• Sonuç bulunamadı

Beslenme Konusunda Yanlış ve Batıl İnançlar, Alışkanlıklar ve Bunların Yarattığı Sorunlar

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Beslenme Konusunda Yanlış ve Batıl İnançlar, Alışkanlıklar ve Bunların Yarattığı Sorunlar"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

B E S L E N M E K O N U S U N D A YANLI Ş VE BATIL İNANÇLAR

VE Y A R A T T I Ğ I SORUNLAR

Dr. F. Handan Sacır*

Giriş

Y iyecek seçim i ve alışkanlıklarının meydana gelmesinde rol oynayan etm enler çeşitlidir. Bireylerin ve toplumlann yeme alış­ kanlıkları b u değişik etm enlerin etkisiyle yavaş yavaş oluşur ve yerleşirler. B u etm enler kısaca şöyle özetlenebilir, (a) Toplumun kültürel yapısı, ( b ) S osyo— ekonom ik düzeyi, (c) Eğitim ve öğre­ nim düzeyi.

B ireyler ve toplum ların eğitim ve öğrenim durumları ile sosyo­ ek on om ik düzeyleri arasında olumlu bir ilişki bulunur. Ancak, öğren im düzeyi yüksek bir bireyin yiyecekler hakkındaki yanlış ve batıl söylentilere inanma olasılığı da daima vardır. Çünkü, d oğru su kadar batıl inanış ve yanlış bilgiler, meydana getirdikleri yem ek alışkanlıkları ile birlikte kültürel bir birikimin sonucu ola­ rak orta ya çıkarlar. Daha sonraları kuşaktan kuşağa geçerek, top­ lum da iyice yerleşirler.

G ünüm üzde, bilim sel verilerin ışığı altında yanlış ve batıl bes­ lenm e alışkanlıkları ve bilgisinin gerçek dışı ve temelsiz olduğu b ir ç o k kez kanıtlanm ıştır. Buna rağmen yanlış ve batıl yiyecek seçm e inanç ve alışkanlıkları hala geçerliliğini korumaktadır.

Y anlış inançların çabuk yayılıp, kabul edilmesinin en önemli nedeni b u alandaki bilgisizliktir. Halk bilmek istediği bir konuda kendisine inan dırıcı bir şekilde söylenen herşeye inanır. Yiyecek m eraklıları ve şarlatanlarının başarıları genellikle halkın b u nite­ liğine dayanır. Sağlık ve beslenme konusunda yeterli bir bilgisi olm asa da halk, sağlıkla yiyecekler arasındaki ilişkinin bilincinde­ dir. Bu nedenle söylenen herşeye inanmaktadır. Tıp ve beslenme alanındaki yenilik ve buluşların kısa sürede basında yer alması, toplum un b u ilgi ve merakım daima uyanık tutmaktadır. Halk bu k on u d a daha fazla öğrenm ek isteyince beslenme meraklıları ve

* G ıd a , T a r ım ve H a y v a n cılık Bakanlığı, E v E k o n o m is i Okulu, B eslenm e

(2)

şartlatanları bilim sel gerçeklerin anlam larını isted ik leri b içim d e değiştirerek, bilgiye aç toplum u yanlış bilgilerle d oyu rm a k ta d ır. İşin ilginç yönü şudur ki, halk gerçek ve gü ven ilir kayn aklardan hiçbir maddi karşılık ödem eden d oğru bilgi alab ileceği halde, bu sorum suz kişilerin yaklaşımlarına daha sıcak ve daha ya k ın b ir ilgi göstermektedir.

Ülkemizdeki toplam nüfusun büyük b ir ço ğu n lu ğu d o ğ r u ve yeterli bir beslenme bilgisine sahip değildir. B u n u n ya n ı sıra, kültürel yapı ile soya — ekon om ik koşu llar eski alışkan lıkların devam etmesine kolayca yardım cı olm aktadır. B u n ed en le to p lu ­ mlunuzda, yiyecekler hakkında eskiden yerleşm iş ya n lış v e batıl inançlara günden güne yenileri de eklenm ektedir.

Bu yazıda yanlış ve batıl beslenm e inan çları in celen erek , bu tür inançların bilimsel içerikten ne denli yok su n old u k la rı örn ek - ierle belirtilmektedir.

