• Sonuç bulunamadı

"Biraz gelir misiniz?"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""Biraz gelir misiniz?""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ı ı ı ı ı t » » i » m ı » ı » ı ıı ı ı ı ın ı ı n m m ı m m ı ıi H i n ı ı ıı ı ı ı ıı ı ı ı ıı t ı u ım ı ı ı iH iı » ı n ı n

TAKVİMDEN

BİR

YAPRAK

ııııııııufcj

"B ira z gelir

misiniz

?„

|

Ş

EHİR Tiyatrosu Fatih Şubesi, mizahî muharrir Aziz. Ne- ¡ sin’in yazdığı «Biraz Gelir inisiniz?» adiı bir piyesi oyna- | mağa banladı. Mizah vadisindeki yazılarında çok muvaffak | olan Aziz Nesiıı’m piyesine verdiği isim, bana bir vodvil veyahut | hafif bir komedi ile karşılaşacağımı zannettirmişti. Eser hiç de z

böyle değildir. «Biraz Gelir misiniz?» bir hitaptır ve bu davete § muhatap olanlar öbür dünyayı boyluyorlar. Senelerce, aylarca = yataklarda inlemek, yahut bir kazâya uğramak gibi sebepler yok. | Hatif, isim tasrih ederek:

— Filân! Biraz gelir misiniz? ¡ Dedi mi? Dâvetli tıpış tıpış tahtalı köyü boyluyor.

Ben, biraz tiyatrodan anladığımı zannederdim. Fakat, cehâ- § letime verin, bu eserden pek bir şey anlayamadım. Piyesin yapı- j sına bakarsak, baştan aşağı bir senbol olması ihtimali var, sonra | isimler de acaip.. Mateh, Zani, Şarcy, Cino... İlli- Bunu yanım- ş da oturan Haşan Alî Ediz’e sordum.

— Bunlar, dedi, Esperantodur.

Halbuki ben evvel emirde bunları öztiirkçe zannetmiştim, = hattâ isimlere göre mâna yakıştırıyordum. Esperantoyu bilmedi- | ğinı için ancak rolden ilham alarak Mateh ustanın sanat ve gay- l retin mat ettiği bir adam olarak böyle adlandığına hükmediyor­ dum.

Dünyanın bilinmeyen bir memleketinde, tavanından yırtık çuvallar sarkan bir bodrumda Mateh usta, ilk defa işittiğim «Su- pi» adlı bir musiki âleti yapmakla kendisinin ve ailesinin maişe­ tini çıkarmağa uğraşan bir adamdır. Ailenin maişet medarı olan Supi, ney değil, flâvta değil, nısfiye değil, girift değil, kaval de­ ğil, çığırtma değil, acaip bir düdüktür. Usta ile çırağı kanbur «Bornok» gece gündüz çalışarak bıınu yapıyorlar, evin çocuğu Misa da tanesi 25 kuruşa satıyor, fakat Mateh ustaya çalışma za­ manı az geliyor, öyle bir memleket istiyor ki oranın günleri, haf­ talar, aylar, seneler Kadar uzun olsun.

Buna yakın memleketler ancak kutba yakm olanlardır. On­ lar da fi ayı geçemiyorlar. Peki, 24 saatlik bir günün yetişeme­ diği «Supi imâli» ustaya ne temin ediyor? Herhalde büyük bir şey değil, çünkü evde ııe çay, ne de şeker var. Ne tıal ise. Mathe usta seneler kadar uzun günlü bir memlekete gitmeğe karar ve­ riyor. Burada bir de Effer adlı biri var ki ne bahasına olursa ol­ sun Supi’leri satın almak istiyor. Dışarjda 25 kuruşa satılan bu düdüklerin beherine 300 lira veriyor, fakat Mateh vermiyor. Ni­ çin, neden? Anlayamadım. Bu adam bu kamışlarla bahçe duva­ rına parmaklık yapacağını söylüyor- «Supi» gibi bir mıısilr âleti ile parmaklık yapılır ırtı? Pek tabiî olarak vermiyorlar, faka! he­ rif inatçı mı inatçı. Sonunda tabancaya bile asılıyor.

Mateh usta ile ailesinin seneler kadar uzun günlü olarak buldukları yer bodrumdan pek uzak olmasa gerek. Yine tava­ nından çuvallar sarkan bir başka sığnak. Burasının bir köüilüğü| daha var: Yukarıda bahsettiğim ölüme davet burada oluyor. Ev­ velâ bunun provasını görüyoruz, sonra sahnedekilerden bir ikisi davete icabet ediyor.

