• Sonuç bulunamadı

Eski Türk mitoloji ve destanlarına göre Türklerde Anahanlık'ın (Anaerkillik) ve Samanizmle ilişkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Eski Türk mitoloji ve destanlarına göre Türklerde Anahanlık'ın (Anaerkillik) ve Samanizmle ilişkisi"

Copied!
215
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

TARĠH ANABĠLĠM DALI

TARĠH BĠLĠM DALI

ESKĠ TÜRK MĠTOLOJĠ VE DESTANLARINA GÖRE

TÜRKLERDE ANAHANLIK’IN (ANAERKĠLLĠK) VE

ġAMANĠZMLE ĠLĠġKĠSĠ

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

DanıĢman

Dr. Öğr. Üyesi Sefer SOLMAZ

Hazırlayan

Habibe KARAKAYA

(2)

I T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bilimsel Etik Sayfası

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı Habibe KARAKAYA Numarası 134202001011 Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Tarih

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tezin Adı Eski Türk Mitoloji ve Destanlarına Göre Türklerde Anahanlık‟ın (Anaerkillik) ve ġamanizm‟le ĠliĢkisi

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranıĢ ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalıĢmada baĢkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

II T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı Habibe KARAKAYA Numarası 134202001011 Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Tarih

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı Dr. Öğr. Üyesi Sefer SOLMAZ

Tezin Adı Eski Türk Mitoloji ve Destanlarına Göre Türklerde Anahanlık‟ın (Anaerkillik) ve ġamanizm‟le ĠliĢkisi

Yukarıda adı geçen öğrenci tarafından hazırlanan “Eski Türk Mitoloji ve Destanlarına Göre Türklerde Anahanlık (Anaerkillik) ve ġamanizm‟le ĠliĢkisi” baĢlıklı bu çalıĢma 27/06/2019 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

(4)

III ÖN SÖZ

Ġnsanlık tarihinin ve en eski yazılı tarih metinlerinin, en güvenilir kaynağı mit ve mitolojilerdir. Destanlar ise, bir milletin hafızası, kıymetli kültür hazinesidir. Toplumun ortak hafızasını meydana getiren mit ve destanlar; dini inanıĢlar, sosyo-kültürel hayat gibi konularda ana kaynakları oluĢturmaktadır. Türkler doğa ile baĢ baĢa kaldıklarında cevabını aradıkları soruları, sosyo-kültürel hayattaki gerçeklikler ile tamamlamıĢlar ve dini inanıĢlarında bu gerçeklikleri kutsal kılmıĢlardır. Ġptidai dönemde kadın egemen yapının hâkimiyeti, doğanın var oluĢunda ve destanlarda “diĢilik” motifini kullanmaya olanak tanımıĢtır. Tanrı düĢüncesi, erkek- kadın tipinde yerini almıĢtır. Gök ve Yer arasında Tanrı ve Tanrıça evrimi zaman içinde gerçekleĢmiĢtir. Kadın, insan hayatının baĢlangıcı, toplumsal hayatın en kutsal varlığıdır. Üstlendiği sorumluluk ve görevler itibariyle Türk toplumunda kutsallığını korumuĢtur.

Türk tarihinde muamma sayılabilecek konulardan birisi hiç Ģüphesiz ġamanizm‟in kökeni ve Anahanlık bağlantısıdır. Elimizdeki mevcut kaynaklar, bu iliĢkiyi aydınlatacak nitelikte değildir. Konumuzla ilgili tüm çalıĢmalar yakınçağda oluĢturulduğu için daha çok güncel değerlendirme ve genellemeler yapılmıĢtır. Bu bilgiler ıĢığında da kesin yargılara varmak zorlaĢmaktadır. Tüm bunların yanında ġamanizm‟in kökeni ve Anahanlık arasındaki bağlantıyı ortaya çıkaracak müstakil bir çalıĢma bulunmadığından, bu konuyla ilgili bilinmeyenleri ortaya koymaya çalıĢtık.

ĠĢte bütün bunlardan dolayı bu çalıĢmada Türk toplum yapısının geçmiĢine ıĢık turtan mitoloji ve destanlar bağlamında kadın tipleri incelenerek ve Türklerde Anahanlık ve ġamanizm‟in kökeni arasındaki bağlantılar ortaya konularak, Türk Anahan kadınlar gün ıĢığına çıkarılmaya gayret sarfedilmiĢtir.

Bu çalıĢmamız üç bölümden oluĢmaktadır. Birinci bölümde Türk Mitolojisi ve Destanlarında Kadın konusu ele alınmıĢ ve burada kadın tipleri üzerinde durulmuĢtur.

Ġkinci bölümde, Eski Türklerde Anahanlık (Anaerkillik) yapısı ve tarihsel süreci üzerinde durularak, Türklerde Anahan kadın olarak nitelendirebileceğimiz

(5)

IV

ve Anahan Hükümdarlığın özelliklerini taĢıyan, Türk kadın hükümdarlarımız incelenmiĢtir.

Üçüncü bölümde ise, eski Türk toplumlarında ġamanizm ve öğeleri değerlendirilerek, Kadın ġamanlar ve Ġlk Ģamanlar doğrultusunda, ġamanizm ve Anahanlık bağlantısı ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır.

Beni böyle bir çalıĢmaya yönlendiren ve bu esnada her türlü yardımlarını esirgemeyen ve her daim zaman ayırıp emek harcayan değerli danıĢman hocam Dr. Öğr. Üyesi Sefer SOLMAZ‟a teĢekkürü bir borç bilirim. Ayrıca bu çalıĢma sırasında çeĢitli yönlerden yardımlarını gördüğüm Prof. Dr. Mustafa DEMĠRCĠ, Prof. Dr. Birsel KÜÇÜKSĠPAHĠOĞLU, Prof. Dr. Mehmet Ali HACIGÖKMEN ve Prof. Dr. Kemal ÖZCAN‟a müteĢekkir olduğumu ifade etmek isterim.

(6)

V T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı Habibe KARAKAYA Numarası 134202001011 Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Ortaçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı Dr. Öğr. Üyesi Sefer SOLMAZ

Tezin Adı Eski Türk Mitoloji ve Destanlarına Göre Türklerde Anahanlık‟ın (Anaerkillik) ve ġamanizm‟le ĠliĢkisi

ÖZET

GeniĢ bir coğrafi hâkimiyet alanına sahip olan Türkler; çeĢitli kültür unsurlarıyla birlikte, farklı iktisadi faaliyetlerde de bulunmuĢlardır. Sosyo-kültürel ve iktisadi yapının farklılığını mit ve destanlarda da görmekteyiz. ġamanizm‟de olduğu üzere Kadın egemenliğine dayanan bir baĢlangıç, sonraki dönemlerde erkek egemen toplum yapısına kendisini bırakmıĢtır. Kadın; Ulu Ana‟dan Ötügen ile Vatan Kültü‟ne, ġamanizm‟de de göksel bir Ģaman iken, yer altı dünyasına görevlendirilmiĢtir. Türk toplumunun, kültür hazinesini oluĢturan ġamanizm, kuzeyde anaerkil toplum yapısını meydana getirirken, bozkırlarda Tengricilik merkezinde topluma etki etmiĢtir. ġamanizm‟deki kutsallık bölgelere göre değiĢim göstermektedir. ġamanizm Tayga ormanlarıyla kaplı Kuzey Sibirya‟da doğa karĢısında savunmasız olan insan için, koruyucu bir zırh görevi üstlenmektedir. Atlı süvari devrimiyle ve demircilik mesleğinin ortaya çıkmasıyla Bozkırda ġamanizm, Gök Tanrı dininin içinde mezhepsel görev yürütmüĢtür. Bu değiĢimler kadının hâkimiyet alanını da daraltmıĢtır. Toplumda tek baĢına söz sahibi olan, kutsallığı tek baĢına taĢıyan kadın, yalnızca evinin kutsalı, bazı bölgelerde de Ģeytani vasıfları bulunan kötü-kara ruh sahibi olarak kabul edilmiĢtir. Yönetme gücünün el değiĢtirmesi hem ġamanizm‟i hem de kadın yapısını etkilemiĢtir.

Anahtar Kelimeler: Tanrıça, Ana, ġaman, Kültür, Anaerkil, Anahan Yer-sub, mit, destan, Ötügen

(7)

VI T. C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü Ö ğr enc inin

Adı Soyadı Habibe KARAKAYA Numarası 134202001011 Ana Bilim / Bilim

Dalı Tarih / Ortaçağ Tarihi

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora

Tez DanıĢmanı Dr. Öğr. Üyesi Sefer SOLMAZ

Tezin Ġngilizce Adı According to Ancient Turkish Mythology and Epics the Relation of Matriarchy to Shamanism in Turks

ABSTRACT

Turks, who dominated large territories, engaged in different economic activities together with various cultural elements. These economic differences revealed the position of women in society. While the hunting-gathering Turks had a religious and mythical matriarchal structure, the agriculturist Turkish society, which possessed steppe economy, provided the environment for the formation of the male-dominated society structure by realizing the state formation process. Geographically the difference between north and south was reflected in the myths and sagas. The Great Mother Motif that created the world first was a male ancestor in the south. Although in the belief systems which shaped humans‟ spiritual world, the most powerful women shamans and goddesses were in the north, males took over these duties from them when they started to forge and shape iron and the concept of ownership occurred in the south. In the conflicts between the sexes, as a result men‟s acquiring the dominance based on the physical power, women were left into the underworld in the myth and belief systems. While women were the centre of the society and sustained the descendants in the hunter-gatherer economy, as a result of the production of agricultural equipment and the concepts such as herd ownership caused women to care for children at home. While it was the Great Mother motif that gave life to the soil, it turned into the cult of Yer-sub, the protector of the soil and preserved its importance. This situation was an important reason why woman motif formed the alp woman type as the protector and assistant of man in the sagas.

