• Sonuç bulunamadı

Yolsuzluk Olgusunun Kamu Yönetimi Üzerindeki Etkileri

BÖLÜM 2: TÜRK KAMU YÖNETİMİNDE GÖRÜLEN YOZLAŞMA

2.2. Yolsuzluk Olgusunun Kamu Yönetimi Üzerindeki Etkileri

Ortaya çıktığı toplumsal yapıya ve devlet biçimlerine göre farklı nitelikler taĢıyan yozlaĢma eyleminin topluma zarar verdiği konusunda görüĢ birliği bulunmaktadır.

Ancak son zamanlarda yozlaĢmanın olumlu etkileri ve sonuçları üzerindeki yorumlar ve görüĢler de belirginleĢmeye baĢlamıĢtır. Bu açıdan yozlaĢmanın etki ve sonuçları olumlu ve olumsuz olmak üzere iki boyutta ele alınabilir.

2.2.1. Yolsuzluk Olgusunun Olumlu Sonuçları

YozlaĢmayı, normatif ve ahlaki anlamda inceleyen genel yaklaĢımların tersine, yozlaĢan bu uygulamaların belli bir iĢlev gördüğü ve bunun için bazı yararlarının olabileceği yönünde görüĢler ortaya atılmıĢtır. Özellikle rüĢvet uygulamalarının, az geliĢmiĢ ülkelerin içinde bulunduğu yönetsel koĢullarda iĢlevsel ve olumlu etkilerinin olabileceği ileri sürülebilmektedir.

60

Yolsuzluk toplumsal ve yasal düzgüler açısından “kötü, istenmeyen, yasak” bir eylemdir ancak yolsuzluğu incelerken düzgüsel boyutundan arındırmak gerekir. Bu tür bir yaklaĢım ile yolsuzluğun yaĢamını nasıl sürdürdüğü irdelenebilir ve anlaĢılabilir.

Merton‟ a göre toplumsal ve yasal kurallara aykırı olmasına rağmen yolsuzluğun varlığını sürdürebilmesi, gizli bir iĢlevinin olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyiĢle, gereksinim duyulan belli iĢlevleri yerine getirecek biçimsel süreçler ve yapılar yoksa ya da yetersizse, bu iĢlevi görecek yapılar ve süreçler oluĢmaktadır. Merton 19. Yy‟ ın sonları ve 20. Yy‟ ın baĢlarında Amerikan yerel yönetimlerinde görülen yolsuzlukları bu yaklaĢım içinde incelemeye çalıĢmıĢtır (Berkman, 2009: 125).

Yolsuzluk içeren yöntemlerin iĢlerin yürümesini sağlaması Ģartıyla, iĢlerin yürümemesi veya ağır yürümesine tercih edildiği gözlenebilmektedir. Maddesel içerikli bir yozlaĢma türü olan rüĢvetin kimi zaman da birbiri ile çatıĢan ahlaki değerlere ve uygulamalara sahip gruplar arasında uzlaĢmanın sağlanabilmesi için kullanılan bir teknik olarak iĢlev kazandığı da görülebilmektedir. Tüm mücadele çabalarına rağmen, yolsuzlukların bir Ģekilde kendine zemin bulması; ister istemez akla toplum hayatında belirli bir iĢlevi olabileceği ihtimalini getirmektedir (Kılavuz, 2003:230).

2.2.2. Yolsuzluk Olgusunun Olumsuz Sonuçları

Her ne kadar yolsuzluk olgusunun, olumlu etkilerinin olabileceğini savunanlar olsa da, asıl üzerinde mutabakata varılmıĢ olan husus; yolsuzlukların, kamu yönetimi ve toplum açısından sebep olduğu olumsuz sonuçlardır.

2.2.2.1. Kamu Yönetimine Duyulan Güvenin Azalması

Kamu yönetimi yönetilenlerden tarafından yerine getirilmesi beklenilen birçok istekle karsı karsıyadır. Bu isteklerin kamu yönetimi sistemi tarafından toplumun tüm bireylerine eĢit olarak yansıyacak biçimde karĢılanamaması, bu nedenle ortaya çıkan hizmet açıkları, hizmet açıklarının yol açtığı rekabet ve bu Ģekilde oluĢan yozlaĢma, yönetimin yönetilenler katında oluĢan saygınlığını ve güven duygusunu zedelemektedir.

