• Sonuç bulunamadı

Bana göre sanatın anlatımı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bana göre sanatın anlatımı"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

77S0-7SS3

BANA GÖRE SANATIN ANLATIMI

25 sene gibi uzun bir müddetten sonra Türkiye'ye döndüğümde, bütün ressamlarımızın —çok resim satıyoruz diye heyecanlanması karşısında, hal­ kın aklına şu sual gelir.

— Türkiye’de resim ve güzel şeyler sanatı yerleşmiş midir? sorusuna ha­ yır yerleşmemiştir henüz derim. Çün­ kü sanat yerieşse idi, o çürümekte olan canım çeşmelerimiz onarılmış olurdu. Halbuki her yaz geldiğimde büsbütün çürümekte olduklarına yüre­ ğim parçalanarak şahit oluyorum.

İkincisi Almanya'dan gelen Türk- lerin bavulundan yalnız çatal, eşya, değil 1 tane olsun DÜRER'den baskı, GRAVÜRE yahutta, Paris'ten gelen­ lerden de INGRES’den baskı çıktığı zaman en büyük sevinçle karşılayaca­ ğım.

Ressama resimleri hakkında yazı yazdırmak resim yaptırmaktan çok daha güçtür. Bu yaz sarmısak resmi

(2)

yapan bir ressama —Halkın anlayama­ yacağı tarz bir resim yap desen ne ya­ parsın dedim— Cevap veremedi. De­ mek ki kültür eksikliği var. Kültür her şeyi öğrenince eksik olandır.

Sanata gelince: Bence doğu, batı diye bir ayrım gerekmez. Bir sanatkar bütün etkilere açık olmalı bunu her­ kes bilir.

Batı dünyamızda kendi gerçek ye­ rimizi bulmak zor. (Acaba aramak lü­ zumlu mu?) batı kültürü içinde eri­ mekten korunmalıyız. Çünkü bir ba­ tılı sanatkarın düşüncesi, çatalı baş­ kadır. Bu korunma gücüne sahip mi­ yiz?

Burda tek tek tartışıp konuştu­ ğum arkadaşlarımın doğuya baktığı­ na çok zamanla şahit olup sevinmi­ şimdir. Çünkü herkes kendinde olma­ yanı arar. Hangimiz VAN GOGH'un Japon estamp 'lanndan, P.KLEE vf MONDRÎAN doğudan etkilenmedi ğini söyleyebiliriz. Yalnız bu demek değildir ki onlar doğunun esiri ol muşlardır. Bu bir insan ömründe ye ni bir insan-tanımak arzusuna benzer. Bir iki resim denemesinde kalır.

Biz çinide ve minarede formun ve rengin en güzelini ararken Batı güze­ li tablodan çıkarıp ORDİNATÖR (Konpitör)'e getirdi bu değişikliği is­ ter kabul edelim ister etmeyelim ben

E R D A L A L A N T A R — "K o m p o z is ­ y o n " 1972. Tuval üzerine yağlıboya

195 x 130 cm.

Ressam E R D A L A L A N T A R

şahsen etmiyorum fakat Paris'ten İs­ tanbul'a 3 saatte uçmayı seviyorum da kağnı arabasıyla gelmeyi tercih et­ miyorum. Üstelik soyut'un.

Asırlarca fizoloflar Ve sanatkârlar güzellik dediğimiz şey'in ne olduğu­ nu tarife çalışmışlardır, muvaffak olamamışlardır. Çünkü bir Afrikalı­ nın yaptığı Totem heykeli ile Milo Venüs’ü ikisi de her ne kadar aynı iseler de, her ikisi de çok güzeldir. Binlerce yıllık ananeleri vardır, bir de güzel başka san'at eseri başkadır. Me­

sela Kandisry'nin bazı tablolarına ba­ kıyorum da 2 rengi karıştırma tekni­ ği Renoir ve Bonnaro'dan daha kötü, fakat Kandisky'nin problemi iyi yağ­ lı boya karıştırmak değildir. Mesele­ leri olan adamdı ve san'at dünyasına

çok büyük ışık tuttu öbürleri güzel resimde kaldılar.

