• Sonuç bulunamadı

A. Yeni Medya Kavramı

1. Yeni Medyanın Gelişim Süreci

Günümüzde dünyanın en değerli markaları sıralamasında ilk sıralarda yer alan firmalar teknoloji firmalarıdır. Bunun başlıca nedeni ise çağımızın bilgi çağı ve bilginin en değerli sermaye olmasıdır. Üretim ve iş gücü faktörü ön plana çıkarak Sanayi Devrimi yaşanmış fakat teknolojiyle beraber sermaye ve gücü bilgi olmuş ve bilgi toplumuna geçilmiştir. Bu nedenle iletişim teknolojilerinin alt yapısını oluşturan internetin gelişim sürecini incelemek gereklidir.

Kelime anlamı olarak internet, birbiriyle bağlantılı ağlar anlamına gelmektedir. Genellikle Web ile aynı anlamda kullanılmaktadır. İnternet, genel iletişim protokollerine sahip bilgisayar ağlarından oluşmaktadır. Farklı bir ifade ile milyonlarca bilgisayarı ve bununla birlikte kullanıcıyı birbirine bağlayan küresel çapta bir bilgisayar ağıdır (Aslan ve Öner, 2006: 9). İnternet, bilgisayarların birbirleriyle ağlar aracılığıyla bağlanması sonucu ortaya çıkmıştır. Uluslararası olan internet kısaca bilgi iletişim ağıdır. Ağların ağları olarak da ifade edilmektedir. İnternetin fonksiyonel ortamı, şirketlerden bireylere, devlet kurumlarından kitle hareketlerinde bulunan topluluklara, ticari veya sosyal kültürel oluşumlara, kendilerini grafik bir ortamda tüm dünyaya tanıtma fırsatı sunmuştur (Dikener, 2011: 154-155).

34 Günümüzde elektrik ve su kadar doğal bir ihtiyaç olan internetin tarihi aslında çok da eski değildir. İlk defa 1970 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde 15 bilgisayarın birbirine bağlanması sonucu oluşturulmuştur. Bu sisteme ise ARPANET (Amerikan Gelişmiş Savunma Araştırmaları Dairesi Ağı) denmiştir. Bu sistemin ardından ilk e-posta gönderimi gerçekleşmiş ve hayatımıza elektronik posta kavramı girmiştir (Yerlikaya, 2004: 19-20). Daha sonrasında ise bilgisayarlar birbirlerine dosya gönderme alma işlemlerini yani FTP protokolünü gerçekleştirmişlerdir. ABD hükümeti tarafında tüm dünyaya yayılan bu sistem, kısa bir süre içerisinde büyük bir patlama göstermiştir. İnternet 1994 yılında ortalama 100’den fazla ülke ve yaklaşık 60 milyon kullanıcı bağlantı sağlamış ve büyük yeniliklere yol açmıştır.

İnternet, çeşitli iletişim teknoloji ağlarında bulunan kullanıcıların, zaman ve mekân fark etmeksizin, birbirleriyle aynı ağ üzerindeymiş gibi iletişim kurmalarını sağlayan bir teknolojidir (Mısırlı, 2017: 185). İnternetin çok kısa bir süre içerisinde yaygınlaşması, interneti hem bireyler hem de kurumlar için en önemli iletişim aracı haline getirmiştir. Bu anlamda internet kullanıcılarının artması çevrim içi sunulan hizmetlerin de çeşitliliğinin artmasına neden olmuştur. Çevrim içi hizmet, internet hizmeti sağlayan kurumlar aracılığıyla kullanıcılara işletme ürün ve hizmetleriyle ilgili bilgi, görsel araç ve gereçlerin sunulmasıdır (Güz vd, 202: 190). İnternet teknolojilerinde yaşanan bu gelişmeler, bilginin paylaşımı ve işlenmesi sürecinde zamandan ve maliyetten tasarruf sağlamıştır.