Keywords: Goddess, Mother, Shaman, Culture, Matriarchal, Matriarchy , Yer-sub, Myth, Saga, Ötügen

(8)

VII KISALTMALAR

age. : adı geçen eser agm. : adı geçen makale agt. : adı geçen tez

AÜĠFD : Ankara Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi

AÜDTCFD : Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi

bk. : bakınız çev. : çeviren C. : Cilt haz. : hazırlayan MÖ. : Milattan Önce s. : sayfa S. : Sayı ts : tarihsiz TTK : Türk Tarih Kurumu

TDAV : Türk Dünyası AraĢtırmaları Vakfı yay. : yayını, yayınlayan

(9)

VIII

ĠÇĠNDEKĠLER

Bilimsel Etik Sayfası ………....………..i

Tez Kabul Formu ………..………… ii

Ön Söz ………...…. iii Özet ………...………… v Summary ………...……..……… vi Kısaltmalar …….………..………..…...vii Ġçindekiler ………...………….…………. viii GĠRĠġ ………...…………...…. 1

I.KONUNUN ÖNEMĠ VE SINIRLANDIRILMASI ……… 5

II.TAKĠP EDĠLEN TEKNĠK VE METOTLAR ………...…...……….. 5

III. KAYNAK VE ARAġTIRMALAR ……….. 6

IV. MĠTOLOJĠ NEDĠR ……… 11

V. DESTAN NEDĠR? ... 12

BĠRĠNCĠ BÖLÜM TÜRK MĠTOLOJĠ VE DESTANLARINDA KADIN TĠPOLOJĠSĠ A. Türk Mitolojisi ………...………..…………...……... 13

II. TÜRK MĠTOLOJĠSĠNDE KADIN TĠPLERĠ …………..………..…. 14

A. Kara Tösler( Kötü DiĢi Ruhlar) ……….………..….…….. 16

1. Abaası- Aba Ahi ………. 16

2. Adamcıl Kurt ……….. 16

(10)

IX

4. Erlik ……….………...………… 17

5. Huu Ġney ……….……… 19

6. Kara Umay ……….………. 19

B. Aruu Tösler (Ġyi DiĢi Ruhlar) ………. 19

1. Aan Alahçın Hatun ………. 19

2. Aan Arkıl Oyun ………....……….. 20

3. Aan Darhan Toyon ………...………….. 20

4. Ag Ana- Ak Ana ……….…...………. 20 5. Aleybanı ……….………...……….. 21 6. Ana Maygıl ……….………..……….. 21 7. Andarkan ……….……...………. 21 8. AteĢ Ruhu ………...……… 21 9. Apa- Ama ……….……….………….. 21 10. Ay ………. 21

11. Ayuuh Hatun- Ayzıt Hatun ……….………….. 22

12. Ġye Kııl- Ġje Kııl ……….………..………. 22

13. Hayvan Ana-Ana Hayvan ……….………..….. 23

14. Çay Ninesi- Su Anası- Su Ġyesi ……….……….……….. 23

15. Karı ……….……..……… 23

16. Kudu- Godu- Gode- Göde ………..……….. 23

17. Ötüken- Ötügen ………...………. 24

18. Sarı Ene- Sarı Eney ……….……….. 25

19. Sarı Kız- Sarı Albastı ………...………. 25

20. Saya- Sayacı ………..……… 25

21. Ulu Ana ……….………..……….. 26

(11)

X

23. Ülgen ……….………...………. 27

24. Yer Ana ……….………..………….. 29

A. Türk Destanları ………..……… 30

IV. TÜRK DESTANLARINDA KADIN TĠPLERĠ ……….….…..…… 32

A. YaratılıĢ Destanı ………..…..……… 34

B. Oğuz Kağan Destanı ……….…...……..…… 35

C. Bozkurt Destanı- Ergenekon Destanı ………..….. 36

D. TüreyiĢ Destanı ………..…………...……… 38

E. Er-Sogotoh Destanı ……… 39

F. Dede Korkut Destanları ………...………. 39

1. Dede Korkut Destanında Kadın Tipleri ……….……… 40

2. Dede Korkut Hikâyelerinde Kadın Tipleri ………..……...… 41

G. Ak Kağan Destanı ………...…..……… 44

H. Alanguva Destanı ……….………...…..………… 45

I. Kırk Kız Destanı ………...……….………. 45

Ġ. Manas Destanı ………...……….…….……… 45

ĠKĠNCĠ BÖLÜM ESKĠ TÜRKLERDE ANAHANLIK (ANAERKĠLLĠK) I. ANAHANLIK, YAPISI VE TARĠHSEL SÜRECĠ ……….. 50

A. Anahanlık Nedir? ... 50

B. Anahanlık‟ın Ortaya ÇıkıĢ Nedenleri ………...……… 53

C. Türk Devletlerinde Anahanlık ……….. 59

(12)

XI

a. Tomris Hatun ……….……….………….. 66

b. Kutluk Türkan Hatun-Terken Hatun ……… 69

c. ġafkat Al-Din PadiĢah Hatun ……….………….……….. 70

d. Süyün Bike Han ………...………. 71

e. Altun Can Hatun ………..………...……….. 72

f. Raziyye Begüm Sultan ………..……… 74

g. DilĢad Hatun ………....………. 75

h. Kurmancan Datka ………...……..… 76

ı. Bacıyan-ı Rum TeĢkilatı ………..……..… 79

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ESKĠ TÜRK TOPLUMLARINDA ġAMANLIK I. ġAMANĠZM, YAPISI VE TARĠHSEL SÜRECĠ ………..…….. 80

A. ġamanizm Nedir? ... 80

1. ġamanizm‟in Kökeni ve Ġlk ġaman ……….………..…..……. 81

2. Kadın ġaman ……….………..…. 96

3. ġamanizm Bir Din Midir? ... 109

B. ġaman (Kam) Kimdir? ... 115

1. ġamanların Görevleri ……….………… 117

2. ġamanın EĢyaları ……… 119

3. ġamanın Yardımcı Ruhları ………. 124

C. ġamanizm ile Anahanlık Arasındaki ĠliĢki ………. 125

1. ĠliĢkinin Kökenleri ve Tarihsel Süreci ……….………….. 125

a. Animizm ………...……….. 127

b. Totemizm ……….……….. 129

(13)

XII 1. Yer-Sub ve Tabiat Kültü ……… 134 2. Atalar Kültü ………..……….. 142 3. Ocak- AteĢ Kültü ………..……….. 145 SONUÇ ………...………….……….………. 151 BĠBLĠYOGRAFYA ………...……… 156 EKLER

(14)

1 GĠRĠġ

Tarihin en eski devirlerinden baĢlayarak, günümüze kadar ulaĢan büyük bir zaman sürecinde tarihe ve medeniyetlere yön vermiĢ olan Türk toplumu zengin ve köklü bir kültürün temsilcisi olmuĢtur. Zengin bir Türk kültür dairesi oluĢturarak, tarihi olayların, yaĢam tarzlarının, çeĢitli beĢeri ve doğa olaylarının zaman içerisinde toplum hafızasında Ģekillenmesiyle nesilden nesile aktarılan ve tüm Türk toplulukları içerisinde ortak bir düĢünce sistemi meydana getirmiĢtir.

Bir toplumun psikolojisini anlamak için onun dini inançlarını anlamak önemlidir. ġamanlığın en büyük özelliği nüfuz ettiği bölge halkının, ruh âlemine bürünme kabiliyetidir. Türk toplumunun yapısını ve psikolojisini de belirleyen en önemli unsur, yaĢam koĢulları ve coğrafyadır. Türkler yaĢam koĢullarının zorunluluğunu kabul etmeyerek konar-göçer yaĢam benimsemiĢlerdir. Türkler yaĢamlarını sürdürdükleri coğrafyalar içinde ekonomik, kültürel ve yönetim gibi farklılıklar da göstermiĢtir. Bu farklılıklar içinde din ve inanç sistemleri aynı kalmıĢ ancak erksel değiĢimler cinsiyet farkını meydana getirmiĢtir. Eski Türk toplumunda aile en küçük birim ve önemli sosyal yapıyı oluĢturmaktadır. Türk sosyal hayatı, aile ve akrabalık bağlarını korumaktadır. Kan bağı üzerine kurulmuĢ akrabalıklar Anahanlık (Anaerkil) ve Babahanlık (Ataerkil) döneminde değiĢime uğramıĢtır. Kadının iptidai dönemde soyun devamını sağlaması, erkeğin toplumsal ve fizyolojik etkinliğinin bilinmemesi gibi nedenler Anahan toplumları oluĢturmuĢtur. Anahanlık döneminde ailenin ve toplumun temelini kadın teĢkil etmektedir. Kadın erkeğinin yoldaĢı, çocukların annesi, soyun sürdürücüsü, hem de toplayıcılık görevini üstlenmesinden dolayı dini vasıflar ile de toplumda ön plana çıkmıĢtır. Türklerin yaĢadıkları farklı coğrafyalar içinde din ve inançları tek sığınakları olmuĢtur. Kadınlar kutsalda ilk sırada yer almıĢlar, soyun devamı annenin kan akrabaları üzerinden sürdürmüĢlerdir.