Yanlış ve Batıl Beslenme İnançları ve Tü rleri

Beslenmeyle ilgili yanlış inançlar b ilim sellik ten y ok su n lu k , ekonomik kayıplar, hekim, diyetisyen ve sağlık k u ru m la rm m daha iyi beslenme için gösterdikleri çabalara karşın, k o la y ca y a p ılır ve gelişirler. Yanlış ve batıl beslenm e inancı, orta la m a b ir b ire y in yiyecekleri bilimsellikten çok, duygusal niteliklerle d eğe rle n d irm e si şeklinde tanımlanabilir. Halkın b u inancını m addi ve m a n ev i y o l­ larla sömürerek, bundan kazanç sağlayan k im selere ise b esin şarlatanları adı verilm ektedir (1 ).

Yiyeceklerin duygusal değerlerine ait bilgiler, b e sle y ici d e ğ e r i­ ne ait olanlardan daha eskidir. Tarih ön cesi ça ğla rd a y iy e ce k , a ç ­ lığı gidermek amacıyla elde edilm iştir. G ünüm üzün u y g a r v e ç a ğ ­ daş toplumunda ise besinler fizy o lo jik öd evlerin in ya n ı sıra, t o p ­ lum tarafından kabul edilme, dostluk bağları k u rm a , ve to p lu m ­ sallaşma gibi görevleri de üstlenm ektedir. D ostla rm v e rd iğ i yiy e­ cekler istekle, yabancılardaki kuşku ile karşüanır. B a zı y iy e ce k le r maskülen (etler), bazıları fem inen (sebze ve m e y v e le r), b a z ıla rı d a nötr (yumurta, balık ve kahve gibi) olarak dü şü n ü lü r. B e sin le re duygusallığın ve kültürel değerlerin b ir belirtisi gözü yle b a k ıla b ilir. Besin toplumsal yapının bir göstergesi sayılabilir. H atta b e s in , b ir silah gibi kullanılabilir. B irçok kim se besin leri, b ü y ü m e v e m e ta ­

(3)

b olizm a için gerekli besin öğeleri kaynağı olarak değil de, yukarda belirtilen şekilde görerek değerlendirir. Bebekler bilinçlenmeğe başladıkları ilk d ön em lerde besini sevgi, zevk, korunma ve rahat­ lık aracı olarak görürler. Yapılan araştırmalar bu duygunun bazen yetişkin devrede de süregeldiğini ve patolojik koşullarda aşırı ye­

m e tem elinin bu duyguya dayandığını göstermektedir (1).

Y anlış ve batıl inançları kötüye kullanan kimseler besinlerin yukarda belirtilen, ve bilim sellikle hiç ilgisi olmayan bu sembolik değerlerinden yararlanırlar. Yanlış ve batıl beslenme inancı iki tür­ lüdür. B irin cisi bireysel, İkincisi kollektiftir. Birinci türü, psikozu da içeren akut ya da kron ik ruhsal yapı bozukluğundan kaynaklanır. İkincisi, sağlığı geliştirm e veya hastalıkları iyileştirme düşüncesini savunan grupların varlığına dayanır. Bunlara göre bazı yiyecekler sağlığı artırır ve kişileri kuvvetli kılar. Bu ikinci türdekiler bir­ çokla rın a bilim sel görünebilir. Ne var ki bu inancı savunan kimse­ ler genellikle cid d i bir beslenme eğitiminden yoksun kişilerdir. B irin ci gruptakilerin, çekirge kızartması, karınca turşusu v.b. gibi yiyecekleri yem e şeklinde yiyecek nevrozu belirtileri sayılan, garip diyet alışkanlıkları vardır. Psikotik veya şizoid bireylerde «Aklın gelişm esi için » ya da «Pisliklerden arınmak için» hiçbir şey ye­ m em e pratiğine de yer verilmektedir. Denetimsiz bir iştahın kişi­ lerde ya aşırı şişm anlık veya sinirsel iştahsızlık (anorexia nervosa) m eydana getirdiği de bir gerçektir (1 ). Sağlık ve kuvvet artıran b esinler, özellikle yoğurt, şeker pekmezi, buğday rüşeymi, bira m ayası, sebze özü ve deniz yosunları, harika yiyecekler sayılırlar (1,2,3). G erçek te b u yiyeceklerin diyete eklenmesinde hiçbir sakın­ ca yok tu r. Ne var ki bu hergün alınması gerekli olanların yerini tüm den alır, ve kendi gerçek besleyici değerlerinden çok daha ya­ rarlı im işcesin e gösterilirlerse, bu davranış artık yanlış inanç şekline dönüşm üştür.

