• Sonuç bulunamadı

Eğitim ve Gerçekçilik

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eğitim ve Gerçekçilik"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

bu temel yaklaşımın doğruluğu hakkında bir ölçüde şüpheci olmamız gerekmez mi?

Bu şüpheciliğim, eğitimin iktisadi kalkınmadaki yeri için söylenenleri düşündükçe daha da artmaktadır. Bir kez, toplam olarak ne miktar eğitim yapılacağından çok, ne çeşit eğitim yapılacağı, bana daha önemli gelmek­ tedir. İkincisi, eğitim, daha geniş bir sosyo-ekonomik kalkınma planının bir parçası olarak yararlıdır. Sonuncusu, eğitimin, iktisadi kalkınmaya en büyük etkisi ya da katkısı halkın ufkunu açması, onda değişme isteğini uyandırmasıdır. Bu isteği nasıl nicelleştirebiliriz ? Düğüm noktası buradadır.

E Ğ İT İM

VE

GERÇEKÇİLİK

______________________________,

Prof. Yaşar GEYİKDAĞI

Bu kısa deneme, eğitimde gerçekçiliğin toplumsal bunalımları hafiflet­ mede önemli bir rol oynadığını göstermeye çalışacaktır.

Ruhbilimcilerin büyük bir kısmına göre insanın kişiliği süperego, benlik ve bilinçaltı olmak üzere üç kısımdan oluşur. Süperego, çevrenin yani aile, okul v.s. gibi faktörlerin aşıladıkları ideal değerleri içine alıp bunların etKisi ile oluşur, örneğin, daima doğru konuşmak ve davranmak, büyüklere saygılı olmak, filân ulusun veya dinin üstün nitelikleri haiz olduğu v.s., ana babaların çocuklarına telkin ettikleri ve süperegolarına kattıkları ideal değerlerdir. Bunların bir kısmı faydalı ve gerçekçi olduğu halde, diğerleri gerçekdışı ve zararlı da olabilir.

Öte yandan, insan, sevmediği, işine gelmeyen veya kendisine telkin edilen ideal değerlere aykırı düşen gerçekleri bilinçaltına atar, unutmaya çalışır, ve unuttuğunu zanneder. Halbuki, unutulmuş olduğu sanılan olay, herhangi bir başka olayın etkisi ile yeniden hatırlanabilir.

İnsanın benliği işte bu iki faktörün yani süperego ile bilinçaltının arasında kalmaktadır ve bu iki faktörün arasında doğacak çelişkiler aşırı bir düzeye ulaştığı takdirde, önemli bir ruhsal sorun olan kişilik bölünmesi meydana gelecektir, örneğin, gerek ailesi gerekse ilk ve orta öğrenimde

(2)

gördüğü dersler öğrenciye kendi ulusunun bilimde, savaşta, edebiyatta v.s. en üstün başarılara eriştiğini aşılar. Ancak tek olaylar ve örnekler bun­ ların yanlış veya abartmalı olduğunu gösterdikçe öğrenci bu gerçekleri bilinçaltına itmeye başlayacaktır. Belirli bir zaman geçince hem bilinçaltın- daki birikimin artması hem de, örneğin, üniversitelerde okuyarak gerçeği anlayıp kendi ulusunu aşırı derecede küçük görmek gibi olayların etkisi ile çocukluktan gençliğe geçişi yapan insanın süperegosu kendi ulusunu üstün tutarken, bilinçaltı tersine aşağı görür ve sonunda ikisi arasında bir çatışma başlar.

Demek ki, toplumsal çalkantıların önemli nedenlerinden biri de gerçek dışı değerlerin insan dimağına aşılanması oluyor. Bu gerçek dışı değerleri aşılayan çeşitli etkenlerin çoğunun kontrol altına alınması güç veya olanaksızdır. Ancak bu faktörlerden belki de en önemlisi olan eğitimin önemli ölçüde kontrol altına alınması mümkündür. Esasen şimdiye kadar eğitim kurumlan çocuklara gerçekçi değerler aşılamak konusunda bir hayli çaba harcamışlardır. Tabii, bunun için ders müfredatı ve öğretmenlerin seçimi ve yetişmesi önemli bir rol oynar. Ne var ki, öğrencide ve halkta moral yüksek tutulsun diye gerçeklerin tamamı sunulmadı ve hatta bazı gerçek dışı şeyler bile aşılandı. Bu insanların önemli bir kısmı sonunda kendilerinden gizlenen bazı şeylerden haberdar olunca öfkelenip ulusal kurumlara karşı güvenlerini yitiriyorlar ve ruhsal bunalımlara sürükleniyor­ lar. Bunun için okullarımızda verilen eğitim tamamen gerçeklere dayanmalı ve gerçeğin tamamını göstermeye gayret etmelidir ki insanlar kendilerini aldatılmış hissetmesinler.

Eğitimde gerçeklere aykırı değerler aşılama süreci bütün dünya ülkele­ rinde değişik ölçülerde mevcut olup, toplumsal bunalımları arttırmaktan başka bir yaran yoktur. Bunun için biran önce bu durumdan kurtulmak ve eğitimi tam bir gerçekçiliğe yöneltmek gereklidir.

• K a p a lı o la ra k d u ra n b i r k ita p , b ir k â ğ ıt b lo k u n d a n b a ş k a b i r ş e y d e ğ ild ir .

Çin Atasözü

• E ğ itim in m a liy e t i y ü k s e lm e k te d e v a m e d e rs e , o d a c a h illik k a d a r p a h a lı o la c a k d e m e k tir. B ill COLD • B u d a la la r s ö y le d ik le r in e , a k ı llıla r d a s ö y le m e d ik le r in e p iş m a n o la ra k g ü n le r in i g e ç ir ir le r . W ill HENRY • T e k n ik h iç b ir z a m a n id a re d e , b ir k a h v e p a y d o s u n d a n d a h a iy i h a b e rle ş m e d ü z e n i k u ra m a z . Earl WILSON \ ______________________________________________________________ 27

Referanslar

Benzer Belgeler

“birinci dereceden bir bilinmeyenli denklem(veya doğrusal denklem) ler, tek bilinmeyen içeren ve bilinmeyeninin derecesi “2” olan denklemlere “ikinci

Matematiksel Sistemler, Direkt

10 Güdüsel değer tipi arasındaki ilişkilerin kuramsal modeli  (Bacanlı, 2017).. Schwartz

Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği’nde de (2001) yer alan ve psikolojik danışmanın görev- leriyle paralellik gösteren tüm

• Film kuramlarının gelişim döneminde sinemanın yeni bir sanat dalı olduğunu kanıtlamak için çeşitli görüşler ortaya atılmış; bu amaç doğrultusunda sinema ve

Vertov’u Frederick Wiseman, Robert Drew, Richard Leacock, Jean Rouch gibi yönetmenler takip etmiştir.. • Doğrudan sinema: Robert Drew, Richard Leacock ve Frederick

Tasarlanan hibrit sistem gece şartlarında doğrudan jeotermal kaynağı kullanmakta olup, 1 kg/s debideki kaynak akışkanı için kullanılması gereken soğutucu akışkan debi

A) Deri tabakasının altındaki yağ, vücudumuzu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. B) Derimizin kalınlığı vücudumuzun her yerlerinde aynıdır. C) Burada bulunan ter