Altay kaya-mağara resimleri ve etnografik buluntular Türklerdeki dinsel bilincin kanıtı olarak ortaya çıkmıĢtır. Bu buluntular ilk Ģamanın kadın olduğu fikrini kuvvetlendirmiĢtir. Destanlar ve mitler içinde kadın merkezli yaratıcılık motifi, dini unsurlar ile süslenerek topluma ve günümüze aktarılmıĢtır. Öncelikli olarak Türk tarihi üzerine inceleme yapılırken coğrafi unsurlar birinci derecede

(15)

2

göz önüne alınması gerekmektedir. Türkistan coğrafyası tarafımızdan üçe ayrılarak incelenmiĢ ve genellemelerden kaçınılmıĢtır. Kuzeyde buzullarla kaplı araziler, yüksek dağlar, avcı toplayıcı iktisada sahip ekonomik yapı, tahta veya taĢ aletler kullanılmıĢ, iptidai doğasal inançlara bağlı bir toplum yapısı karĢımıza çıkmaktadır. Orta KuĢakta, uçsuz bucaksız bozkır kuĢağı karĢımıza çıkmaktadır. Kısıtlı ve mevsimlik tarım yapılabilecek araziler, tamamıyla hayvancı iktisada sahip konar-göçer bir yapıdadır. Demir, bakır ve tunçtan aletlerle karĢılaĢtığımız alan burasıdır. Büyük Bozkır Ġmparatorluklarına ev sahipliği yapmıĢtır. Güneyde ise; daha ılıman iklim yapısı ve tarımcı iktisada sahip toplum yapısı vardır. YerleĢik yaĢam oldukça yaygındır. Ġnanç sistemleri ve dini boyutta değerlendirme yaptığımızda, kuzeyde doğa ile iç içe yaĢam ve ilkellik her vardır. ġamanizm, totemizm, animizm ve anaerkillikle ilgili pek çok delil bu bölgede yer almaktadır. Orta kuĢak olarak adlandırdığımız güce dayalı büyük bozkır imparatorluklarını kurmuĢ olan bozkır kuĢağı ele alınmıĢtır. Demir aletler, silahların üretimi baĢlamıĢ ve at evcilleĢtirilmiĢtir. Demirin kullanımıyla eyer takımı da kullanılmaya baĢlanmıĢtır. Güce dayalı devletlerle birlikte, inanç dünyasında da tek bir yaratıcı Gök Tanrı‟nın varlığı ġamanizm‟le birleĢtirilmiĢtir. Büyük devletler kuran bozkır kültürü üzerine yapılan tüm incelemelerde ġamanizm‟in bir din olarak görülmesinin nedeni bu büyük devletlerden dolayıdır. Tengricilik ve ġamanizm inanç sistemi birbirinden ayırt edilememiĢtir.

Güneye bakıldığında Çin, Budizm, Lamaizm gibi iklimsel yumuĢaklıkla birlikte, Tengricilik- ġamanizm karıĢıma uğramıĢtır. Yeni dini oluĢumlar ortaya çıkmıĢtır. Kuzeyde coğrafi olumsuzluklar klan, kabile olarak toplumsal örgütlenmeyi meydana getirir. Anaerkil yapı söz sahibidir. Orta kuĢakta Ataerkil yapı söz sahibidir. Büyük devlet kurmuĢ olan Türk halkları, boy, bodun, urug, uguĢ gibi toplumsal örgütlenme oluĢturmuĢlardır. Güneyde yukarıdaki kuĢaklara göre daha ılıman iklim tipi, toplumu yerleĢik yaĢama adapte etmiĢ, yerleĢik tarım faaliyetlerine yöneltmiĢtir. Çin etkisinden toplum daha çok ticaretle uğraĢmıĢtır.

Ġnancın bölgesel farklılık göstermesinde coğrafya birincil etmendir. Kuzeyde doğayla baĢ baĢa kalan insan, dağın ardını bilmez, denizi ya da göllerin içini bilemez. Doğaya karĢı daima savunmasızdır. Doğada hayatta kalabilmek için bilmediklerini anlamlandırmak, kural ve yasakları doğanın gücüne karĢı koymak

(16)

3

zorundadır. Kural koyan insanlardan çok doğadır. Ġnsanlar arasındaki örgütlenme coğrafi Ģartlardan dolayı, birbirinden uzak alanlarda klan ve kabilelerce küçük topluluklarca sağlanmaktadır. Burada totem ve Ongonlarla toplumsal kurallar sağlanmaya çalıĢılır. Dinden çok inanç sistemleri hâkimdir.

Orta kuĢakta bozkırda Tengriciliğin merkezi olmasının nedeni güce ve hakimiyete dayalı büyük devletlerin kurulmasıdır. Tek devlet, tek güç, tek olan tanrı tarafından sağlanmalıdır. Orhun yazıtlarında da yer aldığı üzere, “Tengri teg, tengride kut bolmıĢ Türük Bilge Kağan”sözünde de olduğu gibi yeryüzünün tek kağanı, gökyüzünün de tek tanrısına karĢı sorumludur. Töre ve kuralları, yasakları belirleyen tanrıdır. Tengricilik içine ġamanizm inanç sistemi olarak yerleĢtirilmiĢtir. Tanrı, tanıça-ilahe ve ruhlar Tengricilik içinde ĢekillendirilmiĢtir. Kural-emir- yasak Tengri kurallarına çevrilmiĢtir. Orta kuĢakta insanlar güçlü, devletler güce dayalı, güçsüz olan itaat etmek zorundadır. Ancak kuzeyde coğrafya daha güçlüdür. Bundan dolayı insanlar doğaya karĢı inanç sistemleriyle hayatta kalmak zorundadır.

Türklerin hâkim oldukları coğrafya göz önünde bulundurulduğunda, uçsuz bucaksız Asya Bozkırlarından, Sibirya‟nın kuzeyindeki pek çok bölgeyi içine almaktadır. Sibirya‟daki dağlık Tayga ormanları, Ġç Asya bozkırların geniĢ ovaları, güneyde ılıman iklime sahip verimli topraklar geniĢ bir yelpaze içinde dinsel, ekonomik olanaklar ve erksel farklılıklarla ortak kültürü meydana getirmiĢlerdir. Totemler, Ongonlar, Tösler, ġamanların cinsiyet evrimleri hepsi coğrafi olarak ĢekillenmiĢtir. Avcı- Ormancı iktisada sahip Türkler Anahan iken, Bozkırlarda Hayvancı- çiftçi Türkler Babahan‟dır. Bu ekonomik yaĢam din ve inançlardaki erki de belirlemiĢtir. Sosyo ekonomik yapının değiĢimi kadınları geri planda tutarak, erkeğin yardımcısı konumuna getirmiĢtir. Kuzeyde ilahe, tanrıçalar ve Ģamanlar kadınken, Asya bozkırlarında ġamanlar ve Tanrılar erkektir.

Animizm merkezli/temelli birçok inançta iyi ruhun karĢısında yer alan özellikle kadınlara ve çocuklara zarar veren bir kötü ruh olduğu düĢünülen bu kötü ruhun ilk dönemlerdeki fonksiyonunun çok farklı olduğu kadınların, çocukların hatta hayvan yavrularının koruyucu iyesi olduğu tanrısal özellikler

(17)

4

taĢıdığı, bir Ulu Ana metaforuyla anlamlandırıldığını görmekteyiz. Bu kategorideki iyelerin en çok bilineni ve KaĢgarlı‟nın ifadesiyle tapılanı Umay idi.1

Arkeolojik araĢtırmalar, Türklerin yaĢadığı yerleĢim yerlerinden elde edilen bulgular, ilk aile yapılanmamızın ataerkil değil de anaerkil bir yapı olduğunu göstermektedir. Henüz demirin silah yapımında kullanılmadığı dolayısıyla avcılığın geliĢmediği toplumlarda erkekler pasif, geri planda, kadınlar, toprakla uğraĢarak ekip biçme iĢlemini gerçekleĢtirdiği dönemlerde etkin/aktif konumdadır. Dede Korkut Hikâyelerinde de anlatıldığı gibi evin direği olarak kadın ön plana çıkmaktadır. Ataerkil bir evrilme sonucu günümüzde evin direği kadından erkeğe geçmiĢtir. Bugün Anadolu‟da evimin direği denilince evin erkeği anlaĢılmaktadır.2

Anahanlık ve ġamanizm konusu itibariyle Türk araĢtırmacılarının son dönemlerde fazlasıyla dikkate aldığı bir konudur. Önceki dönemlerde yapılan çalıĢmalarda kaynak azlığı ve var olan kaynakların tercümesi konusunda yetersizlik yaĢanmasından dolayı kapsamlı çalıĢmalar yapılamamıĢtır. Ortaya konulan eserlerde objektif olunamayarak, subjektif değerlendirmeler yapılmıĢ ya da yok sayılmıĢtır. Anahanlık ve ġamanizm‟in kaynağını aydınlatacak önemli kaynaklar, M.Ö. yapılmıĢ olan Altay kaya resimleridir. ÇalıĢmamızda kaya resimleri ile birlikte, Türk destan ve mitleri içinde yer alan kadın motifleri de değerlendirilerek, bulunduğu topluluğun kılıfına giren ġamanizm incelenecektir.

Destan ve mitler meydana geldiği toplumun ve dönemin sosyal, fikri ve felsefi anlayıĢını yansıtmaktadır. Destan ve mitolojide ideal insan tipini oluĢturan kahramanlar, içinde bulundukları dönemin değer yargılarını ortaya koyarak, sonraki dönemler için yol gösterici olmuĢtur. Destanlarda iĢlenen konular çoğunlukla topluma rehber, dolaylı yoldan eğitim veren değer yargılarıdır. Toplumun merkezinde yer alan aile kurumu Türk destan geleneği içinde oldukça önemli yer edinmiĢtir. Mitoloji içinde ise kadınlar doğurganlık yetileriyle birlikte dünyanın varoluĢundaki gizemi kaldıran kiĢilerdir.

Türk sosyal hayatının temelini oluĢturan ve kültürel yapı içinde büyük öneme sahip en kutsal birim olan ailenin vazgeçilmez unsuru, kuĢkusuz kadındır.

1 Birol Azar, “Ulu Ana‟dan Albastıya DeğiĢim/DönüĢüm Sürecinde: Umay”, Külliyat- Osmanlı

Araştırmaları Dergisi, (2019), s. 2.

2

(18)

5

Kadın; anne, eĢ, abla vs. unvanlarla aile içinde olduğu kadar “kadın” kimliği ile de Türk toplumunda önemli bir konumun sahibidir. Türk milleti için kadın sosyal ve kültürel bakımdan oldukça önemli bir varlık olarak telakki edilmiĢtir. YaradılıĢ mitinde Tanrı Ülgen‟e âlemi yaratma ilhamını veren Ak Ana, bir kadındır.

Kadın Türk düĢünce hayatında soyut değerler silsilesinin somut varlıklar haline dönüĢtürülmesinde yararlanılan ilham kaynağıdır. Türk toplumunda kadın, bazen aile reisi ama her zaman Türk evinin direği, erkeğin vefalı arkadaĢı, en önemlisi de Türk çocuklarının annesidir. Bu nitelikler, kadına büyük değer verilmesine ve destanlarda ilahî bir varlık olarak ortaya çıkmasına vesile olan en önemli etkenlerdir.