Piyeste Sandov lâstiği ile pazı şişirmekten başka bir düşiin- I cesi olmayan büyük mahdum Şarey kadar lüzumsuz eşhastan I bir vatmanla karısı var ki hatif bu çiftin karısını:

| — Asi! Biraz gelir misiniz?

Hitabı ile çağırdığı zaman bize, siyah gözlükleriyle yüziinii I bile göstermeyen bir (utilite) den kurtardığı için Azıaile teşek- î kür edesim geldi. Daveti işiten kadın, bir kere ağlamağa başla- = yınca susmak bilmeyen çocuğunu kocası Piııay’a vererek gidi- | yor ve nihayet hatifin sesi işitiliyor:

I — Mateh usta! Biraz gelir misiniz?

Mateh usta, gidemez. Çünkü supiye bir perde ilâve edecek. İ Usta cevap veriyor:

— Gidemem, burada daha işim var.

Hâtif, buna hiçbir şey yapamıyor ve Mateh usta ölüm dâve-

\ tini reddediyor. Davete icabet edenler enayiliklerine doymasınlar. Mateh usta gitmiyor ve gitmemekte de isabet ediyor. O da | gitse bizim de gitmemiz lâzım, çünkü sahnede hemen hemen on- | dan başka kimse yok. /

Matclı ustayı Rauf Ulukut pek güzel oynadı. Feveranlarını, E hiddetlerini birden yatıştıran şefkat havasını gayesine ermek E için her şeyi tahammül eden sebatı göstermesini bildi- Tiradla- I rındaki hassasiyet, onu pek haklı olarak ön plâna geçirdi, hattâ : piyesin bütün ağırlığını çeken orta direği o oldu.

Fethiye Sezer, fena değildi, Oral Yoncu Şarey rolünde iyi | değildi, bu sanatkârın sahne sempatisi yoktur, bazılarından hah- 1 şetme nüktesini belirlememiştir. Ayşegül nevrim, rolüne bir E kıymet veremedi. Çetin Akcan, Misa rolünde çok iyi idi- Atacan | Arseven’i kanbur çırak Hornokda çok beğendim, bu kompozisyon E rolde muvaffak oldu. Effer rolünü yapan Bilge Zobu hiç iyi değil- | di. Süleyman Çevik, vatman olduğu tramvayın beşinci tekerleği İ gibi idi.

Bu piyesin ne kadar zaman sahneyi tutacağını kestiremem. I Bunu hakikî nıiinekkid olan halk bilir.

IK IItlttlIllllllııııııiM iıiftlllıifiıııiM iııııııın ıııy ltlV flIlIlIlH f IIIHIIIIIHtltlffllf

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

.m ın if im u n p ım ıı ıı u n ıı ın n ıı ı^ ıi H im n iM in u ıı n ıı ıi ıı m u u ıı tu ıı ıi h iı u ıı iM iı tt ın u ıu ıı n ıı ıı ıu ıı in m ıı u n n ıı ıı n n ın ı» n ıu ii m ıı ım ıı ıı ıu i u .ı .H iu ıı .ı .m m ıu M H iı ım ıı ıı m u u iK u m ıt m ıı ıı ım m ıı .ı m ıi M M iu ı. ıı .m u ı. ım .H im n .u ım u H H iı u M M

Referanslar

Benzer Belgeler

Kamerayı izlemek ve yapılandırmak üzere çeşitli ekranlara erişmek için her ekranın en üstündeki menü araç çubuğunu kullanın.. Beş

Yeryüzünün oluşumundan bu yana devam eden volkanik etkinlikler yerkabuğu üzerinde değişik yapıların oluşmasına neden olduğu gibi değişik tipte maddelerin ortaya

2014 siyah balık var. Defne her seferinde küçük havuzdan rastgele iki balık yakalıyor. Balıkların ikisi de beyaz ise bu balıkları büyük havuza atıp büyük

Tüketicilerin tercihlerini bilişsel yönlü tutumların daha çok etkilediği bunun yanı sıra duygusal ve davranışsal yönlü tutumlarının da önemli oranda

Bu çalışmada, Ktesibios’un tasarlayıp ürettiği anıtsal su saatinin, John Farey tarafından yapılmış çizimi mekanik olarak analiz edilmiş ve daha önceden fark edilmemiş

management and staff working for TEPTA. The three-month long exhibition “Day, Light, Night” is an exhibition of light, and as such, it is the first of its kind. Never before has

Daha sonra gündüz ve gece şiftleri arasında olay tipi, ilaç hatasının türü, ilaç hatasının nedeni, tanı ve bakım süreci hataları, katkıda bulunan faktörler ve

7) Doruk elindeki balonların 5 tanesini uçurdu. Doruk’un 14 tane balonu vardı. 8 tanesi kırmızı ise kaç tanesi yeşildir?. ÇÖZÜM