• Sonuç bulunamadı

1.4. Fiilin yapım ekleriyle genişlemiş şekilleri

2.3.1.1. Zarf + yüklem dizilişinde

Ağla- fiili ile kurulan birleşik fiil yapılarında yalın hâldeki 1 farklı isim 13 örnekte zarf unsuru olarak kullanılmıştır.

(3) Şol kadar kan agladum kim dâr-ı dil dîvârınuñ Bir taşın yâkut ü bir taşın mercân eyledüm (CS/171) (4) Derd ile sen de bencileyin kanlar ağla kim

Bugün banaysa yarın efendi sana imiş (NB/125)

Yukarıdaki örneklerden (3) ve (4)’te kan ve kanlar isim unsurları birleşikte yüklem konumundaki ağla- fiilinin zarfını oluşturur.

Örnekleri:

Yalın hâl ile kullanılışı: Kan (12), kanlar (1).

2.3.2. Anlam ilişkileri

Ağla- fiili, isim unsuru ile anlam ilişkisi bakımından deyim aktarması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Fiil, gerçek anlam (temel + temel anlam, temel +yan anlam) ilişkisi ile mecaz anlam (ad aktarması) ilişkisi çerçevesinde fiilin örneklerine rastlanmamıştır.

7

Söz dizimi ilişkileri bakımından Öztürk (2008:1031,1071) ağla- fiilinin özne + fiil, zarf + fiil şeklinde görüldüğünü belirtir.

2.3.2.1. Mecaz anlam ilişkisi

2.3.2.1.1. Ad aktarması (metonimi) ilişkisi

Fiil, mecaz anlam çerçevesinde 1 isim unsuruyla 13 örnekte metonimik anlamlı birleşik fiil yapısı olarak karşımıza çıkar. Kan ağla- şeklindeki birleşik fiilin çok üzül- anlamında ad aktarması (metonimi) şeklindeki birkaç örneği şöyledir:

(5) Görücek derd ile kan ağladığımı ter olur

Kızarır çihre-i zibası nitekim gül-i ter (NB/182) (6) Nice dersin ey gönül kim hecrden cân ağlamaz

Ya’ni kimse var mıdır bu derd ile kan ağlamaz (NB/409) Kaynak = kan ağla- → hedef = çok üzül-

Yukarıdaki (5) ve (6) örneklerindeki birleşik fiil yapılarında isim ve fiil unsurları temel anlamlarıyla ele alındığında kan ağla- birleşik fiili gözden kan çıkararak veya kan çıkacak derecede (çok) ağlamaya işaret etmekle birlikte kastedilenin bu ağlamanın sebebini teşkil eden çok üzül- şeklinde yorumlanması kanaatindeyiz. Nitekim, ADS’de de kan ağla- birleşik fiili için büyük bir üzüntü içinde bulun- anlamı verilmektedir. Bu çerçevede de kan ağla-fiilinin sebep-sonuç ilişkisi yoluyla (çok) üzül- üzerine kurulu metonimik biçimde bir kullanımı söz konusudur.

Örnekleri:

Çok üzül-: Kan ağla- (12), kanlar ağla- (1).

2.3.3. Morfo-sentaks ilişkileri

Ağla- fiilinin birleşik fiil yapılarında morfo-sentaks açısından görevi gerçekleştirme şeklinde görülmektedir.

2.3.3.1. Gerçekleşme

Fiilin 1 ayrı isim unsuruyla 13 kez kullanıldığı bu görevde isim unsuru fiilin nesnesi konumundadır.

Nesne + yüklem dizilişinde:

Đsim unsurunun aşağıda verdiğimiz örneklerde yalın hâl ile fiilin nesnesi konumundadır.

(7) Dil-berüñ mey-gûn lebinden meclis-i ‘uşşâkda

Đy göñül kan ağlayup kılsañ rivâyet hoş-durur (CS/75) (8) Necâti vasf-ı lâ’lin mi kim

Kalem zâr oldu kan ağlar elinden (NB/320)

(7) ve (8) örneklerinde isim ile fiil unsuru arasında mecaz anlam ilişkisinin mevcut olduğu örneklerde ağla- fiili önündeki isim unsurunu taşıdığı üzül- mecaz anlamıyla salt bir gerçekleşme şeklinde fiilleştirmektedir.

Örnekleri:

Yalın hâl ile kullanılışı: Kan (12), kanlar (1).