Doğulular eskiden resimlerinde di­ ni ve sosyal problemleri resmetmiş- lerdir. Bize gelince diyebilirim ki dün­ yada yegâne soyut yapan (dekoratif elemanda) bizleriz çünkü din icabı.

(3)

San'at çok büyük sükunet ister. Duvara asılan bir tablo pikapta ça­ lan bir güzel müzik parçası iie aynı olmalıdır. Müzik derken Z. Müren değil tabii. Onun da yeri var, diyen­ lerin san'atını, çok görüyorum ser­ gilerde. Bir hakiki san’atkâr hiç bir zaman halkla anlaşamamalıdır. Onun kültür seviyesine inmek değil onu kendi seviyesine yükseltmelidir; me­ sela: Bir El Greco, Ingres, Cranach- lann çıplaklarına-aya kalk, desem kalkanozlar, halbuki halk (dünyada) o Nue'leri beğenir fakat bu ressam­ ların yenilik getirdiklerini bilme­ den. Farz edelim, Michel Angelo nun bir çıplağı gece saat 3'te kapınızı ça­ lıp sizde açsanız korkmaz mısınız, onun insan vücudundaki anatomik (kasti) deformasyonlan ancak duvar­ da güzel, hakikat olunca insana ürperti verir zannındayım.

Bir Pisanello'nun At deseni ile Fatih albümündeki Mahmut Şah, Ah­

met Udi'nin hayvan resimlerinin

hangisine daha güzel diyebiliriz ki. Bunun için Batı san atıyla mukayese imkânsızdır, mukayese deyince şöyle bir misal vereyim. Bir sandık dolusu elma alalım. Fakat bu elmaların

hep-E R D A L A L A N T A R — " K o m p o z is ­ y o n " 1972. Tuval üzerine yağlıboya.

¡95 x 130 cm.

sinin formu rengi milimi, milimine aynı olsun. Bu aynı elmaların kar­ şısına (aynı olduklarını bilmemek şartı ile) 10 kişiye seçin desek, her­ kes başka elmayı alacaktır, çünkü herkesin gözünde elma değişiktir.

Doğu san'at.ı gayet temkinli, çok hesaplıdır. Hatta Pollok'un serbest zannedilen fırça serpiştirmelerinde bile dikkat edilirse bir kimyager gi­ bi düşünülerek savrulmuştur, fngr'ın saatçi titizliğini soğuk bir şekilde seyretmoktense bir Japon çini mürek­ kep işine bakmayı tercih ederim. Za­ ten bir resimde her şey yerli, yerinde olursa gayet yeknesak tatsız mono­ ton seyredilen bir iş olur. Soğuk olur. İnsan kötü resim yapmaktan hiç korkmamalı. O zaman iyi resim yapmış olur.

Yazıma son verirken, san’at zaten güç bir iş bir de sanatkâr olarak ya­ zı yazmak işi büsbütün güçleştiriyor. Bu işi san'at eleştiricilerine bırak­ mak gerekiyor.

Bir de bitirirken Picasso'nun çok güzel bir hikâyesini anlatayım: Kö­ peğinin resmini yapıyormuş, arkada­ şı üstat bu köpeğe benzemedi deyin­ ce, Picasso ona bir kalem kâğıt ve­ rip buraya köpek yaz demiş. Adam köpek yazmış ve Picasso yazıyı gös­ terip:

— Şimdi bu köpeğe benzedi mi? demiş.

17 Oct. 1984 - Paris

E R D A L A L A N T A R " K o m p o z i s y o n " 1983. Tuval üzeri- E R D A L A L A N T A R "K o m p o z i s y o n " 1983. Tuval üzeri­ ne yağlıb oya 100 x 100 cm. ne yağlıboya 100 x 100 cm.

(4)

ERDAL ALANTAR KRONOLOJİSİ

Erdal ALANTAR 1932'de İstanbul'da doğdu. 1956- da İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun oldu. 1958'de Floransa G. S. Akademisinde duvar freski çalış- malrı yaptı. 1959'dan itibaren Paris'e yerleşti. Resim, gravür çalışmalarına devam etti. 1966-67 yıllarında Fran­ sa'da Metalürji fabrikasında çalıştı. 1972'den beri Paris- te 3 ayrı atölyede plastik sanatlar öğretim üyesidir.

