• Sonuç bulunamadı

3. E MPATİ V E S ALDIRGANLIK A RASINDAKİ İ LİŞKİ

10.2. Yurt Dışında Yapılan Araştırmalar

Pecukonis (1990) tarafından yapılan araştırmada, saldırganlık ile empatik beceri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmada, saldırgan olan 24 kız ergene empati eğitim programı uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, empati eğitimi ile saldırgan kız ergenlerin empati becerilerinin arttığı bulunmuştur.

Ohbuchi, Ohno ve Mukai (1993), bireylerin kendini açma, empati ve saldırganlık düzeyleri arasındaki ilişkileri inceledikleri araştırmada, bireyin korkusunu açıklaması ve olumsuz duygularını belli etmesinin karşısındaki kişide empati uyandırmanın yanı sıra saldırganlık eğiliminin de azalmasına yol açtığını saptamışlardır.

Krevans ve Gibbs (1996), ailelerin çocukları disipline etmek için kullandıkları tümevarım yöntemi ile çocukların empati düzeyleri ve prososyal davranışları arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, tümevarım yöntemini kullanan ailelerin çocuklarının daha empatik ve daha fazla prososyal oldukları saptanmıştır. Ayrıca, çocukların empatik olmasının, ailenin disiplini ve çocukların prososyal davranışları arasındaki ilişkiyi dengelediği belirtilmiştir.

Duncan (1999), anne baba eğitim düzeyinin kardeşler arasındaki saldırganlık düzeyini farklılaştırmadığını; saldırgan çocukların anne-babalarının, genel olarak aşırı hoşgörülü, duygusal sıcaklığı az ve çocuklarla ilişkilerinde fiziksel ve duygusal açıdan sinirli olduklarını; saldırgan davranışa maruz kalan erkek çocukların annelerinin kontrolcü ve kısıtlayıcı, kız çocuklarının annelerinin de aile ilişkilerinde yetersiz ve sevgi gösteremeyen bir kişilik yapısına sahip olduğunu ifade etmiştir.

Kaukiainen ve Arkadaşları (1999) tarafından, empati, soysal zeka ve saldırganlığın üç tipi arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla 10-12 ve 14 yaşında olan 526 Finlandiyalı çocuk üzerinde yapılan araştırmada, empati ile sözel, fiziksel ve dolaylı saldırganlık arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif bir ilişki olduğu saptanmış ve empatinin saldırgan davranışları azalttığı ifade edilmiştir.

McWhirter (1999), ergenler üzerinde yaptığı çalışmada, ailede şiddet gören ergenlerin saldırganlık düzeylerinin yüksek olduğu saptanmıştır.

Björkqvist, Österman ve Kaukiainen (2000), ortalama olarak 12 yaşındaki 203 çocukla yaptıkları araştırmada, sosyal zeka, empati ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, sosyal zekâ ile saldırganlık arasında negatif bir ilişki olduğu; sosyal olarak olumlu davranışlar ve yardım etme davranışı gösteren çocukların, saldırgan ve zorba çocuklardan daha fazla empatik oldukları saptanmıştır.

Barraclough (2000) tarafından yapılan araştırmada, psikolojik danışmanların empatik olma düzeylerine empati eğitim programının etkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda, empati eğitiminin, erkek psikolojik danışmanların empati becerilerini, bayan psikolojik danışmanlarınkinden daha fazla arttırdığı belirlenmiştir.

Harris ve Miller (2000), olası tehlike durumlarının değerlendirilmesi, risk algılamaları ve saldırganlık üzerinde cinsiyetin etkisini araştırdıkları çalışmada, erkeklerin daha saldırgan, kızların daha korkak ve kızlar için daha fazla algılanan tehlike durumları olduğunu saptanmıştır.

Anderson ve Murphy (2003), gençlerde şiddet içerikli filmler, videolar ve oyunlarla saldırganlık arasındaki ilişkiyi inceledikleri araştırmada, televizyonlarda şiddet içerikli filmlerle, videoların ve oyunların gençlerde saldırganlık davranışlarını tetiklediği sonucuna varmışlardır.

Finn ve Frone (2003), okulda gözlenen saldırganlık davranışlarını etkileyen faktörleri inceledikleri araştırma sonucunda, akademik ortalamaları yüksek olan ve akademik yönelimi olumlu olan öğrencilerin saldırganlık davranışlara daha az sıklıkta başvurduklarını saptamışlardır.

Loudin, Loukas ve Robinson (2003), üniversite öğrencilerinde sosyal anksiyete ve empatinin ilişkisel saldırganlığa etkilerini incelemişlerdir. Araştırmada, 300 üniversite öğrencisi ile çalışılmıştır. Sosyal anksiyetenin saldırganlığı arttırdığı, empatinin saldırganlığı azalttığı belirlenmiştir. Ayrıca, saldırgan olan erkek öğrenciler ile daha fazla negatif değerlendirme korkusu olan öğrencilerin akranlarına göre daha fazla ilişkisel saldırganlık gösterdikleri; perspektif alma seviyeleri daha yüksek öğrencilerin ise akranlarına göre daha az ilişkisel saldırganlık davranışı gösterdikleri saptanmıştır.

