• Sonuç bulunamadı

Yerel Yönetim Merkezi Yönetim İlişkiler

Belgede Yerel yönetimler ve kültür (sayfa 93-97)

MODEL ÖNERİSİ

4.1. Yerel Yönetim Merkezi Yönetim İlişkiler

Merkezden yönetim (centralisation), “vatandaşlara sunulacak kamu hizmetlerinin, belediye, köy, üniversite, KİT, TRT gibi devletten ayrı kamu tüzel kişileri tarafından değil, doğrudan doğruya devlet tarafından yürütülmesini öngören bir ilkedir”. Bir başka deyişle bir devletin sınırları içersinde, kamu otoritesi ve kamu hizmetlerinin, devlet tüzel kişiliği adına, merkezi yönetim ya da merkezi yönetimin hiyerarşisi içinde yer alan tek bir merkezden yerine getirilmesine merkezden yönetim denilmektedir.147

Merkezden yönetimde tüzel kişilik tektir ve merkezi idare, devlet tüzel kişiliğini kullanan bakanlıklardan meydana gelmektedir. Kamu hizmetlerinin yürütülmesi merkezi yönetim tarafından gerçekleştirileceği için projeler merkez tarafından yapılmakta ve projelere yönelik kaynaklar merkezden karşılanmaktadır. Ayrıca, merkezi yönetimin taşradaki görevlerini yerine getiren bir taşra teşkilatı bulunmaktadır. Bu birim, merkezi yönetimin bir uzantısı konumunda olup, yetki genişliği ilkesine göre örgütlenmekte ve kendi başlarına hareket edememektedir.

Bir başka deyişle, merkezi yönetim, kendisine ait yetkilerden, taşraya ilişkin olanları, yetki genişliği ilkesine istinaden, kendi görevlendirdiği taşra

146

Coşkun ve Uzun,s. 53-55.

147

Kemal Gözler, İdare Hukuku, Bursa: Ekin, 2003,s.115–116.; Muzaffer Sener, Türkiye’nin Yönetim Yapısı, (İstanbul: Alan, 1986) 290; Şeref Gözübüyük, Yönetim Hukuku, Ankara: Turhan, 1998,s. 35.

yöneticilerine devretmektedir. Bu sayede kamu hizmetlerin yerine getirilmesinde, belirli ölçüde de olsa etkinlik ve verimliliği sağlamak istemektedir.148

Merkezi yönetimde karar mercileri merkeze bağlı olarak hareket etmekte olup, kararların merkez tarafından alınması esastır. Ayrıca, bu sistemde kaynakların tahsisi ve kullanılması, personel atamaları ve kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi ile ilgili işlemler merkezi yönetim veya merkezi yönetime bağlı kurumlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu sistemde merkez çok güçlü bir yapıya sahiptir.

Özellikle kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi sürecinde merkezi yönetim, son ve kesin karar merciidir. Merkezi yönetim sisteminde, yasama, yürütme ve yargı erkleri merkezde toplanmıştır. Bu sebeple devlet, başkent teşkilatı tarafından yönetilmektedir. Böyle bir örgütlenme modeli daha çok ulus devletlerde görülmektedir. Ancak her ulus devletin, mutlak olarak merkeziyetçi olması söz konusu olmamaktadır. Çünkü ulus devletlerde de, merkezi yönetim sisteminin yanında mutlaka, sınırlı da olsa, yerinden yönetim sistemine yer verilmektedir.149

Özellikle ulus devletlerde cok daha fazla söz konusu olan merkezi yönetim 1980 lerden sonra görev ve yetki paylaşımını yerinden yönetimlere devretmeye başlamıştır. Türkiye ise kısmı oranda bu paylaşımdan etkilense de hala vesayet denetiminin çok fazla olduğu görülmektedir.

Merkezi yönetimin ağırlıklı olarak uygulanmasının çok önemli faydaları bulunmaktadır. Özellikle bölünme ve terör tehlikesi altında olan ülkelerde, ülkenin birliğini ve bütünlüğünü sağlamada ve bölgeler arasındaki dengesizliklerin ortadan kaldırılmasında önemli roller üstlenmektedir. Diğer taraftan merkezi yönetim, uluslararası alanda ülkenin daha sağlıklı bir şekilde temsil edilmesini ve daha iyi ilişkiler kurulmasını da temin etmektedir.150

148

Ömer Köse, “Yerel Yönetim Olgusu ve Küreselleşme Sürecindeki Yükselişi”, Sayıştay Dergisi, Sayı: 52, Ocak-Mart, 2004,s.4.

149

Köse 5

150

Üniter bir yapıya sahip olan Turkiye de yerinden yönetimlerin güçlendirilmesi bölünme korkusunu arttırsa da daha fazla yerinden demokrasi ile yani yerel demokrasinin gelişmesi ile bazı ulusal kaygılar giderilebilir. Ayrıca gelişen yerel demokrasi ülkenin genel demokrasisine de yansıyacağı için ulusal bazı değerlerin pekişmesi ve güçlenmesi süreci daha hızlı olur.

