• Sonuç bulunamadı

ZÜBEYDE HA IM’I MEZARI BAŞI DA YAPILA TÖRE LER

Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük insan olmasındaki ilk oluşları kazandıran Zübeyde Hanım361, oğlunu daha beşik çocuğu iken vatan ve millet sevgisini telkin eden ninnilerle büyütmüş, O’nu her çağında bu duygularla beslemiş, öğrenime yönlendirmiş ve ilim irfan aşılamıştı362. Kocası Ali Rıza Efendi’nin küçükken kaza ile beşiğinden düşürüp ölmesine neden olduğu kardeşinin adını verdiği Küçük Mustafa’sını363 O, Mustafa Kemal Paşa yapmıştı364. Đşte O Mustafa Kemal Paşa ki uçurumun kenarındaki bir devi uyandırmış, 15 Mayıs 1919’da karanlığa gömülen milletini üç yıl, üç ay, üç hafta ve üç gün süren bir mucizevî mücadelenin sonunda aydınlığa kavuşturmuştu.

Gazi Mustafa Kemal önderliğinde yeniden bağımsızlığına kavuşan Büyük Türk Milleti’nin, kurtarıcısını dünyaya getirmesinden ve O’nu yetiştirmesinden dolayı çok şey borçlu olduğu Zübeyde Hanım, Muzaffer Türk ordularının Đzmir’e girişinden kısa bir süre sonra doktor tavsiyesi ve de kendi isteği ile Đzmir’e getirilmiş, kurtuluştan 4 ay kadar sonra, 15 Ocak 1923 günü Đzmir Karşıyaka’da vefat etmişti365.

Ankara’da Dışişleri Bakanlığı Levazım Müdürü olarak görev yapan Cemal (Bolayır) Bey’e ölümünden bir yıl önce vasiyetnamesini yazdırmış olan Zübeyde Hanım; “Vefatımda Beşiktaş’ta kâin Yahya Efendi haziresinde defnedileceğim366.” demesine rağmen, Atatürk’ün direktifleriyle Đzmir Karşıyaka’da toprağa verildi.

Onun ölümü ile birlikte Kurtuluş Savaşı’nın her safhasında tüm ulus için bir ülkü haline gelen Đzmir367 başta olmak üzere bütün ülke yasa boğuldu. Zübeyde Hanım’ın son günlerini Karşıyaka’daki köşkünde geçirdiği ve on dört gün sonra Mustafa Kemal Paşa ile evlenecek olan Latife Hanım, ölüm haberini ilk önce

361

Cemil Sönmez, Atatürk’ün Annesi Zübeyde Hanım, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, 1997, s.13. 362 Sönmez, a.g.e., s.72. 363 Sönmez, a.g.e., s.24. 364 Sönmez, a.g.e., s.72. 365 Sönmez, a.g.e., s.20. 366 Sönmez, a.g.e., s.101-102. 367

dönemin Đzmir Valisi Mustafa Abdülhalik’e (Renda) bildirmiş, Vali de büyük bir cenaze töreni hazırlatmıştı.

Latife Hanım ilk gece Đzmir’in tanınmış hafızlarından tam otuz üç kişi çağırttı ve sabahlara kadar yapılan hatim duası üç gün sürdü. Cenaze alayına adeta bütün Đzmir katılmıştı. Vali, memurlar, komutanlar ve hocaların başı çektiği alayının uzunluğu bir kilometreyi bulurken, okulların getirdiği çelenkler kabrin üstünde büyük bir örtü oluşturmuştu. Batı Cephesi Kurmay Başkanı Asım, Kazım (Özalp), Fahrettin (Altay), Mürsel (Baki), Đzzettin (Çalışlar), Abdurrahman Nafiz (Gürman) Paşalar cenaze alayının önünde yürümekte idiler. Latife Hanım siyah bir manto giymiş ve siyah peçe örtmüş bir halde cenaze alayına katılmak istemiş, fakat ailesinin ve din adamlarının, “Đslam’da kadın cenazeye katılamaz.” diye engel olmaları üzerine bir faytona binerek cenazeyi arkadan takip etmişti. Ayrıca kabirde yüzlerce gümüş mecidiye sadaka vermiş, kırkında mevlit okutmuş, elli ikinci gecesinde de aşure yaparak fakir fukaraya dağıttığı gibi hatimler indirerek bu mübarek kadına karşı duyduğu sevgi ve şükran borcunu ödemişti368.

