• Sonuç bulunamadı

1.7 Engelliler İle İlgili Mevzuatlar

2.1.2 Yerel Yönetimi Şekillendiren Unsurlar

Adem-i merkeziyet, yerinden yönetim, yetki genişliği, yerel yönetimlerin önemi, demokrasi, subsidiarite, yerel özerklik kavramları yerel yönetim olgusunu şekillendiren kavramlardır.

2.1.2.1 Adem-i Merkeziyet

Adem-i merkeziyetçiliğin önemli kavramlarından birini yerel yönetimler oluştur-maktadır103. Adem-i merkeziyet kavramı hukuki bakımdan yerinden yönetimi ifade için de kullanılmaktadır104. Adem-i merkeziyet siyasi ve idari; idari adem-i

102 Gözübüyük, a.g.e., s. 97-98.

103 Mustafa Ökmen, “Türkiye’de Merkezi Yönetim - Yerel Yönetim İlişkileri ve Yerel Yönetimlerin

Yeniden Yapılanması”, Türkiye’de Yerel Yönetimler, Haz.: Recep Bozlağan, Yüksel Demirkaya, Ankara: Nobel Yayınevi, 2008, s.46.

merkeziyet de hizmet yönünden ve yer yönünden adem-i merkeziyet olarak ayrılmaktadır.

Batıdaki sanayi devriminden elde edilen sonuçlar üzerine merkeziyetçi, bürokratik, otokratik nitelikli reformlar yapılmaya çalışılırken ülkemizde batıdaki bu gelişmenin aksine muhassıllık meclisleri gibi ademi merkeziyetçilik olarak değerlendirilebilecek uygulamalar yapılıyordu105. Merkeziyetçilik ve bürokratikleşme tanzimatın en önemli yönetim prensibi olmakla birlikte şartların zorlamasıyla ademi merkeziyetçiliğe de yer verilmişti. Bununla birlikte İttihat ve Terakki içinde merkeziyetçi geleneğin üstünlük sağlamasına bağlı olarak devlet yönetimi merkeziyetçi, devletçi ve otoriter bir yapıya kavuşmuştur106.

Siyasi yönden ademi merkeziyet yasama ve yargı erklerinin yerel düzeyde oluşturulup kullanılmasına imkan tanımaktadır. Bu ilkeye uygun olarak teşkilatlanan ülkelerde federasyonel, konfederasyonel yapılar oluşmaktadır. Üniter devletlerde yerel yönetimler kamu tüzel kişisi durumundadırlar. Buna karşılık federasyonlarda yerel yönetimler federe devletlere veya eyaletlere bağlı olmaktadır.

İdari ademi merkeziyetin birinci türü hizmet yönünden olanıdır. Bu tür idareler belli kamu hizmetlerinin görülmesi için teşkilatlanmıştır. İkinci türü ise yer yönünden yerinden yönetim birimleridir. Belediyeler, il özel idareleri ve köyler bu bölümde yer almaktadır. Mahalle yönetimleri ise tüzel kişiliğe sahip olmadığı için bu kapsama dahil olmamaktadır.

2.1.2.2 Yetki Genişliği, İdari Vesayet ve Yerel Özerklik

Merkezden ve yerinden yönetim bir arada uygulanırken yönetimde bütünlüğü sağlamaya matuf olarak yetki genişliği ile idari vesayet ilkeleri iki yardımcı araç olarak kullanılmaktadır. Yetki genişliği ilkesi tek bir tüzel kişilik içindeki teşkilat ve birimleri bütünleştirirken, idari vesayet ise merkezi yönetim - yerinden yönetim

105 Ökmen, a.g.e., s. 47. 106 Ökmen, a.g.e., s. 47-49.

kuruluşlarının birliğini sağlamaktadır107. “Yerinden yönetim yetki genişliğine dayanan merkezi yönetime göre daha güçlü bir yönetim biçimidir.”108.

“Yetki genişliği, merkezden yönetimin ilkelerinin yumuşatılmış bir şekli” olarak tanımlanmaktadır. Bu ilkeye istinaden yetki kullanan taşra idaresi, görev alanıyla ilgili konularda kendiliğinden karar alma ve uygulama gücüne sahip olmaktadır109.

Yetki genişliği ilkesiyle genel yönetimin taşra kuruluşlarındaki yüksek görevlilere belli konularda kendi başına karar alıp uygulama imkanı verilmektedir. Bununla birlikte yetki devrinde bulunan makamlar, aktarılan bu yetkiye istinaden alınan kararları ve yapılan uygulamaları denetleme yetkisine sahip bulunmaktadır; buna hiyerarşik denetim denmektedir110.

Yetki genişliği ilkesiyle merkezden yönetimin yumuşatılmasına çalışılırken yerinden yönetimin, yönetimin bütünlüğü üzerinde doğuracağı zafiyeti izale etmek üzere de idari vesayet ilkesine yer verilmiştir. Ayrı tüzel kişiliklere sahip yerel yönetimler ve kamu kurumları devlet tarafından kamu yararı amacıyla denetlenmektedir111.

