• Sonuç bulunamadı

2.4. Yeni İletişim Teknolojileri ile Birlikte Değişen Kimlik Algısı

2.4.2. Yeni ve Farklı Kimliklerle Karşılaşma Mekanı Olarak İnternet

İnternet üzerinden oluşturulan sosyal ağlar ile birlikte kimlik olgusu üzerinden yeni bir enformasyon alanı inşa edilmekte olup anlatıcılar bu ağlar ile birlikte kimlik olgusu üzerinden yeni bir enformasyon alanı yaratılmakta; anlatıcılar bu ağlar üzerinden yeni ve farklı kimlik örüntüleri ile karşılaşmakta ve bu olgular üzerinden kendi sosyal sermayelerini sınamakta, yeniden biçimlendirmekte ya da kendi sınırlarını koruma gereksinimi duymaktadır. Özellikle sosyal medya üzeriden toplumsal cinsiyet, kimlik olgusu, siyasal bilinç, inanç ve ahlak sistemleri gibi birçok olguya ait ortaya çıkan yeni bilgi akışına göre bu olguların etkileşimsel boyutu farklılaşmaktadır.

“… İnsanlar kendi dinlerini, inançlarını, fikirlerini seçme özgürlüğüne sahiptirler. Bunu da kendileri yaşayarak öğrenirler. Gerek internet şeyiyle. Değişmek isteyen insan zaten değişir. Bu internetle olan bir şey değil…” (G3, İç Anadolu Bölgesi,

E.).

“… Sonuçta internet ortamına da pek güven olmuyor. Ben okurum hani her görüşte okurum ama sonuçta kendi bildiğim bana yetiyor. Kur’an-ı Kerim varken internetteki çoğu şeye güvenmem sonuç olarak…” (G6, İç Anadolu Bölgesi, K.). “… Yine aynıydım yani inanç ve ahlak kavramım aynıydı. Değiştiriyordur tabi, katıldığın gruplar, üye olduğun siteler fikrinin değişmesine yavaş yavaş, bir okuyorsun, iki okuyorsun fikrin kaymaya başlıyor. İnsanı değiştiriyor. Olumlu yanları da vardır, olumsuz yanları da vardır…” (G13, Ege Bölgesi, K.)

Yeni iletişim teknolojilerinin bilişsel anlamda değişime etkisi; olumlu ya da olumsuz, var ya da yok, geniş ya da sınırlı ne şekilde olursa olsun anlatıcıların ifadelerinden çıkan genel kanı özellikle sosyal medya ile her ne kadar mutlak bir değişim olmasa bile uyarıcılara karşı hiç birinin algısının kapalı olmamasıdır. Ancak dini ve siyasi söylemlerde kimi anlatıcı internetin değişim ve dönüşüm gücüne daha fazla önem vermekte ve olumlu bakmaktadır.

“… Artık inanmıyorum. Benim şüphelerim vardı, girdim, araştırdım, işte “Sorgulayan” ve “Karikateist” diye grup var mesela sosyal medyada mesela orada gördüğüm ayetler vardı, onlara Diyanet’in ( T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı) sitesinden baktım ki gerçekten öylelermiş, ben bunların bir saçmalık olduğunu düşündüm ve o yüzden inanmıyorum yani. İlk başta belli başlı yargılarım vardı. Hani hiç detaya inilmemiş. Hani sadece herkesin belli çapta bildiği kadar şeyden dolayı desteklediğim şeyler vardı. Ama şimdi internetten her şeye ulaşabildiğim için onların sayfasına bakıyorum. Hani onların paylaştığı şeyleri sürekli takip edebiliyorum ya da eski olayları bilmem gereken şeylerin hepsi detaylı bir şekilde yazıldığı için hani artık daha detaylı bilgiye sahibim…” (G10, Ege Bölgesi, E.), “… Benim annemin babası hafızdı. Çok inanan bir aile dedem açısından ancak internetle birlikte ben sorgulamaya başladım özellikle bazı sayfalarla. Sorgulamaya başladıkça bende bazı şeylerin değiştiğini bazı şeylerin anlamını biraz biraz yitirdiğini gördüm. O yitirme biraz daha sorgulamayı getirdi. Ve özellikle internet din ve ahlak konularında çok farklı şeyler yarattı…” (G18, İç

Anadolu Bölgesi, K), “… Ben biraz deist kaçıyorum insanlara göre diğer

çevremdeki insanlara göre. Bunun belki çok büyük bir etkinliği de internettir. İnternet geneli insanın kendini sorgulamasını da sağlıyor. Tabi bu senin seçimine kalmış bir şey. Ben karikateisti beğenmeseydim, dinin üzerine bu kadar yoğunlaşmazdım sanırım. Yani hayatın pek çok şeyini değiştirdiğine inanıyorum siyasi olarak, dini olarak. Çünkü diğer insanların da ortak bilgisini senle paylaşmaları, senin de kendini sorgulamana neden oluyor…” (G22, Akdeniz

Bölgesi, E.).

