• Sonuç bulunamadı

Bir borç ilişkisinin kapsadığı borçların muaccel olması için bu borç ilişkisinin geçerli olması gerekir. Geçersizliğe ilişkin hukukî kavramlar yokluk, kesin hükümsüzlük, askıda hükümsüzlük ve iptal edilebilirliktir. Aşağıda borç ilişkisinin geçerliliğine ilişkin hususlar sırasıyla ele alınmıştır.

Yokluk, bir borç ilişkisinin kurucu unsurlarından en az birinin mevcut olmaması halidir20. Bir sözleşmenin kurulabilmesi için karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları

18 Eren, s. 21; Oğuzman/Öz, s. 3; Koç, s. 84; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 5;

Tunçomağ, s. 16; Von Tuhr, s. 9.

19 “Borç ilişkisi” ve “borç” kavramlarının açıklamaları ve bu kavramlar arasındaki farklar için bkz. Eren, s. 21 vd.; Oğuzman/Öz, s. 3-6; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 5-7;

Tunçomağ, s. 16-17.

20 Eren, s. 348-349; Kocayusufpaşaoğlu, Necip/ Hatemi, Hüseyin/ Serozan, Rona/Arpacı, Abdülkadir: Borçlar Hukuku Genel Bölüm, C. 1, 6. Bası, İstanbul 2014, s. 578;

13

bulunması gerekir21. Aksi takdirde sözleşme yoktur, meydana gelmemiştir. Mevcut olmayan bir borç ilişkisiden herhangi bir borç doğmayacağı için, muacceliyet söz konusu olmaz.

Kesin hükümsüzlük (butlan), bir borç ilişkisinin baştan itibaren geçersiz olması ve ileride de geçerli olmayacak durumda bulunmasıdır22. TBK m. 27/I’e göre konusu imkânsız, kişilik haklarına, hukuka veya ahlâka aykırı sözleşmeler kesin hükümsüzdür. Ayrıca doktrinde hâkim görüş, kişinin ehliyetinin olmaması, geçerlilik şekline aykırılık, muvazaa23 Oğuzman/Öz, s. 175; Serozan, Rona: Medeni Hukuk Genel Bölüm/Kişiler Hukuku, 6. Bası, İstanbul 2015, s. 386; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 378; Antalya, O.

Gökhan/Topuz, Murat: Medeni Hukuk, İstanbul 2016, s. 220; Kırkbeşoğlu, Nagehan: Türk Özel Hukukunda Kısmî Hükümsüzlük, İstanbul 2011, s. 27.

21 Eren, s. 200; Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 1, s. 171; Oğuzman/Öz, s.

49; Kılıçoğlu, s. 53; Tunçomağ, s. 127; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 70.

22 Eren, s. 351; Başpınar, Veysel: Borç Sözleşmelerinin Kısmî Butlanı, Ankara 1998, s. 23;

Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 1, s. 581; Oğuzman/Öz, s. 175; Serozan, s. 386; Kılıçoğlu, s. 92; Kaneti, Selim: İsviçre Federal Mahkemesinin Borçlar Hukuku Kararları (1955-1964) Borçların Genel Hükümleri, Ankara 1968, s. 24;

Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 375; Tunçomağ, s. 117; Antalya, O. Gökhan/Topuz, Murat: Medenî Hukuk, İstanbul 2016, s. 223; Kırkbeşoğlu, s.28. Sözleşmenin hükümsüz olması halinde ödenen bedelin geri verilmesi gerekir. Ayrıca sözleşme hükümsüz olduğundan cezai şart gibi hükümler de geçersiz hale gelir. 13.HD, T.05.02.2000, E.2000/11546, K.2000/1043; 3.HD, T.27.03.2017, E.2015/17581, K.2017/3828; 13.HD T.23.03.2017, E.2016/21241, K.2017/3644, <kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi: 20.07.2017).

23 Muvazaanın butlan değil, yokluk yaptırımına tâbi olması gerektiğine ilişkin bkz.

Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 1, s. 354-355.

14

hallerinde de kesin hükümsüzlüğün söz konusu olduğunu kabul etmektedir24. Tüm bu hallerde sözleşme geçersiz olduğu için, ihtiva ettiği borçlar da geçersiz olur ve muacceliyetten bahsedilemez.

Kesin hükümsüzlük, tam ve kısmî olmak üzere ikiye ayrılır. Bir hukukî işlemin tamamının hükümsüz olmasına tam hükümsüzlük denir. Buna karşılık, hukukî işlemin tamamının değil, sadece bir kısmının hükümsüz olmasına kısmî hükümsüzlük adı verilir.

