• Sonuç bulunamadı

Birkaç aşk sayfası 5:Kızıl saçlı handan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Birkaç aşk sayfası 5:Kızıl saçlı handan"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Halide Edip 1912’de Handan ı yayımladığında devrin erkek edebiyatçılarının dudağını

ucuklattırır. O zamana değin hiçbir kadın yazar, ne şiirde, ne romanda, ne makalede

aşktan bunca pervasız soz açabılmıştır

saçlı

Handan

• H a lid e Edip, aşk ve cinsellik

olgularına Kalp Ağrısı nda,

Son eseri'ndeşöyle bir deği­

nir, ama olgunluk yıllarında

aşkı, cinselliği artık yeni eser­

leri dışında bırakır

ALİDE Edip gençlik dönemin­ de yazdığı psikolojik tahlil ro­ manlarıyla edebiyatım ızda olaylar yaratır. Eleştirmenler, edebiyat tarihçileri bu genç­ lik verimlerini psikolojik tah­ lil romanları saysalar da, ya­ zarın duygu fırtınalarını kale­ me getirmek istediği, aşkın gizemli yönsemelerine uzandığı çok açıktır.

Kahramanımız, 1883’te doğmuş, mor sal- kımlı evlerde büyümüş, Üsküdar Amerikan Kız Koleji’nde okumuş, çocukluğunda Abdülha- m it’i bile görmüş, Feylesof Rıza Tevfik'ten edebiyat dersleri almıştır. Pek genç yaştay­ ken Heyulâ’yı yazar. Toy torlak bir gotik ro­ man olan Heyulâ iblis ruhlu bi.r sanatkârla bir genç kızın karanlık aşk hikâyesidir. Yazarın bu ilk eseri, kitap olarak, ancak ölümünden sonra küliyatı içinde yer alacaktır.

Halide Edip 1912’de Handan’ ı yayımladı­ ğında devrin erkek edebiyatçılarının duda­ ğını uçuklattırır. O zamana değin hiçbir kadın yazar, ne şiirde, ne romanda, ne makalede aşktan bunca pervasız söz aşabilmiştir. Ya- kup Kadri anılarını dile getirirken o günkü coş­ kusunu handiyse bir kez daha yaşar:

“ Handan’da çektiği kalp buhranlarına ve genç kızlığının bu hissi dalaletlerine rağmen son demine kadar sönmek bilmeyen bir aşk ateşinin alevlerinden başka bir şey görmüyor­ dum. Gözlerim bununla kamaşmış ve bunun harareti ta iliklerime kadar işlem işti.”

Handan bir avuç içe kapanık aydının Ab-

dülhamit istibdatı karşısında yılgılarının roma­ nıdır. Nâzım’ın ihtilalci tutumu bir yana bıra­ kılırsa, yılm ışlık, bezginlik herkesi sarıp sar- malamıştır. Mektuplar, telgraflar, raporlar, duygu İzlenimleri roman boyunca kol gezer. Herkes Handan’dan söz açmaktadır, romana adını vermiş Handan da kendi benliğinden.

.Gençlik anıları MorSaikımlı Ev’den öğren­ diğimize göre, Halide Edip bu romanı yazar­ ken sevgi kırıklığı içindedir. İlk eşi aynı zaman­ da yetişme çağında öğretmeni olan matema­ tikçi Salih Zeki’dir. Salih Zeki’yle izdivaç, Ha­ lide Edip’in Seviyye Talip romanına da izdü­ şümler sağlamıştır. Aralarında yaş farkı var­ dır, herkes evliliğe biraz şaşmıştır. Ne var ki Salih Zeki, Halide Edip’in üzerine ikinci bir ka­ dınla daha evlenmek isteyince öğretmen- öğrenci aşkı eski anlamını birden bire yitirir.

HUMMA ATEŞİYLE AŞK

Kahramanımız anılarında özel hayatını de­ rinlemesine dile getirmez. İlk eşinden ayrıl­ mış, ağır bir hastalık geçirmiş ve gelecek ko­ nusunda karara varmak zorunda kalmıştır: Ye­ ni bir yaşam kuracaktır.

Kapalı toplumda kadının yalnızlığı tema­ sı Handan’a yaşanmıştan esinlenerek yansır. Baskı bütün duyguların örtbas edilmesinden başka bir şeye yol açmaz.