Ölümünden sonra Zübeyde Hanım’ın kabri ziyaretçi akınına uğramış, başta Atatürk olmak üzere buraya gelen herkes mezarı başında bu fedakâr anneye dualar okumuştur. Ancak 9 Eylül Kutlamaları kapsamında, Zübeyde Hanım’ın kabri başında yapılan ilk tören 1934 senesine rastlamaktadır.

O sene Karşıyaka sahilinden Đzmir’e doğru atılan 11 pare topun369 gümbürtüsü gökleri inletirken, Vali Kazım (Dirik), CHP Reisi Avni (Doğan) Bey, Belediye Başkanı Behçet Salih (Uz) Bey, üst düzey askeri yetkililer ve CHP vilayet idare azalarını taşıyan otomobiller Karşıyaka’ya, Zübeyde Hanımefendi’nin Ferik Osman Paşa Camii’ndeki mezarı başında yapılacak törene doğru yol alıyordu. Bu esnada Karşıyakalılar da kabir başında tören saatini bekliyor, her geçen dakika kalabalığı arttırıyordu. Saat 15.30’da merasime dönemin genç hatiplerinden Bülent Nuri Bey’in güzel bir konuşması ile başlandı. Bülent Bey’den sonra Kız Lisesi adına Pakize Şevki Hanım Zübeyde Ana’ya ithafen duygulu bir konuşma yaptı. Törenin

368

Sönmez, a.g.e., s.89.

369

sonunda CHP Đzmir Teşkilatı, Halkevi ve Tayyare Cemiyeti tarafından mezara birer çelenk konmuş ve Gazi gibi eşsiz bir dâhiyi dünyaya getiren büyük kadının mezarı

başında herkesin başı saygı ile eğilmişti370.

Đlk defa 1934 senesinde kutlama programına dâhil edilen ve her yıl düzenli olarak aynı saatlerde yapılan törenlerde Zübeyde Ana’ya ithafen konuşmalar yapılırdı. 1934371, 1937 ve 1938 senelerinde yapılan törenlerde, konuşmacılar arasında Đzmir’in genç bayan öğretmenleri de bulunuyordu372. Bir annenin evladı için yaptığı fedakârlıkları ancak bir anne anlayabilir ve bunu en iyi bir anne tarif edebilirdi. Bunun içindir ki burada, bu kutsal annenin kabri başında yapılan törenlerde, konuşmacılar arasında bayanların yer almaması düşünülemezdi. Yerden yaklaşık bir metre yüksekliğinde olan ve önünde “CHP Halk Kürsüsü” yazılı ahşap merdivenlerde verilen nutukları herkes büyük bir saygı ile dinlerdi. Yapılan konuşmaların ardından kabre çelenkler konularak törene son verilir ve bu sayede ulusun saygıları da bildirilmiş olurdu373.

1936 senesinde Đzmir başkentten gelen misafirlerini ağırlamıştı. Ankara Halkevi’nden Kurtuluş Bayramı’na katılmak için Dr.Ragıp’ın başkanlığında Đzmir’e gelen gençler bayram coşkusunu doyasıya yaşamışlardı. 9 Eylül sabahı aralarından ayrılan bir kol Şehitliğe, diğer bir kol Đzmir Heyeti ile birlikte Karşıyaka’ya geçmişti. Đstiklal Marşı’nın ardından Đzmirliler adına Halkevi Müdürü Hüseyin Avni bir konuşma yaparak buradaki kalabalığı bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Ardından Ankara Halkevi Dil, Tarih ve Edebiyat Şubesi Başkanı Hıfzı Oğuz Bekata; Đzmirlilerin, Atatürk gibi bir oğlu dünyaya armağan eden bir ananın mübarek vücudunu temiz ve Türk kanı ile alınmış topraklarında sakladıkları için ne kadar şanslı olduklarından bahsetti. Karşıyaka Parti Başkanı’nın teşekkür konuşmasının

370

Anadolu, 11 Eylül 1934; Yeni Asır, 11 Eylül 1934.