I. KONUNUN ÖNEMĠ VE SINIRLANDIRILMASI

Ülkemizde Türklerde Anahanlık(Anaerkillik) üzerine müstakil bir çalıĢma bu zamana kadar yürütülmemiĢtir. Bunun nedenine baktığımızda araĢtırmacılarımızın Türklerde yalnızca Ataerkil (Bababan) bir yapıya sahip oldukları fikrini özümsemektendir. Anahanlık üzerine detaylı tüm çalıĢmalar, batılı tarihçiler ve sosyologlarca yapılmıĢtır. Ancak Türk kültürü ve tarihi göz önüne alınarak Türklerde Anahanlık ve ġamanizm Kökeni üzerine çalıĢma yapılmamasından dolayı böyle bir konu üzerinde çalıĢma yürütülmüĢtür.

Bir milletin yapısını, ruhunu anlayabilmek için inanç sistemlerini, dinlerini bilmek gerekmektedir. Türklerde Anahanlık sistemini ve kadının toplum içindeki konumunu anlayabilmek için mit ve destanlardaki kadın motifini de bilmemiz gerekmektedir. Anahanlık sistemini anlamlandırabilmek ve kökenine dair fikir yürütebilmek için ġamanizm‟i ve kaynağını da anlamamız gerekmektedir. Toplumun Ģekillenmesi, ekonomik sistemlerin geliĢmesiyle doğru orantılıdır. Türk toplumunun iktisadi yapısı, kadının toplumsal konumunu da belirlemiĢtir. Bundan dolayı arkeolojik buluntular ve Kaya resimleri kadının, Anahan-Ulu Ana- Tanrıçalık süreçlerinin açıklanması için önemlidir. Ġnsan hayatının baĢlangıcı olan kadının, Türk toplum yapısındaki konumu, Ġptidai dönem ve erkek egemen toplum yapısı sürecinde mit- destan ve ġamanizm bağlamında değerlendirilecektir. Türklerde Anahanlık dönemi üzerine yeterli akademik çalıĢmaların bulunmaması ve bu eksikliğin giderilmesi için böyle bir çalıĢmanın yapılması amaçlanmıĢtır. Bu çalıĢma ile Anahan Türk kadınların, toplumun hâkimiyetini elinde tutan yöneticilikten, Ulu Ana motifi olarak yaratıcılık vasfının

(19)

6

kutsanması ve Kadın Ģamanlık kurumunun baĢına gelmesi sürecinin ortaya konulması amaçlanmıĢtır.

II. TAKĠP EDĠLEN TEKNĠK VE METOTLAR

Eski Türk toplumlarında Anahanlık yapısının anlaĢılabilmesi için öncelikli olarak, toplumun canlı hafızası olan mit ve destanların üzerinde durulmuĢtur. Mit ve destanları Ģekillendiren iktisadi yapı değerlendirilerek, ġamanizm‟in kökenine olan etkileri incelenmiĢtir. Dini inançların büyük oranda etki ettiği mit ve destanlar, toplum hafızasını ilk günkü gibi canlı tutmuĢtur. Bundan dolayı ġamanizm ve Anahanlık iliĢkisi incelenirken Türk mitolojisi ve Türk destanları üzerinde çalıĢma yürütülmüĢtür. ġamanizm‟in ve ilk Ģamanların görüldüğü çağ, Paleolitik dönemdir. Bu dönemden baĢlanılarak, Geç Demir Çağına kadar yapılmıĢ olan arkeolojik çalıĢmalar değerlendirilmiĢ ve konumuz olan ġamanizm, Anahanlık, Kadın Ģamanlık kurumuyla ilgili arkeolojik veriler değerlendirilmiĢtir. Toplumda büyük değiĢimlere neden olan madenlerin kullanımı, ekonomik yapının yeninden Ģekillenmesine olanak sağlamıĢtır. Bu ekonomik değiĢimler, inanç sistemlerinde kutsallık kavramının da yerini değiĢtirmiĢtir. Bunların yanı sıra; Kadın kutsallığı ile baĢlayan iptidai inanç sistemi, Türk din yapısı arasındaki iliĢki, Türklerin Bozkır Ġmparatorlukları kurması sürecindeki geliĢmelerle dengeli bir Ģekilde Türklerde ġamanizm ve Anahanlık iliĢkisine yer verilmeye çalıĢılmıĢtır.

III. KAYNAK VE ARAġTIRMALAR

Mit ve destanlar sözlü kaynak ürünü olmasından dolayı bölgesel benzerliklerin yanında farklı motifler de barındırmaktadır. Türk milleti tarih sahnesine çıktıkları andan itibaren konargöçer bir yaĢam sürmelerinden dolayı çok fazla yazılı bir kaynak bırakmamıĢlardır. Ancak taĢlar ve kayalar üzerine iptidai dönemden itibaren yaĢam Ģekillerine ait resimlerle deliller bırakmıĢlardır. Yapılan arkeolojik çalıĢmalar sonucunda elde edilen buluntular ve kaya resimleri konumuz için önemli kaynaklardandır. Yakınçağda Orta Asya üzerine yapılan seyahatlerde, araĢtırmacıların saha çalıĢmaları, ġamanizm için modern araĢtırmalara kaynaklık etmektedir. Bu çalıĢmalar, ġamanizm‟in gizemli yönlerini ortaya çıkarmıĢtır. ġamanizm‟in kaynak boyutu yakınçağda oluĢturulduğu için, ġamanizm‟in kökenine dair bilgilere ve Türk tarihi içindeki konumuna daha çok mitoloji ve

(20)

7

destanlardan ulaĢabilmekteyiz. Çin Kaynaklarında Türklerle ilgili notlar, Türk Mitolojisi, Türk Destanları ve inanç sistemlerinin iptidai dönem bilgilerine ulaĢmamızı sağlamaktadır.

Türkler sahip oldukları iktisadi yapıdan dolayı konargöçer bir yapı sürmüĢlerdir. Coğrafi Ģartların belirleyiciliği ve millet olarak karakterleri itibariyle sürekli farklı milletlerle iletiĢim ve etkileĢim halindedir. Bu hareketli yaĢam sürecinde yüksek dağ tepelerine, kayalar ve taĢlar üzerine, yaĢadıkları dönemi aydınlatacak bilgiler bırakmıĢlardır. Yapılan arkeolojik çalıĢmalarda Türk Kurganlarına da eriĢilmiĢtir. Bu kurganlar Türklerin hem manevi hayatlarına ıĢık tutarken hem de o dönemin gerçek yaĢamını bize aktarmaktadır.

Ebu‟l Gazi Bahadır Han‟ın “Türk Şeceresi Türkün Soy Ağacı”3

, Johann De Plano Carpini‟nin “Moğol Tarihi ve Seyahatname”4

ve Marco Polo‟nun “Marco Polo Seyahatnamesi”5

Türk ve Moğol kültürüne ait önemli bilgiler içermesinden dolayı, çalıĢmamızda baĢvurduğumuz önemli ana kaynaklardandır.

ÇalıĢmamızda ilk olarak Türk tarihi için baĢlıca eser olan Muharrem Ergin tarafından tercümesi yapılmıĢ “Orhun Abideleiri”6

çalıĢmamızın önemli kaynaklarındandır. Orhun Abideleri ilk yazılı Türk metinlerinden olmasından dolayı önemlidir. Orhun Yazıtları, Türk inanç sistemi ve toplum yapısı hakkında günümüze tanıklık etmektedir. Özellikle Umay, Ötügen-Ötüken, Yer-Sub, Atalar Kültü ve Türk dini yapısı açıklanırken bu kaynaktan faydalanılmıĢtır. Türk kültürünün en önemli eserlerinden olan Dede Korkut Hikâyeleri, Türk destanlarında kadının değerlendirilmesinde baĢvurduğumuz kaynaklardandır. Muharrem Ergin‟in “Dede Korkut Kitabı-1”7 çalıĢmamızda faydalandığımız bir diğer kaynaktır.

Türklerin sosyal hayatlarına dair önemli bilgiler içeren “İbn Fazlan Seyahatnamesi”8 kullandığımız baĢka bir kaynaktır. Ramazan ġeĢen tarafından tercümesi yapılmıĢ olan bu çalıĢmada, Oğuz Boylarının sosyal ve dini yapıları ve toplumdaki kadınların konumları hakkında önemli bilgilerden faydalanılmıĢtır. Sefer Solmaz‟ın “İbn Fazlan Seyahatnamesi‟ne Göre İtil Bulgarları”9adlı

3

Ebul Gazi Bahadır Han, Türk Seceresi Türkün Soy Ağacı, Ġstanbul 2009. 4 Johann De Plano Carpini, Moğol Tarihi ve Seyahatname, Trabzon 2000. 5

Marco Polo, Marco Polo Seyahatnemesi, Tercüman 1001 Temel Eser, ?ts. 6 Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Ġstanbul 2010.

7 Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı- I, Ankara 2011. 8 Ramazan ġeĢen, İbn Fadlan Seyahatnamesi, Ġstanbul 2018. 9

(21)

8

çalıĢmasında Türk kadının toplum içindeki konumu ile ilgili önemli değerlendirmelerden de faydalanılmıĢtır.

ġamanizm‟i etnografik değerlendirmelerden farklı olarak, arkeolojik çalıĢmalarla delillere dayandıran Serkan Çirkin‟in “Güney Sibirya Arkeolojisi ve Şamanizm”10

adlı araĢtırma kitabı, ortaya koyduğumuz ġamanizm‟in kökeni hakkında arkeolojik delilleri sunmaktadır. Paleolitik dönemden baĢlayarak, Geç Demir Çağına kadar ki Sibirya bölgesindeki tüm kurganlar ve kaya resimleri, çalıĢmamızın dönemlere göre tasnif edilmesinde önemli bir çalıĢmadır. A.Ġ. Martinov‟un “Altay Kaya Resimleri- Biçiktu-Boom”11

kitabından, saha çalıĢmaları ve arkeolojik araĢtırmalar sonucu elde edilmiĢ olan bu araĢtırma kitabı, Paleolitik dönem kaya resimleri, Ģaman figürleri, Ģaman davulu ve özellikle kadın Ģaman tasvirleri için önemli bir çalıĢmadır.