Handan üç kez sevmiştir, ilk aşkı ihtilalci Nâzım’dır; sonra kendisinden yaşça adama­ kıllı büyük Hüsnü Paşa’ya cinsel tutkuyla bağ­ lanır ve onunla evlenir. Hüsnü Paşa düşük ruhlu kadınlardan hoşlanmaktadır. Kızıl saç­ lı Handan, mutsuz evliliği bitmek üzereyken, kuzininin kocası Refik Cemal’e yasak ve yü­ rekte gizlenen bir aşkla bağlanır.

Ne var ki yüksek ateşli bir humma nöbeti sırasında Handan’m kalbinden geçenler bir sayıklamayla bize de gözlem olanağı verir.

O zaman karmaşa gözler önüne serilir: Handan bugüne kadar gerçek duygularını ya­ şamamış insandır. Bu trajik kimlik, “ uzak ve

mağrur İfade” , gizemli varlık humma boyun­

ca, içinde biriktirm iş olduğu bütün çılg ınlık­ ları sayıklar. Handan’la Refik Cemal Sicilya’­ dadırlar. Oranın Akdeniz'e vergi doğası duy­ gular ve düşler açısından baştan çıkartıcıdır.

Mazideki erkekleri hep bir arada hisseden, giderek yerleşik ahlak değerlerini kırmayı göze alan Handan bulanık bircinsel özgürlük İstemiyle donanır. Demin saptandığı gibi, ilk eşinin ikinci kez evlenmeye kalkışı, Halide Edip için kesin ayrılık sebebi olmuştur. Yazar, düşünsel düzlemde aynı özgürlüğü şimdi ka­ dınlar İçin talep etmektedir.

Hasta Handan, Refik Cemal’in kuzininin kocası olduğunu hatırlayamamama, ama ilk kez sereserpe sevmektedir. Bu yasak aşka geçmişin sisleri çöker sık sık. ihtilalci

Nâzım'-ın yakışıklı görüntüsü, Hüsnü Paşa’nNâzım'-ın cinsel­ liğe vurgun bencilliği ve ten ihtirası, Refik Ce- mal'le yaşanan aşkta yaprak yaprak yığışarak belirir, canlanır.

Yaşamı baskılar içinde geçmiş Handan adeta bütün bu duygulanımları, istekleri bir arada yaşamakta, cinselliği uç noktalara çek­ tikten sonra alışıla gelmişin dışındaki bir ah­ lakın ürkek sözcüsü olmaktadır.

Genç kadiri humma sırasında zaman za­ man kuzini Neriman’ ı hatırlamakta ve ona ya­ sak aşkını kalp açıklığıyla söylemektedir:

“ Hararetim vardı, dimağım hasta idi. Ora­ da seviştik; iki insanın bir daha sevişemeyeceğı gibi seviştik. Ve şimdi rüyadan uyandım. O rü­ yayı bir daha görmeyeceğim. Neriman; bak yi­ ne hararetim var. Bak yine kalbimde o aşk. Fa­ kat o rüyalar yok. Ne portakal, limon ağaçları

ve kestane çiçekleriyle güzel kokulu, sımsı-

cak, tepeden tırnağa göz kamaştırıcı bir yer­ yüzü, ne de hıyanetle satın alınan buseler ve bakışlar! Hiç, bir daha göremeyeceğim.”

Halide Edip Hanım ne MorSaikımlı Ev’de, ne Türk’ün Ateşle Imtiham’nda özel hayatına

ilişkin fazladan bir söz söyler. Toplumsal mü­ cadelesini ince ayrıntılarla ifade etmesine kar­ şın sıra kendinden söz açmaya gelince birden geriye çekilir, özel hayatının pek bir önem ta­ şımadığını vurgular.

Öte yandan Handan’ın hayranı Yakup Kad­ ri o günlerde bu romanın kahramanını gerçek hayatta yaşamışçasına canlı bulduğunu yaza­ cak, Halide Edip’in enikonu sinirlenmesine önce bir anlam veremeyecek, sonra Handan ­ ın Halide Edip’ten çok şeyler içerdiğini öğre­ nerek kırdığı potu anlayacaktır.