Y ukarda belirtilen yiyeceklerden örneğin yoğurt, sütün ferm en­ te edilm iş b ir türevidir. Buna göre yoğurdun besin değeri sütten yü ksek değildir. Ancak, çevre sağlığı koşullarının yetersiz olduğu ortam larda işlenm em iş sütün saklanabilme olanakları çok kısıt­ lıdır. Y o ğ u rt ise asit nitelikte bir yiyecektir. Bu nedenle m ik roor­ ganizm a faaliyetleri için elverişsiz bir ortam teşkil eder. Yoğurt bu niteliğinden ötürü, özellikle çevre sağlığı koşullarının elverişsiz oldu ğu bölgelerde yaşayan ailelerin süt çağındaki çocukları için tehlikesiz bir besindir (4). Fakat, yoğurdun besin değerinin sütten daha üstün olduğu düşüncesi yanlıştır (T a b lo : 1).

(4)

Sebze özlerinin (sebze suyu) sebzenin k en d isin d en dah a b esle­ yici olduğu düşüncesi de yaygın yanlış inan çlardan b irid ir. Ü stelik bir bardak sebze suyu elde etm ek için harcan an s e b z e m ik tarı hazırlamak için harcanan zaman ve en erji k arşılığın da, sebzen in kendisinin çiğ olarak (salata ve söğü ş) yen m esiyle elde e d ile ce k b e ­ sin öğeleri aynen alınmış olacaktır. Bunun yanısıra çiğ n e m e , sü re ­ cinin dişler ve diş etleri için yararı da u n u tu lm a m a lıdır. A yrıca, sebzelerin sellüloz içerikleri de barsakların n o rm a l ça lışm a sın ı sağlar (2,3).

Tablo 1

Süt ile Yoğurdun Enerji Değeri ve B esin Ö ğeleri Yönünden K arşılaştırılm ası*

Yiyecek M iktar (g m ) K a lori P rotein (g m ) Ca (n ıg ) F e V it. A (g m ) (ı.u .) T ia m in ( m g ) R i b o H avin A s k o r - b i k asit Süt 100 65 3.5 118 93 140 03 17 1 (tam yağlı) Yoğurt 100 62 3.0 11 87 140 03 16 1 (tam yağlı sütten)

Vitamin ve mineral haplarıyla diyeti zen gin leştirm e d ü şü n cesi de bir başka yanlış inançtır. «Ç ok olan daha iyi ve y a ra rlıd ır» temeline dayanan bu inanç çoğu zaman yarar yerin e za ra r v e r m e k ­ tedir. Bazı besin öğelerinin aşırı m iktarlarda a lın m a sı vü cu tta dengesizlik ve toksisite yaratır. Ancak, iyi beslen m iş k im s e le re v e ­ rilen B grubu vitaminlerinin böyle bir etkileri y o k tu r (1 ,5 ).

Beslenme ve besin alanını kendisine çıka r sağlam a k a m a cı ile seçenler düşüncelerini konferanslar, danışm anlık ve b a s ın y o lu ile yayarlar. Böylece yanlış bir beslenm e ve besin b ilg isin in tem eli atılmış olur. Bazıları yukarda belirtilen faaliyetlere ek o la ra k b a ­ zı özel karışım ve bileşim leri üretim i ile satışını d a k a ta rla r. B u tür karışım ve bileşimlerin katarakt, artirit veya k a n ser g ib i h a s­ talıklardan korunduğunu ileri sürerler. B azıları b irta k ım ö z e l y i­

* C o m p o s itio n o f F o o d s. A g ricu ltu re H a n d b o o k . N o . 8 U S D A . W a s h in g to n , D.C. 1963.

(5)

yeceklerin yenmesiyle hipertansiyon, kalp, diyabet, anemi gibi has­ talıkların iyileşeceğini iddia ederler (1,2,6,7).

Besin Şarlatanlığı

Ellerindeki m ucize yaratan ürünleri satmak için değişik yol­ lar deneyen kim seler genellikle şu yöntemleri izlerler.