371

1935 ve 1936 yıllarında çıkan gazetelerde, Zübeyde Hanım’ın kabri başında yapılan törenler ile ilgili detaylı bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak o yıllardaki konuşmacılar arasında da en az bir bayan hatibin olduğu da büyük bir olasılıktır.

372

Anadolu, 11 Eylül 1934; Yeni Asır, 11 Eylül 1934; Yeni Asır, 11 Eylül 1937; Anadolu, 11 Eylül 1938; Yeni Asır, 11 Eylül 1938.

373

Anadolu, 11 Eylül 1934; Yeni Asır, 11 Eylül 1934; Anadolu, 11 Eylül 1936; Halkın Sesi, 11 Eylül 1936; Yeni Asır, 11 Eylül 1936; Yeni Asır, 11 Eylül 1937; Anadolu, 11 Eylül 1938; Yeni Asır, 11 Eylül 1938.

ardından, Đzmir ve Ankara Halkevliler adına mezara çelenkler konularak törene son verildi374.

1938 senesinde Đzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz’un katkılarıyla Zübeyde Hanım’a, şeklini Atatürk’ün belirtmiş olduğu bir mezar yapıldı. Zübeyde Hanım’ın ölümünden sonra Latife Hanım tarafından yaptırılan sandukalı ve uzun kitabeli mezarın fotoğrafını bir albümde gören Atatürk, mezarın şeklini hiç beğenmemiş, hele kitabede; “Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin anneleri Zübeyde Hanımefendinin…” diye başlayan cümleden hiç hoşlanmamıştı. Uzun yıllar genel sekreterliğini yapan Hasan Rıza Soyak’a;

“Đlk fırsatta Đzmir’e gidersin, bu sandukayı ve kitabeyi kaldırırsın, dağdan iki büyük ve uzun taş getirtirsin, birini olduğu gibi bir temel üzerine tespit ettirir, diğerini baş tarafa diktirirsin ve bunun bir yerini biraz düzelterek; «ATATÜRK’Ü8 A88ESĐ ZÜBEYDE BURADA GÖMÜLÜDÜR» diye yazdırırsın. Altına da ölüm tarihini koydurursun yeter.” emrini vermişti. Ancak aradan uzun yıllar geçtiği halde Hasan Rıza Soyak bu emri bir türlü yerine getiremedi.

1938 yılında Đzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz, belediye meclisi kararı ile hazırlattığı bir türbe projesi ile Dolmabahçe Sarayı’na gitti. Bu proje uygulanırsa, abide halinde bir eser ortaya çıkacak, etrafında bir park ile bir de çocuk bahçesi yapılacaktı.

Proje Atatürk’e arz edildi. Gazi hasta yatağında projeye göz ucuyla baktı ve “Hayır!” dedi. Mezarın yıllar önce tarif ettiği şekliyle yapılmasını ve masrafını da kendisinin karşılamasını istedi. Dr. Behçet Uz’un ısrarlı tutumu sonucunda Gazi razı olunca, bu şeref Đzmirlilere düştü375.

O yıl Atatürk’ün arzu ettiği şekilde değiştirilmesi kararlaştırılan mezarın başında yapılan 9 Eylül töreninde, Đzmir Milletvekili Kamil Dursun bir konuşma yaparak büyük ananın üstün özelliklerinden bahsetmiş, Đzmirlilerin Zübeyde Hanım

374

Anadolu, 11 Eylül 1936; Halkın Sesi, 11 Eylül 1936; Yeni Asır, 11 Eylül 1936.

375

abidesini inşa ettirmekle çok önemli bir noktaya temas ettiklerini, girişimin yerinde olduğunu ve bu abidenin gençliğe mal edileceğini söyleyerek, Türk kadınlarına da büyük anayı örnek göstermişti. Bu konuşmanın ardından öğretmen Vedide Karadayı, Büyük Ana’ya ithafen O’nun yüksek meziyetlerini anlatan bir konuşma yapmış ve burada bulunanlar Atatürk’ün annesinin mezarı başında saygıyla eğilmişlerdi376.