• Sonuç bulunamadı

62 7859-04 K 48 VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

63 8319-04 E 65 YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK

64 8942-04 K 48 YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK

65 2543-05 E 74 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

66 3299-05 K 86 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

67 3300-05 E 67 VAR VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK VAR VAR YOK VAR YOK

68 3998-05 E 61 VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

69 5486-05 E 83 VAR YOK VAR VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK VAR VAR YOK VAR YOK

70 5640-05 E 69 VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

71 7404-05 K 71 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

72 7457-05 E 66 VAR YOK VAR YOK YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK VAR VAR YOK VAR YOK

73 8183-05 K 57 VAR YOK VAR YOK YOK VAR VAR YOK YOK YOK VAR VAR VAR YOK VAR YOK

74 8377-05 E 68 VAR VAR YOK VAR YOK YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK

75 8988-05 K 65 VAR VAR YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

76 2667-06 K 45 VAR YOK YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

77 3530-06 K 67 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

78 4280-06 K 45 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

79 4628-06 K 53 YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK

80 4735-06 E 62 VAR VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK VAR VAR YOK VAR YOK

81 4807-06 K 65 VAR VAR VAR VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK VAR VAR YOK VAR YOK

82 5072-06 K 44 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

83 5476-06 E 70 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

84 5286-06 E 81 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK

85 1467-06 E 74 VAR VAR YOK YOK YOK VAR YOK VAR YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK YOK

H. No: Hasta no; B. No: biyopsi no; C: Cinsiyet; Y: Yaş; İ: İnflamasyon; A: Aktivite; M: Metaplazi; AT: Atrofi; D: Displazi; H. P: Helicobacter Pylori; MUC5AC G:

MUC5AC goblet; MUC5AC K: MUC5AC kolumnar; CDX2 SBV: CDX2 sitoplazmik boyanma varlığı; CDX2 NBV: CDX2 nükleer boyanma varlığı; KM: Komplet metaplazi; İM: İnkomplet metaplazi.

ŞEKİLLER

Şekil 1. A: Kronik gastrit, germinal merkezi belirgin lenfoid agregat yapmış 3 (+++/+++) inflamasyon, olgu 61 (HE X 50); B: Aktivasyon gösteren kronik gastrit, bez epiteline giren polimorf nüveli lökosit, olgu 61 (HE X 200); C-D: İntestinal metaplazi Komplet Tip, goblet hücreleri arasında ince pembemsi sınır çizen emici hücreler, olgu 75 (HE X 100-200)

Şekil 2. A: MUC2 için kontrol amaçlı kullanılan kolon epitelinde kuvvetli sitoplazmik boyanma (immünoperoksidaz x 50); B: İntestinal metaplazide MUC2 ile kuvvetli ve seçici boyanma, olgu 75 (immünoperoksidaz x 50); C-D: İntestinal metaplazide MUC2 ile goblet hücrelerinde seçici ve kuvvetli sitoplazmik boyanma, olgu 83 (immünoperoksidaz x 100-200)

Şekil 3. A: MUC5AC için kontrol amaçlı kullanılan mide dokusunda, mide yüzey epiteli ve yüzeyel bezlerde boyanma izlenirken, derin bezlerde boyanma görülmemektedir, olgu 30 (immünoperoksidaz x 50); B: İM’de MUC5AC ile boyanma izlenmezken, İM izlenmeyen bezler ve yüzey epitelinde MUC5AC ile sitoplazmik boyanma, olgu 74 (immünoperoksidaz x 200)

Şekil 4. A: MUC5AC ile İM’de hem goblet hem de kolumnar hücrelerde boyanma, olgu 72 (immünoperoksidaz x 100); B: İM’de MUC5AC ile boyanma izlenmezken, İM izlenmeyen bezler ve yüzey epitelinde MUC5AC ile sitoplazmik boyanma, olgu 74 (immünoperoksidaz x 100)