Merkezden yönetimin bir diğer faydası da, kamu hizmetlerinin ülkenin her köşesine aynı şekilde ulaştırılması ve aynı biçimde uygulanmasıdır. Ayrıca hizmetlerin yerine getirilmesinde görev alan kamu çalışanlarının, yerel etkilerden ve baskılardan kurtulmalarını da sağlamaktadır. Diğer taraftan merkezi yönetim, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi için gerekli olan kaynak ve uzmanlaşma açısından da oldukça zengin olup, kaynakların doğru ve sağlıklı bir şekilde kullanılmasını temin etmektedir.151

Bütün kararların merkez tarafından alınması ve en küçük bir karar için dahi merkeze sorulması kırtasiyeciliği ve bürokrasiyi büyük oranda arttırmaktadır. Bunun doğal bir sonucu olarak da, kamu hizmetlerinin yerel ihtiyaçlara uygun olarak yerine getirilmesi güçleşmekte, hizmetlerin yerine getirilmesinde büyük çaplı gecikmeler ve aksamalar meydana gelmektedir.

Merkezden yönetim sisteminde, kamu görevlileri başkent teşkilatı tarafından atandığı için kamu görevlileri, kamu hizmetlerinin gereklerini yerine getirmekten ziyade, merkezi yönetimin emirlerini uygulamaktadır.

Merkezi yönetimin yoğun denetimi altında kalan yerel yönetimlerin modeli çok eskilere gitmekle beraber, günümüzde dahi ana çizgilerini sürdüren düzenleme Fransız Devrimi ve onu izleyen Napolyon döneminde yapılmıştır. Güçlü merkeziyetçi anlayış, iki yüz yılla yakın bir dönem devam etmiş olup, 1970’li yıllarda başlayan çalışmalarla güçlü merkeziyetçi yapı yumuşatılmaya yerel yönetimlerin güçlendirilmesine başlanmıştır. Fransa’da 1982 yılında yürürlüğe giren yeni bir yerel yönetim yasası ile adem-i merkeziyetçi sürece girilmiş, bu yasa ile yönetsel ve mali bütün yetkiler hükümetçe atanan valilerden alınarak, seçimle belirlenen meclislerin başkanlarına devredilmiştir.152

151

Gözler,s. 37; Köse,s. 6

152

Yerel yönetimlerin yeterli mali kaynaklara sahip olmaları, onlara güçlü ve özerk kuruluş niteliğini kazandıran en önemli öğedir. Bu çerçevede yerel yönetimler kaynak yönünden merkezi yönetime bağımlı kalmamalıdırlar. Gerçek anlamda demokratik ve güçlü yerel yönetim kurumuna sahip ülkelerde bu amacın gerçekleştirilmesinde başvurulan temel çözüm, ilke olarak yerel yönetimlere kimi vergileri toplama yetkisiyle birlikte kaynak yaratma yetkisinin tanınmasıdır.

Bu yetki, yerel yönetimlere, hizmet gereklerine uygun kaynak yaratma olanağı verme yanında, yerel topluluğun sağladığı akçal kaynakların harcanmasını daha titizlikle denetlenmesi ve dolayısıyla yönetsel etkililik ve verimliliğin daha üst düzeyde sağlanması sonucunu doğurabilir. Kuşkusuz ki bir çok durumlarda, merkezi yönetimin, yerel yönetimlere kaynak aktarması gerekmektedir.153

Burada önemli olan, yapılacak yardımların nesnel koşullarda gerçekleştirilmesini sağlayacak bir düzenin kurulmasıdır. Ülkemiz yerel yönetimlerinin mali kaynak konusunda yukarıda belirtilen üç alanda da önemli sorunları vardır. Bu birimlerin öz kaynak oluşturma imkanları çok sınırlıdır ve merkezi bütçeden alınan paylar yetersizdir. Mevcut demokratik sistemdeki aksaklıklardan ve particilik anlayışının cok fazla yaygın olması bu sorunları daha da derinleştirmiştir

Yerel yönetimlere kendi kaynağını kendisinin bulabilme yetkisi tanınmalıdır. Tabiki bu, harcamalarının tamamının bu yolla karşılanması anlamında değil fakat gerektiğinde ve uygun zemin oluştuğunda bu yetkileri de olmalıdır. Merkezi hükümetin burada yapması gereken; bölgeler arasındaki gelir farklıklarının ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler almaktır.

Yerel yönetim kurumunun oluşmasını sağlayan temel öğeler, yerel nitelikli kamu hizmetlerinin yürütülmesinde yetki ve sorumluluğun doğal olarak bu kuruluşlara bırakılmasını gerektirmektedir. Çünkü yerel nitelikli kamu hizmetlerini yürütme sorumluluğu ve yetkisinin yerel yönetimlere bırakılmasındaki sınır, bu kuruluşların gücünü belirleyen göstergelerden birisidir. Oysa ülkemizde yerel yönetimlerin görev alanları hem çok dardır, hem de bu alan

153

giderek başlangıçta öngörüldüğü sınırın da altına düşmüş, yerel yönetimlerin yetkisindeki birçok görev merkezi yönetimce üstlenilmiştir.154

Yerel yönetimlerin yetkilerinin merkezce üstlenmesi durumunda da yurttaş ile yerel yöneticiler arasındaki diyaloglar azalabileceği gibi yurttaş ile devlet arasın dada güven bunalımı yaşanabilinir.

Belgede Yerel yönetimler ve kültür (sayfa 93-97)