• Sonuç bulunamadı

5. Kimlik ve Dış Politikanın Bir Fonksiyonu Olarak Yumuşak Güç

5.3. Yumuşak Güç ve Sert Güç Ayrımı

29 Sivil toplum örgütlerinin yabancı devletlerin elde edemeyeceği güvenilirlik, uzmanlık ve kendine özgü bir bağlantı gibi üç önemli kaynağı bulunmaktadır. Bu bağlamda bir devletin herhangi bir söylemi bazı noktalarda şüphe uyandırabilirken ve sorgulanabilirken bağımsızlığı bilinen ve güvenilir olan bir sivil toplum örgütünün aynı konudaki söylemi toplum tarafından daha hızlı içselleştirilebilmektedir.92

Serbest piyasa ekonomisine geçilmesiyle özel şirketler ekonomik anlamda hızlı bir gelişim göstermişlerdir. Ekonomik anlamda gelişen bu şirketler devlet dışı aktörler olarak uluslararası sistemde yer almışlardır. Ekonomik anlamda büyük güçlerden biri olan Avrupalı çok uluslu şirketlere ait markalar dünya genelinde tanınmaktadır. Bu bağlamda çok uluslu şirketler her ne kadar öncelikli olarak karlarını maksimum düzeye çıkarmak için politikalarını belirlemekte olsa da ulusal marka imajının gelişmesine katkı sağlamaktadır.93

30 Tablo 1: Gücün Çeşitleri Ve Ele Alış Biçimleri.

Davranışlar Temel Araçlar Hükümet

Politikaları

Askeri Güç

Zorlama Caydırma

Koruma

Tehdit Kuvvet

Zorlayıcı diplomasi Savaş İttifak

Ekonomik Güç Teşvik

Zorlama

Para verme Yatırım

Yardım Rüşvet

Yumuşak Güç

Hayranlık uyandırma Gündem yaratma

Değerler Kültür Politikalar

Kurumlar

Kamu Diplomasisi İkili ve çok taraflı

diplomasi Kaynak: Joseph Nye, Soft Power: The Means to Success in World Politics, s.31.

Nye’a göre savaş ve askeri güç gelişmiş demokrasilerde olası bir durumdur ve hedefe ulaşmada kullanılan bir seçenektir.95 Tablo-1’de görüldüğü gibi askeri güç seçeneğini tercih eden devletler hükümet politikalarında karşı tarafı zorlayıcı diplomasiye başvurabilir, savaş ilan edebilir ya da kendisi gibi sert güç seçeneğini tercih eden diğer devletler ile ittifak kurabilme yoluna gidebilmektedir. Bu politikaları uygulayacak olan devlet davranışını gerçekleştirirken karşı tarafı kendi çıkarları doğrultusunda zorlama, gerçekleştirecek olduğu hareketten caydırma veya sert güç politikasını uygulayan devletin yine kendi çıkarları doğrultusunda ve karşıdaki devleti kendisine hizmet edecek şeklinde koruma biçiminde davranışları kullanabilmektedir. Yukarıda ifade edilen politikaları ve davranışları uygulayan devlet genel olarak tehdit unsurunu ve askeri araçları kullanmaktadır. Örneğin Körfez Savaşı öncesinde Irak, 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal, 8 Ağustosta ilhak etmiş ve 28 Ağustos’ta ise Kuveyt’in 19. ili olduğunu açıklamıştır.

Uluslararası kamuoyu ve Birlemiş Milletler Güvenlik Konseyi Irak’ın bu işgalinden

95 Nye, Soft Power…,op.cit., s.19.

31 rahatsızlığını dile getirmiştir. Irak’ın gerçekleştirmiş olduğu bu işgalden vazgeçirmek için Birleşmiş Milletler (BM) öncelikle zorlayıcı diplomasi politikasını uygulamış fakat Irak’ın buna rağmen işgalden geri adım atmaması üzerine 2 Ağustos 1990’da Irak’ın derhal ve koşulsuz olarak çekilmesini öngören 660 sayılı BM kararı, 6 Ağustos’ta Irak’a ekonomik yaptırımları öngöre 661 sayılı BM kararı alınmıştır. 660 sayılı BM kararından sonra Irak askerlerini Kuveyt’ten çekmez ise BM antlaşmasının 51. maddesine istinaden Irak’a savaş ilan edeceğini bildirmiştir.96