1. Bu kim selerin iddia ettiklerine göre çok işlenmiş toprakta yetiştirilen yiyeceklerin besin değeri düşük olur. Böyle besinleri tüketen kişilerin diyetleri yetersizdir. Bu nedenle bu tür diyetler m alnütrisyona yol açarlar. Çok işlenmiş toprakların fakirliği orga­ nik gübreler kullanm akla önlenebilir (2,6,8). Ancak bu iddia bi­ limsel gerçeklere uymaktadır. Çünkü tarımsal ürünlerin büeşim, şekil ve büyüklüklerini kalıtımsal etmenler kontrol ederler. Fakir topraklar az ürün verirler, fakat bitkinin besin değerini — iyod ve flü o r dışında — azaltmazlar. Aynı şey çinko, kobalt ve selen­ yum gibi elzem iz elem entler için de söylenebilir (9).

2. Y ine bu kişilerin iddiasına göre günümüzün hazır yiyecek­ leri aşırı b ir ç o k işlem lerden geçirildiklerinden, besin değerleri azalmakta, aşırı işlenm iş bu yiyeceklerin tüketimi malnütrisyona neden olm aktadır. Ne var ki, konserve yapımında büimsel yön­ tem lerin kullanıldığı, veya pastörize sürecinin sütü patojenlerden arındırdığı gerçeği b u kim selerce unutulmuş görünmektedir. Ayrı­ ca, kon serve ve pastörize süreçlerinin yol açtığı besin öğeleri kaybı da sanıldığı kadar yüksek değildir (10).

3. B esleyici yön den yetersiz düzenlenmiş diyetler tüm hasta­ lıkların nedenidir. Bu düşünceyi savunan kimselere göre toplum­ daki hem en herkes diyetle ilgili hastalıklardan yakınmaktadır. Bu düşünceye gö re orta halli bir kimsenin yeterli ve dengeli bir diyetle beslenm esi olanaksızdır. Norm al düzenlenmiş diyetler ise baza has­ talıkları önleyem ezler. Çünkü bu tür diyetlerde daima bir eksik­ lik vardır. B u eksikliğin giderilmesi, tamamlanması zorunludur

(2,6,8).

4. Subklinik yetersizliklerin tüm nedeni fakir topraklarda ye­ tişen değişik süreçlerden geçirilm iş ve ilaçlanmış yiyeceklerdir. As­ lında n orm al bir bireyin yaşamına herhangi bir aşamasında her­ hangi bir nedenle ağrı sızı duyabileceği, veya kendini yorgun hisse­ debileceği doğaldır. Bu belirtilerin gerçek nedenleri ancak yeterli ve uzm an b ir hekim tarafından bilimsel yöntem lerle ortaya çıkarı­ labilir (2,6,11).

(6)

Yanlış Beslenme İnançları İle Şartlatan lığın T eh likeleri Bunlar kısaca aşağıdaki b içim d e özetlen eb ilir.

1. Halkın, aslında sınırlı olan b e sle n m e b ilg isin i kötüye kullanarak, var olanı da azaltma.

2. Tüketiciye «İyileştirici» nitelikte ( ! ) b a z ı şeyleri satarak hastalığına kendi kendine tanı k oya b ileceğin e in a n d ırm a , ve kendi kendini iyileştirme yöntem ini yaym aya çalışm a.

3. Tüketiciyi «K endi kendinin d o k to r u o lm a » düşüncesine iterek tıbbi başvuruyu önlem eye çalışm a, ve b ö y le c e tıb b i tanıyı ge­ ciktirme. Bu ciddi hastalıkları iyileştirir d ü şü n cesin e h alkı inan­ dıracak bazı özel karışım ve b ileşim leri satm a yı d en em e. Satın alanda yanıltıcı bir güvenlik duygusu yaratm a. T ıb b i b a k ım ı engel­ leme.

4. Halkın gerçekte gereksinim d u ym a d ığı şeyleri yüksek fiatla satarak halkı aldatm a ve ek on om ik zarara so k m a .

