• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: YOZLAŞMA KAVRAMI VE YOZLAŞMAYA YOL AÇAN

1.2. Kamu Yönetiminde Yozlaşmaya Yol Açan Nedenler

1.2.3. Bireysel Açıdan Yozlaşma Nedenleri

Toplum bireylerden oluĢur. Nasıl maddenin temeli atomlarsa, toplumun da temeli insandır. Bu yüzdendir ki toplumsal sorunların çözümü öncelikle bireysel sorunların çözümünden geçer. Çünkü kendi içinde huzuru olmayan kiĢiden, toplum adına yararlı davranıĢlarda bulunması beklenemez.

1.2.3.1. Gelir Dağılımındaki Adaletsizlik

Bir ülkede refah düzeyinin artıĢı, orta sınıfın gelir düzeyinin iyi yönde geliĢimi ile doğru orantılıdır. Eğer gelir durumuna göre, ülke vatandaĢları arasına basit bir sınıflandırma yapılacak olursa; ortaya kabaca üç gelir düzeyi çıkacaktır. Üst düzey gelir sahipleri, orta düzey gelir sahipleri ve alt düzey gelir sahipleri. Bu durum çok doğaldır. EĢyanın tabiatı dolayısı ile toplumda herkesin aynı gelir düzeyine sahip olması beklenemez. Bu noktada önemli olan, nüfusun çoğunluğunu oluĢturan orta düzey gelir sahiplerinin, toplum içinde güçlü tutulması ve ülkedeki her vatandaĢın asgari yaĢam Ģartlarının yerine getirebilmesidir. Aksi bir durumun söz konusu olduğu ve zenginin daha zengin, fakirin daha fakir olduğu adaletsiz bir gelir dağılımında toplumsal huzurun bozulması kaçınılmazdır. Bu durum ise vatandaĢları uygunsuz davranıĢlara yönlendireceği yadsınamaz bir gerçektir.

ġu gün için kiĢinin toplumdaki statüsünü belirleyen ve de bir saygınlık göstergesi haline gelen en önemli unsur maddi güç haline gelmiĢtir. Maddi gücün böylesine önem kazandığı bir ortamda, kiĢiler için paranın nerden kazanıldığının pek de bir önemi kalmamaktadır. Para her türlü ayıbı örter anlayıĢı, özellikle kamu gücünü elinde bulunduran görevlilerin aklını çelmekte ve illegal yollara baĢvurmaya teĢvik etmektedir (Sanal, 2000: 51).

1.2.3.2. Fakirlik ve Düşük Ücret

Her insanın yaĢamını sürdürebilmesi için belli baĢlı ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların karĢılanabilmesi için de yeterince maddi güce ihtiyacı vardır. Ġnsanlar bu maddi güce

24

eriĢebilmek için çalıĢırlar. Sorun Ģu noktada ortaya çıkar; eğer kiĢi hayatını idame ettirebilmek için çalıĢıyor ama aldığı ücret buna yetmiyorsa kiĢinin farklı yollara baĢvurabilme imkânı vardır. Asıl konu gereği örnek olarak bir kamu görevlisini ele alalım. ÇalıĢmasına rağmen bir türlü geçimini sağlayamayan bir kamu görevlisi, yozlaĢmanın pençesine düĢmek için çok kuvvetli bir adaydır. Çünkü hayatın getirdiği bu zorluklar bir süre sonra onun değer yargılarını alt üst ederek; yapacağı yolsuzluğu sanki meĢru bir iĢ yapıyormuĢ gibi görmesini sağlayacaktır. Böylelikle yozlaĢmanın pençesine düĢen görevli, giderek artan bir oranla daha fazla yolsuzluğa bulaĢacak ve gittikçe bu durum onun için daha da sıradan hale gelecektir.

Toplum içerisinde düĢük ücretlere bağlı ortaya çıkan ekonomik koĢullar, bu koĢularda yaĢamak zorunda olan kiĢileri zor bir seçim yapmak zorunda bırakmaktadır. Ya onurlarını koruyarak, mevcut duruma katlanıp düĢük kalitede bir yaĢam sürecekler ya da o özendikleri hayata ulaĢabilmek için onurlarından vazgeçecekler. Maalesef çoğunlukla insanlar bir süre sonra direncini yitirmekte ve bunun sonucunda değer yargılarını kaybederek yozlaĢmaktadır (Cem,2009: 498).

1.2.3.3. Liyakatsiz Personel Davranışları

Kamu personeli bazen bilerek ve isteyerek bazen de istemden yozlaĢmaya alet olmaktadır. Ġster bilerek isterse bilmeden her ne Ģekilde olursa olsun, kamu personelinden beklenen hiçbir Ģekilde yozlaĢmaya imkân vermemesidir. Çünkü kamu personeli liyakat esasına göre davranmak zorundadır.

Bilgi yoksunluğu, kamu personelinin yasal yükümlülükleri, kurum politikaları ve geleneklerini bilmemeleri sonucu ortaya çıkan etik dıĢı davranıĢlara yol açar.

Kitaplardan veya yasalardan öğrenilemeyecek, ancak bireysel bazda hissedilecek oldukça önemli etik davranıĢ kuralları bulunmaktadır. Bu kurallar, bireyler tarafından gözlem ve yorum sonucu öğrenilebilir. Aksi bir durumda bu davranıĢ kalıplarının birey tarafından özümsenememesi, onun yönetsel açıdan yozlaĢmaya yönelik davranıĢlarda bulunmasına neden olabilecektir (Köprü, 2007: 54).