Türk kültürü üzerine önemli araĢtırmalar yapan Bahaeddin Ögel‟in iki ciltten oluĢan “Türk Mitolojisi”12

ve “Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları”13

adlı kitapları çalıĢmamız içerisinde Türk Mitolojisinin ve mitolojik öğelerin açıklanmasında sıkça baĢvurduğumuz önemli eserlerdendir.

Türk destanlarında kadın tipleri değerlendirilirken, Naciye Yıldız tarafından tercümesi yapılmıĢ olan Wilhelm Radloff‟un, “Manas Destanı”14

adlı çalıĢmasından faydalanılmıĢtır. Tufan Gündüz tarafından hazırlanan “Oğuz Kağan Destanı”15

isimli kitabı, Türk kozmoloji sistemine göre Oğuz Kağan Destanının değerlendirilmesinde yardımcı çalıĢmamızı oluĢturmuĢtur.

Ümit Hassan tarafından kaleme alınmıĢ olan “Eski Türk Toplumu Üzerine İncelemeler”16

kitabı, Türklerde Anahanlık konusunda baĢvurduğumuz önemli modern araĢtırma kitaplarındandır. Eski Türklerde kabile örgütlenmesi, Gens Örgütü ve inanç sistemi bağlantısı, Anahanlık‟tan Babahanlık sürecine geçiĢ, ġamanizm ve KandaĢlık gibi konu baĢlıkları ile çalıĢmamızda özellikle ikinci bölümde en çok baĢvurduğumuz çalıĢmalardandır. Ġlker Belek‟in “Dinin

10 Serkan Çirkin, Güney Sibirya Arkeolojisi ve Şamanizm, Ġstanbul 2019. 11 A. Ġ.Martinov, Altay Kaya Resimleri, çev. Z. Bağlan Özer, Ankara 2013. 12

Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, C.I, Ankara 1993.

13Bahaeddin Ögel, Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Ġstanbul 2001. 14 Wilhelm Radloff, Manas Destanı, yay. haz. Emine Gürsoy- Naskali, Ankara 1995. 15 Tufan Gündüz, Oğuz Kağan Destanı, Ġstanbul 2017.

16

(22)

9 Toplumsal Kökenleri”17

adlı kitabı, ġamanizm‟in kökenini açıklarken, Animizm, Totemizm bağlantısında değerlendirmelerde bulunmuĢtur. Ġlk insanın ortaya çıkıĢıyla birlikte, toplumsal hareketlenmeler değerlendirilmiĢ, ekonomik sistemler üzerinden ġamanizm‟in kökeni hakkında bilgiler verilmiĢtir.

Hikmet Durukanoğlu‟nun “Anaerkil Toplumlar- Kadınların Görünmeyen Tarihi”18

adlı çalıĢması, Türklerde Anahanlık konusunda faydalandığımız önemli çalıĢmalar arasında yer almaktadır.

Türklerde ġamanizm ile ilgili çalıĢmaların ilk temsilcisi Wilhelm Radloff‟tur. “Türklük ve Şamanlık”19

adlı çalıĢmasında ġamanizm‟in bilinmeyen konularının aydınlatılmasında ve Türk halkları arasındaki ġamanizm inancı hakkında açıklayıcı bilgiler vermektedir. A.V. Anohin‟in “Altay Şamanlığına Ait Materyaller”20

adlı çalıĢma ġamanizm‟deki ruhlar ve tanrılar dünyasını aydınlatmıĢ, ġamanlığın tüm öğelerini değerlendirmiĢtir. Özellikle Ģamanın tanrı ve ruhlarla ilĢkisi, Ģaman elbisesi ve Ģaman davulu hakkında önemli bilgiler eserinde yer almaktadır.

Dinler tarihi üzerine çalıĢan Mircea Eliade‟nin “Şamanizm”21

, “Dinsel İnançlar ve düşünceler Tarihi”22, Dinin Anlam ve Sosyal Fonsiyonu”23

, “Mitlerin Özellikleri”24

, adlı eserleri Ģamanizmin kökeni, mahiyeti, yayıldığı coğrafya, Ģaman teknikleri açısından önemli tespitlere sahiptir. Bu yönüyle de tezimizi hazırlarken istifade ettiğimiz önemli çalıĢmalar bütünüdür. N.A. Alekseyev tarafından kaleme alınmıĢ olan “Türk Dilli Sibirya Halklarının Şamanizmi”25

adlı eserinde ġamanizm, Türk boyları üzerinde ayrı ayrı değerlendirmeye alınmıĢtır. L.P. Potapov‟un, “Altay Şamanizmi”26

adlı eserinde ġamanlığın öğeleriyle birlikte, ġamanizm‟in din olarak değerlendirilmesi delilleri ile ortaya konulmuĢtur. Uno Harva‟nın “Altay Panteonu”27

adlı çalıĢması, kozmolojik bir

17 Ġlker Belek, Dinin Toplumsal Kökenleri(Animizm, Totemizm, Şamanizm, Din Süreci), Ġstanbul 2005.

18

Hikmet Durukanoğlu, Anaerkil Toplumlar- Kadınların Görünmeyen Tarihi, Ġstanbul 2013. 19 W. Radloff, Türklük ve Şamanlık, Ġstanbul 2009.

20 A. V. Anohin, Altay Şamanlığına Ait Materyaller, Kömen Yay., Konya 2006. 21 Mircea Eliade, Şamanizm, Ġstanbul 1999.

22 Mircea Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Ġstanbul 2000. 23

Mircea Eliade, Dinin Anlamı ve Sosyal Fonksiyonu, Ankara 1990.

24 Mircea Eliade, Mitlerin Özellikleri, çev. Sema Rifat, Om yay., Ġstanbul 2001. 25 N. A. Alexseyev, Türk Dilli Sibirya Halklarının Şamanizm‟i, Konya 2013. 26 L .P. Potapov, Altay Şamanizmi ,çev.Metin Ergun, Kömen Yay., Konya 2012. 27

(23)

10

yaklaĢımla ve mitsel verilerle ġamanizm‟in kökenine ıĢık tutmuĢtur. ÇalıĢmalar Ģamanizmin tanımı, tarihçesi, din olup olmadığı ve aynı zamanda Ģamanizmin güncel yansımasını içerisinde barındırdığı için araĢtırmamız açısından önemlidir.

Fuzuli Bayat‟ın “Türk Kültüründe Kadın Şaman”28

adlı kitabı, çalıĢmamızın özellikle Kadın ġamanlık kurumunu açıklamamızda yararlandığımız en önemli çalıĢmadır. Kadın Ģamanlık kurumu geçmiĢten günümüze, sosyo-kültürel yapısıyla değerlendirilmiĢtir. “Mitolojiye Giriş”29

, “Türk Mitolojik Sistemi- Ontolojik ve Epistemolojik Bağlamda Türk Mitolojisi”30, “Türk Mitolojik Sistemi- Kutsal Dişi-Mitolojik Ana-Umay Paradigmasındaki İlkel Mitolojik Kategoriler- İyeler ve Demonoloji”31 , “Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı”32, isimli diğer kitapları da, Türk Mitolojik sisteminin ve mitolojideki kadın tiplerinin açıklanmasında, ġamanizm‟in Türk kültürü açısından değerlendirilmesinde baĢvurduğumuz çalıĢmalarıdır.

Türkiye‟de Türk dini ve ġamanizm üzerinde farklılık yaratan ve bu konu üzerinde merak uyandıran tarihçimiz Abdülkadir Ġnan‟dır. “Tarihte ve Bugün Şamanizm” 33

, “Eski Türk Dini”34 isimli eserleri, Türk ġamanizmini ve Türk kültürüne etkileri açıklanmasındaki en önemli kaynaklardandır. ġaman dua ve ilahileri, Ģamanlığın tüm ögeleri bu iki çalıĢmada da ayrıntıları ile değerlendirilmiĢtir.

IV. MĠTOLOJĠ NEDĠR?

Önce mitoloji hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra Türk Mitolojisini ele almak gerektiğini düĢünüyoruz. Mitoloji, mit değerler paradigmasında dünyayı algılama, Ģekillendirme, sembolleĢtirme yani kısacası hayatın ve olayların

28 Fuzuli Bayat, Türk Kültüründe Kadın Şaman, Ankara 2010. 29 Fuzuli Bayat, Mitolojiye Giriş, Çorum 2005.

30 Fuzuli Bayat, Türk Mitolojik Sistemi - Ontolojik ve Epistemolojik Bağlamda Türk Mitolojisi, C.I. Ankara 2011.

31

Fuzuli Bayat, Türk Mitolojik Sistemi - Kutsal Dişi-Mitolojik Ana-Umay Paradigmasındaki İlkel

Mitolojik Kategoriler- İyeler ve Demonoloji, C.II. Ankara 2016.

32 Fuzuli Bayat, Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı, Ġstanbul 2006. 33 Abdulkadir Ġnan ,Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1972. 34

(24)

11

genelleĢtirilmiĢ modelidir. Gerçekleri aklın alamayacağı bir biçimde yansıtan dil ve düĢüncenin bütün imkânlarını bir araya getirmekle varlığın oluĢumunun, ilkel toplumların bu varoluĢ sürecinde yerinin ve kaosu kozmosa dönüĢtüren mutlak gücün öyküsüdür. Ġlkel ve arkaik ilmi düĢüncelerin ilk denemelerini sözlü kültür dâhilinde olsa bile kuĢaktan kuĢağa aktardığı için ilk bilim olarak kabul edilmektedir35. Y. Çoruhlu‟ya göre, efsaneler mittir ve doğaüstü varlıkları konu edinmektedir. Ancak bir zamanlar yaĢanıldığına inanılan olayların kutsal anlatımlarıyla meydana gelmektedirler36

.