Warden ve Mackinnon (2003) tarafından yapılan araştırmada, prososyal çocukların, zorba ve kurbanlarının sosyometrik konumları, empati düzeyleri ve sosyal sorunlarını çözme teknikleri incelenmiştir. Araştırma, 9-10 yaşındaki 131 çocuk arasından Sosyal Davranış Testi ile seçilmiş 21 prososyal, 23 zorba ve 14 kurban çocuk ile yürütülmüştür. Araştırma sonucunda, prososyal çocukların diğer rol grubundaki çocuklardan daha popüler olduğu; zorbaların kurbanlarının akranları tarafından daha sıklıkla reddedildikleri; ayrıca, prososyal çocukların zorba veya kurbanlardan daha fazla empatik duyarlılık gösterdikleri belirlenmiştir.

Strayer ve Roberts (2004) tarafından, akran oyun gruplarındaki beş yaşındaki 24 çocuğu gözleyerek empati ile öfke ve saldırganlık arasındaki ilişkiyi inceledikleri araştırmada, empati ile öfke ve saldırganlık arasında negatif ilişki, prososyal davranışlar arasında ise pozitif ilişki saptanmıştır. Araştırma sonucunda, prososyal çocukların diğer çocuklara göre daha empatik oldukları, sosyal sorunlara daha yapıcı çözümler buldukları ve olumsuz davranışlarının sonuçları hakkında daha fazla duyarlılığa sahip oldukları belirlenmiştir.

Shechtman ve Basheer (2005), İsrail’deki Arap çocuklarının saldırganlığını, empatiyi ve gruplar arası kaygılarını destekleyen kuralcı inanışları inceledikleri araştırma sonucunda, araştırma kapsamına giren çocukların yabancı bir gruptaki bir çocuğa kendi gruplarından birine göre daha çok saldırgan bir tavır almakta oldukları ve kendi

grubundakilere karşı daha fazla bir empati düzeyi sergilemekte olduklarını saptanmışlardır.

Giles ve Heyman (2005), çocuklarda cinsiyet ve saldırganlık eğilimi ilişkisini inceledikleri araştırmada, erkeklerin kızlara göre daha fazla saldırgan davranış gösterme eğilimine sahip olduklarını saptamışlardır.

Rabiner ve Arkadaşlarının (2005), Afrikalı ve Amerikalı çocukları iki yıl boyunca gözleyerek yaptıkları araştırmada, erkeklerin saldırganlık eğilimlerinin kızlardan daha fazla olduğu ve erkeklerin yıkıcı saldırganlık tutumlarının daha baskın olduğu saptanmıştır.

Caravita, Di Blasio ve Salmivalli (2008), bilişsel ve duyuşsal empati gibi bireysel ve sosyal olarak tercih edilme ve fark edilen popülerlik gibi kişilerarası değişkenlerin diğerlerine zorbalık yapma ve kurbanları savunma üzerindeki etkisini incelemişlerdir. 461 çocukla yapılan araştırma sonucunda, bilişsel ve duyuşsal empatinin zorbalık üzerinde etkisi olduğu; gruptaki yüksek derecede tercih edilen erkek çocuklarda duyuşsal empati ile savunma davranışı arasında pozitif ilişki olduğu saptanmıştır.

Chaux, Molano ve Podlesky (2009), okul zorbalığını açıklamakta sosyoekonomik, sosyopolitik ve sosyoduygusal değişkenlerin rolünü ülke çapında yaptıkları araştırma ile incelemişlerdir. Columbia’daki 1000 okulda, beşinci sınıftan dokuzuncu sınıfa kadar 53.316 çocuk ile yapılan araştırma sonucunda, okul zorbalığının erkeklerde daha fazla görüldüğü, empati eksikliği ile ilişkili olduğu, otoriter ve şiddet uygulayan ailelere sahip çocuklarda daha fazla okul zorbalığı görüldüğü belirlenmiştir. Ayrıca, toplumsal şiddetin ise daha iyi sosyoekonomik durum, saldırganlık atfetme gibi önyargılar ve saldırganlığı destekleyen inançlar ile ilişkili olduğu belirlenmiştir.

Nesdale ve Arkadaşları (2009), grup üyeliği, grup normları, empati ve 6-9 yaş arasındaki çocukların saldırganlık niyetleri arasındaki ilişkiyi incelemişlerdir. Araştırma sonucunda, katılımcıların tutumlarının, grup içindekilere nazaran grup dışındakilere karşı biraz daha negatif olduğu ve grup dışındakilere karşı hem doğrudan hem de dolaylı saldırganlık niyetleri sergiledikleri belirlenmiştir. Daha önemli olarak, saldırganlık normu varsa grup içinde daha az sevildiği ve katılımcıların saldırganlık niyetlerinin grubun saldırganlık normlarından geliştirilmediği saptanmıştır. Ayrıca, empatinin doğrudan

saldırganlığın negatif belirleyicisi olduğu, ancak, dolaylı saldırganlık niyetlerinin belirleyicisi olmadığı da belirtilmiştir.

Benzer Belgeler