• Sonuç bulunamadı

TİCÂRET MAHKEMELERİNİN İŞLEYİŞİ

C- Zabıt Defterleri

Ticaret Mahkemesi’ne gelen tüm dilekçeler özel bir deftere kaydedilecektir.

286BOA. A. DVN. 21/4, 5 M. 1263. “Beratlı Avrupa tüccarından Evans ve Seraki'nin manifaturacı

Nikola ve Kozma'da olan alacaklarından bir kısmını alamadıklarından bahisle, Mahkeme-i Ticaret'e sevk edilmelerini isteyen arzuhalleri ve buyruldu”.

287Bkz. Zeyl-i Kanûnnâme-i Ticâret, madde: 43. 288Bkz. Zeyl-i Kanûnnâme-i Ticâret, madde: 51.

162

Bu deftere kayıt tarihi, tarafların isim ve şöhretleri, uyrukları, ikametleri, mübaşirlerinin isimleri gibi bilgiler yazılacaktır. Ayrıca dilekçelerde de kayıt tarihi ve numara olacaktı.289

Duruşmanın tüm aşamaları, kâtipler tarafından zabıt defterine geçirilirdi. Kararlar zabıt defterine yazılır; yazılanlar kâtip tarafından okunur ve zabıtnâmede hatâ veya ilâve ya da eksiklik olup olmadığı başkan tarafından incelendikten sonra temize çekilerek başkan ve üyelerce imzâlanırdı.

Bu zabıt, meclisin cerîde-i mahsusuna (özel tutanak defterine) geçirilerek yine meclis üyeleri tarafından imzâlanırdı. Bu zabıtlar mahkemece düzenlenecek olan i’lâmların ana taslağını oluştururdu.290

D- İ’lâmlar

Mahkeme bittikten sonra, mahkemenin tüm üyeleri özel bir odaya çekilerek, davayı müzâkere eder ve kararlarını bildiren i’lâmı hazırlarlardı. Gerek müzâkere ve gerekse i’lâmların hazırlanması zabıt defterlerine ve tarafların ibraz ettikleri belgelere dayanılarak yapılırdı. İlâmlar, kâtipler tarafından yazılıp, numara ile i’lâm defterine kaydolunduktan sonra, reis ve azâlarca imzalanarak mühürlenirdi. İlâmların, kâtiplere kararın verilmesini izleyen 21 gün içerisinde çıkarılması gerekmekteydi.291

289Bkz. Zeyl-i Kanûnnâme-i Ticâret, madde: 45. 290Bkz. Zeyl-i Kanûnnâme-i Ticâret, madde: 53-55. 291Bkz. Zeyl-i Kanûnnâme-i Ticâret, madde: 56-57.

163 E - Rüsûmât ve Harçlar

Yabancı ve Osmanlı uyruğunda olan tüccarların Osmanlı ülkesindeki ticari davalarından kaynaklanan vergiler ve harçlar konusuna bir göz atacak olursak, bu konuda daha önceki dönemlerde de bir takım düzenlemelerin varlığı karşımıza çıkmaktadır. Örneğin; Miladi 1705 (h.1112) tarihinde Venedik’e verilen ahidnâmede,292 Venedik tacirlerinin herhangi bir kimseyle ticari veya diğer şer’i bir meseleden dolayı olan hakkı, mahkemece verilen karar neticesinde, mübaşir vasıtasıyla tahsil edilmişse, tahsil olunan paranın % 2 ‘sinin mübaşire ve çavuşa verilmesi karara bağlanmıştı. Miladi 1740 (h.1112) tarihli Fransız kapitülasyonunda293 ise “Françelu ve anlara tabi olanların devlet-i aliyyeme tabi

kimesnelerde ve reayasında vaki olan alacakları dava olundukda hükmolunup hasıl olan akçelerinden harc-ı mahkemeleri ve kezalik mübaşiriye ve ihzariyeleri dahi ahidname-i kadime mucebince yüz kuruşta ikişer kuruş alınıp ziyade talebiyle