3. AL-

3.1. Anlamları

Fiil, TaS’da 1. Basmak, galebe etmek, istila etmek, kaplamak. 2. Ele geçirmek, yakalamak, elde etmek. 3. Gereken şeyi kendine mal etmek anlamları taşır ( TaS: Bkz Al-).

Al- fiili taradığımız metinlerde birleşik fiil yapılarında edin-, bir hâli edin-, ile donan-, gerçekleştir-, gibi gör-, kabul et-, maruz kal-, –sız hâle getir-, çıkar- yan anlamlarda görülür.

3.2. Đsmin hâlleri ile kullanılışı8

Al- fiilinin taranılan metinlerde yalın, yükleme ve yönelme hâlindeki 81 farklı isimle toplam 225 örnekte birleşik fiil yapısı oluşturduğu tespit edilmiştir.

Yalın hâl ile kullanılışı:

Fiil, 69 farklı isimle 142 örnekte ismin yalın hâli ile birleşik fiil yapısı oluşturmuştur.

(1) Çoban bu yığınağı göriçek ‘ibret aldı (DK/207) (2) Ma‘niden ma‘nî biter ma‘nî gelür

Ma‘niyi ma‘nî bilür ma‘nî alur (G/1013)

Al- fiili, yukarıdaki örneklerden (1) ve (2)’de ‘ibret ve ma‘nî isimlerinin yalın hâli ile birleşik fiil yapısı kullanıldığı görülür.

Örnekleri:

Abdest (10), ‘akl (1), alkış (5), ârâyiş (1), bâc (1), bâc ü harâc (1), behre (1), biglik (1), bûse (3), bûseler (1), buşu (1), cân (18), cân ü dil (2), cânlar (1), cevâb (2), dâd (3), derd (1), dermân (1), destûr (1), devr (1), dil (8), dil ü cân (3), diller (1), dîn (1), diriğ (1), el (1), eser (2), fâyide (1), feyz (1), göñül (3), göñül ü cân (1),

8

Al- fiilinin Kahraman (1996: 88) esas ve yardımcı fiil ayırımı yapmadan yalın, yükleme, yönelme,

bulunma, çıkma ve kimsiz hallerindeki isimlerle kullanıldığını gösterir. Ayrıca taradığımız metinlerde isim + yardımcı fiil kuruluşunda al- fiilinin ismin sadece yalın, yükleme,yönelme, ayrılma hali ile

haber (3), hâlet (1), harâc (1), haz (2), hazz (2), heybet (1), hisâb (1), hisse (1), ‘ibret (5), ikrâr (1), imân (2), intikâm (1), lezzet (5), ma‘nî (1), menzil (1), meydân (2), murâd (1), münevverlik (1), nâle vü efgân (1), nâr (1), nasîb (2), nişân (1), nûr (1), ödünc (2), ögüt (1), öğüt (2), öğin (1), öğüt (2), ölüm (1), pend (1), perveriş (1), selâm (1), sıhhat (1), sovuk (1), söz (1), tahâret (2), terbiyet (1), teyemmüm (2), uyhı (1), uyhu (2), yâd (1), zevk (1), ziyâ (1), zünnâr (1).

Yükleme hâli ile kullanılışı (+n ve +I):

21 farklı isimle 68 örnekte al- fiili ismin yükleme hâli ile birleşik fiil yapısı meydana getirmektedir.

(3) Kullıg eyler ol begüñ göñlin alur

Şöyle kim ol beg aña hoşnûd olur (G/657) (4) Aklı vü fikri ben dilerim devşirem başa

Akl ile fikri almaz imiş hem rızâ-yı aşk (ŞD/188)

Fiilin (3) örneğindeki göñül ve (4) örneğindeki fikr isimlerinin yükleme hâli ile birleşik fiil yapısı oluşturduğu görülür.

Örnekleri:

Âhımı (1), âhum (1), alkışı (1), alkışın (2), belâları (1), bûsen (1), bûseni (2), bûsesin (1), cân ü dilümi (1), cânı (1), cânım (4), cânımız (1), cânın (5), cânını (3), cânları (1), cânum (6), cânumı (3), cevâbın (1), derdüñ (1), fikri (1), göñlin (1), göñlüm (3), göñlümi (2), göñlümüz (3), göñlün (1), haberim (1), haberin (3), haberlerin (1), hak hükmi (1), harâcın (1), kanın (1), karârın (2), karârumı (1), lezzetleri (1), ma‘nîsin (1), mecâli (1), nasîhatın (1), selâmın (1), sözini (1), sözümüz (1), sözünü (1), zevkin (1).

Yönelme hâli ile kullanılışı (+(y)A):

Al- fiili 8 farklı isimle 12 örnekte ismin yönelme hâlinde birleşik fiil yapısı ile karşımıza çıkar.

(5) Cân u dil aldı ele didüm didi

Ne gerek sen mübtelâya cân u dil (CS/154) (6) Dem-beste eyledikçe Necâti’yi zülf-i dost

Lûtf ile hâtırın ele alıp yazar nişân (NB/100)

Yukarıdaki örneklerden (5) ve (6)’da al- fiili, el isimlerinin yönelme hâli ile birleşik fiil yapısı oluşturmuştur.

Örnekleri:

Ağzına (1), avcuna (1), boynuña (1), boynuna (1), bûseye (1), dile (1), ele (4), masharalıga (1), yakana (1).

Ayrılma hâli ile kullanılışı (+DAn):

Al- fiili 2 farklı isimle 3 örnekte ismin yönelme hâli ile birleşik fiil yapısı oluşturur.

(7) Çün bu sözi nûr dilinden aldı cân

Hem sevindi şâd olup hem geldi cân (G/1049) (8) Akl elinden al gönül şeh-bâzın ey sultân-ı aşk

Destine bir rûsitâyinin doğan vermek neden (NB/323)

Fiil, yukarıdaki örneklerden (7) ve (8)’de dil, el isimlerinin ayrılma hâli ile birleşik fiil yapısı meydana getirmektedir.

Örnekleri:

Dilinden (2), elinden (1).

3.3. Đsim + fiil ilişkileri

3.3.1. Söz dizimi ilişkileri9

Taranılan metinlerde al- fiilinin 81 farklı isim unsuruyla 225 örneğinde birleşik fiil yapısında kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu birleşik fiil yapılarında isim unsuru 5 örnekte özne, 203 örnekte nesne, 15 örnekte ise tamlayıcı, 2 örnekte zarf konumundadır.

3.3.1.1. Özne + yüklem dizilişinde

Al- fiili ile kurulan birleşik fiil yapılarında özne konumundaki 3 isim unsuru 5 örnekte yalın hâlde kullanılmıştır.

(9) Ne diyeyin buşu hep almış anı

Hüküm itmiş ana buşu divânı (YE/380)

9

Öztürk (2008:1031, 1038,1055,1071) al- fiilin söz dizimi ilişkileri bakımından özne + fiil, nesne +

(10) Kara kıyma gözlerüñ uyhu almış açgıl ahı (DK/88)

Yukarıdaki örneklerden (9) ve (10)’da buşu, uyhu isimlerinin yalın hâlde özne unsuru olarak birleşik fiil yapısı oluşturmuştur.

Örnekleri:

Yalın hâl ile kullanılışı:

Buşu (1), ölüm (1), uyhı (1), uyhu (2).

3.3.1.2. Nesne + yüklem dizilişinde

Al- fiili ile kurulan birleşik fiil yapılarında nesne konumundaki 65 isim unsuru 145 örnekte yalın hâlde, 20 isim unsuru da 68 örnekte yükleme hâlde kullanılmıştır.

(11) Âbdestsüz namâz dürüst degüldür bu söz sahîhdür, âbdest almakda edeb budur (M/169)

(12) Ahımı alma kim yedi kat gökler ey melek

Cehd eyler ise bağlayı bilmez du’â yolın (NB/322)

Yukarıdaki (11) ve (12) örneklerinde abdest, ah isimleri al- fiillerinin nesnesi konumundadır.

Örnekleri:

Yalın hâl ile kullanılışı:

Abdest (10), ‘akl (1), alkış (5), ârâyiş (1), bâc (1), bâc ü harâc (1), behre (1), biglik (1), bûse (3), bûseler (1), cân (18), cân ü dil (2), cânlar (1), cevâb (2), dâd (3), derd (1), dermân (1), destûr (1), devr (1), dil (8), dil ü cân (3), diller (1), dîn (1), diriğ (1), el (1), eser (2), fâyide (1), feyz (1), göñül (3), göñül ü cân (1), haber (3), hâlet (1), harâc (1), haz (2), hazz (2), heybet (1), hisâb (1), hisse (1), ‘ibret (5), ikrâr (1), imân (2), intikâm (1), lezzet (5), ma‘nî (1), menzil (1), meydân (2), murâd (1), münevverlik (1), nâle vü efgân (1), nâr (1), nasîb (2), nişân (1), nûr (1), ögüt (1), öğüt (2), öğin (1), öğüt (2), pend (1), perveriş (1), selâm (1), sıhhat (1), sovuk (1), söz (1), tahâret (2), terbiyet (1), teyemmüm (2), yâd (1), zevk (1), ziyâ (1), zünnâr (1).

Yükleme hâli ile kullanılışı (+n ve +I):

Âhımı (1), âhum (1), alkışı (1), alkışın (2), belâları (1), bûsen (1), bûseni (2), bûsesin (1), cân ü dilümi (1), cânı (1), cânım (4), cânımız (1), cânın (5), cânını (3), cânları (1), cânum (6), cânumı (3), cevâbın (1), derdüñ (1), fikri (1), göñlin (1), göñlüm (3), göñlümi (2), göñlümüz (3), göñlün (1), haberim (1), haberin (3),

haberlerin (1), hak hükmi (1), harâcın (1), kanın (1), karârın (2), karârumı (1), lezzetleri (1), ma‘nîsin (1), mecâli (1), nasîhatın (1), selâmın (1), sözini (1), sözümüz (1), sözünü (1), zevkin (1).

3.3.1.3. Tamlayıcı + yüklem dizilişinde

Al- fiili ile kurulan birleşik fiil yapılarında tamlayıcı konumundaki 8 isim unsuru 12 örnekte yönelme hâlinde, 2 isim unsuru da 3 örnekte ayrılma hâlinde karşımıza çıkar.

(13) Alnuña sür bâri gel boynuña alma kanumı

Cânumı çün kaşlaruñ yasına kurban eyledim (CS/171) (14) Çü pendi nûr dilinden aldı cân

Agdı ol tahta vü anda kaldı cân (G/1059)

(13) ve (14) örneklerinde boyun, dil isimleri al- fiilinin tamlayıcısı konumundadır.

Örnekleri:

Yönelme hâli ile kullanılışı (+(y)A):

Ağzına (1), avcuna (1), boynuña (1), boynuna (1), bûseye (1), dile (1), ele (4), masharalıga (1), yakana (1).

Ayrılma hâli eki ile kullanılışı (+dAn): Dilinden (2), elinden (1).

3.3.1.4. Zarf + yüklem dizilişinde

Al- fiili ile kurulan birleşik fiil yapılarında zarf konumundaki 1 isim unsuru 2 örnekte yalın hâl şeklindedir.

(15) Ammâ ödünc alacak adam bulursa ödünc ala (M/233) Yukarıdaki (15) örneğinde ödünc ismi al- fiilinin zarfı konumundadır. Örnekleri:

Yalın hâl ile kullanılışı: Ödünc (2).

3.3.2. Anlam ilişkileri

Fiili, isim unsuru ile gerçek anlam ilişkisi bakımından temel + temel anlam, temel + yan anlam, mecaz anlam ilişkisinde ise deyim ve ad aktarması biçiminde karşımıza çıkmaktadır.

3.3.2.1. Gerçek anlam ilişkisi

3.3.2.1.1. Temel anlam + temel anlam ilişkisi

Fiil, 5 farklı isimle 7 örnekte temel anlam + temel anlam ilişkisinde kullanılmıştır. Al- fiili ile kurulan bir takım birleşik fiil yapılarında al- fiilinin taşıdığı semantik değeri tam olarak yitirmediği görülür. Ödünç al- birleşiğinde de bu durum mevcuttur.

(16a) Ammâ ödünc alacak adam bulursa ödünc ala (M/233)

Yukarıdaki cümlede zarf konumunda bulunan ödünç ismiyle al- fiilinin birleşmesi şeklinde karşımıza çıkan birleşik yapıda gerçekte olarak unsurunun varlığı söz konusudur. Bu unsurun düşmesi veya yok sayılmasıyla fiil gerçek anlamıyla önündeki isimle kalıplaşmak suretiyle birleşik fiil oluşturmuştur. Benzer bir durum aşağıdaki örnekte de görülmektedir. Bu örnekte de mübtelâ ismi ile göster- fiili arasında olarak unsurunun varlığı açıkça sezilmektedir.

(16b) Bana dermiş şöyle kendin mübtelâ göstermesin (NB/324) (17) Bezm-i hayâtı hoş gör el vermiş iken eyyâm

Devr almadın ayağın götürügör ayağı (NB/406) (18) Dilden atma ihtimâl-i sabrı kim

Kim alur dîvâneden bâc ü harâc (CS/57)

Yukarıdaki (17) ve (18)’de devr, bâc ü harâc isimleri al- fiili ile birleşerek tarafına al-, haraca bağla- anlamları taşır.

Örnekleri:

Al-: Bâc al-(1), bâc ü harâc al-(1), devr al- (1), harâc al- (1), haracın al- (1), ödünc al- (2).

3.3.2.1.2. Temel anlam + yan anlam ilişkisi

Fiil, 59 farklı isimle 108 örnekte temel anlam + yan anlam ilişkisinde kullanılmıştır. Al- ile kurulan birleşik fiil yapılarında isim unsurunun temel anlam, fiil unsurunun ise yan anlam ilişkisi gösterdiği örneklerde fiilin, 1 kez çevir-, sar-; 2 kez çıkar-; 6 kez duy-; 3 kez –e kavuş-; 29 kez edin-; 1 kez edindir- sahibi kıl-, sahibi yap; 13 kez gerçekleştir-; 5 kez gibi gör-, kabul et-; 1 kez hâle getir; 3 kez ile donan-; 1 kez iste- ; 1 kez kabul et; 23 kez –len ekiyle-; 2 kez –lı hâle getir-; 8 kez maruz kal-; 1 kez sor- olmak üzere 15 farklı yan anlamda kullanıldığı tespit edilmiştir.

Al- fiilinin yukarıda verilen -e kavuş-, edin-, bir hâli edin-, ile donan- şeklindeki yan anlamlarını aslında bir şeyi veya nesneyi edinmek anlamı altında toplamak da mümkündür. Ancak bu durumda bir takım anlam ayırtıları kaybolacaktır. Meselâ derman al-, murad al-, bela al-, ah al-, derd al-, nasib al- gibi birleşik fiil yapılarında al- fiilinin karşıladığı anlam son tahlilde edinmek şeklinde kabul edilebilir. Ancak bu durumda da edinmek üst kavramı içerisinde yer alan -e kavuşmak (dermân al-, dermâna kavuş-, murad al-: murada kavuş-), -e maruz kalmak (bela al-: belaya maruz kal-, ah al-, aha maruz kal-) ve –lAn ekiyle karşılanabilen dertlen-, nasiplen- gibi anlam ayırtılarının göz ardı edilmesi söz konusudur. Bu bakımdan al- fiili ile kurulan bu yapılarda edin- anlamı altında veya etrafında toplanabilecek bu anlam ayrıtılarını göstermek maksadıyla bir kısım örnekler bu anlam başlıkları altında toplanmıştır.

(19) Kaddüñ elif iki zülf iki dal

Dâd eyle ki aldı dört yanım yâd (NB/173) (20) Ma‘niden ma‘nî biter ma‘nî gelür

Ma‘niyi ma‘nî bilür ma‘nî alur (G/1013)

(21) Zîrâ anları bilmekden dahı göñül cân lezzet alur (M/286) (22) Nâle kıl kim alasın nâ-merd dünyâda murâd

Ana süd vermez Necâti tâ kim oğlan ağlamaz (NB/258)

Fiil, 19)’da çevir-, sar-; (20)’de çıkar-, (21)’de duy-; (22)’de -e kavuş- anlamlarında yâd, ma‘nî, lezzet, murâd isimleri ise temel anlamlarında kullanıldığı görülür.

(23) Diyem Cenâb-ı Hazrete yevm-i su’al eğer

Lutf ile rahmet ile kulundan cevâb ala (NB/132)

(24) Şökli Melike seni iletelüm, saña biglik alı virelüm (DK/98) (25) Aru sudan abdest aldılar (DK/175)

(26) ‘Işk degül mi ‘akl içinde añlayan

Gördüginden ‘ibret alup tañlayan (G/995)

Al- fiili yukarıdaki (23)’de edin-; (24)’de edindir-, sahibi yap-, sahibi kıl; (25)’de gerçekleştir-; (26)’da gibi gör-, kabul et- anlamlarında cevâb, biglik, abdest, ‘ibret isimleri ise temel anlamlarında kullanılmıştır.

(27) Agırlamış ola yoksa key yaramazlık idüp masharalıga mı almış (M/187)

(28) Beg varur söyler şehe bu hâlleri Destûr alur, alur iltür ol eri (G/657)

(29) Aklı vü fikri ben dilerim devşirem başa

Akl ile fikri almaz imiş hem rızâ-yı aşk (ŞD/188) (30) Egriligün koyasın togrı yola gelesin

Kibr ü kîni çıkargıl erden nasîb alasın (YE/239)

Fili yukarıdaki (27) örneğinde hâle getir-; (28)’de iste-; (29)’da kabul et-; (30)’da -len eki anlamlarında, masharalıga, destûr, fikri, nasîb isimleri ise temel anlamlarıyla karşımıza çıkmaktadır.

(31) Alur yigidi çagında bülbüli ötmez bâgında

Kimse komaz ocagında yigitleri alur ölüm (YE/203) (32) Nagme-i efgân- Cem’den her seher ta‘lîm olur Nâlişinden hâlet aldı bülbül-i gûyâ meger (CS/108)

(33) Ahımı alma kim yedi kat gökler ey melek

Cehd eyler ise bağlayı bilmez du’â yolun (NB/322) (34) Oldu çü cevr-i fitne-i âhir zamân kaşın

Alsa aceb mi akl u dil ü dîn ü cân kaşın (ŞD/196) (35) Dünyâ evine konduk oturduk bir iki gün

Lâyık mıdır kerime konukdan hisâb ala (NB/132)

Yukarıdaki (31)’de al- fiili -lı hale gel-, öl-; (32)’de -lı hale gel; (33)’de maruz kal-; (34)’de -sız hale getir-; (35)’de sor- anlamlarında, ölüm, hâlet, ahımı, akl, dîn, hisâb isimleri ise temel anlamlarında kullanılmıştır.

(36) Kankı dilden alkış ala ol kişi

Kim döne hoşnûdlıga her bir işi (G/639)

Yukarıdaki beyitte alkış al- birleşik fiilinde geçen alkış kelimesinin anlamı TaS’da (: 8) “övme, övüş, dua” olarak verilir. Beyitteki dil kelimesi Türkçe kabul edildiğinde bir organa, Farsça kabul edildiğinde ise gönüle karşılık gelir. Övme, övüş ise tabiatıyla dil ile yapılan bir iştir. Ancak burada dil ile kasıt insan’dır. Alkış kelimesi burada EAT için temel anlamıyla kullanılmıştır. Bu açıdan temel + yan anlam ilişkisi çerçevesinde kurulmuş olan bu birleşikte al- fiili ise edin- yan anlamı taşımaktadır.

Ayrıca aşağıdaki (37) örneğinde menzil al- birleşik fiili mesafe, yol katet- anlamına gelmektedir. Cümledeki menzil kelimesi yolculukta dinlenmek amacıyla durulan yer, konak; iki konak arasındaki uzaklık; bir günlük yol; at değiştirmek veya konaklamak için kervanların ve posta tatarlarının indikleri bina veya han; ok atma yarışlarında erişilen mesafe (BTS) anlamlarına gelmektedir. Yukarıdaki beyitte menzil kelimesi konak anlamıyla alındığında safha geç-, katet-; yol anlamında alındığında ise yol katet- anlamında yine temel + yan anlamla kurulmuş birleşik fiil ilişkisi gösterir.

(37) Erenlerden etek tutan menzil alup Hakk'a yiten

Muhammed nûrına batan ol dünyâya kalmayandur (YE/130) Örnekleri:

Çevir-, sar-: Yâd al- (1); çıkar-: Ma‘nî al- (1), ma‘nîsin al- (1); duy-: Lezzet al- (5), lezzetleri al- (1); -e kavuş-: Ârâyiş al- (1), dermân al- (1), murâd al- (1); edin-: Cevâb al- (2), cevâbın al- (1), dâd al- (3), eser al- (2), haber al- (3), haberim al- (1), haberin al- (3), haberlerin al- (1), hisse al- (1), ikrâr al- (1), nasîhatın al- (1), ögüt al- (1), öğüt al- (2), pend al- (1), selâm al- (1), selâmın al- (1), söz al- (1), sözini al- (1), sözümüz al- (1), sözünü al- (1); edindir-, sahibi kıl-, sahibi yap-: Biglik al- (1) gerçekleştir-: Abdest al- ( 10), intikâm al- (1), nişân al- (1), teyemmüm al- (1); gibi gör-, kabul et-: ‘Đbret al- (5); hâle getir-: Masharalıga al- (1); ile donan-: Tahâret al- (2), teyemmüm al- (1); iste-: Destûr al- (1); kabul et-: Fikri al- (1); -len eki: Behre al- (1), buşu al- (1), derd al- (1), derdüñ al- (1), fâyide al- (1), feyz al- (1), haz al- (2), hazz al- (2), heybet al- (2), münevverlik al- (1), nasîb al- (2), nûr al- (1), perveriş al- (1), sıhhat al- (1), sovuk al- (1), terbiyet al- (1), zevk al- (1), zevkin al- (1), ziyâ al- (1); -lı hâle gel-: Hâlet al- (1),ölüm al- (1); maruz kal-: Âhımı al- (1), âhum al-

(1), belâları al- (1), diriğ al- (1), nâle vü efgân al- (1), uyhı al- (1), uyhu al- (2); -sız hâle getir-: ‘Akl al- (1), öğin al- (1), dîn al- (1), imân al- (1), karârın al- (1), karârumı al- (1), mecâli al- (1); sor-: Hisâb al- (1); övül-, edin-: Alkış al- (5), alkışı al- (1), alkışın al- (2); yol al-, mesafe katet-: Menzil al- (1).

3.3.2.2. Mecaz anlam ilişkisi

3.3.2.2.1. Deyim aktarması (metafor) ilişkisi

Al- fiilinin mecaz anlam ilişkisi etrafında 7 farklı isimle 13 örnekte metaforik anlamlı birleşik fiil yapısı oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu birleşik fiillerin ise, aşk belasına maruz kal-, aşka düş- (1); ele geçir- (4); hakim ol- (1); kazan- (1); kurtar- (1); küfre düş- (1); nasiplen- (1); öldür- (1); öne çıkar-, düşün- (1); üstlen- (1); yüklen- (2) olmak üzere 10 farklı anlamı karşıladığı görülür.

(38) Âlemi ucdan uca avcuna alsan yeridir

Subh-ı devlettir elin mihr-i münevver hâtem (NB/92) Kaynak = avcuna al- → hedef = ele geçir-, hakim ol-

(38) örneğindeki birleşik fiili ADS’de avucunun içine almak şeklinde geçer ve anlamı bir kimseyi baskı ve etkisi altına almak olarak verilir. Beyitte, avucuna al- kaynak kavramında yer alan isim ve fiil unsurları gerçek anlamları bakımından ele alındığında, yani bunların cümlede kendi başlarına birer unsur olduğu ve birleşik yapı oluşturmadığı düşünüldüğünde bir şeyi avucuna al-, avucunda tut- anlamları taşır, ancak fizikî bakımdan öznenin cümlede nesne konumundaki âlemi avucunda tutması mümkün olmadığından yapının (insan hükmedendir) birincil metaforuna dayalı olarak zaptet-, ele geçir- anlamında kullanıldığı açıktır. Burada, kaynak ve hedef kavramlar arasındaki eşleştirmenin avuca alınan bir şey ile birlikte o şeye sahip olma ve hakim olma yönünde olduğu görülür.

(39) Çin ü Hutenin bacını boynuna mı aldın

Ey hâli-i ruhu memleket-i Rum haracı (NB/436) Kaynak = boynuna al- → hedef = üstlen-

ADS’de bir şeyi borç veya ödev olarak üstüne almak anlamları verilen boynuna al- birleşik fiil yapısı yukarıdaki örnekte de bu anlamı taşımaktadır. Cümlede boyun ve al- unsurları gerçek anlamları bakımından ele alındığında bir şeyi (yükü) fizikî

olarak boynunun üzerine almak veya koymak hareketi ifade edilmiş olur. Bu durumda bac kelimesinin de yük olarak fizikî bir nesneyi (altın, para vs.) karşılaması gerekir. Ancak beyitteki anlamı fizikî olmaktan çok psikolojik olarak bacın ödenmek üzere borç olarak üstlenilmesidir. Bu bakımdan bac yüktür birincil metaforuna dayalı olarak da beyitte yük borçtur/sorumluluktur kavramlaştırması aracılığıyla bac = (yük=) borç, boynuna al- = (= taşımak=) üstlen- şeklinde karşımıza çıkan kaynak ile hedef kavramlar arasındaki ilişkiler karmaşık metafor türü olarak kendisini göstermektedir.