Ağır ağır iyileşen kızıl saçlı roman kahra­ manı, yasak aşkını alımlar alımlamaz, günah saplantısıyla dolup taşar. Yüreğinin isyanla­ rını bastırır ve bu kez vicdan azabının pençe­ sine düşer. Yaşaması için sanki hiçbir sebep kalmamıştır. Korkunç nöbetlerden sonra ca­ na kıyışı andırır ölüm gelir, Handan yoktur ar­ tık.

Bu roman kapalı-tutucu toplumda yaşayan bir kadının sevecenlik arayışı ve ten serüve­ nine yaklaşımı açısından oldukça cesur, per­

vasız bir girişimdir. Eserin platonik aşkla cin­ sel aşkı daima birbirinden ayrı gören, cinsel aşkta günahkârlık sezinleyen yalnız tutucu de­ ğil, bir yandan da hastalıklı anlayışa şöyle ya da böyle karşı çıktığını söylemek olasıdır.

Halide Edip sonradan aşk konularında da­ ha ilgisiz kalır, eserlerinin odağını siyasa meydana getirir. Bununla birlikte Yeni Turan’- da aşk siyasal amaçla birleştirilm iştir.

Yahya Kemal kitap 1912’de yayınlandığın­ da bir tanıtma yazısı yazmış ve romancının si­ yasal tutumuyla, seçimiyle uyuşmaya hiç mi hiç yanaşmayacağını ölçülü bir ifadeyle sa­ tır aralarında belirtmiştir. Yeni Turan’da genç­ ler, kadınlar bir gaye için fırkada birliktelik ku­ rarlar. Turan’ın çabası, Türk cemiyetinin Türk unsurlarla donanarak kalkınmasıdır.

Yahya Kemal devam ediyor:

“ Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra tü­ reyen bugünkü Turan lokantaları, Tûran ber­ berleri, Tûran ocakları bütün payitahtı sarmış; İstanbul’un her kuytu mahallesinde, her sa­ hilinde, her sayfiyesinde âteşin zâviyeler var.”

Gençler, genç kızlar, valideler, babalar, kı­ sacası bütün payitaht Turan savunucularının ülküsel özlemlerine kapılmış bu zâviyelere koşmaktadırlar. Gelgelelim Turan ülküsü umulan yararları hiçbir şekilde sağlayamaya­ caktır.

TURAN MEVLEVİLERİ...

RomandaOğuz’laKaya’nın aşkları siyasal amaç uğrunda bir özveri fırtınasıdır. Roman kahramanlarının adları ayrıca ilginçtir. Bu öz­ beöz Türk adları, Kaya'nın bir kadın adı olarak kullanılışı, bu yoldan sertlik, güçlülük çağrı­ şımlarına başvurulması Handan’daki kozmo­ polit dünyayla iyice çelişir.

Amaç ve ülküyü her yerden, aşktan da üs­ tün tutan sevgililer, Erenköyü’ndeki ocakla­ rında o toplantı günü yine kbnuşacaklar ve yoldaşlarını aydınlatacaklar. Yurt binasının ka­ pıları Selçuk oymalarıyla bezenmiş, odalar Türk halılarıyla döşeli, eşya ise alçak rahle­ ler, yaylı kerevetler, her tarafa saçılmış min­ derler... Perdeler elbette Bursa bezinden.

Ülküler yurdundaki toplantıya Turan Mev- levileri de katılıyorlar. Turan Mevlevilerinin müziği, Yahya Kemal’in romancımızdan alın­ tılayarak saptadığı gibi, “ dilini bulmuş, mert,

vahşi, serseri ve kavi bir Tatar türküsü” nü an­

dırmakta. OsmanlI Mevlevilerinin yumuşak-

başlı tavrından eser kalmamış.

ittihat ve Terakki’nin korkunç sonu git git hazırlayan bocalayışı, çöküşü karşısında gündelik heyecanlara kapılarak kaleme alın­ mış Yeni Turan, sorunlara serinkanlı eğilmek yanlısı Yahya Kemal'i epey eğlendirmişe ben­ ziyor. Şunları da yazmaktan kendini alamamış: “ Hepsi kımız içe içe kanlarını, vaaz dinle­ ye dinleye beyinlerini tazeleyen Yeni Turan ka­ dınları bir gün Yeni Turan’ı iktidara çıkarıyor­

lar.”