rencide olunmaya”, şeklinde benzer bir hüküm ve 1675 (h.1086) tarihli İngiliz

kapitülasyonunda294 ise “İngiltere tüccarının bir kimesne üzerinde olan hakkı dava

ve şer’ile mübaşir marifetiyle tahsil olundukda tahsil olunan akçeden mahkemelere

verildiği üzere %2 akçe mübaşire ve çavuşa resm verilip ziyade bir akçe ve bir habbe

talep olunmaya” şeklinde hükümler konulmuştu. Buna göre yabancılara ait

davalarda gerek mahkeme masrafı gerekse resim olarak %2 nisbetinde harç alınacağı anlaşılmaktadır.

292BOA. Düvel-i Ecnebiye, no. 16, s.19-30/5; karşılaştırma için bk. BOA. Nâme-yi Hümâyûn Defterleri, no. 5, s. 583-613; Muâhedât Mecmuası, II/1, s. 158-178.

293BOA. Hr.Hmş.İşo. 175/52 ve 175/52-A.

164

I. Abdülmecit’in son zamanlarına rastlayan ve tarihi 1860 (h.1277) olan bir resmi tebliğde ticaret mahkemelerinde alınan toplam %3 harcın ikisinin mübaşire verilip birinin Ticarethane’ye gelir kaydedildiği, halbuki bunun diğer mahkemelerde olduğu gibi birinin mübaşire verilip ikisinin Ticarethane’ye gelir kaydının daha doğru olacağı ve hem merkezde hem de taşrada aynı oranlarda harç alınması gerektiği ifade edilmiştir.295 20 Şubat 1871 (h. 29 Zilkade 1287) tarihli bir tezkireden296 anlaşıldığına göre ise bu tarihe kadar ticaret mahkemelerinde görülen davalar için yabancı tebadan % 1 ilam harcı ve % 2 mübaşiriye harcı alınırken yerli tebadan bunun aksine % 2 ilam harcı ve % l mübaşiriye alındığı, yerli tebanın da bundan sonra yabancıların ödediği oranlarda harç ödeyeceği ifade edilmiştir.297 Ancak bu uygulamanın hazinenin gelir kaybına yol açması üzerine aynı yılın sonunda (10 Mart 1871) yeni bir düzenleme yapılarak ticaret mahkemelerinde yerli tebadan %2 ilam harcı ve %1 resm-i tahsil, nizamiye mahkemelerinde ise % 2,3 ilam harcı ve % 2,5 mübaşiriye alınmasına karar verilmiştir.298 Daha sonra yayımlanan 22

295K ülli yat-ı Kava nin, C. 10, no: 6369, t.18 Kasım 1860- 4 Ca 1277, “Ticarethane’de

Olan Meclis-i Ticaret’in Yeniden tanzim ve Teşkili ve Dersaadet ve Taşrada Resmi Mübaşiriye ve Harc-ı İ’lâmın Bir Siyakta İstihsali Hakkında İrade-i Seniyyeyi Mutazammın Tebliğ-i Resmi”, krş. T. M A T., no.792/18 Kasım 1861- 15 C a 1278.

296Düstur, Birinci Tertip, s.828-830, t. 20 Şubat 1871-29 Zilkade 1287. “D ahiliye

Nezâreti’ nin Tic âre t Mahk emeler i’ nden A lınan H ar çlar a D air T’ arifesi”.

