiyedeki yüksek ve heybetli si'riyeti çok iyi an h y an Nazif, bu fikrini neden bu k a d a r cesaretle söylem işti ? Baki nin m ersiyesinde gerçekten anlaşılam ıyacak k adar derin güzellikler ve özellikler mi bulniu.ştu? Bunu bilemiyorum . Fakat, T ürkiye’de edebi m etin o- kuyanların çok defa, kendi anla- dıklariyle yetinerek, bu m etin ler deki daha derin duygu, düşünce, bilgi ve söyleyişlere yan çizdikleri de. kolay gizlenir bir h ak ik at de ğildir.
j
Hele, "Edebi m etinleri ören k e limelerin, bizim bildiğimiz hem de iyi bildiğimiz m ânâlarından başka m ânâları da olabilir.,. Y ahut. "Bu kelimeye, sa n atk ârın yepyeni lıir m ânâ verm iş olması m uhtem el dir... düşüncesini, “okum a terbi - yesi., ııin birinci m addesi sayan eskilerden ne kadar- uzaktayız..
Daha dün. İstiklâl M arşım ızın ! birinci m ısram daki “ korkm a,, h i tabını yersiz veya zayıf bulanlar oldu. Bazıları da, aynı m ısradaki şafak kelim esinin asıl m ânâsını öğrenm eğe lüzum görm eden, bu harikulade söyleyişi, m anasızlıkla itham ettiler.
Peşin söyliyelim ki. T ürk İs tik lâl Marşı, şiir kalitesi ve söyleyiş güzelliği bakım ından, veryiiziinde- '-.i millî m arşların hiç birisiyle öl- çülemiyecek k ad ar ü stü n ve derin m anâlı bir şiirdir. Bu m arş. Türk m illeti gibi h ü rlü k ve h ü k ü m ran
lık vasıflariyle yaratılm ış bir m il letin, bir gün, bir “İstiklâl m üca delesi,. yapm ak zorunda kalışında ki m uazzam tezadı y akından kav ram ış, destan ruhlu bir sa n a tk â rın. heybetli terennüm üdür.
İstiklâl Marşı, büyük bir m illeti asırlarca ay ak ta tu tacak k ad ar sağlam, derin ve tarih î m ısralarla örülm üştür. Bu şiirin:
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fed a? Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan, şühedâ!. gibi m ısraları, şiir ve m ısra haline "konulmuş b ü tü n bir Türk tarihi ve hiitün bir Türkiye toprağıdır. Bu k ad ar büyük bir tarihi, bu kg- d ar ulu bir vatanı, bu k ad ar kuv vetli iki m ısraa sığdıran şair, m il leti tarafın d an ne ölçüde sevilse. ve ne derece övülse yeridir.
İstiklâl M arşının ilk m ısram da- ki "şafak., kelim esi; bana öyle ge liyor ki; “gün doğm adan evvel, u- fukta beliren kırm ızı aydınlık., m ânâsında değildir, tü rk çe keli m elerin m enşe’ ve m ânâlarını çok iyi bilen şair, bu kelim eyi ilk mıs- rada kendi aslî m ânâsında k u llan m ıştır. Yani bu m ısrada şafak; bizim um um iyetle kullandığım ızın zıddına olarak; “gün b a ttık ta n sonra, u fu k ta kalan ve g ittik le sönen kırm ızı aydınlık,, m ânasıh- dadır.
■ ' r
— ---
---İstiklâl Marşı, Türk milleti gibi, hürlük ve
hükümranlık vasıflariyle yaratılmış bir mil
letin, bir gün, bir “istiklâl mücadelesi,, yap
mak zorunda kalışındaki muazzam tezadı ya
kından kavramış, destan ruhlu bir şairin,
heybetli terennümüdür. Bu marş, büyük bir
milleti asırlarca ayakta tutacak kadar, sağ -
lam, derin ve tarihî mısralarla örülmüştür
... YAZAN: ..
J
Nihad Sami Banariı
Türkçem izde “şafak sökm ek., tâbirinin h a tırla ttığ ı "sabah., a m ukabil, şafak kelim esinin asıl m ânâsı' “akşam ,, ı h a tırla tır; ve ancak bu hakikî m ânâsiyledir ki, şafak kelimesi. İstiklâl M arşım ızın ilk m ısraında derin ve veciz bir söyleyişin en ışıklı u nsurudur;
“Güneş batıyor.. Akşam u fuk larında Türk bayrağının rengi be lirdi.. Kısa bir zam an için, ufuk h a ttın d a d u racak (yüzecek) olan bu renk, az sonra sönecek; yerini, hüzünlü k aran lık lara b ırak acak tır..,
"İstiklâl Sa vaşrnın elemli ve buhranlı günlerindeyiz: İzm ir g it miş. Bursa düşm üş. Afyon k aybe dilmiş, düşm an o rd u ları bin yıllık
Türkiye tarih in d e ilk defa T ürk yurd u n u n harım -i ismetinle sokul m uştur.;,
"Bayrağım ızın rengi ve akıbeti üzerine yüreğim iz titriy o r. Her gördüğüm üz al renk, bize onu h a tırlatıyor. Ü zülüyoruz: Ş afaklar niçin sö n ü y o r? N eden bu al ufuk lar. az sonra siyah o lacak ?. Her al rengin sonu bövle karanlık mı d ır?
İşte. İstiklâl M arşı şairi, bize tam bu anda sesleniyor. Dünyanın en inandırıcı söyleyişiyle diyor ki: Korkma sönm ez bu şafaklarda yüze ■ al sancak. Sönmeden yurdum un üstünde tü te n en son ocak!.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi