• Sonuç bulunamadı

Bir borç ilişkisinde ifa zamanı, belli bir ay olarak belirlenmiş süre olabilir. Sürenin ay olarak belirlenmesi halinde TBK m. 92/b.3 gündeme gelir. Bu bentteki hüküm ay ile ilgili sürelerde hesaplamanın hangi yöntemle yapılması gerektiğine ve vade tarihinin belirlenmesine ilişkindir. Sözleşmenin kurulduğu tarihten itibaren, belirlenen süre kadar ay sonraki gün vade tarihi olur86. Meselâ 07.04.2017 tarihinde kurulmuş bir sözleşmede iki aylık süre kararlaştırılmışsa iki ay sonraki aynı gün, yani 07.06.2017 vade tarihidir. Ay ile ilgili hesaplama yapılırken, gün olarak karşılığı dikkate alınmaz. Yargıtay da gün olarak hesaplamanın yanlış olduğuna karar vermiştir87. Verilen misâlde iki ayın karşılığının 60 gün

86 Sözleşme hangi gün kararlaştırılmışsa, sonraki aydaki aynı vakte denk gelen tarihin ifa zamanı olduğu düzenlenmiştir. Yargıtay’ın buna ilişkin kararları için bkz. HGK, T.04.03.2009, E.2009/6-74, K.2009/98; HGK, T.13.02.2002, E.2002/6-23, K.2002/94; HGK, T.17.06.1998, E.1998/6-504, K.1998/506; HGK, 29.05.1991, E.1991/6-238, K.1991/319;

2.HD, 04.04.1989, E.1989/2200, K.1989/3253; 2.HD, T.22.03.1976, E.1976/2364, K.1976/2501; 6.HD, T.07.02.1974, E.1974/440, K.1974/452; 6.HD, T.03.04.1996, E.1996/3229, K.1996/3389; 7.HD, T.12.10.1999, E.1999/2869, K.1999/4645; 6.HD, T.17.10.2011, E.2011/6973, K.2011/10939; 15.HD, T.10.12.2009, E.2008/7723, K.2009/6681

<kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi: 28.09.2017)

87 Altı aylık süre kararlaştırıldığı takdirde, bunun yüz seksen güne denk geldiği kabul edilemez. Bu şekilde bir hüküm bulunduğu takdirde doğrudan altı ayın hesaplanması gerekir;

38

olduğu düşünülemez. Zira 60 gün olarak hesaplama yapıldığı takdirde vade tarihi 06.06.2017 olarak bulunur. Ancak bu yöntem hatalıdır. Hesaplamanın doğrudan ay esas alınarak yapılması gerekir.

Sürenin sona erdiği ayda, sözleşmenin kurulduğu güne karşılık gelen bir gün olmayabilir. Bu durumda, sürenin sona erdiği ayın son günü vade tarihi olarak kabul edilir88. Meselâ 29.01.2016 tarihinde kurulmuş bir sözleşmede ifa zamanı “bir ay sonra” olarak kararlaştırılmışsa, 2016 yılında şubat ayında 29 gün bulunduğundan, vade tarihi 29.02.2016’dır. Ancak sözleşmenin kurulduğu tarih 29.01.2017 ise ve ifa zamanı olarak “bir ay sonra” kararlaştırılmışsa 2017 yılında Şubat ayında 28 gün bulunduğu için vade tarihi 28.02.2017 olur.

İfa zamanı için yılın bir kısmının belirlendiği hallerde de ay olarak belirlenmiş gibi hesaplama yapılır. Bir yıl on iki ay olduğundan yarıyıl, altı aya; yılın dörtte biri (çeyrek yıl), üç aya; yılın üçte biri, dört aya; yılın altıda biri, iki aya tekâbül eder. Bu şekilde belirleme yapıldığı takdirde önce sürenin ay olarak karşılığı belirlenir. Ardından ay ile ilgili hesaplama yapılır. Meselâ 02.02.2017 tarihinde kurulmuş bir sözleşmede “bir buçuk yıl sonra borç ifa edilecektir” hükmü bulunuyorsa önce bir yıl sonraki aynı gün belirlenir. Daha sonra yarıyıla karşılık gelen altı aylık süre hesaplanır. Sonuçta bu borcun vade tarihi 02.08.2018 olarak tespit edilir.

2.HD, T.04.04.1989, E.1989/2200, K.1989/3253 <kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi:

28.09.2017)

88 Sözleşmenin kurulduğu günün diğer ayda karşılığı yoksa, son günün vade tarihi olduğuna ilişkin bkz. HGK, T.04.03.2009, E.2009/6-74, K.2009/98; 8.HD, T.13.12.1978, E.1978/9268, K.1978/10444 <kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi: 28.09.2017)

39

İfa zamanı olarak yarım ay da belirlenebilir. TBK m. 92/b.4 yarım aydan on beş günün anlaşılması hükmünü ihtiva etmektedir. Sözleşmede yarım ay kararlaştırıldığı takdirde hangi ayda bulunulduğuna bakılmaksızın on beş gün esas alınmalıdır. Meselâ 10.05.2017 tarihinde kararlaştırılan sözleşmede üç buçuk aylık süre kabul edilmişse önce bu tarihten itibaren üç aylık süre hesaplanır. Bunun ardından on beş gün daha ekleyerek vade tarihi elde edilir.

Böylece, 10.08.2017’den sonra on beş gün hesaplanarak, vade tarihi olarak 25.08.2017 tespit edilir.

İfa zamanının ay olarak belirlenmesi “ayın başı”, “ayın sonu”, “ayın ortası” gibi de olabilir. Bu belirlemelerle ilgili kural TBK m. 91’de yer almaktadır. TBK m. 91’de ayın başının ayın ilk günü olduğu kabul edilmiştir. Ayrıca ayın sonu, ayın son günü olarak anlaşılır89. Nihayet ayın ortası, ayın on beşine tekâbül eder. Kısaca, TBK m. 91 hükmünden anlaşılan, bu tarz belirlemelerde ayın ilk ya da son gününün veya on beşinin esas alınmasıdır.

Bu sebeple, Yargıtay’ın bir kararında yaptığı gibi, “ayın başı” olarak belirlenen vade için

“ayın ilk üç gününde ifa edilebilir” gibi bir yorum hatalı olur90. Ancak bazı sözleşmelerde

“ayın başlarında”, “ayın sonlarında”, “ayın ortalarında” gibi ibareler yer alabilir. “Ayın sonlarında” ibaresinde belirsizlik olmaz; zira bundan ayın son günü anlaşılır. Ancak “ayın başlarında”, “ayın ilk zamanları”, “ayın ilk kısmında”, “ayın ortalarında”, “ayın ortası civarı”

89 Ayın sonunun hangi gün olduğu hakkında bkz. 9.HD, T.23.06.2003, E.2003/930, K.2003/11746; 13.HD, T.27.10.1994, E.1994/8865, K.1994/9312 <kazancihukuk.com>

(Erişim Tarihi: 21.09.2017)

90 Yargıtay peşin ödeme şartının mevcudiyeti halinde her ayın ilk üç gününde ödeme yapılması gerektiğini kabul etmektedir. 6.HD, T.05.04.2007, E.2007/1868, K.2007/3965;

6.HD, T.19.02.1998, E.1998/1247, K.1998/1189 <kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi:

10.07.2017)

40

gibi ifadelerde son günün hangi gün olduğu belirsizdir. Bu tarz belirlemelerde vade tarihi net olarak hesaplanamaz; belirsiz vadeye ilişkin hükümler uygulama alanı bulur.

TBK m. 91/II’de ifa zamanının sadece ay olarak kararlaştırılıp gün belirlemesi yapılmadığında, ayın son gününün anlaşılacağı hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre ifa zamanı olarak ayın herhangi bir dönemine vurgu yapılmayıp sadece ayın ismi zikredilmişse ayın son günü vade tarihi olur. Ancak Yargıtay’ın, ay olarak belirleme yapıldığı takdirde ilk gün muacceliyet gerçekleştiğine ilişkin bir kararı bulunmaktadır91. Meselâ ifa zamanı olarak

“2017’nin Temmuz ayında ifa gerçekleştirilir” hükmü varsa vade tarihi 31.07.2017’dir. Ancak doktrindeki bir görüş bu hükmü eleştirmektedir. Buna göre vade tarihi olarak belirli bir ay kararlaştırıldığında sözleşmenin yapıldığı tarihin ayın kaçıncı günü olduğuna bakılarak ifa zamanı belirlenir. Zira bu hükmün de TBK m. 92/b.3’e paralel olması gerekir92. Meselâ ifa zamanı olarak “2017’nin Temmuz ayında ifa gerçekleştirilir” hükmü varsa vadeyi tespit edebilmek için sözleşmenin hangi tarihte kurulduğuna bakılmalıdır. Bu görüşe göre, sözleşme 10.04.2017 tarihinde kurulmuşsa vade tarihi 10.07.2017 olur. Ancak bizim de katıldığımız görüşe göre, zikredilen bu iki hüküm çelişkili değildir. Zira TBK m. 91/II’de belli bir ayın doğrudan belirlenmesi söz konusuyken, TBK m. 92/b.3’te sürenin hesaplanması sonucu vade tarihinin belli olması düzenlenmiştir93. Gerçekten de TBK m. 91/II’de hangi ayın vade tarihi

91 Yargıtay’ın, ay olarak belirleme yapıldığı takdirde muacceliyetin ilk günde gerçekleştiğine ilişkin kararı da bulunmaktadır; 13.HD, T.6.05.2003, E.2003/1090, K.2003/5653

<kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi: 30.09.2017)

92 Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 3, s. 56-57.

93 Aydıncık, Şirin: “6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununda Borçların İfası (TBK m. 83-111) Hükümlerine İlişkin Olarak Getirilen Değişiklikler”, Prof. Dr. Şener Akyol’a Armağan, İstanbul 2011, s. 156-157.

41

olarak kararlaştırıldığı bellidir. TBK m. 92/b.3’te ise sözleşme kurulduğu tarihten itibaren kararlaştırılan süre kadar sonraki ay vade tarihi olur. İlk durumda ayın son günü vade tarihi olurken ikincisinde sözleşmenin ayın hangi gününde kurulduğu önem kazanır.

İfa zamanı olarak belli bir ay belirlenmesi halinde o ayın son gününün vade tarihi olduğu hükmüne ilişkin dikkat edilmesi gereken nokta TBK m. 91/II’nin uygulama alanı bulabilmesi için doğrudan belirleme olması gerekliliğidir. Ortada belli bir ay yoksa bu hüküm uygulanamaz. Meselâ sözleşmede “Eylül-Ekim ayları civarında” ifadesi bulunuyorsa vade tarihi olarak 31 Ekim esas alınamaz. Zira “civarında” kelimesi ifa zamanının Eylül ve Ekim aylarının sınırlarına hapsolmasını engeller. Ancak bu ifade “Eylül-Ekim aylarında” olsaydı vade tarihinin 31 Ekim olduğu yorumu yapılabilirdi.

İfa zamanının mevsime bağlı kararlaştırılması da mümkündür. Ancak mevsimler sabit değildir. Bölgelere göre değişkenlik gösterebilir. Bu sebeple, ifa zamanının mevsimlere bağlanması halinde ay ile ilgili kurallar uygulanamaz94. Mevsimlere dayalı ifa zamanı kararlaştırıldığı takdirde belirsiz vade ortaya çıkar. Bu halde, ifa zamanının belirlenmesi için belirsiz vadeye ilişkin hükümler uygulama alanı bulur.

İfa zamanı yıl ve ay olarak da belirlenebilir. Bu halde, önce yıl, ardından ay hesaplanarak vade tarihi tespit edilir. Meselâ 22.03.2017’de “iki yıl üç ay” olarak kararlaştırılmış ifa zamanının tespiti için, önce iki yıl sonraki gün (22.03.2019) hesaplanır.

Ardından bunun üç ay sonrası hesaplanarak, vade tarihi olarak 22.06.2019 tespit edilir.

94 Yüce, s. 248.

42