KOLEKSİYONLAR

Ankara Resim ve Heykel Müzesi/ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi/ Toulouse Müzesi - Fransa/ Bayeux Müzesi- Fransa/ Victoria Albert Müzesi - Londra/ Paris Milli Kü­ tüphanesi/ Belçika Kraliyet Kütüphanesi/ Bodrum Müze­ si.

Türkiye, Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, A.B.D.- de şahsi koleksiyonlarda.

ÖDÜLLLER

1968 Ancona Enternasyonal Siyah Beyaz Sergisi. İtalya (2 madalya)

1970 Valde Marne 1. ödülü - Fransa 1980 Bayeux Müzesi Gravür ödülü - Fransa.

ALANTAR KİŞİSEL SERGİLER

1954-1957- İstanbul Ankara

1958 Ponte Vecchio Galerisi-Floransa 1963 Gale.rie Ventadour-Paris 1964 Galene de Beaune-Paris

1965 PİER Scheveningen-Hollanda Galerie l'Angle Aigu-Brüksel

1966 Türk Alman Kültür Merkezi- Istanbul Galerie AI Veka Latley-Hollanda 1967-1969- Cite Administrative-Biarritz-Fransa 1967 Galerie S. de Coninck-Paris 1969 Galerie Fiap-Paris 1971 Galerie Daberkow-Frankfurt Galerie La Drille-Toulouse 1973 Galerie Tourtour-Paris 1974 Galerie Art du Monde-Paris

Galerie Daberkow-Frankfurt 1975 Galerie Der Turm-Bonn

Cumali Galerisi

1976 L'Hay Les Roses Kültür Merkezi Mayenne Kültür Merkezi-Fraasa Cumalı Galerisi 1978 Galerie Daberkow-Frankfurt Merio Müzesi-Monsheim-Almanya 1979 La Coumeuse Kültür Merkezi-Fransa 1980 l^aval Kültür Merkezi-Fransa Galerie Daberkow-Frankfurt Bodrum Müzesi

1981 Galerie Plantin Moretus-Paris Yapı Kredi Bankası Galerisi-lstanbııl 1982 Galerie L'Encadroir-Nanry-Fransa Bodrum Müzesi 1983 Galerie Daberkow La Courneuve Kültür Merkezi-Paris 1984 Bodrum Müzesi İzmir İş Galerisi Mekun Kültür Merkezi-Fransa 1985- Destek Sanat Galerisi-lstanbııl

29

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

İhraç edilecek borçlanma araçları Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’ye tabi bir ürün olmayıp TMSF’nin herhangi bir ödeme garantisi yoktur. finansman sağlamak

Varlıkların nakit akışlarının yalnızca anapara ve faiz ödemelerini temsil ettiği ve gerçeğe uygun değer farkı kâr veya zarara yansıtılan finansal varlık

İşbu SPA notu ile ihracı yapılacak olan borçlanma araçlarına ilişkin ihraççının yatırımcılara karşı olan ödeme yükümlülüğü herhangi bir kamu kuruluşu

Vadeye kadar elde tutulacak finansal varlıklar, vadesine kadar saklama niyetiyle elde tutulan ve fonlama kabiliyeti dahil olmak üzere vade sonuna kadar elde tutulabilmesi için

Finansal tablolar, rayiç bedelleri ile değerlenen gerçeğe uygun değer farkları kâr zarara yansıtılan finansal varlıklar ve yükümlülükler, satılmaya

TETE DE DAVID Galerie SERGE EMILIANI Galerie SERGE EMILIANI Dieulefit Dieulefit Heykel ©2010.

Güngör Dilmen’in yazdığı ve Engin Cezzar’m sahneye koy­ duğu «İttihat ve Terakki» nin bir aydan fazla bir zamandan beri devam eden çalışmaları, prova

Her iki güç devresinde elde edilen sonuçlara dayanarak kademeli artırıcı olarak çalışan devre ile daha yüksek çıkış gerilim değerine ulaşıldığı