C. Farklı Dönemlerdeki Bazı Konular
2. Zekât Memurları
Abbâsiler‟in ilk dönemi diğer dönemlerine göre altın çağ olarak nitelendirilmekte HârûnürreĢîd dönemi ise ilk dönemin zirvesi olarak kabul edilmektedir. Bermekî ailesinin idarede etkili bir Ģekilde rol aldığı bu dönemde idari teĢkilat tam olarak bütün kurum ve kuruluĢlarıyla oturmuĢ durumdaydı.588
Bu dönemde gelirlere büyük önem verilmiĢ bunun bir yansıması olarak halife HârûnürreĢîd Ebû Hanife‟nin talebelerinden olan Kadı Ebû Yûsuf‟tan bir kitap yazmasını talep etmiĢtir. Bu kitapta HârûnürreĢîd devlet gelirleri, bunların toplanması ve harcanması konusunda takip edilecek siyaseti, dinin koyduğu hükümler çerçevesinde açıklamasını istemiĢtir. Ebû Yûsuf bunu “ Emîrül-mü’minîn benden
haraç, öĢür, sadaka (zekât) ve cizyelerin toplanması gibi konularda baĢvurulabilecek ve uygulanabilecek diğer hususları da içinde bulunduran bir kitap yazmamı istedi”
ifadesiyle dile getirir. Ebû Yûsuf halifenin bu isteğinin amacının halkının karĢılaĢtığı problemleri ortadan kaldırmak olduğunu zikreder. 589
Hz. Peygamber zamanında, zengin olan müslümanlar zekâtlarını bizzat kendileri getirerek Hz. Peygamber‟e veriyorlardı; ancak ilerleyen zaman içerisinde islâmiyet Arap yarımadasının çeĢitli bölgelerine yayılmaya baĢlayınca Hz. Peygamber zekât toplamak için kendi döneminde memurlar görevlendirmiĢtir.590
Hz. Peygamber döneminde zekât memurları hayvanların zekâtlarını toplamak için görevlendirilirdi. Görevlendirilen bu zekât memurları görevlerini yerine getirirken öncelikle mal
587 Ebû Yûsuf, s. 136. 588
Aykaç, s. 132.
589 Ebû Yûsuf, s. 3; Aykaç, s. 132.
590 Kettâni, II, s.155,156; Sarıçam Ġbrahim- ErĢahin Seyfettin, Ġslâm Medeniyeti Tarihi, Ankara, 2011, s. 113.
128
sahiplerinin rızasını almakta, Ģayet bu gerçekleĢmez ise zorla zekâtları tahsil etmekte idiler. Hz. Ebûbekir bazı kabilelere hayvanlarının zekâtlarını vermedikleri için savaĢ açmıĢtır.591
Kabile halinde yaĢayan Araplar tarım ve hayvancılıkla meĢgul olsalar da bundan çokda hoĢlanmıyorlar, daha çok ticaretle uğraĢmak istiyorlardı. Fakat ticaret dıĢarıya açılmazsa geliĢemez ve kendinden beklenen getiriyi sağlayamazdı. Bunun farkında olan Abbâsiler ticari faaliyetleri desteklemiĢler ve teĢvik etmiĢlerdir. Abbâsiler vergilerle de ilgilenmiĢler ve Emevîler döneminin sonuna doğru düzene giren vergileme esasının dıĢına çıkmayarak onu aynı Ģekilde devam ettirmiĢlerdir. Vergileri toplama iĢini denetim altına almaya çalıĢmıĢlardır.592
Ebû Yûsuf‟un ifadelerinden de anlaĢıldığı kadarıyla dönemin önemli problemlerinden biri de vergi toplama görevlilerin halka karĢı kötü muamele etmeleriydi.593
Merkezi idareye bağlı vergi toplama görevlilerinin keyfi tutum ve davranıĢları, insanların güçlerinin üstünde vergi koymaları, vergileri tahsil ederken halkta huzursuzluklar ortaya çıkarmıĢtır. Bu durum bazen bir bölgeyi kapsayabilecek isyanlara bile sebep olmuĢtur.594
Ebû Yûsuf zekât memurlarının durumu ile ilgili olarak halifeye gerekli uyarıları yapar. Bununla birlikte halkın da zekât görevlilerinden bir Ģey gizlememelerini söyler. Tabi ki bütün bunları Hz. Peygamberin uygulamaları ve RâĢid halifeler döneminden çeĢitli örneklerle açıklar. Böylece Ebû Yûsuf, olayları dini bir temele oturtmuĢ oluyordu.595 Ebû Ubeyd de zekât toplayan memurların bazı yanlıĢ uygulamalarından bahseder. Zekât görevlileri haksızlık yapsalar bile onlara karĢı gelinmemesi, onların iyi bir Ģekilde karĢılanması ve mallarının tamamından zekât memurlarını haberdar edip gizlememesi gerektiğinden bahseder.596
Bu Ģekilde zekât memurlarının görevlerinin yanında müslümanların da onlara karĢı nasıl mukabele edeceklerini açıklar.