(40) Baş salar sûfi gibi yeşil murakka’lar giyip

Şöyle benzer serv gülşende sabâdan aldı el (NB/304) Kaynak = el al- → hedef = nasiplen-, tabi ol-, izinden git-

Tarikatlarda bir mürit, mürşidinden, başkalarına yol gösterme iznini almak; bir sanatı yapmak için ustanın iznini almak (ADS) anlamları verilen el al- birleşik fiil yapısındaki isim ve fiil kendi başlarına ayrı bir unsur olarak kabul edildiğinde cümlede özne konumundaki serv’in fizikî açıdan el alması mümkün değildir. Bu bakımdan saba sufidir karmaşık metaforuna dayalı olarak oluşturulan beyitte sûfi kelimesi ile serv arasındaki (ayrıca söylenmese de dergah ile gülşen, mürşid ile sabâ arasında mevcut) benzetmenin varlığı dikkate alındığında ise kaynak kavramın nasiplen-, tabi ol-, izinden git- olarak hedef kavram şeklinde yorumlanması mümkündür.

(41) Dem-beste eyledikçe Necâti’yi zülf-i dost Lûtf ile hâtırın ele alıp yazar nişân (NB/100) Kaynak = ele al- → hedef = öne çıkar-, düşün-

Ele al- birleşiği için ADS’de bir şey üzerinde çalışmaya başlamak; bir konuyu görüşmek; bir konuyu incelemek, araştırmak: herhangi bir şeyi iş edinmek anlamları verilir, ancak yukarıdaki beyitte ele al- birleşik fiilinin bu anlamların dışında öne çıkarmak, düşünmek anlamlarıyla kullanıldığı görülür. Bu bakımdan beyitte düşün- anlamıyla kullanılan ele al- yapısı da zülf insandır birincil metaforuna dayalı olarak oluşturulmuş karmaşık bir metaforik ifadedir.

(42) Akl elinden al gönül şeh-bâzın ey sultân-ı aşk

Destine bir rûsitâyinin doğan vermek neden (NB/323) Kaynak = elinden al- → hedef = kurtar-

ADS’de bir şeyden mahrum etmek anlamı verilen elinden al- birleşik fiil yapısı yukarıdaki örnekte cümlede aşk sultânı’nın gönülü akl elinden alması, yani kurtarması anlatılmaktadır. Bu açıdan burada kaynak kavram olan elinden al- ile hedef kavram olan kurtarmak fiili arasındaki ilişki de insana ait bir organ olan el üzerinden kurulduğu için akıl insandır birincil metaforuna dayanır. Ancak bunun yanında burada insan bağdır ve buna dayanan akıl bağdır karmaşık metaforundan bahsetmek mümkündür.

(43) Kâfire men varayın /…/ Ağam Kazan sen ivüñ almağa gider-iseñ men dahı karındaşum kanın almağa giderem didi (DK/104)

Kaynak = kanın al- → hedef = öcünü al-

Yukarıdaki cümlede kanın al- birleşik fiil yapısında kan ve al- unsurları tek başlarına ayrı birer unsur olarak ve gerçek anlamlarıyla kabul edildiklerinde cümlede hedef kavram öldür- anlamını taşımayacaktır. Bu açıdan da bu unsurların birleşik yapı şeklinde düşünülmesi gerekmektedir. Ancak, kaynak kavram olan kan al- ile öldür- hedef kavramı arasında benzerlik ilişkisi çok açık değildir. Bununla birlikte metaforik ifadelerde uzak veya yakın bir benzerlik ilişkisi olmadan da kaynak ve hedef kavram arasında yeni benzetmeler yapılabilir (Bkz.: Lakoff and Johnson 2010: 178-186). vücuda hayat veren sıvı olan . kan ile vücut arasında parça- bütün metonimik ilişkisi vardır. Bunun üzerinden kan hayattır metaforu oluşturulur. Bu açıdan Hayatın alınması metaforuyla öldürmek anlamına ulaşılır. Öldürmek (= kan almak) ise, beyitte geçen anlamıyla öç almak için yapılan bir eylemi anlatmaktadır. Bu bakımdan da kan al- karmaşık metaforu öç al- anlamı taşımaktadır.

(44) Hüsnüñüñ bağından ol kim nâr alur Nâr alur sanur velîkin nâr alur (CS/95)

Kaynak = nâr al- → hedef = aşk belasına maruz kal-, aşka düş-

Yukarıda (44) örneğindeki ikinci mısrada nesne görevindeki nâr (ateş) kelimesi ateş anlamında olmakla birlikte ateş al- birleşiği aşk nardır birincil metaforu üzerinden aşk beladır şeklinde oluşturulan metafora dayanılarak aşk

Benzer Belgeler