Yukarda belirtilen ve halk sağlığını tehlikeye d ü şü ren bu uyarılara bazı örnekler verilebilir. Örneğin, b irta k ım ö n e m siz şika­ yetleri aşırı dozda retinol kullanarak kendi k en d in e iyileştirm eye çalışan bir kimyagerin hipervitam inozdan öld ü ğ ü r a p o r edilm ek ­ tedir (12). Beslenme inançları konusunda yapılan b ir araştırm ada ise, iyileştirici, sağlık verici nitelikte b ileşim ler, ve özel yiyecek ­ leri en çak satın alan grubun, toplum un eğitim dü zeyi d ü şü k , hiçbir beslenme eğitimi görm em iş, özellikle yaşlı ve dü şü k gelirli kesim i olduğubelirtilmektedir (13).

Bu Konuya Yaklaşım Ne O lm alıdır?

Beslenmeye ait gerçek ve temel bilgileri halk a ö ğ re tm e k ve halkı bu yolla eğitmekle yüküm lü kim seler an cak b u işin uzm an­ ları, yani diyetisyenlerle, ev ekonom isi uzm anları olm a lıd ır. R esm i bir beslenme eğitimi ve öğrenim i görm üş so ru m lu k işiler, b ire y ­ lerin besin gereksinimlerinin ancak yeterli ve d en geli b ir şekilde düzenlenmiş diyetlerle karşılanabileceğini bilir, ve halka b u n u ö ğ ­ retirler. Özel form üller ve bazı yiyecek türlerinin gerek siz ve p a ­ halı şeyler oldukları halka açık bir şekilde anlatılm alıdır. Tem as edilen kimselere gerçek beslenm e bilgisi a lab ilecek leri güvenilir kaynakların neler oldukları öğretilm eli, yanlış bilg ilerin ta n ım la n yapılmalıdır. Özel diyet gerektiren durum larda, örn e ğ in allerjik hastalıklarda bir yiyeceğin hangi seçeneklerinin k u llanılabileceği,

(7)

ancak bunun da uzm an bir hekim denetimini gerektirdiği gerçeği belirtilm elidir (2 ). Ayrıca, zayıflama rejim lerinin bilinçli ve bilim ­ sel b ir şekilde yapılm asının da sağlık açısından önemi anlatılma­ lıdır (14).

Güvenilir Bilgi K aynaklan

B eslenm e bilgisi yeni araştırmalar sonucu devamlı olarak deği­ şip, gelişm ektedir. Bu nedenle, araştırma sonuçlarının en çabuk ulaşacakları yerler en güvenilir kaynaklardır. Bu kaynaklar şöyle sıralanabilir.

1. Ü niversite ve fakültelerin Gıda, Beslenme, Diyetetik Gı­ da T ek n olojisi ve G ıda Bilim leri kürsü ve bölümleri,

2. Araştırm a Enstitüleri ve Kurumlan,

3. Sağlık kuru m larm da görevli uzman hekimler ve diyetis yenler,

4 C üluslar arası Beslenm e ve Sağlık Örgütlerinde görevli uz­ manlar.

Gazete ve m agazinler, kâr amacıyla yazılmış güncel kitaplar güvenilir ve gerçek bilgi kaynağı olamazlar (2,7). Ancak bilimsel

içerikli p rofesy on el yayınlar gerekli doğru bilgiyi verebilirler. A m erikan D iyetetik Derneği bundan yirmi yıl önce, halkı batıl ve yanlış beslen m e inançlarına karşı uyarmak amacıyla, bir b ro­ şür yayınlam ıştır. Bu broşürde geniş bir şekilde verilen doğru bilgiler bazı inançların ne denli boş ve temelsiz olduğunu ortaya

koym aktadır. Aşağıda bunlardan bazıları verilmiştir.

• Çiğ patates barsaklarda kıl kurdu yapmaz. Ancak kirli yi­ yecekler ve sağlık ve tem izlik koşulları yetersiz çevrelerde yaşama barsak parazitlerine neden olur.

• L im on suyu şekerin enerji değerini düşürmez, tadını azaltır. • R afine edilm em iş şeker pekmezi bazı mineral ve vitamin­ leri içerir, fakat anemi ve romatizmayı iyileştirmez.

• Y u m u rta kabuğunun rengi ile besleyici değeri arasında hiçbir ilişki yoktur.

• Y um urtanın çiğ ya da pişmiş şekli aynı derecede sindirilir. Sindirim i etkileyen etm en pişirme yöntemidir.