Şekil 5. A: CDX2 için kontrol amaçlı kullanılan kolon epitelinde nükleer pozitif boyanma (immünoperoksidaz x100); B: İM’de CDX2 ile nükleer boyanma, olgu 83 (immünoperoksidaz x 200); C: İM’de CDX2 ile nükleer boyanma, olgu 82 (immünoperoksidaz x 200); D: İM izlenmeyen inflamasyonlu mide mukozasında CDX2 ile sitoplazmik reaksiyon, olgu 22 (immünoperoksidaz x 200)

Şekil 6. A: PAS-AB PH2,5 için kontrol amaçlı kullanılan ince barsak dokusunda goblet hücrelerinde mavi rekte boyanan asidik müsin varlığı (Histokimya X 50); B: İM’ PAS- AB PH2,5 ile goblet hücrelerinde mavi boyanan asidik müsin varlığı, goblet hücreleri arasındaki kolumnar hücrelerde boyanma izlenmemesi, olgu 75 (Histokimya X 200)

Şekil 7. A: PAS-AB PH0,5 için kontrol amaçlı kullanılan kolon dokusunda mavi rekte boyanan sülfomüsin varlığı (Histokimya X 50); B: İM’de PAS-AB PH0,5 ile hem goblet hücrelerinde hemde goblet hücreleri arasındaki kolumnar hücrelerde boyanma izlenmemiştir, olgu 69 (Histokimya X 100)

TARTIŞMA

Helicobacter Pylori enfeksiyonu dünya nüfusunun %50’sinden daha fazlasını etkilemektedir (69,70). Kronik gastrit vakalarının çoğunda etken H. Pylori’dir. Aktif süperfisiel gastrit nedeni olup daha çok antrumda lokalize olmaktadır (71,72). Çalışmamıza aldığımız 85 hastanın hem antrumuna ait hem de korpusuna ait mide biyopsilerinde; antrum biyopsilerinin %41,2’sinde korpus biyopsilerinin ise %49,4’ünde H. Pylori varlığı tespit edildi. H. Pylori sıklığı açısından bu oranlar literatür ile uyumluluk içinde olmasına karşın, H. Pylori’nin yerleşim yeri açısından antrum ve korpus arasında istatistiksel olarak fark izlenmemiştir.

Vakalarımızdaki nötrofil infiltrasyonun varlığı (aktivite) ile H. Pylori varlığı arasındaki ilişkiye bakıldığında; antrumda H. Pylori pozitif vakaların %60’ında, korpusta %45,2’sinde nötrofil infiltrasyonu (aktivite) pozitif olup literatür ile uyumlu bir şekilde aktivite saptanmıştır. H. Pylori pozitif vakalarda inflamasyon antrumda %100, korpusta ise %92,9 oranında tespit edildi ve bu bulgular literatür ile uyumluluk içindeydi (73,74).

Uzun süreli H. Pylori gastriti sıklıkla gastrik atrofiye neden olmakta, gastrik atrofinin gastrik kanser gelişiminde önemli bir basamak olduğu düşünülmektedir (2). Asaka ve ark. (36) Japon toplumunda yaptıkları geniş çalışmada H. Pylori pozitif hastaların %80’inde gastrik atrofi tesbit etmişlerdir. Çalışmamız antrumda H. Pylori vakaların %48,6’sında, korpusta ise %11,9’unda atrofi saptadık. Correa ve ark. (2) H. Pylori ile enfekte olanların çoğunda antrumda atrofi tesbit etmişlerdir. Bulgularımız bu açıdan literatür ile uyumluluk göstermekte olup, H. Pylori ve atrofinin birlikte görülmesi açısından Asaka ve ark.’nın (36) yaptığı çalışmadaki kadar yüksek bulunmamıştır.