Kamu personelinin görevlerini yerine getirirken yetkilerini yakınları için farklı uygulamalarla kullanmaları veya kurumsal kaynakların bireysel çıkarlara hizmet etmesi kiĢisel iliĢkiler bazında yönetsel açıdan yozlaĢmaya neden olabilmektedir. Kimi zaman

25

kamu görevlileri, kendi iyi niyetleri sonucu, görevlendirilmeden is yapmak veya hizmet talebinde gerekli olan bürokratik iĢlemleri göz ardı ederek birtakım iĢlere giriĢmektedirler. Bu durum da kamu yönetiminin isleyiĢine olumsuz etki edebilmektedir. Yasa dıĢı emirlerin ast tarafından yerine getirilmesi yönetsel etiğe aykırı sonuçların ve yozlaĢmanın ortaya çıkmasında etkili bir faktör olarak gözlenebilmektedir. Bireysel var olma düĢüncesi, bireylerde doğuĢtan var olan ve içgüdüsel bir durumdur. Bu düĢünce, personeli kiĢisel bazda yanlıĢ uygulamalara götürebilmektedir. Bu tür davranıĢlar, genellikle birey tarafından farkına varmaksızın yapılan davranıĢlardır. Yasal olmayan bireysel çıkar sağlama giriĢimleri, kamu personelinin bireysel açıdan yozlaĢmasına ve yönetsel etik bakımından aykırı davranıĢlarda bulunmasına neden olan en önemli etkenlerdendir. Böylelikle kamu personeli kurum içerisinde hak etmeden yükselebilecek, kurum dıĢında da hak etmediği bir Ģekilde zenginleĢebilecektir.

Siyasal ayrımcılık, kamu örgütlerinde karar mekanizmalarında yer alan bireylerin eylem ve iĢlemlerinde rahatlıkla görülebilmektedir. Belli bir süre sonra bu durum beraberinde yasal olmayan bir dayanıĢmayla birlikte örgüt amaçlarında sapmayı ve hizmetlerin belli gruplara kanalize edilmesini ortaya çıkarmaktadır. Hırs ve güç gösterisi kamu personelinin davranıĢlarında hem etik hem de yasal açıdan sapmalara, çıkar amaçlı davranıĢların görülmesine ve hizmetlerin yozlaĢmasına neden olabilir. KiĢi statü elde etmek, kimi zaman da yükselebilmek amacıyla, ahlak dıĢı ve yozlaĢmaya yönelik davranıĢlara yönelmekte, diğer çalıĢanları kötülemekte veya çalıĢıyor gibi gözükerek ön plana çıkmaya çalıĢabilmektedir. Kin duygusu, kamu personelinin amirleri tarafından, çalıĢtığı kurumca veya yönetimdeki partilerce sömürüldükleri duygusunun altında yatmaktadır. Bu sebeple de çalıĢanlar, örgüt ahlakını bozucu davranıĢları intikam alma maksadıyla gerçekleĢtirirler. KiĢilik bozuklukları, kamu hizmetlerinde görev yapanların islerin monotonluğundan sıkıntıya girmeleri, iĢlerini önemsememeye baĢlamalarında böylelikle de yasal ve ahlaki olmayan davranıĢlara yönelmelerinde kendisini gösterir.

Bunun sonucunda da örneğin; kamu çalıĢanı, yapması gereken bir iĢi sırf vatandaĢa eziyet etmek amacıyla bekletmekte ve güç gösterisinde bulunabilmektedir (Kılavuz, 2003: 204).

26

1.2.3.4. Personelin Çıkarlarını Geliştirme Eğilimi

Kamu personeli bu mesleği seçerken aslında bu mesleğin ona sağlayacağı hayat standartlarını genel hatlarıyla bilmektedir. Kamu sektörü ile özel sektör karĢılaĢtırıldığında her iki tarafın da artıları ve eksileri vardır. Kamu sektörünün iĢ güvencesi ve ilk giriĢte nispeten yüksek ücreti bu kadroları cazip kılmaktadır. Ama sonrasında bazı görevlilerin hayat standartlarına elde ettikleri gelir yetmemektedir. ĠĢte bu noktada bazı görevliler yozlaĢmanın pençesine düĢmekte ve çeĢitli yolsuzluklara baĢvurmaktadır.

Her insanın doğasında daha iyi koĢullara sahip olmak arzusu vardır. Ama kamu görevinin de olmazsa olmaz koĢullarından biri ölçülülük koĢuludur. O yüzden görevli hayat standartlarını belirlerken mesleğinin ona sağladığı imkânlar çerçevesinde bir belirleme yapmalıdır. Böylelikle çıkar çatıĢması durumunda kendi çıkarlarını geliĢtirmek uğruna yanlıĢ yollara sapmamıĢ ve Ģerefini korumuĢ olacaktır.

Sonuç olarak her insan kendini bir Ģekilde geliĢtirmelidir, bunda yanlıĢ bir Ģey yoktur.

Ama bunu yaparken yasalara ve etik ilkelere uyması gerekmektedir. Aksi takdirde yozlaĢmanın pençesine düĢmekten kurtulamayacaktır. Bunun sonucunda belki mesleğini, belki hürriyetini en önemlisi de haysiyetini kaybedecektir

27

BÖLÜM 2: TÜRK KAMU YÖNETİMİNDE GÖRÜLEN