Bu bağlamda anlatıcılardan G10, G18 ve G22’nin değişime açık oldukları ve hatta internet ile birlikte bilişsel anlamda değiştiklerini görmekteyiz. Bunun yanında G11, G12 ve G 19’un değişime sıcak baktıklarını ancak bu değişimin internet ile birlikte her kaynağın doğru olmayabileceği bu sebeple değişimden ziyade her bilginin derin bir araştırmaya da dayanması gerektiği üzerinde durmaktadırlar. Özellikle anlatıcılardan bir kısmının sosyal ağlar üzerinden etkileşime girilen enformasyona sıcak bakarken bir kısmının önyargılı ve değişime kapalı olduğu görülmektedir. Yeni iletişim teknolojileri üzerinden farkındalıklarını sorgulayan anlatıcılar; inanç ve değer yargılarında değişmekte ya da anlamaya çalışıp bu konuda geliştirmektedir.

“… İnsanlar baktıkları zaman kime inanacaklarını anlamıyorlar, saçmalıyorlar daha sonra hani benim bir arkadaşım vardı, ilk başta komünist oldu sonra tamamen sağa döndü ondan sonra şu an Hristiyan hani çok fazla özentilik var ondan dolayı…” (G11, Ege Bölgesi, E.).

“… Daha az zararsız görünen şeyleri daha fazla abartabiliyor. Yani bu konunun temelini araştırmak lazım. İnternetten sadece gördüklerimiz olmuyor. Ya birinci dereceden kaynakları dinlememiz lazım ya da kitaplara yönelmemiz lazım. Kimse bir başkasının fikrini okuyarak değiştirecek değil. O yüzden hala devam ediyor…”

(G12, İç Anadolu Bölgesi, K.), “… Bakış açımızı değiştirecek bir şey olduğuna

inanmıyorum. Yalnızca haberdar edilebiliyoruz, haberdar edildiğimizde çok farklı şeyler duyuyoruz. Sonuçta televizyondan da izliyoruz bazı şeyleri, gazetelerden de okuyoruz. Yalnızca internet üzerinden bir şeyler öğrenip hemen farklı fikirler düşünmemiz sağlıklı olmaz bence...” (G19, Doğu Anadolu Bölgesi, Erkek).

“… Değişimden ziyade inanç ve değer yargılarımın aslında ne olduğunu anladım. Çünkü hep genellikle babadan, imamdan, şeyhten veya papazdan öğrendiklerimizle toplumsal hayata atılıyorduk. Öyle gelip öyle gidiyordu. Ama artık farklı çünkü daha çok sınandık. İnançlarımızla sınandık, bilgimizle sınandık, ideolojimizle sınandık sosyal anlamda diyorum, sosyal medya anlamında diyorum. Çünkü bir ateistle karşılaşabiliyorum veya bir ateist bana bir soru sorabiliyor bu nedir, bunun cevabını eğer mantıklı bir şekilde veremiyorsam. Eğer ki inandığım inançlara göre veremiyorsam daha çok araştırmama vesile olur, daha çok eğiliyorum onun üzerine ve inançlarımı daha da kuvvetlendirdi diyebilirim. Şunu anladım, bize şeriat değil; tasavvuf lazım. Bunu anladım sosyal medya sayesinde…” (G20, Marmara Bölgesi,

E).

Genel olarak toplumsal paylaşım ağları, kullanıcılarının kendilerini ifade edebildikleri, diğer bir deyişle kimliklerini diledikleri gibi üretebildikleri için çeşitli olanaklar sunmaktadır (Toprak vd., 2014: 107-108). Anlatıcıların ifadelerinden çıkan genel anlayış ise teknolojinin toplumsal ve politik etkisinin tamamen onu nasıl kullandığımıza bağlı olduğu şeklindedir (Saphıro, 2002: 192). Temelde var olan fikirsel ayrılıklarda sosyal ağların etkisi doğrudan yok sayılmamakta ancak değişimin etkin noktası olarak görülmemektedir. İnternet üzerinden enformasyona erişim, bilginin doğruluğu ve geçerliliği sorgulanmakta değişimden ziyade etkileşimin sorgulanmasına ve gelişim noktasına odaklanılmaktadır.

Benzer Belgeler