mikroskopik olarak bütün özelliklerini taşıyan intestinal epitel ile yer değiştirmesidir (4). Normalde mide mukozasında bulunmayan oysa barsak epitelinde bulunan goblet hücreleri, emici hücreler, Paneth hücreleri ve endokrin hücrelerin varlığı ile tanınır (13). İM her zaman barsak epitelinin bütün özelliklerini göstermez. Tüm bu nedenlerden dolayı İM çeşitli gruplara ayrılmıştır. Bu gruplandırma temelde histopatolojik ve histokimyasal özelliklere dayanmaktadır (5). İM bir çok araştırmacı tarafından (müsin tiplerine histopatolojik görünüme göre) komplet tip ya da Tip I ve inkomplet tip ya da Tip II olarak iki gruba ayrılmıştır. İnkomplet İM kendi arasında Tip IIA ya da Tip II, TipIIB ya da TipIII olmak üzere iki gruba ayrılmıştır (5,17,18). Histokimyasal yöntemlere göre İM’yi komplet ve inkomplet olarak ayırmada en önemli kriter goblet hücreleri arasında, sitoplazmalarında nötral veya asidik müsin içeren silendirik hücrelerin varlığı ya da yokluğudur. Bu müsin yapan silindirik hücreler varsa İM kesinlikle inkomplet olarak kabul edilir. Komplet İM ise histokimyasal olarak goblet hücreleri arasında müsinöz silindirik hücrelerin yerine belirgin fırçamsı kenarlı emici hücrelerin varlığı ve paneth hücrelerinin sık görülmesi ile tanınır (5,17). Biz bu çalışmada İM’yi Jass (5) ve Filipe’nin (14) yaptığı sınıflamaya uygun olarak sınıflandırdık. Çalışmamızda antrumda 23 (%27,1), korpusta ise 13 (%15,3) İM tespit ettik. Tespit ettiğimiz İM’nin tamamı komplet metaplazi (Tip I) idi. İM görülme sıklığı ve izlenen metaplazinin tipi, Shiotani ve ark. (75) yaptığı çalışma ile örtüşmekteydi.

İntestinal metaplazide görülen değişiklikler sadece müsin tipleri ile sınırlı değildir, ışık ve elektron mikroskobu düzeyinde yapısal farklılıkların bulunduğu, enzim özelliklerinin, immünohistokimyasal yöntemler ile çeşitli antijenik özelliklerinin de farklı olduğu saptanmıştır (5,19). Reis ve ark. (21) ve Silva ve ark. (24) intestinal metaplazi ve tiplerindeki müsin değişikliklerini immünohistokimyasal yöntem kullanarak göstermişlerdir. Buna göre; komplet Tip İM’de MUC2 salgılanmakta MUC1, MUC5AC, MUC6 salınımı ya azalmakta ya da tamamen yok olmaktadır. İnkomplet Tip İM’de ise MUC2 salgılanmasına ek olarak MUC1, MUC5AC, MUC6’nın salgılanması devam etmektedir. Çalışmamızda hem antrumda hem de korpusta tespit edilen İM histokimyasal ve histomorfolojik özelliklerine göre komplet tip İM olup, hem antrumda hem de korpusta intestinal metaplazi varlığında MUC2 salınımı %100 olarak bulunmuştur. Antrumda metaplazi varlığında 23 vakanın 18 (%78)’inde MUC5AC salınımını yok olmuştu, 5 (%21,7) vakada ise MUC5AC salınımı devam etmekte idi. Çalışmamızda antrumda İM’de MUC5AC’nin pozitif olduğu 5 (%21,7) vaka tespit edildi. Bunların ise 1’inde sadece goblet hücrelerinde, 2’sinde ise sadece kolumnar hücrelerde, 2’sinde ise hem kolumnar hemde goblet hüclerinde MUC5AC pozitifliği tespit edilmiştir. Bu sonuçlar Reis ve ark (21) çalışmaları ile uyumluluk içinde olarak bulunmuştur.