Şekil 3.1: 2020 Yılı Dünyada İnternet Kullanımı (We Are Social: 02.03.2020) Şekil 3.1’e göre dünya nüfusunun %59’u internet kullanıcısıdır. Dünya nüfusunun %49’u ise sosyal medya kullanıcısıdır. Hayatın her alanına etki eden internet ve onun alt yapısını kullanan yeni medya araçları işletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini hedef kitlelerine aktarmada en önemli araç haline

35 dönüşmüştür. Bu nedenle yeni medyanın temelini oluşturan Web’in gelişim süreçlerine değinmek gereklidir.

a) Web 1.0

Web kelimesi aynı zamanda internet kelimesiyle aynı anlamda kullanılmaktadır. Web’in birinci evresi ve adımı olan Web 1.0 statik, durağan ve etkileşimden uzak bir yapıya sahiptir. Ayrıca kullanıcı aktif ve etkin bir durumda değildir. HTML (Hyper Text Markup Language) yazılım dili içeren, düzenli olmayan aralıklarla güncellenen ve ilişkili dizilimi güçlü olmayan siteler, bilgileri kişi ve zaman hedefi gözetmeksizin sadece çevrim içi görünürlük elde etmek için yayınlanmaktadır (Aghaei akt: Kuş, 2016: 18). Web 1.0 günümüz Web sitelerine göre çok daha basit özelliktedir. Bilgi merkezli, salt okunur, bilişsel ağ teknolojisidir. İnternet kullanıcıları karmaşık bilgilere sahip olmadan kolaylıkla internet üzerinden Web sayfalarında gezinebilmektedir. Özetle, statik yapıda, hedef kitlesi kurumlar olan, durağan bir yapıda olan, HTML ve FTP teknolojisine dayanan bir sistemdir. Bu yeni Web teknolojisiyle beraber işletmelerin kurumsal iletişim faaliyetlerini kamularına aktarabileceği bir alan oluşmuştur.

Çizelge 3.3: Web’in Evreleri

Web 1.0 Web 2.0 Web 3.0 Web 4.0

 Bilgi merkezli ağ.  Salt okunur Web.  Bilişsel ağ.  İnsan merkezli Web.  Hem okunabilir hem de yazılabilir Web teknolojisi.  Makine merkezli Web.  Anlamsal ağ teknolojisi.  İş birliği ağı.

 Aracı merkezli ağ teknolojisi.  Akıllı web.  Web ile işbirliği

içerisinde olmak. Kaynak: Murugesen, 2010: 4

b) Web 2.0

İnternet kullanıcıları artık pasif durumda ve etkileşimden uzak bir yapıda olmaktan sıkılmışlardır. Bu durum gelişmeler ışığında Web 2.0 kavramını ortaya çıkartmıştır. Web 2.0, internet kullanıcılarının bilgiye ulaşmak dışında ayrıca bilgi üretip paylaşma ihtiyaçlarını kolayca giderebilecekleri web teknolojileri ve tasarım teknikleridir (Arslan, 2015: 195). Web 2.0 insan merkezli ve yazılabilir Web teknolojilerini ifade etmektedir. Web’in gelişimiyle beraber kullanıcılar etkileşimli,

36 hipermetinsel, çift yönlü ve çoklu ortam yapısına sahip bir Web sürümüne sahip olmuşlardır. Web 2.0 2004 yılında Tim O’Reilly ve O’Reilly Media tarafından yapılan araştırmalar ve çalışmalar sonucunda ortaya atılmıştır. Bu sayede bilgilerin çok daha hızlı yayıldığı bir sanal dünyanın kapıları açılmıştır. Web 2.0 ile birlikte kişisel eğlence mantığı artık kişisel yayıncılığa dönüşmüştür (Yengin, 2014: 120). Web 2.0 ile dinamik bir yapıya kavuşan internet aynı zamanda internet kullanıcılarına kolektif bir ortam sunmaktadır. Web 2.0, alt yapısında XML etiket dilini kullanarak internetteki bilgi kaynaklarından alınan izinler doğrultusunda sonsuz bir bilgi akışının gerçekleştirilmesini mümkün kılmıştır (Demirli ve Kütük, 2010: 97). Web 2.0 ile birlikte üreten tüketici kavramı ortaya çıkmıştır. Sosyal medya uygulamaları Web 2.0 teknolojisiyle mümkün hale gelmiştir. Ayrıca bu yeni teknoloji insan merkezli olmasından dolayı kullanıcı odaklı arayüz tasarımları kullanılmıştır. Bayrak’a göre tasarım ve tekniğin geliştirilmiş ve birleştirilmiş bu internet sürümü, yeni medya alanında yeni gelişmelerin ortaya çıkmasını sağlamıştır (Bayrak, 2015:451). Özetle Web 2.0, iletişim yönünden interaktif, enformasyonun akışı açısından dinamik bir yapıya sahip, geniş kitlelere aktarılabilen, bloglar ve wikilerin ön plana çıktığı, yayıncılık üretiminin başladığı, etkileşimli Web uygulamalarının çoğaldığı, Flash, Java ve XML gibi teknolojilerin kullanıldığı bir Web sürümüdür. Bu gelişmelerin başında da Web teknolojileri yer almaktadır.

