• Sonuç bulunamadı

4. ZİNCİRLİKUYU-LEVENT AKSI ÜZERİNDEKİ KARMA İŞLE

4.1 Zincirlikuyu-Levent Aksı’nın Tarihsel Gelişimi

1900’ lerin başında Osmanlı padişahlarının av alanı iken, 1940’larda şehir merkezinden uzak olan bölgede açılan fabrikalarla sanayi bölgesi haline gelen Zincirlikuyu-Levent aksının gelişimi, 1950 öncesinde kent plancıları tarafından haklı gerekçelerle engellenmiştir. Fakat bugünün politik kararları doğrultusunda aksın MİA etkilenme alanına dahil edilmesi ve 5000 ölçekli nazım planlarında turizm ve ticaret alanı olarak gösterilmesine karar verilmiştir:

1950’den önce Prost tarafından hazırlanan planlarda kentin kuzeye doğru gelişmesi öngörülmemiş bunun için döneminin sonunda ortaya atılan ve Levent’te planlanan konutlara ve aksta yer seçmek isteyen sanayi taleplerine karşı çıkılmıştır. Bunu

takiben 1966 yılında, Büyük İstanbul Nazım Plan Bürosu, kent için sürdürülebilir bir gelişmenin ancak kent, Marmara Denizine paralel gelişilir ve kuzeye doğru gelişme engellenirsemümkün olacağı yönünde olacağını öngörmüş ve bu akstaki yapılaşma talebini engellemiştir (Cansever, 1993).

Kent merkezinin günümüz koşulları ile yeniden örgütlenmesi geniş kapsamlı bir planlamayla olmuştur. 1980’de onanan İstanbul Metropolitan Alan Nazım İmar Planı’nda, iş bölgesi olarak başta Beşiktaş-Levent-Maslak aksı daha sonra da Taksim-Haliç-Piyale Paşa ekseninden dolaşarak Şişli, Büyükdere Caddesi’ne oradan da Levent’e bağlanan aks seçilmiştir. 1988’deki planla Şişli-Büyükdere aksındaki arsalara emsal 4.4, Maslaktaki arsalara ise 2.3 olarak verilmiş ve bu karar aksın gelişimini desteklemiştir. İstanbul’un ana gelişme aksı doğu-batı istikametindeyken ilk önce Boğaz Köprüsü daha sonra da Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün yapılmasıyla boğaza paralel ikinci bir aks oluşmuş ve bu akslar üzerinde Mecidiyeköy-Esentepe-Zincirlikuyu, Beşiktaş-Levent-Maslak, Güneşli-İkitelli gibi iş bölgeleri ortaya çıkmıştır. Akstaki gelişme Birinci Boğaz Köprüsü’nün ve bağlantı yollarının 1974 yılında açılmasından sonra hızlanmıştır. Boğaz Köprüsünün ve bağlantı yollarının açılması kentteki zaman uzaklık matrisini değiştirmiş ve kentin makro formunun kuzeye doğru gelişimini tetiklemiştir.

1980'ler icraatının İstanbul'a getirdiği yenilik şehrin merkezini boşaltma ve yeni işlevlere açma yönünde olmuştur (Bilgin, 1995). MİA alanında, yönetim, denetim, finansman, hizmet, ulusal ve uluslararası ticaret gibi temel faaliyetlerin ve bunlarla ilişkili diğer iş türlerinin yerleşmesinin sağlanması, MİA alanının MİA dışı faaliyetlerin işgalinden kurtarılması, işyeri-konut ve işyeri-işyeri arası ulaşımın en yakın mesafede tutulabilmesi amacıyla, kentsel sistemde belirgin bir kademelenme yapılması kabul edilmiştir.

İstanbul’da 19. Yüzyılın ikinci yarısından itibaren süregelen mekansal dönüşüm süreci, farklı etmenlere bağlı olarak, değişen hız ve nitelikte gerçekleşmiştir. Bu dinamikler arasında, toplumsal yapıda radikal değişmeler yaratan ekonomi politikalarının başat rol oynadığı, dünyanın pek çok metropoliten alanında olduğu gibi İstanbul’da da açıkça izlenmektedir. Mekansal dönüşüm süreçleri, ulusal kalkınma stratejileri/politikaları ve Zincirlikuyu-Levent Aksındaki Yapılaşmanın İstanbul siluetinde baskın hale gelmesi mekanın bu öncelikler çerçevesinde edindiği rollere bağlı olduğu kadar, kentin tarihsel olarak hem ulusal hem uluslararası

düzlemde yüklendiği rollere, sivil ya da kamusal aktörlerin farklı dönemlerdeki tercihleri, güçleri ve olanaklarına da bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Şekil 4.1 : Çalışma kapsamında incelenen alan: Zincirlikuyu-Levent Aksı.