Dinler Tarihçisi M. Eliade‟ye göre; kültürünü kaybetmemiĢ ve canlı geleneğini devam ettiren toplumlarda, mitolojinin kutsal tarihiyle ve nakledilen mitolojik masalsı olayların hiyerarĢiyi ortaya koymasıyla karĢılaĢılmaktadır. Her mitoloji bir Ģeyin nasıl varlık haline geldiğinin izahını yapmaktadır. Bu yaĢayan mitoloji daima bir külte bağlıdır ve bir dini davranıĢı doğrulamaktadır.37

Mitoloji; binlerce yıldır varlıklarını devam ettiren milletlerin yaĢam kaynağı, sosyal ve kültürel hayatları içerisinde somut verilerin simgelere dönüĢmesidir. Mit; ilkel insana yol gösteren ve yardımcı olan güçlü bir araçtır. Doğaüstü gerçeklere dayandırılarak geleneği güçlendirmektedir. M. Türköne, miti kutsal bir tarih olarak görmüĢ, iptidai toplumun dindar insanları için, evrenin mesajlarla dolu olduğu ve bu mesajların, sırların çözümü için miti oluĢturduklarını aktarmaktadır.38

Ġlkel uygarlıklarda, mitin vazgeçilmez bir iĢlevi vardır: ĠnanıĢları dile getirir, belirgin kılar ve düzene koyar. Ahlak ilkelerini savunarak, onları kabul ettirir. Ritüellere iliĢkin törenlerin etkililiğini kesin olarak sağlamayı üstlenir ve insanın uyması için kurallar sunar. Mit, insan uygarlığının temel bir öğesidir. Sürekli baĢvurulması gereken, yaĢayan bir gerçekliktir. Ġlkel dinin ve pratik bilginin gerçek bir düzenlemesidir. Ġnsanın bu gerçeklikle ilgili bilgisi, ona dinsel törenlerin ve tinsel nitelikli çabaların anlamını, aynı zamanda da bunları nasıl yerine getireceğini gösterir.39

35

Bayat, Mitolojiye Giriş, s. 3-4.

36 YaĢar Çoruhlu, Türk Mitolojisinin Anahatları, Ġstanbul 2000, s. 12-13. 37Eliade, Dinin Anlamı, s.77- 80.

38 Mualla Türköne, Eski Türk Toplumunun Cinsiyet Kültürü, Ankara 2007, s. 24-25. 39 Eliade, Mitlerin Özellikleri, s. 29-30.

(25)

12

Campbell‟e göre Mitler insan doğasının kalıcı ve evrensel köklerine ait yansımalar olabileceği gibi, yerel sahnenin, manzaranın, tarihin, söz konusu halkın toplumsal yapısının iĢlevi olarak değerlendirilebilirler. Guin‟e göre; 20. yüzyılın ilk yarısında hakim olan ve bugün de birçok kiĢi tarafından kabul gören indirgemeci, bilimci zihniyetin tanımı olarak mit, varoluĢla ilgili henüz akılcı bir biçimle açıklanamayacak birçok Ģeyin, akılcı terimlerle açıklama giriĢimidir. Oysa mitlerin akılcı ve açıklamaya yönelik olmanın dıĢında insanın, vücut/ruhun, dünyayı algılama, anlama ve iliĢki kurma yollarından birinin ifadesidir.40

V. DESTAN NEDĠR?

“Destan” kelimesi Farsça kökenli olup, aslı „Dastan‟dır41

. Manzum hikaye, hikaye, masal gibi tanımlamalar ile sözlüklerde yerini almıĢtır. Genel olarak masalı tanımlamak için “geçmiĢ Ģeylerin hikayesi” tanımını kullanabiliriz. OluĢum aĢamasında mevcut konular mitolojik veriler ile desteklenerek ve sözlü kültürden, yazılı kültürümüze aktarılarak milli hafızamızı meydana getirmiĢtir.

40 Sema Çeker, “ ġamandan Günümüz Hikaye- Masal Anlatıcısına: Kadın”, Haliç Üniversitesi

Sosyal Bilimler Dergisi, C. 2/1, Ġstanbul 2019, s. 153.

41 Hamide Demirel, Türk Destanlarında Güzellik, Destan- Masal ve Din Unsurları ile Yabancı

(26)

13

BĠRĠNCĠ BÖLÜM

TÜRK MĠTOLOJĠ VE DESTANLARINDAKADIN TĠPOLOJĠSĠ

A. Türk Mitolojisi

Türk Mitolojisinin tanımı yapılırken mitin, hayatın bütün Ģekillerini birbirine bağladığı, Türk kültür ve sosyal yapısının en önemli belirleyicisi dinin yanında törenlerin de mitten ayrılamayacağının altı çizilerek Türk Mitolojisinin temelinin Tanrıcılığa dayandığı ifade edilmektedir42

. Türk mitolojisinin baĢka bir tanımında “Tek tanrılı din olan İslam‟a katılan ve bu nedenle pagan dönemi gelenekleri ile resmi bağlarını koparan bir halkın mitolojisi”43 ifadesiyle Türk Mitolojisini değerlendirmiĢtir.

19. yüzyıla kadar mitoloji sadece Yunan kültürüne ait gibi bilinmiĢtir. Ancak Türk halklarının zengin manevi serveti olan mitler, Türk toplumunun yapı taĢını teĢkil eden kültürel değerlerimizin ana kaynaklarını meydana getirmiĢ, Türklerin kadim evrenini, inançlarını ve sosyal hayatlarını aydınlatmıĢtır. Türklerin doğaya dayalı bir yaĢam tarzı sürmelerinden dolayı, Türk Mitolojisinde doğa baĢlıca fenomen olarak karĢımıza çıkmaktadır.

Türk Mitolojisinin, diğer sistemlerden farklı oluĢunun nedenleri Ģu Ģekilde sıralanmaktadır:

“1. Türklerin psikolojik durumu ve dünyaya bakış açıları farklıdır.

2. Türk Mitolojisinde Mısır, Yunan, Hint mitolojilerinden farklı olarak çok tanrıcılık yoktur.

3. Türk mitolojisinde türeyiş mitleri ve koruyucu ruhlar hakkındaki mitler ağırlık basmaktadır.

4. Türk mitolojik metinleri dağınıktır ve şaman inançları ve pratikleri içinde erimiştir”44

.

Türk Mitolojisi, Orta ve Ġç Asya‟da paleolitik devirden beri geliĢerek, bozkır kültüründe yeniden biçimlenmiĢtir. Erken devirlerde mitlerin ortaya

42 Celal Beydili, Türk Mitoloji Ansiklopedik Sözlük, Ankara 2003, s. 390-397. 43 Pertev Naili Boratav, Türk Mitolojisi, Ankara 2012, s. 9.

44

(27)

14

çıkmasında en önemli sebep dindir. Tören ve büyüyle ilgili çeĢitli uygulamalar mitlerin oluĢumunu beslemiĢtir.

II. TÜRK MĠTOLOJĠSĠNDE KADIN TĠPLERĠ

Türk Mitolojisi, Türk kültür tarihinin bir özeti niteliğindedir. B. Ögel, Türk Mitolojisini Türk ailesi, Türk cemiyet düzeni ile Türk ahlak ve adetlerinin bir aynası olarak görmektedir. Bu bağlamda ailenin ve dolayısıyla toplumun en önemli ferdi olan kadının, Türk Mitolojisi içinde kapladığı alana baktığımızda, inanç sistemi, kültler ve ritüeller çerçevesinde kâinatın var oluĢundan, kiĢinin yaratılmasına ve dünyaya getirilmesine kadar pek çok olayda üzerinde durulduğu görülmektedir.

Kadın, insan hayatının baĢlangıcı olmasından dolayı toplum içinde kutsallaĢtırılmıĢtır. Toplumun bir diğer kutsalı olan ġamanlık içinde kadınlar gerçek Ģamandırlar. Toplumsal ve ekonomik değiĢimler, kadının mitoloji içindeki etkinliğini de belirlemiĢtir. Türk Mitolojisinde ağaçtan türeme motifi doğanın ve kadının bütünleĢmesinden meydana gelmektedir.

Dağlar Türklerin yer-su inançları içinde önemli yere sahiptir. Doğanın tek sahibi olan Ana‟nın inanç kültleriyle birleĢtiği noktadır. Türkler Yaratan Ana karakterini mevsim bayramlarında, kurban törenlerinde merkez durumuna getirmiĢlerdir. Doğaya ve dünyaya bolluğu, bereketi getiren Altay Ana‟dan dilek dilerlerdi. Bir ġaman duasında bu düĢünce;

„Anam, Ulu reis Altay! Onun dallı ağaçları

Her şeyden koruyan ana Altay ! Şakırdayarak akan büyük nehir Şifa kaynağı Altay!‟45

Ģeklinde ifade edilmektedir.

Bu görüĢe göre canlı olan her Ģeyin koruyucusu Altay Ana olarak görülmüĢ, mitler ve dini inanıĢlar içerisinde yerini korumuĢtur.

“Altay silsilesinde kadın adını taşıyan bir dağ vardır. Bu dağın garip bir hali var ki dağdan hava değişimlerinde ağlar gibi bir ses gelir. Bu dağ Altay

45 E. L. Lvova- Ġ. V. Oktyabrskaya- A.M. Sagalayev- M.S. Usmanova, Güney Sibirya Türklerinin

(28)

15

Türklerinde kadın hakkında söylenen birçok şairane destanlarına mevzu olmuştur. Bu destanlarda kadının sadakati, harpte öldürülmüş zevcine ağlaması, Tanrıdan kıyamete kadar ağlamak için dağ yapması ricaları terennüm olunur. Bu kadın dağı, Altay Türklerinin kadınlık şerefine diktikleri abidedir. Tepesi daima karlarla kaplı kadının siyah bulutlar, dumanlar altında gören, ağlamasını işiten her Altaylı, Türk kadınlığının sadakati ve nihayetsiz muhabbeti önünde secde eder.”46

Bu ifadeler bize Altay destan ve mitlerinde kadının erksel büyüklüğünü ortaya koymanın yanında Mitolojik Ana‟nın tabiat kültleri ile bütünleĢerek Dağ ruhunu taĢıdığını göstermektedir. Muhtemeldir ki Altay Ana ile Ötügen ruhunun birleĢerek Yer Ana motifinin aktarılmasıdır.