(8)

© Et, yumurta ve süt artiriti iyileştirm ez.

• Balık zekayı geliştirm ez. B a lıktak i f o s f o r et, tavuk, yu­ murta ve sütte de vardır.

• İstiridye, çiğ yumurta, yağsız et ve z e y tin cin se l gü cü ar­ tırmaz, ancak sağlıklı olm aya ya rd ım ed e rle r.

® Mental faaliyet için ek yiyeceklere g e re k y o k tu r .

• Etler doğru yöntem lerle p işirild ik leri s ü r e c e b e s le y ic i değer­ leri aynıdır.

• İstiridye ve bira birlikte k u llanılırsa z e h irle n m e yapm az. • Tereyağı ile m argarinin en erji d e ğ e rle ri eşittir.

• Hiçbir sebze veya meyve, ya da b u n la rın su y u n u n (n ek ta r) herhangi bir hastalığı iyileştirici niteliği yo k tu r.

• Sebzelerle bu sebzelerden çıkarılan su la rın b e s in değerleri aynıdır.

® Sebze ve m eyveler uzun süre p işirilirse m in e ra l v e vitam in kaybına uğrarlar. Fakat her ikisini çiğ old u ğ u gibi, p iş m iş yem ekte de bir sakınca yoktur.

• Konserve, çiğ veya pişm iş sebze ve m e y v e le rin b e sin de» ğerleri birbirine çok yakmdır. Y eter ki d oğru ve u y g u n yö n te m le rle işlenmiş olsunlar.

• Poliomyelit nedeni bir virüstür, herhangi b ir y iy e ce k d e ­ ğildir.

• H om ojene edilmiş süt tam yağlı süttür. S ü tteki y a ğ m o le ­ külleri, yüksek basm çla çok küçük p a rça cık la ra a yrıldığın dan , tekrar birleşemez ve sütün üzerinde toplanam azlar.

• Ateşli hastalara süt verilebilir. • Süt kabızlık yapmaz.

• Su kilo yapmaz, çünkü enerji değeri y o k tu r. • Greypfrut suyu kanseri iyileştirm ez.

• Şarap kan yapmaz.

• D oktor gerek görm edikçe vitam in h apları a lm a y a gerek yoktur.

(9)

ö Zayıflam ak için aç kalmak yanlış bir yöntemdir.

® K ızarm ış ekm ekle, kızarmamış ekmek arasında enerji de­ ğeri bakım ından b ir ayrılık yoktur. Kızarmış ekmek suyunu yitir­ m iştir. Suyun ise enerji değeri yoktur.

© H içb ir yiyeceğin tek başına zayıflatıcı etkisi yoktur (15). S on u ç ve Özet

H alkın, yanlış ve batıl beslenme inanç ve alışkanlıklarına karşı, uyarılm ası ve korunm ası gerekmektedir. Sağlık ve Sosyal Y adım Bakanlığının ilgili kuruluşları, Besin Kontrol ve Araştır­ m a K u ru m ve Enstitüleri Hızsısıhha Enstitüleri etkili ve devamlı bir şekilde halkı b u konuda uyarmalı, ve yanlış yayınlarla rek­ lam ların denetim i yapılmalıdır.

Tıp, sağlık, beslenm e ve gıda bilimleri alanındaki uzmanla­ rın beslen m e yayınları ve reklamlarda kullanılan tümcelerin doğru lu k dereceleri ile yanlış yoruma uygun olmalarını ayırıp, halkı aydınlatm aları gerekmektedir. Gerekirse radyo ve televizyon bu am açla kullanılm alıdır. Ancak bu önlemlerin yardımı ile hal­ ka daha d oğru ve sağlıklı bir beslenme bilgisi ve eğitimi verile­ bilir. B öy lece tüketicinin sağlığı ve parası korunmuş, bilimsel gerçeklerin yanlış yorum larla kâr amacı uğruna kullanılması ön­ lenm iş olacaktır.