297

K ülli yat-ı Ka vanin, c. 6, no: 5826, t .11 Ka sım 1870-16 Ş aban 1287, “Gerek

Mehâkim-i Ticarette ve Gerek Mehâkim-i Saire-i Nizamiyede Teba-i Osmaniyeden Dahi % 1 Harc-ı ilam ve % 2 Resm Tahsil Olunması Hakkında İrade-i Seniyyeyi Mübelliğ Tezkire-i

Samiyye”

165

Kasım 1879 ( h. 7 Zilhicce 1296 ) tarihli harç tarifesinin 18 ve 19. maddelerinde ise, beşbin kuruştan beşyüzbin kuruşa kadar binde yirmi yani yüzde iki ilam harcı alınacağı belirtilmiş, sefaretler o zamana kadar ilam harcının yüzde bir olarak alındığını söyleyerek bu artışa itirazda bulunmuşlar ve yapılan görüşmeler netice-sinde 1879 ( h. 1296 ) tarihli harç tarifesi kısmen tadil edilerek beşyüzbin kuruşa kadar olan davalardan yüzde iki oranında, bu miktardan fazlası için yüzde bir oranında ilam harcı alınması, aleyhine karar verilen kişiye tebliğ edilecek suret için maktuen 30 kuruş alınması kararlaştırılmıştır. Dava dilekçesinin bir suretinin karşı tarafa tebliği için 10 kuruş, takrir suretlerinin tebliği için de yine 10 kuruş tebliğ harcı alınacağı kararlaştırılmıştır. Deniz ticaret mahkemelerinde de dilekçe ve kararların tebliğinde 10 kuruş harç alınmakta, fakat birinci ticaret mahkemesinde bu tebliğ harcı alınmamaktaydı.

Karşı tarafa dava dilekçesi ile birlikte celp ve daveti içeren davetiye varakasının tebliği için 10 kuruş tebliğ harcı alınmaktaydı. Mübaşiriye ücreti olarak da, şayet davacı taraf yabancı, davalı taraf Osmanlı olursa hususi tarifeye göre belirlenen maktu bir ücret, ama davacı Osmanlı davalı ecnebi olursa Dersaadet’te mübaşiriye ücreti olarak davacıdan 20 kuruş alınarak yarısı mübaşir tarafından hasım tarafa tebligatı ifa edecek olan konsolosluk kavasına verilmekteydi. İlam harcı olarak ise, beşbin kuruşa kadar olan davalarda birinci ticaret mahkemesi ile ticaret-i bahriye mahkemesinin usul ve teamülü arasında bazı farklar vardı; Deniz ticaret mahkemesinde beşyüz kuruşa kadar olan davalarda ilam harcı icra anında tahsil edilmek üzere tecil edilmekteydi.

Beşyüz kuruştan bin kuruşa kadar yirmi, bin kuruştan ikibin kuruşa kadar kırk, ikibin kuruştan üçbin kuruşa kadar altmış, üçbin kuruştan beşbin kuruşa kadar yüz kuruş maktu harç ödenmekte olup beşbin kuruştan beşyüzbin kuruşa kadar % 2 hesabıyla

166

harç alınıyordu. Birinci ticaret mahkemesinde ise mahkûm olunan meblağ ne miktarda olursa olsun harç oranı % 2 üzerinden hesaplanmaktaydı. Ticaret icra dairelerinde ise sadece % 1 oranında mübaşiriye ücreti verilmesi kararlaştırılmıştı.299

Ticarethane’nin özellikle görülen davalardan alınan ilam harçlarından önemli bir gelir elde ettiği ve maaşların bir kısmının bu gelirlerden ödendiği görülmektedir.300Ancak bu gelirin memur maaşlarını karşılamadığı, memurların alamadıkları maaşları için hazineden yardım talep etmelerinden anlaşılmaktadır.301 Özellikle taşrada kurulan mahkeme teşkilatlarında ilk problem maaş meselesiydi.302Bölgelerdeki ticaret mahkemelerinde üye maaşları orada toplanan gelirlerden karşılanmakta ve mahkeme üyeleri maaşlarıyla yetinemediklerini her fırsatta dile getirmekteydiler.303

3 - TİCÂRET DAVALARINDA YARGILAMA YÖNTEMİ