Vesayet denetimi sınırsız ve dayanıksız olarak kullanılamaz; kanunla belirlenen esas ve usullere göre yerine getirilmesi, yerel yönetimlerin özerkliğinin korunabilmesi için mecburidir112.

Özerk yerel yönetimler bakımından özerklik, idari yönden kendi karar organlarıyla serbestçe karar alabilmelerini, mali yönden ise bu kuruluşların ayrı mal varlığı ve gelir kaynaklarına sahip olabilmelerini ve harcamalarını kendi karar organlarının kararlarıyla yapabilmelerini ifade etmektedir.

107 Cengiz Derdiman, Yeni Düzenlemelere Gore Yerel Yönetimler, İstanbul: Aktüel Yayınları,

2005, s. 6.

108 Zerrin Toprak, Yerel Yönetimler, İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, 1998, s. 9. 109 Gözübüyük, a.g.e., s. 100.

110 Derdiman, a.g.e., s. 6. 111 Gözübüyük, a.g.e., s. 101. 112 Gözübüyük, a.g.e., s. 101.

Yerel özerklik kavramı ise Avrupa Konseyince yerleştirilmeye çalışılan yöre halklarının özgürlüğüne saygı duyulması, merkezi yönetim vesayetinin tamamen ortadan kaldırılması, yerellik bilincinin geliştirilmesi, yerel yönetimlerin siyasi kurumlar üstü kuruluşlar haline getirilmesi gibi ilkeleri içermektedir113.

2.1.2.3 Yerel Yönetimlerin Önemi, Demokrasi, Subsidiarite, Yerel Özerklik, Yeniden Paylaşım

Yerel yönetimler; mahalli şartlar ve ihtiyaçların farklılığı, yerleşimlerin birbirine uzaklığı gibi fiziki durumlar ile sosyolojik yönetim ve demografik şartların ortaya çıkardığı ve yerel halkın yönetime katılarak daha iyi hizmet üretilmesinin sağlanması gibi ihtiyaçlardan doğmuştur114.

Yerel yönetimleri ortaya çıkaran sebepler fonksiyonel etkinlik ve demokrasi düşüncesi başlıklarında özetlenmektedir. Halkın yönetime katılması yoluyla idari sorumluluk bizzat hizmeti alanlar tarafından üstlenilmekte, seçilmiş yöneticiler üzerindeki denetim gücüyle de yakından denetlenebilmektedir.

Bir yandan hizmet sunulan alanın küçülmesine bağlı olarak toplum tercihlerinin tesbiti de o oranda daha isabetli ve kolay olmakta, diğer yandan yönetici olarak seçilecek kimseler daha yakından tanınabileceği için demokrasi daha etkili işleyebilmektedir. Kamu yönetimi alanındaki demokratikleşme çabaları, yönetime katılmaya olan kamuoyu ilgisini artırmış, bu arada yerel yönetimlerin önemini de artırmıştır. Yerel yönetimlerin önemi, yerel hizmetlerin yürütülmesinde verimli olmaları ve bu yolla merkezi idarelerin yükünü hafifletmeleri, teşebbüs kabiliyetlerinin yüksek olması, hemşerilik duyguları ve demokratik değerlerin gelişmesine katkıları ve güçlü merkezi hükümete karşı fren ve denge unsuru olmaları başlıklarında özetlenmektedir115. Özellikle halkın yönetime ve dolayısıyla ülke meselelerine ilgi göstermesi; demokrasi kültürü, terbiyesi ve tecrübesinin yerleşmesinde demokrasi okulu fonksiyonu gördüklerine de işaret etmek gerekir.

113 Ruşen Keleş, Kent ve Siyaset Üzerine Yazılar, İstanbul: IULA-EMME Yayını, 1993, s. 254. 114 Gözübüyük, a.g.e., s. 96.

115 Bilal Eryılmaz, Kamu Yönetimi: Düşünceler, Yapılar, Fonksiyonlar, 2. Baskı, Ankara, 2009, s.

Yerel yönetimlerin merkezi idareye karşı oluşturduğu korumanın özgürlüğün gelişmesine ve iktidarın geniş tabana yayılmasına önemli katkı sağladığına işaret edilmektedir. Diğer yandan, ekonomik kaynaklar ve hizmetlerin yeniden paylaşılması yoluyla düşük gelir gruplarına destek verilmiş olmaktadır116.

Subsidiarite kavramı henüz net bir tanıma kavuşmamış olmakla birlikte yerel yönetim alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Makamlar Komitesi’nin değerlendirmesine göre subsidiarite kavramını oluşturan temel ilke “kamusal sorumlulukların uygulanmasının genel olarak ve tercihen vatandaşlara en yakın makamlara bırakılmasıdır.”117. Hizmetten yararlananın halk olması sebebiyle hizmete en yakın yönetim, halka da en yakın yönetim olacaktır.

Türkiye, Avrupa Yerel Yönetimler ve Özerklik Şart’ını 1988 yılında onaylamıştır. Subsidiaritenin bu yolla iç hukuk alanına girdiği söylenebilir.