Ancak, kısmî hükümsüzlüğün söz konusu olabilmesi için, parçalara ayrılabilen bir borç ilişkisinin parçalarından birinin geçersiz olmasına rağmen tarafların farazî iradelerinin borç ilişkisinin devamı yönünde olması gerekir25. Burada borç ilişkisinin bir kısmı geçersizken, geri kalanı geçerliliğini korumaktadır. Bu sebeple, geçersiz olan kısımdaki borçlar için muacceliyetten bahsedilemez. Geçerli olan kısımdaki borçlar ise varlığını devam ettirdiğinden bunların muaccel olmaları mümkündür.

24 Eren, s. 351; Oğuzman/Öz, s. 176; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 383 vd.;

Tunçomağ, s. 119; Serozan, s. 386; Antalya/Topuz, s. 225 vd.; Kırkbeşoğlu, s.29; Butlan sebeplerinin imkânsızlık, hukuka ve ahlâka aykırılık olarak üçe ayrıldığına ilişkin bkz.

Başpınar, s. 24; Kılıçoğlu, s. 94.

25 Başpınar, s. 51 vd.; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 379; Oğuzman/Öz, s. 180-181;

Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 1, s. 598 vd.; Tunçomağ, s. 121; Serozan, s. 391; Antalya/Topuz, s. 227; Kırkbeşoğlu, s.111 vd.; Sözleşmenin hükümsüz olan kısmı geri kalanını etkilememelidir. Bununla birlikte hükümsüz olan kısım olmasaydı da sözleşmenin yapılacağı anlaşılmalıdır. 11.HD, T.16.03.2017, E.2016/2751, K.2017/1589;

11.HD, T.02.03.2017, E.2016/5641, K.2017/1255; 15.HD, T.21.04.2016, E.2015/6313, K.2016/2417 <kazancihukuk.com> (Erişim Tarihi: 26.07.2017)

15

Askıda hükümsüzlük, bir borç ilişkisinin kurulması için gereken şartlarda, daha sonradan tamamlanabilecek bir eksikliğin bulunmasıdır26. Eksiklik tamamlandığı an, borç ilişkisinin hüküm ve sonuçları doğar27. Askıda hükümsüzlük, ayırt etme gücüne sahip küçük veya kısıtlının kanunî temsilcisinin (TMK m. 16/I) veya yetkisiz temsilcinin temsil olunanın izni olmadan işlem yapması (TBK m. 46) hallerinde söz konusu olabilir. Bu hallerde, yetkili tarafından izin verildiği takdirde eksiklik tamamlanmış olur. Ayrıca geciktirici şarta bağlı sözleşmeler de şart gerçekleşene kadar askıdadır28. Askıda hükümsüzlük halinde geçerli bir borcun bulunup bulunmadığı henüz belli olmadığından, muacceliyet oluşmaz. Ancak eksiklik tamamlanıp askıda hükümsüzlük hali sona erdiğinde, borçlar da geçerli hale geldiğinden, muacceliyetin gerçekleşmesi mümkün olur.

İptal edilebilirlik, kurulduğunda geçerli olan borç ilişkisinin bazı sebeplerin varlığı halinde hak sahibinin iptal hakkını kullanmasıyla geçersiz hale getirilebilmesidir29. Burada öncelikle kurulduğu anda geçerli olan bir borç ilişkisi bulunmaktadır. Bu borç ilişkisinin iptal edilebilmesi, iptal hakkı olan tarafın bu hakkını kullanmasına bağlıdır. İrade sakatlıklarında

26 Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s. 381; Oğuzman/Öz, s. 179; Serozan, s. 388;

Antalya/Topuz, s. 234; Kırkbeşoğlu, s.78; Doktrinde “askıda hükümsüzlük” kavramı yerine

“eksik işlem” kavramı da kullanılmaktadır (Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C.

1, s. 595).

27 Eren, s. 350; Başpınar, s. 21; Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 1, s. 593-594; Oğuzman/Öz, s. 179.

28 Eren, s. 350; Barlas, s. 24; Antalya/Topuz, s. 235; Kırkbeşoğlu, s.78.

29 Eren, s. 359-360; Başpınar, s. 22; Kocayusufpaşaoğlu/Hatemi/Serozan/Arpacı, C. 1, s.

586-587; Oğuzman/Öz, s. 178; Kılıçoğlu, s. 95-96; Tekinay/Akman/Burcuoğlu/Altop, s.

452; Barlas, s. 23; Tunçomağ, s. 123; Serozan, s. 388; Kırkbeşoğlu, s.76.

16

(yanılma, aldatma, korkutma) iradesi sakatlanan, aşırı yararlanmada ise mağdur olan taraf iptal hakkına sahiptir. Ancak iptal hakkı kullanılmazsa borç ilişkisi geçerli olmaya devam eder30. Böylece kapsadığı borçlar da geçerli olduğundan muacceliyet mümkündür. İptal hakkı kullanıldığı takdirde ise borç da geçersiz olduğundan muacceliyet gerçekleşmez.