591 Ebû Ubeyd, s. 536,537; Ebû Yûsuf, s. 80.
592 Ed- Dûrî Abdulaziz, Ġslâm Ġktisat Tarihine GiriĢ, Ġstanbul, 1991, s. 66.86,87.
593 Ebû Yûsuf, s. 132; ed- Dûrî, s. 66.86,87; Zorlu Cem, Abbâsilere Yönelik Dini ve Siyasi Ġsyanlar, Ankara, 2011, s. 23.
594 Zorlu, s. 23; Demirci Mustafa, Abbasiler’ de Toprak Sistemi, MÜSBE, Ġstanbul, 2011, s. 309. 595 Bkz. Ebû Yûsuf 15, 16 ve 27. Bölümler.
129
Ebû Yûsuf‟a göre zekât memurlarında bulunması gereken vasıflar: Allah‟tan korkmak, güvenilir olmak, doğru olmak, iffetli olmak, dinin emir ve yasaklarına uymak, zekât verecek insanlara haksızlık etmemek, hile yapmamak Ģeklinde sıralanır.597
Ebû Yûsuf konu ile ilgili olarak yukarıda sıralananların yanı sıra uygulamanın baĢında bulunan halifeye de zekât ile ilgili bazı tavsiyelerde bulunur: “Yukarıda ifade edilen vasıflara sahip insanlar bulunduğu takdirde onları görevlendir. Memleketin değiĢik bölgelerine bu insanlardan bölge halkının da râzı olacakları görevliler tayin et. Fakat haraç toplayan memurları zekât iĢlerine görevlendirme zira zekât mallarının haraç mallarıyla karıĢtırılmaması gerekir. Çünkü haraç bütün müslümanlara, zekât ise Allah‟ın kitabında belirtilen yerlere598
harcanır. Bazı haraç görevlileri aldığımız haberlere göre zekât toplatıp halka karĢı kötü muamelelerde bulunuyorlar. Zekât toplamakla görevlendirdiğin insanlara kâfi miktarda maaĢ verilsin fakat bu miktar toplanan zekâtın büyük bir kısmının görevlilerin maaĢlarına gidecek kadar olmasın.599
Bu Ģekilde gönderdiğin memurlar görev yerlerine varıp görevlerine baĢladıktan sonra onların görevlerini hakkıyla yapıp yapmadıklarını kontrol etmek için bir müfettiĢ gönder. Eğer görevlendirdiğin bu memurlar senin emrettiğin Ģeyleri yapmaz halka zulüm yaparsa hemen onları görevden uzaklaĢtır ve cezalandır.”600
Hz. Peygamber Ġbn Lütebiyye‟yi Benî Süleym kabilesinin zekâtlarını toplamakla görevlendirdi. Ġbn Lüteybiye zekâtları toplayıp Medine‟ye geldi ve “Bunlar zekât
olarak topladıklarım. Bunlar da bana hediye edilenlerdir.” dedi. Hz. Peygamber
minbere çıkarak Ģöyle dedi: “Benim gönderdiğim memura ne oluyor ki? Acaba o, anasının ve babasının evinde oturmuĢ olsaydı, ona bu verilen mallar hediye edilir miydi? …”601 Bu ifadelerden de anlaĢılacağı gibi Hz. Peygamber‟in bu sözleriyle Ebû Yûsuf zekât memurlarının yaptıkları iĢin hassasiyetini vurgulamıĢtır.
597 Ebû Yûsuf, s. 80,81. 598 Tevbe, 9/60. 599 Ebû Yûsuf, s. 80,81. 600 Ebû Yûsuf, s. 132. 601 Ebû Yûsuf, s. 82.
130
Hz. Ömer, toplanan zekât malları arasında iri memeli bir koyun gördü. Yanındakilere “sahipleri bunu gönül rızası ile vermemiĢtir. Ġnsanların mallarını zorla
almayın” diyerek, hem malların iyilerini almamayı, hem de insanların gönüllerinin hoĢ
tutulmasının önemini vurgulamıĢtır.602
Hz. Peygamber de Ġslam‟ın ilk yıllarında zekât emredilince zekât memuru olarak görevlendirdiği kiĢilere “insanların üzerlerine
titrediği iyi malları alma, yaĢlı küçük ve kusurlu olanları al” diye tavsiyelerde
bulunmuĢtur.603