MUC5AC normal gastik mukozada süperfisial foveolar epitelde salgılanmaktadır (6). Vakalarımızda da literatürle uyumlu bir şekilde korpusta %81,2 antrumda ise %78,8 oranında MUC5AC pozitifliği saptadık. İn vitro olarak H. Pylorinin gastrik müsine bağlanma yeteneğinde olduğu gösterilmiştir (76). Van Den Brink ve ark. MUC5AC’nin H. Pylori’nin gastrik mukozaya yapışması indükleyen reseptör gibi rol aldığını göstermişlerdir (31). Çalışmamızda antrumda H. Pylori pozitif vakalarda MUC5AC varlığı %82,9, korpusta ise %85,7 olup literatür ile uyumluluk göstermiştir. H. Pylori enfeksiyonunda süperfisial epitel hücrelerindeki gastrik müsin salınımında değişiklik olmaktadır. Bu değişiklik MUC5AC salınımında azalma ve kaybolma şeklindedir. Bu değişim özellikle intestinal epitel oluşan yani intestinal metaplazi odaklarındadır (31,77). Vakalarımızda antrumda İM yokken MUC5AC varlığı %92,5, korpusta ise %100 olarak tespit edilmiş olup, İM varlığında korpusta MUC5AC yokluğu %100 olarak tespit edilirken antrumda ise %78,3 olarak tespit edilmiştir.

MUC2 normal gastrik mukozada salgılanmamaktadır (6,78). MUC2 normalde gastrointestinal mukozanın goblet hücrelerinde salgılanmaktadır (25). İM’de ektopik MUC2 üretimi olmaktadır (24,63). Vakalarımızda hem antrumda hemde korpusta intestinal metaplazi yokken MUC2 %100 oranında yoktu. Hem antrumda hem de korpusta İM varlığında MUC2 salınımı %100 olarak bulunmuştur. Ayrıca İM izlenen vakalarda da İM alanı dışındaki mide mukozasında da MUC2 salınımı izlenmedi. Bütün bu bulgular literatür ile uyumluluk içindeydi.

CDX2 homeobox gen ailesinden olup, intestinal kanal boyunca intestinal diferansiasyonun, proliferasyonun ve organizasyonun oluşmasında çok önemli role sahiptir (9). İntestinal kanal boyunca intestinal epitelin ve villus yapısının oluşup korunması sırasında salgılanan enterositik belirteçlerin düzenlenmesinde, miktarlarının ayarlanmasında orketra şefi olarak rol aldığı gösterilmiştir (9,47,48).

CDX2 normalde ince barsak ve kolon mukozasında intestinal epitelde salgılanmaktadır (50). Normal gastrik mukozada hem immünohistokimyasal olarak nükleuslarda, CDX2 pozitifliği (8,65) hem de RT- PCR yöntemi ile CDX2 mRNA varlığı saptanmamıştır (60). Vakalaramızda intestinal metaplazi izlenmeyen vakaların antrumunda %95,4, korpusunda ise %98,6 CDX2 nükleeer pozitiflik saptanmamıştır. Bu bulgular literatür ile uyumluluk göstermekteydi.

CDX2, gastrointestinal sistemdeki intestinal epitelde ve intestinal metaplazide nükleer reaksiyon vermektedir (8,63). Çalışmamızda antrumda izlenen intestinal metaplazinin

%87’sinde, korpusta ise %92,3’ünde CDX2 nükleer pozitifliği saptanmış olup bu bulgular literatür ile uyumluluk içindedir.

CDX2 mide mukozasında intestinal epitelde nükleer pozitiflik verirken, inflamasyonlu mide mukozasında (8), özefagus mukozasında (64) ve inflamasyonlu mesane mukozasında (79) immünohistokimyasal olarak sitoplazmik reaksiyon verdiği bulunmuştur. Eda ve ark. (80) Barrett’s epitelinde ve inflamasyonlu özefagus epitelinde RT-PCR yöntemi ile CDX2 varlığını göstermişlerdir. Çalışmamızda da inflamasyonlu mide dokusunda antrumda %56,8, korpusta ise %63,5 oranında CDX2 sitoplazmik pozitiflik izlenmiştir. Ayrıca aktif inflamasyonda hem antrumda hem de korpusta aktivite tesbit edilen 28 olgunun %71,4’ünde CDX2 sitoplazmik reaksiyonu saptanmıştır. Bu oran da Satoh ve ark.’nın çalışması ile uyumluluk göstermekteydi.