Kamu yönetiminde yolsuzlukların en çok görülen olumsuz etkisi, yönetimin yasallığını ve saygınlığını sarsması, toplumsal anlamda var olan güveni aĢındırmasıdır. YozlaĢmıĢ uygulamalar, kuralsızlığı bireylerin önüne bir hayat tarzı olarak sunduğu anda, çürümeyi

61

hızlandırmakta ve yönetime olan güveni erozyona uğratarak toplumun ve devletin temelini olumsuz yönde etkilemektedir.

Çıkar kümeleri ve ekonomik açıdan güçlü olanlar bu güçlerine dayanarak isteklerini elde edebilmekte ve sisteme uyum sağlamamaktadır. Buna karĢılık, isteklerini gerçekleĢtirecek maddi güce sahip olmayanlar kamu yararı, eĢitlik, hakkaniyet gibi devletin temel ilkelerinden yararlanamamakta böylece de yönetimi güvensiz olarak nitelendirmektedirler. Sisteme uyum sağlamayan ve sistemde kendisine yer bulamayan bu grup, sürekli olarak yönetimden uzaklaĢmakta, yönetimle iki yabancı durumuna gelmektedirler.

2.2.2.2. Kamu Yönetiminin Tıkanması

YozlaĢmıĢ uygulamalar, özel durumlarda etkinliği arttırıyor gibi görünse de bir bütün olarak ele alındığı zaman kamu yönetiminde birçok açıdan etkinliğin sağlanmasında olumsuz etkiler yapmaktadır. Kamu yönetiminde görülen yozlaĢmıĢ uygulamalar ile kamusal politikaların saptırılması, uygulanmaya çalıĢılan plan ve programların gerçekleĢtirilmesini engellemekte, yönetsel açıdan verimliliği olumsuz yönde etkilemektedir. Kamusal politikaların ve programların kamu yönetiminde yaĢanılan yozlaĢmalar sebebiyle uygulamada sekteye uğraması, yönetimi zayıf düĢürmekte, bu sebeple yönetimin özü olarak nitelendirilebilecek kamu hizmetlerinde düzenlilik ve devamlılık gerçekleĢtirilememektedir.

YozlaĢmıĢ uygulamalar kamu personeli bakımından da birçok tıkanıklığa yol açmaktadır. Dürüst, nitelikli ancak yozlaĢma çarkına girmeyen kamu çalıĢanları, kamu hizmetinden soğumakta, isleriyle yabancılaĢmaktadırlar. Daha ileri boyutta kamu çalıĢanları, „iĢleri düzeltmek bana mı kaldı‟ biçimindeki olumsuz tavırlara yönelmektedirler. Kamu yönetimi sisteminden beklenilen iĢlevlerin yozlaĢmalar nedeniyle verimli bir Ģekilde gerçekleĢtirilememesi sebebiyle, bürokratik yapılar kalkınma açısından etkin bir araç olmaktan çıkacak, bu bakımdan da birçok tıkanıklıklar ve sıkıntılar yaĢanılacaktır (Berkman, 2009: 139).

2.2.2.3. Kamu Yönetiminin Pahalı Hale Gelmesi

Kamu hizmetlerinden rüĢvetsiz yararlanmanın olanaksız olduğu bir yönetim sisteminde, ödenilen vergiler anlamsızlaĢmakta, verilen rüĢvetler kamu hizmetleri için ikinci bir

62

ödeme haline gelmektedir. Böylelikle vatandaĢlar kamu hizmetlerinden artı bir fiyatla, daha pahalı olarak yararlanmaktadırlar. Kamu ihalelerinde görülen yozlaĢmıĢ uygulamalar sonucunda da yasal olmayarak alınan tutar ihale tutarına eklenmekte veya ihaleye konu olan malın veya hizmetin kalitesi düĢürülerek hizmete sunulmaktadır.

Bunun sonucunda da toplum daha fazla maliyet ödemek durumunda kalmaktadır.

Toplumsal açıdan bireyler, kamu bürokrasisinden bekledikleri kimi hizmetlerin hızlı ve etkin bir Ģekilde yerine getirilebilmesi için, belli bir ödemeyi doğal karĢılamaktadırlar.