Kentsel mekandaki dönüşüm kavramı, ekonomik, politik, sosyal, kültürel ve ideolojik yönleriyle ele alınmalıdır. Zincirlikuyu-Levent Aksı, İstanbul kentinin, küresel kent söylemi doğrultusunda etkilendiği ve kente getirdiği mekansal ve sosyal ve ekonomik anlamda dönüşümün çok net izlendiği bir bölgedir.

Bali (1992)’nin de belirttiği gibi, 1990’lı yıllarda Mecidiyeköy-Gayrettepe-Esentepe hattında konumlanan iş merkezleri bu bölgelerin yetersiz hale gelmeleri nedeniyle, kendilerine yeni bir merkez aramaya başlamışlardır. Serbestleşen piyasa koşulları sonucu banka ve finans sektörünün büyümesi ve uluslararası şirketlerin Türkiye’yi tercih etmeleri çok katlı iş merkezlerine talebi arttırmıştır. Bu kuleler de, karma işlevli yapıla ile birlikte yüksek yapılaşmanın izin verildiği Zincirlikuyu-Levent- Maslak hattında konumlanmışlardır.

Şekil4.2’de Zincirlikuyu-Levent Aksı’nın 1900’lü yılların başından günümüze kadar yaşadığı fiziksel dönüşüm süreci görülmektedir. Dönüşüm sürecinde belirleyici rol oynayan olaylar ve tarihler grafikte belirtilmiştir. Grafikte görüldüğü üzere, 1900’lerde şehir merkezine uzak olan bölge Osmanlı padişahlarının av alanı iken, süreç içinde şehrin merkezine yaklaşmıştır. Günümüzde ise İstanbul şehrinin hatta Türkiye’nin iş kalbi burada atmaktadır. Büyük şirketlerin genel merkezleri ile en lüks konutlar bu aks üzerinde yer almaktadır.

Şekil 4.2 : Zincirlikuyu-Levent Aksı dönüşüm süreci.

Daha önce de belirtildiği üzere, çok büyük parseller üzerine yayılan bu yapılaşmalar, yakın çevrelerin üzerinde ciddi bir etki yaratmalarının yanı sıra kentsel mekanda da hem sosyal hem de fiziksel anlamda kayda değer etkiler yaratmaktadırlar.

Bu bağlamda, karma kullanımı iki başlık altında incelenecektir: 1) Mevcut durum: Parsel bazında sınırlı karma işlev kullanımı. 2) Alan ölçeğinde karma işlev kullanımı.

Şekil 4.3 : Zincirlikuyu-Levent Aksı’nın İstanbul silüetindeki yeri (Tabanlıoğlu Arşivi, 2007).

Şekil 4.4 : Zincirlikuyu-Levent Aksı güney görünümü.

Şekil 4.5 : Zincirlikuyu-Levent Aksı batı görünümü.

1/5000 ölçekli imar planında (Şekil 4.5)’te Turizm-Ticaret Bölgesi olarak kırmızıyla gösterilen bölge, yani bizim Zincirlikuyu-Levent Aksı olarak tanımladığımız alan üzerindeki mevcut karma işlevli yapılar, imar planlarında ayrı ayrı parseller olarak yatırımcılara verilmekte ve mimari tasarım yatırımcının istediği doğrultuda parsel sınırında salt taks ve emsale uydurularak yapılmaktadır (Şekil 4.31). Bu alanı gösteren lejant içerisinde kentsel planlama kapsamında tanımlanmış yeşil alan, kültürel alan, kamusal alan gibi ifadeler yoktur. Dolayısıyla ilk olarak bu yaklaşımla alanda üretilen karma işlevli yapıların, çevreleriyle olan fiziksel ve sosyal bağlantıları ile kamusal kullanım, açık alan ve yeşil alanı ele alış biçimleri değerlendirilecektir. Kısaca, ilk bölümde mevcut yaklaşım üzerinden bölgedeki arsaların birbirlerinden bağımsız parseller şeklinde ele alınması durumuna bakılacaktır.

Sonraki bölümde ise, Zincirlikuyu-Levent Aksı’nın şimdiki durumdan farklı olarak alan ölçeğinde ele alınması durumuna dünyadaki örnekler üzerinden bakılacaktır. Burada alan ölçeğinden kasıt, bölgenin bütüncül anlamda ele alınmasıdır. Bunun için yöntem olarak çalışma kapsamında seçilen Zincirlikuyu-Levent Aksı’nda yapılmış projelerin mevcut alan spesifikasyonları ile henüz inşa edilmemiş projelere kestirim yaparak karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılacaktır.

Şekil 4.6 : 1/100.000 ölçekli İstanbul şehri onanmış planı (İBB, 2010).

Şekil 4.7 : 1/100.000 ölçekli İstanbul şehri onanmış planı, yakın görünüm (İBB, 2010).

4.2 Mevcut Durum: Parsel Bazında Sınırlı Karma İşlev Kullanımı

Benzer Belgeler