Azar‟a göre; Türk mitolojisinde belirgin bir erkek-kadın ayrımı görülmemektedir. Tek tanrılı bir inanç sistemi ve bu sistem cinsiyet farklılığının dıĢındadır. Dolayısıyla Türk mitolojik sisteminde görülen diĢil varlıkları/iyeleri birer tanrı olarak değil de tabiat kültünün önemli bir göstergesi olan Mitolojik Ana‟nın yansımaları olarak değerlendirmek gerekir.47

F. Bayat‟a göre, Türk mitolojisi içinde yer alan bütün diĢil varlıklar “Mitolojik Ana”nın türevlerindendir. Bütün canlı varlıkların anası ve üreten güce sahip Kutsal DiĢi- Mitolojik Ana paradigması içinde diğer diĢil varlıklar yerini almıĢ ve zamanla ayrı ayrı konum iyesi olarak karakterize edilmiĢlerdir. Mitolojik Ana varlığı zaman içerisinde Yer Ana, Yer Sub, Ötüken ve Umay olarak karakterize edilmiĢtir. Bütün dini görüĢlerin ve mitolojik sistemlerin temelini tabiat kültleri oluĢturmaktadır. Buna göre Mitolojik Ana, bütün canlıların ve doğanın hem hamisi hem yaratıcısıdır. Yer Sub inançları ġaman dünya görüĢüne değiĢiklik kazandırarak, soyut olan Mitolojik Ana, somutlaĢarak tabiatta yerini Ötügen-Etügen olarak almıĢtır48

.

Türk Mitolojisinde kadın cinsine mensup ruhlar, tanrıçalar ve ilaheleri Ģöyle sıralamak mümkündür:

A. Kara Tösler( Kötü DiĢi Ruhlar)

46 Necati Gültepe, Türk Kadın Tarihine Giriş( Amazonlardan Bacıyan-ı Ruma), Ġstanbul 2013, s. 177.

47 Azar, a.g.m., s. 2. 48

(29)

16

1. Abaası- Aba Ahi: Yakut dini inanıĢlarına göre, yeraltında yaĢayan kötü ruhlara verilen genel addır. Bazı Türk halklarının inançlarında Albastı ile aynı ruhtur. Abaasılar, geleceğin Ģamanlarının manevi ataları, yaratıcıları sayılırlar.49

2. Adamcıl Kurt: Türklerin ĠnanıĢlarına göre geceleri kurt derisine bürünen kadındır. Türklerin demonolojik50

inançlarında bu varlığa “Kurt Kadın” ve “Adamcıl” da denilmektedir.51

3. Al Karısı (Al Avradı, Albız Al Kızları, Albastı, Hal Avradı): Anadolu Türklerinin inançlarına göre, kayalık dağlarda, çay kenarlarında, ıssız yerlerde ve ahırlarda yaĢayan peri kızı gibi bir varlıktır. Diğer Türk halklarında “Al”, “Al Karısı”, “Albas”, “Albız”, “AlmıĢ”, “Hal Anası” vb. adlarla tanınmaktadır52. Korkunç görünümü ile tasvir edilen Al Karısı, yeni doğum yapmıĢ olan kadınları yalnız yakalayarak ciğerlerini yer ve yeni doğan çocuğun ruhunu çalmakla görevlidir. Bu olaya Al basması denilir. Al Karısı hakkında pek çok mitolojik rivayet mevcuttur ve ana ekseni içinde insanla Ģeytani varlığın karıĢımı bir varlık olarak anlatılmıĢtır. Ancak Azerbaycan Türklerinde Albastı kötü biçimde değil, doğum ve bereketin koruyucusu, bazı çocukları dert ve beladan koruyan varlık olarak tasvir edilmiĢtir. Ġdil Tatarlarına göre terk edilmiĢ virane olanlarda rast gelinen bir varlıktır. Ġnsan görünümüne sahiptir. Kırgızlarda Albastı, kocaman kafası olan, dizlerine kadar göğüsleri bulunan, parmaklarında pençe olan iri bir kadın olarak tasvir edilmiĢtir53

.

A. Ġnan, Albastı‟yı kara ve sarı olarak ikiye ayırmıĢtır. Sarı albastı; Ģarlatan, insanlara hile yapan ruhtur. Hocalardan ve Ģamanlardan korkmaktadır. Ġnsanlara keçi veya tilki suretinde görülmektedir. Kara Albastı ise ağırbaĢlı bir ruhtur. Yalnızca kendisini görme iktidarına sahip olanlardan korkmaktadır. Albız, evlenmeyen bir kızdan türemiĢ olup genel olarak Erlik‟in kullarından biri olarak görülmektedir54. Anadolu‟daki bazı rivayetlere göre de Al Karısı, ahırdaki hayvanların yelelerini örmekten hoĢlanmaktadır. Kaynaklarda Al Karısı çok çirkin bir Ģekilde tasvir edilmiĢtir. Ayrıca Al Ruhunun baĢlangıçta koruyucu ruhlardan

49 Beydili, a.g.e., s. 16.

50 Demonoloji : Kötü, kara iyeleri ve en eski mitolojik varlıkları inceleyen Mitolojinin al dalıdır.( Fuzuli Bayat, Türk Mitolojik Sistemi, C. II., s. 277.)

51 Beydili, a.g.e, s. 23. 52 Beydili, a.g.e., s. 23- 34. 53Harva, a.g.e., s. 323.

54 Abdulkadir Ġnan, “Al Ruhu Hakkında”, Makaleler ve İncelemeler, C.I, Ankara 1991, s. 259-262.

(30)

17

olduğu ve Anadolu varyantlarında onun iyi olmasıyla ilgili inanıĢlar vardır. AteĢ ve ocak ilahesi olduğu yönünde inanıĢlar da mevcuttur.55

Al karısının, uzun boylu, uzun parmaklı ve uzun tırnaklı olduğuna, yüzünün çok çirkin ve iri, saçlarının siyah, uzun ve darmadağınık, diĢlerinin at diĢi gibi iri ve seyrek, ayaklarının ise ters olduğuna inanılır. Genellikle kırmızı (sarı ve kara da olabilir) elbise giyen alkarısının, lohusaların veya yeni doğan çocukların ciğerlerini yiyerek beslendiği subaĢında ve ağaçlık yerlerde yaĢadığı rivayet edilir.56

Albastı‟nın kadın olarak görülmesi ve hem koruyucu, hem de ölüm getirici olması bu iyenin zamanla anaerkil yapının zayıflaması, kadının merkezi konumdan çıkarılmasıyla alakalı olabilir. Zira anaerkil bir yapıda Ulu Ana, Ġlahe Ana olan kadın ataerkil yapıda bu ilahi konumdan sıyrılarak yardımcı karaktere akabinde olumsuzlayıcı tipe dönmüĢ olmalıdır.

4. Erlik: AntropomorflaĢmıĢ ölüm ruhu olan Erlik, Türk Mitolojisinde en fazla ġaman tasarımına uyarlanmıĢ varlıktır. En eski Türk yazıtlarından olan Altın Köl Yazıtında “Tört İnilgü ertimiz bizni erklig adırtı yıta”-“Dört küçük kardeş idik bizi Erlik ayırdı, ne çare” Ģeklinde yer alan ifadeler Erlik‟in kayıtlarda tespit edilen en eski varyantıdır. Ölüm meleği, ayırıcı kudret olarak tasavvur edilmiĢtir. Erlik can alıcı vasıf veya insan ömrünü belirleyen bir varlıktan ziyade, ölümden sonraki hayatta günahkar olan kiĢilerle ilgilenmektedir. Ölen kiĢilerin ruhunu yeraltına götürür. Uygur Yazıtlarında; “Tamu Erlik Han”, Hakaslarda; “Ġrlik”, Tuvalılarda; “Erlik Han- Erlik Lovun Han”, Buryatlarda; “Erlik Han- Erlen Han”, Moğallarda; “Erlik Nomun Han”, Kalmıklarda; “Erlik Nomin Han”, Macarlarda; “Ördek Han” olara bilinmektedir. Gök Tanrının yaratıcı vasıfları zamanla Ülgen‟e aktarılırken, ölüm, karanlık ve kötülük Erlik‟e mal edilmiĢtir.57

ġamanistlere göre, karanlık âlemi olan yeraltında genellikle korkunç ve kötü ruhlar yaĢar. Altaylılar bunlara kara töz “kötü ruh”, kara neme “kötü nesne” ya da genellikle “tümengi töz” adını verirler. Yeraltında yaĢadıklarına inanılan ve birtakım korkunç Ģekillerde düĢünülen ayna, ada, aza yör, üzüt, yek ve benzeri gibi ruhlar da vardır. Z. Gökalp‟e göre “erlik” ismi “yerlik”ten değiĢmiĢ olmakta,

55 Ġlker Belek, Dinin Toplumsal Kökenleri(Animizm, Totemizm, Şamanizm, Din Süreci), Ġstanbul 2005, s. 150-151.

56 Azar, a.g.m., s. 5. 57

(31)

18

“yer hakanı-kara yer- yağız yer” ile aynı Ģey olduğunu ifade etmektedir. Kötü ruhların baĢında, yeraltı dünyasının hâkimi sayılan Erlik Kan gelir. Erlik Han karanlık ve fenalık tanrısıdır. Yerin altında yaĢamakta, Erlik Han, Erlik Ata gibi isimlerde verilmektedir. Erlik, herkesin kötülüğünü istemekte, dünyada fesadın çoğalmasını istemektedir.58

Altaylılara göre Erlik, yeraltının en alt katında kara çamur ya da baĢka bir söylenceye göre, kara demirden yapılmıĢ bir sarayda, kara bir taht üstünde oturur. ġaman dualarında Erlik‟in korkunç bir varlık olarak betimlendiğini görüyoruz. Ayrıca yeraltındaki bir ırmakla onun kıyılarında yaĢayan korkunç canavarlardan da söz edilir. Altaylılar en büyük felaketleri, kızamık, kızıl, tifo gibi hastalıkları, hayvan kırgınını ondan bilirler. Altaylılarca Erlik kendisine kurban sunulmasını sağlamak için bu gibi iĢleri yapar. Erlik Ģaman dualarında Kayra Kan “kesici han” diye anılır. Zira denildiğine göre, Altaylılarda iplik gibi düĢünülen ruhu onun kestiğine inanılır. Erlik insanın canını alıp yeraltına götürür; orada sorguya çektikten sonra kendi emrinde kullanır. Yeraltına mensup kötü ilah ya da ruhlar zümresinin baĢında Ģeytana karĢılık olarak ele alınabilecek Erlik bulunmaktadır.59

Erlik; birçok kaynakta Ģu Ģekilde tasvir edilmektedir; gayet ĢiĢman, göz kapakları bir karıĢ, yüzü karadır. Bindiği hayvan siyah bir beygirdir. BaĢka bir tasvirde ise bindiği hayvan pek fena bir öküzdür. O öküzün gözleri kan kırmızısı, Erlik Atanın gözleri de kan kırmızısıdır. Karayılandan bir kamçısı vardır.60

Erlik atletik vücutlu, ihtiyar bir adam olarak tanıtılmakta, gözleri ve kaĢları kömür gibi kapkaradır, Sakalı ikiye ayrılmıĢ Ģekilde dizlerine kadar uzundur, köpeğin azı diĢine benzeyen bıyığı kıvrılarak kulaklarına asılmıĢ haldedir. Çenesi tokmağa benzemekte, boynuzları ağaç köküne benzemektedir. Saçları ise kıvırcık tasvir edilmiĢtir.61

Erlik ismi, Sibirya‟daki Türk dillerinden Moğolca “Erlik-Hagan” olarak benimsenip yaygınlaĢtığını belirtmiĢtir62

.