Helicobacter Pylori enfeksiyonu kronik gastrit, atrofik gastrit ve inflamasyonun devamında intestinal metaplaziye ilerlemesine neden olmaktadır. İM’nin intestinal tip gastrik kanserin prekürsörü olduğu düşünülmektedir (2,3). H. Pylori enfeksiyonu ve İM gelişimindeki rolü daha önceki Mongolian gerbil çalışmalarında (39) ve karşıt seçilmiş çalışma gruplarında gösterilmiştir (37). Eda ve ark. (7) gastrik örnekleri kullanarak RT-PCR yöntemi ile yaptıkları çalışmada H. Pylori ile enfekte olmuş hem İM’li hem de İM’siz örneklerde mide mukozasında CDX2 varlığını göstermişlerdir. Satoh ve ark. (8) ise, H. Pylori enfeksiyonunda gastrik mukozada intestinal metaplazi olsun olmasın, CDX2 salınımının immünohistokimyasal olarak metaplazide nükleer, metaplazi dışında inflamasyonlu mukozada ise sitoplazmik olduğunu göstermişlerdir. Çalışmamızda antrumda 35 H. Pylori pozitif gastrit vakasının 26 (%74,3)’sında, korpusta ise 42 H. Pylori pozitif gastrit vakasının 32 (%76,2)’sinde sitoplazmik boyanma tespit edilmiştir. Bu bulgular literatür ile uyumluluk içinde olarak bulunmuştur.

İntestinal metaplaziyi tespit etmede kullanılan altın standart histokimyasal ve histopatolojik yöntemlerdir (15). Reis ve ark. (21) ve Silva ve ark. (24) immünohistokimyasal yönteminde İM’yi tiplendirme ve tespitinde kullanılıp histokimyasal yötemler kadar duyarlı ve seçici olduğunu bulmuşlardır. Çalışmamızda hem antrumda hem de korpusta izlenen İM komplet tip histokimyasal tiplendirme altın standart alındığında kullandığımız immünohistokimyasal çalışmalarımızın duyarlık ve seçiciliği literatür ile uyumluluk içinde bulunmuştur.

SONUÇLAR

1. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’ında 2000-2006 yılları arasındaki 85 hastanın hem antrum hem de korpus bölgesinden alınan mide biyopsileri Sydney Uptade sisteme göre yeniden değerlendirildi. Tanı değişikliği olmadı. Antrumdan alınan biyopsilerin 81 (%95,3)’inde inflamasyon, 28 (%32,9)’inde aktivite, 23 (%27,1)’ünde metaplazi, 44 (%51,8)’ünde atrofi varlığı tespit edilmiş olup hiçbir vakada displazi izlenmemiştir. Korpustan alınan biyopsilerin 74 (%87,1)’ünde inflamasyon, 28 (%32,9)’inde aktivite, 13 (%15,3)’ünde intestinal metaplazi, 14 (%16,5)’ünde atrofi saptanmıştır. Antrumda olduğu gibi korpusda da displazi görülmemiştir.

2. Değerlendirilen parametreler arasında antrum ve korpus arasında atrofi dışında istatistiksel olarak fark izlenmedi. Antrumdan alının biyopsilerin 44 (%51,8)’ünde, korpustan alının biyopsilerin 14 (%16,5)’ünde atrofi izlendi.