Bu açıdan yönetilenlerin fazladan bir ödemeyi kabul etmesi, neredeyse kendiliğinden gelmeyen hizmete karĢı ödenen bir bedel olmaktadır (Köprü. 2007: 79)

2.2.2.4. Ekonomik ve Demokratik Gelişime Olumsuz Etkileri

Demokratik bir yönetim, insanlığın son birkaç yüzyıldır en çok ulaĢmak istediği hedeftir denilebilir. Fakat demokratik bir yönetim oluĢturmak sanıldığı kadar kolay değildir. Bu bir süreç iĢidir ve bu süreç oldukça uzun ve zorludur. Bu zorlu sürecin baĢarıyla atlatılıp özlenen demokrasiye ulaĢmak için olmazsa olmaz bazı Ģartlar vardır.

Demokrasi öncelikle güçlü bir ekonomi ister. Ekonomik bunalımlar yaĢayan toplumlar hiçbir zaman gerçek bir demokrasiye sahip olamazlar. Güçlü ekonominin koĢulu ise istikrardır, istikrar ise ancak güven ortamında oluĢur. Güveni sağlamak ise iktidarın görevidir. Ġyi bir iktidar ise ancak demokratik koĢullarda mümkündür. Yani bu noktada belirtilmek istenen ekonomik ve demokratik geliĢim birbirinden asla ayrı ayrı değerlendirilemez. Her ikisinin ise ortak Ģartı güven ve istikrardır.

ĠĢte güven olgusunun böylesine önemli olduğu bir yerde yolsuzluklara yer yoktur.

Çünkü yapılan yolsuzluklar hem sade vatandaĢı hem de dürüstçe iĢ yapan sermaye sahiplerini huzursuz etmektedir. Her ikisinin de ülke üzerindeki olumsuz etkisi büyüktür. Güvenmeyen sermaye sahibi yatırım yapamaz, yapsa da bu küçük oranlarda seyreder; böylelikle de ekonominin hacmi düĢer, iĢsizlik artar ve ülkenin refah seviyesi düĢer.

Kötü ekonomik Ģartlara maruz kalan vatandaĢ bir de devletine olan güvenini yitirdiğinde artık o vatandaĢ için, demokratik ilkelerin ve geliĢimin bir önemi kalmamıĢtır. Çünkü o vatandaĢ günü kurtarmanın derdindedir. Ya içinde bulunduğu

63

duruma katlanacak; ya da o da sistem içerisinde yozlaĢarak bir Ģeylere ulaĢmanın kolay yolunu bulacaktır.

Sonuç olarak yapılan yolsuzluklar toplumda güven bunalımına yol açmakta ve bunun sonucunda baĢta ekonomi ve demokratik yapı olmak üzere ülkenin tüm kurumları zarar görmektedir ve sonunda kaybeden vatandaĢ olmaktadır.

2.2.2.5. Yolsuzluğun Neden Olduğu Beşeri ve Mali Kayıplar

Yolsuzluğun sosyal sonuçlarına bakıldığında göze çarpan ilk husus hukuk sistemine ve devlete olan güvenin zayıflamakta olduğu gerçeğidir. Tahmin edileceği üzere, bu durum beraberinde genelde tüm alanlarda kuralların çiğnenmesi davranıĢını getirebilmektedir.

Bunun sonucunda da ahlaki normlar ve değerler çöküntüye uğramaktadır (Kılavuz, 2003: 240).

Mali kayıplara bakıldığında üç maliyet türü göze çarpmaktadır. Ġlki, kaynakların tahsisinde kamu yararının göz ardı ediliyor ve özel çıkarların ön plana geçiriliyor olmasıdır. Ġkincisi, yolsuzluğun verim kayıplarına neden olmasıdır. Bir yandan üretimde kullanılabilecek kaynakların bir kısmı lobi yapmak gibi üretken olmayan bir alanda kullanılıyor, diğer yandan iĢlemlerde saydamlığın ve bilginin azalmasıyla birlikte iktisadi hayattaki verimlilik azalmaktadır. Üçüncüsü ise, yolsuzluğun yoğun yaĢanmakta olduğu bir ülkeye yabancı sermayenin duyduğu ilginin zayıflaması, bunun da beraberinde büyük olasılıkla ekonomik büyüme ve geliĢmenin olumsuz etkilenmesi sonucunu getirmesidir (Hasanoğlu ve Aliyev, 2007: 36).

64

BÖLÜM 3: YOZLAŞMA İLE MÜCADELE YÖNTEMİ OLARAK