Bu roman bir bakıma Halide Edip’in rota­ sını çizer. Romancı, aşk ve cinsellik olguları­ na Kalp A ğrısı’nda. Son Eseri'nde şöyle bir değinir, ama olgunluk yıllarında aşkı, cinsel­ liği artık yeni eserleri dışında bırakır. Bireyin gönül tarihçesine kayıtsız kalmış, toplumsal sorunlara ağırlık tanımıştır.

Oysa Kalp Ağrısı aşk ve özgürlük konu­ sunda kesin bir tutum u da ifade etmekte, Ha­ lide Edip’in vardığı sonucu yansıtmaktadır:

“ Kadın ya dünyanın kaidelerine uyar, bü­ tün kadınların oynadığı rolü oynar, yani koca sının haricindeki dostluk veyahut aşk ihtiyaç­ larına galebe çalacak kadar iradesi yoksa gü­ nahlarını entrika ile, hile ile örter, yahut açık bir hayat yaşamak istiyorsa müsavi hürriyet, müsavi surette şahsiyetine, arzularına sahip iki insan şeraitiyle anlaşabileceği bir erkekle evlenir.”

Yıl henüz 1924. Bu bakış açısı Türk toplu- munda ilk kez irdeleniyor. Halide Edip özel ha­ yatında olsun, acılar ve sevinçler içinde geçen toplumsal mücadelesinde olsun, yaşamış, kav­ ramış bir insandır artık.Çalkantılardansonra erişen bu dinginlikte gönlün kipleri konusun­ da yine ilk kez şu saptayımı da dile getirmek­ te d ir

“ Kalbin bin bir ihtiyacı var, dost, âşık, ar­ kadaş daha bilmem kaç nevi rabıta insan için aynı zamanda kabildir.”

İnsan ister istemez kızıl saçlı Handan’ın ölüm döşeğindeki kural tanımaz, töreler yıkı­ cı sayıklamalarını hatırlıyor. Kalbin birçok is­ teği, aşkların birçok yüzü var...

YARIN: İLK GÖZ AĞRISI

"Hararetim vardı, dimağım hasta İdi. Orada seviştik, iki insanın bir daha se- vişemeyeceğl gibi seviştik, ve şimdi o rüyadan uyandım. Rüyayı bir daha gö­ remeyeceğim. Neriman; bak yine kalbimde o aşk. Fakat o rüyalar yok. Ne portakal, limon ağaçları ve kestane çiçekleriyle güzel kokulu, sımsıcak, te­ peden tırnağa göz kajrıaştırıcı bir yeryüzü,ne de hıyanetle satın alınan bu­ seler ve bakışları Hiç, bir daha göremeyeceğim."

Referanslar

Benzer Belgeler

Daha çok ak­ şamları Mehmed Kemal, Fahir Aksoy, rahmetli Trabzonlu Kazım, Fikret Adil (İş Bankası merkezindeydi), Fikret Otyam, Şahap Sıtkı, Fethi Giray bir araya

Uçan Yak›t Tank›: Dünya’n›n çevresinde durmaks›z›n uçmak için yap›lan uçak, 13 yak›t tank›nda yaklafl›k 8 ton yük tafl›yor.. Burt Rutan’›n tasar›m

Çalışmamızda ise hiperlipidemi nedeniyle HMG-KoA redüktaz inhibitörü başlanan hastalara omega-3 yağ asitlerinin ilave edilmesiyle lipid profilindeki

Sendromun hiperfaji veya hiperseksualite gibi davranış bozuklukları eşlik etmeksizin hipersomni atakları ile seyreden şekli “monosemptomatik form”

Akciğer grafisine göre plevral sıvı kuşkusu olduğu halde avuç içi USG cihazı ile sıvı saptanamayan olgularda, yeterli görün- tü kalitesi elde edilemeyen olgularda ve

Çeşitli gazetelerde yazı- işleri, neşriyat müdürlüğü ve fıkra yazarlığı ya­ pan Tarık Buğra, hikâye, roman ve piyesleri ile en müsbet ve en yaygın

ROLE OF HEPATIC CYTOCHROME P450 2B1/2 IN PROPOFOL METABOLISM 中文摘要 Propofol

Öğretmen inançlarının öğrenci öğrenmelerine etki etmesi nedeniyle; öğretmenler için hazırlanan mesleki gelişim programlarının etkili olabilmesi için