3. Helicobacter Pylori’nin en çok antrumda atrofiye neden olduğu belirlendi.

4. Antrum biyopsilerinin %41,2’sinde korpus biyopsilerinin ise %49,4’ünde H. Pylori varlığı tespit edildi.

5. Helicobacter Pylori tesbit edilen hastaların yaş dağılımı oldukça geniş olup 16 ile 81 arasında değişmekte idi.

6. Helicobacter Pylori’nin yerleşim yeri açısından antrum ile korpus arasında bir fark izlenmedi.

7. Hem antrum hemde korpustan alınan biyopsilerde izlenen İM’nin tamamı Komplet Tip (Tip I) İM idi.

8. MUC2 ile yapılan immünohistokimyasal çalışmada MUC2’nin normal mide mukozasında eksprese edilmediği izlendi.

9. MUC2 ile yapılan immunohistokimyasal çalışmada hem antrumda hem de korpusta izlenen intestinal metaplazinin tamamında MUC2 pozitif olarak tespit edildi. Bu açıdan bakıldığında MUC2 intestinal epitelin ve İM’nin belirlenmesinde kullanılabilecek bir belirteçtir (Fisher Exact test, p=0,000). Aynı zamanda hem antrumda hem de korpusta intestinal epitelin MUC2 ile boyanmasındaki duyarlık ve seçicilik %100 olarak bulundu.

10. MUC5AC’nin normalde mide mukozasında eksprese edildiği, intestinal metaplazi bölgelerinde eksprese edilmediği bulundu (Fisher Exact test, p=0,000).

11. MUC5AC’nin komplet metaplazide ekspresyonun yok olduğu izlendi (Fisher Exact test, p=0,000).

12. CDX2’nin nükleer olarak intestinal epitelde, antrumda %87 (Fisher Exact test, p=0,000), korpusta %92,3 oranında eksprese edildiği gösterilmiştir (X²=70,26, p=0,000), antrumda duyarlığı %86,9, seçiciliği %100, korpusta duyarlığı %92,3, seçiciliği %98.6 olarak bulundu. CDX2’nin intestinal epitelin ve İM’nin belirlenmesinde ve ayırcı tanısında faydalı olabiliceği düşünülmüştür.

13. CDX2 inflamasyonlu mide mukozasında sitoplazmik olarak antrumda (%56,8), korpusta (%63,5) eksprese edilmektedir. Aktivite varlığında CDX2 sitoplazmik ekspresyonu artmaktadır ki; hem antrumda hem de korpusta (%71,4) oranında bulundu (Fisher Exact test, p=0,000).

14. Helicobacter Pylori varlığında CDX2’nin sitoplazmik ekspresyonu antrumda (%74,3), korpusta (%76,2) olarak tespit edildi. H. Pylori’nin yaptığı inflamasyon CDX2’nin sitoplazmik salınımını uyarmaktadır diye düşünüldü.

15. CDX2 normalde intestinal epitelin farklılaşmasında, oluşmasında ve organizasyonunda görev alan bir gendir. İnflamasyonlu mide mukozasında salınımı sitoplazmada başlamakta, intestinal epitel oluşmaya başladığında sitoplazmadan nükleusa kayıp nükleer yerleşim göstermektedir.

16. Helicobacter Pylori bu anlamda bakıldığında CDX2 üzerinden İM’nin oluşmasına neden olmaktadır.

ÖZET

İntestinal metaplazi inflamasyon, atrofi, metaplazi, displazi ve kanser döngüsünde bir basamak olarak yerini almıştır. Metaplazi vücudun bir çok bölgesinde çeşitli nedenlerle oluşan koruyucu bir mekanizmadır. Fakat beklenmeyen bir yerde beklenmeyen bir değişimin olması farklı sonuçlara neden olmakta ve bu yeni oluşan durum her yönden daha az sağlam olmakta ve değişimlere daha açık olmaktadır.

İntestinal metaplazi mekanizmasını, tetikleyen nedenler her zaman araştırma konusu olmuştur. Toplumda %50 gibi yüksek oranda görülen H. Pylori gastritinin intestinal metaplazinin gelişiminde rolü olup olmadığı ve hangi mekanizmalarla bunu yaptığı çoğu zaman merak edilmiştir.