Yumuşak güç politikası izlenirken, sert güçte izlenen politikalardan ziyade daha fazla diplomatik yollar izlenmektedir. Hükümet politikasında diplomasi yöntemlerine başvurulabilmektedir. Sert güçte politikaları uygulamada kullanılan zorlama veya tehdit unsurlarının yerine, yumuşak güç uygulayıcısının kendi değerleri, kültürü, uygulamış olduğu insan hakları, demokratik politikaları ve kamuoyuna olumlu yönde etkide bulunacak kurumları oluşturmaktadır. Yumuşak güç uygulayan devlet karşı tarafı bu politikalarla etkisi ve cazibesi altına alarak istediği hedefe ulaşmada daha rahat politikalar uygulayabilmektedir. Diplomatik yollar ile izlenen hükümet politikalarında hayranlık uyandırma ve karşıdaki halkın düşüncelerini etkileyecek gündemler yaratma davranışları sergilenebilmektedir. Tüm bu unsurlar yumuşak güç uygulayan devletin imajına ve ülkenin dışarıda olumlu algılanmasına etki eden unsurları meydana getirmektedir.

Yumuşak gücün sert güçten bir diğer farkı ise sert güç uygulayan devlet, askeri ve ekonomik unsurları doğrudan kullanıma soktuğu için zaman zaman diğer aktörlerin desteğinden mahrum kalabilmektedir. Diğer taraftan ise yumuşak güç uygulayan aktörler daha fazla diplomasi ve iletişim kullanarak diğer aktörlerin de fikirlerini alması sebebiyle olumlu bir imaj ve algı yaratarak desteklerini kazanabilmektedir. Bu bağlamda yumuşak güç uygulayan aktörler diplomasi ve iletişim kanallarını daha fazla kullandığı için tek başına hareket etmeden uluslararası alanda bir desteğe sahip olarak toplu hareket edecek ve imajları zedelenmeyecektir. Bu noktada ABD’nin 2001 yılında yaşamış olduğu saldırılar sonucu uygulamaya koyduğu sert güç unsurları özellikle 2003 Irak’ın işgalinde uluslararası destekten yoksun olarak tek taraflı giriştiği müdahaleden sonra imajını ve uluslararası alandaki algısını olumsuz yönde etkilemiştir.

96 Tayyar Arı, Orta Doğu, Siyaset, Savaş ve Diplomasi (Cilt 1), 5. Baskı, Bursa: MKM Yayınları, 2012, s.463-464.

32 Dolayısıyla Bir devletin tek başına hareket etmesi kendisine karşıt bir grubun oluşmasına dahi yol açabilmektedir. Bu görüşün tam tersini savunan Stephen Gallup Brooks ve William Curti Wohlforth’un “World Out of Balance: International Relations And The Challenge of American Primacy” çalışmasında ABD’nin Irak’a uluslararası destekten yoksun ve tek başına müdahalesinin kendisinin karşısında bir grup oluşturduğu söylem olarak mevcut olduğu ama gerçekte ABD’nin karşısında onu dengeleyici bir gücün bulunmadığını dile getirmektedir. ABD’nin karşısında dengeleyici bir gücün bulunması durumunu ise karşıdaki güç açısından olumsuz ve zayıflatıcı bir durum olarak değerlendirmektedir.97

Sert güçte askeri güç kullanımı, ekonomik yaptırımların ve ambargoların uygulanması ulaşılmak istenen sonuç açısından daha çabuk etkili olmaktadır. Yumuşak güçte ise daha çok kamu diplomasisi uygulamaları, kültürel değerlerin aktif olarak kullanılması, karşı tarafın yumuşak güç uygulayan devlete karşı ilgi duyup cazibesinden etkilenmesi ve yine yumuşak güç uygulayan aktöre sempati duyması gibi yollar daha geç sonuçlara ulaştırmaktadır. Ayrıca sert güçte yapılan harcamaların maliyetleri, kullanılan insan gücü miktarı gibi sayısal verileri yaklaşık olarak ortaya koymak mümkünken yumuşak güçte somut ve maddi unsurların yanı sıra manevi unsurlar da devreye girdiği için yumuşak gücün etkisinin maddi olarak ortaya konulması zordur. Bu bağlamda yumuşak güç sert güce göre daha geç etki doğurabilmekte ve yumuşak gücün etkisinin tam olarak ortaya konulması da mümkün olmamaktadır. Sert gücün etkisini gerçekleştirilen eylemler sonucunda görebilmek mümkünken, yumuşak gücün etkisini daha çok kamuoyu yoklamaları sonucunda görebilmek mümkündür.