37 c) Web 3.0

Web 3.0, makine merkezli ağ teknolojisini ifade etmektedir. Web 3.0 sistemi “Anlamsal Ağ” ya da “Semantic Ağ” olarak da tanımlanmaktadır. Anlamsal Web, veriyi hem makinelerin hem de insanların okuyabileceği ve anlayabileceği bir sistem yapısıdır (Gümüş, 2008: 10). Bu da makinelerin birbiriyle konuştuğu, anlamsal birleştiricilerin olduğu ve üreten tüketicilerin daha fazla yankı odalarında kalmalarını sağlayan bir sistem olarak açıklanmaktadır. Üçüncü nesil ağ olarak tanımlanan Web 3.0 tam anlamıyla yeni bir sistem değil Web 2.0’ın geliştirilmiş bir versiyonudur. Buradaki en büyük fark, üçüncü nesil ağda içeriklerin bilgisayar tarafından anlaşılmaya başlanmış olmasıdır. Google’da yapılan taramalarda “bunu mu demek istediniz” ibaresi, “bunlar da dikkatinizi çekebilir” gibi önerilen ifadeler bu sistemin en büyük göstergesidir (Kara, 2016: 3). Bu anlamda üçüncü nesil Web teknolojisi bilgi kaynakları arası anlamsal ağ ilişkisiyle büyük verinin oluşumunu hızlandıracak ve bilgi yönetimini kolaylaştıracaktır. Bununla birlikte kişiselleştirilmiş ve daha etkili arama sonuçları ortaya çıkacaktır. Anlamsal ağ, uygulama ve hizmet türleri üzerine kurulu bir sistemdir.

Özetle, çevrim içi bir iletişim olanağı sağlayan, taşınabilir ve kişisel bir yapıda olan, kişisel, yaratıcı, akıllı uygulamalar barındıran, anlamsal bağlantıları çözümleyen, RDF (kaynak tanımlama çerçevesi) sistemlerini kullanan üçüncü nesil ağ teknolojisidir.

d) Web 4.0

Web 4.0 Webos olarak da adlandırılmakta, simbiyotik, aracı merkezli ağ ve akıllı Web teknolojisi olarak tanımlanmaktadır. Web’in dördüncü seviyesi olan bu sistemde, yapay zekâ ile verilere ulaşma ve işleme süreleri kısalmaktadır. Buna göre yapay zekâ algoritmalarıyla anlık veriyi işleyerek öğrenmeyi hızlandırır ve anlamsal katmanlarla beraber tavsiyeleri, kurumsal zekânın sunduğu önerileri çok daha kolay bulmaktadır (Baloğlu, 2015: 41). Bu bakımdan Web 4.0, akıllı kişisel ajanlar, üç boyutlu sanal canlandırmalar, simülasyonlar ve sanallık kavramlarıyla ilişkilidir. Web’in dördüncü evresinde sanallık özelliğiyle beraber içeriği zenginleştirilmiş gerçeklik teknolojisi de ön plana çıkmaktadır. Ayrıca bu sistemle verilerin fiziksel nesnelerde depolanmasının yarattığı sorunlardan uzaklaşmak adına bulut bilişimlerin önemi de artmaktadır. Web 4.0 yeni bir kullanıcı etkileşim modeli sunar. Yapay zeka

38 teknolojisini kullanarak somut çözümler üretmeyi hedefleyen Web 4.0 aynı zamanda da en kapsamlı kişiselleştirilmiş arayüz imkanları sunmaktadır. Webos’un temel ilkeleri, doğal dil anlayışı, makineden makineye yeni model yaklaşımı, yeni arayüz tasarımları biçimindedir. Bu noktada Webos’un faydaları, ulaşılabilirlik, dağınık bilgisayar tabanlı bilgi araçlarının kullanılması, kişiselleştirilmiş arayüz ile geliştirilmiş kullanıcı deneyimi ve anlamsal ağın daha fazla sömürüsüdür.