• Sonuç bulunamadı

Recaizade Muvakkar Ekrem B.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Recaizade Muvakkar Ekrem B."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

4 — Onun oğlu Muvakkar Ekrem B.

Üstat Ekrem Beyle Ercüment Ek­ rem B. çok tanınmış simalar olduğu için onlardan bahsetmeğe lüzum gör* miyorum. Genç şairin büyük baba - sının babasına yani Recai Ef. ye ge­ lince: Mumaileyh, vak’anüvislik, takvimhane nazırlığı ve ilâ. gibi va­ zifelerde bulunmuş bir hünerverdi. Bu zatın hususiyeti, şiirlerini her - keşten saklaması idi. Recai Ef. şiir­ lerini kimseye okumaz, kimseye gös­ termezdi. Pek genç yaşta edebiyat meydanına atılmağa yeltenen körpe çocuklarımız için bu kıskançlık ne güzel bir tevazu misalidir!.. Maaha- za Muvakkar Ekrem Beyin şiirlerini göstermekte, ceddi Recai Ef. gibi ha­ sis ve mahcup olmadığı anlaşılıyor. Radyo ve tayyare devrinde

yaşadı-. ~ r r - ti \ O U % \ <]

Recaizade Muvakkar Ekrem B.:

Recaizade Muvakkar Ekrem Be - yin Emekleme isimli şiir mecmua - ) smı okudum. Türk edebiyatının bü­ tün bir asrı kaplıyan yüksek bir şair sülâlesine mensup bu gencin şi­ irlerini okurken, zihnimi, hep Recai­ zade üstat Ekrem Beyin ve Ercü - ment Ekrem Beyin şiirleri okşadı.

Recai Ef., yani Muvakkar Ekrem Beyin büyük babasının babası, (1218) tarihinde tevellüt ve (1291)' de vefat etmiştir. Recai Ef., şair ve hattat idi; hünerver ve ince ruhlu bir zattı. Recai Ef. ile başlıyan bu şair sülâlesi Türk edebiyatına şu sima - ları vermiştir:

1 — Recai Ef.

2 — Oğlu üstat Ekrem n.

3 — Onun oğlu Ercüment Ekrem B.

ğımızı unuimıyalım! .ta&aasii«**. Geçn şairin yazılarından evvel bü­ yük babasının babası tarafından ya­ zılmış şu kıt’ayı merak erbabına ar- zederim:

Meğazi pişe han Abdülmecidi Hazreti Allah Ezelde eylemiş Osmaniyanın şahı mümtazı Cihada azmü niyet eyledikte fisebilillah Mesubatı Gazayi Bedrin oldu bişek enbazı Recai Ef. nin başka bir şiirine te­ sadüf edemedim. Muhterem ailesi tarafından başka manzumeleri lû| buyurulursa Türk edebiyatına ay

t hizmet edilmiş olur.

I

* * *

Gelelim Emekleme mecmuasına:' Bunlar içinde (1925-1927) senelerindi yazılmış şiirler vardır ki Muvakkar Ekrem Beyin on beş yaşında şiir yas dığmı göstermektedir. Bu yaşta bir çocuğun hislerinde, hayallerinde, düşüncelerinde az çok müphemiyet olması tabiidir. Fakat üslûbu düz - gündür. Manzumelerinin kısmı kül­ lisi mevzundur; hece sayılan ve tak* tileri tamamdır. Yalnız bazı man - zumelerinde ufak tefek takti nok - sanları vardır ki, bunların zamanla tekemmül edeceğine şüphe yoktur. Genç şairin serbest nazım ve bozuk vezinli manzumelerden tevakki et - mesi şayanı temennidir. Şiirin en e- saslı güzelliklerinden biri ahenktir. Nazımın: Vezin, kafiye, lügat -çe itibarile bir (techniqu) i vardır ki onu mutlaka ve üstadane öğren­ mek lâzımdır. Şiirde son derece müşkülpesent olmak farzdır. Şiirde kolaylık ve bereket, bir fazilet de­ ğil bir nakisadır.

Genç şairin manzumeleri hakkın­ da bir fikir verebilmek için aşağıya bir iki misal naklediyorum:

Nefes

«Güzele, hoşa, çirkine bakmam: Çekti mi içim, ben dine bakmam:

Gönül işinde engine bakmam, Yeter elinde bir sazı olsun.*

* * *

Ölüm şarkısı

Kaç yıldır taşıdığım korkunç kafa tasından. Damla damla fışkıran anlaşılmaz sözlerim Belki daha hazindir bir ölüm şarkısından.

YUSUF OSMAN

(1) Antoine Albalat. - Comment devient écrivain. (S. 88).

(2) Larousse Universel.

on

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Türkeş’ Sema Bingöl ECER - Zeynep ÇETİNKAYA MHP Lideri Alpars­ lan Türkeş’in Yaşar Kemal’i “PKK’ya arka çıkmakla” suçlaması ka- moyunda yeni bir tartış­

Kendi açısından sinema ve tiyatroda yönetmenliği kar­ şılaştıran Macit Koper, tiyat­ ronun çok daha kolektif bir sa­ nat dalı olduğunu belirtiyor:.. “Tiyatroda

Ama bu kuşağın İz­ lenimci görüşten etkilenerek bir tür akademik ve yerel niteliğe dönüşen ve geniş bir sanat­ çı kesiminin somut bir görünüşe, figüre bağ­ lı

• stanbul Radyosu sanatçısı Alaettin Aday'ın radyoda- ■ ki işine son verilm esi üzerine İstanbul Radyosu sa- * n a t ç ıla r ı kendi aralarında imza

Merkezden binlerce kilometre uzak vilâyetlere malik olan Osmanlı İmpara­ torluğu için demiryolları, bunlar üzerinde gerek hâkimiyeti temin ve gerek daimî

Ertesi gün toplu bir halde Beyoğlu Belediye bina­ sında İstanbul kumandanı Refet Paşa' ya mülâki olduktan sonra hep bir ara­ da Topkapı sarayına geçerek

Kalbin asli görevlerinden olan tefekkür ve teslim sonucu oluşan manevî arınmadan uzak kalan kimselerin sahip olduğu bu olgu, bir anlamda aklın işlevini yitirmesi sonucu ortaya

Kitaptan öğrendiğimize göre Çin ve Hint kuk­ lacılığı ile Türk kuklacılığı arasında doğrudan doğruya bir bağ bulunmakta­ dır.. Kitap o şekilde