Bu amaçla Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’ında 2000-2006 yılları arasındaki hem antrum hem de korpus bölgesinden alınan mide endoskopik biyopsilerine sahip gastrik kanser, peptik ülseri olmayan, H. Pylori için hiçbir tedavi almayan, dispeptik yakınmaları olan 85 hasta seçildi. Bu vakalar histopatolojik parametreler açısından, histokimyasal belirleyiciler (Alcian Blue Ph2,5 Periodic Acid Schiff, Alcian Blue Ph0,5 Periodic Acid Schiff), immünohistokimyasal belirleyiciler (CDX2, MUC2, MUC5AC) uygulanarak retrospektif olarak yeniden değerlendirildi.

Sydney Update sisteme göre tekrar değerlendirilen vakaların tanısında değişiklik olmadı. Yaş ortalaması 47,4±17,8, 44(%51,8)’i erkek, 41(%48,2 )’si kadındı. Antrum biyopsilerinin %41,2’de korpus biyopsilerinin ise %49,4’ H. Pylori varlığı tespit edildi.

Antrumda 23 (%27,1) vakada İM, korpusta 13(%15,3) vakada İM tespit edildi. Tesbit edilen İM’nin tamamı komplet tip İM idi.

MUC2 ile hem antrum hem de korpusda izlenen İM’nin tamamı pozitif olarak reaksiyon verdi (p=0.000). MUC2’nin intestinal epitele duyarlık ve seçiciliği %100 olarak bulundu. Bu nedenle MUC2’nin intestinal epitelin tanısında kullanılabilecek önemli bir belirteç olduğu saptandı.

CDX2’nin İM’de antrumda %87, korpusta %92.3 oranında nükleer olarak eksprese edildiği gösterildi (p=0.000).

MUC5AC intestinal epitel oluştuğu zaman intestinal epitelden salgılanmamaktadır. İM’de korpusta %100, antrumda ise %78.3 salgılanmadığı tesbit edildi (p=0.000).

İnflamasyon, aktivite ve H. Pylori varlığında CDX2’nin sitoplazmik pozitifliği tespit edildi.

Helicobacter Pylori varlığında CDX2’nin sitoplazmik ekspresyonu antrumda (%74.3), korpusta (%76.2) olarak tespit edildi ki H. Pylori’nin yaptığı inflamasyon CDX2’nin sitoplazmik salınımını uyarmakta olduğu saptanmıştır (p=0.000). Sitoplazmada oluşan bu genin ürünleri intestinal epitel oluştuğu zaman nükleusa kaymaktadır.

İntestinal metaplazi mide kanserine giden süreçte bir basamaktır. Normalde intestinal kanal boyunca intestinal epitelin oluşumu, gelişimi ve düzenlenmesinde CDX2 bir orkestra şefi gibi rol almaktadır. İnflamasyonda ve H. Pylori varlığında CDX2’nin sitoplazmada var olması intestinal metaplazinin oluşmaya başlamasının bir bulgusudur. Bu bulgu intestinal epitelin genetik sürecini açıklamakta önemli adımdır.

Bir genin ve ürünlerinin normalde olduğu yer dışında herhangi bir yerde bulunması o genin normal yerinde iken olduğu gibi indükleyen ve inhibe eden faktörleri beraberinde götürmemektedir. Bu da kanser sürecini başlatan bir mekanizma olabilir. CDX2 bu anlamda midenin intestinal tip adenokarsinomlarının tetikçisi olabilir. Bu açıdan bakıldığında bütün bu basamakların başlangıcı olan H. Pylori gastriti kanserin öncüsüdür denilebilir.

Anahtar kelimeler: CDX2, intestinal metaplazi, Helicobacter Pylori, MUC2, MUC5AC.

DEMONSTRATING CHANGES OF THE CELL MORPHOLOGY IN

Benzer Belgeler