Yeraltı Dünyasının baĢ hakimi olan Erlik, Mitolojik Yer Ana kompleksi ile de iliĢkilendirilmiĢtir. Altay Sayan halklarının ġamanist görüĢlerine göre Erlik kadındır. ġaman Dualarında Erlik iri göğüslü olarak tasvir edilmiĢtir. Ülgen‟de

58 Yusuf Ziya Yörükan, Müslümanlıktan Evvel Türk Dinleri, haz. Turhan Yörükan, Ötüken yay. Ġstanbul 2006, s. 56. 59 Çoruhlu, a.g.e., s. 54. 60 Yörükan, a.g.e., s. 56. 61Anohin, a.g.e., s. 5. 62 Potapov, a.g.e., s. 301.

(32)

19

olduğu gibi Erlik de zaman içerisinde diĢi- eril cinsiyet birleĢimi gerçekleĢtirmiĢtir. Sibirya Tatarlarında yaratıcı vasıf Ülgen‟de iken, Teleütler çocuk kutunu Erlikten isterler. Altay Türklerde ata kültü veya ecdat rolünü Erlik üstlenmiĢtir.63

5. Huu Ġney: Hakas kahramanlık destanlarında rastlanan mitolojik varlık, merhametsiz, hilekâr bir kadın olarak tasvir edilmiĢtir. Yer altında kara suların içinde yaĢamaktadır. Destanda bazen ihtiyar bir kadın, bazen kurt bazen de tilki kılığında görülmektedir. ġeytani bir varlık olması, kılık değiĢtirebilmesiyle de ilgilidir.64

6. Kara Umay: Hakasların inanıĢlarına göre bir evde art ardına çocuklar ölürse bu durum Kara Umay‟dan bilinmektedir. Bir ġaman çağırılarak Kara Umay evden uzaklaĢtırılır.65

Umay motifindeki, bereket ve doğum ilahesinin aksine, ölüm meleği olarak karĢımıza çıkmaktadır. Kara Umay motifine yüklenen anlama baktığımızda Al Karısı ile aynı görevi üstlenmiĢtir.

B. Aruu Tösler (Ġyi DiĢi Ruhlar)

1. Aan Alahçın Hatun: Saka-Yakutlarda yeryüzünün ve insanların yaĢadığı yer katının görüntüsü sayılan ruhun adıdır. Aan Alahçın Hatun, hem Ulu Ana- Yer Ana motifinin bir görüntüsü hem de yer ilahesidir. Kahramanlık destanlarında, yer tanrıçası olan Aan Alahçın Hatun, hikâyenin baĢ kahramanının danıĢmanı, yol göstereni ve koruyucusu olarak ortaya çıkmaktadır66. Y. Çoruhlu bu ilahe için “Yo- Kan” ismini kullanmakta ve eril bir ilah olarak bahsetmektedir. Ġnsan ve hayvanların koruyucusudur. Kayın ağaçlarında yaĢayan, kasırga Ģeklinde gezen bir ilah olarak tasvir edilmiĢtir67. Doğayı koruyan ve böylelikle insanların da güvende olmasını sağlayan yer ilahesinin adıdır68

.

2. Aan Arkıl Oyun: Yakut Ģaman inanıĢına göre, ilk Ģamanın adıdır. Bazen „Arkıl (Irkıl) da denir. Yakutlarda hem koruyucu ilahe, hem de gelecekten haber veren bir ruhtur. “Ġlk çağlarda gökte yaĢadıklarına inanılan ilk Ģamanlar ise Ulu Ananın topluluğunu sembolize ediyordu. Böylelikle Aan Arkıl Oyun da Ulu 63 Bayat, Sistem , c.1. s. 333. 64 Beydili, a.g.e., s. 246. 65 Beydili, a.g.e., s.297. 66 Beydili, a.g.e., s. 13-14. 67 Çoruhlu, a.g.e., s. 37-38. 68 Bayat, Sistem, s. 18.

(33)

20

Anayı sembolize etmektedir”69. Irkıl kültü Divanü Lügati‟t-Türk‟te: kehanette bulunabilme ve saklıları açığa çıkarabilme olarak açıklanmıĢtır. Oğuz Menkıbesindeki Uluğ Türk, Irkıl Ata ve Dede Korkut aynı timsalden kabul edilmektedir70. M. Uraz ise Irkıl Atayı tanımlarken “Oğuz Han destanında yer alan aksakallı Uluğ Türk”71ifadesini kullanmıĢtır. T. Gündüz ise; Gün Han‟ın bilgesi Irkıl Hoca‟dır demektedir. Oğuz Kağan tarafından kurulmuĢ olan Yenikent‟in idarecisidir. Oğuzların bütün töre ve geleneklerine hakim bir kiĢidir. Oğuz Kağan‟ın çocukları arasındaki hiyerarĢiyi sağlamaktadır.72

3. Aan Darhan Toyon: Yakutlara göre ev ve ateĢ ruhu, ocak sahibesidir. Aileyi kötü ruhlardan korumakla görevlidir. Kazandan çıkan ilk lokma ona verilmektedir. Ak saçlı olarak tasvir edilmiĢ ihtiyar bir kadındır ve ağaçlar içinde yaĢamaktadır.

4. Ag Ana- Ak Ana: Ġsmine en çok yaratılıĢ efsanesinde rastlanmakta ve ulu varlık, koruyucu ruh ve melek olarak karĢımıza çıkmaktadır. Yer gök yaratılmadan önce de hayali gökte dolaĢtığına inanılan “Ag Ana” hayatın baĢlangıcında var olan her Ģeye ruh vererek yaĢamın döngüsünü omuzlarında taĢımıĢtır. Altay Türklerindeki inanıĢa göre, ıĢıktan bir hayali kadın (varlığı ıĢıktan yoğrulan) Ag Ana, Tanrı Ülgen‟e yaratma gücünü ve ilhamı vermiĢtir. Sakaların inançlarına göre de iyiliksever ruh sayılan Umay Ana‟ya, “Uluk Ag Ana” adı verilmiĢtir. Bu durum YaratılıĢ Efsanesi‟ne göre Tanrı‟ya yaratma ilhamı veren Ag Ana ile Umay Ana‟nın aynı Ģekilde tasvir edildiğini göstermektedir.

5. Aleybanı: Uzun boylu, beyaz tenli ve çıplak olarak tasvir edilen kadın mitolojik varlıktır. Hal Anası motifinin versiyonlarındandır.73

6. Ana Maygıl: Altay ve Yakut Türklerindeki koruyucu tanrıçalardandır. Ulusu korumakla görevlidir. “Ulus Anası” olarak da bilinmektedir74

.

7. Andarkan: Yakutlarda bitkileri koruyan bir tanrıçadır. Yine bu isimle ateĢ tanrıçası da vardır.75

69 Beydili, a.g.e., s. 14.

70 YaĢar Kalafat, Nübüvvet Tarihi İtibariyle Türklüğün Dini geçmişi, Ankara 2011, s. 58-61; Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, Ġstanbul 1998, s. 76-103.

71 Murat Uraz, Türk Mitolojisi, Ġstanbul 2000, s. 302. 72 Tufan Gündüz, Oğuz Kağan Destanı, Ġstanbul 2017, s. 30. 73 Beydili, a.g.e., s. 43.

Referanslar

Benzer Belgeler

“Ortodoksluğun sınırlarını zorlayan özgün bir aydın, bazı gelişmeleri önceden kestiren bir azizdir o.” Yusuf Akçura’yı François Georgeon böyle

Diğer Türk lehçelerine göre, Kırgız Türkçesinde ve Güney Sibirya Türk lehçelerinde özellik kalınlık-incelik, düzlük-yuvarlaklık uyumunun çok sıkı bir

Bir hurmayla dahi hayır olur. Yüce Allah, yeryüzünde yarattığı milyarlarca canlı ve cansız varlıklardan yalnızca insanları dünya yaşamındaki davranışlarında

Türk boyları arasında konargöçer hayattan ziyade yerleşik yaşamın yaygınlaşmaya başlaması ve tarımsal üretimin hızlanması akabinde kadının sadece ev içi ve bahçe

Anlatılarda havanın genellikle ilahi bir rüzgâra dönüşerek kahraman için çoğu zaman dönüştürücü bir güç olduğu görülür.. Kahramanın rüzgârla teması onu canlandırır

Sibirya Tatar Türkçesi; dört bölümden oluşmaktadır: Giriş, Ses Bilgisi, Şekil Bilgisi ve Metinler. 9-49) bölümünde Giriş Sibir/Sibirya adı değerlendirilmiş; Sibirya

1879 yılında Altay Ruhani Misyonu’nun idarecisi olan Arhimandrit Vladimir Şorya ve Askiz’deki bozkır dumasını ziyarete geldiğinde İoann onunla birlikte tercüman olarak

SSCB öncesinde Altay Türklerinin yazı dili Teleüt ağzı temelinde geliştirilmeye çalışılmış, ancak daha sonra Oyrot Otonom Bölgesi kurulduktan sonra Teleut ağzıın genel