S u m m a r y

F o o d fa lla c ie s , a n d d a n g ers o f fo o d faddism and quackery are discuased. S o u r c e s o f re lia b le n u tr itio n in fo rm a tio n and the im portance o f p rotection o f p u b lic h e a lth , th e w a y s o f co n trollin g the dengers o f fo o d fad d ism are a lso d e s c r ib e d

KAYN AKLAR

1. O ls o n , R .E . : F o o d F a d d ism — W hy? Matr, Rev. 16 : 97, 1958.

2. M a rtin , E . A. : N u tritio n in A ction, H olt, Rinehart and w in stn o. NeW- y o r k . p . 231, 1965.

3. M ite h e ll, H . S. : F o o d — The Y ea rb ook o f A gricalturs. W ashington, D. C., USD A. p . 660, 1960.

4. B a y sa l, A. : B e sle n m e . H a cettep e Ü niversitesi Y ay. A. 13. s. 366, 1975. 5. L a r r ic k , G. P . : T h e N u tritiv e A dequacy o f O ur F o o d Su pply. J. Am.

(10)

6. Jassen , M .F .: F o o d Q u a ck ery — A la w E n f o r c e m e n t P r o b le m . J. Am . D istet. A sso c. 3 6 : 110, 1960.

7. K o lo ğ lu , S . : D iyet ve D iy et U zm a n ın ın T ıb b i T e d a v id e k i Ö n e m i, B e s­ le n m e ve D iyet D ergisi. 5 : 1, 1976.

8. E ngel, R. w . : F o o d F a d im s. M u tr. R e v. 17 : 353, 1959.

10. G risw old, R. M . : T he E x p e r im e n ta l S tu d y o f F o o d s . H o u g h t o n M ifflin Com pany. B oston , p. 216, 1962.

11. R ountree, J. L , an d T in k lin , G. L. : F o o d B e lie fs a n d P r a c t ic e s o f S e le c te d Sen ior Citizens. T he G e ro n to lo g is t. 15 : 537, 1975.

12. Leitner, Z. A., M o o re , T . a n d S h a rm a n , I. M . : F e ta l S e l f — M e d ica - tion w ith R etin ol an d C a rro t J u ice , P r o c . o f M u tr . S o c . 34 : 44, 1975. 13. Jalso, S. B „ B u m s , M . K ., a n d R iv e rs , J. M . : N u t r it ic n a l B e lie f s and

P ractices. J. Am. Distet. A sson . 47 : 263, 1965.

14. E kinciler, T . : Ş işm an lık, T a n ım ı, Ö n le n m e si v e T e d a v is i. B e s le n m e ve Diyet Dergisi. 1 : 93, İ972.

15. F ood Facts T alk B a ck : F o o d In fo r m a t io n , F a lla c ie s a n d F a c t s ( b o o k l e t ) . Chicago : T he am . D istet. A sso c. 1957.

Referanslar

Benzer Belgeler

· 1.2 Maddenin veya karışımın ilgili tanımlanmış kullanımları ve tavsiye edilmeyen kullanımları Daha başka önemli bilgi mevcut değildir.. · Maddenin Kullanımı

· 1.2 Maddenin veya karışımın ilgili tanımlanmış kullanımları ve tavsiye edilmeyen kullanımları Daha başka önemli bilgi mevcut değildir.. ·

AMAÇ: Kocaeli İli Muammer Dereli Fen Lisesinde Beslenme Dostu Okul Programının, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam uygulamaları ile öğrencilerin, velilerin ve

Yukarıda detaylandırılan tarife çerçevesinde, Gana Akaryakıt Enerji Santrali’nin 2018 yılı FAVÖK beklentisi 11 Mayıs 2017 tarihinde santral henüz 192 MW kurulu

· Sınıflandırma için önemli olan LD/LC50 - değerleri (toksikolojik deney değerleri) 72623-86-0 yağlama yağları (petrol), C15-30, hidrojenle muamele edilmiş nötr

Güvenlik bilgi formu ile ilgili daha fazla soru için, lütfen www.alfalaval.com adresinde veya güvenlik bilgi formunun sonundaki bölüm 16 "Diğer Bilgiler"de

Cinsleri aynı, miktarları farklı maddeler eşit ısı aldığ ında; miktarı az olan maddenin sıcaklığ ı çok, miktarı çok olan maddenin sıcaklığ ı az

STOT RE 2 H373 Uzun süreli veya tekrarlı maruz kalma sonucu organlarda hasara yol açabilir.. Aquatic Chronic 3 H412 Sucul ortamda uzun süre kalıcı,